Bismillahirrahmanirrahim
Not: Amacım kimseyi karalamak ve tefrika çıkarmak değildir. Süneni Ebu Davuttan seçtiğim bir rivayeti ve açıklamasını bazı hükümleri ile beraber el vurmadan naklediyorum!
KAYNAK: Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 8. ci cildin 100 ve 101.ci sayfaları.
Hadis No: 2061
Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem'in hanımı Âişe (r.anhâ) ve Ümmü Seleme (r.anhâ)'dan rivayet olunmuştur: Resû-lullah sallALLAHu aleyhi ve sellemin Zeyd'î evlatlık edindiği gibi, Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rabia b. Abdişems de Ensar'dan bir kadının azatlı kölesi olan Sâlim'i evlâtlık edinmiş ve kardeşinin kızı Hind bint el-Velîd b. Utbe b. Rabia ile evlendirmişti. Cahiliyye çağında bir kimse bir adamı evlatlık edindi mi halk o evlatlığı o adama nis-bet ederek isimlendirirlerdi. Evlatlık da o adamın mirasına vâris olur¬du. Nihayet noksan sıfatlardan münezzeh olan yüce ALLAH bunun hakkında; "Onları babalarına nisbet ederek çağırın" âyet-i keri¬mesini, "onlar sizin din kardeşlerinizdir ve dostlarınızdır" buyruğu¬na kadar indirince (bu evlâtlıklar babalarına verildi, babası bilinme¬yenler) de dost ve din kardeşi oldu.
Bu sırada Ebû Huzeyfe'nin hanımı Sehle bint Süheyl b. Amr el-Kureyşî gelerek;
Ey ALLAH'ın Resulü, biz Sâlim'e (kendi neslimizden gelen) bir çocuk gözüyle bakıyorduk, kocamla benim yanımda bir evde kalı¬yor ve (dolayısıyla) beni başı, yakası, boynu yüzü ve kolları açık bir kıyafetle görüyordu. Şimdi ise Aziz ve Celil olan ALLAH evlâtlık¬lar hakkında senin de bildiklerini indirdi. Salim hakkındaki görüşü¬nüz nedir? diye sordu.
Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem de ona;
"Onu emzir" buyurdu. Sehle, enu beş kez emzirdi ve Salim O'nun sütoğlu oldu. Bu olay nedeniyle Âişe (r.anhâ) kendisinin gör¬mek istediği ve yanına girmelerini arzu ettiği kimseleri kız kardeşle¬rinin veya erkek kardeşlerinin kızlarının emzirmelerini isterdi. Eğer (emzirilmesini istediği kimse) yetişkin ise, beş defa emzirmelerini is¬terdi. (O kimse Hz. Âişe'nin bu isteğine uyduktan) sonra artık Hz. Âişe'nin yanına (rahatça) girerdi.
Ümmü Seleme ile Peygamber sallALLAHü aleyhi ve sellemin diğer hanımları, beşikte iken süt emmedikçe halktan bir kimsenin bu şekilde süt emmek suretiyle yanlarına gelmesine izin vermezlerdi. Ve Hz. Âişe'ye de; VALLAHi bilmiyoruz, belki bu diğer halk için değil de sadece Sâlim'le ilgili olarak Peygamber (s.a.) tarafından verilmiş özel izin¬dir, derlerdi.
Açıklama
Metinde söz konusu edilen Hz. Sehle'nin Hz. Sâlim'i emzirme hadise¬si Hz. Sehle'nin sütünü bir kaba sağarak Hz. Sâlim'e içirmesiyle olmuş¬tur. Yoksa yetişkin bir insanın yabancı bir kadının memesini ağzına alarak emmesi haramdır. İmam Nevevî bu görüşün en güzel ve isabetli görüş olduğunu söyledikten sonra Müslim'in rivayet ettiği bir hadise Müslim, redâ 26. dayana¬rak özel olarak Hz. Sâlim'e bu izinin verilmiş olması ihtimaline de yer veriyor.
Her ne kadar burada Hz. Peygamber'in Hz. Sehle'ye Hz. Sâlim'i em¬zirmesi mutlak olarak zikredilmişse de İmâm-i Malik'in Muvatta'ında "beş defa emzir" şeklinde rivayet olunmuştur. Ayrıca süt akrabalığının meyda¬na gelmesi için emmenin en az on defa olacağına dair" bazı hadis-i şerifler Müslim, redâ 25; îbn Mâce, nikâh 35; Muvattâ, redâ 7-8. varsa da İbn Abbas'a göre bu kayıtlar neshedilmiştir. BinaenaIeyh süt akrabalığının meydana gelmesi için bir defa emmek yeterlidir. Davudoğlu, Salıih-i Müslim terceme ve şerhi, VII, 376.
Yine metinde Hz. Âişe'nin yanına girmek isteyen erkeklere Hz. Sâlim'e uygulanan usûlü uyguladığı, Resûl-i Ekrem'in diğer hanımlarının ise bu görüşe katılmadığı ifade ediliyorsa da Taberî'nin "Tehzîbü'1-âsâr" isimli eserinde sağlam senedle rivayet ettiği bir hadiste ise, Hz. Hafsa validemi¬zin de Hz. Âişe'nin görüşünde olduğu ifade edilmektedir. İbn Hacer, Fethü'1-bârî XI, 52
Bu hadise İmam Mâlik'in Muvatta'ında şu mânâya gelen lâfızlarla rivayet edilmiştir: "Hz. Âişe de yanına girmesini arzu ettiği kimseyi bu hükmü uygulardı. Kız kardeşi Ümmü Gülsüm ve erkek kardeşlerinin kız¬larına yanına almasını arzu ettiği erkekleri emzirmelerini emrederdi. Ama Peygamber Efendimizin diğer hanımları böyle bir emme ile hiçbir kimseye yanlarına kabul etmezlerdi ve, "hayır, ALLAH'a yemin ederiz ki, Resûlullah'ın Sehle'ye emri, sadece Sâlim'in emmesine mahsus bir ruhsattır. Ha¬yır, ALLAH'a yemin ederiz ki bu emme ile hiçbir kimse yanımıza giremez," derlerdi."
Bazı Hükümler
Yetişkin bir kimsenin emmesiyle de süt akrabalığı meydana gelir, Hz. Aışe ile Urve b. ez-Zubeyr, Ata b. Ebi Rebah Leys b. Sa'd ve İbn Hazm bu görüştedirler.
Bu görüşte olan ulemâ, yetişkin bir kimsenin emmesiyle de süt akra¬balığının gerçekleşeceğini söyleyen ulemânın görüşünü reddederek şunları söylemişlerdir. Yetişkin bir kimse olan Sâlim'in süt emme çağı geçtikten sonra, emmesiyle süt akrabalığının meydana gelmesi, Hz. Peygamber'in bazı zevcelerinin de ifade ettikleri gibi Hz. Salime mahsus özel bir durumdur.
Aksi görüşte olanlar da bu iddiaya şu cevabı vermişlerdir: Bu hük¬mün Hz. Sâlim'e ait özel bir hüküm olduğunu söyleyebilmek için bir deli¬le dayanmak gerekir. Hz. Peygamber'in Hz. Âişe dışındaki hanımlarının bu hükmün Hz. Sâlim'e ait özel bir hüküm olduğunu söylemeleri bir delil olamaz. Çünkü onların bu görüşleri Resûl'i Ekrem'den ulaşan merfu ha¬dislere aykırıdır. Merfu hadise ters düşen şahsî görüşler sahabeye bile ait olsa, delil olamaz.
Yorum