bu hanim muaviyenin cagdasidir. o da diger Ali ashabi gibi yüksek alevi mektebini himaye ediyor ve savunuyordu.
Bir gün Muaviye, Amr b. As ve Mervanla oturmustu. o esnada yasi iyice ilerlemis olan bu hanm yanlarina gelir. muaviye ona "hangi sartlada yasaminizi sürdürmektesiniz?" diye sordugunda söyle cevap verir. biz öyle sartlarda yasiyoruz ki nimete nankörlük eden ve bize kötü muamele icerisine giren yönetici bir zümreyle karsi karsiyayiz. fakat:
"bizim kelimemiz yüce, peygamberimiz muzafferdir. ama ondan sonra siz bizim üzerimizde yönetici oldunuz; biz ona sizden daha yakin oldugumuz halde, siz ona yakinliginizi delil getirdiniz bu is icin. biz simdi sizin icinizde, israilogullarinin, firavun ailesi yaninda sahip oldugu konumda bulunuyoruz. halbuki Ali b. ebi talib peygamber katinda, harunun musanin yanindaki konumuna sahipti. bizim sonumuz cennet, sizinki ise atestir"
O, muaviye hakkinda bu sözleri tam bir aciklik ve belagat icerisinde söylemistir. onun hakkinda söyle demislerdir:
"Konusma yaptigi zaman, aciz birakir. (normal) konustugu zaman ise kisa ve öz konusur"
Bir kimsenin, iyi konusmasi ve fakat iyi bir söze sahip olmamasi mümkündür. ancak bu hanim, iyi bir msaji vardi. konusmasinin basinda "kelimemiz yücedir" demisti. cünkü:
"Allahin kelimesi yüce olandir" (tevbe 40)
yani: bizim mantigimiz, Allahin mantigi olup daima yücedir, muzafferdir. "peygamberimiz muzafferdir"; cünkü yüce Allah, kurani kerimde hem kendi kelimesinin yüceliginden hemde Allah rasululün galibiyetinden söz etmistir:
"Allah yazmistir. andolsun, ben galip gelecegim ve peygamberlerim de" (mücadele 21)
yani Allah kararlastirmistir ki benim dinim ve dinimi koruyanlarla mesaj-alarm, özel bir zaferden/yardimdan nasiplenirler.
Daha sonra hanim, "haksiz yere bizi yönetmektesiniz" demistir. yani siz bize karsi zalim bir yönetim sergilemektesiniz. halbuki sizin, Allah resulüne yakinlik seklindeki velayet senediniz, bizim adimiza uygundur, biz resuli ekreme sizden daha yakiniz. bir maalesef sizin yönetiminizde, firavun ailesi icindeki beni israilin konumundayiz. yan siz firavun ailesi gibisiniz, biz ise müstazaf ve mahrum israilogullari ibiyiz:
"...onlardan bir bölümünü mustazaf kiliyor, erkek cocuklarini bogazlayip kadinlarini diri birakiyorlardi..." (kasas 4)
bu güzel konusan kadin, kisa hutbesinde bir kac kurani ve hadis cümleyi siralamisti. "kelimemiz yücedir", kurandan iktibastir. "peygambeirmiz muzafferdir" de kurandan alinmistir. ayni sekilde "biz sizin icinizde israilogullari konumundayiz" cümleside kurandan iktibas edilmistir. Ali b. Ebi talib'in konumunu aciklayan cümle ise menzile hadisinden alinmistir:
"benim yanimda, harunun musanin yaninda sahip oldugu konuma sahip olmaktan hoslanmazmisin? ancak benden sonra peygamber yoktur"
Kuran ayetlerine karsi zihinsel varligi, konusma arasinda onlardan yararlanmasi, hadislere hakimiyeti ve sözleri icinde onlari kullanmasi, hanimin edebi dehasinin göstergesidir. nihayet hutbesinin sonunda söyle demistir: "bizim isimizin sonucu cennet, sizinkisinin sonu ise cehennemdir" bunu emevilerin güc merkezinde yasli bir kadin muaviyeye söylüyor. o, kendisinin cennetlik, emevi egemenliginin ise cehennemlik olduklarina inandigi icin böyle diyor:
"bizim sonumuz cennet, sizin sonunuz ise cehennemdir"
Bir gün Muaviye, Amr b. As ve Mervanla oturmustu. o esnada yasi iyice ilerlemis olan bu hanm yanlarina gelir. muaviye ona "hangi sartlada yasaminizi sürdürmektesiniz?" diye sordugunda söyle cevap verir. biz öyle sartlarda yasiyoruz ki nimete nankörlük eden ve bize kötü muamele icerisine giren yönetici bir zümreyle karsi karsiyayiz. fakat:
"bizim kelimemiz yüce, peygamberimiz muzafferdir. ama ondan sonra siz bizim üzerimizde yönetici oldunuz; biz ona sizden daha yakin oldugumuz halde, siz ona yakinliginizi delil getirdiniz bu is icin. biz simdi sizin icinizde, israilogullarinin, firavun ailesi yaninda sahip oldugu konumda bulunuyoruz. halbuki Ali b. ebi talib peygamber katinda, harunun musanin yanindaki konumuna sahipti. bizim sonumuz cennet, sizinki ise atestir"
O, muaviye hakkinda bu sözleri tam bir aciklik ve belagat icerisinde söylemistir. onun hakkinda söyle demislerdir:
"Konusma yaptigi zaman, aciz birakir. (normal) konustugu zaman ise kisa ve öz konusur"
Bir kimsenin, iyi konusmasi ve fakat iyi bir söze sahip olmamasi mümkündür. ancak bu hanim, iyi bir msaji vardi. konusmasinin basinda "kelimemiz yücedir" demisti. cünkü:
"Allahin kelimesi yüce olandir" (tevbe 40)
yani: bizim mantigimiz, Allahin mantigi olup daima yücedir, muzafferdir. "peygamberimiz muzafferdir"; cünkü yüce Allah, kurani kerimde hem kendi kelimesinin yüceliginden hemde Allah rasululün galibiyetinden söz etmistir:
"Allah yazmistir. andolsun, ben galip gelecegim ve peygamberlerim de" (mücadele 21)
yani Allah kararlastirmistir ki benim dinim ve dinimi koruyanlarla mesaj-alarm, özel bir zaferden/yardimdan nasiplenirler.
Daha sonra hanim, "haksiz yere bizi yönetmektesiniz" demistir. yani siz bize karsi zalim bir yönetim sergilemektesiniz. halbuki sizin, Allah resulüne yakinlik seklindeki velayet senediniz, bizim adimiza uygundur, biz resuli ekreme sizden daha yakiniz. bir maalesef sizin yönetiminizde, firavun ailesi icindeki beni israilin konumundayiz. yan siz firavun ailesi gibisiniz, biz ise müstazaf ve mahrum israilogullari ibiyiz:
"...onlardan bir bölümünü mustazaf kiliyor, erkek cocuklarini bogazlayip kadinlarini diri birakiyorlardi..." (kasas 4)
bu güzel konusan kadin, kisa hutbesinde bir kac kurani ve hadis cümleyi siralamisti. "kelimemiz yücedir", kurandan iktibastir. "peygambeirmiz muzafferdir" de kurandan alinmistir. ayni sekilde "biz sizin icinizde israilogullari konumundayiz" cümleside kurandan iktibas edilmistir. Ali b. Ebi talib'in konumunu aciklayan cümle ise menzile hadisinden alinmistir:
"benim yanimda, harunun musanin yaninda sahip oldugu konuma sahip olmaktan hoslanmazmisin? ancak benden sonra peygamber yoktur"
Kuran ayetlerine karsi zihinsel varligi, konusma arasinda onlardan yararlanmasi, hadislere hakimiyeti ve sözleri icinde onlari kullanmasi, hanimin edebi dehasinin göstergesidir. nihayet hutbesinin sonunda söyle demistir: "bizim isimizin sonucu cennet, sizinkisinin sonu ise cehennemdir" bunu emevilerin güc merkezinde yasli bir kadin muaviyeye söylüyor. o, kendisinin cennetlik, emevi egemenliginin ise cehennemlik olduklarina inandigi icin böyle diyor:
"bizim sonumuz cennet, sizin sonunuz ise cehennemdir"
Yorum