Seyf, tahminen hicrî 170 yılında vefat etmiştir. O, Resulullah'ın (s.a.a) döneminden, Benî Sâide Sakife'si, Ebu Bekir'e biat edilmesi, İrtidat Savaşları, fetihler ve nihayet Cemel Savaşı hakkında öyle rivayetlerde bulunmuştur ki şahsına mahsustur; bu rivayetleri ondan başka hiç kimse söylememiştir. Rical ilmi bilginleri Seyf b. Ömer hakkında şöyle derler: O zayıftır. Hadisi metruktur. Sözlerine itina edilmez. Söz konusu olmayan bir yalancı, hadis uyduran ve zındıklıkla suçlanan bir kişidir. Seyf hakkındaki bu vasıfları Yahya b. Muin (öl. 233 hk.), Ebu Davud (öl. 275 hk.), Sünen'in yazarı Neseî (öl. 303 hk.), İbn Ebî Hatem Râzî (öl. 327 hk.), İbn Habban (öl. 354 hk.) ve Hâkim (öl. 405 hk.) gibi bilginler kaydetmişlerdir. Seyf'in Rivayetlerinin Niteliği Seyf kendi rivayetinde Resulullah (s.a.a) için yüz elli sahabe uydurmuştur. Seyf bunlardan yirmi dokuzunu kendi kabilesi olan Temim'den uydurmuş, hayalinde her biri için fetihler, kerametler, şiirler ve hadis rivayetleri alanında bir sürü haberler uydurmuştur. Oysa Allah Tealâ ne bu insanları, ne de bunların rivayetlerini yaratmış değil; aksine bunların hepsini Seyf uydurmuştur. Biz, Abdullah b. Saba ve Mie ve Hamsune Sahabiyyin Muhtelak adlı kitaplarımızda bu râvilerden yetmişten fazlasını inceleyip gücümüz yettiği kadarıyla Seyf'in bu uydurma rivayetlerinin râvilerini aradık ve şu sonuca vardık: Seyf, Muhammed b. Sevad Nüveyre dediği bir râvisinden yaklaşık 216 rivayet, diğer râvilerinden ise daha az miktarda rivayet etmiştir; öyle ki, bir râvisinden sadece bir rivayet nakletmiştir. Yine Seyf, Araplar için şairler, Fars ve Rumlar için komutanlar, Müslüman ve Müslüman olmayan devletler içinse topraklar uydurmuş, tarihî olayların yıllarını tahrif etmiş, İslâm tarihindeki seçkin kişilerin isimlerini değiştirmiş ve uydurduğu rivayetlerle Müslümanların arasında birtakım hurafeler yaymıştır. Seyf, irtidad ve fütuhatta hiçbir zaman vuku bulmayan savaşlar
uydurmuş, bu savaşlarda Müslümanların eliyle feci bir şekilde öldürülen yüz binlerce kişiden bahsetmiştir; oysa ne bu savaşlar ve ne de böyle vahşice öldürmeler vuku bulmuştur. O uydurduğu şeylerle İslâm'ın kılıçla yayıldığını belirtmiştir; Seyf'in uydurma rivayetleri, Ehlisünnet'in hadis, tarih, edebiyat gibi İslâm'ın önemli kaynaklarından yetmişine girmiş, bu rivayetler Resulullah'ın (s.a.a) döneminden Muaviye'nin zamanına kadar bu kaynaklarda tamamen yayılmıştır. Herkesten daha fazla ve daha önce Seyf'e ilgi duyup rivayetlerini kitabında kaydeden kişi İmamu'l-Muvarrihin Muhammed b. Cerir Taberî'dir.
Taberî, Seyf'ten şu tür rivayetler nakletmiştir:
a) İslâm ordusunun denizin üzerinde hareket edişi! Dareyh sahillerinden gemiyle bir gün boyunca alınabilecek yolu alışı! İslâm ordusu su üzerindeki bu yolculuğunu, üzerini bir miktar su bulunan bir kum üstünde hareket ediyormuş gibi katediyordu; öyle ki, denizin suyu develerin tırnaklarına zor ulaşıyordu!
b) Kadisiye Savaşı'nda inekler, Seyf'in uydurduğu sahabe Asım b. Amr Temimî'yle fasih bir Arapça'yla konuşuyordu. Bekir, geçmek istediği nehirlerde Etlal ismindeki atına, "Etlal uç!" diye bağırır, Etlal da açık bir dille ona, "Bakara Sûresi'nin hakkı için uçuyorum!" diye cevap verip nehrin üzerinden uçardı!
c) Kadisiye Savaşı'nda cinler, Temim savaşçılarının yiğitlikleri hakkında şiirler okumuşlardı!
d) Şuş şehrinin kapısı, Deccal'ın, duvarına tekme vurarak "İnfetih bizar" demesiyle hiç kimsenin eli değmeden açıldı
e) Veyh-i Erdeşir'in Behersir şehrinin fethinde melekler Esved b. Kutbe Temimî'nin dilinden Farsça kendisinin de anlamadığı bir söz söyledi; fakat o söz sebebiyle İranlılar kaçtılar! Bu gibi efsane ve hurafeleri Taberî Seyf'ten almış, kendi Tarih'inde kaydetmiş, oradan da diğer rivayet kaynaklarıyla günümüze kadar yazılan İslâm tarihlerine geçmiştir; biz bunlardan bir bölümüne değineceğiz.
uydurmuş, bu savaşlarda Müslümanların eliyle feci bir şekilde öldürülen yüz binlerce kişiden bahsetmiştir; oysa ne bu savaşlar ve ne de böyle vahşice öldürmeler vuku bulmuştur. O uydurduğu şeylerle İslâm'ın kılıçla yayıldığını belirtmiştir; Seyf'in uydurma rivayetleri, Ehlisünnet'in hadis, tarih, edebiyat gibi İslâm'ın önemli kaynaklarından yetmişine girmiş, bu rivayetler Resulullah'ın (s.a.a) döneminden Muaviye'nin zamanına kadar bu kaynaklarda tamamen yayılmıştır. Herkesten daha fazla ve daha önce Seyf'e ilgi duyup rivayetlerini kitabında kaydeden kişi İmamu'l-Muvarrihin Muhammed b. Cerir Taberî'dir.
Taberî, Seyf'ten şu tür rivayetler nakletmiştir:
a) İslâm ordusunun denizin üzerinde hareket edişi! Dareyh sahillerinden gemiyle bir gün boyunca alınabilecek yolu alışı! İslâm ordusu su üzerindeki bu yolculuğunu, üzerini bir miktar su bulunan bir kum üstünde hareket ediyormuş gibi katediyordu; öyle ki, denizin suyu develerin tırnaklarına zor ulaşıyordu!
b) Kadisiye Savaşı'nda inekler, Seyf'in uydurduğu sahabe Asım b. Amr Temimî'yle fasih bir Arapça'yla konuşuyordu. Bekir, geçmek istediği nehirlerde Etlal ismindeki atına, "Etlal uç!" diye bağırır, Etlal da açık bir dille ona, "Bakara Sûresi'nin hakkı için uçuyorum!" diye cevap verip nehrin üzerinden uçardı!
c) Kadisiye Savaşı'nda cinler, Temim savaşçılarının yiğitlikleri hakkında şiirler okumuşlardı!
d) Şuş şehrinin kapısı, Deccal'ın, duvarına tekme vurarak "İnfetih bizar" demesiyle hiç kimsenin eli değmeden açıldı
e) Veyh-i Erdeşir'in Behersir şehrinin fethinde melekler Esved b. Kutbe Temimî'nin dilinden Farsça kendisinin de anlamadığı bir söz söyledi; fakat o söz sebebiyle İranlılar kaçtılar! Bu gibi efsane ve hurafeleri Taberî Seyf'ten almış, kendi Tarih'inde kaydetmiş, oradan da diğer rivayet kaynaklarıyla günümüze kadar yazılan İslâm tarihlerine geçmiştir; biz bunlardan bir bölümüne değineceğiz.
Yorum