Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

    Bismillahirrahmanirrahim

    31-Sa'd b. Turayı el-iskel el-Hanzali el-Kufi:

    Zehebi onu zikreder ve sünen sahiplerinin ondan hadis alıp yazdıklarına işaret eder. Fellas'tan naklettiği bir haberde ise, onun zayıf, aşırı bir Caferi olduğunu yazar. Biz de diyoruz ki: Caferilikteki aşınlığı, Tirmizi'nin ondan hadis almasına mani olmamış, Sahihi'ne naklettiğini, ayrıca İsrail, Habban ve Ebu Muliye'nin ondan hadis naklettiklerini görürsünüz.

    Yorum


      #32
      Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

      Bismillahirrahmanirrahim

      32- Said b. Eşva:

      Zehebi, Mizanı'nda zikreder ve: "Kufe'nin kadısıj doğru ve ıeşhurdur" der. Nesai ise; "Zararsızdır, Şabi'nin dostlarından- i" diyor. Ama adetini bırakmayan Cevzecani, şöyle diyor: 3ali, sapık, aşın bir Caferi idi" Biz de diyoruz ki: Buhari ve [üslim, ona tanıtlık yapmışlar, Sahihlerinde, Şabi'den nakletti- i hadis sabittir. Yine her iki Sahihtej Zekeriyya b. Ebi Zaide ve lalid el-Hazza ondan hadis naklederler.

      Yorum


        #33
        Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

        Bismillahirrahmanirrahim

        33-Said b. Haysem el-Hilali:

        İbrahim b. Abdullah b. Cüneyd der ki: "Yahya b. Muin'e, Said b. Haysem Caferi'dir, onun hakkında görüşün nedir?" di- ye sorarlar. Cevabı şu olur: "Caferi olsun, inanılır ve itimat edi- lir bir kişidir ya!... "Zehebi de onu Mizan'ında zikreder ve Ne- sai ve TinTIizi'nin ondan hadis yazdıklarına işaret eder.

        Yorum


          #34
          Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

          Bismillahirrahmanirrahim

          34- Seleme b. el-Fadl el-Ebreş:

          Rey şehrinin kadısı idi. Künyesi, Ebu Abdullah'tır. İbn-i Muin onun için şöyle der: "Seleme, Caferiliği kabul etmişti ve zararsızdır, Ebuzer'e diyor ki, asıl onların Ehl-i Beyt taraftarları hakkındaki kötü görüşlerinden dolayı onu sevmezlerdi. Zehebi, onu zikreder ve Ebu Davut ve Tirmizi'nin ona itimat ettiklerini ve hadislerini yazdıklarına işaret eder, ayrıca şöyle der: "İbadet ve namazını bırakmazdı; 191 yılında vefat etti. Yine Zehebi İbn- i Muin'in şöyle dediğini nakleder: "Seleme'den alıp yazdık, Meğazi kitaplarında onun kitabından üstünü yoktu" Zenbah'ın şöyle dediğini nakleder: "Seleme'yi duydum, dedi ki: Ebu ishak'ın Megazisini kendisinden iki kere duydum, ondan sonra "Meğazi, usulü ile hadis kitabı yazdım.

          Yorum


            #35
            Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

            Bismillahirrahmanirrahim

            35-Seleme b. Kuheyl b. Husayn b. Kadih el-Hadrami:

            Künyesi, Ebu Yahya'dır. Cumhur alimleri onu Caferilerden sayarlar. Örneğin, İbn-i Kuteybe Maarif'inde, Şehristani Milel ve'n Nihal'inde olduğu gibi Sahih sahiplerinin altısı da onunla tanıklık yaparlar. Buhari'nin yanında; Ebu Cuheyf'le, Şa'bi ve Ata b. Ebi Ribah'tan duymuş Müslim'in yanında ise; Kureyb Zerr b. Abdullah, Zeyd b. Ka'b, Said b. Cübeyr ve daha başkalarından duymuştur. Kendisinden her iki Sahihte; Sevri, Şube, Said b. Mesruk, Ali b. Salih gibileri hadis nakletmişlerdir. 121 yılında Aşura günü ölmüştür.

            Yorum


              #36
              Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

              Bismillahirrahmanirrahim

              36- Süleyman b. Sured el-Huzai el-Kufi:

              Irak'taki Ehl-i Beyt taraftarlarının büyüğü sayılırdı. Her şeyi ona danışırlardı. Hz. Hüseyin (a.s)'i Kufe'ye çağırdıklan zaman, onurı evinde toplanmışlardı. Hz. Hüseyin'in intikamını almaya kalkan tövbekarların da reisi sayılır. Hicret'in 65. yılı Rabi'üs-Sani' de Ehl-i Beyt taraftarlarından dört bin kişi toplanıp Ubeydullah b. Ziyad ve askerlerinin üzerine yürürler. "el-Cezire" denilen yerde karşılaşırlar. Orada şiddetli bir savaşa girişirler. Adı geçen "Süleyman" bu savaşta şehit olur. Onu, Husayn b. Numeyr'in oğlu Yezid okla vurup öldüğü zaman 93 yaşında idi. Onun başını kesip Mervan b. Hakem'e götürür, hayatını İbn- i said, İbn-i Hacer, İbn-i Abdülbirr ve bütün tarihçiler yazar ve onu fazilet ve din onurundan dolayı methederler. Sıffın Harbinde Muaviye adamlarından büyük savaşçı sayılan Havseb'i öldürmüştü. Muhaddisler ondan, vasıtalı ve vasıtasız Resulullah (s.a.a)'den naklettiği hadislerin hepsini tanıtmışlardır. Kendisinden; Ebu İshak, Adiy b. Sabit, Yahya b. Ya'mur ve Abdullah b. Yesar gibi şahıslar nakletmiştir.

              Yorum


                #37
                Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

                Bismillahirrahmanirrahim

                37-Süleyman b. Tarhan et-Temini el-Basri:

                İbn-i Kuteybe, Maarif'inde Ehl-i Beyt adamlarından sayar. Sihah sahiplerinin altısı da onunla tanıtlık yaparlar. Bilhassa Müslim ve Buhari sahihlerinde şu şahıslardan nakleder: "Enes b. Malik, Ebu Mecaz, Bekir b. Abdullah, Katade ve Ebu Osman en-Nehdi." Yine her iki Sahihte kendisinden şu şahıslar nakletmiştir: "Oğlu Muammar, Şü'be ve Sevri, Müslim de, başkaları da ondan nakletmiştir. Süleyman b. Tarhan 143 yılında vefat etmiştir.

                Yorum


                  #38
                  Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

                  Bismillahirrahmanirrahim

                  38- Süleyman b. Karım b. Maaz Ebu Davut ed-Dabbi el- Kufi:

                  Onu, İbn-i Hebban zikreder ve şöyle der: "Gali bir Rafızi'dir. Yazar diyor ki: "Buna rağmen "Ahmed b. Hanbel" onu tevsik etmiştir." Süleyman'ın Mizan'daki tercümesinde olduğu gibi, İbn-i Adi de şöyle der: "Süleyman b. Karm'in hadisleri güzeldir. Bence o, Süleyman b. Erkam'dan daha iyidir. Hadisini, Müslim, Nesai, Tirmizi ve Ebu Davut, Sahihlerine almışlardır. Müslim'de, Ebu'l Cevab'ın Süleyman b. Karın'dan onun da A'meş'ten aldığı Rusulullah (s.a.a)'a dayanan şu hadis mevcuttur: "İnsan sevdiğiyle beraberdir." Sünenler'de onun Sabit'ten, Enes'ten naklettiği şu hadisi de mevcut: "İlmi takip etmek, her Müslüman'a farzdır." Yine A'meş'ten Amr b. Murra'dan, Abdullah b. Haris'ten, Zübeyr b. Akmar'dan, Abdullah b. Amr'dan şöyle bir hadisi var: "Haken b. Ebi'l As Resulullah (s.a.a)'in meclisinde oturup, söylediklerini dinler ve tek tek Kureyş'teki düşmanlarına taşırdı. Resulullah (s.a.a), ona ve "Sulb" ünden Çıkacak olan bütün zürriyetine lanet okudu.

                  Yorum


                    #39
                    Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

                    Bismillahirrahmanirrahim

                    39-Süleyman b. Mehrlm el-Kahili el-Kufi el-A'maş

                    Caferilerin şeyhlerinden ve müspet muhaddislerinden idi. Sünni'lerin büyük tarihçilerinden İbn-i Kuteybe ve Şehristani onu Caferilerin büyüklerinden sayarlar. Zehebi'de Mizan'ında onu zikreder ve büyük bir muhaddis olduğunu itiraf eder. A'meş'in, büyüklüğüne delalet eden bazı nükteleri de var. Onun zamanında Halifelik makamında oturmakta olan Hişam b. Abdülmelik, ona şöyle haber gönderir: "Bana, Osman'ın faziletle- rini ve Ali'nin (as) kötülüklerini yazıp gönder." A'meş, bu haber üzerine yazılı olan kağıdı bir koyunun ağzına verir. Koyun onu çiğnedikten sonra getiren elçiye şöyle" der: "Ona cevabımın bu olduğunu söyle" deyince elçi, "Eğer ona cevap götürmezsem beni öldüreceğine yemin etti" der. Ve cevap yazması için yalvarır. Mecliste bulunanlar da rica edince şöyle yazar:

                    Bismillahirrahmanirrahim

                    Osman'ın faziletleri dünyayı doldurmuş olsa, sana hiç bir faydası olmayacağı gibi, Ali'nin kötülükleri de dünyayı doldurmuş olsa sana hiç bir zararı olmayacaktır. Kendi nefsinle ilgilen, vesselam.

                    İbn-i Abdülbirr "Cami-el Beyan" Kitabında ise Ali b. el-Haşrem'in şöyle dediğini yazar: Alfadıl b. Musa bana dedi ki, Ameş hastalanmıştı, Ebu Hanife ile ziyaretine gittik, Ebu Hanife ona:Ya Eba Muhammed, sana ağırlık yapmaktan çekinmeseydim, ziyaretine daha sık gelirdim" dedi. A'meş şöyle cevap verdi:Vallahi sen evindeyken bile bana ağırsın, artık yanıma diğin zaman bana ne kadar ağır geldiğini sen düşün. "Fadıl diyor ki Yanından çıktığımızda, Ebu Hanife bana: "A'meş Ramazanda oruç tutmaz" dedi. İbn-i Haşrem: "Fadıl, Ebu Hanife 'öyle demekle neyi kastetti?" diye sorar. Fadıl: A'meş, iftarını Huzeyfe'nin hadisi ile yapardı, belki onu kastediyor" der. Biz de diyoruz ki: Allah'ın kitabında "Beyaz iplik siyah iplikten belli oluncaya kadar yeyip için; Ondan sonra da akşama kadar orunuzu tutun" diye emrettiği farzdan şaşmazdı.

                    Vecize sahipleri Hasan en-Nehai 'den, Şerik b. Abdullah el- Kadi'den şöyle rivayet eder: "Kurtulmayıp öldüğü hastalığa düştüğü zaman A'meş'in ziyaretine gittim. Yanından ayrılmadan İbn-i Şebrama, İbn-i Ebi Leyla ve Ebu Hanife geldiler; zayıf düştüğünü günahlarından korktuğunu söyleyince, Ebu Hanife yanına yaklaşarak; "Ya Eba Muhammed Allah'ın azabından sakın ve nefsini düşün. Ali (as) hakkında naklettiğin hadislerden vazgeçsen senin için daha hayırlı olur" dedi. A'meş hiddetlenerek ona sen bunu bana mı söylüyorsun" diye çıkıştı. Hatta ona (Burada zikretmeye lüzum görmüyoruz) ağız bir şekilde küfretti (Ebu Hnife'nin yalan söylediğini açıkça herkesin ortasında söyledi).

                    A'meşin, doğru, adaletli ve her türlü günahtan sakınan biri olduğunu herkes kabul etmiş "Altı Sihah" sahipleri ona inanmış ve hadislerini hüccet olarak kabul etmişlerdir. Hicretin 61. yılında doğmuş ve 148'inde vefat etmiştir. Allah'tan ona rahmetler olsun.

                    Yorum


                      #40
                      Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

                      Bismillahirrahmanirrahim

                      40-Şerik b. Abdullah b. Sinan b. Enes en-Nehai el-Kafi el- !di:

                      İbn-i Kuteybe Ehl-i Beyt adamlarından olduğunu yazar. Mizan'da, Şerik'in yazılı olan hayatında şu açıklamalar var: Abdullah b. İdris: "Şerik'in Ehl-i Beyt taraftarlarından olduğuna yemin ederim" der. Ebu Davut er-Rehavi, Şerik'in şöyle dediğini duydum de: "Ali insanların en hayırlısıdır; bunu kabul etmeyen kafir sayılır." Yazar diyor ki: Şerik, "Ali, Resulullah (s.a.a)'den sonra insanların en hayırlısıdır" demek istiyor. Zira Caferilerin mezhebine göre böyledir. Cevzecani, bunun için ona, sapık diyor. Cevzacani'nin yolundan sapıp, Ehl-i Beyt'in yoluna devam ettikten sonra sapık olsun, zararı yok" Hz. Ali (as) hakkında "Nas edilmiş şöyle bir hadisi vardır: (Mizan'da da geçer) Ebu Rabia el-Eyadi'den İbn-i Bureyde'den, babasından Peygamber (s.a.a) buyurdu ki: "Her Nebi'nin bir vasisi ve varisi vardır; benim de vasim ve varisim Ali'dir." Şerik Hz. Ali'nin (as) faziletlerini neşretmeye kendini vakfetmiş, içtihadı ile Emeviler bile onun faziletlerinden bahsetmeye başlamıştı. Harici, Dürret'ul Gavvas kitabında şöyle yazıyor: Şekir'in, Evevi'lerden, her zaman beraber oturduğu bir dostu vardı. Şerik, bir gün ona Hz. Ali'nin faziletlerinden bahsediyordu. Emevi şöyle Emevi'nin bu kadarcık övgüsüne kızarak: "Ali'ninn(as) lafı gelirde sadece iyi bir adamdı" demekle iktifa edilir mi" diyerek çıkışır.

                      İbn-i Ebi Şeybe, Ali b. Hakim'den, Ali b. Kadim'dan naklediyor: (Mizan'da da yazılı) "Attab, bir arkadaşıyla birlikte Şefik'in yanına gelir ve şöyle der: "Senin için inançsız diyorlar, doğru mu?" Şerik ona şöyle cevap verir: Ahmak herif! Ben nasıl inançsız olurum; Allah'tan isterdim ki, Ali'nin yanında olsaydım da kılıcımı onların kanından boyasaydım.

                      Abdullah b. el-Mübarek diyor ki: (Mizan'da da aynen yazılı) "Şerik, hadiste Süfyan'dan da bilgilidir. Aynı zamanda da Ali'nin düşmanlarına düşmandı" Abdüsselam b. Hark ona: "Bir din kardeşin hasta, ona ziyarete gider misin?" der. "Kim" diye sorar. "Malik b. Migver' deyince O, "Ali ve Ammar'a leke sürmeye çalışan benim kardeşim değildir" der. Bir gün yanında Muaviye'nin bahsi gelir. Birisi: "Akıllıydı" deyince hiddetlene- rek der ki: "Hakk'la alayeden ve Ali ile savaşan akıllı olamaz." Asım'dan, Zerden Abdullah b. Mesud'a dayanarak şu hadisi nakleden kendisidir: "Peygamber (s.a.a) buyurdu ki:" Muaviye'yi benim minberimin üstünde görürseniz öldürün." Zehebi; sadık ve Hafız imamlardan birisiydi" diye vasıflandırır ve sonunda şöyle der: "Şerik, ilim deposu idi, İshak el-Ezrak ondan dokuz bin hadis nakletmiştir." Zehebi, Ebu Tövbe el-Halebi'den naklederek şöyle de yazar; "Remle, denilen yerde bulunuyorduk" Ummetin adamı kim" dediler, bazı kişiler "İbn-i Lahia"
                      dedi. Bazıları da "Malik" dedi.

                      İsa b. Yunus'a sorduk O, "Ümmet'in adamı Şeriktir, dedi. O günlerde sağdı, henüz ölmemişti." Şerik'ten, Müslim ve dört sünen sahibi bahseder ve onunla tanıtlık yapmışlardır. Onların nezdinde şu şahıslardan nakletmiştir: Ziyad b. Alika, Ammar ed-Dahni, Hişam b. Urve, İsa'li b. Atp, Abdülmelik b. Umeyr, Umera b. el Ka'ka ve Abdullah b. Şibrima kendisinden nakledenler ise İbn-i Ebi Şayba, ali b. Hakim, Yunus b. Muhammed, Fadıl b. Musa, Muhammed b. es-Sabah ve Ali b. Hacer. Horasan'da 95 yılında doğmuş ve 178 yılında Zilkade ayının başın- Kufe'de vefat etmiştir.

                      Yorum


                        #41
                        Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

                        Bismillahirrahmanirrahim

                        41-Şu'be b. el-Haccac:

                        "Vasiti" olup Basra'ya yerleşmişti. Künyesi: Ebu Bus- n'dır.

                        Ehl-i Sünnetin büyük yazarları onu Ehl-i Beyt taraftarlarından sayarlar. "Altı Sahih" sahibi de onunla tanıklık yaparlar. Buhari ve Müslim'de Ebu İshak, İsmail b. ebi Halid, Mensur ve Ameş'ten naklettiği hadis sabittir. Yine adı geçen her iki sahihte kendisinden şu şahıslar nakleder: Muhammed b. Cafer, Yahya b. Said el-Kattan. Osman b. Cibille ve başkaları. 83'te doğup 160'ta vefat etmiştir.



                        Yorum


                          #42
                          Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

                          Bismillahirrahmanirrahim

                          42-Sa'saa b. Suhan b. Hicir b. el-Haris:

                          İbn-i Kuteybe, "Maarifi'nin 206. sayfasında Caferilerin meşhur adamlarından saymıştır. İbn-i Sa'd, "Tabakat'ında altıncı cüzünün 154. sayfasında onun için "Kufe'de plancılık yapanlardan; ayrıca büyük bir hatip idi; Hz. Ali'nin (as) ashabından olup "Cemel Vakasında", iki kardeşi Zeyd ve Seyhan'la beraber onun yanında savaşmıştı. Savaşın başlangıcında sancak Seyhan'da idi. Şehit düşünce Zeyd alır, Zeyd de şahadete kavuşunca Sa'saa alır." Ve der ki: "Sa'saa'nın Hz. Ali'den (as) ve Abdullah Abbas'tan hadisleri vardır. Doğru ve güvenilir olmasına rağmen hadisleri azdır. İbn-i Abdülbirr "İstiyab" kitabında ondan şöyle bahseder; Resulullah (s.a.a)'in zamanında da Müslümandı, ancak yaşı küçük olduğundan onun meclisinde hiç bulunmamıştır."

                          Kabilesi "Abdülkays"in reislerindendi. Fasih dili bir hatip olup,dindar ve fazilet sahibi idi. Yahya b. Muin şöyle anlatıyor:

                          "Ömer, şer'i bir meselede tereddüt eder. Çıkıp bir hutbe okur ve halktan bu hususta fikirlerini sorar. Sa'saa, genç yaşta olmasına rağmen kalkıp meseleyi çözer ve hakikati aydınlatır. O günden sonra da verdiği hükme göre hareket ederler." Bu hikaye hiç garip değil; çünkü, Süban oğulları Arapların başlarından ve asil efendilerinden sayılırdı. İbn-i Kuteybe Maarif'inde diyor ki; "Süban oğulları, Zeyd, Seyhan ve Sa'saa "Abdülkays" kabilesindendirler. Zeyd'in faziletlerinden biri, hadiste anlatıldığına göre, Peygamber (s.a.a) der ki; "Hayırlı Zeyd "el Eczem" (Yani eli kesik) ve "Cundeb" (Çekirge veya ona benzeyen küçük bir kuş olarak) cennete gideceklerdir. Birincisinden eli kendisinden otuzyıl evvel cennete gidecek. İkincisi ise, öyle bir vuruş vuracak ki, Hakk'la Batılı ayıracak. "Zeyd, "Celula" vakıasında kolunu kaybeder. Ondan otuz sene sonra da" Cemel vakıasında" Hz. Ali (a.s)'in safında savaşırken Hz. Ali (a.s)'ye der ki: "Ya Emir'ul Mü'minin!... Bu savaşta benim ölümün mukadderdir. Hz. Ali: (a.s) Nereden biliyorsun? diye sorunca "Rüyamda, elimi gökten inip, beni yukarıya doğru çektiğini gördüm" der ve savaşta hakikaten şehit olur.

                          Kardeşi Seyhan da yanı vakada şehit olup Allah'ın rahmetine kavuşur." Yazar diyor ki: Zeyd'in elinin kendisinden evvel cennete gideceği, Peygamber (s.a.a) tarafından daha evvel haber verildiği, bütün Müslümanlarca Peygamberlik kerametlerinden ve İslam'ın alametlerinden sayılmıştır. Ve Zeyd'in hayatını yazan her yazar bu hadisi mutlaka kitabında zikretmiştir. Bunlardan "İstiyab" "İsabe" ve başka kitaplar şahit olarak gösterile- bilir. Demek ki Zeyd, Ehl-i Beyt taraftarı olduğu halde Peygamber (s.a.a) tarafından cennete gideceği haber veriliyor. Allah'a binlerce şükür...

                          Si'saa'yı (İsabe) sahibi zikrederken şöyle der: "Osman ve Ali (as) hakkında rivayetleri vardır. "Siffin" savaşında Ali'yi (as) bırakmazdı. Hatip ve Fasih idi. Muaviye ile konuşmaları var?' Ve der ki "Şabi" ondan hitabet öğrendiğini itiraf eder." Ondan, Ebu İshak- , Minhal b. Amır, Abdullah b. Berida ve başkaları hadis naklederler. Muaviye'nin emriyle, Muğire b. Şu'be onu Kufe'den Bahreyn'e sürgün eder ve orada vefat eder. Zehebi de onu Mizan'ında zikreder ve tanınmış, inanılır derken, İbn-i Sa'd ve Nesa'inin onunla tanıtlık yaptıklarına işaret eder. Onunla tanıtlık yapmayanlar, ona değil, kendi kendilerine zarar vermiş. Ona değil, lakin bununla kendi nefislerine zulmetmişlerdir.

                          Yorum


                            #43
                            Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

                            Bismillahirrahmanirrahim

                            43- Tavus b. Keysan el-Hamdani el- Yamani:

                            Ehl-i Sünnet onu, şüphe götürmez Ehl-i Beyt taraftarlarından sayarlar. Şehristani ve İbn-i Kuteybe Ehl-i Beyt adamlarından olduğunu yazmayı ihmal etmemişlerdir. "Sihah" sahiplerinin altısı da onu tanık olarak kabul ederler. İbn-i Abbas, İbn-i Ömer, Ebu Hureyre, Aişe, Zeyd b. Sabit ve Abdullah b. Amr'dan nakletmiştir. Ayrıca kendisinden tanınmış bir kaç kişi nakleder. Mekke'de Hacda iken 108 yılında vefat eder. Ona orada büyük bir cenaze merasimi yapılır. Cenazesinde bulunan, Abdullah b. Hasan b. Ali b. Ebi Talip (a.s) tabutunu yüklemek isterken kalabalıkta sıkışmış ve sarığı başından düşmüştü.

                            Yorum


                              #44
                              Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

                              Bismillahirrahmanirrahim

                              44-Zâlim b. Amr b. Süfyan Ebu'1 Esved ed-De'liy:

                              Caferilikteki hali ve Hz. Ali (as) ve çocuklarına olan bağlılığı gün gibi açık. Bizim daha çok açıklamamıza lüzum yok, zira Caferilği hakkında kimse münakaşa edemez. Bununla beraber "Sahih, sahiplerinin altısı da onunla tanıtlık yaparlar. Buhari, Sahihinde Ömer b. Hattab'tan, "Müslim"de Sahih'inde Ebu Musa ve İmran b. Husayn'dan naklettiği hadisler var. Kendisinden de Yahya b. Ya'mur, Abdullah b. Bureyde ve oğlu Ebu Harb nakletmişlerdir. Allah'ın rahmetine 99 yılında 85 yaşında iken kavuşur. Nahiv ilminin kurallarını ilk olarak O vaaz etmiştir. Hz. Ali (a.s)'nin irşadı ile kendisi vaaz eder.

                              Yorum


                                #45
                                Ynt: Ehl-i Sünnet'in Senet olarak gösterdiği 100 Caferi

                                Bismillahirrahmanirrahim

                                45-Amir b. Vaile b. Abdullah b. Amr el-Leysi el-Mekki Ebut-Tufayl:

                                "Uhud," Vakasının olduğu yılda dünyaya gelmiştir. Peygamber (s.a.a) vefat ettiği zaman kendisi sekiz yaşında idi. İbn- i Kuteybe, "Maarif'inde" onu aşarı Rafizilerin başında sayar ve der ki: "Hazreti Hüseyin'in (as) intikamını almaya kalkan "Muhtar"ın bayrağını taşıyan kendisi idi.

                                İbn-i Abdülbirr de "İstiyab," kitabında onun için: "Kufe'ye göç ederek ve Hz. Ali'nin (as) bütün yaptığı savaşlara iştirak eder. Hz.Ali'nin (as) ölümünden sonra tekrar Mekke'ye dönen Fazıl, akıllı, hazır cevap ve fasih idi. Aynı zamanda Hz. Aii'nin (as) taraftarlarından olduğu malumdu" der ve ardından şu hikayeyi anlatır: "Ebu't Tufayl, bir gün Muaviye'nin meclisinde bulunur, Muaviye ona, "Dostun Ali'ye olan üzüntün nasıl?"diye sorunca şöyle cevap verir: "Musa'nın annesinin Musa'ya olan üzüntüsü gibi ama yine de bu hususta Allah'tan taksiratımı affetmesini diliyorum." Muviye onao "Osman'ı muhasara edenlerle beraber miydin?" deyince o "Hayır, fakat muhasara edenleri görenlerle beraberdim." Muaviye: "Ona yardım etmemenin nedeni ne idi. O: "Peki senin ona yardım etmemenin nedeni ne idi? Ki, bütün Şam halkı sana tabi ve senin emrinde iken, sen durduğun yerde onun ölüm haberini bekledin" der. Muaviye ona: "Onun intikamını almaya kalkmam ona yardım sayılmaz mı? deyince o: "Senin davranışın ancak şairin şu beytindeki mana ile bağdaşır: "Ölümümden sonra belki bana ağlayıp, benim için ağıt yakarsın ama, hayatta kaldığım müddetçe bana hiç yardımın dokunmayacağı muhakkak.

                                Ondan Ebuz-Zübeyr, Katade, Mensur b. Hayyan, Amr b. Dinar, Külsüm b. Habib ve Fürat el-Kazzaz gibi bir çok kişiler nakleder. Kendisi de, Muaz b. Cebel, Abdullah b. Mes'ud, Ali b. Ebi Talip, Huzeyfe b. Useyd, Huzeyfe b. Yeman, Abdullah b. Abbas ve Ömer b. Hattab'tan nakleder. Zira bütün hadis takipçileri onu iyi tanır. Ebu't-Tufayl, 100 veya 102 yılında vefat eder. Allah rahmet eylesin.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X