Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

[gulistan_2]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

son mesaj?

[behesti]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

bu güzel paylaşım inş bizlere ışık olur.İnş anlarız o iki nurun hayatını ve idrak ederiz.allah bizlere de onlar gibi aza kanaat etmeyi nsaip etsin inş.

[adem_toprak]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

[quote author=gulistan_2 link=topic=6176.msg41876#msg41876 date=1247051361]
son mesaj?
[/quote]

gulistan_2 kardeşim,
o ,(virgül)ü bilinçli koymuştum...
o an vaktim yoktu ve virgül koyarak devam edeceğini ifade etmek istemiştim...

[adem_toprak]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

[quote author=www.behesti.com link=topic=6176.msg41918#msg41918 date=1247066610]
bu güzel paylaşım inş bizlere ışık olur.İnş anlarız o iki nurun hayatını ve idrak ederiz.allah bizlere de onlar gibi aza kanaat etmeyi nsaip etsin inş.
[/quote]

maksadımız da bu zaten kardeşim...onların sadece siyasi ve mezhebi söylemlere boğulması ve çoğu zaman o dairenin dışlına
çıkarılmaması çok üzücü..
oysa ONLAR her şeyi ile bize örnektir ve bu manada diyorum; sosyal hayat içinde de evlilik hayatı içinde de O AZİZLERİ tanımalıyız ve
gerçekten ONLARI örnek almalıyız......unutmayalım ki onları her yönü ile takip etmek ancak onların gerçek takipçisi olmaktır...
Muaviye gibi yaşar Hz.Ali sevdasından bahsedersek,Yezid gibi amel eder Hüseyin'e ağlarsak bu en başta Hz.Ali'ye,Hz.Fâtıma'ya,
Hz.Hasan ve Hüseyin'e zulüm olur ve bunun hesabını ne onlara verebiliriz ne babalarına ve dedelerine ve ne de âlemlerin rabbine...
Duana yürekten amiiin diyorum...
selametle..

[adem_toprak]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

Düğün (konu devamı)

Efendimiz'in(s.a.a.) dahi "ana" diye hitap ettiği Ümmü Eymen,gençlerin maruzatını Resul'ün(s.a.a.) eşleriyle
konuştu öncelikle...
Kadınlar Ümmü Eymen'i dinleyince, konuyu Efendimiz'e(s.a.v) açmayı uygun gördüler.Hz.Ümmü Seleme aldı sözü, sanki
ortadan konuşur gibi, sanki kendisiyle konuşur gibiydi sesi:
"Şayet Hz.Hatice hayatta olsaydı, bu evlilikten çok mesrur olur,gözleri aydın olurdu..." diye söze girişti...

Efendimiz(s.a.v),Hz.Hatice'yle başlayan her sözü pek severdi. Diğer eşler bunu bildikleri için, önemli her işin başında Hatice
annemizi zikrederek girerlerdi söze:
"Allah bizi cennet kadını olan Hatice'yle haşretsin ey Efendimiz... Damat, gelini artık kendi evinde görmek ister...
Gençleri kavuşturma zamanıdır" dedi.

Hz.Resul(s.a.a.): " Öyleyse niçin Ali bir şey söylemiyor da susuyor?" diye sorunca, kadınlar tebessüm ederek; "utanıyormuş"
dediler,Hz.Ali için...
Bunun üzerine Efendimiz(s.a.v), hemen Ümmü Eymen'e " Ali'yi bana çağırsınlar!" diye seslendi. zaten hemen dışarıda, aşkın
yolunu bekler Ali...

İçeri alınır, başı önde, kaşlar yerde...

Efendimiz(s.a.a) sordu:
" Ya Ali, eşini evine göndermek istiyor musun?"

O anda, cümle kuşları yeryüzünün, aynı anda kanat çırpar gibi oldu...
Havalandı yüreği Ali'nin...
içinden, durduğu yerde uçuyordu sanki, kürek kemikleri üzerinden iki kanat çıkar gibi oldu, uçuyordu...
"Evet ya Resulullah..."
"Allah mübarek etsin,bugünden itibaren düğün vesilelerini hızlandıralım!" *
------------------
* Bihar'ül Envâr,c.43,s.130-132

[gulistan_2]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

desene adem toprak kardesim ben henüz bir virgülü anlayamamisim, daha neler var neler...
konuyu bölmüs oldum özür dilerim...

[adem_toprak]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

[quote author=gulistan_2 link=topic=6176.msg41984#msg41984 date=1247088889]
desene adem toprak kardesim ben henüz bir virgülü anlayamamisim, daha neler var neler...
konuyu bölmüs oldum özür dilerim...
[/quote]

estğ. kardeşim...
seninkisi anlayamamaktan ziyade, bir moderatör tepkisi diye düşünüyorum...

[adem_toprak]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

Düğün (konu devamı)

Hızlanmak da ne kelime efendim!
Resulullah(s.a.a.) fırsat verir de yavaştan alınır mı?
Hem aşktır bu...
Hangi ok yarışabilir onunla....

Hz.Ali hemen çarşıya yollanır...
Düğünleri için biraz hurma,biraz yağ, biraz süzme yoğurt alır...
Hurma ile tereyağını bizzat kendisi yoğurur, sonra da tavsiyeler üzerine, keş ismi verilen bir tür süzme yoğurtla bir daha
karıştırılır düğün yemeği....
Bu yemeğin ismine "hars" derlermiş efendim...

Bu arada sevgili dost Bilal de, gül suyuna ezdiği baldan, bir tür bal şerbeti hazırlamakla meşguldür. Zaten gül deyince bal
deyince kim gelsin akıllara?

Herkesi tatlı bir heyecan sarmıştı, sahabelerden bazıları damada düğün yemeğinde kullanılmak üzere, bir iki koç da getirdiler.
Biraz buğday, biraz arpa da satın alınınca, düğün yemeği telaşesi savuşturuldu...

Yemeğin ardından, davetlilere incir ve hurma ikram edilecekti. Bu harcamaların hepsi, Fâtımatıcığın eşine hibe ettiği mehirden yapılıyordu...

Bugüne nisbetle, kıt kanaat imkanlarla yapılan bu düğün, adeta bir ziyafet şöleni gibi dillerden uzun süre düşmemiş,
hatta Aişe annemiz ve kardeşi Esma, düğünü her hatırladıklarında :" O zamana kadar böyle güzel böyle güzel düğün ve ziyafet
görülmemişti" diye anlatmışlardır...
Onlar, bizim eksiklik ve keder olarak gördüğümüz her şeyi, aşka ve rızaya tamamlayan yüksek ruhlu insanlardı...

(Can Parçası,Sibel ERASLAN)

[adem_toprak]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

Düğün (konu devamı)

Bu arada gelin hanımın ve kadınların cephesinde de ayrı bir sevinçli telaş yaşanmaktaydı. Efendimiz'in (s.a.v.)
" Annemden sonraki annem" dediği Ümmü Eymen, Fâtıma'yı giyindirip süslemeye başlamıştı.

Gelinler hem ağlarım hem giderim dermiş...

Hem hüzün, hem sevinç bir aradaydı bugün...

Nice badireler, yokluk ve savaş günlerinden sonra, ölüm ve yasların ardından, bir sevinç kıpırtısı, heyecan dalgası esmekteydi
Medine sokaklarında...

Genç kızlar, gelin hanımın yanında neşeli şarkılar, güzel şiirler okuyor, yakılan günlükler arasında bir cennet filizi gibi ışıldayan
güzel Fâtıma'ya , her biri de tatlı hayaller kurarak gıpta ile bakıyolardı.

Efendimiz'in(s.a.v) kızının düğün haberini alan Mescid'e koşup gelmiş, bir hayli kalabalık toplanmıştı düğün alayına...
Gençler bu sevinme gününde birbiriyle şakalaşıp gülüyor, çocuklar kırlangıçlar gibi bir o yana bir bu yana koşuşup kendi aralarında
türlü oyunlar kuruyorlardı...

Yüzler gülümsüyordu...

Yüzler umut doluydu.

Bir İslam Evi kuruluyordu...

Her ikisi de peygamber'in kucağında ve yürek okulunda yetişmiş iki Resul talebesi, iki Kur'an aşığı, evleniyorlardı...

(age)

[adem_toprak]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

Düğün (konu devamı)

Kalabalık arttıkça arttı, insanlar biriktikçe birikti, derken damadı yeni bir telaştır sardı...

Bu yemek bu kalabalığa nasıl yetecekti?

Hz.Peygamber(sav), davetlileri onar kişilik gruplar halinde sofraya almalarını söyledi, on kişi yedi kalktı, diğer on kişi geldi,
onlar da yedi kalktı, bu böylece devam ederek, Efendimiz'in(saa) bereket duasıyla herkese yeten bir düğün yemeğine dönüştü...

Nihayet, herkes evine döndükten sonra ...

Annelerimizden Ümmü Seleme'nin hazırlanan süslerle bezeli gelin devesi, evin önüne getirildi...

Bineğin yularından tutarak, gelini yeni evine götürme vazifesi, Selman-ı Fârisi'ye verilmişti. Selman, kendisine teslim edilen
bu Resul emanetine ve evladına, hayatı boyunca sadık kaldı. Tuttuğu ip Fâtıma'nın düğün ipiydi...
Ehlibeyt'in ipini hiç bırakmadı Selman...

Gelin hanım, elbette hem şaşkın hem de heyecanlıydı. Resulullah'ın(sav) zevceleri, Fâtıma evden çıkarken, tekbirler getiriyorlar,
bir yandan da yüksek sesle ; "biz ömrümüzde böyle gelin görmedik!" diyerek İftiharlarını ifade ediyorlardı.

"Allahu ekber!"

"Allahu ekber!"

"Maşaaallah! Tebarekallah!"

Her daim her zor koşulda Ehli Beyt'in yanından ayrılmamış olan Ümmü Eymen de Fâtıma ile gitmişti güvey evine...

Efendimiz(sav), misafirleri uğurladı tek tek...
Damadını çağırarak, Fâtıma'nın yeni evine vasıl olduğunu, kendisinin de artık evine gidebileceğini ve fakat, kendisi gelmeden
gelin güvey olmamalarını, kendisini beklemelerini rica etti Hz.Ali'den...

Resulullah(sav), mescid'den dönüşte, dediği gibi yeni evlilerin yanına uğradı.

Kapıyı çaldı...

Ona kapıyı Ümmü Eymen açınca , neşeyle:
"Nerede bakayım benim dünya ve ahiret kardeşim Ali?" diye sordu.

Ümmü Eymen;"Ey Allah'ın Resulü, o sizin amcaoğlunuz değil mi, niçin kardeşim dersiniz?" diye cevap verdi.

Hz.Peygamber(saa) büyük bir iftihar ve mutluluk içinde, "biz onunla din kardeşiyiz..." diye buyurdu...

Sonra Ümmü Eymen'den bir mikdar su istedi.

Sudan biraz ağzına alıp, suyu yutmadan bir müddet bekledi ve içinden bazı dualar etti...

Ardından, ağzındaki suyu tekrar kaba geri boşattı...

Hz.Ali'yi önüne oturttu...

Eline aldığı bir miktar suyla damadın omuzlarına, göğsüne ve kollarına serpti. Ardından kızı Fâtıma'yı çağırdı, ona da aynısını
yaparak dua etti... **

" Ey Allahım!
Bu evliliği mübarek kıl!
Onlardan tertemiz bir nesil vücuda getir!"
diyerek canını gönlünü açtı...
Nas ve Felak sürelerini okuyarak, şeytan şerrinden Allah'a sığınmaya davet etti genç evlileri, başbaşa bıraktı...
----------------
**ibni Sa'd, Tabakat, c.8, s.13-15


(Can Parçası,Sibel ERASLAN)

[adem_toprak]

"Fâtıma iyi bir eştir...Ali, iyi bir kocadır!"

Fâtıma'nın Elleri

Ayetullah Emini, bundan sonrasında Efendimizin(saa) kızı Fâtıma'nın elini tutup,eşi Hz.Ali'nin avucuna koyduğunu anlatır.

Efendimiz'in kızının bu eli, yıllar önce Kâbe'de uğradığı hakaretlerde, müşriklere karşı babacığının sırtında bir anne eli gibi şefkatle
gezinmiş küçük ellerdi...

Artık eşinin avucunun içinde...

Fâtıma'nın ellerine baktı Resul(saa), Fâtıma'nın elleri artık yeni yerlerindeydiler...

Efendimiz(sav), arasına oturduğu iki evlattan Ali olanına bakarak dedi ki:

" Fâtıma iyi bir eştir..."

Sonra da bütün vücudu ve ruhuyla döndüğü kızına seslendi:

" Ali, iyi bir kocadır!" ***

---------------------------
***Sibel ERASLAN, Can Parçası'nda Ayetullah İ.Emini'yi refarans kaynak/gösteriyor.

[adem_toprak]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

Efendimiz'in (sav) kendi evlilikleri, genellikle diğer mslümanlara örnek olmak, dayanışmayı kuvvetlendirmek veya
risalet stratejisi çerçevesinde gelişirken, Hz.Ali Ve Hz.Fâtıma üzerinden temelini attığı evlilik, insani bir nüve, geleceğe dair
ibret ve bir model olarak , hepimizin ders edinebileceği nispette, bizlere yakınlık arzeder...

Peygamberimizin ve kızı Fâtıma'nın hayatı; dünyevi manada eksik olan her şeyi, sevgi ve yüksek ahlakla tamamlayan lirik bir
hakikat belgesidir...

Hayatı boyunca, elleri ellere tutuşturan Sevgili Efendimiz (sav), artık genç çifti baş başa bırakacaktır...

Kapıya yönelir.

O sırada, kainat omuzlarına binmiş gibidir Fâtıma'nın...

Bir ok gibi fırlar babasının yanına...

Aynı esnada, ayağı elbisesine dolanarak sendeler ve tam düşecekken,babacığını yeleğinden yakalar...

Başı önde ağlamaya başlar, sarılır babasına...

Birbirlerine hem anne hem baba olmuş bu iki yürek, kapıda birbirine sarılarak veda ederler...

Saçlarından alnından öper kızını:

"Evladım, ben seni insanların en sabırlısı ve en bilginiyle evlendirdim..." diye söyler. ****
--------------------------
****Sibel ERASLAN, Can Parçası'nda Ayetullah İ.Emini'yi refarans kaynak/gösteriyor.

[Kumeyl]

Ynt: Sen Hz. Ali misin ki Hz. Fatıma İstiyorsun?

MaşaAllah, MAşaAllah harika harikaa