Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

12 imam vahiy alır mı ?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

    yeni bir Kur'an gelmeyecek, Kur'an kıyamete kadar baki kalacak demektir

    ancak Allah'ın sünneti değişti demek değildir. Ali İmran 103'te toptan Allah'ın ipine sarılıln diyen Allah'ın ihtilaflar serbest, Kur'anı farklı anlayıp cemaatler mezheplere bölünün diye emrettiği demek değildir. Allah'ın insanlığı ilahi hükümleri tek elden ulaştırmayacak demek değildir. Karı koca arasındaki ihtilafı bile unutmayıp onu dahi çözecek sistemi koyan Allah'ın ümmetin topyekün ihtilafı durumunda kafirlerin elinde oyuncak olarak bırakacağı anlamında değildir nübüvvetin bitmesi! Allah'ın adaleti şefkati kudreti ve ilminden bir şeyin eksildiği hiç değildir..

    ya size göre?

    Yorum


      #17
      Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

      Peygamberligin bitmesi vahyin kesilmesi demektir.
      Ümmet artık kuran ve sahih sunnetle kıyamete dek gidecektir.

      Imamet ise ,

      Kuran ve sünnetin PRATIZE edilmesinin merciidir. Ve ummetin hak emirleridir.
      Yanlız bu kadar .

      Yorum


        #18
        Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

        [quote author=mevlam date=1362330154 link=topic=24697.msg166719#msg166719]
        Peygamberligin bitmesi vahyin kesilmesi demektir.
        Ümmet artık kuran ve sahih sunnetle kıyamete dek gidecektir.

        Imamet ise ,

        Kuran ve sünnetin PRATIZE edilmesinin merciidir. Ve ummetin hak emirleridir.
        Yanlız bu kadar .
        [/quote]

        Bunlar çok sloganik laflar olup pratikte uygulanması mümkün olmayan deyişlerdir. tarih boyunca bunların geçersiz ve imkansızlığı hep denendi bunları bir de tekrar edelim:

        Sünnilik diyor ki vahiy kesildi, ilahi hükümleri alimler Kur'an ve sünnete bakarak karara bağlayacak.
        Şia diyor ki, vahiy kesilmedi, ilahi hükümleri Allah insanlara göndermeye devam edecek
        Sünnilik diyor ki imametin liderliği sona erdi yani Allah'ın insanlar için seçip görevlendirdiği liderlik bitti, insanlar kendi başlarının çaresine bakacak
        Şia diyor ki hayır kıyamete kadar insanlığın liderleri Allah tarafından belirlenip atandı bunlar Ehlibeyt İmamlarıdır liderlik bunların hakkıdır.

        Şimdi pratikte bunlar vazgeçilmez ihtiyaçlardır. İnsanlar hükümsüz de, bu hükümleri uygulayacak ümmeti liderliğiyle yönetecek kimse mutlaka olacaktır. lidersiz toplum, rehbersiz toplum görülmüş değildir. Şia bu konuda belirleyici olan Allah'tır onun seçip atadıkları hüküm vermeli ve yönetmeli derken sünnilik hayır bu konuda Allah köşesine çekilmiş hiç bir şeye karışmıyor diyor. Ve insanlar arasında kaos karmaşa ihtilafı caiz görüyor. Şia ise kaos karmaşa ihtilafı birbirine zıt hükümleri caiz görmüyor.

        Bu durumda Allah'ın rahmeti merhameti şefkati, alimliği kudreti hangisine uygundur? Neyi gerektirir? Şianın dediği Peygamber s.a.a'ten önce binlerce yüzyıl sürmüşken ve bu Kur'an'da kesin olarak açıklanmış bir gerçekken, Peygamber s.aa.'ten sonra da aynen sürmektedir. Şia bunu diyor. Peki sünniliğe göre ilahi hükümleri açıklamaya kim yetkili? Örneğin Ebu Hanife zamanında İlahi hükümleri insanlığa iletmekle yetkili isim Ebu Hanife mi yoksa İmam Caferi Sadık a.s mı? Şia diyor Ehlibeyt İmamı İmam Sadık a.s. Sünnilik diyor hayır Ebu Hanife! Hani delilin diyoruz? Yok diyor ama öyle! Nasıl yani delil yok mu diyoruz, hayır yok diyor herkes öyle dediği için öyle!

        Ehli sünnet diyor Ebu Hanife zamanında insanlara pratik lider, Allah tarafından belirlenmiş değildir, eline kılıcı alan herkesin boynunu uçuran buna yetki sahibidir. Bu yüzden Abbasi halifeliği meşrudur. Şia diyor hayır Allah merhametlidir insanlığa adaletle hükmedecek liderleri belirleyip atamış ve onlara itaat şart koşmuştur bu lider Ebu Hanife zamanında İmam Sadık a.s idi diyor. Ancak insanlar buna itaat etmediler diyor. Sünnilik hayır öyle değil Allah lider atamadı diyor. insanlar başlarının çaresine bakacaklar. Nasıl yani kendini nasıl lider olunur diyoruz, Sünnilik diyor ben bilmem, gücü elinde tutan haktır! Osmanlı liderleri meşrudur, savaşlarla yönetimi ele geçirmişlerdir diyor! Peki günümüzde? diyoruz? Evet günümüzde istişare yoluyla lider belirlenir diyorlar, nasıl yani diyoruz, o zaman gücü ele geçiren meşru idiyken şimdi istişare nasıl oldu diyoruz, Öyle! diyor sünnilik!. Eee bu gün ümmet istişare (!) etse ayyaşı başa geçirse buna itaat zorunlu mudur diyoruz! Evet! diyor aksi halde terör çıkar fitne çıkar kan dökülür diyor! E peki o halde neden Eset zalim ayaklanın diyorsunuz diyoruz! ABD öyle buyurdu demekten, ümmetin bu günkü lideri ABD'dir o öyle karar verdi demekten başka bir açıklama yok!

        Şianın lider konusunda İlahi hüküm geçerlidir inancını inkar edince geriye tağutların yönetimine mecburiyetten başka ne kalıyor?! Tağutların baş olmasını hangi sistemle engellersiniz? insanlığı hırsları uğruna köleleştiren zalimleri nasıl durdurabilirsiniz? Allah bu konuda ne buyurmuş, hangi sistemi koymuş?

        size iki ağır emanet bırakıyorum Kur'an Ehlibeyt ne demek? Ehlibeyt neden insandır? insan olmasının anlamı nedir? Kur'an teori iken Ehlibeytin insan olması, hem bilgi hem insan merkeliz liderliklerin birleşmesi anlamı çıkmaz mı? bunu bilgi bilgi merkezli yapmak, böylece ihtilaflara neden olaca metinleri yetkisiz insanların ellerine vermek sorunları çözücü müdür yoksa çıkılmaz hale getirmek midir?

        senle ben Kur'an ayetlerinin anlamı konusunda, hadislerin (sünnetin) sahih olup olmadığı konusunda anlaşmazlığa düşsek Allah'ın bu konudaki hükmü nedir? Kur'an'a müracaat ettiğimizde Kur'an ayetinin anlamı hakkında da ihtilafa düştüğümüzde çözüm nedir? sen başka ben başka grup olmak ve çevremize bize itaat edip küçük de olsa bir kırallık kurma dışında sünniliğin gösterdiği yol var mıdır? oysa şiaya göre bu konuda yaşayan İmam Mehdi a.f'in canlı liderliği bize İlahi hükmü sunacak, onun pratik liderliğinde ikimiz de ilahi hükmü uygulayan bir birlikteliği yaşama geçireceğiz.

        Allah'ın şefkati ilmi gücü hangisini gerektirir?

        "Imamet ise ,

        Kuran ve sünnetin PRATIZE edilmesinin merciidir. Ve ummetin hak emirleridir.
        Yanlız bu kadar ."

        demişsin! bu kadar kolay mı? neden bu hak emirler altında ümmet birleşip tek ümmet olamıyor? Kuran ve sünneti pratize edilmesi nasıl olacak? herkes ayetlerden farklı anlıyorsa birleşme nasıl olacak? Kur'an ne zaman liderlik yapar? Kur'an bir metindir. Onun, insanları toplayıp onlara hitap etme, onlara konuşup onları canlı başkanlık yapma gücü var mıdır? Yok' O halde biz onu yorumlayacaksak herkes bu yorumlama hakkına sahip olmuş olmaz mı? Bu gün dünya üzerinde tüm ekoller Kur'an'a bağlandıklarını iddia etmiyorlar mı? kim bunlara hayır deme hakkına sahip?

        Sadece şia diyebilir ki hayır Kur'an'ı yorumlama ve anlama, günümüz meselelerine çözüm sunma şeklini Masum İmam belirler siz değil diyerek birleştirebilir insanlığı! sünnet demişsin! Allah aşkına nerede bu sünnet! her okuyanın yorumuna boyun eğmiş sessiz metin Kur'an ayetinden oluşan ihtilafı, bir de Peygambere ait olup olmadığı belli olmayan yine okuyanının yorumuna boyun eğmiş hadisler, bidatlarla karışmış sünnet iddiasındaki gelenekler mi hakem olacak! nasıl? neden olmadı tarih boyunca? Kur'an hakkında ihtilafı sünnet mi halledecek? onun konuşma, kendini yanlış yorumlayana ve bidatla kendisini değiştirene hayır sen bana iftira ediyorsun ilahi hükmü saptırıyorsun deme gücü var mı? konuşan bir şey mi sünnet?

        en pratik yaşam abdestte ayakların durumunu sordum. Maide 6'da bu konu anlatılıyor. Ayette ayakların durumunu senle ben diyelim ki farklı anladık. sen dedin ayaklar yıkanmalı ben dedim mesh edilmeli. bu konuda diyorsun Kur'an liderlik yapacaktır! E şimdi Kur'an ikimize de sen doğru yorumladın benim dediğimi dedin sense bana zıt yorumladın bana iftira attın deme gücü var mı? yok! o halde senle benim ihtilaf ve ayrılmaktan başka bir yolumuz var mı? ve bu tüm konularda böyle değil mi? Bu durumda senle beni Kur'an nasıl birleştirecek? hadi Kur'an bu konuda yetmedi sünnete müracaat edeceğiz diyelim! E sünnette seni de destekleyen beni de destekleyen hadisler ve kitaplar var! bu konuda sünnet gelip sen doğru diyor Peygamberin yaptığını tekrarlıyorsun, sense iftira atıyor bidatı sünnet diyorsun deme kapasitesi var mı?

        Oysa Ehlibeyt canlı insan olduğundan hem liderlik yapabilecek hem de Kur'an ve sünnete edilen ihtilaf çarpıtma ve iftirayı sonlandıracak güçtedir imkandadır. O insandır. Tıpkı Peygamber ve önceki dönemlerde olduğu gibi. O zaman da bir İlahi metin vahiy vardı bir de bunda ihtilafı sona erdirip hüküm verecek canlı insan lider vardı.

        Ne oldu da Peygamber s.a.a'ten sonra bu değişti? Allah'ın sünnetinde hani değişme olmazdı?

        Bu tağutların hükmedişi için uydurulmuş bir sapma olmasın! çünkü sünniliğin dediğinden ancak kaos karmaşa ihtilaf belirsizlik yetkisizlerin işi ele alışı, dolayısıyla zalimlere ve tağutlara yol açılmaktan başka bir şeye neden olmuyor!

        Yorum


          #19
          Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

          şiilik böyledir sünnilik böyledir gibi detaylara girerek mevzuyu boğmanın anlamı yok.
          kaldıki bana imameti izah etmenizede gerek yok
          imametin rüçhaniyetini zaten takdir ediyorum

          buradaki temel soruna yoğunlaşalım

          siz imametin vahiy yoluyla tıpkı nübüvvet gibi devam ettiğini iddia ediyorsunuz.

          o halde ;

          1. nübüvvetin bitmesinin anlamı nedir ? ( o ki vahiy kesilmiyor ve bu vahiyde bağlayıcıdır insanları, neden peygamberlik bitti ...mantığı nedir bunun ? )

          2.imamet elzemse yaklaşık bin yıldan beridir (ve bundan sonrada kim bilir kaç yıl...) ümmetin başında olmayan 12. imam kaim (as) insanları ne surette irşad ediyor ? ortalarda olmayan bir imam insanları nasıl irşad edebilir... bu durumda eleştirisini yaptığınız sünnilikle aynı konuma gelmiş olmuyor musunuz ?

          allah azze ve cel , kullarını rehbersiz bırakmış olmuyor mu ?

          saygılar

          Yorum


            #20
            Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

            takip
            [center]
            ..ey ahle aalam agham Eli mazloome... یا ابا عبدالله الحسین
            [center]
            Bizleri öldürün! Zira Halkımızın bilinci daha da artacak!
            Şehid Seyyid Abbas Musavi(Eski Hizbullah Lideri)

            Yorum


              #21
              Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

              bu çok can alıcı suallerden ve konuyu dağılmaktan kurtaran dikkatli tutumunuzdan dolayı size minnettarım. Zaten gerçek ilim istişaresinde olan birinden de bu beklenirdi. Umarım birbirimize çok faydamız böylece vukua gelmiş olacaktır.


              "1. nübüvvetin bitmesinin anlamı nedir ? ( o ki vahiy kesilmiyor ve bu vahiyde bağlayıcıdır insanları, neden peygamberlik bitti ...mantığı nedir bunun ? )"


              demişsiniz. Nübüvvetin bitmesi demek kıyamete kadar artık yeni bir kitabın, bu kitabı getiren Nebinin olmayacağı demek. Kur'an kıyamete kadar baki, onun getiricisi Muhammed'in son nebi olması demektir. Bundan sonraki İmamların artık son Nebi Muhammed'i ilga edip sonraki nebi olamayacakları, kitabı ilga edip yeni kitap getir(e)meyecekleri anlamındadır.


              İmam Sadık a.s'dan gelen bir hadiste buyrulur: "Bu kitap (Kur'an) İmam'a iletir." İşte yeni bir Kur'an'ın gelmeyişi bu Son Nebi Muhammed s.a.a ile İmameti (Ehlibeyt) sisteminin kıyamete kadar baki kalacağı anlamındadır. Eğer son nebi olacak olsaydı, İmametin imamet olarak değil de nübüvvet olarak devamı ihdas edilseydi bu durumda Kur'an'ın ilga olması anlamı doğardı. Oysa İmamet sisteminde Kur'an'ın ilgası değil korunması söz konusudur. Tıpkı Musa a.s'ın Tevrat'ı getirdikten sonra onun korunması için bir çok Peygamberin gönderilmesi gibi. bir çok Peygamber de vahiy aldı ama bu vahiyler Tevratı ne gereksiz ne geçersiz kıldı tersine onun korunması, tahrifinin önlenmesi hükümlerinin insanlığa doğru olarak iletilmesi içindi. İmamet de öyledir. Maide 67'de İmamet olmasaydı Nübüvvet de biterdi deniyor. Bu yüzden risaletin/nübüvvetin İmamete dönüşmesi Nübüvvetin tamamına denk sayılmış çok önemli görülmüştür. İmamet oyuncak değildir. İmamların Allah ile bağlantılarının direk (ilham türü vahiyler) ya da dolaylı (babalarından kalana cifr kitabındand özel ilimle Peygamber'den oradan da Allah'tan) olarak aldıkları vahiyle donatılmaları ne nübüvveti boşa çıkarır ne de Kur'an'ı. Eğer Kur'an boşa çıksa o zaman İmamet de kalmaz yeni bir Nebi (kitap getiren) ve yeni bir Kitap olurdu.


              "2.imamet elzemse yaklaşık bin yıldan beridir (ve bundan sonrada kim bilir kaç yıl...) ümmetin başında olmayan 12. imam kaim (as) insanları ne surette irşad ediyor ? ortalarda olmayan bir imam insanları nasıl irşad edebilir... bu durumda eleştirisini yaptığınız sünnilikle aynı konuma gelmiş olmuyor musunuz ?

              allah azze ve cel , kullarını rehbersiz bırakmış olmuyor mu ?


              saygılar"




              hayır rehbersiz bırakmıyor. bir kere İmam zaman a.f canlıdır yaşıyor insanlarla görüşüyor onlara İlahi hükümleri öğretiyor iletiyor. Hadiste: "Gaybet zamanında İmam, görevini bulut ardında güneş misali ifa edecektir" denir. Bu hadisin açıklamasına göre, düşünelim: Güneş bulutun ardındayken var oluş sebebi olan ısı ve ışık yayma faaliyetini sürdürür mü? Evet. yaşamı güneşin bu temel fonksiyonlarına bağlı olan canlı ve bitkiler bundan istifadeyle yaşamsal faaliyetlerini sürdürürler mi? Evet! İşte İmam da öyledir. İmanları sadece ilahi hükümler ve inançlarla ayakta kalabilecek insan türü İmamın canlı olması sayesinde imanını sürdürüyor. Bu dine günde binlerce bidat hurafe sokuluyor. Bu bitkilerin zararlı ölümcül afetlere maruz kalması ancak bulut ardındaki güneşten yararlanıp bunlarla baş edip yaşamda kalmasına denk gelir. İmam, diğer hadislerde de belirtildiği gibi bu bidat ve hurafeleri temizliyor. İmam yaşamda, kurumlarını oluşturmuş, ümmete (kendi imametine inananlara) yön veren müctehidleri sürekli gözetim ve kontrolü altında tutuyor. İmamı Zaman bu konuda: Şiilerimiz bizim kendilerini koruduklarımızdan gaflette midirler? Eğer biz sizi gözetmesek düşmanlarını sizi çoktan yutmuş olurlardı buyurmaktadır. Bunun anlamı şudur: Şia tarih boyunca malzumdur sırtını sultanlara ve güçlere vererek varlığını sürdürmüş değildir. Tersine hiç bir gücü olmasa bile hep bu şer güçleriyle hesaplaşarak ayakta kalmıştır. Başta masum bir lideri olmasa Şia bunu nasıl becerecekti? Neden nice ekoller yok olurken şia hep güçlenmiştir? Bunun sırrı bu hadiste açıklamakta değil midir?


              bulut ardındaki güneş her yerde bulut ardında değildir. dünyanın bir yerinde görülebilmektedir. İmam Zaman a.f. de böyledir. O (kimliğini) gizli olarak yaşamını sürdürürken insanlarla görüşmekte ancak kendisini açıklamadıkça varlığından kimse haberdar olamamaktadır. Ancak gerektiğinde Şia müctehidlerine ya da mazlum/hasta insanlara görünerek onlara gereken yardım ve müdahaleyi yapmaktadır.




              Sünnilikte ictihad edip yanıldığında düzeltilen Peygamber anlayışı bizde ictihad edip düzeltilen müctehid anlayışıyla aynıdır. Müctehidlerimiz Kur'an ve hadislerle ictihad ederler. Eğer bu fetvalarında yanılırlarsa İmam Zaman a.f tarafından düzeltilirler. Yok eğer yanılmazlarsa müdahale edilmez.




              Şia Kum ve Necefteki ilim havzası kurumları vasıtasıyla dünyada Ehlibeyt kültür yaşam ve inançlarını sürdürmektedir. Bu iki ilim şehrindeki en yetkili önde gelen kurumların başındakiler İmam Zaman a.f tarafından denetlenmekte ve bu kurumlara baş seçilmesi sürekli İmam tarafından kontrol edilmektedir. Aynı şekilde Veliyyi Fakih Rehber de bizzat İmam Zaman a.f tarafından kontrol edilmektedir.




              Peki neden gizli yaşam (gaybet) ?




              Bu, hadislerde, öldürülmekten korkmak şeklinde açıklanmıştır. İmamlarımızdan biri neden gizli yaşam diye sorulduğunda: karnının deşilmesinden korkar diye de cevap vermiştir.




              Şimdi bunun anlamını düşünmeden önce açıklayalım ki hiç bir Masum kendi canı için korkmaz! Onlar için şehadet büyük bir zevktir. Onları dünyaya bağlayan bir bağ yoktur ki dünyadan kopmaktan nefret etsinler!




              Onların korkuları Rabbin kendilerine yüklediği misyonun eksik kalmasıdır. O misyonu yarıda bırakma korkusudur. Şüphesiz ki bu misyonun yarıda kalması durumunda zarar görecek olan yine o insanlardır. Onların, insanlığa olan şefkatleri, onları aydınlatıp cehennem azabından ve dünya sıkıntılarından kurtarmak gibi bir amaçları ve hırsları vardır. Peygamber s.a.a bu konuda neredeyse kendini helak edecekti inanmıyorlar diye. Musa a.s zamansız gelen bir cinayet yüzünden irşat planının istediği gibi gitmeyeceğini görmüş ve belirsiz gelecek nedeniyle korku içinde gecelemişti!




              Şimdi düşünelim: Allah kıyamete kadar 12 tane masum buldu. bu 12 İmam kendi iradeleriyle bu İmamet makamına tırmanabilen, buna layık olan kişilerdi. kendi iradeleriyle kendilerini günah ve hatalardan arındırabilmiş karakterlerdi. Dünyada Peygamber s.a.a'ten sonra bu 12 İmam'dan başka 13. bir insan kendini günahlardan arındırabilecek bir karakterde değildi. Allah bu durumda ne yapabilirdi?




              Masumsuz dünyanın varlığı Allah için asla tercih edilmeyecek bir düzen idi. Çünkü O Rab meleklere buyurdu: ben bir halife yaratacağım. Melekler: kan dökecek... biz seni tesbih ve takdis ediyoruz. Allah ben sizin bilmediklerinizi bilirim. dedi. yani siz biliyorsunuz ki irade eğer bir insana verilirse o kan döker bozgunculuk yapar bu güç ve kapasiteyle irade birleşti mi bozgunculuktan başka bir şey olmaz. Ama Allah dedi ki hayır öyle değil! Öyle insanlar çıkacak ki onların içinden bunların irdeleri ve güçleri olduğu halde zerre hata ve günaha sapmayacaklar. Sırf benim yüce oluşumdan dolayı bana tam bir kul olacaklar. İşte bunlar benim, sizin ibadetiniz varken başka varlık yaratma nedenimdir. Hatta sizin bile var olma nedeninizdir. Sizin iradesiz kulluğunuz, benim yüceliğimi yeterince yansıtamaz!".. dedi.




              İşte bu insanlarda sadece 12 erkek bir kadın (Fatıma) Allah'ın selamı hepsinin üzerine olsun) çıktı. Allah kulların iradelerine müdahale etmez. kapasitesi olmadığı halde birini masum etmez! Masumun yokluğu demek insan türünü var etme nedeni (övünmesi) ortadan kalkması demektir. Bu durumda kıyamet kopmalı!




              11 İmam yaşadı şehid oldu. geriye tek İmam kaldı. başka masum gelmeyecek. Öyleyse iki yol var kıyamet ya da bu masumun ömürünün uzaması. İlahi sünnette (tercihte) yeryüzünde müslümanlar olduğu sürece kıyamet kopmaz! hatalı da olsa inanan olduğu sürece insan türü var olacak. bir Ehlibeyt hadisinde bu gerçek, insan zürriyetinden imanlı gelmeyecek olunca kıyamet kopacak! şeklinde açıklanır. yine yeryüzünde iki insan kalsa bunlardan birinin diğerine hüccet olması için Mehdi (a.f) olurdu buyrulur.




              Evet geriye tek yol kalıyor O da İmam Zaman a.f'in insan zürriyetinden müslüman doğdukça yaşamının uzatılmasıdır. bu sayede O onlara İmametini icra edecek diğerlerine ise hüccet olacaktı. İnsanlığın öteki dünyadaki sorgulanmasında hiç kimse diyemeceytir ki Rabbimiz bizim zamanımızda tek kulun yoktu ki günah işlemesin! biz napalım bizim suçumuz yok! Çünkü Allah, insanlık var oldukça masum olarak yaşayan İmamları kendi zamanındaki günahkarlara sunacak diyecek İşte kendi iradesiyle bu günahtan korunmuş insan!




              ....




              sanırım baya aydınlandı. Eğer kalan yer varsa eleştirin devam edelim inşaAllah...

              Yorum


                #22
                Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

                sevgili selmancan kardeşim ,

                siz nübüvvetin neden kesildiğini izah etmemişsiniz . nübüvetten sonra imametin konumundan ve ehemmiyetinden bahis açmışsınız .

                bakınız ben diyorumki , imam tıpkı nübüvvet makamı gibi ilahi vahye muhatap oluyor ve bu vahiyle insanlar sorunlu tutuluyorsa (ki siz bunu iddia ettiniz)

                bende diyorumki : o halde nübüvvet neden kesildi (bitti)


                nübüvvetin hatmolmasının bir anlamı kalmıyor ...

                diyorsunuzki imamlar yeni kitap ve şeriat getirmiyorlar... ( bende derimki : o halde vahiy alıyor olmalarının manası nedir ?)

                ama şunu söylemiş olsanız sizi anlarım .
                ''imamlar kuranı ve sünneti doğru olarak öğreten kullardır ve bu noktada -destekleyici- ilham kabilinden vahiyler alabilirler.''... ( ama yinede aldıkları bu haberlerle insanlar eğer mesul olacaksa , bu noktada bunun bilinen ''peygamber vahyinden farkı kalmıyor''... (bunu kabul etmem imkan dahilinde değil)

                eğer imamlardan (a.s) bir rivayet varsa bu konuda , eğer kurana uymuyorsa asla kabul etmem ve bunu imamlara (a.s) bir iftira kabul ederim.

                gaybet dönemiyle alakalı yazdıklarınıza dair benzer rivayetleri daha önceleri çok okudum .
                ancak bu ve benzeri rivayetlerin imam mehdi a.s. hakkında oldukça '' abartılı'' olduğuna inanıyorum..

                zira delili ''kuran ve sünnet'' eksenli olmayan şeyler

                birisi imamı zamanla görüşmüş -müş- ( allah aşkına bunun makul nasıl bir delili olabilir )

                vesaire....

                saygılarımla

                Yorum


                  #23
                  Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

                  http://islamquest.net/tr/archive/question/fa399

                  Ayrıca, makalede sürekli belirtilen, Ayetullah Murtaza Mutahhari'nin "Hatemiyet" adlı kitabına müracaat etmek daha faydalı olacaktır. selametle

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

                    aslında bunların cevaplarını verdim. İmamlar daha önce ilahi kitapları doğru yorumlamak üzere gönderilmiş vahiy alan peygamberler misali Kur'an'ı korumakla görevlidirler. Bu nedenle onlar Nübüvvete rakip olarak görülemeyecekleri gibi Nübüvvetin bitişine de engel değillerdir. İmamların aldıkları vahyin (ilhamın) onların Peygamber olmasını şart koşmaz.

                    Allah Peygamber s.a.a. ile nübüvveti bitirirken İmameti başlatmakla eski sünnetini sürdürüyor. Yani Tevrat , Zebur gibi İlahi kitaplar dururken onun doğru hükmünü açıklayan nebiler görevlendirilmesi gibi. Asıl Kur'an sabit olduğu halde onun anlam hüküm ve yorumlarını saptıran bu konuda ümmeti parçalayan hayatın hakikati karşısında vahiyle insanları derliyip toparlayacak, ilahi hükümleri tartışmasız şekilde kendilerine ilecek görevlinin bulunmaması İlahi sünnete aykırıdır. ve sorun oluşturur. O zaman Allah'ın merhametinden söz edilebilir mi? Ben ilahi hükmü kimden öğreneceğim? İlahi mesajı tartışmasız şekilde bana iletemeyen birine neden itaat edeyim! İlahi hükmü insanlara taşımayan biri çevresinde tüm inananların birleşebilmesi mümkün olur mu? O zaman da Allah'ın ali imran 103'teki birleşin dağılmayın hükmü havada kalan, uygulanması imkansız bir şey haline dönüşmez mi?

                    içimden bir his yukarıda yazdıklarımı okumadığınızı ikide bir vesvese ediyor. Çünkü sorduklarınızın cevabını orada yazdım burda tekrar etmekten başka bir şey yapmıyorum.

                    yeni olarak Kur'an'a ve sünnete uygun değil demişsiniz. Hayır yanılıyorsunuz. Kur'an'a ve sünnete tam uygun. Nitekim Allah'ın her ümmete bir uyarıcı gönderdiği, (görevlendirdiği) her ümmete bir imam gönderdiği ve insanların bunlara inanmasının zorunlu olduğu, ahirette bunlardan hesaba çekileceği Kur'an ayeti!. Apaçık İmamda her şeyin yüklendiği ayetini de yazdık. Allah, ilahi hükümlerini iletmediği birine herkesin itaatini zorunlu kılar mı? yeni çıkan meselelerde ilahi hükümleri nasıl öğrenecekler? hata payları olacak mı? Vahiy olmazsa bu hatadan salim oluşları mümkün müdür? Mümkün değildir? O halde hata payı olan birine kesin itaati Allah emreder mi? emrederse hayatı emretmiş olmaz mı? Allah hatayı emretmekten münezzeh değil midir?

                    Sünnet diyorsun. Şia hadislerini sünnetten saymıyor musun? Neden? Sünni hadis ilmindeki aslı olmayan bir sürü hadis tenkidi, cerh tadil çalışması gibi hikayeler bizde abartılarak geçmiyor diye mi? sünnet şiilerden olursa güvenilirdir. Çünkü Ehlibeytten nakli sadece şiiler uygulamışlardır ki Peygamberimiz s.a.a de kendinden sonra Ehlibeytine uymamızı emretmiştir.

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

                      selmancan

                      sünnetten kastımın bizzat resulu ekremin mübarek uygulamaları ve sözleri olduğunu söylemem gerek.

                      burada sünniside şiasıda bana göre birdir değişmez. ( hadis sahihse alırım )

                      imamı zaman aleyhisselamın hakkında rivayet edilen onca söz ve emir elbetteki -kuran ve sünnet - eksenli değil , bilakis bu rivayetler bir takım şahısların (ki bunlar ne peygamber ve ne de imamlardandır) ''mehdi a.s. şöyle dedi , böyle dedi'' kabilinden sözlerinden ibarettir. ( şimdi benim bu adamların sözlerine iman etme zorunluluğum nereden geliyor anlamış değilim)

                      pek tabiidirki herkes kalkıp ''mehdi bana böyle dedi '' diyebilir ...bunun kriteri nedir ? bu şahsın imamı zaman aleyhisselama yalan isnad etmediğinden nasıl emin olabilirim ?...niye inanayım (sorular artar gider...)

                      dolayısıyla burada birleşmemiz imkansız ...

                      diğer nokta ,

                      her ümmete bir uyarıcı gelmesi meselesi...

                      bu ümmete zaten bir uyarıcı (muhammed aleyhisselam) gelmedi mi ? ve onun kitabı hala aramızda değil mi ?

                      daha bunun üzerine illa ''vahiyle beslenen'' bir zata gereksinim duyma ve bunuda Allah azze ve cel in ADALETİYLE ilişiklendirme kaygısıda nereden çıkıyor .

                      bilenler ( bilhassa ehlibeyt imamları) zaten gereken izahatları yapmışlar bundan sonra hala yola gelmeyenlerden Allahın azze ve celle ADALETİ değil şahısların kendileri mesul olurlar.

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

                        Vahiy okuyabilir, gorebilir. Bazi sirlara vakif olabilir. Ruya veya gercekte bunlara katilabilir. Melek gorebilir.
                        ya O onu bir agac uzerinde levhada gormustur veyahut kelimeler gozleri onunde akarak okutulmustur. Okudugunu anlar idrak eder. Tum bunlarin kendine yukledigi sorumlulugu fark eder.
                        Fakat bunlari iletemekle gorevlendirilmemistir ve hatirlayamayabilir.
                        "Hz. Musa Tur dagina giderken Asasini yanina almaya vakit bulmadigindan asa icin bir dal alir gider. Donusunde dala soyle soyler bak seni yanimda goturerek O'nun huzuruna vardirdim.
                        Dal soyler: beni ozum onu huzuruna vardirmistir, ozum dogru olmasaydi beni secmezdin."
                        Selam ozu sozu dogru olan Ehl-i beyte olsun.

                        Yorum


                          #27
                          Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

                          "sünnetten kastımın bizzat resulu ekremin mübarek uygulamaları ve sözleri olduğunu söylemem gerek."

                          Yanılıyorsunuz!
                          Kur'an ve sünnete baş vurduğunuzu söylemeniz boş bir iddia haline geliyor böyle konuşunca. Sünnetten kastın Resulullah s.a.a'in uygulamaları ve sözleri olduğuna dair Kur'an'da bir tek ayet bulamazsınız. Kur'an'da tek bir ayette bile sünnet kelimesi Peygamberle tamlama halinde kullanılmamıştır. tersine Kur'an, sünneti Allah'a izafe ederek Allah'ın değişmeyen fiili kural ve kanunu anlamında kullanır. Ancak siz bu anlamı değiştirerek sünneti sadece Peygambere has kılan sünni inancı aynen miras almışsınız. Oysa bu anlam Kur'anda geçmiyor.

                          Eğer Kur'an dışı kaynaklardan hadislerden bu tanımı almışsanız bu durumda bunun Peygamberle sınırlanmasına nasıl karar verdiniz? Çünkü burada çok sayıda sorun var. Ehli sünnetin sünnet anlayışı çelişkiler ve açmazlarla doludur, dolayısıyla siz de oradan beslendiğinize göre aynı eleştiri sizin için de geçerlidir. Şöyle ki:

                          Sünnet nereden alınacak? Peygamberin söz ve fiilleri nereden elde edilecek? Sünnet adı altında Allah'ın korumasına alınmış sağlam olarak nesiller boyu gelmiş bir somut şey yok ki! Sünnet hadisle eş anlamlı ya da sünnetin alınacağı yerin hadisler ve gelenek olduğu varsayılıyor! Varsayılıyor çünkü burada da bir nas yok! sünnetin hadisten alınacağı öğrenileceği ya da geleneğe bakılacağı konusunda!

                          Hadi hadisten alınıyor diyelim! Hadisler korunmuş mu? Hayır! bu durumda Peygambere iftira edilen yığınla hadisin sünnet olduğuna kim ve nasıl karar verecek? Gelenekten mi? Gelenek arasında 1400 yıldır üretilmiş bidatlar da gelenek haline gelmiyor mu? bu durumda yaşanarak gelen bidatla yine yaşanarak gelen sünneti nasıl ayırt edeceksiniz?

                          Kur'an'a mı arz edeceksiniz? Kur'an'da olmayan konularda? Amin Kur'an'da yok fatihdan sonra peki neden dünya namazda fatihadan sonra amini sünnet olarak der durur? Bunun Kur'an'a aykırı olup olmadığına kim hangi yöntemle karar verecek? Farklı görüş çıkarsa bu konuda iki tane sünnet mi olacak, üstelik birbirine zıt?

                          Sünnetin/hadisin Kur'an'a arzı konusu öyle kolay bir olay değildir! bence bir hadisin sahih olduğuna insanın kendisinin karar vermesi daha kolay ve sıhhatli yoldur! Çünkü bu durumda akıl bir hadisi değerlendirirken bir kere subjektifliğe düşecektir. Ancak aynı hadisin Kur'an'a arzı durumunda en az iki kez subjektifliğe düşülecektir:

                          1- Hadisin anlamını akılla kavrayacaksınız

                          2- İlgili ayetin hangi ayet olduğuna yine aklınızla subjektif olarak karar vereceksiniz

                          3- karar verdiğiniz ayetin anlamını yine aklınızla subjektif olarak oluşturacaksınız. Ve bu iki anlam arasında zıtlık mı var paralellik mi var ona yine subjektif ölçülerle karar vereceksiniz? Ve bunu herkes yapacak. Bu durumda akıl sayısı kadar sünnet, akıl sayısı kadar yol çıkmaz mı? Allah sünneti böyle parçalanmak için mi bize emretti?

                          Oysa ayette (ALi imran 103) birleşmeyi emretmişken?

                          yani sizin bu sözünü üzerinde durup düşünülmemiş sloganik bir söz ayakları yere basmayan bir söz!

                          Şiaya bakın! Şia Resulün sözleri ve yaşantısıyla sınırlamaz sünneti, tersine 14 Masumun söz ve fiilleri olarak niteler.

                          Ne farkı var?

                          Sünniliğe göre vahiy Peygamber s.a.a ile kesildiği için sonraki çıkan konularda dini yıkan kıyas ve ictihad yapılacak ve ilahi hükme ulaşma çabasında olunacaktır. sonuçta yanlş hükme varılarak sünnet yerine topluma bidat sunulabilecektir. bidatlar çoğaldıkça yani kişisel görüşler dine girdikçe bu kez din kişiselleşecek ilahi olma vasfını yeni her mesele çıktığında daha da yitirecektir. Çünkü sünniliğin sünnet anlayışına göre Peygamber s.a.a'ten sonra ilahi görüşe ulaşmanın kusurlu ve yanılgıya açık akıldan başka yolu yoktur.

                          Şiada kıyamete kadar vahiy yolunun açık olması hayatı vahiyle kuşatmak, sorunları Allah hükümleriyle çözmek demektir. Risaletin İmamete dönüşmesi demek 12 İmamın Kur'an'ın hükmünü kıyamete kadar açıklama görevi demektir. Böylece sünnetin kapsamı Peygamberle ve onun dönemindeki olaylarla sınırlı olmaz. Günümüz sorunlarına Peygamber çözümü demektir. Çünkü İmam Mehdi günümüzün İmamı olarak bu günün olaylarını babaları vasıtasıyla Peygamberden oradan da Allah'tan alması demektir.

                          Yorum


                            #28
                            Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

                            "burada sünniside şiasıda bana göre birdir değişmez. ( hadis sahihse alırım )"
                            bu çok yanlış bir düşünce. Çünkü bu durumda yine Allah'ın rahmet ilim ve kudret sıfatlarına gölge düşer. Şöyle ki:
                            Ben eğer doğru hadisle yanlış hadisi kendim ayırt edeceksem, bu herkese verilmiş bir haktır, buradan kişi sayısınca cemaat, görüş mezhep yol çıkar. Allah bu durumda dinden bir parça olan hadisleri korumamakla bu ayrılığı hesaplayamamış demektir.
                            bir diğer hesaplanamayan alan da Allah eğer tüm doğruları bir ekolde toplayamadıysa burada şefkat aranmaz. Eğer doğruları ben dolana dolana var olan cemaatlerden arıyacaksam bu durumda hakikati bana ulaştıran Allah sayılmaz ki! ben hakikate ulaşmış olurum. o da ulaşabilirsem! Subjektifliğin olduğu bir yerde din de tek cemaat de olmaz. Bu hakkı mezheplerden alıp kendine vermek sonucu hiç bir şekilde değiştirmez. Tersine mezhepler bu başına buyrukluktan insan sayısınca cemaaat yani bireyselleşmeyi engelleyecek daha ehveni şer bir yöntemdir. Allah bunları düşünemediyse tanrı olamaz! Düşündü bir sistem geliştirmediyse herkesin toplanacağı bir tek cemaat oluşturmadıysa şefkatinden söz edilemez. Bu hükümlere ulaşma konusunda karambol ortamına rağmen hesaba çekmesi kullara zulmü anlamına gelir! Yani doğru bir Allah anlayışına ulaşmak mümkün değil burada. Şia görüşünde ise tek Ehlibeyt ekolü tüm doğruları barındırmış hadisleri toplamış, Ehlibeyt kanalıyla Zamanın İmamı gözetiminde açıklamalı olarak tartışmasız ilahi hükümleri dünyaya ulaştırması bakımından mükemmel sistem, noksansız bir Allah inancına ulaşmaktırmaktadır.


                            "imamı zaman aleyhisselamın hakkında rivayet edilen onca söz ve emir elbetteki -kuran ve sünnet - eksenli değil , bilakis bu rivayetler bir takım şahısların (ki bunlar ne peygamber ve ne de imamlardandır) ''mehdi a.s. şöyle dedi , böyle dedi'' kabilinden sözlerinden ibarettir. ( şimdi benim bu adamların sözlerine iman etme zorunluluğum nereden geliyor anlamış değilim)"

                            Rivayetler İmam Zaman gözetimindeki müctehidlerce topluma götürülmüyor mu? Hangi şii ferdin hadislerle amel etmesi emrediliyor ki? Bu başına buyruk görevi kendinize yük almak sizin sisteminden çıkıyor, Allah'ın yüklemesinden değil...

                            Kur'an ve sünneti yorumlayan anlayan sizseniz, bu konuda rivayetlerden daha sağlam hükme mi olaşacaksınız? Hayır, orada uydurma yoluyla dine bidatların sızma tehlikesini görürken, burada yanılma yoluyla aynı durumu neden göremiyorsunuz? Değişen ne? Hiç bir şey.

                            Burada inanma zorunluluğu, Zamanın İmamının yaşaması, size İlahi hükümleri iletmesi. Bir an Peygamberin yaşadığını düşünün! Başınıza buyruk vahyi okuyup hükümlere ulaşırım, Medineye kadar gidip ondan hüküm alma durumum yok mu dersiniz yoksa O Hazretin görevlendirdiği valiler, yöneticiler yoluyla mı Onun hükümlerini öğrenirsiniz? Onun valisi olduğunu nereden bileceksiniz memleketinizde onun valisi olduğu söylenen zatın? Deliller arasınız değil mi? Hiç bir zaman Peygamber sizin ayağınıza kadar gelip Allah size vahiy indirip itaat edeceğiniz kişiyi size göstermez! Orda delilleri siz yorumlayacağınız gibi, yanlış yorumladığınızda Peygamber s.a.a valisine itaat etmemiş olup azaba düçar olacağınız gibi aynı durum burada da geçerlidir. İmam Zaman a.f'in valisi olan müctehidler var, ve bunların da delilleri var. Bu zorunluluktur. İlahi hükümlere ulaşmak için ve tek bir cemaat olmak için tek bir canlı masum İmam şarttır. Masum canlı İmam varsa o zaman onun size ulaşmaması, hükümleri ulaştıracak bir sistem kurmaması mümkün müdür? Değildir. Eğer böyle bir sistemi aklınız şart görüyorsa bu durumda bu yetkili aracıların kim olduğunu da bulmak size şarttır. aksi takdirde zamanın İmamına uymamanızdan dolayı azap tehdidiyle uyarıda bulunan Nisa 41 ile İsra 71in muhatabı olursunuz Allah korusun.

                            "pek tabiidirki herkes kalkıp ''mehdi bana böyle dedi '' diyebilir ...bunun kriteri nedir ? bu şahsın imamı zaman aleyhisselama yalan isnad etmediğinden nasıl emin olabilirim ?...niye inanayım (sorular artar gider...)

                            dolayısıyla burada birleşmemiz imkansız ..."

                            Kur'an ve sünnet diyerek mi birleşeceğiz? bu mümkün mü? Mümkünse o zaman neden birleşilmiyor? Ancak Eğer yaşayan bir İmama inanıyor, dahası İmamet sistemine inanıyorsanız günümüzde gaybet döneminde İmametin icrasının nasıl olacağını da halletmek size şarttır. Aksi halde canlı masum bir İmama inanmanın bir anlamı kalır mı? Kalmaz.

                            "diğer nokta ,
                            her ümmete bir uyarıcı gelmesi meselesi...
                            bu ümmete zaten bir uyarıcı (muhammed aleyhisselam) gelmedi mi ? ve onun kitabı hala aramızda değil mi ?

                            daha bunun üzerine illa ''vahiyle beslenen'' bir zata gereksinim duyma ve bunuda Allah azze ve cel in ADALETİYLE ilişiklendirme kaygısıda nereden çıkıyor .

                            bilenler ( bilhassa ehlibeyt imamları) zaten gereken izahatları yapmışlar bundan sonra hala yola gelmeyenlerden Allahın azze ve celle ADALETİ değil şahısların kendileri mesul olurlar."

                            Bana gelmedi! size? Bana delilleri geldi. Ve o delilleri inceledim Muhammed s.a.a'in hak olduğuna inandım. Buna inandığımdan daha kolayı bu gün canlı bir İmam olduğu ve bu canlı İmamın çeşitli nedenlerle gaybetinin zorunlu olduğu başka halin muhal olduğu,

                            Vahyin kesilmesi durumunda dinin ve vahdetin ortada kalmayacağı kesin bir olgu. bunu uzun uzun tartışabiliriz.

                            Ben neden masum olmayan birine uyayım! bu aklım da dahil. Eğer dinin ne olduğuna (hangi hadisin sahih olduğuna) ayetin günümüzdeki anlamının ne olduğuna benim yanılgıya açık aklım karar verecekse bu, herkesin hakkı bu durumda birleşmek mümkün mü? Ancak İmam Zaman a.f gibi masum ve insanlarla bağ kuran biri vahdeti sağlar. Başka yolu var mı? Peygamberin sünneti kendisini iptal edip yerine bidatları kuranlara karşı bir gücü bulunuyor, bir uyarısı olabiliyor mu? Ancak İmam Zaman a.f'in kontrolünde yetişmiş ve onun gözü önünde verilen fetvalar ve yetişen alimler her gün şii topluma ilahi hükümlerle ilgili açıklamalar yapabiliyor. Başka hangi sistem birleşterbilir bizi?

                            Yorum


                              #29
                              Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

                              neyse..

                              Yorum


                                #30
                                Ynt: 12 imam vahiy alır mı ?

                                buyrun lütfen, bende kişisel eleştiri olmaz. Delilleri sonuna kadar (iyice aydınlanana kadar) inceleriz. aklınıza yatmayan içinize sinmeyen yerleri söylemeye devam edin...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X