Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İmam Hamanei: Şia veya Sünni’ye hakaret, Siyonizm’e hizmettir

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    Ynt: İmam Hamanei: Şia veya Sünni’ye hakaret, Siyonizm’e hizmettir

    [quote author=alias link=topic=24240.msg163714#msg163714 date=1352585666]



    Mehmet,biliyoruz fikrinin ne olduğunu ve hangi kelimenin ne manaya geldiğini.sende fıkıh yok,hadis yok.ilim yok.
    olsa zaten 14 masuma iman ettiğini söyleyene,düşmanlarından beri olana kafir demezsin.siyasi bir kişiliksin o kadar.önceki söylediklerin gibi bu kelimelerinde seni sana tanıtır o kadar.Allah seni sevdiklerinle haşretsin.







    [/quote]

    Size acımaya devam ediyorum.
    Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
    Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

    Yorum


      #32
      Ynt: İmam Hamanei: Şia veya Sünni’ye hakaret, Siyonizm’e hizmettir

      [quote author=kerrar14 link=topic=24240.msg163717#msg163717 date=1352615979]
      senin ...EDİT... bize acıması sana birşey getirmez.önce sen kendine acı ve gel 14 masum aleyhisselamı kendine önder bil ve onların emirleri doğrultusunda hareket et.

      eğer böyle yaparsan ahirette pişmanlık içinde olmassın. 14masum aleyhisselama hesap verirken,'ben sizi bıraktım başkalarının peşinden koştum pişmanım' demek zorunda kalmassın.

      [/quote]

      14 Masum, sizin gibi takipçileri olduğu için belki de üzülüyorlardır.
      Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
      Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

      Yorum


        #33
        Ynt: İmam Hamanei: Şia veya Sünni’ye hakaret, Siyonizm’e hizmettir

        [quote author=Mehmet UFUKALP link=topic=24240.msg163702#msg163702 date=1352560957]
        Hamasın desteklenmesinin şartı İslam İnkılabına bağlı olmasıdır. Hamas hakkında İslam İnkılabının beyanları ölçüdür. İhane ettiğini belirttiği anda çöp sepetine açmak hiç zor değil. Ancak görüntüye aldanmamak gerekir. Hamas İslam İnkılabına bağlıdır. Yaşananlar ülkelerarası ilişkiler kapsamında ele alınabilir. İslami İrana ihanet etmedikçe islami direniş cephesidir. Haması israil filan kurdu demek İslam İnkılabına hakarettir. İslam İnkılabı israilin kurduğu bir yapılanmaya mı yardım etti bunca yıl, haşa.
        [/quote]


        Mehmet kardeşim. Dikkat edin lütfen ben Hamas'ı İsrailin kurduğunu demedim. "serpilme" eylemine atfen "serpiştiren demişim. olaki durumu tam anlamıyla anlatan bir tabir değil. ama "kurma" anlamında demedim.


        Hamas bağımsız kurulmuş bir hareket olabilir ki ben öyle düşünüyorum, ama İsrail daha büyük bir tehlikeyi bertaraf edebilmek için serpilip gelişmesini" desteklemiştir.


        Nitekim işgal altındaki topraklarda "kurtuluş" hedefiyle çıkmış bir hareketin ilk eylemi "toplu namaz" olabilirmiydi?


        Senin namazından niyazından israile ne? Sen onun ügvenliğine tehdit oluştuırma da nasıl yaşarsan yaşa. Hatta İsrailli araplar arasında İsrailin en önemli işbirlikçileri sakallı cübbeli din adamlarıdır, israil bunlardan hiç rahatsız olmamakta aksine çok hoşlanmakta.


        Hamas'ın filistin davası konusundaki tespiti sapkın olduğundan İsrailin desteğini almıştır. Çünkü F.H.K.C. ve türevleri filistin meselesini "ulusal bir mesele, bir halkın yaşadıkları toprağın yabancı güçler tarafından işgal edilmesi" olarak değerlendirirken, Hamas bunun "yahudi İsrailin, müslüman filistinlileri dini inançları yüzünden ezmesi" olarak değerlendiriyordu.


        Bu da gerçeği örttüğünden israilin hesabına daha fazla geliyordu, çünkü israilin işgalciliği tezi örtbas ediliyordu.


        Hamas, İran ve Suriye tarafından f.h.k.c.nin yarattığı boşluğa yerleştirlerek çizgisi yeniden dizayn edilip direniş ihtiyacı karşılandı. Bu, Hamasın bu güçler denetiminde olduğu sürece filistin davasına hizmet ettiği ve desteklenebileceği anlamına gelir. Amerikan köpeği oldukları sabit olan katar ve arabistanla kolkola olup onun ADAM yerine konmasına sebep olan ESAD'a karşı tavır alması ona hain deme hakkını bize verir.


        Ankara İlahiyat kardeş, Sen bize "israilin kurduğu hamasa mı destek verdiniz" diye soracağına, Bu soruyu hamasa "halkını katleden, kafir ve zalim ESAD'ın ekmeğini yiyip, evinde yatıp, silahıyla kendini adam sayarken" adil, müslüman mıydı? biçiminde sorman gerekir.
        Bu Adil ve müslüman adama ne oldu da birden on yıllık tavrını değiştirip halkını katletmeye başladı?


        Mehmet ufukalp kardeşim, ben Hamas konusunda senin kadar iyi niyetli ve hoşgörülü değilim ki hamasa hiç bir zaman güvenmedim, ama direniş hattı hatırına saygı duydum.

        Yorum


          #34
          Ynt: İmam Hamanei: Şia veya Sünni’ye hakaret, Siyonizm’e hizmettir

          Değerli Cündep kardeş, Hamas hakkında anlaşılan yeterli bir birikime sahip değilsiniz. Biz Hamasa İslam İnkılabına sadakatı kadar değer veriyoruz. Hamasta yıllar içerisinde bu değerini ispat etmiştir. Haması değerli kılan İslam İnkılabına inkıyadıdır. Bu koptuğunda Hamas ile diğer hiç bir tağuti yapılanma arasında bir fark görmeyiz.


          Ancak Hamas sizin zannettiğiniz gibi asla değildir. Haması Hamas yapan İslami İran ve İslami İranı idrak eden değerli Hamas öncüleridir. Bu insanlar sıradan insanlar değildirler. Biz bütün filistin halkının tam bilince sahip olduğu iddiasında değiliz. Zaten Haması zora sokan da filistin halkının yeterli bilince sahip olmamasıdır..


          Hamas İslam İnkılabına sadıktır. Filistin halkını Hamasın etafından ayırmak için arap bedevi alçak yönetimleri az uğraşmıyorlar. Hamasın Suriyeden çıkması Suriyeye ihanet için değil, kullanılacak fitnelerin önünü almak içindir.


          Bu yüzden Hamasın bir kısım yöneticileri İslam İnkılabına sadakati izhar ederken çizgilerini koruduklarını bize anlatmış olmaktadırlar. Bir kısım yöneticiler de filistin halkının kopuşunu önlemek için onların bilinçleri, algı yetenekleri miktarınca politik manevralar yapmak zorunda kalmaktadırlar. Bu hengamede anlayışla karşılamak gerekiyor. Öyle davranankar bile İslam İnkılabına sadıktırlar, konjonktür gereği davranmaktadırlar.


          Filistin halkı ve filistin meselesi İslam İnkılabının adeta 1. gündemidir dünyada. Bu yüzden İnkılabımızın kadrolarına güvenmemiz ve dostlarına da güvenmemiz gerekmektedir. Hamastan eminiz genel itibariyle. Aksine davranan veya davranabilecek fertler durumu değiştirmez.
          Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
          Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

          Yorum


            #35
            Ynt: İmam Hamanei: Şia veya Sünni’ye hakaret, Siyonizm’e hizmettir

            BİSMİHİ TEALA
            HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAMI HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S) OLSUN
            RABB'İMDEN ECİRLERİNİZİN YÜCE OLMASINI DUA EDERİM

            Selamun Aleykum kardeşlerim;


            hala hangi vahdetten bahsediyosunuz anlamıyorum ? ne vahdeti?
            AYETULLAH HUMEYNİ (R.A);
            1979 Kudüs Günü münasebetiyle; dünya müslümanlarının Kudüs işgalcisi siyonist rejime karşı dayanışma günü olarak tanımladığı bu günde, şöyle der: “Kudüs Günü, İslami bir gündür. Müslümanların yekpare bir hareket sergileyecekleri bir gündür. Bu günün, dünya çapında ‘Mustazaflar Örgütü’ adı altında bir teşkilatlanma girişimi için bir ilk adım olmasını ümit ediyorum...

            http://www.velayet.com/islam_dunyasi...-t24384.0.html

            [/color]


            safınızı
            belli ettiniz arkadaşım. nusayrileri tercih ettiniz





            filistine yardım ediyoruz masalını da gevelemeyin artık


            Meşal, 45 yıl sonra Filistin'e ayak bastı



            Hamas'ın Siyasi Büro Şefi Halid Meşal, 45 yıl aradan sonra Refah sınır kapısından yoğun güvenlik önlemleri altında Gazze'ye giriş yaptı

            [color=rgb(0, 0, 0)]Hamas'ın Siyasi Büro Şefi Halid Meşal, 45 yıl aradan sonra Refah sınır kapısından yoğun güvenlik önlemleri altında Gazze'ye giriş yaptı.
            [color=rgb(0, 0, 0)]Hamas'ın Siyasi Büro Şefi Meşal, Gazze'ye girer girmez secde etti. Meşal'i Başbakan İsmail Heniye ve beraberindeki kalabalık bir heyet karşıladı. Mısır'ın devrik lideri Hüsnü Mübarek döneminde Mısır üzerinden Gazze'ye girişi yasak olan Meşal, yarın Hamas'ın kuruluşunun 25'inci yıldönümü kutlamalarına katılacak.

            Halid Meşal, 1956 yılında Ramallah'ın kuzeyindeki Silvad köyünde doğdu. İsrail'in Batı Şeria'yı işgal ettiği Altı Gün Savaşı'nın ardından ailesiyle birlikte 1967 yılında Kuveyt'e göç etti. Kuveyt Üniversitesi'nde fizik öğrenimi gördü. Hamas'ın kurulmasıyla birlikte hareketin Kuveyt temsilcisi oldu.
            Kuveyt'ten 1991'de ayrılarak Ürdün'e yerleşen Meşal, Eylül 1997'de İsrail gizli servisi Mossad'ın düzenlediği suikast girişiminden kurtuldu. Ürdün'ün 1999'da Hamas liderliğini ülkeden çıkarmasının ardından Suriye'nin başkenti Şam'da yaşamaya başladı. Meşal, Suriye'de patlak veren olayların ardından Katar'ın başkenti Doha'ya yerleşti.[/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color]'Gazze'ye silah göndermekten gurur duyuyoruz'[color=rgb(0, 0, 0)] [/color][color=rgb(0, 0, 0)]http://www.vahdethaber.com/haber/134...yuyoruz39.html[/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color][color=rgb(0, 0, 0)]Bir itiraf !?; Hamas İran'a teşekkür etti[/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color][color=rgb(0, 0, 0)]http://www.vahdethaber.com/haber/127...kkur-etti.html[/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color][color=rgb(0, 0, 0)]"Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda açık seçik âyetler indirdik."(Nur suresi)[/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color]Peki Recep Tayyib Erdoğan ve tayaftarları ve diğer islam ülkelerinde durum ne ?[color=rgb(0, 0, 0)] [/color][color=rgb(0, 0, 0)]http://www.abna.ir/data.asp?lang=10&Id=369014[/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color][color=rgb(0, 0, 0)][/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color]
            Erdoğan Filistin'i Suudi Arabistan'a yedirdi
            [/color]
            [color=rgb(0, 0, 0)] [color=rgb(0, 0, 0)]Ve Şia şunu der ki; Diktadör, halkına zlüm yapan lider veya yöneticelerden beri olduğumuzu ialan ediyoruz maslahatımız mazlum insanların geleçeği olması düşüncesi ve cabası içerisindeyiz...İyi araştırma ve çok dikkatli düşünülmesini tavsiye eder daha doğru bir sonuca ulaşmak için ise ayrı bir sayfa veya blog'da akıl ve ilim ile tartışa biliriz...[/color][color=rgb(0, 0, 0)]
            [/color][color=rgb(0, 0, 0)]ha
            şöylee... böyle samimi net oldun ki biz de anlayalım ne olduğunuzu kim
            olduğunuzu.. [/color][/color]
            [color=rgb(0, 0, 0)] [color=rgb(0, 0, 0)] Allah'u Teala buyuruyor ki; "Ey inananlar! çekinin Allah'tan ve doğrularla birlikte olun."(Tevbe,119)[/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color][color=rgb(0, 0, 0)]Akıllı kimsenin lisanı kalbindedir. Düşünerek söyler. [/color]İmam Ali(a.s) abdarı_Kerbela Kardeşiminde nakil ettiği gibi;[color=rgb(0, 0, 0)][/color][color=rgb(0, 0, 0)][/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color][color=rgb(0, 0, 0)][/color]EBU BEKİR'E ZEKAT VERMEYENLERLE SAVAŞ[color=rgb(0, 0, 0)][/color][color=rgb(0, 0, 0)][/color][color=rgb(0, 0, 0)] [/color][/color]
            Ebu Bekir’e zekat vermekten kaçınanlar, onun hilafetinde tereddütleri olduğu için ona zekat vermeyen kimselerdi. Bu şahıslar zekatın gerçekte vacip olup olmadığı konusunda tereddüde düşmemişlerdi. Nitekim Muhammed Hasaneyn Heykel, “es-Sıddîk Ebu Bekir” adlı kitabında şöyle yazıyor:
            Ünlü muhaddisler ve hadis hafızları şöyle rivayet ederler: Ebu Bekir sahabeyi toplayarak bu şahıslarla savaşmak konusunda istişare etti. Ömer ve başka bir grubun görüşü, Allah ve Resulüne inanmış bir toplulukla savaşılmaması, tam aksine onlardan İslâm düşmanlarının aleyhine yararlanılması doğrultusundaydı. Bu fikri taşıyanlar, çoğunluğu teşkil etmekteydi. Ama savaş fikrini savunanlar azınlıktaydı. Anlaşıldığı üzere bu konu hakkında iki grup arasında uzun tartışmalar vuku bulmuştur. Sonunda Ebu Bekir, azınlığın görüşünü teyit etmek zorunda kaldığı göze çarpmaktadır?!


            O kendi görüşünün teyidinde oldukça sıkı davrandı. Bunun delili ise kendi söylediği sözdür. Zira Ebu Bekir’in kendisi şöyle söylemiştir: “Allah’a yemin olsun ki, eğer onlar Peygamber (s.a.a)’e verdikleri yıllık zekatlarını benden esirgerlerse, onlarla savaşacağım.”
            Ama bu kararın kötü sonucunu sezebilen Ömer şöyle dedi: Sen, Peygamber (s.a.a)’in; “Ben Allah’ın birliğini ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğunu itiraf etmeyenlerle savaşmaya memurum. Kim bunu itiraf ederse onun canı ve malı benim tarafımdan güvencededir. O’nun hakkını yerine getirmeyenler hariç; ki onların hesabı Allah’a aittir.” buyurduğu kimselerle nasıl savaşabilirsin?!..”
            Ama Ebu Bekir Ömer’in sözlerini hiçe sayarak korkusuzca şöyle dedi: “Allah’a yeminler olsun ki, namaz ile zekat arasında fark bırakanlarla savaşacağım. Zira zekat mal hakkıdır.” Peygamber (s.a.a) de şöyle buyurmuştur: “Zekatın hakkını yerine getirmeyenler hariç.”

            Yazar: Allah, Ebu Bekir’i bağışlasın! O, Peygamber (s.a.a)’in açık nassını görmezlikten gelmek ve onu kendi siyasetinin gerektirdiği gibi yorumlamak istiyordu?! Zira o gün öldürülenler, Allah ve Resulüne inammış, namaz ile zekat arasında hiçbir fark bırakmıyorlardı. Onlar sadece zekatı Ebu Bekir’in hükümetine vermek istemiyorlardı. Çünkü Ebu Bekir’in halifeliği, taşıdıkları tereddüt yüzünden onlar için ispatlanmamıştı. İşte bu yüzden onlar zekatı Ebu Bekir’e vermemekte mazur, hatta haklıydılar.

            Buna göre onlar zekatı vermemekle mal hakkını ve zekat hakkını yerine getirmiş oldular. Zira onların mal ve zekat haklarından birisi de o mallar hakkında onların, sadece Allah’ın, Resulünün veya Allah ve Peygamber tarafından görevlendirilen ve velayet hakkı olan bir kimsenin hükmüyle görevlerini yerine getirmeleriydi.

            Eğer onların özür ve mazeretleri Ebu Bekir’e ulaşacak olsaydı, Ebu Bekir’in, zekatı ödemeleri için onlara zaman tanıması mümkündü. Ama bu biçareler Ebu Bekir’e nasıl ulaşabilirlerdi ki onlar da haklı görülsün!

            Gördüğünüz gibi Sahih kitapları bu türden, müminlerin kanlarının dökülmemesi gerektiğini belirten hadislerle doludur. Bu hadislerin bazıları mutlak (kayıtsız-şartsız) bazıları ise geneldir. Aynı zamanda bu mutlak ve genel hadisleri kayıtlandıracak ve onlarla savaşı câiz kılacak herhangi bir delil de yoktur.

            Ebu Bekir’in söylediği “Zekat, mal hakkıdır” cümlesi kayıt ve şart değildir. Zira mükelleflerin zekatı vermelerinden başka diğer bir anlam anlaşılmamaktadır. Bu cümle Peygamber (s.a.a)’in hak halifesinin zekatı onlardan istemesini ve almasını vurgulamaktadır. Ama eğer onlar zekatı vermekten kaçınırlarsa, savaş çıkarılmaksızın zor kullanarak onlardan almak gerekir. Onlarla savaşmak, genel olarak açık naslarda kanlarının dökülmesinin haram olduğu hükmüyle çelişmektedir. Önceden de söylediğimiz gibi Ebu Bekir’in sadece şüphe etmesi genel delilleri kayıtlandıramaz.

            Şimdi bu genel rivayetlerden bir kısmını Sahih-i Müslim’den naklediyoruz: O rivayetlerden birisinde şöyle aktarılır: Hayber Savaşında Hz. Resul-ü Ekrem sancağı Hz. Ali’nin eline verince şöyle buyurdu: “Git ve etrafına bakma!” Ali (a.s) bir kaç adım gittikten sonra durdu ama etrafına bakmadı. Daha sonra yüksek bir sesle: Ya Resulellah! Onlarla hangi esasa göre savaşayım?” diye sordu.

            Resulullah (s.a.a): “Allah’ın birliğini ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğunu itiraf edinceye dek onlarla savaş. Eğer bu sözü ikrar ederlerse, canlarını korumuşlardır. Ama bu sözün hakkını icra etmezlerse, o başka. Onların hesapları ise Allah’a aittir.”[109]

            Yine Sahih-i Buhari ve Müslim’den senet zinciri ile Üsame b. Zeyd’in şöyle dediği rivayet edilir: Resulullah (s.a.a) bizi Hurka’ya[110] gönderdi. Sabah tan vakti kafirlere saldırdık ve onları yendik. Ben ve Ensar’dan birisi kafirlerden birisini araya aldık. O bu durumu görünce; “Lâ ilâhe illallah” dedi. Ensar’dan olan arkadaşım onu öldürmekten çekindi. Ama ben aldırış etmeyerek mızrakla onu öldürdüm.

            Savaştan döndüğümüzde bu haber Peygamber (s.a.a)’e ulaşınca, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Ey Üsame! O, lâ ilâhe illallah dedikten sonra mı onu öldürdün?”

            Ben: O bu sözüyle kendisini korumaya çalışıyordu” dedim.

            Peygamber (s.a.a) sözlerini o kadar tekrar etti ki, ben; keşke o günden önce Müslüman olmamış olsaydım, diye arzu ettim.

            Yazar: Üsame, Allah’a iman, namaz, zekat, oruç, hac, Peygamber (s.a.a)’in ashabı olma, cihat vb. tüm amellerinin bu günahı gideremeyeceğini zannettikten sonra o arzuyu dile getirmiştir. O, bu güzel amellerin bu günah vasıtası ile yok olduğunu anlamıştır.

            Üsame’nin sözünden onun, bu işinin ardından bağışlanmayacağından korktuğu anlaşılmaktadır. İşte bu yüzden; “Keşke bu olaydan sonra Müslüman olmuş olsaydım” diye arzu etmektedir. Zira Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İslâm, kendisinden önceki (kötü) amelleri temizler.”

            Saygıdeğer okuyucuların, sadece Üsame’nin bu sözünden “Lâ ilâhe illallah” diyen birisinin ne kadar saygın olduğunu anlamaları yeterlidir.

            Buhari “Ali ve Halid’in Yemen’e gönderilmesi” babında şöyle nakleder: Bir adam kalkarak şöyle dedi: Ya Resulellah! Allah’tan kork!

            Resulullah şöyle buyurdu: “Vay olsun sana! Ben yeryüzü halkının Allah’tan çekinenlerinden daha lâyık değil miyim?”

            Halid: “Ya Resulellah! Onun boynunu vurayım mı?” dedi.

            Resulullah (s.a.a): “Hayır, belki de o namaz kılar!”

            Bu hadisi Ahmed b. Hanbel Ebu Said-i Hudri’den de nakleder.[111] Bu hadisin bir benzerini İbn-i Hacer-i Askalani “el-İsabe” adlı kitabının, münafık Sarhuk’un biyografisinde nakletmiştir. Onu öldürmek için getirdiklerinde Resul-ü Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdu: “O namaz kılıyor muydu?”

            Cevaben: “Evet, halk onu gördüğü vakit namaz kılar” dediler.

            Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Allah beni namaz kılanları öldürmekten men etmiştir.”

            Aynı şekilde Zehebi, Amir b. Abdullah Yesar’ın hal tercümesinde Mizan’ul-İ’tidal’da kendisi Enes b. Malik’ten şöyle rivayet eder: Resulullah’ın yanında bir adamın ismini söyleyerek onun münafıkların sığınağında olduğunu söylediler. Onun hakkında fazla konuşulunca, Peygamber (s.a.a) katledilmesi emrini verdi. Daha sonra şöyle buyurdu: “Namaz kılıyor mu?” Cevaben: Evet, kendisine faydası olmayan namaz kılar. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Allah beni, namaz kılanları öldürmekten men etmiştir.”

            Yazar: Keşke Halid b. Velid namaz kılan Malik b. Nüveyre’nin ihtiramını korusaydı ve onun kanını dökmekten çekinseydi. Abdullah b. Ömer ve Ebu Katade-i Ensari, Malik b. Nüveyre’nin öldürüldüğü gün onlarla birlikte sabah namazı kıldığını söylemişlerdir. Ama Halid b. Velid, Malik’in güzel karısına aşık olduğundan ona ulaşmak için kocasını öldürdü!!

            Sahih-i Buhari ve Müslim’de kendi senetleri ile Abdullah b. Ömer’in şöyle dediği rivayet edilir: Bir gün Peygamber (s.a.a), Mina’da Kâbe’ye işaret ederek şöyle buyurdu: “Bu şehrin nasıl bir şehir olduğunu biliyor musunuz?” Halk cevaben Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedi.

            Resulullah (s.a.a): “Bu şehir muhteremdir. Bugünün nasıl bir gün olduğunu biliyor musunuz?”

            Halk cevaben: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedi.

            Resulullah (s.a.a): “Bugün muhterem bir gündür. Allah da aynen bugün, bu ay ve bu şehir gibi sizin kan, mal ve namusunuzu muhterem kılmıştır.”

            Ehl-i Sünnet’in muteber ve güvenilir hadis kitapları, buna benzer hadislerle doludur. Bu hadisler, bu hususta Müslümanlar için hiçbir şüpheye yer bırakmamaktadır. Bu hadislerin hükmüyle hiçbir Müslüman’ın halifeye zekat vermekte ihmalkarlık ve kusur ettiği için öldürülmesi, özellikle de onun bu ihmalkarlık ve kusuru, halifenin oturduğu makamın hak olup olmadığı hakkındaki şüpheden kaynaklanmış olursa, asla câiz değildir. Nitekim Peygamber (s.a.a) vefat ettiği zaman Arap kabilelerinden bazılarının durumu aynen böyleydi. Fitne ve taşkınlık o kadar ilerledi ki, Araplardan bir çoğu İslâm’dan çıktılar. Muhacir ve Ensar da hilafet hakkında kavga ve kargaşa çıkardılar. Her birinin ayrı bir görüşü vardı. Hatta Ensar üç ayrı görüşe sahipti.

            Tam bu kargaşalıkta Ebu Bekir’e biat edildi. (Önceden de söylendiği gibi) Ebu Bekir’e biat, Allah’ın Müslümanları onun şerrinden koruduğu bir hata idi.

            Buna göre, tüm bunlara rağmen Ebu Bekir’e biatin ve ümmetin görüş birliğinde olduğu söylentilerinin şüphe ve tereddütlere maruz kalması oldukça doğaldır. Hatta ortama hakim durum, işin başlangıcında anlattığımızdan daha vahimdi.

            Buna binaen, Ebu Bekir’in hilafetinin sahih olup olmadığı hakkında şüphesi olan, onun emir ve yasaklarının şer’i açıdan farz olup olmadığında tereddüde kapılan imanlı ve mümin şahıslar azarlanmamalı ve işkence edilmemeliydi.
            [color=rgb(0, 0, 0)]

            [color=rgb(0, 0, 0)][/color]MALİK B. NÜVEYRE'NİN HALİD B. VELİD'İN EMRİ İLE ÖLDÜRÜLMESİ VE EBU BEKİRÎN OLAYA DUYARSIZ KALMASI[color=rgb(0, 0, 0)][/color]
            [color=rgb(0, 0, 0)] [/color]
            Bu macera Bitah’da (Malik b. Nüveyre’nin arazisinden bir yerin ismi) meydana geldi. O gün İslâm ordusunun tüm yetkileri Ebu Bekir tarafından Halid b. Velid’e verilmişti. O, istediği şeyi yapmaya yetkiliydi!

            Halid, Malik’in kabilesi arasında sadece Müslümanları öldürmekle yetinmedi; ölüleri musle[112] bile etti. İmanlı ve mümine kadınları esir etti. Allah’ın haram kıldığı mal ve namusları ayaklar altına aldı ve câiz bildi. Şer’i hükümleri tatil etti. Benim görüşüme göre hatta cahiliyet döneminde bile eşine rastlanılmayacak işler yaptı.

            [109] - Sahih-i Müslim, c. 2, s. 324 (Fezail-i Ali Babı).
            [110] - Hurka; Umman bölgesinde bir yer ismidir. (M.)
            [111] - Müsned-i Ahmed, c. 3, s. 4.
            [112] - Musle; Öldürülen şahısın bedenindeki el, ayak, burun, kulak vb. organları kesmektir. Musle, İslâm geldikten sonra haram kılınmıştır. Resulullah (s.a.a), kuduz bir köpeği bile musle yapmaktan men etmiştir. (M.)
            Allah'a emanet olun..

            Yorum


              #36
              Ynt: İmam Hamanei: Şia veya Sünni’ye hakaret, Siyonizm’e hizmettir

              [quote author=Mehmet UFUKALP link=topic=24240.msg163767#msg163767 date=1352661951]
              Değerli Cündep kardeş, Hamas hakkında anlaşılan yeterli bir birikime sahip değilsiniz. Biz Hamasa İslam İnkılabına sadakatı kadar değer veriyoruz. Hamasta yıllar içerisinde bu değerini ispat etmiştir. Haması değerli kılan İslam İnkılabına inkıyadıdır. Bu koptuğunda Hamas ile diğer hiç bir tağuti yapılanma arasında bir fark görmeyiz.


              Ancak Hamas sizin zannettiğiniz gibi asla değildir. Haması Hamas yapan İslami İran ve İslami İranı idrak eden değerli Hamas öncüleridir. Bu insanlar sıradan insanlar değildirler. Biz bütün filistin halkının tam bilince sahip olduğu iddiasında değiliz. Zaten Haması zora sokan da filistin halkının yeterli bilince sahip olmamasıdır..


              Hamas İslam İnkılabına sadıktır. Filistin halkını Hamasın etafından ayırmak için arap bedevi alçak yönetimleri az uğraşmıyorlar. Hamasın Suriyeden çıkması Suriyeye ihanet için değil, kullanılacak fitnelerin önünü almak içindir.


              Bu yüzden Hamasın bir kısım yöneticileri İslam İnkılabına sadakati izhar ederken çizgilerini koruduklarını bize anlatmış olmaktadırlar. Bir kısım yöneticiler de filistin halkının kopuşunu önlemek için onların bilinçleri, algı yetenekleri miktarınca politik manevralar yapmak zorunda kalmaktadırlar. Bu hengamede anlayışla karşılamak gerekiyor. Öyle davranankar bile İslam İnkılabına sadıktırlar, konjonktür gereği davranmaktadırlar.


              Filistin halkı ve filistin meselesi İslam İnkılabının adeta 1. gündemidir dünyada. Bu yüzden İnkılabımızın kadrolarına güvenmemiz ve dostlarına da güvenmemiz gerekmektedir. Hamastan eminiz genel itibariyle. Aksine davranan veya davranabilecek fertler durumu değiştirmez.
              [/quote]


              Mehmet bey, Hamas konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığımı söylemiş ve
              "Bir kısım yöneticiler de filistin halkının kopuşunu önlemek için onların bilinçleri, algı yetenekleri miktarınca politik manevralar yapmak zorunda kalmaktadırlar. Bu hengamede anlayışla karşılamak gerekiyor. Öyle davranankar bile İslam İnkılabına sadıktırlar, konjonktür gereği davranmaktadırlar."
              demişsiniz. HALA AYNI FİKİRDEMİSİNİZ?

              http://abna.ir/data.asp?lang=10&Id=375507


              http://www.gazeteboyut.com/suriye-halid-mesali-usaklikla-sucladi

              Hamasın ne olduğu ortada hala fikrinizde ısrarcıysanız birşey diyemem.

              Yorum

              YUKARI ÇIK
              Çalışıyor...
              X