F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

[alias]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK


Örgütün GELİR KAYNAKLARI:
İslam'ın ciddi bir mücadele olduğunu bilen insanlar 40-da bir zekatla bir iş göremeyeceklerini anlamalıdırlar. İslam davası bugün bizden daha fazla fedakarlıklar beklemektedir. Nitekim, bu davaya katılmış kutsal mücadele erleri vardır. Bugün esas umut kaynağımız olan bu insanlar evlerinin, arabalarının, fabrikalarının anahtarlarını getirip bize teslim ederek "istediğiniz yere kullanın" diyorlar. ("Fasıldan Fasıla 3", Sayfa: 57).
Evet, büyük çapta hizmetlerin gerçekleştirilmesi için maddi kaynaklara ihtiyaç duyulduğu bir gerçektir. Biz bunu peygamberimizin sünnetinde gördüğümüz yöntemle halka dayanarak hayata geçirmeye çalıştık ve çeşitli vesilelerle kendilerine müracaat ettik. Onlar da destek verdiler. ("Fasıldan Fasıla 3" Sayfa: 75).
Bu nedenle müminlerin ülke içindeki ve yurtdışındaki kazanç yollarını keşfedip zengin olmaları gerekir. Her şeyleri ile hizmete kilitlenmiş bu insanların ticarette çalışmaları, paralarını korumakta olan korkuları - niyetlerine göre - düşman karşısında önce durduğu zaman geçirdiği korkunun sevabı ile aynıdır. ("Prizma 2" Sayfa: 33).

[smiling_destiny]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

[quote author=Murtazaali link=topic=24144.msg162776#msg162776 date=1349711522]
Fethullah Gülen:

İran, tarihi boyunca İslam için hep hastalıklı bir uzuv olarak kalmıştır. O kadar ki, Farslar bazı dönemlerde Sünnîlerden daha çok, Allah, Peygamber tanımaz Nusayrîlere yakın olmuşlar ve bütün mücadelelerini, dıştan ziyâde, İslam dünyası içinde Sünnîlere karşı yöneltmişlerdir.

..........................

Keşke birisi Şii İran'ın yıllardır Sünni Filistine, Bosna Hersek'e ve daha bir çok Sünni bölgeye yardım gönderdiğini, Hatta Filistin meselesini Ümmetin Namusu bildiğini hatırlatsa. Ve dese ki Siz Amerikalarda Dinler arası diyalog altında Farklı dinlere mensup insanlar ile hatta Budistlerle toplantılar düzenlerken İran Filistin (sünni) ile yatıp Filistin ile kalkıyor ve dese ki, Sizin Şii diye göz yumduğunuz Irak'a, Bahreyn'e, Yemen'e İran Sünni diye Filistine Göz yummadı. Keşke birileri dese ki: Sayın Hocam İran yıllardır senin Amerikanla, Orta Doğunun virüsü olan İsrail ile her anlamda amansız mücadele verir iken sen Mavi Marmarada İsraili haklı gördüğün gibi, Amerikasız bir iş yapılamayacağınada inandığını belirttin. Ve birileri keşke dese ki; Siz ne Şii dünyada Şiiler için ne de Sünni dünyada Sünniler için Samimi değilsiniz. Vs. Vs...
[/quote]

[cundep]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

[quote author=Murtazaali link=topic=24144.msg162774#msg162774 date=1349710984]




Nevval Sevindi Sormuş: İran'da neden okulunuz yok? İzin vermediler mi?


Fethullah Gülen: Devlet izin vermedi. Komşumuz, Türklük adına Azerbaycan'da bir okul açalım diye ısrar ettik. Bir komik teklifte bulundular: 'Öyle çok paranız varsa, yardım edecekseniz, siz parayı verin biz açarız.'
[/quote]


çok yerinde bir cevap.

[Abdullah]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

herneyse
ağaçtan bahsetse ağlayan hoca
35 dakikalık videoda guya kerbeladan bahsediyor ve ağlamıyor

zaten ağladığını gördüğümde bu şimdi niye ağlıyor derdim
acaba kusur bendemi diye düşünürdüm.

şimdi anlıyorum aramızda algı farkı var
ağlanacak yerde ağlamıyor,ağlanmayacak yerdede ağlıyor

[Qom_u_ask]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

[quote author=Murtazaali link=topic=24144.msg162773#msg162773 date=1349710668]
Fethullah Gülen:

Fransa İran'ı desteklemiştir. Humeyni'yi barındırmıştır.

Sormazlar mı insana, Sayın Hocam bizim ülkemizi kim destekliyor? Sizi kim barındırıyor diye? Siz bu konuda ne düşünüyor iseniz aynı konuda bizim sizin hakkınızda ki düşüncemizi sizden ziyade en azından talebeleriniz yadırgamamalıdır.
[/quote]

İmam Humeyni önce halkı müslüman ülkeleri dolandı, ancak onların kapısı türkiye de dahil birer birer ona kapandı. çünkü saddam efendisi amerikayı kullanıp her gittiği yerde İmam Humeyni'yi rahatsız ediyordu. Sonunda artık gideceği hiç bir halkı müslüman ülke kalmadı. O da kendisini kabul edecek bir halkı müslüman ülke bulana kadar geçici olarak parise gitti. Orada da bir yıl bile kalmadı ki devrim süreci oluştu, müslümanların kapattığı kapıyı ona Allah açtı ve İmam Humeyni Ülkesine hicretten geri muzaffer olarak döndü.

Yani bazılarının dediği Fransa İranı destekledi İmam Humeyni Fransa ile işbirliği içindeydi hikayesi budur. İmamın Fransaya gidişi bir işbirliği değil tamamen hiç bir halkı müslüman ülkenin kendisini kabul etmeyişiyle ilgili zorunlu bir gidişti. Oraya da geçici gitti. İmam Humeyni orada hiç kalmayı düşünmedi hep bir halkı müslüman ülkeye gitmeyi hesaplıyordu. hatta o kadar ki Pariste kaldığı süre içinde şahın baskılarıyla fransa hükümeti basına açıklama yetkisini vermemişti ona eğer bir anlaşma olsaydı İmam Humeyni pariste krallar gibi olurdu her türlü imkanı olurdu. Oysa başta basına açıklama hakkı bile yoktu. İranla iletişimi yokluklar içinde gerçekleştiriyordu. bunun için şu linteki İmam Humeyni belgeselini izleyebilirsiniz:

http://www.velayet.com/islami_videol...0.html;new#new

[Mufazzal]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

Başlığa ve içeriğe uygun olmadığından Konuyu dallandırıp budaklandıracağından bir takım uzun alıntı ve kopyalar tarafımca silinmiştir.

[Hudeyfe]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

HUVE'L AZİZ

SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHL-İ BEYTE

Ehl-i Beyt mektebine bağlanmadan önce hizmetevlerine gider risale sohbetlerini dinlerdim mektebe gönül bağladıktan sonrada gittim belirli bir zaman sonra İstanbul Fatih Horhorda bulunan hizmetevinde kalan öğrencilere açıklama gereği duydum namaz kılarken artık takiyye yapmak istemedim ilk dönemler pek tepki gösteren olmadı bende pek şii propagandası yapmadım. Aradan belirli bir zaman geçtikten sonra MGV den çok değer verdiğim bir kardeş benden muta ile ilgili kitap istedi bende verdim kitabı okudu bende hem kitabı geri almak için hemde ziyaret amacı ile hizmetevine gittim. Evde yoktu evde ev abisi bide mardinli bir arkadaş vardı sohbet esnasında ev abisi konuyu açtı hangi amaçla kitabı verdiğimi sordu falan bende kardeş istedi bende verdim amacın yok sonra başladık tartışmaya ihtilaflı meseleler vs asla girmek istemediğim mevzulara hele hele orda girmek zorunda kaldım akşam üstün kitabı verdiğim kardeş geldi sohbet ettik dışarı çıktık maç seyredeceklerdi sanırım ben pek sevmediğim için maç seyretmeyi izin istedim MGv ci kardeş dediki Hudeyfe sende gel akşa bizde kalırsın sohbet ederiz. Ev abisi döndü aynen şunu dedi "Hayır kalamaz bizim eve bir şii gelir sohbet eder çay içer ama asla yatıya kalamaz ama bir alevi gelir istediği kadar yatıya kalır." Bende döndüm dedim şii şiiyi kolay kolay kandıramazsınız ondan dolayı yatıya kalamaz ama bir aleviyi kandırabiliyorsunuz onun için yatıya kalır bide şunuda diyeyim dedim sen istediğin zaman benim evime gelebilirsin hatta istediğim kadar yatıya kalabilirsin benim bağlı bulunduğum mektebin ahlakı bana bunu öğretti demekki sanada farklı şeyler öğretmiş senin mektebin. O günden beri hizmetevinede gitmedim onunlada bi daha görüşmedim.

[Mufazzal]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

Bir arkadaşım var memleketimde. Tanışalı bir kaç yıl olmuştu. Kendisi Azeri asıllı olmasına rağmen, Namazla, Ehl-i Beyt ile maalesef sonradan tanıştı ve samimi bir şekilde amel etmektedir. Bu arkadaşım bu güne kadar bir çok kişi ile tanıştırdı beni. Özellikle Nur Cemaatinden, Gülen Cemaatinden insanlarla tanıştım.

Oturup muhabbet ettiğimiz esnadan itibaren bir kaç bardak çay içesiye kadar ilk olarak her zaman karşımdaki insanın konuşmasına fırsat veririm. Muhabbet anlamında sohbetlerimiz tartışma amaçlı, şiilik, sünnilik muhabbeti değildir. Tanışma ve öylesine muhabbet. Genellikle karşımdaki konuşur. 1 saat boyunca anlatır. Anlattıklarının içinde bazılarını kafama not ederim. Sözü bittiğinde ben başlarım özellikle NEDEN EHL-İ BEYT konusuna odaklanırım. Kırmadan dökmeden, incitmeden... Ama daha 5 dakkayı geçmeden muhatabım ya saatine bakar, ya telefonuna ve "YA BENİM GİTMEM LAZIM" der kalkıp giderler. Bu güne kadar bu durumu en az 10 kez yaşamışımdır. Ama farklı kesimden tanıştığımız insanlarda durum tamamen farklı. Örneğin bir Ataist, bir Ortodoks bir Ufocu vs...

Ama Gülen ve Nur cemaatinin galiba en büyük KARIN AĞRISI Ehl-i Beyt ve EHl-i Beyt hakikati ile tanışmaktır. Öyle bir beyin yıkama faaliyeti var ki, Ehl-i Beyt ile ilgili kitap yasak olduğu gibi sohbet etmek, dinlemekde yasak. Arkadaşa daha 2 hafta evvel demiştim, bundan böyle beni Cemaatçilerle tanıştırma diye....

[Mufazzal]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

Bu durumları sık sık yaşadığımda Ehl-i Beyt'in Mazlumiyetinin halen şiddetle devam ettiğine ve ne kadar feci olduğuna inancım şiddetlenmiştir. Dün Ehl-i Beyt'e nasıl baskı uygulanıyor sözleri tahrif ediliyor ya da yasaklanıyordu ise bu günde durum aynıdır. Dün Muaviye ve Emeviler bunu yapardı bu gün öze Fethullah Gülen ve Cemaati. Acaba ikisi arasında ki BAĞ nedir?

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

Mesleğe ilk başladığım ilçede hizmet evindeyiz.Orada bulunanlardan birisi SAİD NURSİ MEHDİ'ymiş dedi.Bunu deyince böyle bir şeyin olamayacağını söyledim.O kişi ile bir kaç cümle ettikten sonra evin asıl abisi "yanlış anlaşılma olduğunu vs söyledi"ben isterseniz bu konuyla ilgili 1 hafta sonra Ehl-i Sünnet kaynaklı belgeler ile konuşabileceğimizi söyledim.Tamam dediler.Aradan bir hafta geçti.Kararlaştırılan saat geldiğinde bulundukları yere gittim.Hepsi OKEY oynuyordu.Hadi gitmiyormuyuz eve,hani sohbet edecektim dedim."YA oyuna yeni baladık bu bitsin öyle"dediler.1 saat sonra yine gittim.Eeee hadi gitmiyormuyuz dedim."YA tekrar yeni başladık buda bitsin"dediler.bende anlaşıldı sizin konuşmaya niyetiniz yok dedim çıktım gittim.Ondan sonra hiçbiriside hadi gelde şu konuşamadığımız konuyu konuşalım demedi.hatta evlerine bile davet etmediler.Çok sonradan o evin abisinin İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ olduğunu öğrendim

[alias]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

[quote author=Murtazaali link=topic=24144.msg162837#msg162837 date=1349788583]
Bu durumları sık sık yaşadığımda Ehl-i Beyt'in Mazlumiyetinin halen şiddetle devam ettiğine ve ne kadar feci olduğuna inancım şiddetlenmiştir. Dün Ehl-i Beyt'e nasıl baskı uygulanıyor sözleri tahrif ediliyor ya da yasaklanıyordu ise bu günde durum aynıdır. Dün Muaviye ve Emeviler bunu yapardı bu gün öze Fethullah Gülen ve Cemaati. Acaba ikisi arasında ki BAĞ nedir?
[/quote]


dün akşam cemaat hakkında yazdıklarımı silen kim?

[Mufazzal]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

[quote author=alias link=topic=24144.msg162839#msg162839 date=1349806664]

dün akşam cemaat hakkında yazdıklarımı silen kim?
[/quote]

Silen benim. Ve sizden ricam lütfen bu konu hakkında kopya tarzı uzun alıntıları buraya kopyalamayınız. Eğer sizin de yukarıda ki meselelere benzer başınızdan geçen var ise burada anlatabilirsiniz. Fakat uzun alıntılarla burayı doldurmanın anlamı yok. Biz burada gülen Cemaatinin uluslararası derin bağlantılarını işlemiyoruz. Biz Gülen Cemaatinin Ehl-i Beyt'e ve Ehl-i Beyt taraftarlarına yaklaşımına yaşanmış örnekler veriyoruz. Ama sildiğim yazılarınızı ayrı bir başlıkda dilerseniz açar uzun uzun kopyalamaya devam edersiniz. Saygılar ile...

[garib_i neyneva]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

ilginç ve güzel bir konu. bakalım sünni kardeşler bu başlık hakkında nasıl bir yorum yapacaklar.?nasıl mantıklı(!) açıklamalarda bulunacaklar.

[Mufazzal]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

[quote author=garib_i neyneva link=topic=24144.msg162852#msg162852 date=1349875461]
ilginç ve güzel bir konu. bakalım sünni kardeşler bu başlık hakkında nasıl bir yorum yapacaklar.?nasıl mantıklı(!) açıklamalarda bulunacaklar.[/quote]

Ben özellikle Gülen ve Nur Cemaatinin düşüncelerini merak ediyordum. Ama kendilerinin vereceği cevabı az çok tahmin ediyorum. Kesin biz YANLIŞ ANLIYORUZDUR.

[Mufazzal]

Ynt: F.GÜLEN CEMAATİNİN EHL-İ BEYT SEVGİSİNE ÖRNEK

Sonsuz Nur'dan:

Medine, Efendimiz'in vefatının ardından nisbî bir şok yaşıyordu. Sahabe, hususiyle de Hz. Ebû Bekir'in (radıyallâhu anh) içi cayır cayırdı. Bu esnada, Peygamberimiz'in biricik kızı, ciğerpâresi, Ehl-i Beyt'in annesi Hz. Fatıma Validemiz: "Babamın Fedek'teki mirası..." diyerek Halife-i Müslimîn'in kapısına dayandı.


Şimdi o, çok sevdiği, herkese ve her şeye tercih edeceği Hz. Fatıma'ya ne cevap verecekti? Onu incitemezdi; Resûlullah'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) hâtırası olan bu ince, bu müstesna anamızı incitmeyi gönlünden bile geçirmezdi. Ama, Resûlullah'ın sünneti, kendi mirası mevzuunda bıraktığı sünneti en kıymetli şahıslar için bile feda edilmezdi. "Ben, Resûlullah'ın yaptığı hiçbir şeyi terk edemem." diyen İslâm'ın bu Yüce Halifesi, Hz. Fatıma Validemiz'e Resûlullah'tan duyduğu: "Biz peygamberler topluluğu miras bırakmayız; bizim bıraktığımız, sadakadır." hadisini nakletti. Buhârî, ferâiz 3; Müslim, cihad 52.

O'ndan kalan, O'nun sağlığında sarfettiği yere sarfedilecekti. Evet, bu en nazik anda bile sünnete muhalefet düşünülmüyordu.

.................................................. ..................

Şimdi Fethullah Gülen Aşağıda ki ayet ve tefsirini bilmiyor mu?;

“فَآتِ ذَا الْقُرْبَى حَقَّهُ” “O halde akrabaya da hakkını ver” (Rum Suresi, 38. ayet)


“Kenzu’l Ummal” kitabında, Ahmet b. Hanbel müsnedinin “sıla-i rahim” konusunun haşiyesinde, “Ebu Said-i Hudri”den nakledildiğine göre, “Yukarıda belirtilen ayet nazil olduğu zaman Peygamberimiz (s.a.a) Hz. Fatıma (s.a)’yı yanına çağırarak: “يا فاطمه لك فدك” “Ey Fatıma! Fedek senindir buyurdu.”


.................................................. ..............


Fethullah Gülen ve Halife Ebu Bekire bu konuda Kuran'dan Eleştiri:

Eğer birinci halife Ebu Bekir Peygamberimizin “ben miras bırakmıyorum” demiş olduğunu iddia etmiş olsaydı bundan bir kaçış yolu bulabilecekti ancak “Biz Peygamberler miras bırakmayız” dediğinden dolayı Fatıma-tüz Zehra hutbede Peygamberlerin miras bıraktığına ve kendisininde bu mirastan hak sahibi olduğuna dair Kuran’dan delil sunmuştur. Bu ayetlerden bazıları:


Süleyman Davud’a mirasçı oldu. Neml 16

Zekeriya Allah’a “Artık bana kendi katından bir yardımcı armağan et. Bana mirasçı olsun. Yakupoğullarındanda mirasçı olsun”diye yalvarmıştır.. Meryem 5,6

Akrabalar (Mirasta) Allah’ın kitabına göre birbirlerine önceliklidir. Enfal 75



Bu hadis Kuran’a uymamaktadır. Dolayısıyla Peygamber efendimizin hükmüne göre birinci halife Ebu Bekir ‘in bu ayetleri duyduktan sonra savunmuş olduğu Biz Peygamberler miras bırakmayız’ hadisine amel etmemesi gerekirdi Fakat Ebu Bekir ısrarını sürdürerek , açıkca Kuran-a muhalefet ederek Fedek’i vermemiş ve Fatıma-tüz Zehra’dan Fedek’in Peygamber efendimizin kendisine verdiğine dair şahit istemiştir.

BU HALİ İLE FETHULLAH GÜLENİN EHL-İ BEYT SEVGİSİ NE KADAR GERÇEKÇİ?