Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HüZüN ÇeKMeCeM

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


    Sakin Bir Nûn Hıçkırığıyım...
    Hepi Topu...Lam..Ra!


    Şeddeli Mim ! Şeddeli Sus...!
    "HÛ" yazılı kimliklerde,,
    bakî SuSKuNLuKLaRa..!!




    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

      bütün sevgileri atıp içimden
      varlıgımı yalnızca''O''na verdim ben
      elverirki bir gün bana derinden
      taaa derinden bir gün bana gel desin
      "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
      "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

      Yorum


        Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


        Eğer Gülseydi
        Gül ona hiç denirmiydi Gül
        Ağla Gül
        Ağlasın haline er olan Bülbül...


        Bir kurşun delip geçti bağrını Gül'ün
        Hani nerede Ey Gül
        Teskin eden Bülbül'ün?!..


        alıntı..

        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

          Ey beni en çok sevenin en sevdiği…
          Bir lale vakti…
          Bir bahar gecesi…
          Dudaklarımda Sana selamlarla göz kapayışlarım var geceye…
          Her şeye rağmen sevilme umuduyla bükülüyor boynum…
          Sevginin sonsuzluğuna açılıyor avuçlarımda ruhum…
          Ey Rabbim!
          En sevdiğinin sevgisini artır ki kalbimde, Senin yanına sevdiğinin sevgisiyle dolu bir yürekle varabileyim son nefesimde…


          İskender Pala
          "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
          "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

          Yorum


            Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


            Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum,
            Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.


            Diyorlar Bana, kalsın şiirde sözde yerde,
            Sen araştır, göklere çıkan merdiven nerde.


            Anladım işi; San'at ALLAH'I aramakmış,
            Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış.


            Necip fazıl


            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

              Eğriyi kendinde arayan, doğruyu kalbinde bulur. Aşkına emekle yürüyen, dermanı derdinde görür.


              MEVLANA
              "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
              "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

              Yorum


                Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

                Arkadaş

                Hangi rüzgar eğdi dalın kırıldı,
                Gözün çeşme, suya döndün arkadaş,
                Gönül yüklerinden dizin yoruldu,
                Hangi yoldan yaya döndün arkadaş.

                Sadakat azıktır mutlak bu yolda,
                Takvamız nevale su gibi çölde,
                Kentler mi yakıldı sizin bu ilde,
                Neden ıssız köye döndün arkadaş.

                Dostlara ayrılan gönül tahtımız,
                Kararmaya mı başladı bahtımız.
                Azrail mi müjdeledi mevtimiz
                Garip ıssız koya döndün arkadaş.

                İtretin hüznünü taşırsın hala,
                Her gün ruhunda kurulur Kerbela,
                Hubbu Al-i Beyte oldun mübtela,
                Hüznü barı neye döndün arkadaş.

                Manasız sözlere gönlün tok mudur,
                Dostluktan bihaber dostun çok mudur,
                Yalnızlıktan başka dostun yok mudur,
                Gurbet ele niye döndün arkadaş.

                Ebu Turabın gönlünde nar oldun,
                Tahir itretine her dem yar oldun,
                Zannetme ki onlara ağyar oldun,
                Çileden ne diye döndün arkadaş.

                Bu yol kaçış değil ölüm yoludur,
                Bu yolun meyvesi gamla doludur,
                Bu yolda ölende Allah kuludur,
                Okken neden yaya döndün arkadaş.

                ALINTI

                Yorum


                  Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


                  Asa ile Musa ile kactım çıktım Tur dağına
                  Ibrahim ile Kabe’de bünyar bırakanda idim

                  Mirac gecesi Ahmed’in arşta nalını döndürdüm
                  Üveys ile urdum tacı, Mansur’la urganda idim.

                  YUNUS EMRE


                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

                    Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gereki
                    "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                    "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                    Yorum


                      Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


                      ayrılık acısının kanlı yarasını açtırmaz âşığın gönlünde;
                      aynı zamanda ümit bahçesinde feyiz lâlesini de göğertir;


                      Dâğ-ı hu-geşte-i hicran degül sinemde
                      Açdı gülzâr-ı ümidimde kaza lâle-i feyz.

                      alıntı.


                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


                        Aşktan yana söz duyunca
                        Ben hep seni düşünürüm
                        Uçsuz hayaller boyunca
                        Ben hep seni düşünürüm


                        Yıldızlar kayar yüceden
                        Renkler sıyrılır geceden
                        Yüreğim sızlar inceden
                        Ben hep seni düşünürüm


                        Aklın ucu değer hiçe
                        Yol ararım içten içe
                        Kainat uyur sessizce
                        Ben hep seni düşünürüm


                        Rüzgar eser ilden İl'e
                        Sağlıkta bitmez bu çile
                        "Var"dan öte, "Yok"ta bile
                        Ben hep seni düşünürüm


                        Abdurrahim Karakoç


                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

                          Gönül yan senin yanışın nice işler halleder
                          Gece yarısı bir dua nice belayı defeder

                          Sevgilinin bütün nazına cefasına aldırma
                          Bir göz kırpışı nice cefayı yok eder


                          Mülkünden melekutuna hicapları kaldırır
                          Bunu sadece kendi hizmetçisine nasip eder


                          Aşkın tabibi isa nefesli pek şefkatlidir
                          Sende dert görmese hangi derdi deva eder


                          Kendini Rabbine bırak işinle beraber
                          Sana kimse acımaz ama O rahm eder

                          Bu karanlık kaderimden usandım neolur
                          Umulurki seherde bana bir dua eder

                          Hafız yandı, zülfünden bir koku alamadan
                          Belki bu arzuya bir sabah yeli vasıl eder
                          "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                          "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                          Yorum


                            Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

                            denklik...
                            varlık ve yokluk...
                            bir varı ancak diğer bir varla kıyas edersin..
                            ve bir yokluğa ancak inanırsan vardır..
                            oysa sen inanmasan ne olacak...
                            yoklukta bir varlıktır..
                            ki ; en güzelidir bu...gönülden inanmak..
                            hiç bilmeden hem...

                            oysa varlık ve yokluk arasında sıkışıp kalana..
                            hiç' bir tarafa ait olamayana...
                            işte öylece kala kaldığında...
                            zaman bile sırtını döner , ağaçlar ses verir..
                            kuşlar geri dönüş yollarını unuttuğunda..
                            anlarsın...

                            araf'tır....
                            ötesi , berisi yoktur..
                            tam ortadan ikiye kesen kocaman bir hançer...
                            milim şaşmadan...pay eder iç'ini...
                            bir yarısı varlık diğer yarısı yokluk...
                            iki yarım...bir tam etmez ,
                            kâr etmez tutunuşların..
                            birleştirsen hani dikiş izleri utancın olur...
                            turâbi bir bekleyiştir...
                            devrilir içinde ki kocaman çınar..
                            sonunda bırakırsın değirmenlere kafa tutan gölgeni.

                            gövdesiz bir ruh misâli...gölgeli ;
                            kendi gölgesinde yanan mucrim melâli...
                            sicim gibidir bulutlar...
                            ellerin tutamaz hiç' bir hayali...
                            riyadır payesi...rüyadan gayesi...
                            yağar dualar , yedi kat sema'dan...
                            yedi katlı han ıslanır...
                            yüreğin ıslandıkça...toprak kokarsın...
                            korkarsın...

                            hem masumiyet hem de günah toplarsın...
                            usul usul akar gözlerinden , sözlerin...
                            mazlum bir kız çocuğu ölür masalında...
                            ve faili meçhul olur suskuların..
                            şehr-i hazan ve hüzün işte...meyyal olduğu masalda...
                            sessizce ölen yetim kuşlaradır ; mâtem yutar...
                            gözyaşların...



                            alıntı
                            "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                            "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                            Yorum


                              Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

                              “İslam garip başladı, garip haline geri dönecektir..
                              Öyle bir zaman gelecek ki İslam’ı yaşamak,
                              imanı muhafaza edebilmek, avuçta kor tutmaya eşdeğer olacaktır..
                              Onu yaşayanlar, asırlarında gariplerdir..
                              O Hakk erlerine, O gariplere müjdeler olsun!..”


                              Kolay değil şu câzibedar fitne asrında,
                              Nefse geniş, gönüllere dar şu zamanda sevdalanmak..

                              Yani; O’nun boyasına boyanmak.. Aşk eri olmak..

                              BİN güzelden yüz çevirip,
                              BİR güzele, EN GÜZEL’ e yâr olmak..
                              Hiç kolay değil..

                              Ve:
                              Kurak topraklarda gül yetiştirmeye talip olmak..
                              Çöllerde vâhaların, bin çiçekli bahçelerin heveslisi olmak..

                              Ve:
                              Kanınla suladığın, ihtimamla yetiştirdiğin çiçeklerin hoyratça tarumâr edilişine sessiz kalmak, kalabilmek..

                              Ve:
                              Zulme şahidler olmak..
                              Zor.. Çok zor..

                              Yüreğinin bin kez “hayır!” dediği önünde saygıya durmak ve bin kez “evet” lediğine tam yâr olamamak...

                              Benliğini alıp ta ayaklar altına, kanın çekilircesine, sanki ölürcesine –Ve aslında dirilircesine- “LA!” diye haykırmak..
                              Hiç kolay değil..

                              Ve; yılmamak..
                              Yeniden.. Yeniden ebed bahçelerine talip olmak..
                              Yeniden tohum saçmak..
                              “Her dem yeniden doğarız// Canlar ölesi değil..”
                              Şevkle her başa dönüşü, hedefe bir yaklaşma bilmek..
                              Çok zor..

                              Bin kez kovulduğun kapılara,
                              Hakk adına yine varmak tebessümle..
                              “Öz yurdunda garip, öz vatanında parya” olmak..
                              Gurbet içre gurbetleri yaşamak dâim;
                              Evinde, okulunda, işinde, sokaklarda...
                              Ve hatta aynı safta omuz verdiklerinle..

                              Atılmak, ezilmek hep.. Aşağılanmak..
                              Gözyaşından bir yolda yürümek dâim..
                              Hep hüzün bestelemek..

                              Ve yine de, inadına sevda türküleri söylemek..
                              İnadına sebat etmek, dimdik ayakta kalmak..
                              Hiç kolay değil..

                              Her gün yüreğine bin put asanlara “LA!” demek..
                              Ve; her gece kafanda, yüreğinde bir bir kırmak onları..
                              Her an, her an şeytan taşlamak..
                              Nefsinin her meylettiği karşısında ellerini hatta tüm bedenini yakmak O’nun adına..

                              Yani:
                              Sana her gün sunulan bin süslü günahlara hayır demek..
                              Yani: Elest Bezmi’ndeki sözünün eri olmak..
                              Yani: Ateşler ortasında yanmamak..
                              Yani: “Belâ” demek her ânında..
                              Yani: O’na, yalnız O’na sevdalanmak....

                              Ve:
                              Emaneti O’ndan aldığın sâfiyetiyle yine O’na teslim etmek..
                              Nefsin hiç istemedikleriyle kuşatılana meyilden öte,
                              O Didâr’a talip olmak...
                              Ve; Emanetin karşılığı “olanı” hiç düşünmeden,
                              Sırf O râzı olsun diye,
                              Sadece O sevsin diye,
                              Yalnızca O’nu üzmemek için,
                              “İlla” demek.. “İlla O” demek...
                              Zor.. Çok zor..

                              Evet, zordur bu dar zamanlarda sevdalanmak..

                              Yüreğinde hicret türküleriyle hep Medine’yi özlerken..
                              Tüm bedenin, sanki demir taraklarla taranıyormuşcasına ızdırapla inlerken sabretmek.. Sebat etmek..
                              Zor.. Çok zor..

                              Ama:
                              Müslüman zora talip olandır..
                              O bilir ki; “En üstündür.. Çünkü inanmıştır..”Bilir ki; İman en büyük iddiadır..
                              Ve büyük iddialar, büyük ispatlar ister..
                              Bilir ki; İsbatlaması gerek yüreğini koyduğunu..
                              Değilse; kupkuru bir iddiadır tüm davası..
                              Ucuz değildir “müslümanım” demek..

                              Bilir ki; Allah yolunda bedel gerek..
                              O yolda sıkıntı gerek..
                              “Belâ!” derken O, buna taliptir..

                              Bilir ki O, mücâhiddir..
                              Ve; insanla Allah arasındaki,
                              İnsanla İslam arasındaki tüm engelleri kaldırmaya taliptir..

                              Bilir ki O, aslında hicret;
                              Onu şeytandan Allah’a taşıyan herşeydir..

                              Bilir ki; Sabaha en yakın an; şafak sökmeden az öncedir.. Ve zorluklar, ikiye katlar ulaşılacak olanı..


                              Ve; Kulun gücünün tükendiği yerde O’nun yardımı elbet yetişecektir imdâdâ..
                              Ve; sıkıntılar doruk noktasında,
                              Feryadlar ayyûka çıkmışsa,
                              Bilir ki O’nun yardımı yakındır..

                              “Yoksa siz, sizden evvelkilerin hali başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız?. Onlara öyle yoksulluklar ve sıkıntılar gelip çattı ve öyle sarsıldılar ki, hatta Peygamber beraberindeki mü’minlerle birlikte: “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyordu.. Bilin ki Allah’ın yardımı muhakkak yakındır.” Bakara//214



                              Var ya şimdi;
                              Tam zamanı sevdalanmanın..
                              Yani; aklamanın tüm karaları..
                              Ötelere yelken açmanın..
                              İnadına gül yetiştirmenin..
                              İnadına sevda türküleri söylemenin..
                              Zincirleri kırmanın..
                              Zamana meydan okumanın,
                              Medine’de şahlanmanın..

                              Yani:
                              Yürek boyu dirilmenin,
                              Ve yürekleri diriltmenin..
                              Ve âşık olmanın O En Güzel’e..
                              Boyasıyla boyanmanın..
                              Ve can vermenin TAM SIRASI..
                              "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                              "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                              Yorum


                                Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM..Allahım Bu Vuslatı Hicran Etme..


                                Allahım bu vuslatı hicran etme
                                Aşkın sarhoşlarını nalan etme


                                Sevgi bahçesini yemyeşil bırak
                                Bu mestlere bahçelere kasdetme


                                Dalı yaprağı vurma hazan gibi
                                Halkını başı dönmüş zelil etme


                                Kuşunun yuvasının ağacını
                                Yıkma da kuşlarını perran etme


                                Kumunu ve mumunu karıştırma
                                Düşmanları kör et de şadan etme


                                Hırsızlar aydınlığın düşmanıdır
                                Onların işlerini asan etme

                                İkbal kıblesi yalnız bu halkadır
                                Umut kabesin öyle viran etme


                                Bu çadır iplerini öyle katma
                                Çadır senindir eya sultan etme


                                Yok dünyada hicrandan daha acı
                                Ne istiyorsan et de onu etme



                                M e v l a n a


                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X