Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Dabbet-ül Arz kimdir?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Dabbet-ül Arz kimdir?

    Bismillahirrahmanirrahim

    DABBET-ÜL ARZ

    Soru-132: Bilindiği gibi, son zamanlarda bazı yayın organlarında Kur'an'da geçen "Dabbet-ül Arz" konusu tartışılmakta ve maalesef, her kes kendi kafasından bu konuda bazı görüşler beyan etmektedir. Sizden istirhamımız, bu mesele hakkında Ehl-i Beyt mektebine mensup tefsircilerin görüşünü açıklamanızdır.



    Cevap-132: Aziz kardeşim, sorunuzu kısaca şöyle yanıtlayabiliriz:


    "O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir dabbe (canlı) çıkarırız; o onlara insanların, ayetlerimize içtenlikle inanmadıklarını söyler. (Neml Suresi, Ayet 82)

    Bütün müfessirlere göre bu ayet kıyametten önce vuku bulacak önemli bir olaya işaret etmektedir. İbn-i Murdeveyh'in Ebu Hureyre'den tahriç ettiği rivayet de buna delâlet eder. Bu rivayette Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu kaydedilmiştir: "Kıyametin alametleri Deccal, Dabbet-ul Arz, Ye'cuc ve Me'cuc, duman ve güneşin batıdan doğmasıdır."[1]

    Beğavî, Müslim kanalıyla Abdullah b. Amr'dan şöyle rivayet eder: Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu duydum: "Kıyametin alametlerinden birincisi güneşin batından doğuşu ve kuşluk vaktinde Dabbet-ul Arz'ın çıkışıdır."[2]

    Dabbet-ul Arz Nedir?
    Dabbe, lügatte insan ve hayvan gibi yeryüzünde hareket eden her canlıya denir. Allah Teala buyuruyor ki: "Yeryüzünde hiçbir dabbe (canlı) yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın."[3] Ve yine buyuruyor ki: "Eğer Allah, insanları, yaptıkları (her) haksızlıkla cezalandırsaydı, yeryüzünde tek dabbe (canlı) bırakmazdı."[4]

    Fakat Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerinde "Dabbe" tabiri sadece insan için kullanılmıştır. Örneğin: "Allah katında dabbelerin (insanların) en kötüsü, düşünmeyen sağırlar ve dilsizlerdir."[5] Bazı ayetlerde ise bu tabir diğer (insan olmayan) canlılar için kullanılmıştır. Örneğin: "Dabbeler (canlılar) ve insanlardan bir çoğu"[6] ve "İnsanlardan ve dabbeler (canlılar)dan."[7] cümleleri gibi. Bu da "Dabbe" kelimesinin canlı olan her şeye dendiğini gösteriyor.

    "Dabbe" tabiri, "yerden bir dabbe..." ayetinde belirsiz olarak kullanılmıştır. Kur'an-ı Kerim "Dabbe"nin insanlarla konuştuğunu belirtmiştir. Fakat onun diğer sıfat ve özellikleri, keyfiyeti ve çıkış yeri ile ilgili hususları meçhul bırakmıştır ve bunlar ancak gelecekte bilinecektir.

    Bu ayetin tefsiriyle ilgili bir çok rivayet vardır. Kur'an-ı Kerim bunlardan hiç birine delâlet etmez. Resulullah'tan (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamlarından nakledilen sahih bir rivayet varsa kabul edilir; aksi durumda onlara itina edilmez. Bu konuda nakledilen rivayetlerin bir kısmı Sünni kaynaklarda nakledilmiştir; bu rivayetlerde "Dabbe" kısaca şöyle tarif edilmiştir:

    "Dabbe yaşıyor, hiç kimse tarafından tanınmıyor, insan türünden değildir ve korkunç bir şekli vardır. Saçı ve kılı var. Bütün renklerden oluşmuş olup dört ayağı var. Bulutlara ulaşan uzunca bir boynu var. Doğuda olan batıda olan gibi onu görür, ahir zamanda hacılar Mina'ya çıktığı akşam Sefa dağından ve bir rivayete göre de, Teşrik günleri[8] Ciyad denilen dağdan çıkacaktır. Ona ulaşmak isteyen ulaşamaz, kaçan ondan kurtulamaz, insanlara iman ve küfürden bahseder. Müminin iki kaşının ortasına alamet bırakır ve "mümindir" yazar. Kafirin iki kaşının ortasına alamet bırakır ve "kâfirdir" yazar.

    Bu rivayetlerin bir kısmında ise şöyle geçer: Dabbet-ul Arz'ın yüzü insan yüzü gibi, gövdesi ise kuş gövdesi gibidir. O, fasih Arapça'yla bağırabildiğince "İnsanlar, ayetlerimize içtenlikle inanmıyorlardı..." (Neml, 82) diye haykırır. Onun yanında Musa'nın asası ve Süleyman'ın yüzüğü vardır. Bu ikisiyle müminlerle kafirleri birbirinden ayırır. Müminin yüzüne yüzükle bir nokta vurur; böylece müminin yüzünde beyaz bir nokta oluşur ve bu beyaz nokta onun yüzünü tamamen aydınlatacak kadar yayılır. Asayla kafirin burnunu mühürler; böylece kafirin yüzünde siyah bir nokta oluşur ve o nokta kafirin yüzünü tamamen siyahlaştıracak kadar yayılır.[9]

    Ancak Ehl-i Beyt'ten nakledilen hadislerde bu ayetteki "Dabbet-ul Arz"dan maksadın Hz. Ali'nin (a.s) olduğu vurgulanmaktadır. Süfyan b. Uyeyne kendi senediyle Cabir b. Yezid-i Cu'fi'den "Dabbet-ul arz"ın İmam Ali'nin (a.s) olduğunu rivayet eder.[10]

    Şeyh Kuleyni de kendi senediyle İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle nakleder: Emirulmüminin (Ali) buyurmuştur ki: "(Düşmana) ard-arda saldıran, devletlerin devletinin sahibi benim. Asa ve kızgın demir sahibi ve insanlarla konuşan Dabbe benim."[11]

    Şeyh Ali b. İbrahim kendi senediyle İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle nakletmiştir: "Biri Ammar b. Yasir'e, ey Ammar! Allah'ın Kitabındaki bir ayet huzurumu kaçırdı ve beni şüpheye düşürdü, dedi. Ammar, hangi ayet? diye sordu. Adam, "O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe (canlı) çıkarırız; o onlara insanların, ayetlerimize içtenlikle inanmadıklarını söyler" ayetidir; ayetteki Dabbet-ul arz nedir? dedi.

    Ammar, Allah'a andolsun onu sana gösterinceye kadar oturmayacağım, yemeyeceğim ve içmeyeceğim, dedi ve o adamla birlikte Hz. Ali'nin (a.s) evine gitti. O sırada Hz. Ali hurma ve tereyağı yiyordu. Ammar'ı görünce, buyur, dedi. Ammar da oturarak o hazretle birlikte yemeye başladı. Adam bunu görünce şaşırdı. Ammar kalkınca adam, Süphanellah! Ey Ammar! Sen, onu (dabbeyi) bana gösterinceye kadar yemeyeceğine, içmeyeceğine ve oturmayacağına dair yemin etmiştin, dedi. Bunun üzerine Ammar, eğer aklını çalıştırırsan onu sana gösterdim, cevabını verdi."[12]

    Yine İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Resulullah (s.a.a), Ali'nin (a.s) mescitte bir miktar kum toplayarak başını onun üzerine bırakıp uyuduğunu görünce eliyle Ali'yi (a.s) hareket ettirerek, "Kalk ey Dabbet-ul Arz" dedi.

    Ashaptan bir kişi, ‘Ya Resulullah! Birbirimizi bu isimle çağırabilir miyiz?' diye sordu. O hazret, ‘Hayır! Bu isim Ali'ye hastır. Ali, Allah'ın Kur'an'da, "O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe (canlı) çıkarırız..." şeklinde andığı Dabbe'dir' buyurdu.[13]

    Esbağ b. Nebate'den şöyle nakledilir: Emirulmüminin Ali'nin huzuruna çıktım. O sırada ekmek, sirke ve zeytin yağı yiyordu. Ben, ey Emirulmüminin! Allah Teala "O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe (canlı) çıkarırız..." buyuruyor; bu ayetteki "Dabbe" nedir? diye sordum. Hz. Ali, "O, ekmek, sirke ve zeytin yağı yiyen bir canlıdır" cevabını verdi![14]

    Geçen rivayetlerdeki, "Dabbe"nin, kuvvet ve mucizenin göstergesi olan Musa'nın asasına ve ilahi hükümetin göstergesi olan Süleyman'ın yüzüğüne sahip olduğunun vurgulanması, onun, insanlara ayet ve nişane olacak yüce ilahi güce sahip bir insan olduğunu göstermektedir; ayrıca ayetteki "onlarla konuşur" tabiri de onun bir insan olduğunu onaylamaktadır.

    Evet bu ayetten ve onun tefsirinde nakledilen, hadislerden anlaşılan, bu canlının Hz. Ali (a.s) olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Bunun kıyametin kopmasına yakın bir zamanda vuku bulacağı da kesindir. Ancak bunun yeri, zamanı tam olarak belli değildir.





    --------------------------------------------------------------------------------

    [1] - Durr-ul Mensur -Siyuti-, c.6, s.380.

    [2] - Müsned-u Ahmed, c.2, s.201, Dar-ul Fikr basımı; Nazm-ud Durer -Bukai-, c.5, s.451, Dar-ul Kutub-il İlmiyye basımı.

    [3] - Hud, 6.

    [4] - Nahl, 61,

    [5] - Enfal, 22.

    [6] - Hacc, 18.

    [7] - Fatır, 28.

    [8]- Kamerî aylarının her 13, 14 ve 15. geceleri.

    [9] - Mecma-ul Beyan tefsiri -Tabersi-, c.7, s.366. Kurtubi tefsiri, c.13, s.237; ed-Durr-ul Mensur, c.6, s.378; Ruh-ul Meani tefsiri -Alusi- c.20, s.21; Râzi tefsiri, c.24, s.217; İbn-i Kesir tefsiri, c.3, s.387 ve Neml suresi 82. ayet.

    [10] - Mizan-ul İ'tidal -Zehebi-, c.1, s.384, Dar-ul Marifet basımı.

    [11] - Kâfi, c.1, s.198/3, "Enne-l Eimmete hum Erkan-ul Arz" babı.

    [12] - Kummi tefsiri, c.2, s.131 ve Mecma-ul Beyan tefsiri, c.7, s.366.

    [13] - Kummi tefsiri, c.2, s.130; el-Burhan tefsiri -Behrani-, c.4, s.228/8043, Bi'sat müessesesi incelemesi.

    [14] - Te'vil-ul Ayat -Seyyid Şerefuddin-, c.1, s.303/109; er-Ric'at -Esterabadi-, s.166/95, Dar-ul İ'tisam basımı.

    #2
    Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

    yani imam yeniden mi gelecek o zaman ?

    Yorum


      #3
      Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

      Bismillahirrahmanirrahim

      Elbette...

      Yorum


        #4
        Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

        ÜSTAD, o halde:

        ALLAHÜMME SALLİ ALA MUHAMMEDİN VE ÂLİ MUHMMED VE ACCİL FERECEHUM

        Salavatın bu vurguladığım çoğul oluşunun nedeni imamalarımızın rec'atını istemek için midir?

        Yorum


          #5
          Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

          Bismillahirrahmanirrahim

          Hayır o cümleden maksat, Hz. Mehdi'nin (a.s) zuhurudur. Onun zuhuru bütün Ehlibeyt'in fereci sayılmıştır.
          Recat konusunda, recatın aslı, manen mütevatirdir. Ama detayları ve kimlerin recat edeceği, tevatür derecesinde değildir. İmamlardan bazılarının recatı mütevatir denecek kadar katidir. Ama diğerleri hakkında bu katiyet söz konusu değildir. Olablir de olmayabilir de. Mesela İmam Hüseyn'in (a.s) recati katidir. Hz. Ali'ninki de zahiren öylerdir...

          Yorum


            #6
            Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

            Nasil yani? Hz Ali de, Mesih ve Mehdi gibi yeryüzüne mi gelecek tekrardan? Yani bu sia inancinda var midir? Eger varsa neden mehdinin gelmesi icin dualar edilirde hz Alinin gelmesi hic söz konusu bile degil?
            Allah Bize Yeter!
            O Ne Güzel Vekildir...

            Yorum


              #7
              Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

              şiadaki rec'at inancından haberiniz yok anlaşılan..

              "Dediler ki: "Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin; biz de günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi çıkış için bir yol var mı?" Mü'min 11. ayet

              bu ayete göre rec'at inancı sahihtir. yani öldükten sonra bazı insanların yeniden dünyaya gelip ikinci kez onlara şans tanınacağı...

              ve şiada hunharca şehid edilmiş olan İmamların diriltileceği ve onların katlettiği İmam Ali ve Hüseyn a.s. gibi mazlum şehidler başta olmak üzere imamların da diriltilip katillerini aynen katledip bu intikam işinin daha ahirete bile kalmayacağı inancı vardır.

              ancak bu inanç inanılması zaruri inanç değildir..

              İmam Ali a.s.'ın tekrar dirileceği inancı çok gündeme gelmez çünkü Mehdi a.f.'inki rec'at değil zuhurdur. Mehdi a.f. ve İsa a.s. ölmedi ki bu ikisi benzetilsin. ve dünya adaletini kuracak olan da Mehdi a.f.'tir. Şiiler bunu çok gündemde tutarlar çünkü kendilerini zuhura ve adalet savaşına hazırlarlar...

              Yorum


                #8
                Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

                Her ümmetten âyetlerimizi yalanlayanlarından bir grubu toplayacağımız ve bunların (topluca hesap yerine) sevk edilecekleri günü hatırla. neml 83

                imam rıza as demiştir ki bu hadis ricat hakkındadır kıyamet gunu olamaz cunku kıyamet gunu hepsi toplanacaktır oysa burada sadece bir grubu diyor.

                Yahut altı üstüne gelmiş (ıpıssız duran) bir şehre uğrayan kimseyi görmedin mi? O, “Allah, burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek (acaba)?” demişti. Bunun üzerine, Allah onu öldürüp yüzyıl ölü bıraktı, sonra diriltti ve ona sordu: “Ne kadar (ölü) kaldın?” O, “Bir gün veya bir günden daha az kaldım” diye cevap verdi. Allah, şöyle dedi: “Hayır, yüz sene kaldın. Böyle iken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış. Bir de eşeğine bak! (Böyle yapmamız) seni insanlara ibret belgesi kılmamız içindir. (Eşeğin) kemikler(in)e de bak, nasıl onları bir araya getiriyor, sonra onlara nasıl et giydiriyoruz?” Kendisine bütün bunlar apaçık belli olunca, şöyle dedi: “Şimdi, biliyorum ki; şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.” bakara 259

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

                  " ve şiada hunharca şehid edilmiş olan İmamların diriltileceği ve onların katlettiği İmam Ali ve Hüseyn a.s. gibi mazlum şehidler başta olmak üzere imamların da diriltilip katillerini aynen katledip bu intikam işinin daha ahirete bile kalmayacağı inancı vardır."

                  " ancak bu inanç inanılması zaruri inanç değildir.."

                  Evet muhterem gom_u_aşk hocam iyi ki inanılması zaruri bir inanç değil, çünkü ben inanamıyorum.

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

                    Allah onu öldürüp yüzyıl ölü bıraktı, sonra diriltti ve ona sordu: “Ne kadar (ölü) kaldın?”

                    VALLAHU ALA KULLİ ŞEYİN KADİR

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

                      [quote author=sebzivar link=topic=17276.msg105591#msg105591 date=1285416359]
                      " ve şiada hunharca şehid edilmiş olan İmamların diriltileceği ve onların katlettiği İmam Ali ve Hüseyn a.s. gibi mazlum şehidler başta olmak üzere imamların da diriltilip katillerini aynen katledip bu intikam işinin daha ahirete bile kalmayacağı inancı vardır."

                      " ancak bu inanç inanılması zaruri inanç değildir.."

                      Evet muhterem gom_u_aşk hocam iyi ki inanılması zaruri bir inanç değil, çünkü ben inanamıyorum.
                      [/quote]

                      ben de bu Ehlibeyt düşmanlarına o kadar kinliyim ve imamlarımızı öylesine mazlum görüyorum ki.. sanki bunların öteki dünyaya kalması yaramı hafifletmiyor. bu dünyada olması gerekiyor diye düşünüyorum.. ancak böyle rahatlıyorum..bu müthiş bir inanç

                      düşünsenize tarihin onca şişinen ehlibeyt düşmanı zalim zorba altında inlemiyorsunuz Ali a.s. geliyor maviye de dirilmiş ve intikam alıyor.. heyyyt be..

                      bu müthiş bir inanççç

                      şükür ki iyi ki var.. yoksa kinimden ölürdüm.. Allah korusun... ölmek değil de itikam almadan gitmek var.. Sanki Ali a.s.'a yapılanlar bana yapılmış sanki onun mazlumluğu benim mazlumluğum olmuş sanki onun intikamı ile benim acılarım dinecekmiş gibi..

                      iyi ki var bu inançlar...

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

                        Iyide eger öyle birsey varsa sizin bunu göreceginiz ne malum? Ayrica kendiniz belirtmissiniz kininizden dolayi diye.Demek ki birilerine olan kininiz yüzünden isinize geldigi gibi inanabiliyorsunuz? Hadi hz.Ali dabbetul arz oldugu icin dirildi diyelim,peki ya muaviyeyi hangi sifatla dirilteceksiniz de intikam alinacak?
                        Cok sacma...


                        Zaten Hz.Ali Sehit degil mi? Sehitlere de zaten biz ölü demedigimize göre?...
                        Allah Bize Yeter!
                        O Ne Güzel Vekildir...

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Dabbet-ül Arz kimdir?

                          demek o dirilmeyecek. Muaviye diriltilecek ve O hazret o necisten intikam alacak..

                          benim sevgim ve taraftarlığım kadar kinim de vardır. Allah bu mübarek kin duygusunu boşa mı var etmiş insanda. Ben kinimin tümünü biriktirip topluca Ehlibeyt düşmanlarına harcıyorum ki mü'min kardeşlerime bir pay kalmasın..

                          siz kininizin gücünü farkedin. O zaman insanın ne muhteşem bir varlık olduğunu ne güçlü olduğunu iman küfür meselesinde bu duyguların nasl pasif durumdan bir kıyam bilincine dönüştüğünü göreceksiniz.

                          benim karşıma muaviye veya o tip yöneticiler çıktığında benim onlara zerre sevgi beslediğimi ne görürsünüz ne hayal edebilirsiniz. çünkü tüm kinimi onlara atıyorum topluma her konuşmaya Ehlibeyte selam düşmanlarına lanetle başlamak ne büyük bir bilince taşıyor insan bilmenizi isterim..

                          Ben gördüğüme inanıyorum Ali a.s. sanki intikam alırken ben varım gibi inanıyor öylesine heyecanlanıyor ve öylesine kin duyuyorum muaviye taraflarına karşı.. bunu hatırladıkça hep uyanık oluyor çağın muaviye tipi yapılanmalarına karşı en ufak bir sevgim olmadığı gibi kinimi de onlara yansıtıyorum..

                          Elhamdülillah..

                          han muaviye hangi sıfatla diriltilecek, Ehlibeyt katili sıfatıyla Allah'ın adalet isminin tecelli etmesi için.. dünyada en büyük olanın lanetlikler değil Ehlibeyt olduğunu bizzat görmemiz için.. Ashabı kehf hangi sıfatla diriltildi ise. ki onlar da hakkın nasıl tecelli edip zulmü dağıtacağını görmek istiyorlardı.. hak vaadlerin somut reel dünyada nasıl karşılık bulacağını merak ediyorlardı..

                          Muaviye mu'min suresi 11. ayet gereği ikinci bir şans için dünyaya gelecek. bu ikinci sans onun düzeleceği için değil ona acındığı için değil. onun bir yaşamda edinebileceği aşağılık derekenin onun kalitesizliğinin karşılığı olmayıp ancak ikinci bir yaşamla bu aşağılık makama ulaşabileceği için ikinci kez gelecek.. bir sıfatının olması gerekmiyor.. Adalet sıfattan dolayı Ali a.s.'ın dirilmesini gerektiriyorsa, o sıfatı kazanmasında şer güç olarak etken olanın da dirilip ondan intikam alınmasını gerektirir bu yüzden onun da diriltilmesini gerektirir...

                          Ali as..'ın diriltilmesinde şaka bir yana, onun şu anki yaşamı şehidlerin yaşamı boyutunda olup farklı boyutlardadır. bizim algı dünyamızın ötesinde.. onun yeninden diriltilmesi bizim algı alanımıza girmesidir tekrar bu zatn diri olan ruhi diriliğin yanında, bedeni dirilme olark da anlaşılabilir.

                          Yorum

                          YUKARI ÇIK
                          Çalışıyor...
                          X