Bizi şimdi kim doyuracak?!

Heybenden dolup taşan bir sevap çıkını vardı ve herkes gücü yettiğince alsın, demiştin. Kolumuz kanadımız kırılmıştı kimimizin de;
o sevabın ap aklığına dokunamamıştık utancımızdan.
‘Bir zeytin tanesi, yarım bardak su, bir lokma da ekmek verirseniz yeter de artar bana’ demiştin. Ya nerede yatacaktın? ‘Yeryüzü
bizlere mescit kılındı ya!’ dedin mutmain bir yüzle. ‘Allahın mescitlerinde hatim okurum, oruçlu yüzlere bakar bakar doyarım, Kur’an
okuduğum rahleye beş dakika başımı yasladım mı, uykum da tamamdır’, diyerek bir serin abdest aldın daha toparlamadığımız
hanemizde. ‘Hem, bu ayda uyku olmaz, bilmez misiniz? Ben, gittiğim yerden uykuyu, gafleti def ederim, söylemediler mi eskiler sizlere?
Yoldaşım, kardeşim, refikim Davut, iyi bilirdi ki benim yanımda insanın uykusu gelmez. En fazla, tatlı bir sohbeti dinlerken insanların
gözlerinin dalmasıdır uyku benim yanımda, yöremde’ demiştin de uykuya kesmiş gözlerimize serin sular çarpmış, ev sahipliğimizden
utanmıştık.
***

Heybenden dolup taşan bir sevap çıkını vardı ve herkes gücü yettiğince alsın, demiştin. Kolumuz kanadımız kırılmıştı kimimizin de;
o sevabın ap aklığına dokunamamıştık utancımızdan.
‘Bir zeytin tanesi, yarım bardak su, bir lokma da ekmek verirseniz yeter de artar bana’ demiştin. Ya nerede yatacaktın? ‘Yeryüzü
bizlere mescit kılındı ya!’ dedin mutmain bir yüzle. ‘Allahın mescitlerinde hatim okurum, oruçlu yüzlere bakar bakar doyarım, Kur’an
okuduğum rahleye beş dakika başımı yasladım mı, uykum da tamamdır’, diyerek bir serin abdest aldın daha toparlamadığımız
hanemizde. ‘Hem, bu ayda uyku olmaz, bilmez misiniz? Ben, gittiğim yerden uykuyu, gafleti def ederim, söylemediler mi eskiler sizlere?
Yoldaşım, kardeşim, refikim Davut, iyi bilirdi ki benim yanımda insanın uykusu gelmez. En fazla, tatlı bir sohbeti dinlerken insanların
gözlerinin dalmasıdır uyku benim yanımda, yöremde’ demiştin de uykuya kesmiş gözlerimize serin sular çarpmış, ev sahipliğimizden
utanmıştık.
***
Yorum