"Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

[Qom_u_ask]

"IĞDIR'DA İRAN AJANLARINA ŞOK OPERASYON

Iğdır 28 Ağustos 2012 Salı 13:56:44

- IĞDIR'DA İRAN AJANLARINA ŞOK OPERASYON
- 10 AYRI ADRESE BASKIN DÜZENLENDİ, 1'İ İRAN UYRUKLU 10 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI


- Iğdır'da İran istihbarat örgütü Savama'nın istihbarat hücresinin çökertildiği bildirildi.
Edinilen bilgiye göre; Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 1 yıldır yürüttüğü çalışmalar sonucunda İran istihbarat örgütü Savama'ya bağlı olarak Iğdır'da faaliyet gösteren biri İranlı 9 kişilik ekip çökertildi. Ajan faaliyeti yürüterek İran'a bağlı çalışan ekip üyeleri, 10 ayrı adreste yapılan baskınla gözaltına alındı. Ağrı'da 1, Van'da 1, Iğdır'da 5, Gebze'de 1 kişinin gözaltına alındığı, İran uyruklu bir ajanın ise operasyon öncesi İran’a geçtiği belirtiliyor. Bir yıl önce Iğdır'da yapılan ajan operasyonunda elde edilen deliller ve alınan ifadeler sonucunda operasyonun savcılıkça genişletildiği bildirildi.

EVLERDEN KALEŞNİKOF VE ÇOK SAYIDA DOKÜMAN ÇIKTI
İran’a bilgi sızdırdığı değerlendirilen şahısların evlerinden 1 Kaleşnikof, 1 av tüfeği ve İran’a iletilmek için hazırlanmış çok sayıda el yazısı istihbarat dokümanları çıktığı bildirildi. Şahıslarda el geçirilen dökümanların içeriğiyle ilgili henüz bilgi verilmedi.
Yakalanan ajanların emniyetteki sorguları devam ediyor. İran'a bilgi sızdırdıkları gerekçesiyle yakalanan ajanlar; askeri personel, askeri birlikler, resmi daireler, Suriyeli muhalifler, Kürt olayları ve hükümetle ilgili bilgileri ülke aleyhine İran istihbarat yetkililerine sızdırmakla suçlanıyor.
İran'a bilgi aktardığı iddia edilen şahısların; 2 Ekim 2011 tarihinde ve 1 Temmuz 2012 tarihlerinde Iğdır Emniyet Müdürlüğüne gerçekleştirilen roketatarlı saldırıyla da ilgilerinin olabileceği belirtiliyor.
" İHA



bu haberin aslı astarı nedir? özellikle Iğdırlı arkadaşlar bizi aydınlatırsa sevineceğiz...

[meşedi ali enis]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

abi men ığdırdayım ama bu haberi daha duymadım ilk kez burda okuyorum.

bilgi almaya çalışıyorum. inşaallah haber veririm

[Qom_u_ask]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

Tamam hocam bekliyorum haber çok yeni daha...

[Qom_u_ask]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

haber sanırsam asılsızmış. Iğdırlı birisi öyle dedi. İran'ın böyle bir işe girişmesi mümkün değil. En çok devletten değil İranlı bir mafyadan böyle bir faaliyet yürüten olabilir. Onu kullanmış olabilir türk ajansları. ancak olayın tamamen düzmece olduğu böyle bir yakalama olayının vuku bulmadığına dair duyumlar aldım. Iğdırlılardan daha ayrıntılı bilgi bekliyorum...

[Ahir-zaman]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

Türkiye'de İranlı casusun tutuklandığı haberi yalan!

30-08-2012

İran'ın Ankara Büyükelçisi Behmen Hüseyinpur, Hürriyet gazetesinin İranlı bir casusun tutuklandığı haberini yalanladı.

Konu ile ilgili bir bildiri yayınlayan Hüseyinpur şu ifadelere yer verdi:

Türkiye'de bazı medya organlarında İran uyruklu bir şahsın tutuklandığı haberi yayınlandı. İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçiliği bu haberi şiddetle tekzip ediyor ve haberin asılsız ve kaynağının belirsiz olduğunu vurguluyor.

Bildiride, bu tür sahte ve fitneci haberlerin yayınlanması medya ahlakına bağdaşmadığı ve hiç bir şekilde iki dost ve kardeş ülkenin ilişkilerine zarar veremeyeceği ifade edildi.

Bildiride ayrıca, bu konuda şimdiye kadar Büyükelçiliğe hiç bir resmi bildirim ulaşmadığı ve bu konuda Türk yetkililerden resmi bilgi talebinde bulunulmadığı kaydedildi.

FHA

[meşedi ali enis]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

Allah razı olsun ahir zaman kardeşim

[Ahir-zaman]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?


Bugün Gazetesinden Caferilere Ağır İtham

Bugün Gazetesi, “İran ajanlarını genellikle Iğdır ve çevresinde yaşayan Caferilerden seçiyor” Iğdır’daki Caferileri büyük bir itham altında bıraktı.

Bugün Gazetesinden Caferilere Ağır İtham

İran karşıtı haberlerine son günlerde ağırlık vererek, bu ülke hakkında kara propaganda yapan Bugün Gazetesi bu kez Türkiye’deki Caferileri zan altında bırakan bir haber yaptı.

Bugün; “Doğu’da Acem Oyunu” başlığı ve “İranlı Ajanların Müthiş İtirafları” manşetiyle verdiği haberde, sözde 9 İranlı ajanın itiraflarını yazdı.

İrfan Dumlu isimli muhabirin imzasıyla verilen haberde, sözde İran karalanmaya çalışılırken aslında Iğdır ve çevresinde yaşayan tüm Caferiler ağır bir itham altında bırakılıyor.

Haberde muhbirlerin genellikle Iğdır ve çevresinde yaşayan Caferilerden seçildiği ifade edilirken, “Caferilerle İranlılar arasında mezhepsel bir bağ bulunması nedeniyle bu yönde bir tercihte bulunulduğu aktarılıyor” deniliyor.

Öte yandan sadece Caferileri karalamakla yetinmeyen Bugün gazetesi, Caferi alimlerini de aynı ithamla suçlamaya çalıştı. Gazete, İran’ın Kum kentine eğitim almaya giden Türkiye vatandaşlarından ajan devşirildiğini ifade ederek, Caferi alimlerine saldırmaktan da geri durmadı.

[Mufazzal]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

İran Sınır Kapısında hemen Tel Örgülerin yanı başında 10-15 adım ilerisinde her zaman bir koltuk vardır. O koltukda ise sıradan bir Asker oturur. Türkiyeye giriş yapanların ya da diğer tarafta İrana giriş yapanlar Giriş veya çıkış mühürleri var mı diye kontrol ederler. Yine bir Pasaport Kontrolü veya bir Sohbetin Fotosunu çekip Servis etmiş Hürriyet... Öyle Derin Derin anlatıyor ki tamamen iftira tamamen Tefrika dolu bir Haber... Çok şey yazardım ama neyse diyorum... Allah İki ülkeyi karşı karşıya gelmekten korusun İnşaallah.

[Ahir-zaman]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

EHLA-DER, PROVOKASYONU KINADI

03-09-2012

02.09.2012 tarihinde kimi basın ve yayın kuruluşları tarafından özellikle de sosyal medya ağlarında yayınlanmış “Yakalanan İran Ajanları” başlığı altındaki haberlerde yer alan; “ Türkiye’deki muhbirler genelde Iğdır’da yaşayan Caferi’lerden seçiliyor. Caferiler, din eğitimi adı altında İran’a getirildikten sonra casusluk öğretiliyor” Sözü, Türkiye’de yaşamakta bulunan milyonlarca Caferi vatandaşı ve Caferi âlimlerini zan altında bırakmasından dolayı hayli rahatsız etmiştir.

EHLA-DER ( Ehlibeyt Âlimleri Derneği) konuyla ilgili bir kınama metni yayınlamayı gerekli görmüştür:

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşamakta bulunan Caferiler, her zaman toplumsal görevlerinin ne olduğunu en iyi biçimde bilen ve idrak eden; devletine milletine ve ülkesine karşı üzerindeki sorumluluklarını en iyi bir biçimde ifa eden güzide topluluklardan biridir. Devlet erklerinin de çok iyi bildikleri gibi Caferiler, devlet, millet, memleket ve namus emanetinin nasıl bir kutsiyet ifade ettiğini yine en iyi idrak eden topluluklardan biri olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.

Toplumsal barışı ve birlik beraberliği her şeyin üzerinde gören Ehl-i Beyt Mektebi mensupları din, mezhep ve ırk ayrımı yapmaksızın birlik ve kardeşliğin tesisi ve korunması konusunda tüm gayretlerini sergilemektedir. Ne var ki bazı karanlık odaklar bu milli birliğimizden rahatsız olacaklar ki bu kesime karşı düşmanca tavırlarını tüm yasalara rağmen küstahça ilan etmektedirler.

Hatay gibi ülke sınırları dâhilinde ve ülkemizin stratejik bir bölgesinde, tüm dünya emperyalist ajanlarının cirit attığı bir ortamda, oraların görünmezden gelinerek kamuoyunun dikkatini, güzel ülkemizin en sakin, huzurlu ve Kürt-Türk, Sünni-Şii kardeşliğinin doya doya yaşandığı bir bölgesine çekilmek istenmesi hayli manidar ve düşündürücüdür.

Akli selim devlet yöneticilerinin ve temiz vicdan sahibi Anadolu insanının bu tür provokasyonlara gelmeyecekleri malumdur.

Böylesine bir hassas dönemde, ülkenin ve vatandaşların tabi tutuldukları böyle ağır sınavlar içerisinde, bu oyunlardan da başarılı bir çıkış yapacaklarına inancımız tamdır. Bu tür haberler ile aziz ve seçkin halkımızı zan altında bırakan kimi medya mensuplarını ve bu haberi bahane ederek Caferi toplumuna karşı siyonistvari kinlerini kusan sözde köşe yazarlarını kınıyor, Devletimizin yetkili makamlarını bu tür provokatif yazılara karşı gerekeni yapmalarını istiyor, değerli halkımıza ve âlimlerimize tahriklere kapılmamalarını tavsiye ediyoruz.

Ayrıca Caferi vatandaşlarımıza karşı kin ve nefret uyandıran bu tür provokatif yazıları yayınlayanları, yargıya taşıma hakkımızın saklı olduğunu ilan eder, kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
bu konuyla ilgili kisa kenan camurcunun deyerlendirmeleri var linkte.
http://www.rasthaber.com/71595_kenan...rlendirdi.html

[salim]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

http://webtv.hurriyet.com.tr/2/37593...oruntuler.aspx

[Ahir-zaman]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

Iğdır Şiileri ajan ha!
03/09/2012 - 22:39

MUHAMMED AK


Iğdır’da geçen yıl iki İranlı, Askeri, Ticari ve Kamu binaları ile ilgili bilgi topladıkları gerekçesiyle tutuklanır. Yapılan sorgu ve araştırma neticesinde onlarla bağlantılı olarak Ağrı, Van, Kocaeli ve Iğdır’da mukim 9 kişi daha tutuklanıp Adliye’ye sevk edilir. Bu şahıslardan ikisi serbest bırakılırken 7’si tutuklanır… Tam teferruat poliste ve savcılarda saklıdır. Mahiyet nedir bilmiyoruz, Iğdır valiliği veya emniyet, savcılık açıklama yaptıkça kamuoyu da bilgilenecek…



Olayın her adli olayda olduğu gibi elbette haber değeri vardır. Gerek Iğdır’ın yerel gazeteleri ve gerekse Iğdır’dan ulusal basına haber servisi yapan muhabirler bu haberi servis ederek kamuoyunun bilgisine sunmuşlardır.



Iğdır’ımızın yarım asırdan daha yaşlı yerel gazetesi “Yeşil Iğdır Gazetesi” sahibi Sayın Cabbar Şıktaş, hem sosyal paylaşım sitesinden hem de gazetesinden olayı duyurmuş; bilgiyi paylaşmıştır.



Olay kendi seyrinde devam ederken birden bire Bugün Gazetesi tarafından manipüle edilerek Iğdır’da yaşan Şii vatandaşlar hedef alındı. Peşine Zaman gazetesi ve Haber 7 com bu haberi servis ederek Türkiye’ye sundular. Ağrı, Van ve Kocaeli kenara çekilerek Iğdır ve Şiilik(Caferilik) çıkarıldı öne.



Bugün Gazetesinin “özel” spotuyla sunduğu haber “Manşet Haber”di. Gazeteciliği biraz bilenler, “Manşet haberin” bir gazetede hangi süreçten geçtikten sonra yayınlandığını bilirler. Genel Yayın Yönetmeni başkanlığında Haber toplantısı yapılıp konu ele alınır ve güvenilirlik esasına göre halka “bilgi” diye sunulur. Basın yayın ilkesi’nde okuru yanıltmama en temel kural olarak ele alınmaktadır. Ancak “tetikçi” diye tabir edilen basın kuruluşları ilkesizlik üzere vardırlar ve onların görevi tahrik, tezyif, aldatma ve manipülasyon olduğu için “basın- yayın ilkesi” de dahil, onlar için ilke diye bir şey yoktur.



Bugün gazetesi “İran’ın derin oyunu” başlıklı haberi öyle bir manipüle ederek ortaya çıktı ki; muhatabına sinsice yaklaşıp içindeki zehri akıtıp dişlerini çekmeyen yılan misali, bedeniyle de kurbanını sarmalayıp sıkmaktan imtina etmedi.



Bugün gazetesi Iğdır’da yaşayan Şiiler için aynen sinsi bir yılan, zehirli bol akrep oldu.



Haberin özü bir kenara bırakılarak; Yalan yazıldı.



Yalan şu: “ Muhbirler genellikle Iğdır ve çevresinde yaşayan Caferiler’den seçiliyor. Caferilerle İranlılar arasında mezhepsel bir bağ bulunması nedeniyle bu yönde bir tercihte bulunulduğu aktarılıyor. İran'ın, Kum kentine eğitim almaya giden Türkiye vatandaşlarından ajan devşirdiği ifade ediliyor”



İğrençliği görüyorsunuz değil mi? “İdda ediliyor” de, çık işin içinden…



Hani bunlar hoşgörü, diyalog vs.. diyorlar ya. İş, Şiiliğe geldi mi hepsi rafta! Genlerinde bize karşı anlamsız bir nefret besliyorlar. Onların bizi sevmediğini bilmiyor değiliz. Puslu havayı seven kurt misali bize yönelik ağızları hep açıktır. Hamdolsun Rabbimizin inayeti ve Ehl-i Beyt mutahharın şefaatiyle buna hiçbir zaman muvaffak olamayacaklar. Geçmişiyle de bugünüyle de temiz bir halkız biz. Ne ihanet biliriz ne de vefasızlık.



Iğdır’da konuyla ilgili yakalananlar Kürt ve Şaffi. Aslında bu tarz konuşmak ta yanlış, ama attıkları iftiranın ahlaksızlığı yüzünden maalesef bize de “Ötekileştirici” bu sıfatı söyletiyorlar. Şimdiye değin hep suçu işleyenin şahsıyla ilgili olunurdu, maalesef bunlar Irk ve mezhep üzerinden sayfa açan ABD ve Batı’nın gönüllü işçileri olduğu için yağmurdan kaçarken doluya tutuluyoruz. Iğdır’da ajanlık meselesiyle ilgili olarak yakalananlar Şii/Azeri değil dereken Şafi/Kürt demiş oluyoruz. Allah kahretsin! Oysa onlar olaya karışmış kişilerdir. Suçta Mezhep ve ırkı değil, şahısları önemli.



Tutalım ki Azeri olsalardı bundan dolayı bir toplum toptan suçlu edilir mi, bunun örneği var mı? 30 yıldır yaşanan PKK mücadelesinde Kürtler için böyle bir yargıya ulaşılmış mıdır ki tek bir örnek olmamasına rağmen “Muhbirler Iğdır ve çevresinde yaşayan Caferilerden seçiliyor” denmekte.



Bir araştırma yapın. Bakın bu ülkede yaşayan Şii/Azeri’lerin şeceresine. Vatana, bayrağa, toplumsal birlikteliğe en yatkın en vefakar insanlardır bunlar. Bu, her daim övünç kaynağı olmuştur halkımızın. Diğer taraftan bakıldığında Iğdır bir sınır şehri. Parçalanmış aileler yumağı. 1918’li yıllarda bu bölgede nice feryatlar yaşanmış. Aras nehri nice ağıt dolu tarih barındırır sinesinde. Erivan’dan, Iğdır’dan kaçışlar, parçalanmış aileler, yollarda öldürülmeler, kaybolmalar… Bugün o tarihle yaşıyoruz biz. Her evin şimdiki sınırın diğer tarafıyla ilgili muhakkak bir anısı vardır. Amcamız İran’da kalmış, dayımız Nahçıvan’da, halamız Bakü’de kayıp… Biz de Türkiye’nin en doğusunda Iğdır’da yaşayanlarız. İran derken siz ne hissedersiniz kendinize, ama bizim için akrabadır, dosttur, ailedir… Çoğu zamanda Meşhed’tir, İmam Rıza, Hanım Masume’dir, Kum’un mezhebimize ait bilgi pınarıdır.. Tarihin gelişiminden kaynaklanan realitelerle birlikte dini/mezhebi yakınlık var. Siz buna, bunun doğurduğu masumane ilişkiye “ajanlık barikatı” ile set çekmek istiyorsanız hesabınız başkadır ve ahlaksızdır.



Yapılan iğrençlikle korku imparatorluğu oluşturup “ötekileştirmek” istiyorlar. Doğrudur, aynı mezhepteniz İran’la. Ne yapalım sizin hoşunuza gitmiyor diye aslımızı mı inkar edelim? Gazetenin yaptığı şu alçaklığa bakın hele: “Muhbirler genellikle Iğdır ve çevresinde yaşayan Caferiler’den seçiliyor. Caferilerle İranlılar arasında mezhepsel bir bağ bulunması nedeniyle bu yönde bir tercihte bulunulduğu aktarılıyor.”



Utanmazca, hayasızca bir halkı toptan muhbir yerine koyan bu jurnalliğe bakın hele. Sormak lazım: Bu bilgiyi nerden aldı Bugün gazetesi? Hani haberin son cümlesi “aktarılıyor” diye bitiyor ya. Kim aktarıyor? Adli süreci devam eden bir olayda bu denli peşin hükmü gerektiren tespitin kaynağı çok sağlam olmalı değil mi? Yoksa Şii/Caferi’leri Devletten soğutmaya yönelik daha bir üst plan mı söz konusu? Allah aşkına, tarihi bu denli temiz bir halka bu alçakça hayır, “çukur” ca iftirayı kim atıyor?



Yoksa karanlık odalarda kendi imalatları olan ve bir halkı birbirine kırdırtma politikasının ürünü olan Okyanus ötesi ağababaları mı?



Yürekleri varsa gelsinler Iğdır’a. Azerilerle Kürtler veya Şiilerle Sünnilerin kurdukları dostluk bağına baksınlar. Terörün en şiddetli yıllarından gelsinler, 80’lerden daha öncesinden... Biraz daha ilerisini söyleyelim: Şu anda doğuyu kasıp kavuran terör belasından da uzaktır bu memleket. Kendi halinde, kendi kabuğunda, ikliminin sıcaklığı insanlarına da yansımış. Yeter ki şom ağızlılar olmasın…



Bunları söylerken, tatlı bir rekabet elbette yok değil. Siyasette ayrışmışız, bir takım konularda farklı düşünmüşüz ama bu Bayburt-Gümüşhane, Rize- Trabzon vs. illerdekinden farklı bir şey değil ki.



“Mollar İran’a” günlerinde az çekmedik. Mezhebi doğru öğrenme adına, anasından ailesinden uzakta sırf ilim adına Kum’a gidenlerimiz terörist, hain vs. damgalarla o dönemde de damgalanırdı. Ama o dönemde dahi ahlaksızlık bu denli tavan yapmamıştı.



Bugün Gazetesi’nin yazarları var, haksızlığa iftiraya uğramışları var. Ahmet Taşgetiren’in yazı yazdığı gazetedir. Bilmiyorum, gazetenin yönetimiyle ilgisi var mı, olsa da olmasa da ümidim yok kendisinden. Ancak Gülay Göktürk’ün midesi kaldırmamalı, onun gazeteyle bağı, yazarlığının dışında mıdır bilmiyorum vicdanına havale ediyorum, kabul ediyorsa susun. Toktamış Ateş’e döneceğim yüzümü. Caferilerin toptan İran ajanı olup olmayacaklarını çocukluk arkadaşı Hüseyin Hatemi’ye sormasını isteyeceğim. Hepsine mail ile ulaşmaya çalışacağım. Madem yazıyoruz, bu çamurun iadesi için elimizden geleni yapacağız. Bu denli büyük provokasyon Türkiye’nin bu kritik günlerinde işleniyorsa eğer, benim bu gazetenin gerçek niyetiyle çok ciddi şüphelerim olmasın da ne olsun. Toptan bir halk ajan ha, ve siz vatan evladı bu ülkenin sahipleri olmuşsunuz. O yakalananlar içerinde Azeri yok! Velev ki olsaydı bile sap samana niye karıştırılır ki? Dediğim gibi hele yakalananlar içinde bir tek Caferi yokken. Bu hesaba göre Abdullah Öcalan Kürt olduğu için bütün Kürtleri ne yapmamız lazım?



Doğrudur AKP’yle Iğdır’da yaşayan Azerilerin arası iyi değil. Başbakan “bir kısım medya” diye bir tabiri öğretti ya Türkiye’ye, Bugün Gazetesi ve Haber 7 com. O’nun kısmına düşen medyadandır değil mi? Ülkeyi yönetenlerin vücut dilini zaman zaman kullandıklarını biliyoruz. Başbakan, basına makamında verdiği fotoğraflarda arka fonda Haber 7 com’u açık bir şekilde kullanmıştı. Şimdi bu sitede yer alıyor iğrenç iftiralar, süzgeçlerinden nasıl geçiyor… Bakalım Başbakan ses verecek mi? Hani mazlumun yanında ya. Bakalım bu konuda bir halkın hiç hakketmediği halde, hiç alakası olmadığı halde toptan ajanlık yaftasıyla yaftalanması karşısında o gazetenin patronuna bir çift laf edecek mi? CHP, MHP ne diyecek göreceğiz.

Bugün gazetesinde haberi yapanın ismi İrfan Galip Dumlu diye geçiyor. Halkımız savcılığa elbetteki suç duyurusunda bulunmalıdır. Gazete bu haberi manşetten verdiğinden gazetenin tüzel kişiliğine de dava açılması gerekir. Avukatların bu konuda çalışmaları halka yön verici olacaktır. Basın Konseyi’nin derhal bu gazeteye “kınama” vermesi gerekmektedir. Her daim vatanı, bayrağı, toprağıyla hemhal olmuş bir halka sırf mezhebi Şii diye atılan bu iftira yerde kalmamalı.

[Ahir-zaman]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

IĞDIR VALİLİĞİ: İRANLI AJANLAR HAKKINDA ABARTILI VE MESNETSİZ İFADELER VAR

04-09-2012


IĞDIR Valiliği tarafından yapılan açıklamada, İranlı ajanlar konusunda medyada abartılı ve mesnetsiz ifadeler kullanıldığı bildirildi.

Iğdır’da 19 Ağustos günü yapılan operasyonda ellerinde dijital veri kaydedici cihazlarla yakalanan 2’si İranlı 3 kişinin tutuklanmasının ardından 28 Ağustos’ta 9 Türk vatandaşına yönelik operasyon yapıldığına işaret eden valilik, basın açıklamasında, ’Yakalanan şahıslarla ilgili olarak basında çıkan haberlerde, gerek mezhep gerekse etnik köken yönüyle bir seçicilik yapıldığına dair gerçek dışı ve abartılı ifadelerin yer aldığı görülmüştür.

Konuyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında şahıslardan elde edilen materyallerin incelenmesi neticesinde devletin güvenliğine ilişkin verileri kullanan kişiler hakkında bilgiler elde edilmiştir. Bilgileri kullandığı tespit edilen 9 Türk vatandaşına yönelik olarak 28 Ağustos’ta eş zamanlı operasyonel çalışma neticesinde yakalanarak gözaltına alınmıştır.

Yakalanan şahıslar 31 Ağustos günü Erzurum Cumhuriyet başsavcılığına çıkarılmış, cumhuriyet başsavcılığındaki sorgusundan sonra 1 şahıs serbest bırakılmış 8 şahıs tutuklanma talebi ile mahkemeye sevk edilmiştir. Şahısların mahkemedeki sorgulamaları sonucunda 7 şahıs tutuklanmış, 1 şahıs serbest bırakılmıştır. Sonuç olarak; basında yer alan haberlerin etnik yapı ve mezhep yönüyle gerçeği yansıtmadığı ve mesnetsiz olduğu hususları kamuoyunun bilgisine sunulur.’ denildi.

rasthaber

[meşedi ali enis]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

Iğdır Ehl-i Beyt Alimleri Derneğinden Caferileri Suçlayan Asılsız Tek Yanlı Haberlere Tepki...






EHLİBEYT ALİMLER DERNEĞİ: “GAZETELERDE ÇIKAN HABERLER ASILSIZDIR. TUTUKLANANLAR ŞAFİ MEZHEBİNDENDİR. IĞDIR’DA MEZHEP ÇATISMASINA İZİN VERMİYECEĞİZ” DENİLDİ..

Iğdır’da İran adına casusluk yaptıkları iddiası ile 7 kişinin tutuklanmasının ardından bazı basın yayın organlarında çıkan Caferileri hedefleyen “Caferiler İran ajanı” şeklindeki asılsız haberler Iğdır’da yaşayan Caferi Mezhebine mensup vatandaşları rahatsız etti.
Konuyla ilgili olarak basın toplantısı düzenleyen Ehlibeyt Alimler derneği üyeleri, ”Olay bir provokasyondur. İran’ı karalamak adına Iğdır’da yaşayan vatanına milletine bağlı Caferi mezhebine mensup insanların ajan gibi göstermeye çalışılması Iğdır da ileride bir mezhep çatışmasını amaçlamaktadır” dediler.
Gazetelerde yayınlanan ve kim tarafından dikte ettirildiği belli olmayan “İran’a çalışan Ajanların Türk muhbirleri genellikle bölgede yaşayan Caferilerden seçtiği belirtildi” ifadesine tepki gösteren Iğdır Ehl-i Beyt Alimleri derneğinden basın açıklamalı tepki geldi.
Iğdır Ehl-i Beyt Alimleri derneği Başkanı Veli Beder, ”Iğdır’la ilgili olarak bir haftadır televizyon ve gazetelerde çıkan bir haber var. “Iğdır’da İran ajanları yakalandı. ” Bizler Iğdır Ehl-i Beyt Alimleri Derneği olarak her zaman Devletinin Milletinin, vatanının, bayrağının yanında olmuşuz. Türk vatandaşı olmaktan gurur duyuyoruz. Mezhebimiz farklı diye İran’la aynı mezhepteniz diye İran yanlısı olarak gösterilmemiz yanlıştır. Gazetelerde yazılanlar bir iftiradır. Atılan iftiralara karşı bunun en büyük örneği yakalanan insanların bizler için büyük delil ve şahittir. Yakalananların ikisi İran’lı diğerleri ise Sünni, Hanefi ve Şafi mezheplerine mensup olan insanlardır. İçlerinde tek bir Caferi mezhebine mensup kimse yoktur. Bu asılsız haber bizleri rahatsız etmiştir.
Bazı güçler Türkiye’de değil dünyada mezhep kavgaları çıkarmaya çalışmaktadırlar. Mezhep kavgasına Iğdır Ehl-i Beyt Alimleri Derneği olarak meydan vermeyeceğiz. Bizlere bir tane Caferi hocalardan ajan göstersinler ki gidip İran’da eğitim görsün ve gelip devletini milletini bayrağını satmış olsun. Gösteremezler. Bizlere bu iftirayı neden attılar amaçları nelerdir. Bu iftirayı atanlara karşı gereken araştırmayı yapıp suç duyurusunu savcılığa bildireceğiz. Savcıları, Emniyeti bu tür haberi yazan ve yazdıranları, bilgi sızdıranları, hayali haber yaptıranların üzerine gitmeye davet ediyoruz“ dedi.

Dini Alimi H. Kazım Şıktaş, “Bizlere ve özellikle Caferi toplumuna ve alimlerine bu çirkin iftirayı atanları kınıyoruz. Son zamanlarda mezhebi çatışmaların yaşandığı anda iftiralar atılmaya devam edecektir. Daha önceleri de Iğdır’da Şii ve Sünni kavgasını başlatmak için çeşitli kitaplar dağıttılar ve bizler bu konuya duyarlı davranarak Şii -Sünni kavgasına fırsat vermedik. İran’da eğitim gören Âlimlere iftira atanların amacı bellidir. Çünkü İran’la Türkiye’nin kardeşliğini kıskananlar bu iftirayı atmaktadırlar. Bizler bunlara fırsat vermeyeceğiz.“ dedi.


Dini Alim Kurban Ulusöz’de ”Caferi Mezhebine mensup olan hoca olarak bu konunun üzerinde olacağız. Casusluk yapan subaylar yakalandı dediler. Neden bunların mezheplerini vermediler. Iğdır’da yakalanan Sünni mezhebine, Şafi ve Hanefi mezhebine mensup olanları Caferi diye gösterdiler. Bunun taktirini kamu oyuna bırakıyorum. Yetkililere ve gereken mercilere şikâyetlerimizi bildireceğiz. Yakalananlar belli, nerelere hangi mezhebe mensup, hangi örgütle bağlantılı oldukları belli, bu haber saptırılmış ve bölgede bir kardeş çatışması yaratılmak istenilmektedir. Hiçbir Caferi mezhebine mensup kişinin terör örgütüyle bağlantısı olamaz. Yakalanan şahıslarda Kürt kökenlidirler. ” şeklinde konuştu.


http://www.yesiligdir.com/index.php?...i&Itemid=4

[Ahir-zaman]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

“VATANA İHANETİN GÖRÜNTÜLERİ” adı altında ötekileştirme çabaları !!

04-09-2012

Hürriyet Gazetesi internet haber sitesinde yayınlanan “VATANA İHANETİN GÖRÜNTÜLERİ” adlı habere ilişkin webtv.hurriyet.com.tr adresinde yayınlanan videodaki bazı detaylar.

Öncelikle video ham değil, kırpılmış ve sadece topluma gösterilmek istenen bölümlere yer verilmiş. Konunun Kars’ı, Ağrı’yı ve Van’ı da ilgilendirmesine rağmen sadece Iğdır’ın üzerinde durulması özellikle dikkat çekici. Iğdır halkının Caferi mezhebine amel etmesi nedeniyle başrolde gösterilmesi doğrudan bir ötekileştirme zihniyetinin alametidir.

Videodaki satılmış Türk vatandaşı Iğdırlı değil Doğubayazıtlı bir KORUCUBAŞI’dır ve adı da söz konusu videonun 2’nci dakika 20’nci saniyesinde anlaşılacağı gibi Timur’dur. Korucubaşının Iğdırlı değil Doğubayazıtlı olduğu kurmuş olduğu “Doğubayazıt’a gelip gidiyorlar…” cümlesiyle anlaşılmaktadır. Şayet Iğdırlı olsaydı, Türkçe dil bilgisi kurallarına göre “Doğubayazıt’a gidip geliyorlar…” diye kurardı cümlesini. 03,44 – 04,20’nci dakikalar. (04,10’a DİKKAT)

Korucubaşı Timur A.’nın, resmi olmayan ama halk tarafından var olduğu düşünülen “KORUCU MİT” mensubu olma ihtimali de videonun 07,43 – 07,50 saniyeleri arasındaki “…MİT gizli iş yapar. BİZİM GİBİ gizli iş yapar…” ifadesinden anlaşılabilir.

Gelelim bu kaydın nerede yapıldığına.

Video kaydının Türkiye’de değil İran’da yapıldığını yapılan konuşmalardan anlamak mümkündür. Gizli kamera çekimi ile alınan kayıtta Korucubaşı Timur A. dört ayrı konuşmasında İran’da olduğunu ifade etmektedir.

1-İranlı istihbaratçı olduğu iddia edilen şahısın Timur A.’dan askeriye tarafından yayınlanan askeriye savunma kitabını talep etmesi üzerine, Korucubaşı söz konusu kitapları kolay temin edemeyeceğini söylerken “… Yok abi bizim, sizin BURA gibi değil..” diyor. 02,04 – 02,22’nci saniyeler. (02,12’ye DİKKAT)

2-Satılmış Korucubaşı, istenilen kitapları getiremeyeceğini ancak “Alay Defteri” diye tabir ettiği bir belgeyi temin edebileceğini söylerken, yine görüntünün İran’da kaydedildiğine işaret ediyor, “… Tamam, bu sefer GELİRSEM getiririm.” 02,27 – 03,01’nci saniyeler. (02,57’ye DİKKAT)

3-Doğubayazıtlı Timur A., kendisine yöneltilen “Özel Timlerinin elbiseleri ne rengtir?” sorusuna cevap verirken, kadrajın arkasındaki bir üniformalıyı işaret ederek, “Sizin BU ELBİSELERİNİZ çok bozdur fakat onlarınki biraz kahverengidir.” diyor, 04,54 – 05,07’nci saniyeler. (05,00’a DİKKAT)

4-Video kaydının İran’da yapıldığına dair en belirgin ifadeyse, İranlı istihbaratçı olduğu iddia edilen şahısın Korucubaşı Timur A.’dan askeri kimliğini istemesi üzerine anlaşılıyor. Doğubayazıtlı Timur A. öncelikle askeri kimliğini parkesinin cebinde unuttuğunu söylüyor ve bir daha ki gelişinde getirebileceğini hatta kendilerine fotokopi nüshasını dahi verebileceğini belirtiyor. Doğubayazıtlı Timur A. videonun sonundaysa yapılacak herhangi bir aramadan korktuğunu dile getirirken bize izletilen kayıtta son buluyor. 09,50 – 10,11’nci dakikalar. (09,58’den itibaren DİKKAT)



Videonun İran’da çekildiğini tespit ettikten sonra görüntülerin en az 7 yıllık olduğunu yine kayıtta geçen bir konuşmadan anlayabiliyoruz. İranlıların “MİT binası Iğdır’ın neresindedir?” sorusunu yanıtlayan Timur A., “Iğdır Polis Karakolunu biliyor musun? Ha işte onun arka tarafında.” diyor. MİT benim hatırladığım kadarıyla 2005 yılında Polis Karakolunun arkasındaki binasından Vali Konağının yanında yapılan yeni binasına taşındı. Buradan da görüntülerin çok eski olduğunu anlayabiliyoruz.07,36 – 08,04 (07,52’ye DİKKAT)



Öte yandan yine bu videodan yola çıkarak Korucubaşı Timur A. ile İranlı istihbaratçıların ilk görüşmesi olduğunu “Orada seni ne isimle tanırlar?” sorusuna “Korucu Uzman …” yanıtını vermesiyle anlayabiliyoruz. 06,02 – 06,28



“Söz konusu video İran’da kaydedilmişse Türk haber sitelerinin eline nasıl geçti?” diye düşünenlerimiz olabilir. Nasıl ki Doğubayazıtlı Korucubaşı Timur A. vatanımıza ihanet etmişse, bir İranlı da kendi vatanına ihanet ederek, görüntüleri satmış/paylaşmış olabilir.



İyi seyirler…

İLGİLİ VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ...

http://webtv.hurriyet.com.tr/2/37593...oruntuler.aspx

RAST HABER

[Ahir-zaman]

Ynt: "Iğdır'da İran Ajanları Yakalandı" Haberinin Aslı Nedir?

Avrupa Türk Ehlibeyt Alimleri Birliği'nden provokatif haberlere kınadı...

07-09-2012

Bismihi Teâlâ

Saygıdeğer halkımızın ve yetkili mercilerin dikkatine arzederiz ki; son günlerde yargı sürecinde olup gündemden düşürülmeyen, (sözde) İran ajanları (!?) başlıklı haberlerin Iğdır valisi sayın Ahmet Pek’in de belirttiği üzere mesnetsiz ve çarpıtma haberler olduğuna inanmaktayız.

Biz ve halkımız sözkonusu haberlerin ABD’nin ve İsrail’in fitne taşeronluğunu yapan kimi medya mensuplarının, Türkiye Caferilerine ve İran ile Türkiye’nin dostluğuna kasteden, şer odaklı ve maksatlı haberler olduğu kanaatindeyiz. Sadakatte Ebazer-i Ğifari misali, vatanına ve milletine sadakatli olan Iğdır da ve Türkiye’nin değtişik kentlerinde yaşayan necib Caferi vatandaşlarımızın karalanıp ötekileştirilmesine öncülük eden, başta “Bugün” gazetesini ve haberi servis eden şahıs olan İrfan Galip Dumlu olmak üzere kimi fitne taşeronluğu yapan medya mensuplarını kin ve nefret tohumları serptiklerinden dolayı şiddetle kınıyoruz. Ayrıca bu asılsız, bölücülük kokan ve şer maksadı taşıyan haberlerin yalancı muhbirliğini yapanların tümünü birlik ve barışa duyarlı halkımızın vicdanına ve adli makamların teveccühüne havale etmekteyiz.

Anayasal haklarını kullanarak Caferi mezhebini doğru öğrenme, inanç, eğitim ve kültürlerini güvence altına almak amacıyla seyehat edip İran’ın, Kum kentine ilahiyat eğitimi almaya giden Türkiye vatandaşlarından hain ve ajan devşirmesi diye söz etme küstahlık ve cesaretini gösteren fitneciler, bilmelidirler ki; yurdışında İslamî ilimler tahsil etmek, hainlik ve devşirmelik sayılacaksa şayet, kendilerinden Arabistan’da, Mısır’da, Suriye‘de ve daha birçok ülkelerde eğitim alan (hain ve devşirmeden) binlercesi bulunmaktadır (!) diye de haber yapmalıydılar diyede düşünmekteyiz. Halbuki Türkiye’nin eğitim sistemine o ülkelerde tahsil görenler nüfuz etmekte biz (Caferi âlimleri) ise misafir hoca olarak bile davet edilsek yaygaralar koparılmaktadır. Bu ne bir laik ülkeye ne bir dini sisteme yakışan bir uygulama olabilir, bu ancak demokrasideki geri kalmışlığın bir tezahürüdür.

Ve yine birileri ajan arıyorsa şayet, Türkiye’nin Suriye‘ye sınır olan kentlerinde açık faaliyet gösteren, paralı teröristlere istikamet gösteren hegemonyacı güçlerin ajanlarına kamuoyunun dikkatini çekmeleri gerekmektedir.Belirtmek gerekir ki ülke bütünlüğü ve barışına düşmanca kastetmiş kişilerin veya taşeronların kimler olduğu necib halkımız tarafından çok iyi teşhis edilmektedir.

Avrupa Türk Ehlibeyt Alimleri Birliği

(ATEAB) - 06/09/2012