"Milletlerarası Tarihte Ve Günümüzde Şiilik Sempozyumu"nda Sunulan
“İMAMİYE İSNÂAŞERİYE ŞİASI VE TEFSİR ANLAYIŞI” KONULU TEBLİĞ ÜZERİNE BİR ELEŞTİRİ
slami İlimler Araştırma Vakfı (İSAV) tarafından 13-15 Şubat 1993 tarihinde İstanbul'da tertiplenen "Milletlerarası Tarihte Ve Günümüzde Şiilik Sempozyumu"na katılan Ayetullah Seyyid Mehdi Hüseyni-i Ruhani'nin, Prof. Dr. Ali Özek'in "İmamiye İsnâaşeriye Şiası Ve Tefsir Anlayışı" adlı tebliğinin Arapça özetine yazdığı eleştirisini faydalı bularak tercüme edip sizlere sunuyoruz.1
Sayın Prof. Dr. Özek "İmami-ye İnsâaşeriye Şiası Ve Tefsir Anlayışı" konulu tebliğinde şöyle diyor:
"Bize göre şiilik dini bir inanç olmaktan ziyade siyasi bir görüş-tür."
Bu sözden anlaşılan o ki, yaza-ra göre din siyasetten ayrıdır ve bu ikisi arasında belli bir sınır var-dır. Bu zihniyetten hareket edile-rek, şiilik dini bir inançtan ziyade siyasi bir görüştür, denilmektedir. Halbuki dinin siyasetten ayrılığı iddiası bütün müslümanların görü-şüne ters düşmektedir. Zira bütün müslümanlar, hilafet meselesini dinin siyasi bir meselesi olarak kabul etmektedirler. Ehl-i Sünnet nezdinde müstefiz hadislerden olan "İmamlar Kureyş'tendir" hadisi gereğince de imam ve halifenin Kureyş'ten olması gere-kir. Hatta Ehl-i Sünnet alimleri halifelerden bir kısmının hilafetine inanmayı dinin bir parçası saymış ve onların hilafetine inanmayan-ları Ehl-i Sünnet'in dışında kabul etmişlerdir. Fakat mezkur tebliğ sahibi bütün bunları unutmuş ve maalesef bazı yanlış hükümlere varmıştır. Doğrudur ki, müslümanların çoğunluğunu oluş-turan Ehl-i Sünnet Resulullah'ın (s.a.a), kendisinden sonra hilafet meselesini ihmal ettiğine, dolayı-sıyla da bu işin müslümanların üzerine düştüğüne inanmakta ve buna karşılık Şia da Resulullah'ın (s.a.a), halifesini bizzat kendisi tayin ettiğine inanmaktadır ama, her iki grup da kendi görüşünü dinden saymaktadır. Nitekim Cahiz, müslümanların fırkalarını sayarken Safvan-ül Ensari'den, "Müslümanlardan bir grup dini bir inanç olarak hilafetin nass ile belirlendiğine, diğer bir grup ise Peygamber'in (s.a.a) bu işi ihmal ettiğine ve bu konuda bir şey buyurmadığına inanmaktadır." de-diğini nakletmiştir.
Kaldı ki, bize göre Şiiliğin kö-keni tâ Resulullah'ın (s.a.a) bi'se-tinin ilk yıllarına kadar uzanmak-tadır.
“İMAMİYE İSNÂAŞERİYE ŞİASI VE TEFSİR ANLAYIŞI” KONULU TEBLİĞ ÜZERİNE BİR ELEŞTİRİ
slami İlimler Araştırma Vakfı (İSAV) tarafından 13-15 Şubat 1993 tarihinde İstanbul'da tertiplenen "Milletlerarası Tarihte Ve Günümüzde Şiilik Sempozyumu"na katılan Ayetullah Seyyid Mehdi Hüseyni-i Ruhani'nin, Prof. Dr. Ali Özek'in "İmamiye İsnâaşeriye Şiası Ve Tefsir Anlayışı" adlı tebliğinin Arapça özetine yazdığı eleştirisini faydalı bularak tercüme edip sizlere sunuyoruz.1
Sayın Prof. Dr. Özek "İmami-ye İnsâaşeriye Şiası Ve Tefsir Anlayışı" konulu tebliğinde şöyle diyor:
"Bize göre şiilik dini bir inanç olmaktan ziyade siyasi bir görüş-tür."
Bu sözden anlaşılan o ki, yaza-ra göre din siyasetten ayrıdır ve bu ikisi arasında belli bir sınır var-dır. Bu zihniyetten hareket edile-rek, şiilik dini bir inançtan ziyade siyasi bir görüştür, denilmektedir. Halbuki dinin siyasetten ayrılığı iddiası bütün müslümanların görü-şüne ters düşmektedir. Zira bütün müslümanlar, hilafet meselesini dinin siyasi bir meselesi olarak kabul etmektedirler. Ehl-i Sünnet nezdinde müstefiz hadislerden olan "İmamlar Kureyş'tendir" hadisi gereğince de imam ve halifenin Kureyş'ten olması gere-kir. Hatta Ehl-i Sünnet alimleri halifelerden bir kısmının hilafetine inanmayı dinin bir parçası saymış ve onların hilafetine inanmayan-ları Ehl-i Sünnet'in dışında kabul etmişlerdir. Fakat mezkur tebliğ sahibi bütün bunları unutmuş ve maalesef bazı yanlış hükümlere varmıştır. Doğrudur ki, müslümanların çoğunluğunu oluş-turan Ehl-i Sünnet Resulullah'ın (s.a.a), kendisinden sonra hilafet meselesini ihmal ettiğine, dolayı-sıyla da bu işin müslümanların üzerine düştüğüne inanmakta ve buna karşılık Şia da Resulullah'ın (s.a.a), halifesini bizzat kendisi tayin ettiğine inanmaktadır ama, her iki grup da kendi görüşünü dinden saymaktadır. Nitekim Cahiz, müslümanların fırkalarını sayarken Safvan-ül Ensari'den, "Müslümanlardan bir grup dini bir inanç olarak hilafetin nass ile belirlendiğine, diğer bir grup ise Peygamber'in (s.a.a) bu işi ihmal ettiğine ve bu konuda bir şey buyurmadığına inanmaktadır." de-diğini nakletmiştir.
Kaldı ki, bize göre Şiiliğin kö-keni tâ Resulullah'ın (s.a.a) bi'se-tinin ilk yıllarına kadar uzanmak-tadır.
Yorum