Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ey Diyanet birazda hutbelerinizde hırsızlıktan, sömürüden, emekten, ekmekten bah

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ey Diyanet birazda hutbelerinizde hırsızlıktan, sömürüden, emekten, ekmekten bah

    Bir günde Allah rızası için hutbelerinizde, işçinin emeğini sömürenlerden, ekmeğini çalanlardan bahsedin.

    Siz diyanete bağlı din adamları, ne zamana kadar zenginlerin hoşuna giden sözleri halka anlatacaksınız? Ne zamana kadar haksızlıkların, adaletsizliklerin karşısında susup, halkı bu soygunculara karşı uyandırmayacaksınız? Ne zamana kadar, halkı soyanlar sizin aracılığınızla bu halkı soyup soğana çevirecek? Birazda hutbelerinizde halkı soyan milletvekillerinden bahsedin, birazda hutbelerinizde Amerika’nın mazlum insanları nasıl katlettiğinden, kadınların ırzlarını, namuslarını nasıl kirlettiklerinden, halkı kendilerine nasıl köle ettiklerinden bahsedin.

    Haksızlık karşısında susan dilsiz Şeytan’dır, sözünü sürekli tekrarlayan insanların her türlü haksızlığı dile getirmeleri gerekmez mi? Hâla mazluma din mi soracaksınız?

    Bu dine bağlı bir din adamı haksızlık karşısında susamaz.


    Bugün camilerde kardeşlerimiz diye hitap ettiğiniz insanların toprakları ellerinden alınıyor, emekleri sömürülüyor ve siz ses çıkarmıyorsunuz.

    Bugün kardeşlerimiz olarak hitap ettiğiniz insanları çalıştıranlar, sömürdükleri bu kardeşlerinizin emekleriyle evlerini, yemeklerini, giyimlerini, arabalarını kardeşlerinizden ayırdılar. Bu çalanlara sizin savunduğunuz hadis kitaplarında yer alan peygamber’in (s.a.a.) şu sözünü hatırlatın.

    Peygamber (s.a.v), dememiş miydi: “İşçi kardeşleriniz sizin işlerinizi yapan kimselerdir. … yanınızda işçi çalıştırıyorsanız, yediğinizden onlara da yedirin, giydiğinden giydirin. Onlara güçlerini aşan bir iş teklif etmeyin; eğer zor bir işi yapmalarını isterseniz, siz de onlara yardım edin!” (Müslim, İmân, 38, 40)



    siz ne yiyiyorsanız onlara da yediğinizden yedirin, ne giyiyorsanız onlara giydiklerinizden giydirin. Siz onları kendinizden ayırıyor musunuz? O zaman ekmeğini, giyisisini kendinden ayırdığın nasıl kardeşin olur? Bu nasıl kardeşliktir ki sen ayrı yemek yiyeceksin, ben ayrı yemek yiyeceğim, sen Vakko’dan giyineceksin, ben bit pazarından ama ikimiz kardeşiz diyeceğiz?



    Hazreti Ebû Zer, bir gün eline geçirdiği elbiselik kumaşı ikiye bölmüş, bir parçasını kendisine, diğer parçasını da eli altındaki işçiye parçalı olarak elbise yaptırmıştır. Bu davranışının nedenini soranlara o, Rasûl-ü Ekrem'in hadisi ile cevap verme miş miydi: “Onlar, sizin himayenize verilmiş kardeşlerinizdir; yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, tâkatlerinin üstünde iş yüklemeyin, zor bir iş tahmil ederseniz onlara yardımcı olun.”





    Bize sürekli sahabeyi örnek almamızı isteyenler, haydi Ebuzer’in bu davranışını anlatın. Anlatın ki sınıfları, mahalleleri, yemeklerini, giyimlerini bu halktan, bu işçilerden ayıranlar sahabeyi ölçü aldıklarını bundan sonra söylemesinler.





    Onlara, İşçinin ücretinden, mesaisinden çalanlara, Allah’ın kendilerine düşman olduğunu hatırlatın.



    Rasûl-ü Ekrem , bir keresinde, “Allah Teâlâ, çalıştırdığı işçiden azami verim aldığı halde, onun ücretini tam ödemeyenin öteki hayatta hasmı olacaktır!” dememiş miydi?. (Buhârî, İcâre, 10);



    Allah-u Teala buyurmamış mıydı: “Üç kimse, kıyamet gününde Beni karşısında bulacaktır: Benim adımı kullanarak haksızlık eden; hür bir insanı satıp parasını yiyen; bir işçiyi çalıştırıp da ona ücretini vermeyen!” (Buhârî, İcâre, 12, 15).



    Bugün arkanızda namaza duran kardeşlerinizin sofrasındaki ekmeği çalıyorlar. Bu kardeşleriniz çocuklarını adam gibi okutamıyorlar, her gördükleri şeyi çocuklarına alamıyorlar. Çoğunun evi bile yok. Ebuzer demiyor muydu, fakirlik bir kapıdan girerse, iman öbür kapıdan çıkar. Evet nice kardeşleriniz var ki, açlıktan hırsızlık yapıyor, nice kardeşleriniz var ki, konsomatrislik yaparak zengin masalarına çerez oluyorlar. Nice çocuklar var ki annelerini ağlayarak başka erkeklerle, para için veya çocuğunu okutmak için izliyorlar.



    Rasûl-ü Ekrem demiyor muydu “Şayet, bir kimse bizim işçimiz olarak vazifelendirilirse, barınacak yeri yoksa kendisine bir ev edinsin; bekarsa evlensin; hizmetçiye ihtiyacı varsa o iş için birini tutsun ve eğer biniti yoksa bir binit edinsin…...” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 299) buyurmuştur





    Hani nerede bu insanların çalıştırdığı işçilerin evleri, hani nerede hizmetlileri, hani nerede evlenecek paraları, hani nerede binecekleri arabaları?





    İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle demiştir: "Günahların en kötüsü şu üç günahtır: "Haksız öldürmek, kadının mihrine el koymak ve işçinin ücretini vermemek."
    Bihar'ul-Envar, c. 64, s. 26
    Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    #2
    Ynt: Ey Diyanet birazda hutbelerinizde hırsızlıktan, sömürüden, emekten, ekmekten bah

    onların karınları haram dolu, nasıl kendilerini şikayet etsinler?

    onların hepsi bağy (EHlibeyt'in hakkını gasp edenlerin) çocukları nasıl yetkisiz olduklarını itiraf etsinler!

    Yorum


      #3
      Ynt: Ey Diyanet birazda hutbelerinizde hırsızlıktan, sömürüden, emekten, ekmekten bah

      selamun aleykum

      Değerli mümin kardeşlerim. Yukarıda ki iki hadiste hata olduğunu Ehli Beyt hadis kaynaklarını görerek saptadım. Aynı hadis bizim kaynaklarda da var. Ama bizim kaynaklar o hadislerin köleler hakkında olduğunu söylüyor.

      Hata olan hadisler. Burada "kardeşleriniz" demiş. İşçi kelimesi hadisin orjinalinde yok. muhtemelen bu eklemeyi yapan peygamberi şirin göstermek adına bu sahtekarlığı yapmıştır veya "kardeşleriniz sizin işlerinizi yapandır" sözünden işçi anlamını çıkarmıştır. Oysa böyle anlasa bile "işçi" kelimesini parantez içine alabilirdi.

      Genel anlamda bir şey söyleyeceğim. Bazı insanlar sırf insanlara dini güzel göstermek adına sahtekarlıklara, hilelere başvurular. Bu insanları siz zavallılar olarak görün.

      Din sana yalan söylemeyi, insanları aldatmayı yasaklamışken, dine hizmet ettiğini mi zannediyorsun. Aslında dine ihanet ediyorsun.

      siz aşşağıdaki iki hadisin işçiler için söylenmediğini bilin. Muhtemelen köleler hakkında söylenmiş sözlerdir. Kölelik hakkında da ayrı bir konu açmayı düşünüyorum.

      Peygamber (s.a.v), dememiş miydi: “İşçi kardeşleriniz sizin işlerinizi yapan kimselerdir. … yanınızda işçi çalıştırıyorsanız, yediğinizden onlara da yedirin, giydiğinden giydirin. Onlara güçlerini aşan bir iş teklif etmeyin; eğer zor bir işi yapmalarını isterseniz, siz de onlara yardım edin!” (Müslim, İmân, 38, 40)


      Hazreti Ebû Zer, bir gün eline geçirdiği elbiselik kumaşı ikiye bölmüş, bir parçasını kendisine, diğer parçasını da eli altındaki işçiye parçalı olarak elbise yaptırmıştır. Bu davranışının nedenini soranlara o, Rasûl-ü Ekrem'in hadisi ile cevap verme miş miydi: “Onlar, sizin himayenize verilmiş kardeşlerinizdir; yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, tâkatlerinin üstünde iş yüklemeyin, zor bir iş tahmil ederseniz onlara yardımcı olun.

      Birde moderatör kimdir? Kendisine rica da bulunayımda yanlış olan bölümü silsin.
      Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

      "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X