Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İslam'ı yaşayan Arap adetlerini mi yaşamış oluyor?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    İslam'ı yaşayan Arap adetlerini mi yaşamış oluyor?

    Oysa bu din arap adetlerine karşı savaş açmış bir dindir.


    Yoksulluk korkusundan çocuklarınızı öldürmeyin. Biz onlara da size de rızk veririz. Onları öldürmek büyük günahtır. İsra 31



    Peygamber efendimizin yaşadığı dönemde, içerisinde bulunduğu toplum çocuklarını yoksulluk kalma korkusundan dolayı öldürürlerdi. İslam bu duruma itiraz etmekte ve bu geleneğe karşı gelmektedir. Yani toplumun geleneğini yaşayan bir peygamber değil, toplumun geleneğine itiraz eden bir peygamber görüyoruz.Peygamber hep itiraz eder.





    Oysa onlardan birine kız çocuğu müjdesi verildiğinde içi öfkeyle dolarak yüzü simsiyah kesilir. Nahl 58





    Kendisine verilen müjdenin kötü etkisinden kavminden gizlenir. “Onu aşağılık ve zillet içinde korusun mu, yoksa toprağa mı gömsün?” Bakın verdikleri hüküm ne kötüdür. Nahl 59



    Peygamberin içerisinde yaşadığı toplum kendisine verilen kız çocuğu haberine karşı öfkelenir, kız çocuğunun olmasını istemez ve o çocuğu toprağa gömer. Veya onu korumayı kendisi için aşağılık ve zillet yani rezil, onursuz bir iş sayar. Kuran der ki; “Onu aşağılık ve zillet içinde korusun mu, yoksa toprağa mı gömsün?” . onların bu hükmünü, eğer bu din toplumun peygambere yüklediği bir din ise onaylaması gerekirken İslam itiraz eder Kuran derki “Bakın verdikleri hüküm ne kötüdür” .


    Bu toplum kız çocuğunu kendisi için bir onursuzluk sayarken, Kuran “kız çocuğu müjdesi”, “Kendisine verilen müjdenin” diyerek kız çocuğuna “müjde” olarak nitelendir miyor mu? Bu dini bu toplum mu peygambere yükledi? Yoksa tersi mi oldu?








    Ve geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin. Çünkü bu çirkin, iğrenç ve kötü bir yoldur. Nisa 22



    Yine peygamber efendimizin yaşadığı toplumda erkekler babaları öldükten sonra üvey anneleriyle evlenebiliyorlardı. İslam bu geleneğe de itiraz ediyor. Hatta bu işi çirkin, iğrenç ve kötü bir yol olarak nitelendiriyor. Biz tarihte toplumun gelenekleriyle yetişmiş, bu geleneklere bağlı bir peygamber değil, bilakis kendi toplumun geleneğiyle, diniyle savaşan bir peygamber görüyoruz.





    Şu hayvanların karnında olan (yavrular) sadece erkeklerimize mahsustur ve eşlerimize (onları yemek) haramdır; ama (o yavru) ölü olursa onların hepsi onda ortaktır” dediler. Yakında bu açıklamalarının cezasını verecektir. Enam 139



    Yukarıda ki ayette Erkekler hayvanların karnında olan yavruları sadece erkelere mahsus olduğunu söylemişler, kadınları ise bu haktan mahrum ettiklerini. Ama eğer yavru ölü doğarsa kadınında buna ortak olduğunu ima ettiklerini anlamıyor muyuz. . İslam yine itiraz eder.



    Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. ..Mücadele1





    İçinizden kadınları zihar edenler, kadınları onların anaları değildir. Anaları yalnız onları doğuran kadınlardır. Kuşkusuz onlar çirkin ve yalan bir söz söylüyorlar. …Mücadele 2





    Kadınlarını zihar edenler ve sonra dedikleri sözden dönenler, eşleriyle temas etmeden önce bir köle azat etmelidirler. Mücadele 3



    Yukarıdaki ayetler bir kadının kocasına karşı vermiş olduğu mücadeleden dolayı mücadele suresi adını almıştır. Kadın kocasını peygamber efendimize şikayet eder ve bu ayetler iner. Bu ayetlerin o döneminin toplumunun içerisinde ki erkeklerin kadınlara yapmış olduğu bir haksızlığa itiraz ettiğini ve bu haksızlığı ortadan kaldırdığını görmüyor muyuz?





    Yine o dönemde halk körleri, sakatları ve hastaları kendilerinden ayırıyorlar kendi aralarina mesafe koyuyorlardı. Bugünün deyimiyle farklı sınıflar yaratmışlardı. Üst sınıf sağlıklılar, alt sınıf engelliler. 12 imamın 5'inci si olan imam Muhammed bagır (as) diyor ki; Medine halkı, İslam'dan önce körleri, sakatları ve hastaları kendilerinden ayırırlardı. Ve onlarla birlikte yemek yemenin sakıncalı olduğunaa inanırlardı. Peygamber (saa) Medine'ye geldiğinde bir arada yemeek yemelerinin bir sakıncasının olmadığı bu ayertlee açıklandı. (kaynak; Tefsir-i Kummi c2 s 108)


    Köre bir sakınca yoktur, sakata da bir sakınca yoktur, hastaya da bir sakınca yoktur.......toplu halde veya ayrı olarak yemek yemenizde sizin için bir sakınca yoktur. (Nur suresi 61)






    Arap cahiliye geleneğinde yetim kızlar güzelse onlarla evlenirler ve mallarına el koyarlardı. Çirkin olurlarsa baskalarının evlenmelerine mani oluyorlar, kendileride evlenmeyip malarına el koyuyorlar ve onları mahrum bırakıyorlardı. Allah teala bu sömürü zihniyetini de ayetle kaldırıyor. Kuran buyuruyor ki;

    ,,,,
    evlenmek istediğiniz fakat belirlenen haklarını vermek istemediğiniz yetim kızlar ile aciz çocuklar hakkındaki ve öksüzlere karşı adaletle davranmanız hususundaki hükmü, kitaptan size okunan ayetlerde açıklıyor. (Nisa suresi 127)

    Peygamber efendimizin doneminde kadınların malları zorla miras alınırdı.



    Ey iman edenler! Kadınlardan zorla miras almanız size helal değildir. (Nisa suresi 19)





    Rivayet edilir ki Mekke'nin servet sahipleri peygamber efendimize gelerek "sen zenginlerin mi peygamberisin, yoksa fakirlerin mi" Sen toplantılarını günde iki defa yap. Sabahları fakirler, köleler ve yalın ayaklılar seni dinlesinler, ikindi vakti ise biz zenginler senin toplantına katılalım. Zira bizler fakirlerle aynı toplantıda bulunmak istemiyoruz" dediler. Netice itibari ile bu zenginler eski adetlerinin yani sınıf farklılığının devam etmesini istiyorlar. Öyle ya onların parası var, nasıl olurda fakirlerle aynı ortamda bulunurlar? Aynı bugünkü kenndilerini halkın hizmetlisi olarak lanse eden fakat halka tepeden bakan, halkla sofralarını, mahallelerini ayıran aslında halkı kendi hizmetlisi olarak görmek isteyen iktidarlar gibi. Allah'ın bu düzeni onaylaması mümkün değildir. Allah'ın ayeti buyuruyor ki;


    Sabah ve akşam Rablerine yalvaran, yalnız O'nun rızasını dileyen kimselerle birlikte sabredip sebat göster. Dünyanın süsüne meylederek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi hatırlamaktan gafil kıldığımız, heva ve hevesine uyan ve işi aşırılık olan kimseye boyun eğme. (Kehf suresi 28)


    Başka bir ayette Allah teala buyuruyor ki; Rablerini hoşnut etmeyi dileyerek sabah akşam O'nu çağıran kimseleri yanından kovma. (Enam suresi 52)



    imam Muhammmed bagır : diyor ki; Cahiliye döneminde Araplar bir deveyi 10 parçaya bölerdi. Sonra 10 tane ok arasında (peygamber efendimizin peygamber olmadığı arapların dönemi) taksim ederler. Bunların 7 tanesinin payı vardı. 3 tanesinin yoktu. Birinci okun 1 payı, ikinci okun 2 payı, üçüncü okun 3 payı, dördüncü okun 4 payı, rinin beşinci okn 5 payı, alltıncı okun 6 payı, yedinci okun ise 7 payı vardı. Son üç okun hiç payı yoktu ve kesilen hayvanın parasınıda payı olmayaan ok sahipleri verirdi. Bu oklar fal okları diğer adıyla kumar ve sömürü oklarıydi. Kuran bir marjinallik daha yaptı ve bu sömürü üzerine kurulmuş, insanların emeek harcamadan kazandığı ve sabah kalvaltısnda 3 hurmaya hasret çocukların yiyecklerinin kaybedildiği bu çirkin adette kaldırıldı. Kuran buyuruyor ki; ,



    ,,,,fal oklarıyla hayvanların etini bölüştürmeniz size haram kılınmıştır. (maide suresi 3)



    Biz arap geleneğine karşıyız diyenler, lütfen insaflı olun.
    Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X