Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Sudan

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Sudan

    ÇATIŞMALARDAN VE İÇ SAVAŞLARDAN KURTULAMAYAN BİR ÜLKE

    Mısır'ın güneyinde bulunan Sudan da, İslami bir kimlik taşıdığı için, bölgedeki İslam karşıtı güçleri çok rahatsız etmektedir.

    Sudan'ın en önemli sorunlarından biri, ülkede on yıllardır süren kuzey-güney çatışmasıdır. Bu hem dini hem de etnik bir çatışmadır. Ülkenin kuzeyinde Müslüman Araplar yaşar. Güneyde ise Hıristiyan Afrikalılar çoğunluktadır. Bu dini ve etnik farklılık, ülkenin sınırlarını masa başında üreten İngiliz sömürge yönetiminin bir mirasıdır. Ve bu miras, kanlı bir mirastır; 1960'lı yıllardan bu yana, güneyli Hıristiyanlar, kuzeydeki Müslüman Arapların denetimindeki Hartum yönetimine karşı örgütlü bir ayaklanma halindedirler. Ayaklanma, Anya-Nya adlı Hıristiyan örgütü tarafından yönetilmektedir.

    Ve 1989 yılında ülkede İslami bir yönetimin kurulmasından bu yana, güneydeki ayaklanma daha da güçlenmiştir. Çünkü "birileri", bu ayaklanmayı Hartum rejimine karşı sürekli olarak kışkırtmaktadır


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: Sudan

    Tahmin edilebileceği gibi Anya-Nya ayaklanmasını destekleyen güçlerin başında İsrail gelmektedir. Benjamin Beit-Hallahmi, The Israeli Connection isimli kitabında İsrail'in Güney Sudanlı isyancı güçleri 1960'lı yıllardan bu yana desteklediğini bildirmektedir. Buna göre İsrail, o tarihlerden başlayarak Anya-Nya hareketine silah yardımı ve askeri eğitim vermişti. Mossad, komşu ülkeler Uganda, Çad, Etiyopya ve Kongo'daki istasyonları aracılığıyla Güneyli ayaklanmacılarla bağlantı kurmuş, Torit kentindeki Mossad merkezinde 30 kadar Anya-Nya gerillası özel eğitimden geçirilmişti. İsrail 1970 yılında Sudan'ın güneyindeki Uganda ile bir anlaşma yaparak, Uganda-Sudan sınırını rahatlıkla kullanma ve Anya-Nya'ya destek verme imkanını genişletmişti. Eski bir Alman gerillası Rolf Steiner'ın söylediğine göre, İsrail, Güney Sudanlı ayaklanmacılara destek veren en önemli güç konumundaydı

    1989 yılına kadar çok çalkantılı bir siyasi dönem geçiren Sudan'da, o yıl yönetimi, genel başkanlığını Hasan Turabi'nin yaptığı Müslüman Kardeşler örgütü ele aldı. O tarihten sonra da Hasan Turabi önderliğinde İslami devlet sistemi kuruldu. Ve Sudan Parlamentosu'nun İslam kanunlarını yürürlüğe koymasının ardından, güneydeki Anya-Nya hareketi SPLA (Sudan Halk Kurtuluş Ordusu) adı altında yeniden ayaklanma başlattı. SPLA lideri John Garang, Sudan yönetimi ile masaya oturmak için ilk önce, "İslam kanunlarının yürürlükten kaldırılması" şartını öne sürdü. Parlamento böyle bir ön şartı kabul etmeyince olaylar daha da şiddetlendi. İslami rejime karşı yürütülen bu ayaklanma pek çok ülke tarafından desteklendi.

    İslami rejime karşı yeniden başlatılan ayaklanmanın en büyük destekçisi ise eskiden olduğu gibi yine İsrail oldu. Turabi, ayrılıkçıların silahları hangi yollardan sağladığı sorusuna "Ne yazık ki İsrail ve bazı komşularımız bizimle savaşmaları için Garang'ı silahlandırıyor" demişti Zamanla ortaya çıkan bilgiler, Hıristiyan ayaklanmacılara Protestan ve Anglikan kiliseleri tarafından tabutlar içinde getirilen silahların asıl kaynağının İsrail olduğunu ortaya çıkardı.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: Sudan

      SUDAN'DAN AÇLIK OYUNU VE "TERÖRİST ÜLKE" ALDATMACASI

      Şu an Batılı devletler Sudan'daki İslami rejime karşı etkili bir savaş açmış durumdadır. Sudan'a bu cepheden açılan savaşın da iki ayrı boyutu var: Biri açlık oyunu, öteki "terörist ülke" kavramı.

      Aslında Sudan, doğal kaynaklar yönünden son derece zengindir. Ülkede uranyum, altın ve petrol yatakları vardır, topraklar da son derece verimlidir. Ancak uzun yıllardır süren iç savaş nedeniyle Sudan, bugün oldukça fakir bir ülke konumundadır.

      Herşeye rağmen Sudan, 1989 yılında iktidara gelen İslami rejimle birlikte ciddi bir kalkınma hamlesi yaptı. "Kalkınmanın gerçek motoru dindir" diyen ve Sorbonne Üniversitesi mezunu olan Hasan El-Turabi'nin önderliğindeki İslami yönetim, iktidara geldikten sonra binlerce dönüm araziyi ekim alanı haline getirdi. Nil nehrinin kolları sayesinde çok zengin su kaynaklarına sahip olan bölgede 1,5 milyon dönüm araziyi sulayacak ve Sudan'ı elektrik enerjisi yönünden zengin konuma getirecek iki büyük baraj projesine başlandı. Ama Sudan, bu çabalar sonucunda elde ettiği ürünleri pazarlayamadı. Çünkü ABD tarafından "terörist ülke" ilan edilmişti ve üzerinde ekonomik ambargo vardı.

      Kısacası ABD, IMF gibi örgütler aracılığıyla Sudan'ın kalkınmasını engellemiş ve halen de engellemektedir. Öte yandan, son dönemlerde sık sık Batı basınında Sudan'da büyük bir açlık yaşandığına dair haberler çıkmaktadır. Oysa ülkede açlık yaşanan tek bölge, merkezi otoriteye isyan eden güney Sudan'daki bazı bölgelerdir.



      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #4
        Ynt: Sudan

        Amerika önce "Sudan'da açlık var" propagandası yaparak hükümeti sorumlu gibi göstermekte, sonra da açlık çeken Sudan'a gıda yardımı yaptığını söyleyerek kendi propagandasını yapmaktadır. Ancak Amerika'nın yolladığı yardım malzemelerini yerinde görenler, gıdaların ancak hayvanların yiyebileceği kadar kalitesiz olduğunu söylemektedirler. Bu konuda bir gözlemcinin açıklamaları şöyledir:

        ABD'nin Sudan'a yardım diye gönderdiği buğdayları gözlerimle gördüm. Sudan yönetimi, hem son derece kalitesiz olması dolayısıyla hem de kullanım süresi geçmiş olduğu için, bu buğdayların hayvanlara verilmesine karar vermiş. Acaba ABD, bu buğdayları Sudan'a göndermeseydi ne yapardı sorusuna verebileceğimiz tek cevap ya imha ederdi ya da hayvanlara yedirirdi şeklinde olacaktır. İşte ABD'nin ve Batı'nın sürekli propaganda malzemesi olarak kullandığı yardımların gerçeği bu. Yeni yönetim artık yardım alacağım diye baskıcı ülkelerin kapısını aşındırmıyor.43

        ABD bir yandan da Sudan'ın "terörist bir devlet" olduğu, terörizmi desteklediği yönünde propaganda yapmaktadır. Tüm bu propagandalar yoluyla Sudan'a da Somali benzeri bir askeri müdahale düşünülmektedir. İslami rejime karşı girişilecek olan bu muhtemel saldırı, "insani yardım" gibi süslü sloganlar ve "terörist bir yönetime karşı barışçı müdahale" gibi aldatıcı bahaneler kullanılarak yapılmak istenmektedir.

        Sudan'da yaşananların tek nedeni, bu ülkenin güçlü İslami kimliğidir. Gerçi Hasan El-Turabi sonrası iktidara gelen Ömer Hasan El-Beşir yönetimi, ülkenin İslami çizgisinden çok büyük ödünler vermekte, Batılı devletlerin istekleri doğrultusunda bazı girişimlerde bulunmaktadır. Sudan'ı Arap milliyetçiliğine taşımakla suçlanan El-Beşir'in, El-Turabi gibi tüm İslam devletlerinin desteğini alan önemli bir kişiyi tutuklamak istemesi ise bu güçlü İslam ülkesinde olumsuz gelişmeler olduğuna işaret etmektedir.


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum

        YUKARI ÇIK
        Çalışıyor...
        X