Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kerpic haline gelen kuran-i kerimler

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Kerpic haline gelen kuran-i kerimler

    ibrahim Hakki Konyalinin T.C.'nin C.H.P dönemini anlatan ilginc makalesi:
    ...........
    Yagan yagmurlarla havuz halin gelen bu yerde zaman zaman sular üstünde yüzen, kuruyunca kurtlar güveler tarafindan birer kucak kirli pamuk haline getirilen bu kuran-i kerimlere bakmaya yürekler dayanmazdi.

    bunlar kötü koku nesreden birer mikrop yuvasi halindeydiler. Allah kurani kerimin iki yerinde "kuranda insanlar icin sifa ve rahmet vardir" buyuruyor. sifa ve rahmet kitabi kurani kerimlere kötü koku nesreden mikrop yuvasi derken dehsetler icinde kaliyorum.

    türbelerde, zaviyelerde, mescidlerde kalan kurani kerimler de aynen böyleydi. benim israrli nesriyatim üzerine vatan caddesinde kanuni'nin, babasi adina mimar sinana yaptirdigi medrese aslina uygun bir sekilde restore edildi. tasniflerini yaptigim kurani kerimler, levhalar, baska yazmalar buraya toplattirildi.

    ben bunlri tasnif ettim. maalesef bunlarin pek cogu kötü koku ve zehir nesrediyorlardi. zehirleniyor ve hastalaniyordum. doktorlarin tavsiyesi ile bu isi maske ile tamamladim. enfaktüs gecirdim. kötü sartlar icinde ben bu isi yaparken alakadarlar yanima bile gelmeye cesaret edemiyorlardi.

    bir gün Alman güzel sanatlar akaemisinin profösörlerinden ve talebesinden bir turist grubu medreseye geldiler. fatih camiinden gelmis tezhibi büyük bir kurani kerimi inceliyordum. yazisi, tezhibi bakimindan bir saheserdi. misafirlerin duyduklari eza alin cizgilerinde apacik okunuyordu. islamin anayasasinin bu hali onlari bile üzmüstü. bazi sahifelerini actilar. sonra benden sabun istediler.

    sonra buraya "türk yazi müzesi" adini verdiler. islam yazilarini bilmeyen, devrinvakiflar istanbul basmüdürünün baldizi buraya müdür yapildi. zannedersem islam yazilarini bilmeyenler burada hala memurluk yapiyorlar. burasini kuranin, agir ve korkunc sartlar icinde calisan ibrahim hakki konyalinin adi bile müzenin kütügünde yoktur. müzeye sahip cikma yarisina girenler oldu.

    Eyüpteki türbeleri, zaviyeleri inceliyordum. büyük bir sel gelmisti. mimar sinan yapisi sokullunun ve siyavus pasanin türbeleri ve medreseleri gibi muhtesem bir mimari eser olan ferhad pasanin türbesi ve diger trbeler de sular altinda kalmisti. türbelerde rahleler, sallar, yazma kurani kerimler birer sarnic haline gelen türbelerin icinde kalmislar, sularin üzerinde yüzmüsler, sular cekilince bunlar camurlar icinde kalmislar, kerpic ve kütük halin gelmislerdi. kapilarinda kara kilitler asili idi.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: Kerpic haline gelen kuran-i kerimler

    Ferhad pasa türbesinin karsisindaki bir türbenin bakimsizliktan kapisi kirilmisti. iceriye girdim. ortada evvela tasa benzettigim bir sey vardi. ayagimla dokundum. tok bir ses cikardi. tas degildi. egildim. bunu yokladim. bu, satirlarinin üstüne farsca mealleri yazilmis cok eski bir kurani kerimdi. aylarca sularin üstünde yüzmüs, sular cekilince camurlarin altinda kalmis, bir cok yeri cürümüstü. ben kaan parcalarini inceledim.

    harab yerleri, sure baslari, altinla ve baska renklerle islenmisti. türbeler, tekkeler, zaviye mescidleri kapatildiktan sonra buralardaki halilar, seccadeler, levhalar, samdanlar sehzadebasinda mimar sinan tarafindan sehzade sultan mehmed adina yapilan imarethaninin ocakliginda toplanmisti. kubbelerinin kursunlari yok olmus, yer yer delikler acilmisti. kiymetli seccadelerden, halilardan ve sallardan birer avuc naftalin esirgenmisti. senelerce buranin kapisini acan olmamisti. ben türk yazi sanatlari müzesini kurarken burasinin da acilmasini istedim. kubbelein sivalari, halilarin seccadelerin üstüne dökülmüs, senelerce yagmur sulari akmis, güveler, böcekler, fareler didik didik tmis, nihayet bunlar renkli toz ve camur haline getirilmisti. ben sedyelerle bu renkli camurlari disariya attirdim. kalan parcalarini ayirdim. buradaki yazmalarin halleri de tüyler ürpertici idi. camur haline gelen halilar ve seccadeler imarethanenin duvari boyunca yükselmisti.

    1930 yilinda sultan ahmedde tapu ve kadastro dairesinin bitisigindeki iki katli "maliye hazine-i evraki" denilen yerdeki tarihi evrak "fersude evrak" diye bularlara okkasi üc kurus on paraya satilmisti. yüz binlerce kilo bu tarihi evrak arasindan yalniz osmanli tarihi degil dünya tarihini aydinlatacak vesikalar vardi.
    burada orhan gazi devrine kadar cikan vesikalar da bulunuyordu. islam yazilarinin her cesidini okuyan bir bulgar albayi istanbula gelmis, hirsizlarla uyusmus, vesikalarimizi aylarca incelemis ve onalra söyle bir telif yapmis:
    "-bunlari fersude evrak diyerek satisa cikarin. sartnamesine türkiye sinrilari disina cikarilmasini koyunuz!..."

    bu bulgar zabitinin istedigi gibi sartname hazirlanmis, kuru ot fiyatindan asasgi, okkasi üc kurus on paraya satilmistir.

    bulgaristan, alman kraliyet enstitüsü ve vatikan arsivi bunlari paylasmislar!. bulgarlar bunlari tasnif ederek, iki ciltlik bir de rehber nesretmislerdir. ürk tarihini inceleyecekler artik sofyaya gidecekler! ben bu canileri yakaladim. izmit agir ceza mahkemesi durusmalarini yapacakti. cikartilan bir aftan faydalandiar.
    (A.dilipak, inönü dönemi, ist. 1989. Beyan Y. s.267 v.d)


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum

    YUKARI ÇIK
    Çalışıyor...
    X