Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

SAKİFE TOPLANTISININ TARİHİ BOYUTU

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    SAKİFE TOPLANTISININ TARİHİ BOYUTU

    Tarih Sakife toplantısını şöyle kaydeder:

    Pazartesi günü öğleye doğruydu. Resulullah (saa) vefat etti. O zaman Ebu Bekir Medine’nin dışında ’’Senh’’ denilen yerdeydi. Ömer ise Medine’deydi. Resulullah’ın yanına girmek için izin istedi. Yanında Muğiyre b. Şu’be ile birlikte odaya girdiler. Resulullah’ın üzerine attıkları bezi kaldırdığında ‘’ Resullah kötü bir vaziyette baygın düşmüştür’’ dedi. Fakat Muğiyre, ‘’ Vallahi Resulullah ölmüştür’’ dedi. Ömer bağırarak, ‘’ Yalan söylüyorsun Resulullah ölmemiştir; sen fitneci bir adamsın. Allah’ın resulü münafıkların kökünü kazımadıkça asla ölmez’’ dedi. (10) daha sonra Ömer dışarı çıkarak orada bulunanlarının arasında şunları söylemeye başladı:

    ‘’ Bazı münafıklar Resulullah’ın öldüğünü sanıyorlar. Resulullah ölmemiştir; O, ümmetinin gözünden kırk gün kırk gece kayba çekilen Musa gibi Allah Teala’nın yanına gitmiştir. Vallahi o yakında dönerek öldüğün sananların ellerini ayaklarını kesecektir.’’(11) Resulullah’ın öldüğünü söyleyenin kılıcımla boynunu vururum. Resulullah ölmemiştir; O, gökyüzüne çıkmıştır.’’ (12)

    O sırada Ümmü Mektum yüksek sesle Kur’an-ı Kerim’in şu ayetini okudu:

    -‘’ Muhammed, yalnızca bir peygamberdir. Ondan önce nice peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölürse ya da öldürülürse siz topuklarınızın üzerinde gersin geriye mi döneceksiniz?’’(13)



    Yine Resulullah’ın amcası Abbas b. Abdülmuttalib şöyle dedi:

    -‘’ Şüphesiz peygamber ölmüştür. Ben Abdülmuttalib oğullarının ölüm anında yüzlerindeki ifadeyi bilirim. Ben bu ifadeyi onun yüzünde gördüm.’’ Daha sonra oradakilere, ‘‘aranızda resulullah’tan (saa) kendi ölümü hakkında bir şey söylediğini duymuş olanınız var mı? Eğer varsa kalksın bize de söylesin.’’ dedi. Oradakilerin ‘’ hayır’’ demesi üzerine Abbas tekrar halka hitap etti: ‘’ Ey insanlar! Şahit olun ki, Resulullah’ın (saa) kendi ölümü hakkında bir şey söylediği kimse yoktur.’’(14)

    Ne Abbas’ın sözleri ne halkın onu onaylaması ve ne de Ümmü Mektum’un okuduğu ayetler Ömer’i susturamadı. Ağzından köpükler çıktığı halde etrafındakilere tehdit savuruyordu.(15)

    Nihayet Ebu Bekir geldi. ‘’ Muhammed, yalnızca bir peygamberdir. Ondan önce nice peygamberler gelip geçmiştir…’’ ayetini okuyup resulullah’ın vefat ettiğini doğruladı. Ömer, Ebu Bekir’e ‘’ Kur’an’da böyle bir ayet var mı?’’ diye sordu. Ebu Bekir, ‘’Evet’’ deyince Ömer sustu ve artık hiç ses etmedi. (16)

    Görüldüğü üzere bu ayet sahabinden Ümmü Mektum okumuş, Resulullah’ın amcası hz. Abbas b. Abdülmuttalib ve orada bulunan diğer sahabeler resulullah’ın vefatına şahitlik getirmişler ama ne hikmetse bunların şahitliği Ömer’e hiç fayda vermemiş! Fakat dostu Ebu Bekir gelip aynı ayeti okuyunca Ömer, onun şahitliğine inanmış Kur’an-ı Kerim’i iyi bilen birisi olmadığından olacak ki bir de o ayetin Kur’an’da olup olmadığını sormuş ve öyle sakinleşebilmiştir. Zira tarihçilerden hiçbiri Ömer’den başka hiçbir kimsenin resulullah’ın ölümünden şüphe ettiğini kaydetmez.

    Ömer dışarıda o halde iken hz. Ali, Resulullah’ın (saa) guslü ile meşgul idi. Amcası Abbas b. Abdülmuttalib ve amcaoğulları Fazl b. Abbas ile Kasım b. Abbas ve yine Resulullah’ın azat etmiş olduğu köleleri Usame b. Zeyd ile Salih, Ensar’dan Evs b. Huli birlikte hz. Ali’ye yardım ediyorlardı.

    Bunlar cenaze işleri ile meşgulken, tam bu sırada Ensar’dan Beni Said kabilesine ait olan Sakife (gölgelik) de kalabalık bir grubun peygamberin halifesini seçme niyetiyle toplandıkları haberi geldi. Bundan sonrasını Ömer’in ağzından dinleyelim. Ömer Sakife’yi şöyle anlatır:
    Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
    Hz.Peygamber (saa)

    #2
    SAKİFE TOPLANTISININ TARİHİ BOYUTU

    —Resulullah vefat edince Ensar’ın Beni Saide Sakifesi’nde toplandığı haberini aldık. Ben Ebu Bekir’e, ‘’ gidip Ensar’dan olan kardeşlerimize katılalım’’ dedim. Ebu Bekir önerimi kabul edince birlikte Sakife’ye gittik. Ali, Zübeyr ve beraberindekiler bizimle birlikte değildi.
    Sakife’ye ulaştığımızda Ensar’ın, Sad b. Ubade olduğunu söyledikleri ve ateşi olduğu için kilime sardıkları birini oraya getirdiklerini gördük.
    Biz de onların arasına oturduk. Çok geçmeden Ensar’dan biri kalkarak Allah’a hamd ve sena ettikten sonra şöyle dedi:
    ‘’Biz, Allah’ın dostları, İslam’ın kalabalık savaşçılarıyız. Fakat siz muhacirler sayıca az olan bir grupsunuz…’’


    Ben ona cevap olarak bir şeyler söylemek istedim. Fakat Ebu Bekir ‘’ Soğukkanlı ol’’ dedi ve kendi yerinden kalkarak konuşmaya başladı. Vallahi o konuşmasında benim söylemek istediğim hiçbir şeyi bırakmayıp aynısını ya da daha iyisini söyleyerek dedi ki:

    -‘’ Ey Ensar! Şüphesiz siz bu saydığınız güzel özeliklere layıksınız. Fakat hilafet ve önderlik sadece Kureyş’e layıktır; çünkü onlar soy açısından Arapların en seçkinidirler. Dolayısıyla ben hayrınızı düşünerek hilafet için bu ikisinden birini öneriyorum; hangisini seçip isterseniz biat edin. Daha sonra benimle Ebu Ubeyde’nin elini tutup onlara tanıttı. Sadece Ebu Bekir’in bu son sözünden hoşlanmadım.’’

    O sırada Ensar’dan biri kalkarak, ‘’ Biz Ensar, develerin sırtlarını sürterek kaşıdıkları ve gölgesine sığındıkları ağaç gibiyiz. Öyleyse siz muhacirler kendinize, biz de kendimize bir emir / önder seçelim.’’ dedi.

    Bu sözlerden sonra her taraftan tartışma yükseldi. İkilik ve ihtilaf baş gösterdi. Ben bu ortamdan yararlanarak Ebu Bekir’e, ‘’ Ey Ebu Bekir! Ellini uzat da sana biat edeyim.’’ dedim. Ebu Bekir de elini uzatınca ona biat ettim. Muhacirler de ona biat ettikten sonra Ensar da bize katılarak biat ettiler. Ebu Bekir’e biat ettikten sonra Sad b. Ubade’nin üzerine yürüdük…

    Bütün bunlardan sonra, bundan böyle hiç kimse Müslümanlara danışıp onların görüşün almadan hilafet konusunda birine biat ederse ne ona ne de biat alana itaat edin. Çünkü onların her ikisi de ölümü hak etmiş olurlar!’’ (17)

    Görüldüğü üzere Ömer, bu son söylemiş olduğu sözüne hiç de amel etmedi. Zira Ebu Bekir kendisinden sonra onu hilafete tayin ederken hiçbir Müslüman danışmadı. Ömer’in bu içtihadına göre hem kendisini hilafete atayan Ebu Bekir’in hem de kendisinin öldürülmesi gerekirdi!
    Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
    Hz.Peygamber (saa)

    Yorum


      #3
      SAKİFE TOPLANTISININ TARİHİ BOYUTU

      Ömer b. Hattab, Sakife olayının son bölümlerini ‘’ her taraftan tartışma yükseldi, ikilik ve ihtilaf baş gösterdi’’ cümleleriyle geçiştirmiş. Şimdi bu bölümü daha geniş bir şekilde ele alan Taberi’den izleyelim:


      —Ensar, Resulullah’ın (saa) cenazesini defnetme işini ailesine (Haşimiler’e) bıraktı ve Beni Saide Sakife’sinde toplanarak, ‘’Biz Muhammed’den sonra, hilafet için kendimize Sad. B. Ubade’yi seçiyoruz’’ dediler. Onlar (Ensar) hasta olan Sad b. Ubade’yi kendileriyle birlikte oraya getirmişlerdi.

      Sad b. Ubade Allah’a hamd ve sena ettikten sonra dinde Ensar’ın geçmişini, İslam’da fazilet ve üstünlüğünü saydı; kendilerinin Resulullah’a (saa) ve ashabına karşı saygılarını, düşmanlarla savaşlarını hatırlatarak resulullah’ın kendilerinden razı olarak dünyadan göçtüğünü vurguladı.


      Sonra dedi ki: ‘’ Ey Ensar! Şimdi hilafete kendiniz geçin ve onu başkalarına bırakmayın.’’Sad’ın bu konuşmasından sonra Ensar, hep bir ağızdan bağırarak, ‘’ Doğru söylüyorsun. Biz asla senin sözünden çıkmayız ve seni halife seçiyoruz.’’ dediler.

      Bu kesin karardan sonra aralarında bazı konuşmalar geçti ve sonunda dediler ki: ‘’ Kureyş muhacirleri bizim bu kararımızı kabul etmeyip, ‘’ biz muhacirler, resulullah’ın ilk yardımcıları, ev akrabalarıyız. Resulullah’ın hilafeti konusunda bize karşı muhalefet etmeye hakkınız yoktur.’’ derlerse, onlara ne cevap verelim?

      Bunun üzerine onlardan bazıları, ‘’ Bu durumda, biz kendimize siz kendinize bir halife seçin, diyelim’’ dediler. Bunun üzerine Sad b. Ubade, ‘’bu bizim ilk yenilgimiz ve gerilememiz olur’’ dedi.(18)

      Ebu Bekir ve Ömer bunları duyunca Ebu Ubeyde Cerrah ile birlikte Beni Saide Sakifesi’ne koştular. Useyd b. Huzeyr, Uveym b. Saide, Asım b. Adiy ve amcaoğullarından (19) bir grup da onlara katılıp hep birlikte orada düzenli bir şekilde oturdular.

      Ebu Bekir, Ömer’in o toplukta konuşmasını engelledikten sonra kendisi yerinden kalkarak Allah’a hamt ve sena edip peşinden muhacirlerin geçmişini, onların resulullah’ın peygamberliğini diğer Araplardan önce doğruladıklarının hatırlatıp şöyle dedi:

      ‘’ Muhacirler yeryüzünde Allah’a ibadet eden ve peygamberine iman eden ilk insanlardır. Onlar resulullah’ın yakın dostları ve akrabalarıdır. Bu yüzden ondan sonra hilafete diğerlerinden daha layıktır. Bu konuda zalimlerden başka hiç kimse onlarla tartışmaz.’’

      Ebu Bekir’in bu konuşmasından sonra Ensar’ın fazileti hakkında da konuşarak şöyle devam eti:

      Elbette ilk muhacirlerden sonra bizim yanımızda hiç kimse sizin makamınıza sahip değildir. Hükümet bizim, vezirlik de sizin olsun.

      Bunun üzerine Habbab b. Munzir (20) kalkarak Ensar’a şöyle hitap etti:

      Ey Ensar! Hükümeti kendiniz ele geçirin. Onlar sizin sayenizde yaşamaktadırlar, hiç kimse size itaatsizlik cesareti gösteremez. O halde ikilik ve ihtilaftan sakının; çünkü ihtilaf işinizi bozar, sizi yenilgiye uğratıp hükümeti elinizden çıkarır. Eğer bunları kabul etmez ve duyduklarınızdan başka bir şey söylemezlerse bu durumda biz kendi aramızdan birini emir seçeriz, onlar da kendi aralarından birini seçsin!

      O sırada Ömer yerinden kalkarak şöyle dedi:

      ‘’ Böyle bir şey imkânsızdır. İki kılıç bir kına sığmaz. Vallahi Arap sizin hükümetinizi kabul etmez; çünkü peygamberleri sizden değildir. Arap, peygamberin kavminin hükümetini kabul eder; buna asla karşı çıkmaz. Bize muhalefet edenlere karşı bizim şöyle sağlam delilimiz var: hükümet konusunda günahkâr, sapık ve helak vadisine düşenlerden başka kim resulullah’ın kavminden olan bize karşı muhalefet edip Muhammed’in hükümetini bizim elimizden çıkarmaya çalışır?’’
      Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
      Hz.Peygamber (saa)

      Yorum


        #4
        SAKİFE TOPLANTISININ TARİHİ BOYUTU

        Habbab tekrar kalkarak şöyle konuştu:

        Ey Ensar! El ele verin, bu adamla arkadaşlarının sözlerini dinlemeyin; aksi durumda hükümet ve önderlik konusunda hakkınızı kaybedersiniz. Sizin istediğinizi kabul etmezlerse, onları toraklarınızdan çıkartıp kendi isteğinizi yapın ve hükümeti kendi elinize alın. Vallahi siz hükümete onlardan daha layıksınız. Çünkü kâfirler sizin kılıçlarınız karşısında teslim olup bu dini kabul ettiler.
        Bu zayıfların ve güçsüzlerin sığınağı ve develerin sırtlarını kaşımak için sürttükleri ağaç gibiyiz. İşte bu yüzden tekrar savaş ve kan dökmeye başlamak için sizin iradeniz yeterlidir diyorum.


        Bunu duyan Ömer, ‘’ Allah canını alsın senin’’ dedi. Habbab ise ‘’ Allah senin canını alsın!’’ cevabını verdi. Bu durumu gören Ebu Ubeyde, Ensar’a şöyle hitap etti:

        Ey Ensar! Siz resulullah’ın yardımına koşan kutlu İslam dinini savunana ilk kişilerdiniz. O halde şimdi de dini değiştiren ve dönüştüren ilk kimseler olmayın!

        Saha sonra Beşir b. Sad el- Herzeci Ebu Numan Beşir kalkarak şöyle konuştu:


        Ey Ensar! Vallahi bizler müşriklerle savaşta ve İslam dinini kabul etmede yüce bir makama ulaştık. Bu yolda Rabbimizin rızasına, peygamberimizin (saa) emrine itaat ve nefisimizi yetiştirmek dışında bir şey istemiş değiliz. O halde o kadar faziletlere sahip iken insaflara zorbalık etmemiz, onları minnet altında bırakmamız, dünya mal ve mevkilerine kavuşmak için onu araç etmemiz yakışmaz. Allah bizim velinimetimizdir; bu konuda O, bizi minnet altında bırakmıştır.
        Ey Ensar’ şunu bilin ki Muhammed (saa) Kureyş’tendir ve onun kabilesinden olanlar ona daha yakındırlar. Dolayısıyla onun hükümetine geçmeye, onun kabilesi diğerlerinden daha layıktır. Allah Teala hükümet konusunda onlara muhalefet etmeyi bana göstermesin. O halde siz de Allah’tan korkun ve onlara muhalefet etmeye kalkışmayın. Hükümet konusunda onlarla kavga etmeyin.

        Beşir’den sonra Ebu Bekir kalkarak dedi ki: ‘’ Bu Ömer ve Ebu Ubeyde’den hangisine isterseniz biat edin.’’

        Ama Ubeyde ve Ömer bir ağızdan, ‘’ Vallahi aramızda sen olduğun halde biz böyle bir makamı üzerimize alamayız…’’dediler.(22)

        Sonra Abdurrahman b. Avf şöyle dedi:

        Ey Ensar! Her ne kadar sizin yüce bir makamınız varsa da buna rağmen aranızda Ebu Bekir, Ömer ve Ali gibileri yoktur!’

        Munzir b. Erkam da kalkarak Abdurrahman’a şöyle dedi:

        Biz ismini söylediğin kimselerin üstünlüğünü inkâr etmiyoruz; özellikle onlar arasında öyle birisi var ki hükümet ve emirlik için ileriye çıksaydı (hz. Ali’yi kast ediyor) hiç kimse ona muhalefet etmezdi.(23)

        Bunun üzerine Ensar ile bazı muhacirler, ‘’ Biz yalnız Ali’ye biat ederiz.’’ diye bağırdılar.(24)
        Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
        Hz.Peygamber (saa)

        Yorum


          #5
          SAKİFE TOPLANTISININ TARİHİ BOYUTU

          Ömer şöyle nakleder:

          Bunun üzerine her taraftan gürültü ve bağrışma sesleri yükselmeye başladı. Her köşeden anlaşılmayan sözler duyuluyordu. İhtilafın düzenimizi bozmasından korkarak Ebu Bekir’e ‘’ elini uzat da sana biat edeyim.’’ dedim. (25)

          Ama Ömer Ebu Bekir’in elini tutup biat etmeden önce Beşir b. Saf daha önce davranarak Ebu Bekir’in elin tutup ona biat etti!
          Olayı seyreden Habbab b. Munzir bağırarak Beşir’e şöyle dedi:

          Ey Beşir! Ey ailesinin lanetine uğramış! Amcam oğlunun hükümete geçmesini kıskanarak akrabalık bağlarını mı kopardın.(26)

          Beşir dedi ki:
          Hayır, vallahi; ben sadece Allah’ın bu kavme vermiş olduğu hak üzerinde onlarla kavga etmek istemedim.

          Evs kabilesi bir taraftan Beşir b. Sad’ın bu hareketini ve Kureyş’in iddiasını, diğer taraftan da Hazreç kabilesinin Sad b. Ubade’yi hükümete geçirmekten güttükleri hedefi görünce, aralarında Useyd b. Huzeyr’în de bulunduğu bazı kişiler kendi kabilelerinden olan diğer bazılarına şöyle dediler:


          Vallahi Hazreç kabilesi bir kere de olsa hilafete geçecek olursa devamlı size övünecek ve hiçbir zaman sizleri hilafete ortak etmeyecektir. O halde kalkın Ebu Bekir’e biat edin.(27)


          Bunun üzerine hepsi kalkıp biat etmek için her taraftan gelip izdiham yarattılar; neredeyse bu arada hasta olan Sad b. Ubade ayaklar altında ezilecekti. Sad b. Ubade’nin akrabalarından biri,’’ Sad’ı ayaklarınızın altında ezmemeye dikkat edin’’ diye bağırdı. Ömer ise ‘’ Allah canını alsın, öldürün onu!’’ diye cevap vererek önündeki insanları kenara itip Sad’a ulaşarak,’’ vücunda sağmal bir uzuv kalmayacak şekilde ayaklarımın altında çiğnemek isterim seni!’’ dedi.
          Babasının yanı başında olan Kays b. Sa’d yerinden kalkarak Ömer’in sakalını tutup, ‘’ Vallahi babamın başından bir kıl eksiltecek olursan, ağzında sağlam bir dişin kalmaz!’’ dedi. Ebu Bekir de Ömer’e ‘’ Sakin ol ey Ömer! Böyle bir durumda yumuşaklık göstermek daha etkilidir.’’ dedi.(28)

          Ebu Bekir’in bu sözleri üzerine Ömer, Kays’a sırtını dönerek oradan uzaklaştı. O sırada Sad b. Ubade Ömer’e dedi ki: ‘’ Vallahi eğer hasta olmayıp ayağa kalkabilseydim, Medine sokaklarında öyle kükrerdim ki, korkudan sen ve arkadaşların saklanacak köşe arardınız. Bu durumda vallahi seni düne kadar elleri altında olduğun kimselerin yanına gönderirdim; onların efendisi olamazdın!’’

          Sonra kendi arkadaşlarına dönerek, ‘’ beni buradan uzaklaştırın’’ dedi. Bunun üzerine onu evine götürdüler.
          Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
          Hz.Peygamber (saa)

          Yorum


            #6
            SAKİFE TOPLANTISININ TARİHİ BOYUTU

            Beni Saide sakifesi’nde Ebu Bekir’e biat ettikleri gün Ömer kollarını sıvayıp Ebu Bekir’in önünde koşarak, ‘’ Dikkat! Dikkat! Halk Ebu Bekir’e biat etti!’’ diye bağırıyordu. (29)

            Sakife’de Ebu Bekir’e biat ettikten sonra biat edenler gelin götürüyormuşçasına onu sevinçle mescide götürdüler. Ebu Bekir çıkıp Resulullah’ın (saa) minberine oturdu. Akşama kadar halk gelip ona biat etti. Biat işi Salı akşamına kadar sürmüş, onlar, Resulullah’ın (saa) cenazesini defnetmeyi unutmuş ve kendi işleriyle meşgul olmuşlardı. (30)

            ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
            10) Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6 s.219
            11) Tarih-i Taberi, Avrupa baskısı, c.1, s. 1818
            12) Tarih-i Ebu’l-Fida, c.1, s. 164
            13) Al-i İmran: 144. Tabakat, İbn Sad, c2, böl. 2 s. 57; Kenzü’l- Ummal c.4 s. 53 hadis: 1092 Tarih-i İbn Kesir, c.5 s. 243
            14) Tabakat, İbn Sad, c.2 böl.2, s. 57; Tarih-i İbn Kesir, c.5 s. 23; Kenzu’l Ummal, c.4, s.53 hadis 1092
            15) Ensabu’l- Eşraf, Belazuri, c.1, s.567; Tabakat, İbn Sad, c.2. böl 2. s. 53; Kenzu’l Ummal, c.4 s. 53;v.d.
            16) Tabakat, İbn Sad, c.2, böl.2, s.5; Tarih-i Taberi, c.1 s. 1817-1818; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s. 243; Sünen-i İbn Mace, hadis: 1627
            17) Sahih-i Buhari, Kitabu’l Hudud, ‘’ Recmu’l- hebla minez-zina’’ babı, c.4, s. 120
            18) Tarih-i Taberi, hicretin 11. yılında vuku bulan olaylar, c.2 s. 456 ve Avrupa baskısı, c.1 s. 1838; Tarih-i İbn Esir, c.2 s. 125; Tarih’l Hulefa, İbn Kuteybe, c.1 s. 5; v.d.
            19) Sire-i İbn Hişam, c.4, s. 339
            20) Hubab b. Munzir b. Cemuh b. Zeyd b. Heram b. Kab b. Ganey b. Kab. B Selemi el- Ensar Bedir savaşını ve Resulullah’ın (saa) diğer savaşlarını görmüş ve Ömer’in hilafeti döneminde vefat etmiştir. Bkz. El- İstiab, el-İsabe’nin haşiyesinde, c.1, s. 353; el-İsabe, c.1 s. 302; Usdu’l- Gaba, c.1, s. 364; v.d.
            21) Hz. Ali (as), Ömer ve diğer muhacirlerin Ensar’a karşı sunmuş oldukları bu delili duyuca şöyle buyurdu: ’’ Peygamberlik ağacı ile delil getirdiler, oysa onun meyvesini zayi ettiler.’’ Çünkü peygamberlik ağacının meyvesi Resulullah’ın (saa) Ehl-i beyti’dir. Ama muhacirler ( Ömer- Ebu Bekir) hükümeti ele geçirmek için (hep peygamberin kavmi olduklarından bahsettiler, fakat peygamberin kendi aşiretini) görmezlikten geldiler.- Şerhu Nechü’l- Belağa, İbn Ebi’l- Hadid, 1. baskı c.2 s. 2
            22) Bu konuşmalar uzun olduğunda özet şeklinde nakledilmiştir.
            23) Bunu Yakubi, yukarıdaki olayları kaydettikten sonra tarihi’nin 2. cildinin 103. sayfasında kaydeder. Zübeyr b. Bekar da bunu el- Muvaffakiyyat adlı kitabının 579. sayfasında kaydeder.
            24) Tarih-i Taberi, c.3 s.208 ve Avrupa baskısı, c.1 s. 1818 İbrahim’den naklen. İbn Esir de kendi tarihinde c.2 s. 123 şöyle der: ‘’ Ömer, Ebu Bekir’e biat ettikten sonra Ensar bunu söyledi!’’
            25) Sire-i İbn Hişam, c.4 s. 336 ve ‘’ Filte’’ hadisini kaydeden bütün kaynaklar.
            26) Tarih-i Taberi, c. 1.s 1842, Avrupa baskısı
            27) Bekir Cevheri, es-Sakife adlı kitabında şöyle yazar: ‘’ Evs kabilesi, Hazreç kabilesinin ileri gelenlerinden birinin Ebu Bekir’e biat ettiğini görünce, Evs kabilesinin ileri gelenlerinden sayılan ve Sad b. Ubade’nin rakibi olan Useyd b. Huzeyr, Sad b. Ubade’ye güttüğü düşmanlık yüzünden onun hilafete ulaşmaması için Ebu Bekir’e biat etti. ‘’ Şerhu Nechü’l Belağa, c.2. s.2 ‘’ Ve Min Kelamin Lehu Fi Ma’ne’l- Ensar’’ hutbesinin şerhinde.
            28) Burada iki halifenin birbirinden tamamen farklı iki çeşit ‘’ sertlik’’ ve ‘’ yumuşaklık’’ siyasetinin uyguladığınız görüyoruz.
            29) Es-Sakife, Ebu Bekir Cevheri; Şerhu Nechü’l-Belağa, İbn Ebi’l Hadid, c. 1 s. 133 ve farklı bir ifadeyle s. 74’te.
            30) El-Muvaffakiyet, Zübeyr b. Belkar, s. 578; Er-Riyazu’n- Nazira, c. 1 s. 164; Tarih’l- Hamis, c.1 s. 188
            Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
            Hz.Peygamber (saa)

            Yorum


              #7
              SAKİFE TOPLANTISININ TARİHİ BOYUTU

              Hz. Ali’ye (as) Götürülen Biat Teklifleri


              Hz. Ali as, Resulullah’ın (saa) cenaze işleri ile meşgul iken siyasi tahminleri güçlü olan Ebu Süfyan, Müslümanlar arasında ihtilaf çıkarmak maksadıyla hz. Ali’nin yanına gidip ona şöyle dedi:

              ‘’ Eliniz uzat ki ben sana biat edeyim ve senin elini Müslümanların halifesi unvanıyla sıkayım. Eğer ben sana biat edersem Abdülmenaf oğullarından hiç kimse sana muhalefet etmeyecektir. Ve eğer Abdülmenaf oğulları sana biat ederlerse, Kureyş’ten hiç kimse sana muhalif olmayacaktır. Ve sonunda bütün Araplar senin halifeliğini kabul edeceklerdir.’’

              Hz. Ali (as), Ebu Süfyan’ın bu sözlerine hiç ehemmiyet vermedi ve onun kötü niyetini anladığı için ona şöyle cevap verdi:

              ‘’ Ben şimdilik peygamberin cenazesi ile meşgulüm.’’


              Ebu Süfyan’ın teklifi ile aynı ya da ondan daha önce Abbas da yeğeni olan Ali’ye biat etmek istemiş fakat imam onu da reddetmiştir. Abbas’ın bu teklifinden çok geçmeden bir tekbir yükseldi. Hz. Ali, Abbas’tan bunun sebebini sorunca Abbas şöyle cevap verdi:


              ‘‘ Ben, sana bazılarının senden önce biat almak istediklerini söylemedim mi?
              Ben, sana biat etmek için elini bana uzatmanı teklif etmedim mi? Fakat sen bunu kabul etmedin, şimdi ise başkaları senden önce davrandı.’’

              Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
              Hz.Peygamber (saa)

              Yorum


                #8
                SAKİFE TOPLANTISININ TARİHİ BOYUTU

                HZ. ALİ (AS) NEDEN BU TEKLİFLERİ KABUL ETMEDİ?
                Şunun için:

                Hz. Ali (as) ya Allah tarafından tayin edilen bir önderdir ya da değildir. Şayet imamlığı Allah tarafından tayin edilmişse, o takdirde başkalarından biat alması gerekmez. Zira böyle birinin bu makam için başkalarından biat alması, onun Allah’ın tayinine karşı su-i zan taşıdığını (itina etmediğini) gösterir. Buna ilaveten imam olan birinin böyle bir şey yapması, hilafet/ imamet makamının ilahi bir makam olduğu gerçeğini tahrip ettiği gibi, o makamın ‘’ seçmeli’’ bir makam olduğunu da teyit etmiş olur. Hak ehli, dürüst ve namuslu birinin makam uğruna hakikatlerin üstünü örtmeye ve gerçekleri tahrif etmeye yeltenmeyeceği düşünülürse, masum olan bir imamın bunu yapması hiç düşünülemez.

                Şayet imam Ali (as) Allah tarafından tayin edilmiş bir imam değil ise o takdirde onun halifeliğe seçilmesi, aynen Ebu Bekir’in seçimi gibi olacaktı. Ebu Bekir’in en samimi dostu Ömer b. Hattab, onun halife olarak seçimi hakkında şöyle demiştir:

                ‘’ Ebu Bekir’in hilafete seçimi bir oldubittiye getirildi, fakat Allah onun şerrini engelledi.’’ (35)(Tarih-i Taberi, c.3,s. 205; Sire-i İbn Hişam, c.4, s. 308)

                Hepsinden daha önemlisi Ebu Süfyan’ın teklifinde en küçük bir iyi niyetin olmamasıydı. Onun bu teklifi yapmasından ki tek hedefi, Müslümanlar arasında ayrılık ve nifak üretmek, onları tekrardan cahiliye dönemine döndürmekti. Böylece İslam’ın yeni filizlenmiş ağacının kökü kuruyacaktı.

                Ebu Süfyan, hz. Ali’nin (as) evine gidip birkaç övücü şiir söyledi. Bu şiirlerden ikisinin tercümesi şöyledir:

                ‘’ Ey Haşimioğulları! Sessizliği bozun ki insanlar, özellikle Teym ve Adi kabileleri sizin hakkınıza göz dikmesinler.
                Hilafet işi sadece sizin içindir ve Ali’den başkasının bu iş için salahiyeti yoktur.!’’(36)( ed-Dereceti’l-Rafie, s. 87)

                Hz. Ali (as) da kinaye yoluyla onun kötü niyetine işaret ederek şöyle buyurdu:

                ‘’ Sen öyle bir işin peşindesin ki, biz onun ehli değiliz!’’

                Yine aynı Ebu Süfyan, peygamberin halifesi konusunda Müslümanların arasındaki kargaşaları sezince şöyle diyordu:

                ‘’ Öyle bir tufan görüyorum ki, bunu kandan başka bir şey durduramaz.’’ (37)( a.g.e. c.2, s. 44, Sakife-i cevheri kitabından naklen.)

                Ebu Süfyan’ın bu sözü doğru bir sözdü. Gerçekten de şayet Haşimilerin (İmam Ali’nin) fedakârlığı olmasaydı bu kargaşa tufanını kandan başka bir şeyi durduramazdı. Nitekim hz. Ali as da bu felaket tufanına dikkat çekerek şöyle bir çıkış yolu sunmuştur:

                -‘’ Ey insanlar! Fitne dalgalarını kurtuluş gemileriyle aşın; birbirinizden nefret etme yolunu yarın, geçin; övünme (gurur) taçlarını başınızdan atın… Bir şey söylersem derler ki, baş olmaya hırsı var. Sussam derler ki ölümden korkar… And olsun Allah’ı ki, Ebu Talip’in oğlu, çocuğun anasının memesine düşkün olmasından daha düşkündür ölüme. Bir de şu var; öyle gizlenmiş bir bilgiye sahibim ki, açsaydım size, derin mi derin kuyulara sallanmış ipler gibi sallanırdınız, titrerdiniz.’’ (38)( Nechü’l- Belağa, hube: 5)
                Hz. Ali (as) bu konuşmasında bahsettiği bilgisi, ihtilaf ve ayrılıkların getireceği korkunç neticeler olan bilgisidir. Zira o kıyam ve iç savaşların İslam camiasının dağılmasına ve Müslümanların pek çoğunun cahiliye inançlarına geri dönmesine sebep olacağını biliyordu.

                Ehlibeyt dosyası (Hasan Kanaatlı) kitabından yararlanılmıştır.
                Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
                Hz.Peygamber (saa)

                Yorum

                YUKARI ÇIK
                Çalışıyor...
                X