Az evvel daha detaylı yazdığım yazı ne yazık ki silindi şimdilik bu kısa yazı ile yetineceğim inşaAllah
[justify]Muammer b. Hallad şöyle rivayet etmiştir: [/justify]
[justify]Fars halkından bir adam, Ebu'l-Hasan (Ali b. Musa aleyhisselâm)’a "Gaybı bilir misiniz?" diye bir soru sordu. Buyurdu ki:Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm) şöyle derdi: «İlim bizim önümüze serilir, biz de biliriz. Sonra bize karşı örtülür, biz de bilemez oluruz. İlim Allah'ın bir sırrıdır. Onu gizlice Cebrail'e tevdi eder, Cebrail Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi)'ye, Muhammed de Allah'ın dilediği kimselere.[/justify]
[justify]Humran b. A'yen'in, Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)'dan "Allah göklerin ve yerin yaratıcısıdır..." (En'âm, 101) âyetinin anlamını sorduğunu ve Ebu Cafer (aleyhisselâm)’ında ona şu cevabı verdiğini duydum:[/justify]
[justify]«Allah Azze ve Celle, önceden var olan bir örnek olmaksızın, varlıkları ilmiyle meydana getirdi. Gökleri ve yerleri, örneksiz var etti. Onlardan önce, gökler ve yerler yoktu. Yoksa Allah-u Teâlâ’nın: "Onun arşı, suyun üzerindeydi... "(Hûd, 7) âyetini duymadın mı?[/justify]
[justify]Humran dedi ki: "Allah gaybı bilir ve kimseyi gaybından haberdar etmez." (Cin, 26)âyetinin anlamını söyler misin?[/justify]
[justify]Ebu Cafer buyurdu ki: "Allah'ın razı olduğu bir elçi müstesna." (Cin, 27) buyurmuştur. Allah'a yemin ederim ki Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi), Allah'ın razı olduğu elçilerdendir.[/justify]
[justify] "Allah gaybı bilir..." (Cin, 26) ifadesine gelince, Allah Azze ve celle, kulları açısından gayb olan şeyleri bilir demek isteniyor. Bir şeyi, ilmi kapsamında takdir edip karara bağlarken ve henüz yaratmayıp meleklere bildirmemişken, işte bu, ey Humran! O'nun katında duran, başkasına aktarılmayan bir ilimdir. O'nun iradesine kalmıştır. Dilerse meşieti (dilemesi) kapsamında karar verdiği bu bilgiyi uygular, dilerse yürürlüğe koymaz. Allah Azze ve Celle'nin takdir ettiği, karara bağladığı ve yürürlüğe koyduğu ilim ise neticede Resûllullah'a ulaşır, sonra bize varır.[/justify]
[justify]Sedir şöyle rivayet etmiştir:[/justify]
[justify]Ben, Ebu Basir, Yahya el-Bezzaz ve Davud b. Kesir Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ınmeclisinde oturuyorduk. Birden İmam öfkeli bir şekilde yanımıza geldi. Yerine oturunca şunları söyledi:[/justify]
[justify]Şu insanlara hayret ediyorum! Bizim gaybı bildiğimizi iddia ediyorlar. Oysa Allah Azze ve Celle'den başka hiç kimse gaybı bilemez. Falan cariyemi öğütlemek için üzerine gittim. Ama o kaçtı. Şimdi onun, evin hangi odasında olduğunu bilmiyorum.[/justify]
[justify]Sedir der ki: İmam meclisinden ayrılıp evine gidince, ben, Ebu Basir, Meysir onun yanına girdik ve dedik ki: "Sana kurban olalım. Senin cariyenle ilgili sözlerini duyduk. Biz senin çok şey bildiğini biliyoruz; ama gaybı bilmeyi sana nisbet etmiyoruz."[/justify]
[justify]İmam buyurdu ki: Ey Sedir! Kur'ân-ı okumuyor musun?[/justify]
[justify]- "Okuyorum." dedim.[/justify]
[justify]Buyurdu ki: Allah'ın kitabında:"Kitaba âit bir bilgiye sâhib olansa ben onu, gözünü yumup açmadan onu getiririm sana." (Neml, 40) âyetini okudun mu.[/justify]
[justify]Dedim ki: Sana kurban olayım. Okudum.[/justify]
[justify]Dedi ki: Adamı tanıyor musun? Kitap ile ilgili hangi bilgilere sahip olduğundan haberin var mı?[/justify]
[justify]Dedim ki: Bana sen anlat.[/justify]
[justify]Buyurdu ki:Okyanustan bir damla. Kitabın ilminden bu kadarı ne olacak ki?[/justify]
[justify]Dedim ki: Sana kurban olayım! Ne kadar da azmış.[/justify]
[justify]Buyurdu ki:Ey Sedir! Allah'ın, sana haber vereceğim ilme nisbet ettiği miktar ne kadar çoktur. Allah'ın kitabında, "De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak ve yanında kitabın bilgisi bulunan kimse yeter." (Ra'd, 43) âyetini okudun mu?[/justify]
[justify]- Evet, okudum kurban olduğum.[/justify]
[justify]Dedi ki: «Sence yanında kitabın bütün bilgisi bulunan kimse mi daha iyi anlar yoksa kitabın ilminin bir kısmına sahip olan kimse mi?[/justify]
[justify]- "Yanında kitabın ilminin tamamı bulunan kimse daha iyi anlar." dedim.
Sonra İmam elini göğsüne koyarak:Allah'a yemin ederim ki, kitabın ilminin tümü bizdedir. Allah'a yemin ederim ki, kitabın ilminin tümü bizdedir.[/justify]
[justify]Ammar es-Sabatî şöyle rivayet etmiştir:[/justify]
[justify]Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)'a,"imam gaybı bilir mi?" diye sordum. Buyurdu ki: «Hayır, ama bir şeyi bilmek istediği zaman, Allah ona bu şeyi öğretir.[/justify]
[justify]BU HADİSLERE RAĞMEN HALA İMAM GAYBI BİLİR DİYENLER MUHAKKAK Kİ AŞIRIDIRLAR.ŞİMDİ BİRİSİ ''BİZ İMAMLAR GAYBI BİLİR DEMEK İLE ZATEN ALLAH İMAMLARA GAYBI BİLDİRİR DEMEK İSTİYORUZ'' DİYEBİLİR.AMA HADİSTE DE VAR Kİ İMAM BUNA BİZZAT KENDİSİ KARŞI ÇIKIYOR VE HİDDETLENİYOR.BU DEVİRDE BAZI ALİMLERİN DAHİ İMAMLAR GAYBI BİLİR DEMESİ AHİR ZAMAN ALAMETİ BELKİ DE ALLAHU ALE'M.[/justify]
[justify]EY KARDEŞLERİM ŞİMDİ ALLAH İÇİN DEYİN BANA HADİSLERİMİZ Mİ UYULMAYA DAHA LAYIK YOKSA YANLIŞ DÜŞÜNCEDE OLUBDA ALİMLİK İDDİA EDENLER Mİ ÇOĞU ALİM BU KONUDA HAKKI BİLİR AMA BATIL OLANLAR AZ DA OLSA ONLARI UYARIN VE UNUTMAYIN Kİ BU SİZİN MEKTEBİNİZİN KAİDESİ SİZ ALLAME AYETULLAH DEĞİL AYET HADİSE UYMAKLA EMROLUNDUNUZ.[/justify]
[justify]Muammer b. Hallad şöyle rivayet etmiştir: [/justify]
[justify]Fars halkından bir adam, Ebu'l-Hasan (Ali b. Musa aleyhisselâm)’a "Gaybı bilir misiniz?" diye bir soru sordu. Buyurdu ki:Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm) şöyle derdi: «İlim bizim önümüze serilir, biz de biliriz. Sonra bize karşı örtülür, biz de bilemez oluruz. İlim Allah'ın bir sırrıdır. Onu gizlice Cebrail'e tevdi eder, Cebrail Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi)'ye, Muhammed de Allah'ın dilediği kimselere.[/justify]
[justify]Humran b. A'yen'in, Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)'dan "Allah göklerin ve yerin yaratıcısıdır..." (En'âm, 101) âyetinin anlamını sorduğunu ve Ebu Cafer (aleyhisselâm)’ında ona şu cevabı verdiğini duydum:[/justify]
[justify]«Allah Azze ve Celle, önceden var olan bir örnek olmaksızın, varlıkları ilmiyle meydana getirdi. Gökleri ve yerleri, örneksiz var etti. Onlardan önce, gökler ve yerler yoktu. Yoksa Allah-u Teâlâ’nın: "Onun arşı, suyun üzerindeydi... "(Hûd, 7) âyetini duymadın mı?[/justify]
[justify]Humran dedi ki: "Allah gaybı bilir ve kimseyi gaybından haberdar etmez." (Cin, 26)âyetinin anlamını söyler misin?[/justify]
[justify]Ebu Cafer buyurdu ki: "Allah'ın razı olduğu bir elçi müstesna." (Cin, 27) buyurmuştur. Allah'a yemin ederim ki Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi), Allah'ın razı olduğu elçilerdendir.[/justify]
[justify] "Allah gaybı bilir..." (Cin, 26) ifadesine gelince, Allah Azze ve celle, kulları açısından gayb olan şeyleri bilir demek isteniyor. Bir şeyi, ilmi kapsamında takdir edip karara bağlarken ve henüz yaratmayıp meleklere bildirmemişken, işte bu, ey Humran! O'nun katında duran, başkasına aktarılmayan bir ilimdir. O'nun iradesine kalmıştır. Dilerse meşieti (dilemesi) kapsamında karar verdiği bu bilgiyi uygular, dilerse yürürlüğe koymaz. Allah Azze ve Celle'nin takdir ettiği, karara bağladığı ve yürürlüğe koyduğu ilim ise neticede Resûllullah'a ulaşır, sonra bize varır.[/justify]
[justify]Sedir şöyle rivayet etmiştir:[/justify]
[justify]Ben, Ebu Basir, Yahya el-Bezzaz ve Davud b. Kesir Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ınmeclisinde oturuyorduk. Birden İmam öfkeli bir şekilde yanımıza geldi. Yerine oturunca şunları söyledi:[/justify]
[justify]Şu insanlara hayret ediyorum! Bizim gaybı bildiğimizi iddia ediyorlar. Oysa Allah Azze ve Celle'den başka hiç kimse gaybı bilemez. Falan cariyemi öğütlemek için üzerine gittim. Ama o kaçtı. Şimdi onun, evin hangi odasında olduğunu bilmiyorum.[/justify]
[justify]Sedir der ki: İmam meclisinden ayrılıp evine gidince, ben, Ebu Basir, Meysir onun yanına girdik ve dedik ki: "Sana kurban olalım. Senin cariyenle ilgili sözlerini duyduk. Biz senin çok şey bildiğini biliyoruz; ama gaybı bilmeyi sana nisbet etmiyoruz."[/justify]
[justify]İmam buyurdu ki: Ey Sedir! Kur'ân-ı okumuyor musun?[/justify]
[justify]- "Okuyorum." dedim.[/justify]
[justify]Buyurdu ki: Allah'ın kitabında:"Kitaba âit bir bilgiye sâhib olansa ben onu, gözünü yumup açmadan onu getiririm sana." (Neml, 40) âyetini okudun mu.[/justify]
[justify]Dedim ki: Sana kurban olayım. Okudum.[/justify]
[justify]Dedi ki: Adamı tanıyor musun? Kitap ile ilgili hangi bilgilere sahip olduğundan haberin var mı?[/justify]
[justify]Dedim ki: Bana sen anlat.[/justify]
[justify]Buyurdu ki:Okyanustan bir damla. Kitabın ilminden bu kadarı ne olacak ki?[/justify]
[justify]Dedim ki: Sana kurban olayım! Ne kadar da azmış.[/justify]
[justify]Buyurdu ki:Ey Sedir! Allah'ın, sana haber vereceğim ilme nisbet ettiği miktar ne kadar çoktur. Allah'ın kitabında, "De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak ve yanında kitabın bilgisi bulunan kimse yeter." (Ra'd, 43) âyetini okudun mu?[/justify]
[justify]- Evet, okudum kurban olduğum.[/justify]
[justify]Dedi ki: «Sence yanında kitabın bütün bilgisi bulunan kimse mi daha iyi anlar yoksa kitabın ilminin bir kısmına sahip olan kimse mi?[/justify]
[justify]- "Yanında kitabın ilminin tamamı bulunan kimse daha iyi anlar." dedim.
Sonra İmam elini göğsüne koyarak:Allah'a yemin ederim ki, kitabın ilminin tümü bizdedir. Allah'a yemin ederim ki, kitabın ilminin tümü bizdedir.[/justify]
[justify]Ammar es-Sabatî şöyle rivayet etmiştir:[/justify]
[justify]Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)'a,"imam gaybı bilir mi?" diye sordum. Buyurdu ki: «Hayır, ama bir şeyi bilmek istediği zaman, Allah ona bu şeyi öğretir.[/justify]
[justify]BU HADİSLERE RAĞMEN HALA İMAM GAYBI BİLİR DİYENLER MUHAKKAK Kİ AŞIRIDIRLAR.ŞİMDİ BİRİSİ ''BİZ İMAMLAR GAYBI BİLİR DEMEK İLE ZATEN ALLAH İMAMLARA GAYBI BİLDİRİR DEMEK İSTİYORUZ'' DİYEBİLİR.AMA HADİSTE DE VAR Kİ İMAM BUNA BİZZAT KENDİSİ KARŞI ÇIKIYOR VE HİDDETLENİYOR.BU DEVİRDE BAZI ALİMLERİN DAHİ İMAMLAR GAYBI BİLİR DEMESİ AHİR ZAMAN ALAMETİ BELKİ DE ALLAHU ALE'M.[/justify]
[justify]EY KARDEŞLERİM ŞİMDİ ALLAH İÇİN DEYİN BANA HADİSLERİMİZ Mİ UYULMAYA DAHA LAYIK YOKSA YANLIŞ DÜŞÜNCEDE OLUBDA ALİMLİK İDDİA EDENLER Mİ ÇOĞU ALİM BU KONUDA HAKKI BİLİR AMA BATIL OLANLAR AZ DA OLSA ONLARI UYARIN VE UNUTMAYIN Kİ BU SİZİN MEKTEBİNİZİN KAİDESİ SİZ ALLAME AYETULLAH DEĞİL AYET HADİSE UYMAKLA EMROLUNDUNUZ.[/justify]
Yorum