Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

    [quote author=Musavi link=topic=43.msg138316#msg138316 date=1325168819]
    Yok benim kastim imam aliye sen allahsin diyen ve gebertilen ibn sebe.
    [/quote]

    Musavi kardeş, ibni sebe şii rivayetlerde olsa bile, ben öyle birisinin yaşadığına inanmıyorum.
    Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
    Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

    Yorum


      #32
      Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

      Hudeyfe'nin de belirtmiş olduğu gibi, Ethem Ruhi Fığlalı'nın kitaplarında bu mevzu da bayağı alakabahş tespitler mevcut:

      ''...Son olarak, İbn Sebe ve Sebe'iyye adı, o günün siyasi ve içtimai şartları içinde, Müslümanların cumhurunun veya siyasi ve ilmi otoritenin benimsediği görüşlerin dışında, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt hakkında İsrailiyat ile süslenmiş aşırı fikirler taşıyan ve İslam ümmetinin birliğini bozmak ve fitne çıkarmak maksadıyla müfsidane faaliyetlerde bulunan şahıs veya zümreler için bir 'takma ad' veya 'takbih edici bir yafta' ve hatta muhalifler için kullanılan 'aşağılayıcı bir slogan' olarak da ortaya konmuş olabilir..''
      Tevekkülle elde edilen sırlar; bir tek yakîn haddini bilenlere mahsustur.

      Hakikî Şialarımız da yakîn sınırını koruyanlardır, ki onlardan «Allah'ın varlığı sayesinde hiçbir şeyden korkmamaları»nı bekleriz!


      İmam Cafer-i Sadık (a.s)

      Yorum


        #33
        Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

        Ayetullah Uzma Seyyid Fadlallah rahmetullah aleyh'in Ekin Yayınları tarafından neşredilen -Temmuz 1999 Baskılı- ''İslami Harekette Hikmet'' kitabının 62. ve 63. Sayfalarını da burada paylaşmakta hayli yarar buluyorum:


        6-) Yalan ve İftiralar:

        Şu ya da bu fırkanın diğerine attığı ve o fırka takipçileri tarafından da sorgulama ya da araştırma yapılmaksızın kabul edilen yalan ve iftiralar da, bu husustaki olumsuzluklardan biridir. Öyle ki, karşı tarafa kendilerini savunma hakkını tanımaksızın, söylemedikleri ya da yapmadıkları şeyler nispet edilmektedir. Hatta bu iddia ve nispet etmeler herhangi bir araştırmaya tabi tutulmayarak, karşı tarafın bu iddiaları çürütmesi ve düzeltmesine adeta imkan sağlamak istenmemektedir. Mezhep taraftarları bunları önemsemezken, mezhep ileri gelenleri ise; bilinçli ya da bilinçsiz şekil de insanların benliklerinde gizli olan taifecilik hastalığının önünü açmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. İşte böylece '2' fırka da, tarafların İslami bir belge ya da delil olarak kabul etmediği bazı metin ya da sözlere dayanmaktadır. Halbuki bu metin ya da sözler sözkonusu mezhep içerisinde önemli bir yer teşkil etmemekte, sadece belirli düşüncelerin desteklenmesi için kullanılmaktadır. Bunun en bariz örneklerinden biri, birçoklarının Şiilik düşüncesinin temeli olarak gördüğü, bizim de Şii Müslümanlar için atılan tarihin en büyük iftirası olarak gördüğümüz, Abdullah ibn Sebe kıssasıdır. Onlar, Müslümanların ilk dönemlerinde meydana gelen fitnelerin bu adam tarafından çıkarıldığını ve onları hiziplere, fırkalara böldüğünü zannetmektedirler. Bu iddia da bulunanlar, Abdulah ibn Sebe'nin Yahudi olmasından ötürü, asil Şia düşüncesine de Yahudiliği soktuğu yalanını ileri sürmektedirler.

        Son zamanlarda bu fitneci kişiliğin, efsane mi yoksa gerçek bir kişi mi olup olmadığı hakkında çeşitli fikri sorgulamalar boy göstermektedir. Taha Hüseyin bunlardan biridir. O, ''al-Fitnet'ul Kubra'' (En Büyük Fitne) adlı eseri aracılığıyla, kişiler ve olaylar nezdinde hiçbir kıymeti değeri haiz olmayan şüpheli bir şahsiyetin, Müslümanların düşünce ve davranışlarına etki edebilme imkanının olup olmadığını sorgulamaktadır. Nitekim bu sorgulama, sözkonusu fitneci şahsiyetin İslami ihtilafları perdelemeye yarayan tarihte uydurulmuş bir şahsiyet olduğunu ispat eden ilmi bir araştırma şeklini almıştır. Bu yeni ilmi çalışmanın sahibi ise, Allame Seyyid Murtaza Askeri'dir.

        Bizim burada sözkonusu nadide eserin ilmi muhtevası üzerinde durabilmemiz; çok daha hacimli bir çalışmayı gerektireceğinden mümkün değildir. Kaldı ki biz, sözkonusu nadide eser hakkında olumlu görüşümüzü ve beğenimizi saklıyor değiliz.

        Bizim burada söylemek istediğimiz, Abdullah ibn Sebe'nin fitnelerinin Müslümanların hayatındaki olumsuz tesirini ilmi bir araştırmayla inceleyenlerin eserlerinin takdir ve övgüyle karşılandığıdır. Çünkü, böylesine ehemmiyetli bir mesele üzerinde yapılan yeni bir eserin inceleme ve araştırmayı teşvik edecek takdiri haketmesi gerekir. Ancak, bu tür meseleleri ele alanların (özellikle de sözkonusu ilmi çalışmanın yayımlanmasından sonra) yeni eleştirileri göz önünde bulundurmadan eski minval üzere devam ettiklerini ve ilmi dürüstlüğün gerektirdiği şekil ile meseleyi ele almadıklarını görüyoruz.
        Tevekkülle elde edilen sırlar; bir tek yakîn haddini bilenlere mahsustur.

        Hakikî Şialarımız da yakîn sınırını koruyanlardır, ki onlardan «Allah'ın varlığı sayesinde hiçbir şeyden korkmamaları»nı bekleriz!


        İmam Cafer-i Sadık (a.s)

        Yorum


          #34
          Ynt: Nusayri

          [quote author=Musavi link=topic=43.msg138310#msg138310 date=1325167170]
          Kafirin namazi kilinmaz
          [/quote]
          İyi de bu kafirin namazı kılınmış diye okumuştum.

          Yorum


            #35
            Nusayri

            Sallamislar. Kafir degilse niye oldurmus

            Yorum


              #36
              Ynt: Nusayri

              [quote author=Musavi link=topic=43.msg138339#msg138339 date=1325178728]
              Sallamislar. Kafir degilse niye oldurmus
              [/quote]
              çok ilmi bir cevap olmuş. çok feyz aldım.

              Yorum


                #37
                Sebe

                Allahin saptirdigini ben mi hidayete getirecegim

                Yorum


                  #38
                  Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

                  Bunun böyle olduğunu dördüncü asır Şia tarihcilerinden, Şia kaynaklarına göre muteber kişiliğiyle bilinen el-Keşi de itiraf etti:
                  El-Keşi, Rical isimli kitabında bazı ehli ilimin şöyle söylediklerini naklediyor: Abdullah bin Sebe Yahudi idi ve müslüman oldu, Hazret-i Ali’ye tâbi oldu, (Yahudi iken de taşkınlıkta bulunurdu ve Yuşa bin Nun Musa aleyhisselamın vasisiydi diyordu.) Resulullahın vefatından sonra da Hazret-i Ali hakkında aynısını söyledi. İlk önce açıkça Hazret-i Ali’nin imamlığının farz olduğunu söyledi ve kendilerine karşı gelenleri kâfirlikle itham etti. Bunun için Şiaya muhalif olanlar diyor ki: (Rafizilik temel inançları Yahudilikten alınmıştır.) (Rical el-Keşi – s.101 Müessetül eâlimi bikerbelae el ırak)
                  Şiilerin cerh ve tadil imamı el-Memakani de tenkihil makal kitabındael-Keşi’den naklederek aynı sözleri kitabına almıştır. (Memakani, Tenkihil makal, s.184, cild 2 Tahran)

                  Nubahti kimdir?
                  El Nubahti, bütün şia kaynaklarınca dürüstlüğü ve sağlam olduğu bildirilen, kendi zamanı ve üçüncü asrın öncesi ve sonrası üstün saydıkları, şia tarihcilerince el-Necaşi lakaplı, şianın muteber kabul ettiği âlimlerinden biridir. (el- Fihrist lil Necaşi, s. 47 Hind baskısı Hicri 1317)

                  El-Tusi, Nubahtinin, güvenilir olduğunu, kelamcı, filozof ve imamiyye itikadında olduğunu söylemektedir. (Fihrist El-Tusi, s.98 Hind baskısı Miladi 1835)

                  Nurullah El-Tusturi de Nubahti hakkında şöyle demektedir: (O, el hasan bin musa el Nubahti’dir. Cerh ve tadil âlimlerinin en büyüklerindendir.) Ayrıca, el-Tusi gibi, Nubahti’nin güvenilir olduğunu, kelamcı, filozof ve imamiyye itikadında olduğunu söylüyor. (Meclisil Müminin lil Tusturi, s.77 İran baskısı)
                  El- Nubahti, Şii Fırkası kitabında şöyle diyor: Abdullah bin Sebe, Ebu Bekir’e, Ömer’e, Osman’a ve diğer Eshaba kötülemeyi başlatandır. Ali aleyhisselamın emrettiğini söylerdi. Ali (a.s) onu çağırıp böyle söyleyip söylemediğini sordu, söylediğini itiraf etti. Bunun üzerine öldürülmesini emir verdi. İnsanlar araya girdi feryat ettiler, Müminlerin emiri! Seni ve ehl-i beytin sevilmesini ve dost edilmesini söyleyen birisini mi öldürüyorsun! Ali (a.s) onu o zamanın Fars devletinin başkenti olan Medayin’e sürdü. Medayin’de Ali’nin (a.s) ölüm haberini duyuran kişiye Abdullah bin Sebe şöyle dedi: Onun öldürüldüğünü ispat eden adil yetmiş kişi getirsen ve yetmiş paket içinde onun beynini getirsen yine de onun ölmediğini ve öldürülmediğini biliriz. Bütün yer küresine hakim olmadan da ölmez. (Nubahti, Firak el şia s. 43-44 Haydariye matbaası baskısı Necef. Irak Hicri 1379-Miladi1959)Aynısını şii tarihçisi Ravdatil safa kitabında zikretmiştir: Abdullah bin Sebe, Osman bin Affan karşıtlarının Mısır’da çok olduğunu öğrenince oraya yöneldi. Orada ilim ve takvalıymış gibi göründü ve böylece insanları kendine güvendirdi ve bozuk, yanlış ve çirkin emellerini terviç etmeye başladı. Her Nebi kendinden sonra yerine geçecek birini vasiyet eder. İlim, fetva, cömert, yiğit olan ve emaneti yerine getiren takva sahibi Ali de Resulullahın vasisi ve halifesidir. Ümmet Ali’ye zulüm etti. Onun hakkı olan hilafeti ve vilayeti zorla aldı, şimdi onun yanında yer almak ve yardım etmek herkese lazımdır. Osman’ın hilafetine son vermek lazım dedi. Mısırlılar onun sözlerinden ve görüşlerinden çok etkilendiler ve Osman’ın hilafetine karşı çıktılar. (Ravdatil safa, s. 292 cild 2, Farsça İran baskısı)
                  Haktır Allahım Muhammed mahım
                  Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

                  Yorum


                    #39
                    Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

                    El Keşi de (t. 340 h.) Rical kitabında (s. 98-99, Kerbala matbuat el Ealemi baskısında) Ebu Cafer Muhammed Bakır senediyle rivayetinde diyor ki: Abdullah bin Sebe kendisinin Peygamber olduğunu ve Emiril müminin – aleyhisselam- de (Hâşâ Allah olduğunu iddia ederdi.)Aynı kitabta (s. 70, 100) bu sözlere benzer sözleri ile Cafer Sadık ve Ali bin Hüseyinden rivayetler vardır. Bu rivayetlerde Abdullah bin Sebe’yi lanetliyorlar.(Hazret-i Emire böyle söylediği ulaşınca, hemen çağırtır ve böyle söyleyip söylemediğini sorar ve itiraf eder der ki: Evet o sensin, benim kalbime senin Allah olduğun ve benim de Peygamber olduğum vahyoldu. Hazret-i Emir şöyle der: Kahrolasın, şeytan seninle alay etmiş, Anan seni kaybetsin (Allah canını alsın) hemen bunlara tevbe et dedi. Kabul etmedi bunun üzerine onu üç gün tevbe etmesi için hapis etti, ama o tevbe etmeyince de onu yaktı.) [Onu değil arkadaşlarını yaktı, ibni Sebe’yi Medayin’e sürdü.]
                    8- Ebu Cafer Saduk bin Babuvi el Kami (t. 381 h.) Men la Yahdurhül Fıkıh (10/213) kitabında diyor ki: Abdullah bin Sebe, Hazret-i Ali’ye ellerini göğe kaldırarak dua etmesi hususunda itiraz etti. [Galiba, Sen tanrısın, böyle niye dua ediyorsun demek istedi.]




                    Kardeşlerim kafamı karıştıran konu şu bazılar tarihde böyle bir şahsiyetin olmadığını söylüyorlar.Şia alimleri kitaplarında ibni sebe ni var olduğunu İmam Muhammed Bakır a.s ında ona lanet ettiği yazıyor benim kafam karışmıştır...İnternette İbni Sebe hakkında bütün yerleri araştırdım bi sonuca varamadım..
                    Haktır Allahım Muhammed mahım
                    Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

                    Yorum


                      #40
                      Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

                      [quote author=Aşk Kervanı link=topic=43.msg137236#msg137236 date=1324148793]
                      Muhterem Kardeşlerim,
                      Abdullah bin Sebe diye bir şahıs uydurmadır. Mezheplerin oluşumunu, Halife Osman ile bazı Sahabeleri, Cemel ve Sıffın'daki yaklaşık 80-90 bin arasındaki kanı dökülen insanların katillerini korumak için uydurulmuştur. Tarihi gerçekler objektif ve net bir şekilde ortaya konacağına, sırf birilerini kurtarmak için uydurulan bir efsanedir.

                      Kaldı ki gerçekten böyle bir şahıs yaşamış olsa bile bu kadar büyük fitneler ve savaşlar çıkararak, Seçkin sahabeleri arkasına alıp, İslam şehirlerinde böyle rahatça seyahat edebilmesi Tarihe de, Mantığa da aykırıdır. Gerçekten böyle bir insan yaşamışsa ancak sıradan bir insan olabilir.
                      Saygılar...
                      [/quote]


                      Selamün Aleyküm,
                      Aynen katılıyorum,sünni kaynakların bu kişiden bahsetmesi, uydurma olduğunun kanıtıdır.
                      Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

                      Yorum


                        #41
                        Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

                        [quote author=hürr link=topic=43.msg731#msg731 date=1232188423]
                        Bismillahirrahmanirrahim.Selamun Aleykum

                        İbni Sebe konusunda Doç.Dr.Adem Apak-Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi- "Ana Hatlarıyla İslam Tarihi-2" adlı eserinde çok ilginç tespitlerde bulunuyor.İbni Sebe'nin Cemel Savışına katılan sahabeyi kurtarmak için bir günah keçisi olduğunu,savaşın sorumluluğunun sahabeden alınmak istendiği için İbni Sebe'nin ön plana itildiğini söylüyor.Bunlar kitaptan hatırladığım genel ifadeler.Bu kitap şuan elimde olmadığı için kitaptaki tam ifadeleri sizlerle paylaşamıyorum. Kitabı okuması için bir kardeşe verdim. Kitap tekrar elime geçtiğinde Adem Apak'ın tespitlerini sizlerle paylaşmak isterim.

                        Selametle

                        Not: Bu yazarın adı geçen bu kitabı elinde olan bir kardeşimiz varsa bizimle o ifadeleri paylaşabilir.

                        [/quote]


                        [quote author=mikdat bin esved link=topic=43.msg733#msg733 date=1232188955]
                        hürr kardeşim bu kitap şuan bende var.İnşallah birkaç gün içinde bu ifadeleri burada paylaşayım.
                        [/quote]


                        Mikdat kardeşim bu ifadeleri bizimle paylaşman mümkün olur mu? yukarıda hürr kardeşimizin paylaşımı çok önemli...

                        من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
                        أبو النواس

                        Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
                        Ebu Nevves

                        Yorum


                          #42
                          Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

                          ben bi tespitte bulundum. bakın bu tarih-i taberi de sünnilerin aleyhine bi sürü şey var. örneğin : hz.fatıma'nın evine verilen baskın,ezanda ömerin düzenlemesi,mutayı ömerin yasaklaması, ayşenin osmana kafir demesi vs vs bi sürü şey var. ama taberi biraz önplanda buna rağmen.neden? çünkü ibni sebe denen uydurma kişiyi İLK olarak o yazdı da ondan. ondan önce kimse yazmış değildi. ondan sonra yazılmaya başlandı. şiiliği yahudi temelli bi şey olarak gösterdiği içinde taberi'yi önplana çıkardılar,yazdığı tarih kitabında sünniler aleyhine bi sürü şey olmasına rağmen.
                          O'na yönelin ve O'na karşı takva sahibi olun. Salatı ikame edin ve müşriklerden olmayın;onlar ki, dinlerini parçalayıp fırkalar haline geldiler. Her fırka kendi elindekiyle sevinir. (Rum,31-32)

                          Yorum


                            #43
                            Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

                            [quote author=Muhammed Taki link=topic=43.msg144672#msg144672 date=1331493125]
                            ben bi tespitte bulundum. bakın bu tarih-i taberi de sünnilerin aleyhine bi sürü şey var. örneğin : hz.fatıma'nın evine verilen baskın,ezanda ömerin düzenlemesi,mutayı ömerin yasaklaması, ayşenin osmana kafir demesi vs vs bi sürü şey var. ama taberi biraz önplanda buna rağmen.neden? çünkü ibni sebe denen uydurma kişiyi İLK olarak o yazdı da ondan. ondan önce kimse yazmış değildi. ondan sonra yazılmaya başlandı. şiiliği yahudi temelli bi şey olarak gösterdiği içinde taberi'yi önplana çıkardılar,yazdığı tarih kitabında sünniler aleyhine bi sürü şey olmasına rağmen.
                            [/quote]
                            taberinin arapçasında abdullah bin sebeyi okumuştum. kendisi seyf bin ömere dayanarak anlatmakta seyf'in yalancılığı da bilinen bir şey...

                            من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
                            أبو النواس

                            Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
                            Ebu Nevves

                            Yorum


                              #44
                              Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

                              [quote author=sveydi link=topic=43.msg144670#msg144670 date=1331490675]


                              Mikdat kardeşim bu ifadeleri bizimle paylaşman mümkün olur mu? yukarıda hürr kardeşimizin paylaşımı çok önemli...
                              [/quote]

                              evet bu kitap bende var.Ama baya olmuş bu mesajı yazalı yaklaşık 3 sene kadar falan.O an için hangi ifadeleri kasttetiğimi hatırlayamadım ama boş bir anımda kitaba göz atayım sanırım hatırlarım
                              Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
                              İmam Ali (a.s)

                              Yorum


                                #45
                                Ynt: Abdullah ibni sebe gerçekten yaşamışmıdır? Şii fırkasını omu kurmuştur

                                İnşaallah en kısa zamanda bahsi geçen kitaptan görüntüler, Prof. Mehmet Çelik'in Abdullah bin Sebe ile ilgili kısa videosu ve Taberi'den önceki alimlerin Abdullah bin Sebe'den bahsetmediklerini gösteren bir Zaman Şeridi (Tarih Cetveli) ekleyeceğim. Umarım bu konuda kafasında karanlık ve alaca bulutlar dolaşanların zihni aydınlanır.
                                http://www.youtube.com/user/TarihinTozu/videos https://vimeo.com/user12861987/videos

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X