Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Şehid İmad Muğniye Bir Direniş ve Şehadet Okuludur

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Şehid İmad Muğniye Bir Direniş ve Şehadet Okuludur


    “Bismillahirrahmanirrahim

    Selam ve Salavat Efendimiz Muhammed’e ve Pak Ehl-i Beyt’ine Olsun.

    Şehid İmad Muğniye (Hacı Rıdvan) hakkında konuşmanın büyük bir dikkat istediğine şüphe yok. Bu insanın İslam dünyasında sorumluluğunu aldığı şeyin büyüklüğü –ki biz her zaman Hacı Rıdvan’ın okulunun öğrencileriydik- bugün bizlerin bu kişi hakkında konuşma yapmamızı zorlaştırmaktadır. Fakat çare yok, bugün burada düşmanı ilahi darbeleriyle ağlatan onunla beraber olacağız.

    Şehid İmad’ın hayatını iki merhaleye ayırarak anlatmak, özel ve genel vasıflarından söz etmek istiyorum. Hacı İmad, şerefli ömrünün başlangıcından itibaren bazı temel özelliklere sahipti, onlarla tanınır olmuştu. Onunla birlikte olanlar bilirler, daha 13 yaşındayken üç önemli ve temel vasfıyla biliniyordu: Birinci sıfatı mazlumlardan yana tavır alması, onları savunmasıydı. Henüz 13 yaşında olmasına rağmen mazlum birini gördüğünde yardımına koşmaması görülmüş şey değildi. Nerde bir kavga olsa hakkı yenilen taraf ondan yardım isterdi. İkinci özelliği ise kerem sıfatı, başkalarını kendine tercih etmesiydi. Bir şeyin dağıtılması veya yenmesi söz konusu olduğunda bundan en son pay alan kişi kendisi olurdu. Herkesin hizmetine koşar ama kendisine sert davranırdı. Üçüncü belirgin vasfı ise daha çocuk yaşlarından itibaren kendisini mütemayiz kılan yiğitliği idi.

    Hacı İmad ve dostları mazlumları korumak ve namaz gibi ibadetleri ikame etmek için Beyrut’un Şeyah denilen bölgesinde –bu iş o zamanlar, bölgeye Hıristiyan, komünist vs. pek çok grubun hakim olmasından dolayı çok zor bir işti- küçük bir grup kurmuşlardı. Bir gün kendisiyle oradaki diğer hizipler arasında bir meseleden dolayı kavga çıkmıştı. Hacı İmad yaklaşık olarak 20 yaşında idi o sıralarda, 30-40 kişilik karşıt bu grubun karşısında durabildi ve onları mağlup etti. (O zamanlarda müminlerin sayısı çok azdı.) Beyrut’un neresinde müminler topluluğu diğerleriyle kavga etseler, aralarında Hacı İmad’ın bulunması durumunda karşılarındakiler çatışmadan kaçarlardı. Sözünü ettiğim Hacı İmad’ın ilk gençlik merhalesiydi.

    #2
    Ynt: Şehid İmad Muğniye Bir Direniş ve Şehadet Okuludur


    Hizbullah faaliyetlerine başladığı zaman güney Lübnan Siyonistlerin işgali altındaydı ve bu durum direnişi şart kılıyordu. Direniş alanına ilk adım atanlardan biri de Hacı İmad idi. İlahi Nur’un İslam dünyasına yayılması ve İslam İnkılabı’nın zaferinden sonra Seyyid Abbas Musevi ve Hasan Nasrallah gibi bazı şahıslar Tahran’a giderek İmam Humeyni ile görüştüler ve kendisinden Hizbullah’ın kurulması düsturunu aldılar. Yaklaşık bir sene sonra da Hizbullah Lübnan’da kurulacak ve dünya medyasına mevcudiyetini ilan edecekti. O günlerde bizler Hizbullah’ın hemen cihadi eylemlere girişeceğini tahmin ediyorduk ama hareket ilk önce kültürel faaliyetler alanına atıldı, zira Lübnan’da Hıristiyanlık ve taifeci kültür hakim idi. Buna rağmen Hizbullah yaklaşık on sene içinde Lübnan’daki İslami öncülüğü eline almayı başarmıştı. O günlerde çoğumuz ve diğer Müslümanlar, Hıristiyan okullarında öğrenim görüyor, onların kitaplarını okuyorduk hatta. Bunları söylüyorum ki Hacı İmad’ın tüm bu engellere rağmen Lübnan’daki hedeflerine ulaşabildiği iyice belirginlik kazansın.

    Hizbullah, Lübnan’da ve diğer İslam ülkelerinde kültürel ve cihadi alanlarda ortaya çıktığında Hacı İmad da Hizbullah’ın cihadi faaliyetlerinin programlandırılması, planlanması ve icrasından sorumlu oldu. Hacı İmad’ın yaptığı şeylerden aktarılanlar arasında, kendisinin Hizbullah rehberi ile birlikte, Lübnan’da yaygın olan iç savaşı dış düşmana yöneltme başarısı göstermesi de bulunuyor. Hacı İmad’ın uzun vadeli hedeflere ağırlık verdiğini görüyoruz. Bizim kendisinden öğrendiğimiz ders, İmad Muğniye’nin İmam Humeyni’nin sözlerine ve düşüncesine olan derin vukufiyeti idi. Hacı İmad bu dikkati ve derin bağlılığı sayesinde İmam Humeyni’nin hedefini anlayabilmişti

    Yorum


      #3
      Ynt: Şehid İmad Muğniye Bir Direniş ve Şehadet Okuludur


      Hacı İmad’ın Hizbullah’ın askeri aygıtının başında olmasının bereketiyle hareket 93, 96 ve 2000 yıllarında Siyonistler karşısında elde ettiği büyük başarılara imza attı. Burada örnek olarak Hacı İmad’ın 33 gün savaşındaki önderliğine işaret ediyorum, elbette askeri konuların ayrıntılarına girmek değil amacım. Demek istediğim bu savaşın; kapsamının büyüklüğüne, Amerika’nın desteğine ve Arapların sükutu ve Siyonistlerin silahları ve içerdeki korkuya rağmen Hacı İmad’ın zekası ve kudreti sayesinde düşmanın yenilgisi ile sonuçlandığı. Lübnan Müslümanlarını ve Mısır ve Suriye’nin topraklarını ele geçirerek tüm bu ülkeleri ağlatan İsrailli düşmanın anası, tek bir kişinin, Hacı İmad’ın karşısında ağladı! Aynı durum Amerikalılar için de geçerlidir. Hacı İmad’ın değişik isimlerle tanındığını biliyorsunuz, ona katil, hayalet, İran tilkisi vs. diyorlardı. Her ne kadar Hacı İmad diye birinin ismi ortada dolaşmaktaysa da onlar bunun kim olduğunu, kimle karşı karşıya olduklarını bilmiyorlardı!

      Hizbullah’ın zafer kutlamaları sırasında yabancı gazetecilerden biri her ne surette olursa olsun Hizbullah liderini görmek için ısrar ediyor ve hareketin sorumlularının kapısını aşındırıyordu. Fakat derdine derman olacak kimseyi bulamamıştı. Bu sırada Hacı İmad kendisine yaklaşmış ve kendisini tanıtmadan, ne istiyorsun diye sormuş. Gazeteci de Nasrallah’ı görmek istediğini söylemiş. Hacı İmad ona “git, nereye varırsan beni Hacı gönderdi de” demiş. Dediğini yapmış ve bütün kapılar açılmış kendisine. Bu “hacının” kim olduğunu en sonunda öğrenmiş tabi.

      Yorum


        #4
        Ynt: Şehid İmad Muğniye Bir Direniş ve Şehadet Okuludur

        2000 yılındaki yenilgiden sonra Siyonistler Hizbullah güçlerine ve Hacı İmad’a saldırmak peşindeydiler ve bu amaçla da hava, deniz ve kara güçlerini ciddi bir hazırlığa tabi tutmuşlardı. Siyonist düşmanın “Golani” ve “Eygüz” adlı, gerilla savaşına mahsus iki özel kara birliği vardı ve bunları yenilmez telakki ediyordu. “Eygüz” onların dilinde “çetin ceviz” anlamındadır. Hacı Rıdvan “Biz o cevizleri bu savaşta kıracağız” diyordu ve biz bu işi yaptık, 33 gün savaşında bütün o cevizleri kırdık. Peki Hacı Rıdvan bu güçler karşısında hangi kudretle mücehhez olmuştu ve nasıl hazırlanmıştı ona bakalım bir.

        Hacı İmad düşmanın sahip olmadığı bir şeye, Vahid ve Kahhar olan Allah’a duyduğu derin imandan kaynaklanan bir yakine sahip idi. İkinci konu da Seyyid Hasan Nasrallah’ın da işaret ettiği gibi, bizlerin Muhammed (s.a.a.) ve Ali’nin, Hasan ve Hüseyin’in (aleyhimüsselam) oğulları olduğumuz gerçeğiydi. Üçüncüsü, elimizdeki silahların Allah’ın inayeti olmadan bir işe yaramayacaklarını bilmemizdi. “Attığın zaman sen atmadın Allah attı.” En sonunda savaş başladı ve Hacı Rıdvan’ın zeki planlaması ve hazırlıklarıyla muzaffer olduk. Düşman savaş sırasında okulları, hastaneleri ve yolları bombalayarak bize darbeler indirdi ve Hacı İmad da bunun telafisini denizde verdi. “Sair” adlı İsrail gemisine indirdiği ani ve ağır darbe ile yaptı bunu. Hacı İmad aynı zamanda işgal altındaki toprakları, düşmanın hiç beklemediği bir şekilde füze ile vurarak onları gafil avladı. Merkava tanklarını yok ederek de –sadece bir günde 39 Merkava tankı berhava edilmişti- Siyonist düşmanı yere serdi. Hacı Rıdvan hakkında ne anlatırsak anlatalım şahsiyetinin küçük bir bölümünden söz etmişizdir ve bu konudaki bilgimiz çok az gerçekten de. Umarım günün birinde Hizbullah onun hakkında daha fazla ayrıntılı bilgi sunar.

        Düşman bu kişiden intikam almanın peşinde olmasına rağmen Hacı İmad normal bir şekilde sıradan halk arasına karışıyor, onlar arasında yaşıyordu. Kendisinin bizzat savaş cephesine gittiği, 33 gün savaşına katıldığı bilinmektedir. Sıradan bir üniformayla, hiçbir korku duymadan savaş meydanını adımlıyor, çatışma alanını terk ettiğinde mücahitler kendileriyle birlikte savaşan bu cesur insanın kim olduğunu sorduklarında da Hacı Rıdvan olduğu cevabını alıyorlardı.

        Hacı Rıdvan operasyonların çoğuna bilfiil katılıyordu ve nerede tehlikeli bir bölge varsa orada hazır oluyordu. Diğer kardeşler bile, onun ayarında bir komutanın böylesi tehlikeli yerlerde bulunmasına hayret ediyorlardı. Zira onun gibi bir komutan kontrolü elinde tutmalı, planlama ve koordinasyonla meşgul olmalıydı normalde.

        Yorum


          #5
          Ynt: Şehid İmad Muğniye Bir Direniş ve Şehadet Okuludur

          Velayet-i Fakih konusu gündeme geldiğinde genellikle insanların çoğu dilsel sevgi ifadelerinden ve teorik bahislerden öteye gitmezler, fakat Hacı Rıdvan’a baktığımızda onun sadece lafta değil bütün varlığıyla Velayet-i Fakih’e iman ettiğini görüyoruz. Hacı Rıdvan’ın emrinde Hizbullah’ın binlerce silahlı unsuru olmasına rağmen, en küçük bir mesele ile karşılaştığı durumlarda bile İmam Hamenei’ye müracaat eder ve o konudaki şeri vazifesini sorardı. Değişik sorunlarla karşılaştığında Velayet makamına başvurur ve “Velayet’in karşısında her şey ve herkes hiç hükmündedir” derdi. Hedefi ve hayatının yolu Velayetin gölgesi altında idi. İmam Humeyni’yi tanıdığı andan itibaren kendisini bu yolda feda etmesi gerektiğini derk etmişti. Ve bu sadece kendi özelliği de değildi, emri altındaki bütün mücahitleri de Velayet-i Fakih’e bağlı ve takdis eder bir şekilde terbiye etmişti. Zira zaferin sadece bu yolu takip etmekle kazanılacağına inanıyordu.

          Hacı Rıdvan şehid olduğunda kendisine ait bir evi bile yoktu. Şehidin telefon görüşmelerinin sorumlusu olan birimin başkanı, para toplayıp kendisine bir ev satın alınmasının peşindeydi son dönemlerinde. Kendisinin ve ailesinin harcamaları konusunda çok titiz olmasına rağmen diğer mücahitlerin ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğinde çok cömert davranıyordu.

          Mücahitlerin arasındayken sıradan bir nefer gibi idi, sorumlu lider gibi davranmıyordu. Kimliğini belli etmeden diğerlerinin işlerine yardım eder ve mazlum bir insanı gördüğünde çocuk gibi ağlardı. Düşman karşısında ise aslan kesilir ve hiçbir şey onu sarsamazdı.

          Hacı İmad muzaffer bir komutan değildi yalnızca, sadece Lübnan değil bütün İslam dünyasının sorunlarını tahlil edebilecek bir fikri derinliğe de sahipti. Yüksek bir analiz kudretine sahip olduğu için pek çok diğer sorumluluğu da üzerine alabilecek durumdayken, kendisini peygamberlerin katillerini yenilgiye uğratmak ana davasına yoğunlaştırmıştı. 2000 yılındaki zaferin ardından İranlı düşünce adamlarından bir topluluk Hizbullah’ın bu zaferden sonra sadece Lübnan’da sınırlı kalmaması ve bütün İslam ve Arap dünyasına yayılması gerektiği fikrini ortaya atmışlardı. Bu kişiler Hizbullah düşüncesinin bir kültür olarak Müslümanlar arasında yayılması konusunu içeren yazılı bir rapor ile Seyyid Hasan Nasrallah’ın huzuruna çıkmışlardı. Hizbullah’ın önderi ile bir araya geldikleri oturumda Hacı Rıdvan da bulunmaktaydı ve ilk başta oturumu terk etmek istedi, zira konu Hizbullah önderliği ile alakalı idi. Nasrallah ise “Bugün sana ihtiyacımız var ve senin görüşlerinden faydalanmak istiyoruz” dedi kendisine. Seyyid Hasan daha önce bu konuyu okumuştu ve oturumun başlangıcında “Eğer izin verirseniz bu konuda Hacı Rıdvan’ın ne düşündüğünü de işitelim” dedi. O oturumda Hacı Rıdvan bir buçuk saat boyunca Hizbullahi düşüncenin diğer bölgelere nasıl ve hangi yöntemlerle yayılabileceği konusu etrafında konuştu. Bölgesel ve uluslararası meseleleri bir sosyolog ve yetkin bir siyasi analist gibi ele alıyordu ve bu durum oradaki herkesi çok şaşırtmıştı.

          Bahsettiğim şeyler Hacı Rıdvan’ın bireysel ve toplumsal kişiliği ve düşünceleri hakkında idi. İnkılap Rehberinin kendisi hakkında kullandığı tabire aslında tamı tamına uyuyordu kişiliği: “Hacı Rıdvan İmam Humeyni’nin manevi oğlu idi.”

          Şimdi ikinci bir meseleden bahsetmek istiyorum. Hacı Rıdvan bütün ömrünün her anında arzuladığı şeye kavuşmuştur. O ömrünün bütün gece ve gündüzlerinde şehadeti düşünürdü ve bugün bu matlubuna ulaşmıştır. Onun gibi birisi bir daha gelir mi? Elbette ümmetimiz zayıf değildir, Hacı İmad gibi binlercesini yetiştirebilir. Fakat önemli olan neyi hedeflediğimizi bilmemizdir. Hacı Rıdvan hedefini iyi ortaya koymuştu ve hayattan ne beklediğini biliyor, hedefi doğrultusunda hareket ediyordu.

          Düşman Hacı İmad’ı şehid ederek direnişin saflarında onarılmaz bir açık oluşturduğunu sanmaktadır fakat durum tam aksidir aslında. Hacı Rıdvan’dan sonra bütün mücahitler, onun hedefinde hareket etmek için daha bir bilendiler. Aramızdan ayrılan Hacı Rıdvan’ın cesedidir sadece; ruhu, fikri ve yolu Hizbullah gençliğinin arasında yaşamaktadır ve asla ortadan kalkacak da değildir. Düşman işin bittiğini zannetmesin. Hizbullah’ın önderinin de buyurduğu gibi, “Bizler bugün Hacı Rıdvan’ın şehadetinde zafer müjdesini görmekteyiz.”

          Hizbullah güçleri 33 gün savaşında pek çok ğaybi inayet ile yardım gördüler. Hizbullah’ın savaşta füzelerini yönelttikleri noktalardan biri de Siderot idi. Bir keresinde Hizbullah’ın füzelerinin yöneleceği hedeflerden sorumlu birimi, bu şehri nişan almalarına rağmen füzelerin Kefercel adlı başka bir yöne hedeflendiklerini gördü. İlgili birime “Füzelerin yönlerini niçin değiştirdiniz? Konumlarını düzeltin!” diye uyarıda bulundular. Bu sefer füzeleri özel çivilerle sabitleştirerek Siderot’a doğru çevirdiler fakat füzeler yine öte tarafa dönmüştü. Bu defasında sağlanan temasta da, “Her ne kadar yön hatalı ise de yerinizin açığa çıkmaması için mecbur ateşleyin artık!” denildi kendilerine . Sonunda füzeler gönderildi ve yaklaşık 15 dakika sonra Siyonist rejim televizyonu Hizbullah’ın füzelerinin askerlerin evlerine isabet ettiği ve 12 askeri öldürüp 40 kişiyi de yaraladığı haberlerini geçti. Başka bir yerde de, savaşın son gününde, Hizbullah güçlerinin bulunmadığı bir noktadan İsrail üzerine füzeler yağdırıldı ve Hizbullah bile bunların nereden geldiğini bilmiyordu! Durumun hassaslaştığı bazı vakitlerde de Seyyid “Bırakın gelin, Allah kendisi bilir ne yapacağını” diyordu. Savaşın ateşinin kızıştığı zamanlarda Seyyid’in yüzü daha çok gülüyor ve Allah ile ünsiyeti daha da artıyordu. Seyyid Hasan Nasrallah bu 33 gün boyunca oruçlu idi.

          Bizler bugün düşmanın sürekli olarak saldırı anını kolladığı bir dönemden geçiyoruz. Düşman bizi gözetliyor, biz de onu kolluyoruz ve her an savaşa girmeye hazırız. Biz buradan o düşmana sesleniyoruz: Tıpkı İmam Hüseyin (a.s.) ve Yezid’in şartlarının yaşandığı bu günlerde, bizim vazifemiz de zamanımızın Hüseynisi olan seyyidimiz Ayetullah Hamenei’yi savunmaktır, kanımız pahasına da olsa!

          Yüce Allah’tan, bizlerin ve sizlerin ortak bir savaşta bu düşman karşısında savaşmamızı sağlamasını ve bizlere Hazreti İsa ve Hazreti Mehdi ile birlikte Kudüs’te namaz kılmayı –ki bu yakındır- inayet etmesini diliyoruz.”

          Yorum


            #6
            Ynt: Şehid İmad Muğniye Bir Direniş ve Şehadet Okuludur

            Yorum


              #7
              Ynt: Şehid İmad Muğniye Bir Direniş ve Şehadet Okuludur

              Yorum


                #8
                Ynt: Şehid İmad Muğniye Bir Direniş ve Şehadet Okuludur




                İmad Muğniye dünyaya ölmek için değil de şehit olmak için gelenlerdendi. Şehid Muğniye Seyyid Hasan Nasrallah’ın sağ kolu değildi gerçekte, o Hizbullah’ın gerçek gücü ve önderi filan değildi, o gam yükünü tek başına sırtına almış bir adam idi sadece; Filistinli ve Lübnanlı kadın ve çocukların ah ve gözyaşlarının intikamını İsrail ve Amerika’dan almaya ahd etmiş biriydi.

                O bizim siper arkadaşımız olmakla birlikte Seyyid Hasan’ın da kardeşiydi. İnanın, Seyyid Hasan Muğniye için ağlamıyor, Muğniye gibi kişilerin yokluğunda tüm yükü tek başına sırtlayacağı ve bu yolculuğu tenha sürdüreceği için kendisine ağlıyor. Muğniye’nin yokluğu direnişe vurulmuş yıkıcı bir darbe olamayacaktır, çünkü en başta Seyyid Hasan Nasrallah olmak üzere herkes direniş ehlidir. Muğniye gitti ki yerini yeni Muğniyeler alsın ve tarihteki yolunu sürdürebilsinler. Ve düşmanın kalbine yeni ateşler salsınlar.



                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum

                YUKARI ÇIK
                Çalışıyor...
                X