(Elimden geldigi kadar kisa tutmaya calisacagim)
1974 yilinda Nürnberg de dogdum ve hayatimi hala Nürnberg de sürdürmekteyim. Insaatci bir babanin ve ev hanimi olan annemin 6 cocuklarindan biriyim. Trabzonluyum. Babam asiri milliyetci bir insandir.
Dogal olarak bizlerde milli duygularla,gelenek ve göreneklerine bagli olarak yetistirildik. 20 yasima kadar Nürnberg Türk Ocaginda aktifdim. 8 yasimda, Nürnberg Türk Ocaginin Artvin ve Kafkas Folklor Ekibine katildim ve yaklasik 20 yasina kadar folklor oynadim. Milli duygularimiz asiri derecede beslenirken, ne yazikki dini yanimiz zayif kaldi. Babam ve annem namazindaydilar,helallere haramlara dikkat edilirdi fakat sizlerinde tahmin ettigi gibi belli bir cercevenin disina cikilmazdi.Cogu bilgiler aslinda geleneksel seylerdi. Tesettür gibi…
Ara sira dernege Türkiye den hoca getirdilirdi ve biz tam Kuran a gectik derken,hoca gitmek zorunda kalirdi. Bildigim tek sey vardi,biz ehli sünnetiz ve en dogru yol bizim mezhebimiz,digerlerini arsatirmayabile gerek yoktu.Yani biz ondada hep yarim kaldik.
Tam hatirlamiyorum ama sanirim 11-12 yas civarindaydim ki babam kapanacaksin diye baski yapti. Bu bana cok zor geldi. Yapi geregi , isin icine zorlama girdigi an, bende ters tepiyor. Ama o yasta cokta fazla yapacak bir seyim yoktu. Babam cok prensipli bir insandir. Diger babalar gibi bize tokat atmasina gerek kalmazdi. Bakislari yetiyordu.
Ilk baslarda basimi okulda acdiysamda, sonralardan kapali kalmayi tercih ettim. Ama burdada yarim kaldim. Formaliteden bir basörtüm vardi iste…Bu okadar basite alinacak bir mevzu degil benim icin, hala etkileri üstümde. Anne ve babalar cocuguna dinini mutlaka sevdirerek benimsetmeliler!
Ve 16 yasimda baska bir baski geldi. Namazini kilacaksin. Ama bu namazini kilacaksin da baskici bir tavirlaydi. Bunuda kabul etmedim. 17 yasimda hemsirelik meslegine basladim. Bende hafiften dini uyanmalar baslamisti. Bana baskiyla yapilan tüm negatiflilikleri unutup, dinimi tanimak ve arastirmak istiyordum. Iyide dinimizi kimden ve nasil ögrenebilirdim ki?
O zamanlar bildigimiz güvenilir tek bir yer var, Nürnberg Diyanet Camii..Ayni arastirmada olan kiz arkadasimlabirlikte caminin yolunu tuttuk ve caminin hocasiyla tanistik.Sagolsun kendileri bizim sorularimizi cevaplamak icin elinden geleni yapmaya calisacagini söyledi. Ama fazla sürmedi..Ücüncü gidisimizde, Cami cemaatinin bizim oraya gitmemizden rahatsizlik duyduklarini,17 yasindaki kizlarin 45 yasindaki hocanin yanina gitmelerini uygun görmediklerini, sayin Hocanin dilinden bizzat duymak cok agir geldi. Adamcagiz uyari almis, mecbur kaldi bunlari bize söylemeye ve eminimki onun icinde hic kolay olmadi. Pek tabikide ayagimizi oradan kestik.Kirgindik, küskündük.
Ama kime? Bu toplumu kim bu hale getirdi? Benim icin tam bir yobazca yaklasimdi. Icimizdeki henüz alevlenmeye yüz tutmamis o kücücük kivilcimlar daha yanmadan sönmüstü. Kendi halimde yasamaya devam ediyordum, daha cok meslegimle ilgieniyordum. Namaz? Arada sirada kiliyordum iste…
20 yasimda hastaneye hasta olarak gelen esimle tanstim. Bana “ politika tutuyormusun“ diye sormustu.Bende „evet ben ülkücüyüm“ cevabini vermistim. „Ya sen?“ diye sordugumda, bana „benim politikam Islam“ demisti. Iste benim icin vurucu cümle buydu. Belkide adini koymadigim hasretimdi bu. Beni dogru yola iletecek…
Evlendik ama ehli Sünnet olan esimin pekte dinle alakasi olmadigini görmek cok uzun sürmedi. Oda benim gibi inaniyordu ve ramazanda orucunu tutuyordu.Yani beraber ac kaliyorduk…=)))coluk cocuk derken yillarin nasil gectiginin farkina bile varamadik. Ama kalbimizdeki Allah boslugu gittikce büyyüyor, büyüdükce iyilesmiyecek yara halini aliyordu. Ucuruma yaklasiyorduk.
Bu esnada sii olan kaynim, her firsatta Ehli Beyti anlatmaya calisiyor ve aile icinde firtinalar kopuyordu. Kendisinin hatasi Ehli Beyti tam olarak tanimadan anlatmaya calsimak istemesiydi.Yada yanlis yerde yanlis konular aciyordu. Banada cok ters geliyordu. Nerdeyse onu dinden cikmis olarak görüyordum,aciyordum ona.
Sonralardan esiminde o yöne egilimli oldugunu hissedince cok korktum. Cocuklarim ne olcaklardi? Asla cocuklarimin sii olmasina izin veremezdim. Artik uykularim bile kacmisti. Türkiyeden Diyanete adanan bir hanim hocayla tanisdim. Derdimi ona actim. Allah razi olsun ondan. Beni cok rahatlatti. Neden böyle düsündügümü, siilerin yanlis yolda olmadigini ve hattaha kendi esininde sii oldugunu söyledi bana. Simdi düsünüyorumda belkide kendisi de bir sii idi fakat meslegi geregi bunu gizlemek zorundaydi, bilemiyorum. Biraz daha rahtalamistim. Bu rahatlik siileri hos gördügümden kaynaklanmyordu. En azindan Allah yolundalar diyordum. Esimde artik sii oldugunu acik acik söylüyordu fakat derinden derine bir arstirmasi yada ögrenme cabasi yoktu. Genel bilgilerle yetiniyordu.
32 yasimda Tiyatro ya basladim. Artik tiyatro benim hayatimin bir parcasiydi. Tiyatroyla birlikte ateistlerle, komonistlerle, atatürkcülerle tanisidik. Farkli bir alemdi. Tamamen dinsiz bir alem. Allah'tan ki yalniz degildim.benim gibi olan ve düsünen arkadasimla birlikteydim.Birlikten güc dogar derlerya,bizde iste bu yüzden sarsilmadik belkide. Ama hep savas halindeydik. Edepsizligi, yalani, riyayi, kallesligi her türlüpisligi barindirdiklarini anlamamiz fazla sürmedi. Kendimize olan güvenimiz asla sarsilmadi. Onlardan siyrilmanin tek bir yolu vardi,kendimiz bir tiyatro acmaliydik.Öylede yaptik! Cocuklar üstünde yogunlasmamizi düsünerekten cocuk tiyatromuzu kurduk. Isimiz simdi daha zordu.Onlar ( 5-6 tiyatro) ve ikimiz.Bu alemde kendi gibi olmayanlari barindirmak istemiyorlar. Misyonumuz bilincli cocuklar yetistirmek. Onlarin tam aksine, Allah sevgisini asilamak.
Bu esnada Nürnebrg de din adina, misyonerlerin icnede düstüm ama Allah tan erken uyanip iclerinden siyrildim.
Yasim 35 e geldiginde ise tevhid I arastirmaya ve hayatima gecirmeye basladim. Hayatimin sekil aldigini gördüm.Artik eskisi kadar mutsuz ve olumsuz degildim. Okuyordum, okuyordum,okuyordum…Okudugumbir kitabda karsima su cümle cikti: “Ben ilmin sehriyim, Ali kapisidir” Hz. Muhammed. Peki neydi bunun anlami? Aliyi sevmek..iyide Hz. Ali nasil sevilirki. Onu sevmek hayat profilini bilmekten ibaret olmasa gerek…Bunun altinda baska bir sey yatmaliydi. Benim zihnim bunlarla mesgulken….
Degerli bir abim, sii abim, benden 18.12. 2010 Asura icin tiyatral bir gösteri yapmami rica etti. Severek Kabul ettim. Cok az bir zamanimiz vardi calismak icin. Bu vesileyle sik sik mescite gidip geliyordum. Önyargiyla yaklastigim insanlari ne de cok sevmeye baslamistim. Hepside birbirinden degerliydi. O güne kadar fazla ilgilenmedigim Kerbela yi ise ,tiyatro geregi, incelemeye almistim. Kerbelada yasanan olaylarin piskolojisini arastiriyordum. Böylelikle Hz. Hüseyin in ve Hz. Zeynebin hayatina daha bir hakimdim. Derken büyük gün gelip catti…ASURA…Sabah erkenden vardik salona.Prova yaparken degerli hocamiz Kadir Akarasla sohbet imkanimizda dogdu. Ve diger degerli abilerimizlede,bunlardan bir sizlerinden tanidigi Ali Karadag abim. Kendileri belki farkinda bile degiller ama benim bakis acimin degismesinde cok büyük rolleri var. Allah hepsinden razi olsun.
Asura programi baslamisti… Degerli hocalari can kulagiyla dinledim. Bu benim ilk Asuraya katilisim degildi belki ama bu sefer bir seyler farkliydi.Daha iyi anliyordum ve algiliyordum. Dillerden Hz. Hüseyin in yada Hz. Zeynebin adi dökülür dökülmez insanlarin gözleri yaslarla doluyordu. Beni en cok etkileyense erkeklerinde aglamasiydi.Kadinlar evet yapi geregi duygusal olduklarindan onlarin aglamasi beni fazla etkilemiyordu ama ya erkekler? Allah im bu neydi, bu nasil bir yasayisti ki agliyabiliyorlardi. Peki ya ben neden agliyamiyordum? Mesele Hüseyni kiyami bilmek degilmis.Mesele Hüseyni kiyami anlayip,kavrayip yasamaktaymis. Asura benim hayatimin dönüm noktasi oldu. Asura Benim kiyamim oldu.Artik ben Ehli Beyt asigiydim. Ogünden sonra ruhum bedenimden önde gitmeye basladi. Allah im ne cok eksigim vardi. Zaman icinde zamansizlik yasamaya baslamistim. Farkinda olmadan yada olarak eski hayatimdan ve cevremden ister istemez siyriliyordum. Zamanimin cogunu mescitte gecirmeye baslamistim bile. Okuyorum, ögreniyorum, arastiriyorum.Bana en büyük destek olan bir bacim var ki, onun hakkini ödeyemem.Allah ondan razi olsun. Gülerek yazmak zorundayim, mescitte bazi bayanlar beni nereye oturtacaklarini bilemiyorlar. Agzimdan bende artik sizin gibi bir sii yim cümlesini duymak istiyorlar.
Ben söylemiyorum, masumca egleniyorum belkide onlarla. Cünki sii olmak dille olmaz.Ben sii yim demekle sii olunmaz. Ehli Beyt askini dilden kalbe indirmektir mesele. Yasam bicimini ehli Beyt cizgisi üzerine kurmaktir. Ilim kapilarini asindirmaktir, kendini asmaktir sii olmak. Allah ta yok olmaktir…Rabbim yardimcim olsun…
1974 yilinda Nürnberg de dogdum ve hayatimi hala Nürnberg de sürdürmekteyim. Insaatci bir babanin ve ev hanimi olan annemin 6 cocuklarindan biriyim. Trabzonluyum. Babam asiri milliyetci bir insandir.
Dogal olarak bizlerde milli duygularla,gelenek ve göreneklerine bagli olarak yetistirildik. 20 yasima kadar Nürnberg Türk Ocaginda aktifdim. 8 yasimda, Nürnberg Türk Ocaginin Artvin ve Kafkas Folklor Ekibine katildim ve yaklasik 20 yasina kadar folklor oynadim. Milli duygularimiz asiri derecede beslenirken, ne yazikki dini yanimiz zayif kaldi. Babam ve annem namazindaydilar,helallere haramlara dikkat edilirdi fakat sizlerinde tahmin ettigi gibi belli bir cercevenin disina cikilmazdi.Cogu bilgiler aslinda geleneksel seylerdi. Tesettür gibi…
Ara sira dernege Türkiye den hoca getirdilirdi ve biz tam Kuran a gectik derken,hoca gitmek zorunda kalirdi. Bildigim tek sey vardi,biz ehli sünnetiz ve en dogru yol bizim mezhebimiz,digerlerini arsatirmayabile gerek yoktu.Yani biz ondada hep yarim kaldik.
Tam hatirlamiyorum ama sanirim 11-12 yas civarindaydim ki babam kapanacaksin diye baski yapti. Bu bana cok zor geldi. Yapi geregi , isin icine zorlama girdigi an, bende ters tepiyor. Ama o yasta cokta fazla yapacak bir seyim yoktu. Babam cok prensipli bir insandir. Diger babalar gibi bize tokat atmasina gerek kalmazdi. Bakislari yetiyordu.
Ilk baslarda basimi okulda acdiysamda, sonralardan kapali kalmayi tercih ettim. Ama burdada yarim kaldim. Formaliteden bir basörtüm vardi iste…Bu okadar basite alinacak bir mevzu degil benim icin, hala etkileri üstümde. Anne ve babalar cocuguna dinini mutlaka sevdirerek benimsetmeliler!
Ve 16 yasimda baska bir baski geldi. Namazini kilacaksin. Ama bu namazini kilacaksin da baskici bir tavirlaydi. Bunuda kabul etmedim. 17 yasimda hemsirelik meslegine basladim. Bende hafiften dini uyanmalar baslamisti. Bana baskiyla yapilan tüm negatiflilikleri unutup, dinimi tanimak ve arastirmak istiyordum. Iyide dinimizi kimden ve nasil ögrenebilirdim ki?
O zamanlar bildigimiz güvenilir tek bir yer var, Nürnberg Diyanet Camii..Ayni arastirmada olan kiz arkadasimlabirlikte caminin yolunu tuttuk ve caminin hocasiyla tanistik.Sagolsun kendileri bizim sorularimizi cevaplamak icin elinden geleni yapmaya calisacagini söyledi. Ama fazla sürmedi..Ücüncü gidisimizde, Cami cemaatinin bizim oraya gitmemizden rahatsizlik duyduklarini,17 yasindaki kizlarin 45 yasindaki hocanin yanina gitmelerini uygun görmediklerini, sayin Hocanin dilinden bizzat duymak cok agir geldi. Adamcagiz uyari almis, mecbur kaldi bunlari bize söylemeye ve eminimki onun icinde hic kolay olmadi. Pek tabikide ayagimizi oradan kestik.Kirgindik, küskündük.
Ama kime? Bu toplumu kim bu hale getirdi? Benim icin tam bir yobazca yaklasimdi. Icimizdeki henüz alevlenmeye yüz tutmamis o kücücük kivilcimlar daha yanmadan sönmüstü. Kendi halimde yasamaya devam ediyordum, daha cok meslegimle ilgieniyordum. Namaz? Arada sirada kiliyordum iste…
20 yasimda hastaneye hasta olarak gelen esimle tanstim. Bana “ politika tutuyormusun“ diye sormustu.Bende „evet ben ülkücüyüm“ cevabini vermistim. „Ya sen?“ diye sordugumda, bana „benim politikam Islam“ demisti. Iste benim icin vurucu cümle buydu. Belkide adini koymadigim hasretimdi bu. Beni dogru yola iletecek…
Evlendik ama ehli Sünnet olan esimin pekte dinle alakasi olmadigini görmek cok uzun sürmedi. Oda benim gibi inaniyordu ve ramazanda orucunu tutuyordu.Yani beraber ac kaliyorduk…=)))coluk cocuk derken yillarin nasil gectiginin farkina bile varamadik. Ama kalbimizdeki Allah boslugu gittikce büyyüyor, büyüdükce iyilesmiyecek yara halini aliyordu. Ucuruma yaklasiyorduk.
Bu esnada sii olan kaynim, her firsatta Ehli Beyti anlatmaya calisiyor ve aile icinde firtinalar kopuyordu. Kendisinin hatasi Ehli Beyti tam olarak tanimadan anlatmaya calsimak istemesiydi.Yada yanlis yerde yanlis konular aciyordu. Banada cok ters geliyordu. Nerdeyse onu dinden cikmis olarak görüyordum,aciyordum ona.
Sonralardan esiminde o yöne egilimli oldugunu hissedince cok korktum. Cocuklarim ne olcaklardi? Asla cocuklarimin sii olmasina izin veremezdim. Artik uykularim bile kacmisti. Türkiyeden Diyanete adanan bir hanim hocayla tanisdim. Derdimi ona actim. Allah razi olsun ondan. Beni cok rahatlatti. Neden böyle düsündügümü, siilerin yanlis yolda olmadigini ve hattaha kendi esininde sii oldugunu söyledi bana. Simdi düsünüyorumda belkide kendisi de bir sii idi fakat meslegi geregi bunu gizlemek zorundaydi, bilemiyorum. Biraz daha rahtalamistim. Bu rahatlik siileri hos gördügümden kaynaklanmyordu. En azindan Allah yolundalar diyordum. Esimde artik sii oldugunu acik acik söylüyordu fakat derinden derine bir arstirmasi yada ögrenme cabasi yoktu. Genel bilgilerle yetiniyordu.
32 yasimda Tiyatro ya basladim. Artik tiyatro benim hayatimin bir parcasiydi. Tiyatroyla birlikte ateistlerle, komonistlerle, atatürkcülerle tanisidik. Farkli bir alemdi. Tamamen dinsiz bir alem. Allah'tan ki yalniz degildim.benim gibi olan ve düsünen arkadasimla birlikteydim.Birlikten güc dogar derlerya,bizde iste bu yüzden sarsilmadik belkide. Ama hep savas halindeydik. Edepsizligi, yalani, riyayi, kallesligi her türlüpisligi barindirdiklarini anlamamiz fazla sürmedi. Kendimize olan güvenimiz asla sarsilmadi. Onlardan siyrilmanin tek bir yolu vardi,kendimiz bir tiyatro acmaliydik.Öylede yaptik! Cocuklar üstünde yogunlasmamizi düsünerekten cocuk tiyatromuzu kurduk. Isimiz simdi daha zordu.Onlar ( 5-6 tiyatro) ve ikimiz.Bu alemde kendi gibi olmayanlari barindirmak istemiyorlar. Misyonumuz bilincli cocuklar yetistirmek. Onlarin tam aksine, Allah sevgisini asilamak.
Bu esnada Nürnebrg de din adina, misyonerlerin icnede düstüm ama Allah tan erken uyanip iclerinden siyrildim.
Yasim 35 e geldiginde ise tevhid I arastirmaya ve hayatima gecirmeye basladim. Hayatimin sekil aldigini gördüm.Artik eskisi kadar mutsuz ve olumsuz degildim. Okuyordum, okuyordum,okuyordum…Okudugumbir kitabda karsima su cümle cikti: “Ben ilmin sehriyim, Ali kapisidir” Hz. Muhammed. Peki neydi bunun anlami? Aliyi sevmek..iyide Hz. Ali nasil sevilirki. Onu sevmek hayat profilini bilmekten ibaret olmasa gerek…Bunun altinda baska bir sey yatmaliydi. Benim zihnim bunlarla mesgulken….
Degerli bir abim, sii abim, benden 18.12. 2010 Asura icin tiyatral bir gösteri yapmami rica etti. Severek Kabul ettim. Cok az bir zamanimiz vardi calismak icin. Bu vesileyle sik sik mescite gidip geliyordum. Önyargiyla yaklastigim insanlari ne de cok sevmeye baslamistim. Hepside birbirinden degerliydi. O güne kadar fazla ilgilenmedigim Kerbela yi ise ,tiyatro geregi, incelemeye almistim. Kerbelada yasanan olaylarin piskolojisini arastiriyordum. Böylelikle Hz. Hüseyin in ve Hz. Zeynebin hayatina daha bir hakimdim. Derken büyük gün gelip catti…ASURA…Sabah erkenden vardik salona.Prova yaparken degerli hocamiz Kadir Akarasla sohbet imkanimizda dogdu. Ve diger degerli abilerimizlede,bunlardan bir sizlerinden tanidigi Ali Karadag abim. Kendileri belki farkinda bile degiller ama benim bakis acimin degismesinde cok büyük rolleri var. Allah hepsinden razi olsun.
Asura programi baslamisti… Degerli hocalari can kulagiyla dinledim. Bu benim ilk Asuraya katilisim degildi belki ama bu sefer bir seyler farkliydi.Daha iyi anliyordum ve algiliyordum. Dillerden Hz. Hüseyin in yada Hz. Zeynebin adi dökülür dökülmez insanlarin gözleri yaslarla doluyordu. Beni en cok etkileyense erkeklerinde aglamasiydi.Kadinlar evet yapi geregi duygusal olduklarindan onlarin aglamasi beni fazla etkilemiyordu ama ya erkekler? Allah im bu neydi, bu nasil bir yasayisti ki agliyabiliyorlardi. Peki ya ben neden agliyamiyordum? Mesele Hüseyni kiyami bilmek degilmis.Mesele Hüseyni kiyami anlayip,kavrayip yasamaktaymis. Asura benim hayatimin dönüm noktasi oldu. Asura Benim kiyamim oldu.Artik ben Ehli Beyt asigiydim. Ogünden sonra ruhum bedenimden önde gitmeye basladi. Allah im ne cok eksigim vardi. Zaman icinde zamansizlik yasamaya baslamistim. Farkinda olmadan yada olarak eski hayatimdan ve cevremden ister istemez siyriliyordum. Zamanimin cogunu mescitte gecirmeye baslamistim bile. Okuyorum, ögreniyorum, arastiriyorum.Bana en büyük destek olan bir bacim var ki, onun hakkini ödeyemem.Allah ondan razi olsun. Gülerek yazmak zorundayim, mescitte bazi bayanlar beni nereye oturtacaklarini bilemiyorlar. Agzimdan bende artik sizin gibi bir sii yim cümlesini duymak istiyorlar.
Ben söylemiyorum, masumca egleniyorum belkide onlarla. Cünki sii olmak dille olmaz.Ben sii yim demekle sii olunmaz. Ehli Beyt askini dilden kalbe indirmektir mesele. Yasam bicimini ehli Beyt cizgisi üzerine kurmaktir. Ilim kapilarini asindirmaktir, kendini asmaktir sii olmak. Allah ta yok olmaktir…Rabbim yardimcim olsun…
Yorum