Ynt: İkinci Fatıma Hz. Masume
[1]- Asıl dili Farsça olan bu şiir, Ehl-i Beyt muhibbi şairlerinden Aga Çayçiyan'a aittir. Kısaca, "Hisan" olarak tanınır.
[2]- Hac, 32.
[3]- Ayetullah Uzma Şeyh Lütfullah Sâfî Gulpaygânî'nin dilinden.
[4]- Ber Setig-i Nur, s.70-71 (Merhum Ayetullah Uzma Seyit Şahabuddin Mer'aşî Necefî'nin hal tercümesi).
[5]- Aynı kaynak, s.131.
[6] - Divan-ı İmam Humeynî, s.253-257.
[7]- Külliyât-ı Divan-ı İmam.
[8]- Yukarıda, sözü edilen şiirden kesitler sunulmuştur.
[9]- Merhum Muhammed Ali b. Hüseyin b. Ali b. Bahauddin Katuziyan Keçuî Kummî, Envaru'l-Muşa'şaîn'in yazarıdır. XIV. yüzyıl ulemasındandır. Bu kitabı, H. 1325 yılında yazmıştır. Üç ciltten oluşan bu kitabın şimdiye kadar sadece birinci cildi basılmıştır. Keçuî, eserinin birinci cildinde Kum'un tarihi, Hz. Mâsume'nin (s.a) Kum'a gelişi vs. konulardan söz etmektedir. Henüz basılmayan ikinci cildinde İmamzadelerden, üçüncü cildinde de Kumlu muhaddislerden söz etmektedir. Eserin birinci cildi H. K. 1327'de "Sengî Hattı" ile, 243 sayfa olarak basılmıştır.
[10]- Eski İran padişahlarından Yezdgird'in oğludur. Babasının ardından padişahlık tahtına oturdu. Saltanatı döneminde yaptığı savaşlar neticesinde büyük zaferler ve fetihler elde etti. Hicretten önce 184 senesinde hayata gözlerini kapadı.
[11]- Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.15.
[12]- Asıl adı, Şahabuddin Ebu Abdullah Yakut b. Abdullah Hamevî'dir. Mucemu'l-Buldan onun eseridir. Miladî XIII. yüzyılın seçkin İslam alimlerinden ve coğrafya üstatlarındandır. Yakut Hamevî, Miladî 1229 yılında vefat etmiştir.
[13]- Sâsanî padişahları M. Ö. yaklaşık 226 yılında İran'da hüküm sürmüşler, İslamiyet'in doğuşundan sonra Müslümanlarla yaptıkları savaşta yenik düşmüşlerdir.
[14]- İskender Makdunî, M. Ö. 330 yılında İran'a saldırarak burayı ele geçirdi. Aynı dönemde Hahâmenişîlerin saltanatı da sona erdi. Makdunî, M. Ö. 323 yılında vefat etti.
[15]- Hahâmenîşiler, İran'da hüküm süren eski bir imparatorluktur. M. Ö. 558 yılında Büyük Kuriş tarafından kurulmuş ve yine M. Ö. 330 yılında İskender Makdunî tarafından yıkılmıştır.
[16]- Kum Ra Beşinasîd, s.37.
[17]- Kiyumers'ten sonra gelen II. Pişdadî padişahıdır.
[18]- Hekim Ebu'l-Kâsım Firdevsî Tûsî, İran'ın ve dünyanın en seçkin şairlerindendir. Yaklaşık 80 yıl hayat sürmüştür. Hicrî 329 yılında, Tus'a bağlı Baj veya Baz kasabasında dünyaya gelmiş, 411 yılında da hayata veda etmiştir. Şunu da söylemek gerekir ki, Firdevsî hakkında verilen bu tarihler konusunda ihtilaf vardır. Elinizdeki kitapta en güçlü görüş esas alınmıştır. Bkz: Lugatnâme-i Dehhuda.
[19]- Rahnemâ-i Kum, s.B.
[20]- Ebu Musa Eş'arî (Abdullah b. Kays), Peygamber efendimizin (s.a.a) sahabesindendir. O'nun döneminde Zübeyd, Adn ve Yemen Sahilleri'ne hakim olarak atandı. Amr ve Osman döneminde de Basra, Kûfe ve Yemen'de valilik yaptı. İmam Ali (a.s) döneminde de bir süre Kûfe valiliğinde bulundu. Reyhanetu'l-Edeb,c.1.
[21]- İlki Seffah ve sonuncusu el-Mu'tasam Billah olan Abbasî hükümdarları, Hicrî 132 ilâ 640 yılları arasında, yani yaklaşık 500 yıl hükümet etmişlerdir.
[22]- Hârun Reşit, meşhur Abbasî hükümdarlarındandır. Hicrî 170 ilâ 193 yılları arasında hükümet etmiş, hükümeti yaklaşık 23 yıl sürmüştür.
[23]- Kum Ra Beşinasid'den aynen, s.38-39.
[24]- Tarih-i Kadim-i Kum Tercümesi'nden aynen, s.28.
[25]- Şia Der İslam, Allame Tabatabaî, s.25 (Bu kitap, İslam'da Şia adıyla Kevser Yayıncılık tarafından Türkçe'ye kazandırılmıştır).
[26]- Tarih-i Kadim-i Kum Tercümesi, s.13.
[27]- Timurleng, Timurların birinci padişahıdır. Oldukça acımasız ve taş kalpli biriydi. İlginç bir baskınla 45 yaşlarındayken Horasan'a saldırdı. Zamanla tüm İran'ı hakimiyeti altına aldı. Sonunda, Hicrî 807 yılında, 70 yaşlarındayken öldü. Mezarı Semerkand'da, Gur-i Emir adıyla bilinir.
[28]- Kum Belediyesi tarafından yayımlanan şehir haritasından aynen, 1. sütun.
[29]- "Kume" ya da "Kum", Farsça terimler olup çardak anlamına gelmektedir. Yazar, Kum Kenti'ne niçin Kum denildiğinin sebeplerini anlatırken bazılarının gerekçe olarak Kum'un Farsça'dan Gum olarak Arapça'ya geçiş yaptığını ve bu nedenle Arapların Gum dediklerini rivayet etmektedir. Gum, Arapça'da iki noktalı "Kaf" harfiyle yazılır. Türkçe'mizde böyle bir kelime bulunmadığından genellikle iki noktalı "Kaf" harfi, "K" harfiyle telaffuz edilir. Tıpkı "Gamer" kelimesinin "Kamer", galem kelimesinin de "Kalem" olarak telaffuzu gibi. Çev.
[30]- Kum Ra Beşinasid, s.36.
[31]- Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.97.
[32]- Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.97; Buna benzer bir rivayet de Sefinetu'l-Bihar, c.2, s.455 ve Biharu'l-Envar, c.60, s.207'de zikredilmiştir.
[33]- Sefinetu'l-Bihar, (Kaf, Mim, Mim); Bihar, c.60, s.213.
[34]- Bihar, c.60, s.216.
[35]- Mucemu'l-Buldan, c.4, s.397; Ayetullah Uzma Mer'aşî Necefî (r.a) bu konuda şöyle der: "Kanımca en doğru görüş budur. Kum (iki noktalı), Kum (noktasız) kelimesinin başkalaşımıyla bu adı almıştır. Bugün, Kum'da Rehber Sokağı kenarından geçmekte olan küçük bir nehir vardır ve bu nehir, Komendan Nehri olarak bilinir."
[36] - Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.96.
[37]- Bu isimler, mâsum imamlarımızın (a.s) yer yer sözlerinde geçen tanımlamalardan alınmıştır. Ayetullah Uzma Mer'aşî Necefî, bu konuda şöyle demiştir: "Kum'un en meşhur isimlerinden biri Cennetu'l-Bilad'dır. Hâlen de bilinen bir diğer meşhur ismi de Der-i Beheşt'tir (Babu'l-Cennet). Şehrin önemli bir kapısı Hz. Ali b. Cafer'in (a.s) türbesi yakınlarında olduğu için buraya Der-i Beheşt (Cennet Kapısı) dendi. Nitekim, Kum'un isimlerinden biri de Der-i Beheşt'tir (Babu'l-Cennet). Bu konuda daha fazla bilgi için bkz: Gencine-i Âsar-ı Kum, c.1, s.77-88.
[38]- Bu rivayetlerden bazıları, Biharu'l-Envar, c.60, s.211-231'de geçmektedir.
[39]- Bihar, c.60, s.216.
[40]- Bihar, c.60, s.228; Mecalisu'l-Muminin, c.1, s.83.
[41]- Bazı rivayetlerde, Kum'dan cennete bir kapı açıldığı yer alır. Bkz: Bihar, c.60, s.215.
[42]- Bihar, c.60, s.228.
[43]- Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.112.
[44]- Seyit Abdulazim Hasenî, nesebi 4. göbekten İmam Hasan'a varan; İmam Rıza, İmam Cevad ve İmam Hâdi'yi (a.s) derk eden ve döneminin Alevileri tarafından saygıyla anılan değerli İmamzâde-lerdendir. Bugün, Türbe haline gelen mezar-ı şerifi Tahran'da bulunmaktadır. Çev.
[45]- Bihar, c.60, s.214.
[46]- Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.114; Kum halkının İmamlara ve onların çocuklarına olan sevgi ve saygılarından dolayı sayısız imamzâde burayı tercih etmiş, takiyesiz ve gayet rahat bir şekilde ömürlerinin sonuna kadar burada yaşamışlardır. Kumda birçok imamzâde türbesinin bulunmasının sebebi buradan kaynaklanmaktadır. Nitekim bir şair de bu konuya değinerek şöyle demiştir:
Dört yüz kırk dört asil var burada / Allah'ın emriyle defnedilmişler tıpkı sedef içindeki inciler gibi /Fark arama Kum, Kâbe ve Necef arasında / Akıl ehli insanlar can verirler Kum uğruna.
[47]- Bihar, c.60, s.218.
[48]- Bihar, c.60, s.214-215.
[49]- İhtisas, Şeyh Mufid, s.101.
[50]- Tarih-i Cedid-i Kum, s.7; Mecalisu'l-Muminin, c.1, s.35.
[1]- Asıl dili Farsça olan bu şiir, Ehl-i Beyt muhibbi şairlerinden Aga Çayçiyan'a aittir. Kısaca, "Hisan" olarak tanınır.
[2]- Hac, 32.
[3]- Ayetullah Uzma Şeyh Lütfullah Sâfî Gulpaygânî'nin dilinden.
[4]- Ber Setig-i Nur, s.70-71 (Merhum Ayetullah Uzma Seyit Şahabuddin Mer'aşî Necefî'nin hal tercümesi).
[5]- Aynı kaynak, s.131.
[6] - Divan-ı İmam Humeynî, s.253-257.
[7]- Külliyât-ı Divan-ı İmam.
[8]- Yukarıda, sözü edilen şiirden kesitler sunulmuştur.
[9]- Merhum Muhammed Ali b. Hüseyin b. Ali b. Bahauddin Katuziyan Keçuî Kummî, Envaru'l-Muşa'şaîn'in yazarıdır. XIV. yüzyıl ulemasındandır. Bu kitabı, H. 1325 yılında yazmıştır. Üç ciltten oluşan bu kitabın şimdiye kadar sadece birinci cildi basılmıştır. Keçuî, eserinin birinci cildinde Kum'un tarihi, Hz. Mâsume'nin (s.a) Kum'a gelişi vs. konulardan söz etmektedir. Henüz basılmayan ikinci cildinde İmamzadelerden, üçüncü cildinde de Kumlu muhaddislerden söz etmektedir. Eserin birinci cildi H. K. 1327'de "Sengî Hattı" ile, 243 sayfa olarak basılmıştır.
[10]- Eski İran padişahlarından Yezdgird'in oğludur. Babasının ardından padişahlık tahtına oturdu. Saltanatı döneminde yaptığı savaşlar neticesinde büyük zaferler ve fetihler elde etti. Hicretten önce 184 senesinde hayata gözlerini kapadı.
[11]- Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.15.
[12]- Asıl adı, Şahabuddin Ebu Abdullah Yakut b. Abdullah Hamevî'dir. Mucemu'l-Buldan onun eseridir. Miladî XIII. yüzyılın seçkin İslam alimlerinden ve coğrafya üstatlarındandır. Yakut Hamevî, Miladî 1229 yılında vefat etmiştir.
[13]- Sâsanî padişahları M. Ö. yaklaşık 226 yılında İran'da hüküm sürmüşler, İslamiyet'in doğuşundan sonra Müslümanlarla yaptıkları savaşta yenik düşmüşlerdir.
[14]- İskender Makdunî, M. Ö. 330 yılında İran'a saldırarak burayı ele geçirdi. Aynı dönemde Hahâmenişîlerin saltanatı da sona erdi. Makdunî, M. Ö. 323 yılında vefat etti.
[15]- Hahâmenîşiler, İran'da hüküm süren eski bir imparatorluktur. M. Ö. 558 yılında Büyük Kuriş tarafından kurulmuş ve yine M. Ö. 330 yılında İskender Makdunî tarafından yıkılmıştır.
[16]- Kum Ra Beşinasîd, s.37.
[17]- Kiyumers'ten sonra gelen II. Pişdadî padişahıdır.
[18]- Hekim Ebu'l-Kâsım Firdevsî Tûsî, İran'ın ve dünyanın en seçkin şairlerindendir. Yaklaşık 80 yıl hayat sürmüştür. Hicrî 329 yılında, Tus'a bağlı Baj veya Baz kasabasında dünyaya gelmiş, 411 yılında da hayata veda etmiştir. Şunu da söylemek gerekir ki, Firdevsî hakkında verilen bu tarihler konusunda ihtilaf vardır. Elinizdeki kitapta en güçlü görüş esas alınmıştır. Bkz: Lugatnâme-i Dehhuda.
[19]- Rahnemâ-i Kum, s.B.
[20]- Ebu Musa Eş'arî (Abdullah b. Kays), Peygamber efendimizin (s.a.a) sahabesindendir. O'nun döneminde Zübeyd, Adn ve Yemen Sahilleri'ne hakim olarak atandı. Amr ve Osman döneminde de Basra, Kûfe ve Yemen'de valilik yaptı. İmam Ali (a.s) döneminde de bir süre Kûfe valiliğinde bulundu. Reyhanetu'l-Edeb,c.1.
[21]- İlki Seffah ve sonuncusu el-Mu'tasam Billah olan Abbasî hükümdarları, Hicrî 132 ilâ 640 yılları arasında, yani yaklaşık 500 yıl hükümet etmişlerdir.
[22]- Hârun Reşit, meşhur Abbasî hükümdarlarındandır. Hicrî 170 ilâ 193 yılları arasında hükümet etmiş, hükümeti yaklaşık 23 yıl sürmüştür.
[23]- Kum Ra Beşinasid'den aynen, s.38-39.
[24]- Tarih-i Kadim-i Kum Tercümesi'nden aynen, s.28.
[25]- Şia Der İslam, Allame Tabatabaî, s.25 (Bu kitap, İslam'da Şia adıyla Kevser Yayıncılık tarafından Türkçe'ye kazandırılmıştır).
[26]- Tarih-i Kadim-i Kum Tercümesi, s.13.
[27]- Timurleng, Timurların birinci padişahıdır. Oldukça acımasız ve taş kalpli biriydi. İlginç bir baskınla 45 yaşlarındayken Horasan'a saldırdı. Zamanla tüm İran'ı hakimiyeti altına aldı. Sonunda, Hicrî 807 yılında, 70 yaşlarındayken öldü. Mezarı Semerkand'da, Gur-i Emir adıyla bilinir.
[28]- Kum Belediyesi tarafından yayımlanan şehir haritasından aynen, 1. sütun.
[29]- "Kume" ya da "Kum", Farsça terimler olup çardak anlamına gelmektedir. Yazar, Kum Kenti'ne niçin Kum denildiğinin sebeplerini anlatırken bazılarının gerekçe olarak Kum'un Farsça'dan Gum olarak Arapça'ya geçiş yaptığını ve bu nedenle Arapların Gum dediklerini rivayet etmektedir. Gum, Arapça'da iki noktalı "Kaf" harfiyle yazılır. Türkçe'mizde böyle bir kelime bulunmadığından genellikle iki noktalı "Kaf" harfi, "K" harfiyle telaffuz edilir. Tıpkı "Gamer" kelimesinin "Kamer", galem kelimesinin de "Kalem" olarak telaffuzu gibi. Çev.
[30]- Kum Ra Beşinasid, s.36.
[31]- Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.97.
[32]- Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.97; Buna benzer bir rivayet de Sefinetu'l-Bihar, c.2, s.455 ve Biharu'l-Envar, c.60, s.207'de zikredilmiştir.
[33]- Sefinetu'l-Bihar, (Kaf, Mim, Mim); Bihar, c.60, s.213.
[34]- Bihar, c.60, s.216.
[35]- Mucemu'l-Buldan, c.4, s.397; Ayetullah Uzma Mer'aşî Necefî (r.a) bu konuda şöyle der: "Kanımca en doğru görüş budur. Kum (iki noktalı), Kum (noktasız) kelimesinin başkalaşımıyla bu adı almıştır. Bugün, Kum'da Rehber Sokağı kenarından geçmekte olan küçük bir nehir vardır ve bu nehir, Komendan Nehri olarak bilinir."
[36] - Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.96.
[37]- Bu isimler, mâsum imamlarımızın (a.s) yer yer sözlerinde geçen tanımlamalardan alınmıştır. Ayetullah Uzma Mer'aşî Necefî, bu konuda şöyle demiştir: "Kum'un en meşhur isimlerinden biri Cennetu'l-Bilad'dır. Hâlen de bilinen bir diğer meşhur ismi de Der-i Beheşt'tir (Babu'l-Cennet). Şehrin önemli bir kapısı Hz. Ali b. Cafer'in (a.s) türbesi yakınlarında olduğu için buraya Der-i Beheşt (Cennet Kapısı) dendi. Nitekim, Kum'un isimlerinden biri de Der-i Beheşt'tir (Babu'l-Cennet). Bu konuda daha fazla bilgi için bkz: Gencine-i Âsar-ı Kum, c.1, s.77-88.
[38]- Bu rivayetlerden bazıları, Biharu'l-Envar, c.60, s.211-231'de geçmektedir.
[39]- Bihar, c.60, s.216.
[40]- Bihar, c.60, s.228; Mecalisu'l-Muminin, c.1, s.83.
[41]- Bazı rivayetlerde, Kum'dan cennete bir kapı açıldığı yer alır. Bkz: Bihar, c.60, s.215.
[42]- Bihar, c.60, s.228.
[43]- Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.112.
[44]- Seyit Abdulazim Hasenî, nesebi 4. göbekten İmam Hasan'a varan; İmam Rıza, İmam Cevad ve İmam Hâdi'yi (a.s) derk eden ve döneminin Alevileri tarafından saygıyla anılan değerli İmamzâde-lerdendir. Bugün, Türbe haline gelen mezar-ı şerifi Tahran'da bulunmaktadır. Çev.
[45]- Bihar, c.60, s.214.
[46]- Envaru'l-Muşa'şaîn, c.1, s.114; Kum halkının İmamlara ve onların çocuklarına olan sevgi ve saygılarından dolayı sayısız imamzâde burayı tercih etmiş, takiyesiz ve gayet rahat bir şekilde ömürlerinin sonuna kadar burada yaşamışlardır. Kumda birçok imamzâde türbesinin bulunmasının sebebi buradan kaynaklanmaktadır. Nitekim bir şair de bu konuya değinerek şöyle demiştir:
Dört yüz kırk dört asil var burada / Allah'ın emriyle defnedilmişler tıpkı sedef içindeki inciler gibi /Fark arama Kum, Kâbe ve Necef arasında / Akıl ehli insanlar can verirler Kum uğruna.
[47]- Bihar, c.60, s.218.
[48]- Bihar, c.60, s.214-215.
[49]- İhtisas, Şeyh Mufid, s.101.
[50]- Tarih-i Cedid-i Kum, s.7; Mecalisu'l-Muminin, c.1, s.35.
Yorum