Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

    Günümüzün en önemli sünni alimlerinden Hayrettin Karaman hocanın yazısını aktarıyorum:

    Nassa karşı ictihad olmaz


    Bir mesele ortaya çıkar ve bunun dini hükmünü öğrenmek gerekirse önce naslara (ilgili ayetlere ve hadislere) bakılır. Bunlarda aranan hüküm bulunamazsa usulüne göre ve ehli tarafından ictihada başvurulur. İşte böyle yapılır da hata edilirse hataya da sevap yazılır.

    Hz. Ali'ye Medine'de bulunan ashab ısrarla bey'at ettiler. Bu bey'atı muteber sayan halifeye itaat eder, muteber saymayana göre Hz. Ali halife olmadığı için ondan katillerin teslimi veya cezalandırılması talep edilemez. Muaviye ve yandaşlarının yaptığı ictihad değildir, isyandır. Bunun böyle olduğunu yazının sonunda nakledeceğim büyük bir İslam aliminin de kaleminden okuyacaksınız.

    "Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uysanız doğru yolda olursunuz" mealinde sahih bir hadis yoktur.

    Halife'ye bey'at etmeyen, isyan eden başka ashab da vardır, onların da bu fiilleri meşru değildir, ama hem hataları sınırlı, hem de faziletleri müsellem olduğu için onları severiz.

    Şimdi bu konuda daha önce yazdığım bir yazıdan bir iki paragrafı nakledeceğim.

    Sünnî Müslümanların, Ehl-i beyt'e yapılan zulüm karşısında duyarsız oldukları ve bu zulmü yapanlara lanet okumadıkları iddiası da genel olarak doğru değildir. Ehl-i beyt'e olan sevgi, saygı ve bağlılık istenirse bugün de iki camianın birbirine yakınlaşmasını, aynı sevgi ve saygıyı paylaşmanın hasıl edeceği duygu ortamında soğukluğun sıcaklığa dönüşmesini sağlayabilir. Ehl-i sünnet ulemasının Yezîd, babası ve Hz. Ali'ye cephe alan bazı sahabe aleyhinde söz etmemeleri, onları tuttuklarından, yaptıklarını meşru gördüklerinden değildir. Aynı alimler, Hz. Ali'ye başkaldıranların bâğî (meşru yönetinme başkaldıran asî) olduklarını kabul ve ifade etmişlerdir. Eserleri yıllarca Osmanlı medreselerinde okutulmuş bulunan büyük Sünnî alim Teftâzânî'nin (v. 792/1390) bu konuda söylediklerini önemli bir örnek olarak sunuyorum:

    "Sahabe arasında geçen kavgalar ve tartışmalar açıkça gösteriyor ki, onların bir kısmı haktan sapmış, zulüm ve günah sınırına ulaşmıştır. Bunun da sebebi kin, inat, haset, direnme, servet ve iktidar talebi, dünyanın çekiciliğine (lezzet ve şehvete) meyildir. Bu böyledir; çünkü her sahâbî masum (günahsız ve günah işleyemez) değildir ve Peygamber'i (s.a.) gören, ona ulaşan herkes hayırlı (iyi) değildir... Ehl-i sünnet ulemasının bu olayları farklı yorumlayıp mazeretlere bağlamalarının sebebi büyük sahabeye dil uzatılmasını engellemek içindir. Onlardan sonra Peygamber'in Ehl-i beytine yapılan zulüm ve kötülüklere gelince bunu kimse inkar edemez, buna dağlar taşlar ve hayvanlar bile şahitlik eder, göklerde ve yerde olanlar göz yaşı dökerler; dağlar paralanır, taşlar parçalanır. Bu sebeple o kötülükleri yapanlara, buna razı olanlara veya katkıda bulunanlara Allah lanet etsin! Ehl-i Sünnet alimlerinin bir kısmının, onun daha fazlasını da hak ettiğini bildikleri halde Yezîd'e lanet etmeyi caiz görmemiş olmalarının sebebi, cahil ve aşırı gidenlerin işi ileriye götürüp büyük sahabeye kadar dil uzatmalarını engellemek içindir."

    (Şerhu mekasıdı'y-tâlibîn, İst. 1305, C. II, s. 306-307).

    عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

    #2
    H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

    "Ehl-i sünnet ulemasının bu olayları farklı yorumlayıp mazeretlere bağlamalarının sebebi büyük sahabeye dil uzatılmasını engellemek içindir. "

    ...

    Bu sebeple o kötülükleri yapanlara, buna razı olanlara veya katkıda bulunanlara Allah lanet etsin! Ehl-i Sünnet alimlerinin bir kısmının, onun daha fazlasını da hak ettiğini bildikleri halde Yezîd'e lanet etmeyi caiz görmemiş olmalarının sebebi, cahil ve aşırı gidenlerin işi ileriye götürüp büyük sahabeye kadar dil uzatmalarını engellemek içindir."


    Hayrettin Karaman acaba kendi naklettiklerine kendisi inanıyor mu?

    küçük sahabe ve büyük sahabe diye hiç olmamış bir kavram.. umarız tercümeden kaynaklanır.. desek Karaman bunları türkçe yazmıştır..

    sonra onun deyimiyle diyelim, küçük sahabeye dil uzatan neden büyük sahabeye dil uzatsını ki.. bunun için küçüğüne de dil uzatmayı engellemek ne derece mantıklı.. o zaman kafirlere de dil uzattırmayalım ki insanlar hızını alamazlar müslümanlara da uzatırlar!..

    bir diğer mesele, son paragrafta kendi içinde çelişki var. önce lanet ediyor, sonra bazı ulema halkı bu lanetten yasakladı diyor.. Eğer bazı ulema lanet ediyorsa halkı bundan ne diye ve nasıl alıkoyacaksınız?.. Halk bu durumda lanet eden bazı ulemayı taklit ettiğinde onları nasıl yasaklayacaksınız?

    işi ileriye götürmeyi yasaklayın?.. ya da eğitin insanları.. bir yerde şu da olabilir diye hepsini yasaklamak hangi dini ilkede vardır?..

    insanlar işi ileri götürürler diye nikahı da yasaklayın..

    Yorum


      #3
      H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

      Ehl-i beyt sevgisi kuru bir sevgi değildir ki seviyoruz demekle yükümlülükten kurtulunmuş olunsun. bu gemi nuhun gemisidir. sadece sevip öven değil binen kurtulur ancak. bu yüzden Ehl-i beyti seven onların yaşadığını yaşamaya ve dost olduklarına dost, düşman olduklarına düşman olmaya mecburdur.

      bu sevgi eylem gerektirir. muaviyelerin, yezidlerin kurmuş oldukları düzende itibar sahibi olup onlar tarafından takdir edilerek, faizi dahi bugünün şartlarında az da olsa(!) meşru sayarak, içinde yaşanılan sistemin türlü zulüm ve azgınlıklarına ses çıkarılmayarak bu sevginin taşıyıcısı olunamaz. böyle söyleyenlerin samimiyeti herdaim tartışılır.

      ayrıca İmam Ali'nin döneminde İmam Ali nasıl ki hakla batılı ruhlarda ve gönüllerde birbirinden ayıran bir çizgi idiyse, müslümanlara ona karşı tutumlarına bakıp kimin cennetlik kimin cehennemlik olduğuna hükmediyorlardıysa günümüzün mihenk taşıda bizler için İslam İnkılabıdır. onu seven ve onun yolundan gidenler dostumuz, onu sevmeyen onun yolundan gitmeyenler ise ne kadar şirin görünse de dikkat etmemiz gereken tedbiri elden bırakmamız gereken güruhtur.

      tatazaninin söylediklerine gelince kendisi de muaviyeyi ve yezidi tanımış olmasına rağmen ehli sünnetin bozuk sahabe anlayışından kurtulamadığını belli ediyor ve büyük sahabeye dil uzatılmasından korkulduğunu anlatıyor. ama burada cümlenin içerdiği bir ilginç nokta var. muaviye sanki küçük sahabeymiş gibi lanse edilmiş. sanki ona lanet okuyanlar sonradan ondan büyük sahabelere de lanet okuyabilirler demiş. herhalikarda küçük de olsa sahabe kabul edilmiş gibi geldi. bu durumda dediğim gibi asıl önemli olan ehli sünnetin sahabe anlayışının değiştirilmesi lazım. yoksa bu ikilemler hep yaşanacak.
      KIYAMI UNUTTUK YA RAB! NAMAZI BATIL EYLEDİK.

      Yorum


        #4
        H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

        yani sahabe diye özel bir kavrama sahip olmamasını mı söylüyorsunuz?

        Yorum


          #5
          H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

          sahabe anlayışı yanlış diyorum. resulullah'ı gören herkesin sahabe ilan edilmesi durumu var. sahabelerinde gökteki yıldızlar olduğunu kabul edince muaviye gibi dine girmemiş olsalar da bunu anlayacak feraset kalmıyor.

          adı sahabeye çıkana bir nevi masumiyet atfediliyor ve yaptığı herşeye kılıf bulunuyor.
          KIYAMI UNUTTUK YA RAB! NAMAZI BATIL EYLEDİK.

          Yorum


            #6
            H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

            hattı imam abime katılıyorum...adam kılıcı görünce müslüman oldum diyen münafık.

            Yorum


              #7
              H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

              H. Karaman'ın Ehl-i Beyt'e (as) olan sevgi, saygı ve bağlılık bakış biçimi malayani bir bakış biçimi. Mutahhar fikriyat da olsa, Ehl-i Sünnet vel-Cemaat'in arıza dolu Sahabe kavrayış yetisine teslim olmaz idi. Muaviye (la) ve Yazid (la) üzerinden Sahabe'yi istikbar ve istiğna duygusunu, vahdet için her daim çaba gösteren Öz Muhammed-i İslam'in izcilerine empoze etmek istedikleri sürece, inanın tedebbür ederek söylüyorum; uhuvvet mesajı vermemiz imkan dışıdır. Ehl-i Beyt (as) düşmanlarına, adavet hissi ile davranmaya mecburuz. Nazariye yapısı belli olan Velayet-i Fakih makamına, cihan-şümul İslam İnkılabı'na, İran İslam Cumhuriyeti'ne husumet kusmaya cesaretleri olmadığı için, muhteris jakoben kesimler tarafından yeni strateji uygulanmakta; Ehl-i Beyt (as) Mektebi izcilerine şirin gözükmek. Müdebbir camia olduğumuzu biiznallah çok iyi biliyorum.

              III. İmam Seyyid-üş Şüheda Hz. Hüseyin (as) efendimiz bir çok kez buyuruyor ki: “Başkalarının ayıplarını aramayan kimse, sürekli kusurları için bir mazeret yolu bulur.''

              Bu mihver de çelişki sahibi H. Karaman'ın söylediklerini hiç bir dinamik havsala kabul etmez. Samimi mukallitler acaba kendisine göre, lanet edilmesi gerekenlere lanet eden büyük müçtehitleri mi sorgulayacak?








              Tevekkülle elde edilen sırlar; bir tek yakîn haddini bilenlere mahsustur.

              Hakikî Şialarımız da yakîn sınırını koruyanlardır, ki onlardan «Allah'ın varlığı sayesinde hiçbir şeyden korkmamaları»nı bekleriz!


              İmam Cafer-i Sadık (a.s)

              Yorum


                #8
                H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

                tüm bunlara rağmen H. Karaman yine de sünniler arasında bize çok uzak bir konumda değil.. Çünkü sünniler sahabe konusunda masumiyet inancı gibi bir inanca sahipler.. onlara toz kondurmuyorlar.. Karamansa bu yazısında olduğu gibi sahabenin bu dokunulmazlığına tabiri caizse kenarından dokunuyor.. ve kutsal sahabe anlayışını birazcık da olsa zayıflatmaya çalışıyor..

                ancak bu ilk değil tarihin her döneminde bunun gibi insanlar olmuş sünniler arasında ama sünni temel kaynakları sahabeyi toptan adil kabul ettiği için bu tür çabalar bireysel görüşten öteye geçememiştir..

                bu tür bireysel çıkışlara dayanarak sünniliğin katı parçalanmaz tutumunun yumuşayacağını sanmamalıyız. Çünkü Karaman gibi akademisyenlerin sünni toplumu yönlendirmesi çok zor. Daha çok bu kesim Cübbeli gibi sivil toplumlarca yönlendirilmekte..

                sünniler devlete bağlı din adamlarından daha çok dışarda tarikat cemaat gibi merkezlerden yönlendiriliyorlar daha çok.. Diyanetin bile devlet tescilli çalışmaları cemaatlerin ya da tarikatların çalışmalarına zerre zıt yön veremez..

                Yorum


                  #9
                  H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

                  adam sonuçta bize kafir demiyor bir de dediği önemli yani muaviyeyi sevmeyen bir insan bence en azından insandır

                  Yorum


                    #10
                    H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

                    [quote author=Qom_u_aşk link=topic=19300.msg116619#msg116619 date=1296406492]
                    tüm bunlara rağmen H. Karaman yine de sünniler arasında bize çok uzak bir konumda değil.. Çünkü sünniler sahabe konusunda masumiyet inancı gibi bir inanca sahipler.. onlara toz kondurmuyorlar.. Karamansa bu yazısında olduğu gibi sahabenin bu dokunulmazlığına tabiri caizse kenarından dokunuyor.. ve kutsal sahabe anlayışını birazcık da olsa zayıflatmaya çalışıyor..


                    bu tür bireysel çıkışlara dayanarak sünniliğin katı parçalanmaz tutumunun yumuşayacağını sanmamalıyız. Çünkü Karaman gibi akademisyenlerin sünni toplumu yönlendirmesi çok zor. Daha çok bu kesim Cübbeli gibi sivil toplumlarca yönlendirilmekte..
                    [/quote]

                    hocam bu tür isimlerin velev ki görünüşte sahabe ile ilgili görüşleri bizimle aynı olsa bile bunlar bu devrin saltanat sahiplerinin hangisini lanetlemiş durumdalar? iktidar sahipleri tarafından ve onların gönüllü uşakları tarafından empoze edilen isimler değiller mi?

                    bizim için başka renkelre girerken arasıra bizim renge yakın renklerde boyalarlda sürünenler değil "Allah'ın boyasıyla" boyananlar dosttur. bu tür insanları tanımak için bizim iki kritere başvurmamız gerekir. birincisi bu içinde bulunulan sisteme karşı tutumları, ikincisi İslam İnkılabına yani Öz Muhammedi İslam dediğimiz Ehl-i beyt mektebine karşı olan tutumları.

                    bu devirde birincisiyle iyi geçinen ve ikincisini sevdiğini iddia etse dahi ona tabi olmayana karşı bizler teyakkuzda olmalıyız ki bizim sevgimizden pirim kazanmasınlar ve bizim yüzümüzden gönüllerde bir parça da olsa yer edinemesinler.

                    ortada kale alacağımız bir çıkış yok. verdiğiniz örnekteki diğer şahısla bu akademisyenin olsa olsa tek farkı bu sistemin geleceği için mücadele ettikleri alan farklılığıdır. al birini vur ötekine. biri hani filmlerdeki iyi polis diğeri kötü polistir ki biz birinden tiksindikçe diğerinin ağına düşelim diye oynanır bu tür oyunlar.

                    yazdığı yazıları zamanında takip ettiğimiz bu akademisyen vb. yazarların bir doğruya binler yanlışı göz göre göre karıştırdığın şahit olmuşuzdur. bu itirazımız sadece "hadi buna da itiraz edelim" diye değil İnkılabın nurunu görmeyen, göstermeyenlere karşı tadbirli olalım diyedir. bizlerin sözlerine kulak vereceklerimiz Velayet-i fakih çizgisinden taviz vermeyen hertürlü ilişkisini bu çizgi dahilinde ayarlayan, yaşantısını bu makamın yaşantısına mümkün mertebe benzetenlerdir. bu memleketteki müslümanlara inkılabı anlatmayıp sanki yokmuş gibi davranan ve bu sayede payelenenler lanet te okusalar bu devrin lanetlilerinin emrinden çıkmazlar.
                    KIYAMI UNUTTUK YA RAB! NAMAZI BATIL EYLEDİK.

                    Yorum


                      #11
                      H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

                      arkadaşlar bu konuda bukadar net görüşler söyleyen hocaya haksızlık etmiyormusunuz.?
                      adamı bir dövmediğiniz kaldı bu tür yazıların çıkmasını teşfik etmeniz gerekmiyormu?
                      bu insanlar ve yazılar çoğaldıkca vahdet daha yakın olmazmı? yanılıyosam hakkınızı helal edin sizin yapdığınız niyet okuma gibi geldi bana "iyi polis kötü polis "örneği hocaya yakışdırılması hoş deyildi.
                      selametle

                      Yorum


                        #12
                        H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

                        [quote author=lokman25 link=topic=19300.msg116659#msg116659 date=1296464457]
                        arkadaşlar bu konuda bukadar net görüşler söyleyen hocaya haksızlık etmiyormusunuz.?
                        adamı bir dövmediğiniz kaldı bu tür yazıların çıkmasını teşfik etmeniz gerekmiyormu?
                        bu insanlar ve yazılar çoğaldıkca vahdet daha yakın olmazmı? yanılıyosam hakkınızı helal edin sizin yapdığınız niyet okuma gibi geldi bana "iyi polis kötü polis "örneği hocaya yakışdırılması hoş deyildi.
                        selametle


                        [/quote]

                        lokman25 kardeşim biz niyet okumuyoruz. bu tür insanların daha önce söylediklerini ve bugünkü tutumlarını da bilip öyle yorum yazıyoruz. vahdet, içinde bulunulan süfyani sisteme dost olanlarla değil zulme ve hertürlü küfre, nifağa düşman olanlarla sağlanır. bir zulme ses çıkarmayıp o zulmün müsebbipleri tarafından ihya edilenlerin başka bir konu hakkında doğruya yaklaşmış gibi görünmeleri bizler için birşey ifade etmez ki "iyi polis kötü polis" oyunu dediğim budur.

                        eğer bizler bu tür insanlara karşı teyakkuz halinde olmaz ve onların sözlerine değer atfedersek bir süre sonra onların bizleri çekmek istedikleri "sistemin unsuru olma" tuzağına düşeriz.

                        etrafınıza bir bakın hele. zamanında bizden görünüp, bu sistem tarafından bizlere fikir adamı, yolumuzun önderleri gibi lanse edilenlerin birçok müslümanı getirdikleri "demokrasi aşıklığı" seviyesini kendi gözlerinizle temaşa edin.

                        kaldı ki hangi görüşleri nettir bunların. şuan bizim için en önemli konu olan bu sistemin zulümleri ve İslami bir düzenin varlığının şartı konusundaki netlikleri nedir? eğer bu konuda Allah ve Resulü gibi düşünüyor olsalar bizzat bu rejimin iktidarı tarafından payelenmezlerdi. veya İslam İnkılabı ve Velyet-i fakih konusunda mı netler? eğer böyle olsyadı yine yukarıda bahsettiğimiz şey gerçekleşmezdi.

                        ben bu şahısların ağzından İslam dan çok demokrasiyi duymuş ve bunların faizi dahi meşrulaştırma çabalarına (ki zaten itiraz etmedikleri iktidar sahipleri faiz, fuhuş, zulüm, rüşvet, gayri islami hükümler, kafirleri dost edinme vb. konuların savunucularıdır ve uygulayıcılarıdır) şahit olmuşum. bu yüzden anlattıklarımız niyet değil amel okumadır.

                        bizim teşvik edeceğimiz şey hiçkimsenin kınamasından korkmadan hakkı söylemek, ve zlim sultanın yüzüne hakkı haykırmaktır. eğilmek, bükülmek "bir kısmına inanıp, bir kısmını reddetmek" değildir. böyle yazılarla vahdet sağlanmaz. böyle yazılarla vahdet unsurlarına arasına nifak ehlinin sızması sağlanır ki bu da bizi yolumuzdan çok başka yollara sevk eder.
                        KIYAMI UNUTTUK YA RAB! NAMAZI BATIL EYLEDİK.

                        Yorum


                          #13
                          H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

                          "Bana ıztırap veren," dedi, "yalnız İslâmın mâruz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi, mukavemet güçleşti. Korkarım ki, cemiyetin bünyesi buna dayanamaz. Çünkü, düşmanı sezmez. Can damarını koparan, kanını içen en büyük hasmını dost zanneder. Cemiyetin basîret gözü böyle körleşirse, îman kalesi tehlikededir. İşte benim ıztırâbım, yegâne ıztırâbım budur. Yoksa, şahsımın mâruz kaldığı zahmet ve meşakkatleri düşünmeye bile vaktim yoktur. Keşke bunun bin misli meşakkate mâruz kalsam da, îman kalesinin istikbâli selâmette olsa!"

                          Tarihçe-i Hayat | Sekizinci Kısım : Isparta Hayatı | 542Tarihçe-i Hayat | Sekizinci Kısım : Isparta Hayatı | 542


                          Lokan25 kardeş, bu tür adamlar Üstad Bediüzzaman Said Nursinin yukarıda dikkat çektiği insan türlerindendir. İçeriden gelen tehlikelerden, gövdeye giren kurtlardandır bunlar ve bu tür adamlar.
                          Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                          Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                          Yorum


                            #14
                            H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

                            "Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. "

                            diyene bak!...

                            Yorum


                              #15
                              H. Karaman hoca: Nassa karşı ictihad olmaz, ashabım yıldızlar gibidir hadisi...

                              Qom_u_aşk kardeşim "diyene bak"dan kasdınızı anlayamadım.

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X