Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

MELEKLER HAKKINDA SORU

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    MELEKLER HAKKINDA SORU

    MELEKLER HAKKINDA DAHA ONCE KALDIRDIGIM SORU.

    2-(1023) ...Hüseyin b. Ebu'1-Alâ, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:

    «Ey Hüseyin! -Bu arada elini evde bulunan yastıkla­ra vurarak- Bunlar öyle yastıklardır ki, nice zamanlar melekler onlara yaslanmışlar­dır ve nice zaman onların küçük kanatlarını yerden toplamışızdır.»

    3-(1024) ...Ali b. Hakem şöyle rivayet etmiştir:

    Bana Malik b. Atiyye el-Ahmesî, Ebu Hamza Sumalî'den naklen şöyle anlattı: Ali b. Hüseyin (Zeynu'l-Âbidin aleyhisselâm)’ın yanına gittim. Bir saat kadar bahçede bekledim, sonra eve girdim. Yerden bir şeyler topladığını ve perdenin arkasında duran birine verdiğini gördüm.

    Dedim ki: Sana kurban olayım. Yerden topladığını gördüğüm şey nedir?

    Buyurdu ki: «Bunlar meleklerin kanatlarından dökülen artıklardı. Onlarla baş başa kaldığımız zaman, onları toplarız. Sonra bunları, çocuklarımız için pazuband yaparız.»

    Dedim ki: Sana kurban olayım, melekler size geliyorlar mı?

    Dedi ki: «Ey Ebu Hamza! Bazan o kadar çok gelirler ki, bize yaslanacak yer bırakmazlar.»

    melekler maddi varlıklarmıdır ki turleri dokulsun


    #2
    Ynt: MELEKLER HAKKINDA SORU

    Bismillahirrahmanirrahim

    Muhterem kardeşim, Ehlibeyt (a.s) buyurmuşlardır: “Kur’an’ın müteşabih ayetleri olduğu gibi bizim sözlerimizin de müteşabih ve muhkemi vardır.” Bu yüzden Kur’an ayetlerindeki müteşabihleri muhkem ayetlerin ve Resulullah ve İlimde rusuh eden Ehlibeyt’in açıklamalarına dayanarak açıklamamız gerekiyor. Eğer açıklayamazsak, “Kullun min indi Rabbina” deyip iman ederek Rabbimize havale etmemiz gerekiyorsa, hadislerde de benzer tabirlere rastladığımızda, onlara diğer ayet ve hadislerden de yardım alarak makul yorumlar getirmemiz gerekir. Hemen zahirine aldanıp da kabul veya red yoluna gitmek doğru değildir.

    Bu hadise gelince, evvela buna benzer tabirler, Kur’an ayetlerinde de mevcuttur. Hepimizin bildiği gibi Kur’an iki, üç, dört kanatlı meleklerden bahsetmektedir. Eğer biz meleklerin asli hilkatlerini dikkate alırsak, onlar mücerred (soyut) varlıklardır. Soyut varlıklarda bunların yeri yoktur. Yine Kur’an’da Hz. Cebrail’in (a.s) ayak izinden, ya da ayak tozundan bahsetmektedir.
    “Mûsâ, “Ya senin derdin neydi ey Sâmirî?” dedi. * Dedi ki: "Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin (Cebrail’in) izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi.” (Taha, 95-96)
    Bu tabir de yine cismani bir varlığın özelliklerindendir. O halde bütün bu tabirlerin, zahirine göre yorumlanması yanlış olur.

    İki, üç, dört kanatlı meleklerden bahsederken ya onların arasındaki hareket kabiliyetlerinin farkından bahsediyor, ya da temessül ve tecessüm ederken kanatlı varlıklar olarak temessül ettiklerinden…
    Kur’an Hz. Cebrail’in bir beşer olarak Hz. Meryem’e temessül edip gözüktüğünü söylüyor. (Meryem, 17) Hadisler Hz. Cebrail’in sahabeden birisi olan Dıhyetü’l-Kelbi şeklinde Resulullah’a ve bazı sahabeye gözüktüğünü nakleder.

    Dolayısıyla meleklerin, asli hallerinde olduklarında, bir takım o hale özgü özellikleri olduğu gibi, temessül ettiklerinde de farklı bazı özellikler taşıyabileceklerini anlıyoruz. Örneğin ayak izi gibi, kanat gibi, tüy gibi.. Bu onların tecerrüd halleriyle alakalı değil, temessül halleriyle alakalıdır.
    Ayetlerde meleklerin kanadından bahsedilirken, ayak izlerinden bahsedilirken bunları yadırgamayanların, bazı hadislerde onların tüylerinden bahsedildiğinde bunu niye yadırgıyorlar anlamak mümkün değil. “Onlar kuş mu ki tüyleri olsun?” diyorlar. “Peki, onlar kuş mu ki kanatları olsun?” diye neden sormuyorlar kendilerine?
    Ya da “meleklerin tüylerinde ne var ki hadiste, çocuklarımızın kollarına takıyoruz” diyor? Bu garip değil mi? diye soranlar, Cebrail’in izinde ne vardı; nasıl bir etki vardı ki Samiri onunla buzağı heykeli yaptığında, insanları şaşırtacak şeyler görüldü!
    Demek ki bir etkenliği vardır, biz bilsek de, bilmesek de; kabul etsek de kabul etmesek de. Belki hadiste anlatılan olayda da meleklere ait olup da, zahiri tabiriyle tüy diye ifade etmeye mecbur kaldıkları o eserlerin de mesela bir nuraniyet vesilesi olması, belki korunma vesilesi olması açısından bir etkisi vardı ki imamlar öyle yapıyorlardı.
    Ayrıca Şia kaynaklarında benzer hadisleri yadırgayıp, bunu yaygara vesilesi yapan vahhabi zihniyetliler, Sünni kaynaklarında da benzer hadislerin olduğunu ya bilmezler, ya da kasıtlı gizlerler. İşte bunlardan birkaç örnek:

    * Müsned-i Ebi Ya’la’da zikrettiği senetle Abdullah bin Mesut’tan şöyle naklediyor: “Resulullah ‘Andolsun ki, o, Cebrail’i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü’ (Necm, 13) ayeti hakkında şöyle buyurdu: “Sidretü’l-Münteha’nın yanında Cebrail’i 600 kanadı olduğu halde gördüm ki kanatlarının tüyünden dür ve yakut saçıyordu!” (Müsned-i Ebi Ya’la, c.9, s.243, hadis: 5360. Benzer bir hadis Sünen-i Nesei’de de geçiyor, c.6, s.473, hadis: 11542)

    * Lisanü’l-Mizan kitabında kendi senediyle, Ömer bin Hattap2tan şöyle naklediyor:
    “Hasan ve Hüseyin’in üzerinde iki musha vardı ki onların içinde Cebrail’in tüyünden bulunuyordu!” (Lisanü’l-Mizan, c.1, s.66, hadis: 168)

    * Tarih-u Dimeşk kitabında benzer bir hadisi, bu sefer Abdullah bin Ömer’den nakledilmiştir. (Tarih-u Dimeşk, c.13, 224-225)

    * Hafız Ebu Bişr Muhammed bin Ahmed bin Hammad ed-Dulabi de Ez-Zürriyyetü’t-Tahira isimli kitabında kendi senediyle şöyle naklediyor: “Al-i Resulün bir yastığı vardı ki onun üzerinde Cebrail (a.s) oturur, başkası oturmazdı; o katlığında dürülürdü. Cebrail kalkmak istediğinde silkiniyor ve tüylerinden dökülüyordu. Hz. Fatıma kalkıp onları topluyor ve Hasan ve Hüseyn’in nazarlıklarının içine koyuyordu!” (Ez-Zürriyyetü’t-Tahira, c.1, s.89)

    Bir başka nokta şudur ki, Kur’an ve sünnette bulunan her şeyi zahirine göre olduğu gibi alan ve mesela, Allah’a el, ayak, yüz, göz, gülme, taht, binit, iniş çıkış, topuk, mekan gibi şeyler isnad edip hiçbir tevile gerek görmeyen, hatta caiz görmeyen selefi zihniyetliler, Şia kaynaklarında bulunan bu tür bazı, hadisleri görünce yaygarayı koparıyorlar. İnternette hemen her vahhabi sitesinde bunlara rastlarsınız. Rabbim hidayet ve basiret versin… Ne diyelim.

    Yorum


      #3
      Ynt: MELEKLER HAKKINDA SORU

      SAGOLUN HOCAM.ALLAH SIZDEN RAZI OLSUN CENNETTE EHLIBEYTE KOMŞU EYLESİN.

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X