Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur



    ayrıca bu verdiğim linkide inceleminizi tavsiye ederim

    Yorum


      #17
      Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

      Arkadaşlar ibni sebe denilen melun yaşamış yada yaşamamış neden bu kadar insanları harakete geçirdiki..hee ibni sene denilen melun yaşadıysa demekki bu şialığı o çıkarttı..islama fitne sokan ve sokmaya çalışan binlerce insan var..şimdi buraki ehlisünnet kardeşlere şianın ibni sebe tarafından değilde hz Resululah zamanında Resulullahın Ali ve taraftarlarına verdiği söylesek ve bu söylemimizide bizzat ehlisünnet kaynaklarından ortaya koysak sırf taasuplarından anlamayacakalar,ve daha önemlisi saffat suresi 83.ayette hz ibrahiminde şiilerden yani sözlük manası olan taraftarlarından olduğunu bize kuranı kerim bildiriyor..bakınız saffat suresine ve tefsirine..

      saffat suresi.83- Ve şüphe yok ki İbrâhim de onun taraftarlarındandı elbet.

      şimdi şianın sözlük manasına baktığınız zaman taraftar ve takip eden manasına olduğunu göreceksiniz.yani demektirki dünyadaki herkes ŞİA dır..ama en önemlisi kimin ŞİASIDIR...

      asıl önemli olan burasıdır..ya Hz Ali şiası olacaksın yada muaviye şiası olacaksın yada muaviyeyi o makam ve mevkiye getirenlerin şiası olacaksın..ama şu varki hz Ali haktan hakikatten ve dolayısı ile hz Resululalhtan hiç ayrılmamış onun hem sağlığında hemde şehadetinden sonra yolundan ayrılmamıştır..ama ne yazıkki daha o Resulullahın cenazesi yerde iken bir takım insanlar makam mevki peşine düşmüş hakkı çiğnemiş islama ilk fitneyi sokmuşlarıdır..ve bugün islama o fitneyi sokanları ehlsiünnet kardeşler son derece hayırla yad etmektedirler..yani bir bakıma iyiki yapmışlar helal olsun diyerek şiası oldukları insanları sevgileri ile saygıları ile desteklemektedirler..yukarıda bir örmekte ibni teymiyeden kaynak ve delil veren arkadaşa ben şunu söylüyorum ben size sadece ibni teymiyenin kim olduğunu ve hz Ali ve ehlibeyte nasıl düşman olduğunu
      buraya aktarayım siz diğerlerini düşünün..yani ibni teymiyenin kim olduğunu öğrendikten sonra ibni sebe denilen melunu yaşamış yada yaşamamış hiç önemli değil çünkü onu yaratanlar şiayı haktan sapan olarak göstermek isteyenlerin bir dayanağı olmalıydı yani minare çalınmıştı ama kılıf bulmakta zorlanıyorlardı.uydurdular bir ibni sebe masalı bakın işte şianın kurucusu ibni sebe yahudisidir diyerek halkı ehlibet şiasından 12 şiasından uzaklaştırdılar..bakalım ibni teymiye ne kadar düşmanmış şiaya..bu ibni sebe masalı hafif kalır şiaya attığı iftiraların yanında..
      diğer sayfada devam edelim..


      ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

      Yorum


        #18
        Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

        İbn-i Teymiyye’nin İftiraları

        Ehlisünnet alimlerinin içinde en hayasızı, belki de en dinsizi Ahmed bin Abdulhalim Hanbeli yani İbn-i Teymiyye’dir. (Ö: 728 h.k.) İbn-i Teymiyye’nin Şiilere, özellikle Mevlamız Emir’ul- Mü’minin Hz. Ali (a.s.)’a ve Resulullah (s.a.a.)’in pak itretine (Ehl-i Beytine) karşı büyük bir kin ve düşmanlığı vardı.
        Onun “Minhac’us- Sünne” kitabını okuyan herkes şaşırıp kalıyor. Öyle şiddetli bir düşmanlığı vardı ki, Mevlamız, Emir’ul- Mü-minin Hz. Ali (a.s.) ve O’nun Ehl-i Beyti hakkındaki bütün açık nasları (ayet ve hadisleri) ve yüce faziletleri inkar edip yalanlıyor. Mazlum Şialara öyle yalan ve iftiralar atıyor ki bunları duyanın aklı duruyor. Eğer onların hepsine tek tek cevap vermeye kalksam, bu meclislerin günlerce uzaması gerekir. Sözü uzatmamak için birkaç örnekle yetineceğim. Böylece sayın Şeyhim bilsinler ki yalan ve iftira atmak, Şii alimlerinin değil bazı Sünni alimlerinin özelliklerindendir. Şaşılacak şey şu ki, Şiiler hakkında söylediği onca yalandan sonra, gerçeklerden haberleri olmayanları kandırmak için, 1. cild sayfa 15’de bir de diyor ki; “Kıble ehlinden hiç biri Şiiler kadar yalan söylemiyor. Bu yüzden sihahları yazanlar onlardan hadis nakletmemişlerdir!?”
        10. cidin 23. sayfasında da şöyle diyor: “Şiiler usul-u dinin dört tane olduğuna inanıyorlar: Tevhid, Adalet, Nübüvvet, İmamet.”
        Şiilerin kelami (akaitle ilgili) kitapları, herkesin elinin ulaşacağı yerdedir. Onlarda yazılan ve geçen akşamlarda bizim de söylediğimiz gibi Şiiler usul-u dinin üç tane olduğuna inanıyorlar. Bu üçü: Tevhid, Nübüvvet ve Mead’dır. Adalet Tevhidin, İmamet de Nübüvvetin bir parçasıdır.
        1. cildin, 131. sayfasında da şöyle diyor: “Şiiler camilere önem vermezler. Camileri bomboştur. Ne Cumaları camide kılarlar, ne de cemaat namazları vardır. Eğer bazen namaz kılsalar da cemaatla değil, tek başlarına kılarlar.”
        Şiilerin merkezi olan İran ve Irak’ta, her şehirde cemaat namazlarının kılınması için birçok büyük camileri yok mu?
        Hangi köye giderseniz gidin orada bir caminin olduğunu görürsünüz. Mübarek Ramazan ayından ilave, her gün sabah akşam namazlarını cemaatle camilerde kılarlar.
        Şiilerin fıkh-i istidlali kitaplarına, alim olmayan Sünni kardeşler de ilmi hal kitaplarına bakacak olursanız, göreceksiniz ki camiye gitmek ve cemaatla namaz kılmak hakkında ne kadar çok sevap nakledilmiştir. Camilerde kılınan namazın sevabı evde kılınan namazın sevabından kat kat fazla olduğu yazılmıştır. Bu yüzden Şiiler ellerinden geldiğince namazlarını camilerde, cemaatla kılmaya özen gösterirler. Böylece bu yalancı ve saygısız şahsın (İbn-i Teymiyye) Şiiler hakkında nasıl da yalanlar uydurduğunu anlamış olursunuz.
        Yine aynı sayfada diyor ki, Şiiler diğer Müslümanlar gibi Hacca gitmezler. Onların haccı kabirleri ziyaret etmektir. Kabirlerin haccının sevabını Allah’ın evinin haccından daha fazla kabul ederler. Hatta kabirlerin haccına gitmeyenlere lanet ederler.
        Eğer Şiilerin ibadetle ilgili risale ve kitaplarını açacak olursanız, Kitab’ul- Hac (Hac kitabı) adında bu ibadet için özel bölüm ayırdıklarını görmüş olursunuz. Şiilerin Hacda yapması gereken ameller için her Fakih (müçtehit) “Menasik-i Hac” adlı kitaplar yazmışlardır; o kitaplarda Masum İmamlar (a.s.)’dan da hac konusunda hadisler nakletmişlerdir. O hadislerin bazısında şöyle geçmektedir:
        “Maddi imkanı olup da, Allah’ın evinin haccını terk eden bir Müslüman (Sünni olsun, Şii olsun), İslam’ın hattından çıkmıştır; öldüğü zaman ona denilecek ki: Hangi din üzerine ölmek istersin; Yahudi olarak mı, Hıristiyan olarak mı, yoksa Mecusi olarak mı?”
        Böyle emirler karşısında, Şiilerin Allah’ın evini haccetmeyi terk etmelerini akıl kabul eder mi? Gidin İmamlar (a.s.)’ın kabirlerini ziyaret eden dağ başındaki cahil bir köylüden, hac amelinin nerede yerine getirilmesi gerektiği hakkında soru soracak olursanız; Mekke-i Muazzama’da diye cevap almış olursunuz.
        Ama Allah’tan haberi olmayan bu şahıs, bunlara ek olarak bir de kalkıp Şii’nin iftiharlarından Şeyh Mufid diye meşhur olan Şeyh Muhammed bin Muhammed bin Nu’man Mufid’e iftira atarak diyor ki; “Onun Menasik-i Hacc’il- Meşahid (Kabirlerin Haccının Menasik'i) adında bir kitabı vardır.” Halbuki Şeyh Mufid’in “Menasik’uz- Ziyaret” adında herkesin elinde olan bir kitabı vardır. Bu kitapta Masum İmamlar (a.s.)’ın mukaddes mezarları ziyaret edildiği zaman diğer ziyaretler gibi bu ziyarete ait adaplar yazılmıştır.
        Mezar (ziyaret) kitaplarını okuduğunuz zaman, kitabın ilk başında yazıyor ki; “Müstahap (farz değil) ibadetlerden birisi de, Peygamber-i Ekrem (s.a.a.) ve Masum İmamlar (a.s.)’ın mukaddes kabirlerini ziyaret etmektir.”
        Allah’tan habersiz şahsın yalanına en büyük cevap, her yıl binlerce Şii’nin Allah’ın evine gidip hac amellerini yerine getirmeleridir. Şiiler hacdan döndükten sonra kendilerine “hacı” denilmesinden iftihar duyuyorlar. Şimdi bu yalancı şahsın ne kadar yalan düzmelerine bir bakın!
        Yine 1. cildin 11. sayfasında şöyle diyor: “Şiiler köpeklerinin adını Ebu Bekir ve Ömer koyarak sürekli onlara lanet ediyorlar. Yani böylece Ebu Bekir ve Ömer’e lanet etmiş oluyorlar!!
        Şiilere böylesine iftira atıp onlar hakkında yalan söyleyen bu şahsın inat, taassup ve dinsizliğine doğrusu insan şaşırıyor.
        Halbuki, onun inancının tersine Şiilerin ahkâm ve hadis kitaplarının tümünde köpeğin ayn-ı necis olduğu yazılmıştır. Müslüman birinin evinde köpek olursa, o eve Allah’ın rahmetinin nazil olmayacağı bu kitaplarda yazılıdır. Şii Müslümanların birkaç yerin dışında köpek beslemeleri yasaklanmıştır. O birkaç yer, bazı özel şartlarla, şunlardır: Avcılıkta, ev ve hayvan sürülerini korumakta. Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in torunu Hz. Seyyid’üş- Şüheda Eba Abdillah’il- Hüseyin (a.s)’ın Yezid’e karşı kıyamının sebeplerinden birisi de onun köpeklerle oynaması ve yukarıda sayılan yerlerin dışında evinde köpek beslemesidir.
        Şii veya Sünni Müslümanlardan biri söylenen yerlerin dışında evinde köpek beslerse, biz onu dini hususunda suçlar ve ona inancımız olmaz. Şii inancına göre, bir köpek bir evde serbest dolaşıyorsa, o ev necis olur. Bütün bunlar göz önüne alındığında, Şii birisinin kendi evinde köpek beslenmesi ve buna ilaveten kalkıp Resulullah (s.a.a)’in muhterem sahabelerinden bazılarının isimlerini onlara koyması veya onlara lanet etmesi düşünülemez?
        Yazıklar olsun bu çeşit Müslümanlara. İnat ve taassuptan Allah’a sığınırız.
        Siz, cahil de olsa bir Şii’nin böyle bir şey yaptığını gösterirseniz, biz bu şahsın söylediklerine teslim olacağız. Eğer gösteremezseniz (ki asla gösteremeyeceksiniz) öyleyse lanet edin böylesi mutaassıp inatçı insanlara ki, onlar alim etiketi altında gerçeklerden haberdar olmayan insanları aldatmakta ve Müslümanların arasına ihtilaf ve düşmanlık sokmaktalar.
        O, kitabının ikinci cildinde de şöyle yazıyor: “Şiiler İmam Zaman’ı (Hz. Mehdiyi) bekledikleri için Samerra gibi bir çok yerlerde, gündüzleri bir at, katır veya başka bir binek hazırlayıp; ‘Bineğin hazırdır, herkes silahlı olarak seni bekliyor. Artık kıyam et’ diye İmamlarına seslenirler. Ve Ramazan ayının son günlerinde doğuya doğru dönüp kıyam etmesi için ayakta onu çağırırlar. Onların içinde öyleleri vardır ki, İmam gelirse, namazda olduğundan onu görememek ve hizmetinde bulunamamak korkusundan dolayı namazlarını terk ederler.”
        Çölün bir köşesinde oturup saçmalayan bu adamın hadsiz hesapsız ve gülünç iftira ve yalanlarından daha çok, günümüz Mısırlı, Suriyeli vs. ülkeleri alimlerinin sözleri hepsinden daha şaşırtıcıdır. Bu alimler her yerde, Şiiler ile beraberlerdir. Özellikle ahalisinin hepsinin Ehl-i Sünnet kardeşlerin oluşturduğu Samerra şehrinde yer altındaki mukaddes odanın (Serdab) hizmetçilerinin bile tamamı Sünnidirler. Ama onlar bunu araştırmadan, büyük alimlerden sormadan İbn-i Teymiyye gibi şahısların saçma-sapan sözlerine uyarak böyle hurafe ve palavraları kendi kitaplarında yazmaktalar.
        Bunlar, Ehl-i Sünnet alimlerinin Şia toplumuna yaptıkları ihanet, boynuzlu yalan ve iftiralardan bazı örneklerdi. Eğer, İbn-i Hacer-i Mekki, Cahiz ve Kadı Ruzbehan gibi şahısların sözlerinin sadece fihristini anlatmaya kalkışırsak , geceler boyu zaman lazım bu kadar yeter..

        ALINTIDIR...
        ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

        Yorum


          #19
          Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

          ankebut kardeş sorulara cevap vermemişsiniz
          Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
          İmam Ali (a.s)

          Yorum


            #20
            Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

            Muhterem Kardeşlerim,
            Abdullah bin Sebe diye bir şahıs uydurmadır. Mezheplerin oluşumunu, Halife Osman ile bazı Sahabeleri, Cemel ve Sıffın'daki yaklaşık 80-90 bin arasındaki kanı dökülen insanların katillerini korumak için uydurulmuştur. Tarihi gerçekler objektif ve net bir şekilde ortaya konacağına, sırf birilerini kurtarmak için uydurulan bir efsanedir.

            Kaldı ki gerçekten böyle bir şahıs yaşamış olsa bile bu kadar büyük fitneler ve savaşlar çıkararak, Seçkin sahabeleri arkasına alıp, İslam şehirlerinde böyle rahatça seyahat edebilmesi Tarihe de, Mantığa da aykırıdır. Gerçekten böyle bir insan yaşamışsa ancak sıradan bir insan olabilir.
            Saygılar...
            http://www.youtube.com/user/TarihinTozu/videos https://vimeo.com/user12861987/videos

            Yorum


              #21
              Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını o mu kurmuştur?

              Din karışımı politik hünerlerin aynası olarak zamanımıza kadar yaşatılan bu laklakalar yeni değil ki, hemen hemen Aleviliğin (Şia’nın) doğuşuyla ilgili tarihlere dayanır. Fakat başlangıcı komik ve efsane kadar hayaldir. Nitekim İslam tarihçilerinin, boş yere işini büyüten ve kuruntudan başka bir şey olmayan Abdullah bin sebe adında biri varmış.

              Allah Allah! Bir Yahudi dönmesi yüzlerce binlerce sahabeyi eline almış, istediği dolabı çevirmek için onları alet etmiş, yüzbini aşan bir ordu toplayarak halife olan Osman’ı öldürmüş, yerine Hz. Ali’yi yerine halife yapmış ve Alevilik (Şia) mezhebini kurmuş, yapmış, etmiş. Sonra da sessiz sedasız ortadan kaybolarak tarihin karanlıklarına gömülmüş.

              Kimmiş bu Abdullah bin sebe Allah aşkınıza? Neyin nesi? Nereden gelmiş? Nerede doğmuş? Hangi soydan gelmiş, hangi kabileden türemiş? Yaşamının diğer bölümü nerede ve nasıl geçmiş? Boşuna sormayalım, zira koskoca İslam tarihlerinde bu soruma yanıt yok. Oysa milletler arasında Araplar kadar etnografya açısından biyografik araştırmacılığı yapan millet yoktur. Olağanüstü korkunç işler şöyle dursun, birkaç beyit şiir için sayfalar doldurarak o şiiri söyleyen basit bir çöl bedevisi olsa bile, o bedevinin; ismi, soyu hakkında geniş araştırmalar yaparak sonuca varmak Araplar arasında yaygın olan bir edebiyat dalıdır… Özellikle daha fazla göze çarpan kişiler için daha titiz davranırlar. Öyleyse, bu Abdullab bin Sebe hakkında neden hiç kimse bir şey bilmiyor? Nerede kaldı Arapların ünlü Etnologları? Bu bilim Araplar arasında zaman zaman münazaraya bile konu olmuş, hakkında özel kitaplar yazılmış ve Edebiyatın önemli branşı haline gelmiştir.

              Abdullah bin Sebe lakırdısı ilk olarak Tabari tarihinde doğdu ve oradan yayıldı. Bu ünlü tarihçi, Bu efsaneyi Seyf bin Ömer adında yalancı ve sahte bir araştırmacıdan almıştır. İslam tarih ve hadis kitaplarını inceleyip üzerine titizlikle duran ünlü eleştirmenler Seyf bin Ömer hakkında yalancı raporu vermişlerdir. Onlardan büyük eleştirmen ve Sünni âlimlerin aslarından sayılan Şemsettin Zehebi “Mizanül itidal” adlı kitabında (Seyf )maddesinde ondan söz ediyor ve hakkında “Belirsiz kişilerden rivayet eder” dedikten sonra, diğer eleştirmen âlimlerin görüşünü yazıyor.
              Aslında Abdullah bin sebe konusu, birçok muhakkikin de ortaya koyduğu gibi masaldan başka bir şey değil ve esasen Abdullah bin sebe diye bir kimse asla dünyaya gelmemiştir. Bu konuda, büyük muhakkik Allâme Seyyid Murtaza Askerî’nin iki ciltlik yazmış olduğu ve Merhum Abdulbaki Gölpınarlı tarafından özetlenerek Türkçeye çevrilen “Abdullah bin Sebe Masalı” isimli kitaba başvurulabilir. Bu eser gerçekten de şaşılacak kadar geniş, etraflı ve ilmidir. Yazar eserinde, önce Abdullah bin sebe’nin eski ve çağdaş tarihçiler tarafından hangi kitaplarda, nasıl anıldığını araştırmış, sonra bunların her birinin kaynaklarını tespit etmiş, sonunda asli kaynakların bu husustaki rivayetlerinin tek bir adamdan, yani Seyf bin Ömer’den geldiğini bulup bu zat hakkında muhaddislerle rical bilginlerinin kanaatlerini belirmiştir.
              Şunu da eklemek gerekir ki bu masalı uyduranlar, hatta bazı hadisleri dahi uydurup Ehlibeyt İmamları’ndan bazısının diline (İmam Cafer-i Sadık (a.s) gibi) bağlamayı bile ihmal etmemişler. Nasıl ki, diğer bazı konularda da aynı şeyi yapmışlardır.

              "İlmin cevherini ehlinden men etmeyin, ilmin cevherinin ehline zulmetmiş olursunuz. İlmin cevherini ehlinden olmayanlara vermeyiniz, aksi takdirde ilmin cevherine zulmetmiş olursunuz."

              İmam Hz. Cafer-i Sadık (a.s)

              Yorum


                #22
                Sebe

                Ayrica niye buharide falan yok bu kadar olay

                Yorum


                  #23
                  Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

                  [quote author=Musavi link=topic=43.msg138170#msg138170 date=1325096047]
                  Ayrica niye buharide falan yok bu kadar olay
                  [/quote]

                  HUVE'L AZİZ

                  SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHL-İ BEYTE

                  Bir hadis kitabı olduğu için olmasın. ( İşi şaka kısmı bir yana)

                  İbn-i Sebe mevzusu hep tartışılmıştır varlı yokluğu yaptıkları konusunda. Tarihte İbn-i Sebe adında veya lakabında biri yaşamışmıdır? Ben şahsi olarak İbn-i Sebe lakabında birinin yaşadığına inanıyorum ama ehl-i sünnetin tarih kitaplarında abartarak anlattığı İbn-i Sebe değil. İmam Ali'ye fazlasıyla bağlı olan öl dediğinde ölmeye hazır olan biri. Sayin Figlalli de bundan bahsetmektedir ve bunun Hz Ammar olduğunu beyan ediyor. İbn-i Sebe karanın oğlu yani zenci siyahi siyah tenli kadının oğlu anlamına gelir. Ki Hz Ammar'a da bu lakap bir kaç defa söylenmişti yanılmıyorsam Hz Ebuzer de söyler Hz Ammar'a bunu yani İbn-i Sebe/zenci kadının oğlu. Bu bağlamda kabul ediyorum İbn-i Sebeyi. Hatta Musavi eğer ulaşma imkanın varsa Allame Cafer Süphaniye sor istersen şayet yoksa böyle bir imkanın Tarih hocalarına sor verecekleri cevabı bizimle paylaşırsın.
                  EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                  Yorum


                    #24
                    Sebe

                    Burda da ali ase sen allahsin dedigi bunun uzerine imam onu yakmaya karar verir o da der simdi emin oldum sen allahsin beni yakiyorsun der yani sii rivayetlerinde de var ama o buyuk olaylari yapan ibn sebe degil.
                    Ah imam ali ah simdi olsanda ibn sebe torunlarini yaksan cunku hala fazlalar. Burdan anliyoruz ki imam ali gulatlara cok sertti zaten onlara lanet eden cok hadisi var.
                    Isin ilginci imam ali as ben allah degilim diyor adam yeme bizi allahsin diyor simdi de onca kuran ayetine o kadar hadise ragmen hala bu sapikca inanca kayabiliyor veyd onlara kardesim diyor.
                    Ben onlara diyorum siz necissiniz diyorlar sen siilere musrik dedin diyorum evet ama ali sialarina degil siz ibn sebe siilerine soyluyorum.

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: Sebe

                      [quote author=Musavi link=topic=43.msg138260#msg138260 date=1325132148]
                      Burda da ali ase sen allahsin dedigi bunun uzerine imam onu yakmaya karar verir o da der simdi emin oldum sen allahsin beni yakiyorsun der yani sii rivayetlerinde de var ama o buyuk olaylari yapan ibn sebe degil.
                      Ah imam ali ah simdi olsanda ibn sebe torunlarini yaksan cunku hala fazlalar. Burdan anliyoruz ki imam ali gulatlara cok sertti zaten onlara lanet eden cok hadisi var.
                      Isin ilginci imam ali as ben allah degilim diyor adam yeme bizi allahsin diyor simdi de onca kuran ayetine o kadar hadise ragmen hala bu sapikca inanca kayabiliyor veyd onlara kardesim diyor.
                      Ben onlara diyorum siz necissiniz diyorlar sen siilere musrik dedin diyorum evet ama ali sialarina degil siz ibn sebe siilerine soyluyorum.
                      [/quote]
                      Musavi, ibni sebe'nin cenaze namazını kim kılmıştır?

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

                        Ben onlara diyorum siz necissiniz diyorlar sen siilere musrik dedin diyorum evet ama ali sialarina degil siz ibn sebe siilerine soyluyorum.
                        Musavi kardeş, ibni sebe diye biri olmayınca ibni sebe şiileri olabilir mi? Böyle bir isimlendirme, Ehlibeyt Mektebi düşmanlarının değirmenine su taşımak gibi olur. Sizin samimiyetinizden eminiz, ancak bütün samimiyetimizle birlikte kullanacağımız kelimeleri özenle seçmeliyiz değil mi? İbni sebe ismi nasibi uydurmasıdır. Olsa olsa ibni sebe nasibileri olur.
                        Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                        Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                        Yorum


                          #27
                          Nusayri

                          Kafirin namazi kilinmaz

                          Yorum


                            #28
                            Nusayri

                            Sii rivayetlerinde var bu adam ve bu yakma olayi

                            Yorum


                              #29
                              Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

                              Hazreti Ammarın yemenli ve zenci olması sebebiyle kendisine İbni Sebe, Yemenin oğlu, yemenli denmesi başka, İmam Ali döneminde, ütopik olayların kahramanı olarak anlatılan ibni sebe farklı bir şey.
                              İbni Sebeden asıl kasıt ikinci ve hayali olandır ki, bu uydurmanın maksadı ümeyyeoğulların Rasulullahın Ehlibeytine karşı sürdürdüğü psikolojik bir savaştır.
                              Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                              Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                              Yorum


                                #30
                                Sebe

                                Yok benim kastim imam aliye sen allahsin diyen ve gebertilen ibn sebe.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X