internette Allah'a, peygambere, Ehl-i Beyt'e yapılan hakaretlerin haddi hesabı yok. Allah için ne yapılmalı?
Duyuru
Daraltma
Henüz duyuru yok.
Allah bunların belasını versin
Daraltma
X
-
Allah bunların belasını versin
Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)
"Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)Etiketler: Yok
-
Ynt: Allah bunların belasını versin
Katli vacip mi? Bunun fetvasını Rehber Seyyid Ali Hamanei'nin vermesi gerekmez mi?
Biz şu an bu alçaklarla nasıl bir mücadele içinde olmalıyız? Bunları bir yere davet edip ağızlarını burunlarını dağıtalım mı? Veya başka ne yapabiliriz? Tib'e şikayet ediyorsun hep hava.
Bir kaç kişiyi çağırdım gelmedi alçak. Şimdi ne yapalım?Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)
"Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)
Yorum
-
Ynt: Allah bunların belasını versin
Al-i Muhammed aleyhimusselamFıkhı'na göre, bu hakaret edici mülhidlerin katli vaciptir ve eğer müçtehidi de mukallidinegörüldüğü yerde öldürülsünbaşlıklı fetvayayınlarsa, ilhad edici O kadının/erkeğin denk gelmesi halinde cehenneme yollanması zaruridir.
Geçmişte de (merhum Ayetullah Uzma Fazıl Lenkerani,Refik Tağıhakkında),günümüzde de (benimyasayan taklit merciim,Şahin Necefihakkında) bu tarz mutlak infaz fetvalarıilan edilmiştir.
VesselamTevekkülle elde edilen sırlar; bir tek yakîn haddini bilenlere mahsustur.
Hakikî Şialarımız da yakîn sınırını koruyanlardır, ki onlardan «Allah'ın varlığı sayesinde hiçbir şeyden korkmamaları»nı bekleriz!
İmam Cafer-i Sadık (a.s)
Yorum
-
Ynt: Allah bunların belasını versin
Allah razı olsun Behesth-i Mehdi kardeşim. Peki bu durumda Türkiye'de ki bizler ne yapmalıyız.?Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)
"Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)
Yorum
-
Ynt: Allah bunların belasını versin
birde bu alçakların sayısı o kadar çok ki.Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)
"Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)
Yorum
-
Ynt: Allah bunların belasını versin
bunlar zaten cezasız kalacağını bildikleri için yaptıklarını sürdürüyorlar. başkaları da cesaret alarak çoğalıyorlar. bunların fıtratlarında var olan Allah korkusu bunları sürekli kınıyor yaşadıkları hayatın pislik olduğunu hatırlatıyor. onlar da bu baskıdan güya kurtulmak için böylesine iğrenç yola giriyorlar. bu sayede hem kendileri hem de sesiz kalan bizleri sınavı kayba doğru itiyorlar.
başımızda devlet yok ki! muta'ya takanlar bu konuda neden hiç bir tedbir almazlar! Allah'ın laneti zalimlere olsun
fıkhi hükümler şahsi verilir. hele hele ölüm fetvaları, fetvada aksi belirtilmediği sürece şahıslara özeldir. yeni şartlar oluşabilir ve yeni şahıslar için aynı hükümler geçerli olmayabilir. ancak bu durum çok hassas, müctehidlerimize açıkça bunlar sorulmalı ve ne yapılması gerektiği öğrenilmeli yanlış hareket edilmemelidir.
Yorum
-
Ynt: Allah bunların belasını versin
İnternet üzerinde bu tipolojideki cahillerle öncelikle muhatap olmamaya özen göstereceksiniz. Pratik hayat sürecinizde de tavizsizce aynı hududu belirnemeniz elzemdir. İslami Davet Metodolojisi'nin herşeyden önce bir ahlaki sorumluluğu vardır. Din'in ve Mekteb'in kutsallarına söven melunlara hikmet fayda vermez. Rahmetli Ayetullah Uzma Seyyid Fadlallah'ın meşhur Kuram ve Eylem (I-II), Kur'an da Davet Metodu benzerindeki kitaplarını okursanız göreceksiniz ki; bulunduğunuz ortam, konjonktürel durumunuz ve otokontrolünüz zaviyesinde ya tebliğinize devam kararı vermek, ya da mücadelenizi savaşım çıtasına yükseltmek zorundasınız.
Kanaatimce; vahdet, takrib, uhuvvet ve ittihad gibi teoride kalmaması gereken ehemmiyetli ve zorunlu vakıalar da siyasi yelpazede (Mutlak Veliyy-i Fakih'in politik nokta-i nazarından) ele alınmalıdır. İtikadi ve fıkhi karmaşada değil! En azından ben kendi adıma konuşayım, ben değil Sünniler'le ve Ehl-i Kitap'la; gayr-ı semavi dinlere mensup kişilerle/yapılarla da (küresel istikbar karşısında dürüstçe ve cesurca dikilmeleri kaydıyla) iş birliğine hazırım. Ve sordugunuz için yine kendi adıma konuşuyorum, Sünniler ile akaidsel ve içtihadi vahdaniyete ise hazırım diyemem, der isem; Şia'nın ilahi emirlerinden ödün vermiş olunacağının yüksek bilincindeyim. Allah subhanehu ve teala, hiçbir Şii kardeşime de mektebimizin kutsi şiarlarını çiğneyebilecek derecede basiret tutulması yaşatmasın. Maalesef ki, Türkiye Şiaları içerisinde de mektebi kavrayış yetisini kaybetmiş yığınlarla karşılamak epey olağan bir vaziyet oldu.
İfrat'ta ısrarcı (Şirazi Ailesi mantelitesinde) olanlar, yani Cihanşümul İslam İnkılabı'nın kazanımlarını reddeden ve siyasi şuur taşıyamayanlardır. Bu ideolojik vizyonlardan bihaber kesim; tağut, bel'am, sistem vb.. gibi meselelerde kendilerinde bir mesuliyet barınmadığını iddia ederler!
Tefrit'ten (Rehberiyyet'in ve Merceiyyet'in bazı kardeşlik fetvalarını kötü niyetlice yorumlayanlar) vazgeçmeyenlerde, biz Şii yahut Sünni değiliz; biz elhamdulillah müslümanız(!) diyerek sapıklıklarını Şia'ya da bulaştırmak isteyen aklı karışıklardır. Şia halbuki, bilmezler ki zuhuruna dek; Hazret-i Sahibuzzaman eccelallahu teala ferecehu şerif'in inayetiyle sistemlice korunmaktadır. Bunlar açıkça ve gönülden biz Şia'yız, nasibi değiliz diyemedikleri hal de; topu tarihsel Usuli-Ahbari çekişmesine atarlar! Usuli nedir, Ahbari kimdir, bu konuda da aslında tek bir malumatları yoktur, ya neyse! Fakat objektifce kabul ediyorum ki, siyasal tutarlılıkta camiamızdakilerin birçoğundan omurgalı ve insicamlı hal arzederler.
Mehdi Aksu hocamız, bu hafta (Velayet-i Fakih'in mutlak kabulü/reddi konusunda) müthiş bir analizde bulundu:
"Bugün şunu bilmek çok önemlidir; Velayet-i Fakih konusunda alim olsun, avam olsun insanlar üç gruba ayrılır;
1-) Velayet-i Fakih'i kabul edenler
2-) Velayet-i Fakih'e karşı olanlar
3- ) Velayet-i Fakih'ten geçinenler(!)"
Son olarak Özdemir ağabey, diyaloglarımızda şu vahyi realiteyi de açıklıkla başta size ve kendi nefsime karşı tatbik etmeyi herkese tavsiye etmek isterim:
"(Resulüm!) de ki: "Ey Ehl-i Kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz. Şöyle ki Allah'tan başkasına tapmayalım, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp da birbirimizi rabler edinmeyelim." Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman, "Şahit olun ki biz Müslümanlarız!" deyiniz (3:64)"
VesselamTevekkülle elde edilen sırlar; bir tek yakîn haddini bilenlere mahsustur.
Hakikî Şialarımız da yakîn sınırını koruyanlardır, ki onlardan «Allah'ın varlığı sayesinde hiçbir şeyden korkmamaları»nı bekleriz!
İmam Cafer-i Sadık (a.s)
Yorum
-
Ynt: Allah bunların belasını versin
her ikinize de teşekkür ederim. Burada İran İslam inkılabının müminlere ne kadar izzet verdiği gayet açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Koskoca Leman dergisi alçakça Hz. Ali (a.s.)'ın resmini katügarize ediyor. Ama karşısında bir sessizlik var. Gücümüz mü yetmiyor, umursamıyormuyuz, korkuyormuyuz, örgütlülüğümüz mü yokveya sorunun kaynağıne? Beheşti abim umursama diyor ama, herhalde Türkiye gibi ortamda bunlarla uğraşmaya değmez, biz işimize bakalım ve var gücümüzle mektebimiz adına mücadele edelim ve bu yolla bu pislikler ortadan kalkar diyor, katılıyorum ama insan maalesef dayanamıyor. Başka yollar aranmalı diyor.
Birde bende Beheşti abinin bir önerisine evet diyorum ki, hatta daha da ileri giderek kafirlerle bile biraraya gelinmeli, arkadaş sen benim değerlerime hakaret etme, bende senin mazlumiyetinde senin yanında yer alayım, sana işkencemi yaptılar, bu benimde sorunum diyeyim, emeğini mi çaldılar bende senin yanındayım.
Birde şu sorun var ki, türkiye de solcular, ezilenin yanında yeralan bir müslüman kitlesi görmediler. Ehli Beyt bizden takvamızla yardım istiyor. Müslümanların bu vefasızlığı insanları gittikçe İslam'a mesafe almasına sebep oldu. Özellikle Tayyib'in zulümleri ve buna alkış tutan müslüman kitle.Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)
"Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)
Yorum
Yorum