Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HATAYDA PATLAMA "ZAMAN ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ"

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    HATAYDA PATLAMA "ZAMAN ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ"

    Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde iki patlama meydana geldi. Bombalı araçların infilak etmesi sonucu olan patlamalarda 30 kişi yaşamını yitirdi...
    11 Mayıs 2013 / 16:22



    ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN: ÖLÜ SAYISI 30

    Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Hatay'daki patlamada ölü sayısının 30 dolayında olduğunu belirtirken olaydan etkilenenlerin sayısının 100 dolayında olduğunu söyledi. Ergin, Hataylı hemşehrilerine sağduyu çağrısında bulunurken bunun tesdafi olmadığını bir anlamı olduğunu, bunu da tüm vatandaşların bildiğini söyledi.

    Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde iki patlama meydana geldi. Bombalı araçların infilak etmesi sonucu olan patlamalarda 18 kişi yaşamını yitirdi, 22 kişi de yaralandı.
    Reyhanlı ilçesinde saat 13.55'te belediye ve PTT binası yakınlarında iki patlama meydana geldi. Patlamaların bomba yüklü araçların infilak etmesi sonucu gerçekleştiği belirtildi.

    MUAMMER GÜLER: 18 ÖLÜ, 22 YARALI VAR

    İçişleri Bakanı Muammer Güler, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki patlamalara ilişkin, "Maalesef şimdiye kadar 18 ölü, 22 yaralımız var" dedi.

    BİR EV ÇÖKTÜ, ELEKTRİKLER KESİLDİ

    Reyhanlı Belediyesi'nin de bulunduğu Atatürk Caddesi'nde art arda meydana gelen 4 patlamada çok sayıda kişi yaralanınca onlarca ambulans bölgeye sevk edildi. Belediye binası yakınındaki ahşap bir ev patlamanın etkisiyle çöktü.

    Patlamanın etkisiyle ilçede elektrikler de kesildi. Polis çevrede geniş güvenlik önlemi aldı.

    SURİYELİLERE SALDIRDIRILINCA POLİS HAVAYA ATEŞ AÇTI

    Patlamanın şiddetiyle çevrede büyük panik yaşanırken Atatürk Caddesi'nde toplanan Türk gençler yoldan geçen Suriyelilere saldırdı.

    Onlarca kişi, yaya ve araçlarla geçen Suriyelilere saldırması üzerine olay yerine gelen polisler havaya ateş açarak kalabalığı dağıtmaya çalıştı.

    PATLAMA SONRASINDA GERGİNLİK

    Öte yandan, patlamanın ardından ilçede gerginlik yaşandı. Bazı vatandaşlar, Suriyeli sığınmacılara saldırmaya çalıştı. Polis ekipleri, havaya ateş açarak kalabalığı dağıttı.

    Cilvegözü Sınır Kapısı'nda 11 Şubat'ta patlayıcı yüklü araçla gerçekleştirilen saldırıda 4'ü Türk, 14 kişi yaşamını yitirmiş, 26 kişi de yaralanmıştı.
    DAHA ÖNCE 14 KİŞİ ÖLMÜŞTÜ

    Hatay'ın Reyhanlı İlçesi Cilvegözü Sınır Kapısı'nda 11 Şubat'ta patlayıcı yüklü araçla gerçekleştirilen saldırıda 4'ü Türk, 14 kişi yaşamını yitirirken, 26 kişide yaralanmıştı. Geçtiğimiz günlerde de bir lokantada hesaba itiraz eden Suriyelilerin başlattığı tartışma sonrası yayılan söylentiler üzerine ilçe halkı gece saatinde toplanarak protesto gösterileri yapmıştı.
    https://www.facebook.com/photo.php?v...=2&theater
    https://www.facebook.com/photo.php?v...=2&theater

    #2
    Ynt: HATAYDA PATLAMA "ZAMAN ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ"

    Hep birlikte Tayyib'in ABD'ye gidiş yolunu tıkamalıyız. ABD'nin onu daha fazla esir almasını engellemeliyiz. Kendi başına kalsa bu kadar yanlış politika üretemez. Ne gelirse ona büyük şeytan ABD'den geliyor. O ABD'ye giderse bu kez savaş kararıyla döner ve olası bir savaşta bu katliamlar devede kulak kalır Allah korusun.

    Biz Reyhanlıyı daha önce duyurmuştuk. 60bin Suriyeli getirmişler, oteller pansiyonlar her yer dolmuş, sığınmacılar (!) sokaklarda yatıyormuş.

    Ölü sayısı soL habere göre 100'ün üzerinde resmi kayıtlara göre 43!

    Yorum


      #3
      Ynt: HATAYDA PATLAMA "ZAMAN ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ"

      El-Kaide Reyhanlı’da
      11/05/2013 - 17:46

      Bülent ESİNOĞLU
      Reyhanlı’da hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına sabır, yaralılara şifalar dileriz.

      Başbakan daha iki gün önce, Haçlının Suriye’ye yapacağı müdahaleye her türlü desteği vereceğini söylemişti.

      Yani Mehmetçiğin kanını, sizlerin hizmetine sunmaya hazırım demişti.

      İktidarın Batı merkezli sürdürdüğü politikaların bedelleri ödenmeye başlandı.

      Osmanlı fatihi olmak galiba böyle bir şey.

      Siz terörist ihraç ederseniz, o terör döner sizi vurur.

      Sınırlarımız buharlaştı, savaş yayılıyor başlıklı bir yazı yazmıştım.8.5.2013.

      450 bin Suriyelinin Türkiye’de ikamet ettiğini bilirsek, bunların varlığı bile, başlı başına bir savaştır.

      Türk vatandaşı olarak Hatay sınırları içinde huzurlu bir yaşam süren Nusayriler, El Kaide tarafından hedefe konulmuştur.

      Reyhanlı’daki bombalamadan sonra, Reyhanlı sokaklarına baktığınız da, tıpkı Halep’te El Kaidenin bombaladığı sokakları görebilirsiniz.

      Batı, bölgede ne kadar istikrarsızlık yaratırsa, ne kadar Şii/Sünni çatışması çıkarırsa, kendisini, o kadar güvende hissedecektir.

      Irak’ta, Libya’da, Mısır’da ne yapılmışsa, Türkiye’de o yapılmaktadır.

      Reyhanlı’daki patlamaları Ergenekon yaptı diyecek kadar Batı merkezli düşünmenin, Türkiye’yi getirdiği yer; Reyhanlı’dır.

      Batı bölgemizde provokasyonları yapar, suçu da, bölgeyi savunanların üzerine atar.

      Suriye’ye terör ihraç etmek, terör ithalatı ile hayat bulmaya başlamıştır.

      Namuslu yayın organları, Türkiye’de 2000 El Kaide elemanı var diye uyarıda bulundu.

      İran gazeteleri bunu defalarca belirtti.

      Sınırların ortadan kalktığını aklı başında herkes yazdı. Söyledi

      Dinlemek bazılarının işine gelmedi, gelmiyor.

      Batıya Mehmetçiğin kanını vermeye söz vermiş iktidar, Açık Kapı siyasetini sürdürüyor.

      Eğer bu iş böyle giderse, Esad’ı düşüreceğim diyen iktidarın kendisi düşecek.

      Düşecek ama Türkiye’nin çok yeri Reyhanlı olacak.

      Bu iktidardan kurtulmadan, Türk halkına rahat olmayacağı açıktır.

      Ülkemizde bunlar yokken savaş tehlikesi de yoktu.

      Bunlar geldi hem iç, hem de dış tehditler arttı.

      Bölge halkları, Amerikancı iktidarlar istemiyor.

      Yorum


        #4
        Ynt: HATAYDA PATLAMA "ZAMAN ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ"

        Konu hakkında yorum yapmayacağım.

        Sadece forumda sık rastladığım bir hususu belirtmek istiyorum.
        Alıntı yapılan yazıların büyük çoğunluğuna bakıyorum da genelde İslam'a ve Müslümanlara düşman olan, hiç bir İslami kaygıları olmayan yazarların alıntı yapılması acaba ne derece uygundur. Gerçekleri ifade etmek için bu insanlara ihtiyacımız var mıdır? Acaba bu insanlar İslami ve İnsani kaygılarla mı bu yazıları yazmaktadırlar. Yoksa kendi ideolojilerini ön plana çıkarmak için mi bunu yapıyorlar.

        Son örnek Bülent Esinoğlu, kimdir bu adam İslam'a ve Müslümanlara ne hizmeti olmuştur ?
        Aylardır terör yüzünden tek damla kan dökülmeyen ülkemizin bu durumundan dahi rahatsızdır kendisi ve hemen her konuyu yaptığı gibi bunu da Amerika'nın bir planı olarak görüyor.
        Bu yazarı tanımak için bir kaç link :

        http://www.kemalistler.org/tag/bulent-esinoglu
        http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem...kale,1233.html
        http://www.ulusalkanal.com.tr/acilim...akale,894.html
        http://anadoluhaber.blogspot.com/200...unun-yazs.html


        Bu linklerde de gördüğünüz gibi, Özellikle yazılarının sonunda derdinin ne olduğunu açıkça yazıyor :

        "Kemalizm birleştiriyordu, ümmetçilik ve cemaatçilik ayrıştırıyor.
        Tekrar birleşmemiz için, Kemalist Devrimlere ne kadar da muhtacız."

        [color=rgb(0, 0, 0)]"Amerika’nın ilk aşamada beklediği; açılım yolu ile İran Türkiye kapışmasını sağlamaktır.[/color]
        [color=rgb(0, 0, 0)]Çare; bu siyasi iktidardan acilen kurtulmaktır."

        "Boşuna heveslenmesinler, Çünkü biz Atatürk’te birleşerek geliyoruz."
        [/color]
        [color=rgb(0, 0, 0)]"[/color][color=rgb(0, 0, 0)]Kürtleri ümmetçilik ile birleştireceğim, Türkleri böleceğim diyenlerin kendileri bölünecektir.[/color]
        [color=rgb(0, 0, 0)]
        Bunları destekleyen %15’lik TÜSİAD’cı, [/color]ümmetçi[color=rgb(0, 0, 0)], bölücü, Batıcı, bir azınlıktır."[/color]

        [color=rgb(0, 0, 0)][/color]
        http://www.youtube.com/user/TarihinTozu/videos https://vimeo.com/user12861987/videos

        Yorum


          #5
          Ynt: HATAYDA PATLAMA "ZAMAN ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ"


          Aşk Kervanı kardeşim merhabalar, yukarıda tavzih ettiğiniz hususlar üzerinde hem-fikir konumdayız. Üzülerek seyrediyorum ki, son yıllarda mektebimiz bünyesinde de sıkça rastlamaya başladığımız ukala bir zümre oluştu. Emir-ül Müminin (aleyhisselam)'ın, veciz ‘’...Söz söyleyene değil, söylenen söze bak!’’ sözünün arkasına sığınan bu bilgiçlik taslayan tipolojiler; bilhassa popüler kültür mihverinde Kerbela ve başlığı Can ile başlayan romanları kaleme alanları acayip bir biçimde şımartarak ve sırtlarında taşıyarak; ilahi ve ödünsüz Muntezirlik ve Mehdeviyyet (eccelallahu teala ferecehu şerif) ekolünün dinamiksel/doktrinel zemininin de içini boşaltmaktadırlar. Yalnız, bazen zat-ı alinizin de mevcut iktidar konseptli ‘ileri demokrasi’nin tatlı düşlerine kontrolsüzce kapıldığını müşahede etmekteyim. Hakka uygunca, ‘Kemalist Tek Parti Rejimi’ni amatör ancak samimi vakanüvist kimliğiniz ile nasıl ki didik-didik sorguluyor iseniz; yine hakka uygunca, ‘Muhafazakar Tek Parti Rejimi’ne de baş kaldırmalısınız ve isyan etmelisiniz. Velayetçilik Nizamı’na teorik ve pratik açıdan mutlak bağlı olanlar gayet iyi bilir ki; seküler demokrasi gibi, istibdat-vari demokrasi de, Rehberiyyet makamınca ‘geleneksel güç kutupları’ arasında ilan edilmiştir.


          Aşk Kervanı kardeşim, konuyu fazlaca dağıtmadan kıssa niyetine tekabül etse de, konumuza bütün ilimleri yaran hüccetimizden dehşetli bir hadis ile devam etmek isterim... Ebu Meryem, bugün viladet günü olan 5. İmamımız (aleyhisselam)'dan, şialarına ruhları ile edimleri arasında paradoks yaşayıp-yaşamadığını ortaya sermek namına, şu biçimde bir içten bağlılık yoklaması çektiğini nakletmiştir:


          “Bir gün babam, ashabının huzurunda şöyle buyurdu: -Sizden kim bir ateş parçasını eline alır ve sönünceye kadar elinde tutar?- Hepsi korktular ve hiç kimse bu işe yanaşmadı. Ben de, yerimden hemen kalkıp babama şöyle seslendim: -Babacığım, bana emredin ki ben yapayım!..- Babam ise, bana dönerek şöyle buyurdu: -Maksadım sen değilsin, ben ve sen arasında ayrım olmayanlarız. Maksadım bunlardır.- dedi. Hazret-i İmam Baqırul Ulum (aleyhisselam) şöyle buyurmaya devam etti: -Babam, üç defa bu cümleyi tekrarladı ve daha sonra ashabına şöyle buyurdular: -Söz ne de çoktur ve amel ne de azdır! Gerçekten de amel ehli çok azdır. Biliniz ki, ben hem amel ve hem de söz ehli olan kimseleri tanıyorum. Allah’a yemin olsun ki, yeryüzü adeta onları canlı-canlı kendisine geçirmiştir.- dedi.”


          Yani demem odur ki, hizbullahi bir tarikte yürüyorsak ve devrimci bir retorikle konuşuyorsak; insicamsız nokta-i nazarlarla sahih bir savaşım meydana getiremeyiz. Düşmanlarımıza karşı yaptırım uygulamada da, noksan ve itibarsız bir tablo çizmiş oluruz. İmam-ı Rahil'in, Sahife-i Nur'da da tasdik edilmiş meşhur bir öğüdü vardır: ‘’Huzuruma sakın demokrasi talepleri ile gelmeyin; demokrasi, en sonunda bizim inkılabımızı da siyasal fahişelikle tanıştırır.’’ Ayetullah Meşkini (rahmetullahi aleyh) ağada, Hubregan Meclisi kürsüsünde bu tarihi nasihata kısa fakat etkili şöyle bir şerh ve ekleme düşmüştür: ‘’Muhafazakarlık, siyasi pezevenkliktir!.. Umarım ki, yazdıklarım çokca karmaşık gözükmüyordur ve gayemi sizlere tasavvur edebilmişimdir.


          Vesselamu ala men ittebe-el hüda

          Tevekkülle elde edilen sırlar; bir tek yakîn haddini bilenlere mahsustur.

          Hakikî Şialarımız da yakîn sınırını koruyanlardır, ki onlardan «Allah'ın varlığı sayesinde hiçbir şeyden korkmamaları»nı bekleriz!


          İmam Cafer-i Sadık (a.s)

          Yorum


            #6
            Ynt: HATAYDA PATLAMA "ZAMAN ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ"

            Hocam
            “Bir gün babam, ashabının huzurunda şöyle buyurdu: -Sizden kim bir ateş parçasını eline alır ve sönünceye kadar elinde tutar?- Hepsi korktular ve hiç kimse bu işe yanaşmadı. Ben de, yerimden hemen kalkıp babama şöyle seslendim: -Babacığım, bana emredin ki ben yapayım!..- Babam ise, bana dönerek şöyle buyurdu: -Maksadım sen değilsin, ben ve sen arasında ayrım olmayanlarız. Maksadım bunlardır.- dedi. Hazret-i İmam Baqırul Ulum (aleyhisselam) şöyle buyurmaya devam etti: -Babam, üç defa bu cümleyi tekrarladı ve daha sonra ashabına şöyle buyurdular: -Söz ne de çoktur ve amel ne de azdır! Gerçekten de amel ehli çok azdır. Biliniz ki, ben hem amel ve hem de söz ehli olan kimseleri tanıyorum. Allah’a yemin olsun ki, yeryüzü adeta onları canlı-canlı kendisine geçirmiştir.- dedi.”

            bu hadisi biraz açıklar mısın?

            Bunun, kula kulluğu, toplum adına diktatörleşmiş onun yerine kanun koymanın adı olmuş demokrasi şirk düzeniyle bu hadisin ilgisini kuramadım?

            Yorum


              #7
              Ynt: HATAYDA PATLAMA "ZAMAN ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ"

              Biz Reyhanlı Katliamının Faillerini Gösterdik, Aksi Düşünen Varsa Söylesin...
              12.05.2013, 21:15:36



              Öncelikle Reyhanlı’da gerçekleştirilen bombalı saldırılarda hayatlarını kaybeden bütün yurttaşlarımıza başsağlığı dilerken, yaralılarımıza da Allah’tan acil şifalar niyaz ediyoruz.

              Reyhanlı’da gerçekleştirilen bu hunharca ve barbarca katliamın “failler”i üzerinde değişik açıklama ve yorumlar yapılsa da, bu katliam aslında kendini göstere göstere geldi.

              Sadece son bir ay içerisinde arka arkaya gelen gelişmeleri bir masanın üzerine koyduğumuzda bunun böylesi haince planları da içerdiğini anlamak güç olmasa gerek.

              Önce, siyonist rejim askeri istihbaratı, Suriye rejim güçlerinin kimyasal silah kullandığı iddialarını ileri sürdü. Amerika ilk anda “bu konuda henüz elimizde kesin bir kanıt “yok demiş olsa da, ardından ABD Dışişleri Bakanlığının “evet Suriye’nin kimyasal silahlar kullandığına dair elimizde somut kanıtlar var” açıklaması geldi.

              Bunun ardından siyonist rejim şefleri yine devreye girerek “Suriye Obama’nın koyduğu kırmızı çizgileri geçti, artık sözünün arkasında durarak gereken adımları atmalı” çağrısını yaptı.

              ABD Dışişleri Bakanı Johny Kerry, Suriye eski büyükelçisi Robert Ford’u Türkiye üzerinden gizlice Suriye’ye gönderdi. Ford burada Özgür Suriye Ordusu komutanları ile görüştü.

              ABD’nin Suriye büyükelçisi Robert Ford, Irak’ta işgal döneminde büyükelçilik müsteşarlığı yaparken, orada BlackWater sorumlusu olarak çalıştı. Bu "BlackWater" denen sözde güvenlik örgütünün, gerçekte nasıl kirli bir savaş sürdürdüğü, özellikle Irak içinde mezhep çatışması çıkarmak için nasıl kanlı katliamlar gerçekleştirdiği zaten kamuoyuna yansımıştı.

              Irak sonrasında bu BlackWater’lere “Suriye görevi” verildi. Bu katliam şebekesinin Suriye içinde ne kadar cinayete imza attığı bir kenara, özelikle Türkiye ile Suriye arasında bir savaşın başlaması için hangi eylemleri gerçekleştirdiği de mercek alınması gerekiyor.

              BlackWater koordinatörü Robert Ford Türkiye üzerinden gizlice Suriye’ye geçiyor, orada Özgür Suriye Ordusu komutanları ile alanda çok stratejik görüşmeler yaptıktan sonra dönüyor.

              Ve ardından Reyhanlı da o barbar katliam gerçekleşiyor...

              Siyonist rejim medyasından Timesofisrael katliam öncesinde, başbakan Erdoğan’ın 15 Mayıs’ta Washington’a yapacağı ziyaretle ilgili olarak attığı başlıkta “Erdoğan’ın Washington ziyaretinde Suriye üzerinde kararlar alınması bekleniyor” ifadesine yer verdi.

              Bir taraftan “Suriye kimyasal silah kullanarak kırmızı çizgileri geçti, artık Suriye’ye karşı harekat zamanı” söylemleri zirve yaparken, diğer yanda Robert Ford’un gizli Suriye ziyareti sonrasında Washington’da Erdoğan Obama görüşmesinde alınacak Suriye kararları gündeme getiriliyor.

              Başbakan Erdoğan NBC’ye verdiği demeçte Amerika’nın Suriye içinde oluşturacağı “uçuşa yasak bölge” operasyonuna Türkiye’nin destek vereceğini söylerken, Amerika’nın sahaya inmesini istiyor. Amerika da, “biz Irak’ta karşılaştığımız duruma Suriye’de de karşılaşmak istemiyoruz” diyerek, Türkiye’yi savaş alanına itmek istiyor.

              Tabi Türkiye her ne kadar Suriye yönetimine sert bir tavır takınmış olsa da, böyle bir savaşa girmek için istekli değil. Zaten kamuoyu ve halk da böyle bir savaşa karşı.

              O halde hem hükümeti hem de halkı Suriye savaşına psikolojik olarak hazırlamak için diplomatik girişimlerden öte bir şeyler yapılması gerekiyor. Bu görev de ABD Dışişleri bakanlığı tarafından büyükelçi Robert Ford’a veriliyor. BlackWater koordinatörü Ford yeni misyonunu gerçekleştirmek için bizzat savaş alana giriyor.

              Diğer yandan ABD tarafından yapılan açıklamalarda, Amerika’nın Suriye konusunda siyonist İsrail rejimi ile koordineli hareket ettiklerini belirtiyorlar. Yani Suriye konusunda atılacak adımları siyonist rejimle danışma, işbirliği ve koordinasyon içinde yürütüyor. Aynen siyonist rejimin Suriye’ye saldırılarında Amerika ile koordinasyon içinde olduğu gibi.

              Biz bu insanlık dışı katliamın haberini aldığımızda ilk verdiğimiz tepki, “bu katliamın sorumlusu Gladio ve Mossad’dır” dediğimizde, bazıları, Suriye’nin bu katliamdaki rolünü gizlemek için böyle bir görüşü ortaya attığımızı söylediler.

              Aslında bu söylem tersinden, Amerika ve siyonist rejimin bu katliamdaki rolünü gizlemekten başka bir anlam ifade etmiyordu.

              Son olarak sayın başbakan, bu katliamın arkasında “Türkiye’nin Suriye bataklığına sürüklenmek istenmesi” yattığını söyledi.

              O halde, bu tespitten hareketle konuşacak olursak; “Tükiye’nin Suriye bataklığına girmesini kimler isteyebilir, bundan yararlanacak olanlar kimlerdir?” sorusu katillerin adresini kolaylıkla bize gösterecektir.

              Bunun adına biz baştan koyduk; buyurun siz de şimdi koyun…

              EDİTÖR
              http://www.velfecr.com/biz-reyhanli-...-2876y-tr.html

              Yorum


                #8
                Ynt: HATAYDA PATLAMA "ZAMAN ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ"

                bir türk aTa sözü reyhanlıda ve türkiyede yaşananları çok iyi özetliyor: BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ!
                Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
                Hz.Peygamber (saa)

                Yorum


                  #9
                  Ynt: HATAYDA PATLAMA "ZAMAN ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ"

                  [quote author=Behesht-e Mahdi link=topic=24842.msg167650#msg167650 date=1368369857]
                  Aşk Kervanı kardeşim merhabalar, yukarıda tavzih ettiğiniz hususlar üzerinde hem-fikir konumdayız. Üzülerek seyrediyorum ki, son yıllarda mektebimiz bünyesinde de sıkça rastlamaya başladığımız ukala bir zümre oluştu. Emir-ül Müminin (aleyhisselam)'ın, veciz ‘’...Söz söyleyene değil, söylenen söze bak!’’ sözünün arkasına sığınan bu bilgiçlik taslayan tipolojiler; bilhassa popüler kültür mihverinde Kerbela ve başlığı Can ile başlayan romanları kaleme alanları acayip bir biçimde şımartarak ve sırtlarında taşıyarak; ilahi ve ödünsüz Muntezirlik ve Mehdeviyyet (eccelallahu teala ferecehu şerif) ekolünün dinamiksel/doktrinel zemininin de içini boşaltmaktadırlar. Yalnız, bazen zat-ı alinizin de mevcut iktidar konseptli ‘ileri demokrasi’nin tatlı düşlerine kontrolsüzce kapıldığını müşahede etmekteyim. Hakka uygunca, ‘Kemalist Tek Parti Rejimi’ni amatör ancak samimi vakanüvist kimliğiniz ile nasıl ki didik-didik sorguluyor iseniz; yine hakka uygunca, ‘Muhafazakar Tek Parti Rejimi’ne de baş kaldırmalısınız ve isyan etmelisiniz. Velayetçilik Nizamı’na teorik ve pratik açıdan mutlak bağlı olanlar gayet iyi bilir ki; seküler demokrasi gibi, istibdat-vari demokrasi de, Rehberiyyet makamınca ‘geleneksel güç kutupları’ arasında ilan edilmiştir.


                  Aşk Kervanı kardeşim, konuyu fazlaca dağıtmadan kıssa niyetine tekabül etse de, konumuza bütün ilimleri yaran hüccetimizden dehşetli bir hadis ile devam etmek isterim... Ebu Meryem, bugün viladet günü olan 5. İmamımız (aleyhisselam)'dan, şialarına ruhları ile edimleri arasında paradoks yaşayıp-yaşamadığını ortaya sermek namına, şu biçimde bir içten bağlılık yoklaması çektiğini nakletmiştir:


                  “Bir gün babam, ashabının huzurunda şöyle buyurdu: -Sizden kim bir ateş parçasını eline alır ve sönünceye kadar elinde tutar?- Hepsi korktular ve hiç kimse bu işe yanaşmadı. Ben de, yerimden hemen kalkıp babama şöyle seslendim: -Babacığım, bana emredin ki ben yapayım!..- Babam ise, bana dönerek şöyle buyurdu: -Maksadım sen değilsin, ben ve sen arasında ayrım olmayanlarız. Maksadım bunlardır.- dedi. Hazret-i İmam Baqırul Ulum (aleyhisselam) şöyle buyurmaya devam etti: -Babam, üç defa bu cümleyi tekrarladı ve daha sonra ashabına şöyle buyurdular: -Söz ne de çoktur ve amel ne de azdır! Gerçekten de amel ehli çok azdır. Biliniz ki, ben hem amel ve hem de söz ehli olan kimseleri tanıyorum. Allah’a yemin olsun ki, yeryüzü adeta onları canlı-canlı kendisine geçirmiştir.- dedi.”


                  Yani demem odur ki, hizbullahi bir tarikte yürüyorsak ve devrimci bir retorikle konuşuyorsak; insicamsız nokta-i nazarlarla sahih bir savaşım meydana getiremeyiz. Düşmanlarımıza karşı yaptırım uygulamada da, noksan ve itibarsız bir tablo çizmiş oluruz. İmam-ı Rahil'in, Sahife-i Nur'da da tasdik edilmiş meşhur bir öğüdü vardır: ‘’Huzuruma sakın demokrasi talepleri ile gelmeyin; demokrasi, en sonunda bizim inkılabımızı da siyasal fahişelikle tanıştırır.’’ Ayetullah Meşkini (rahmetullahi aleyh) ağada, Hubregan Meclisi kürsüsünde bu tarihi nasihata kısa fakat etkili şöyle bir şerh ve ekleme düşmüştür: ‘’Muhafazakarlık, siyasi pezevenkliktir!.. Umarım ki, yazdıklarım çokca karmaşık gözükmüyordur ve gayemi sizlere tasavvur edebilmişimdir.


                  Vesselamu ala men ittebe-el hüda


                  [/quote]

                  Sayın Behesht-e Mahdi,

                  Yazılarımı tasdikleyen cümleleriniz için Teşekkür ederim,
                  Şahsımı eleştiren yazılarınız için de (Canınız Sağolsun) cevap yazmayacağım :
                  Çünkü hangi yazılarımdan bu kanılara vardınız, Ben çıkaramadım.

                  Ayrıca Vakanüvist olduğumu iddia ediyorsunuz, Bunu yazdığımı da hatırlamıyorum.
                  Sayın Ahir-zaman, son derece olgun ve seviyeli yazılar yazan değerli bir Ablamızdır.
                  Onun hakkındaki yazılarınızın da maksadı aştığını düşünüyorum.

                  Gerek bu Topic, gerekse diğer konularda benim düşüncem şudur :
                  Hatalı da olsa, yanlışı da olsa, Müslümanlara karşı delil getirirken, İslam düşmanlarından alıntı yapmamıza gerek yok.
                  Bu tür yazıları yazanlar İslami ve İnsani kaygılarla yazmadıkları için adaletli ve objektif değildirler.
                  Sırf muhalefet olsun diye ideolojik olarak yazmaktadırlar.
                  İslam'a ve Müslümanlara karşı her türlü buğzu gösteren bu insanlara ne ihtiyacımız var?

                  Başlık "Hatay'daki Patlama" ancak biz bu insanlık dışı saldırıyı bile kınamadan neler yazmak zorunda kalıyoruz.
                  Bu saldırıyı kim gerçekleştirdi ise, İnsanlıktan nasibini almamıştır.
                  Hiçbir amaç, hiç bir ideoloji, sivil kadın ve çocukların kanını meşru gösteremez, üzüldüğümüz, kahrolduğumuz diğer nokta budur.

                  Son olarak, çok Edebi yazıyorsunuz,
                  Yazınızı 3 kez okuduğum halde yine de anlayamadığım bir çok kelime oldu,
                  Lütfen yazarken bizim seviyemizi düşünerek de yazın.

                  Allah'a emanet olun...
                  http://www.youtube.com/user/TarihinTozu/videos https://vimeo.com/user12861987/videos

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: HATAYDA PATLAMA "ZAMAN ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ"

                    ask kervani kardesim cok tesekür ederim, ben yilardir buradayim Behesht-e Mahdi hocamiz benim düsüncemin ne oldigunu bildiyini düsünüyorum ins yanilmiyorum, ayricana sizin de dediyiniz gibi ben hocamizin yazisini hala cözemedim.

                    Yorum

                    YUKARI ÇIK
                    Çalışıyor...
                    X