Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #91
    Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

    [quote author=EHLI-TAWHID link=topic=22526.msg141041#msg141041 date=1326885177]
    ben bu hadisi biliyordum zaten hadiste birşey yok ki. kadın duyguları anlayın bunu...peygamber onu boşamadı sonuçta
    [/quote]

    yani aişenin sözleri ile Resulullah s.a.a'in öfkeden tüyleri ürpermişti hadisini kabul ediyorsun öyle mi?

    öyleyse şunu da iyi bilirsin.

    eveddet’ul- Kurba’da, İbn-i Hacer Savaik’da (Tirmizi, Hakim ve benzerlerinden naklen) çok az bir tabir ve lafız farklılıklarıyla Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in defalarca şöyle buyurduğunu rivayet etmektedirler:
    “Fatıma benim bir parçamdır, gözümün nurudur, kalbimin meyvesidir ve ruhumdur; onu inciten beni incitmiştir, beni inciten Allah’ı incitmiştir;
    [center]
    ..ey ahle aalam agham Eli mazloome... یا ابا عبدالله الحسین
    [center]
    Bizleri öldürün! Zira Halkımızın bilinci daha da artacak!
    Şehid Seyyid Abbas Musavi(Eski Hizbullah Lideri)

    Yorum


      #92
      Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

      [quote author=meşedi ali enis link=topic=22526.msg141055#msg141055 date=1326886794]

      yani aişenin sözleri ile Resulullah s.a.a'in öfkeden tüyleri ürpermişti hadisini kabul ediyorsun öyle mi?

      öyleyse şunu da iyi bilirsin.

      eveddet’ul- Kurba’da, İbn-i Hacer Savaik’da (Tirmizi, Hakim ve benzerlerinden naklen) çok az bir tabir ve lafız farklılıklarıyla Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in defalarca şöyle buyurduğunu rivayet etmektedirler:
      “Fatıma benim bir parçamdır, gözümün nurudur, kalbimin meyvesidir ve ruhumdur; onu inciten beni incitmiştir, beni inciten Allah’ı incitmiştir;

      [/quote]

      Görmemiştir bence görmüşşse bile bu şiilerin uydurmasıdır..!!! Hz Fatımayı kim incitmişki .? Kim hakkını gaspetmişki.? koca koca sahabeler peygamber dostları arkadaşları mı yoksa.? yok canım inanmam böyle şeye.!!!
      ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

      Yorum


        #93
        Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

        hz. ebubekir hz. fatımayı allah yolunda üzdü. çünkü hz.ebubekir haklı idi.
        HASBUNALLAH

        Yorum


          #94
          Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

          [quote author=EHLI-TAWHID link=topic=22526.msg141133#msg141133 date=1326899497]
          hz. ebubekir hz. fatımayı allah yolunda üzdü. çünkü hz.ebubekir haklı idi.
          [/quote]
          Ben ebubekir haksızdı diyorum. Allah yalancıya lanet etsin mi?
          bu arada Allah yolunda incitmek nasıl oluyor, Hz. Fatıma a.s. haksızmıydı da incitildi?

          Yorum


            #95
            Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

            author=EHLI-TAWHID link=topic=22526.msg141133#msg141133 date=1326899497]
            hz. ebubekir hz. fatımayı allah yolunda üzdü. çünkü hz.ebubekir haklı idi.

            Valla ayakta alkışlıyorum seni mükemmel bir bahane mükemmel bir kılıf buldun ya helal olsun sana..Yani ebubekir dini islamı kuranı hz fatımadan daha iyi biliyordu bunumu demeye getiriyorsun..??


            [quote author=cundeb link=topic=22526.msg141135#msg141135 date=1326901916]
            Ben ebubekir haksızdı diyorum. Allah yalancıya lanet etsin mi?
            bu arada Allah yolunda incitmek nasıl oluyor, Hz. Fatıma a.s. haksızmıydı da incitildi?
            [/quote][

            Yani diyorki hz fatıma haksız kazanç elde etmek istedi ama ebubekir buna engel oldu..

            Yani diyorki hz fatıma gaspçıydı ebubekir bu yüzden onu incitti

            Yani diyorki hz fatıma dini islamı bilmeyen biriydi dolayısı ile cahildi o yüzden ebubekir onu incitmek zorunda kaldı..

            dahada kötüsü diyorki hz Resulullah s.a.a bu dünyadan göçmeden önce hata yaptı kızına kıyak yaptı fedek bağını hz fatımadan almamakla biz o hatayı düzelttik fatıma ondan incindi..dolayısı ile bu haklı bir incitmeyi..

            Yukarıdaki cümlesinden başka bir şey anlayan bir adım öne çıksın..



            ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

            Yorum


              #96
              Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

              [quote author=serdarcan link=topic=22526.msg141149#msg141149 date=1326903489]

              Valla ayakta alkışlıyorum seni mükemmel bir bahane mükemmel bir kılıf buldun ya helal olsun sana..Yani ebubekir dini islamı kuranı hz fatımadan daha iyi biliyordu bunumu demeye getiriyorsun..??

              [

              Yani diyorki hz fatıma haksız kazanç elde etmek istedi ama ebubekir buna engel oldu..

              Yani diyorki hz fatıma gaspçıydı ebubekir bu yüzden onu incitti

              Yani diyorki hz fatıma dini islamı bilmeyen biriydi dolayısı ile cahildi o yüzden ebubekir onu incitmek zorunda kaldı..

              dahada kötüsü diyorki hz Resulullah s.a.a bu dünyadan göçmeden önce hata yaptı kızına kıyak yaptı fedek bağını hz fatımadan almamakla biz o hatayı düzelttik fatıma ondan incindi..dolayısı ile bu haklı bir incitmeyi..

              Yukarıdaki cümlesinden başka bir şey anlayan bir adım öne çıksın..
              [/quote]


              Ehli tevhid şunu anlatmak istiyor sanırsam

              Aslında burada Hz.Fatıma haksız kazanç elde etmek istemiyordu bilakis hakkı olan fedek arazisimi istiyordu.Ama Hz.Ebu bekir sıddık (r.a) Peygamberlere ve soyuna miras kalmıyacağını bildiği için bunun doğru olmadığını söylüyordu.Diğer birşey olarak Hz.Fatıma tabiki dini islam iyi biliyordu ama sanırsam o hadisden haberi olmayablir normal birşey olmuşdurda unutmuşda olabilir insanlık hali..Kıyak yapdı kelimesi gerçekten yanlış bir şey nasıl yazdınız bilmiyorum yanlışlıkla yazmış olabilirsiniz...Benim düşünceme göre Peygamber efendimiz (s.a.v) haricinde diğerleri insandı insanların olduğu yerde her zaman tartışmalara kıskanmalar olur yanlış anlışılmalara olur ama bunları dini bir gerekçe gibi kati kural olarak düşünmek bana göre doğru değildir...
              Haktır Allahım Muhammed mahım
              Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

              Yorum


                #97
                Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

                [quote author=Cihandar link=topic=22526.msg141158#msg141158 date=1326909488]

                Ehli tevhid şunu anlatmak istiyor sanırsam

                Aslında burada Hz.Fatıma haksız kazanç elde etmek istemiyordu bilakis hakkı olan fedek arazisimi istiyordu.Ama Hz.Ebu bekir sıddık (r.a) Peygamberlere ve soyuna miras kalmıyacağını bildiği için bunun doğru olmadığını söylüyordu.Diğer birşey olarak Hz.Fatıma tabiki dini islam iyi biliyordu ama sanırsam o hadisden haberi olmayablir normal birşey olmuşdurda unutmuşda olabilir insanlık hali..Kıyak yapdı kelimesi gerçekten yanlış bir şey nasıl yazdınız bilmiyorum yanlışlıkla yazmış olabilirsiniz...Benim düşünceme göre Peygamber efendimiz (s.a.v) haricinde diğerleri insandı insanların olduğu yerde her zaman tartışmalara kıskanmalar olur yanlış anlışılmalara olur ama bunları dini bir gerekçe gibi kati kural olarak düşünmek bana göre doğru değildir...
                [/quote]

                Arkadaşım güzel demişsin hoş demişsin ama ortada şöyle bir durum var..

                Tamam diyelim sizin dediğiniz gibi olsun hz Resulullah s.a.a."biz peygamberler miras bırakmayız " sözünü söylemiş olsun..peki nasıl olurda bu sözü söyleyen peygamber kendi sözüne muhalif oluyor dünyadan yakın zamanda göçeceğini bütün islam alemine duyuran,kimin bende hakkı varsa gelsin alsın diyen bir peygamber fedek bağını nasıl olurda hz fatımadan alıp beytulmala teslim etmıyor.? unuttu diyemezsiniz ,vermek istemedi diyemezsiniz,benden sonrakiler halleder diye düşünmüş diyemezsiniz .geçerli bir sebep söylermisiniz neden hz Resulullah s.a.a sağlığında yada son günlerinde bunu yapmadı..???

                Tekrarlıyorum...Bir peygamber düşünün diyorki biz peygamberler miras bırakmayız...ve o peygamber hz fatımadaki mirası alıp gerisin geriye vermıyor..bunun adı kıyakçılık olmazda ne olur siz isim koyun o zaman..

                yada mantıklı bir açıklama yazın neden hz peygamber s.a.a. dünyadan göçmeden hz fatımadan almadı o bağı...yoksa hz Resulullah hz fatıma incinir diyemi yapmadı bunu...ebubekir peygamberden çokmu biliyordu..??

                lütfen mantıklı cevap yada mantıklı açıklama yazın..ama yazdığınıza önce kendiniz inanın sonra bizim inanmamızı bekleyin...
                ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

                Yorum


                  #98
                  Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

                  [quote author=serdarcan link=topic=22526.msg141166#msg141166 date=1326913569]
                  Arkadaşım güzel demişsin hoş demişsin ama ortada şöyle bir durum var..

                  Tamam diyelim sizin dediğiniz gibi olsun hz Resulullah s.a.a."biz peygamberler miras bırakmayız " sözünü söylemiş olsun..peki nasıl olurda bu sözü söyleyen peygamber kendi sözüne muhalif oluyor dünyadan yakın zamanda göçeceğini bütün islam alemine duyuran,kimin bende hakkı varsa gelsin alsın diyen bir peygamber fedek bağını nasıl olurda hz fatımadan alıp beytulmala teslim etmıyor.? unuttu diyemezsiniz ,vermek istemedi diyemezsiniz,benden sonrakiler halleder diye düşünmüş diyemezsiniz .geçerli bir sebep söylermisiniz neden hz Resulullah s.a.a sağlığında yada son günlerinde bunu yapmadı..???

                  Tekrarlıyorum...Bir peygamber düşünün diyorki biz peygamberler miras bırakmayız...ve o peygamber hz fatımadaki mirası alıp gerisin geriye vermıyor..bunun adı kıyakçılık olmazda ne olur siz isim koyun o zaman..

                  yada mantıklı bir açıklama yazın neden hz peygamber s.a.a. dünyadan göçmeden hz fatımadan almadı o bağı...yoksa hz Resulullah hz fatıma incinir diyemi yapmadı bunu...ebubekir peygamberden çokmu biliyordu..??

                  lütfen mantıklı cevap yada mantıklı açıklama yazın..ama yazdığınıza önce kendiniz inanın sonra bizim inanmamızı bekleyin...
                  [/quote]



                  Şimdi hadisin olmadıüını düşünürsek Peygamber efendimizin mirasının tamamını Hz.Fatımayamı verirdi yoksa sevdikleri bazı kişilerede bırakırmıydı şayet bıraksaydı sözlü bir şekilde beyan ederdi...Şayet peygamber efendimiz ben mirasımı yani bana ait olan fedek arazsini kızım Hz.Fatımaya bırakıyorum dedi mi...Demediyse buradaki hikmet ney...Şayet hadisin var olduğunu düşünürsek miras bırakma gibi bir olayın olmayacağı ortaya çıkar.Vallahi kardeşim mantık olarak objektif bakıyım dedim çıkamadım ancak bu kadar çalıştı kafam...
                  Haktır Allahım Muhammed mahım
                  Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

                  Yorum


                    #99
                    Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

                    3- Hz. Peygamber (s.a.a) ve Fatıma (a.s) Arasında Fede[/color]k

                    Yüce Allah bir ayette şöyle buyuruyor: "O hâlde sen, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah'ın rızasını isteyenler için bu, en iyisidir. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir."[191] Bize göre, bu ayette hitap Hz. Peygamber'e (s.a.a) yöneliktir. Burada yüce Allah, Peygamberi'ne, akrabalara haklarını vermesini emrediyor. Peki kimlerdir bu akrabalar? Nedir bunların hakları? Müfessirler, bu ayette sözü edilen akrabalardan maksadın, Hz. Peygamber'in (s.a.a) akrabaları olduğu hususunda görüş birliği içindedirler. Bunlar da, (üzerlerine selâm olsun) Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'dir. Dolayısıyla, ayetteki hitabın anlamı şudur: Akrabalarına haklarını ver.Suyuti'nin ed-Dürrü'l-Mensûr adlı eserinde Ebu Said el-Hudri'nin şöyle dediği belirtiliyor: "Akrabaya hakkını ver… ayeti nazil olunca, Hz. Resulullah (s.a.a) Fatıma'yı çağırdı ve ona Fedek'i verdi."[192]İbn Hacer el-Askalanî es-Savaiku'l-Muhrika adlı eserinde şöyle der: "Ömer dedi ki: Size bu meseleyi anlatacağım. Bu ganimet hususunda Allah, bazı şeyleri sadece Peygamberi'ne (s.a.a) özgü kılmıştır ve bundan, onun dışında hiç kimseye herhangi bir pay vermemiştir. Allah şöyle buyuruyor: 'Allah'ın, onlardan Peygamber'ine verdiği ganimetler için siz at ve deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, Peygamber'ini dilediği kimselere karşı üstün kılar…'[193] Dolayısıyla şu Fedek arazisi de sadece Peygamber'e (s.a.a) özgüdür."Tarihî rivayetlerden Fedek'in Fatıma'nın elinde olduğu anlaşılıyor. Bu araziler üzerinde tasarruf hakkı ona aitti. Yine İmam Ali'nin (a.s) Basra'ya vali olarak tayin ettiği Osman b. Hüneyf'e gönderdiği mektuptan da anlaşılacağı üzere o dönemde Fedek Âl-i Resul'ün elindeydi. "Evet, Fedek bizim elimizdeydi. Göğün gölgelediği şeylerin içinde sadece bu kadarı bize aitti. Ama bazıları onun bizde olmasını kıskandılar, bazıları da öfkelendiler. Fakat Allah ne güzel hakemdir!…"[194]Bazı rivayetlerde belirtildiğine göre, Ebubekir halifelik makamına oturur oturmaz Fedek'i Fatıma'dan (a.s) aldı.[195] Bunun anlamı şudur: Fedek, Resulullah (s.a.a) zamanından beri Fatıma'nın elinde ve onun tasarrufu altındaydı ve Ebubekir onu Fatıma'dan aldı.Allâme Meclisî'nin rivayetinde şöyle deniyor: "Resulullah (s.a.a) Fedek bölgesini ele geçirdikten sonra Medine'ye girince, Fatıma'nın (a.s) yanına gitti ve şöyle dedi: 'Ey Kızım! Allah babana Fedek'i ganimet olarak verdi, bu araziyi ona özgü kıldı. Başka hiçbir Müslüman için değil, sadece ona bu arazi üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunma yetkisini verdi. Dolayısıyla bu arazi ile ilgili olarak dilediğimi yapabilirim. Annen Hatice'nin babanın üzerinde mehir borcu vardı. Bu mehir karşılığında Fedek'i sana veriyorum. Sana ve senden sonra da senin çocuklarına bağışlıyorum bu araziyi.' Peygamberimiz (s.a.a) bu sözleri söyledikten sonra bir deri parçasının getirilmesini, ardından da Ali b. Ebu Talib'in çağırılmasını istedi. Ali'ye dedi ki: 'Yaz. Fedek Resulullah'ın Fatıma'ya bağışıdır.' Buna Ali b. Ebu Talib, Resulullah'ın azatlısı ve Ümmü Eymen şahittir."[196][/size]Devamını buradan okuyun: [size=3]http://gadir.free.fr/gadir/ktb/Hiday.../hzati/03.html[/color]
                    عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                    Yorum


                      Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

                      3- Hz. Peygamber (s.a.a) ve Fatıma (a.s) Arasında Fedek

                      Yüce Allah bir ayette şöyle buyuruyor: "O hâlde sen, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah'ın rızasını isteyenler için bu, en iyisidir. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir."[191]
                      Bize göre, bu ayette hitap Hz. Peygamber'e (s.a.a) yöneliktir. Burada yüce Allah, Peygamberi'ne, akrabalara haklarını vermesini emrediyor. Peki kimlerdir bu akrabalar? Nedir bunların hakları? Müfessirler, bu ayette sözü edilen akrabalardan maksadın, Hz. Peygamber'in (s.a.a) akrabaları olduğu hususunda görüş birliği içindedirler. Bunlar da, (üzerlerine selâm olsun) Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'dir. Dolayısıyla, ayetteki hitabın anlamı şudur: Akrabalarına haklarını ver.
                      Suyuti'nin ed-Dürrü'l-Mensûr adlı eserinde Ebu Said el-Hudri'nin şöyle dediği belirtiliyor: "Akrabaya hakkını ver… ayeti nazil olunca, Hz. Resulullah (s.a.a) Fatıma'yı çağırdı ve ona Fedek'i verdi."[192]
                      İbn Hacer el-Askalanî es-Savaiku'l-Muhrika adlı eserinde şöyle der: "Ömer dedi ki: Size bu meseleyi anlatacağım. Bu ganimet hususunda Allah, bazı şeyleri sadece Peygamberi'ne (s.a.a) özgü kılmıştır ve bundan, onun dışında hiç kimseye herhangi bir pay vermemiştir. Allah şöyle buyuruyor: 'Allah'ın, onlardan Peygamber'ine verdiği ganimetler için siz at ve deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, Peygamber'ini dilediği kimselere karşı üstün kılar…'[193]

                      Dolayısıyla şu Fedek arazisi de sadece Peygamber'e (s.a.a) özgüdür."
                      Tarihî rivayetlerden Fedek'in Fatıma'nın elinde olduğu anlaşılıyor. Bu araziler üzerinde tasarruf hakkı ona aitti. Yine İmam Ali'nin (a.s) Basra'ya vali olarak tayin ettiği Osman b. Hüneyf'e gönderdiği mektuptan da anlaşılacağı üzere o dönemde Fedek Âl-i Resul'ün elindeydi.
                      "Evet, Fedek bizim elimizdeydi. Göğün gölgelediği şeylerin içinde sadece bu kadarı bize aitti. Ama bazıları onun bizde olmasını kıskandılar, bazıları da öfkelendiler. Fakat Allah ne güzel hakemdir!…"[194]

                      Bazı rivayetlerde belirtildiğine göre, Ebubekir halifelik makamına oturur oturmaz Fedek'i Fatıma'dan (a.s) aldı.[195] Bunun anlamı şudur: Fedek, Resulullah (s.a.a) zamanından beri Fatıma'nın elinde ve onun tasarrufu altındaydı ve Ebubekir onu Fatıma'dan aldı.
                      Allâme Meclisî'nin rivayetinde şöyle deniyor:
                      "Resulullah (s.a.a) Fedek bölgesini ele geçirdikten sonra Medine'ye girince, Fatıma'nın (a.s) yanına gitti ve şöyle dedi:
                      'Ey Kızım! Allah babana Fedek'i ganimet olarak verdi, bu araziyi ona özgü kıldı. Başka hiçbir Müslüman için değil, sadece ona bu arazi üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunma yetkisini verdi. Dolayısıyla bu arazi ile ilgili olarak dilediğimi yapabilirim. Annen Hatice'nin babanın üzerinde mehir borcu vardı. Bu mehir karşılığında Fedek'i sana veriyorum. Sana ve senden sonra da senin çocuklarına bağışlıyorum bu araziyi.' Peygamberimiz (s.a.a) bu sözleri söyledikten sonra bir deri parçasının getirilmesini, ardından da Ali b. Ebu Talib'in çağırılmasını istedi. Ali'ye dedi ki: 'Yaz. Fedek Resulullah'ın Fatıma'ya bağışıdır.' Buna Ali b. Ebu Talib, Resulullah'ın azatlısı ve Ümmü Eymen şahittir."[196]
                      Devamı: http://gadir.free.fr/gadir/ktb/Hiday.../hzati/03.html
                      عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                      Yorum


                        Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

                        HUVE'L AZİZ

                        SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHL-İ BEYTE

                        Madem konudan konuya atlanıyor Fedek konusu hakkında Nehcül Belağa da geçen İmam'ın Osman bin Huneyf'e gönderdiği mektubunu paylaşayım. Belki birileri Fedeğin bir kaç dönümlük toprak parçası olmadığını anlarlar.

                        45. Mektup

                        H. 36 yılında Basra valisi olan Osman b. Huneyf-i Ensari'nin çağırıldığı bir ziyafet yemeğine gittiğini öğrendiği zaman yazdığı mektup.

                        ...Ey İbn-i Huneyf! Basra eşrafından birinin seni ziya­fete çağırdığını, oraya koşarak gittiğini, çeşit çeşit ye­meklerin, kocaman kocaman kâselerin sana sunulduğunu öğrendim. Oysa yoksullarının (çağrılmayıp) kovulduğu, zenginlerin davet edildiği bir davete icabet edeceğini san­mıyordum. Çiğnediğin lokmaya bir bak; (helal-haram açısından) şüpheli olursa onu ağzından at; tam anlamıyla pak olduğunu bilirsen birazcık ye.

                        Bil ki her kişinin uyduğu, yolundan gittiği, ilminin nu­ruyla ışıklandığı bir imamı vardır. Yine bil ki sizin imamı­nız, dünyasında eskimiş bir elbise ve iki lokma ekmeğiyle yetinmektedir. Elbette buna güç yetiremeyeceğinizi bilin. Ama takva ve ibadet telaşı ile temiz ve iffetli olmaya çalı­şarak bana yardım edin. Allah'a andolsun ki ben, bu dün­yanızda ne bir altın, ne de gümüş külçeleri yığdım; ne ga­nimetlerden mal biriktirdim, ne üzerime yırtılmış elbisem­den başka bir elbise aldım, ne de dünyada bir karış toprağa sahip oldum. Ancak geçinmeme yetecek kadar yiyecek al­dım. Gerçekten dünya, benim gözümde acı bir pelitten daha değersiz, daha bayağıdır.

                        Gökyüzünün gölgelendirdiği şu dünya yüzünde elimizde bir Fedek vardı, ona da toplumun bir kısmı göz dikti, bir kısmı ise cömertlik ederek ondan el çektiler; Allah ne de güzel hükmedicidir!

                        Ben Fedek'i veya başka yeri ne yapayım. Yarın bu nef­sin konağı mezarıdır. Onun karanlığında işleri kaybolur, haberi yok olur. Mezarcı onu geniş kazsa veya elleriyle genişletse bile taş, kerpiç düşer, arayı doldurur, toprak biri­kir, daracık hale gelir. Büyük korku gününde güvene eri­şebilmem, sıratta ayağımı sabit kılabilmem için nefsimi şimdiden takva ile meşakkate alıştırmalıyım. Eğer istesey­dim balın safını, buğdayın halisini yemeye, ipek elbise gi­yinmeye yol bulabilirdim. Fakat heyhat! Hicaz'da veya Yemame'de bir ekmek bile bulamayan, tokluk, doyumluk denen şeye ulaşmayan nice yoksullar varken, nefsimin be­ni yenmesi, lezzetli yemekler yemeye götürmesi nasıl mümkün olabilir! Çevremde aç karınlar, susuzluktan yan­mış ciğerler varken geceyi nasıl tok olarak geçirebilirim!

                        Ben şairin dediği duruma nasıl düşebilirim:

                        "Çevrende tabaklanmış deriye hasret olanlar,
                        Ciğeri yanmışlar varken;
                        Karnı tok olarak yatman,
                        Sana dert olarak yeter!"

                        Bana, "Mü’minlerin Emiri" denildikten sonra zamanın zorluklarında onlara ortak olmamaya, sıkıntılı yaşa­yışlarında onlara örnek olmamaya razı olur muyum? Ben, temiz şeyleri yemekle meşgul olmak için yaratılmadım. Ben derdi/tasası yiyeceği olan bağlı veya işi gücü çöplükler arasında yiyecek aramak olan, sahibinin maksadından haberi bile bulunmayan bir hayvan değilim. İşsiz güçsüz gezeyim, abesle meşgul olayım, sapıklık ipini çekeyim veya şaşkınlık yoluna gireyim diye de yaratılmadım. Şöyle dediğinizi duyar gibiyim.: "Ebu Talib'in oğlunun yediği buysa, zayıflıktan akranlarıyla savaşa, yiğitlerle dövüşmeye gücü yetmez."
                        Bilin ki sahralardaki ağaç daha katı ve sert; bağ bahçe içindeki ağaçlar ise daha zayıf ve naziktirler. Çorak topraklarda biten ağaçların ateşi daha kuvvetli ve koru da daha geç söner. Ben, Resulullah'ın nurundan bir nur ve pazısının dirseği konumundayım. Vallahi, bütün Araplar, benimle savaşmak için bir birleriyle yardımlaşsalar bile yine ondan yüz çevirmem, imkânlar ölçüsünde ona koşar ve ekin aralarındaki taştan temizlensin diye yeryüzünü şu aksi ve ters adamdan temizlemek için mücadele ederim.

                        ...Ey dünya, benden uzaklaş! Yularını boynuna attım (dilediğin yere git), pençenden kurtuldum, tuzaklarından sıyrıldım. Sürçme yerlerinden uzak kaldım. Süslerinle güzelliğinle mahvettiğin ümmetler, oyunlarınla güldürüp aldattığın nesiller nerede? İşte onlar, kabirlerde rehin olup yatmışlardır.

                        (Ey dünya) Vallahi, eğer sen görünür bir şahsiyete, tutulup dokunulabilir bir bedene sahip olsaydın, uzun emellerle aldatıp sonra kandırarak helak çukuruna attığın ümmetler ve telef ettiğin, belalara uğrattığın, dönüşü olmayan, varanından haber alınmayan yerlere attığın sultanlar için sana Allah'ın hadlerini uygulardım.

                        Heyhat! Senin sürçme yerlerine ayak basan kayarak düşer. Dalgalarına düşen boğulur; (ama) senin tu­zaklarından uzaklaşan başarıya ermiştir. Senden kurtulup da selamete eren kimsenin geçimi dar olsa ne çıkar! Onun yanında dünyanın, zevale ermesi yakın bir gün gibidir.

                        Benden uzak ol! Vallahi ben sana zelil edesin diye boyun eğmem. Beni istediğin yere çekesin diye irademi sana teslim etmem. Allah'a, -iradesi müstesna- bir yeminle yemin olsun ki nefsimi, katığı tuz olan bir ekmek parçasıyla yetinip sevinecek duruma gelinceye kadar terbiye ederim ve gözlerimden; suyu çekilmiş, akıntısı kurumuş bir pınar haline getirinceye kadar da gözyaşı dökerim. Otlayan, karnını doyurunca yan gelip yatan bir hayvan veya yayılıp doyunca ağılına dönen koyun sürüsü gibi, Ali de azığını yiyip uykuya mı dalar!? Bunca seneden sonra, ovada otlayan merada yayılan hayvanlara dönerse, gözleri aydın olsun!

                        Rabbinin farz kıldıklarını eda eden, uğradığı meşak­katlere sabreden, geceleri uykusunu terk eden; uykusu onu yendiğinde de yeri kendisine döşek, kolunu da yastık kılan, kıyamet gününün korkusundan gözlerine uyku gir­meyen, yanları döşek yüzü görmeyen, dudakları gizlice Rabbinin zikrini fısıldayan, devamlı diledikleri bağışlanma sebebiyle günahlarından arındırılanlara ne mutlu! İşte on­lar Hizbullah'tır. Haberiniz olsun Allah'ın hizbi kurtuluşa erenlerin ta kendisidir."(Mücadele: 22)

                        Allah'tan kork ey İbn-i Huneyf! Sahip olduğun ekmeğinle yetin. Bu, Cehennem ateşinden kurtulman için sana yeter."
                        EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                        Yorum


                          Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

                          Gökyüzünün gölgelendirdiği şu dünya yüzünde elimizde bir Fedek vardı, ona da toplumun bir kısmı göz dikti, bir kısmı ise cömertlik ederek ondan el çektiler; Allah ne de güzel hükmedicidir!
                          عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                          Yorum


                            Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

                            [quote author=EHLI-TAWHID link=topic=22526.msg141133#msg141133 date=1326899497]
                            hz. ebubekir hz. fatımayı allah yolunda üzdü. çünkü hz.ebubekir haklı idi.[/quote]

                            bu ancak bir ibni Teymiyye bağlısının vere bileceği cevaptır. Hz. Fatıma s.a ile otorite arasında çıkan ihtilaflarda Hz. Fatıma s.a haklıdır, çünkü:

                            1. Fedek Hz. Fatıma s.a'ın kendi mülküdür, çünkü Nebi s.a.a daha hayatta olduğu dönemde bunu Allah c.c'ın emri ile Hz. Fatıma s.a'ya vermiştir: Fedek « velayet

                            ve Hz. Fatıma s.a bu konuda imam Ali a.s ve Ümmü Eymen r.a'ı şahid göstermiş ama Ebu Bekir kabul etmemişti.

                            2. Ebu Bekirin Nebi s.a.a'ye nispet ettiği "biz peygamberler miras bırakmayız" hadisi uydurmadır, delili de Nebi s.a.a'in sarılmayı emr ettiği Sakaleynin hem Kuran-ı Şerif'in ve hemde İtret a.s'dan Hz. Fatıma s.a'ın bunu reddetmiş olmasıdır.

                            bununla birlikte Kuran-ı Şerif ve Nebi s.a.a'in beyanı ile Hz. Fatıma s.a Cennet kadınların Seyyidesidir (Buhari), her türlü kirden arınmıştır (Ahzab 33), onu inciten Nebi s.a.a'yi incitmiştir (Buhari), Onun gazabı Allah c.c'ın gazabı, rızası Allah c.c'ın rızasıdsır.


                            [quote author=cundeb link=topic=22526.msg141135#msg141135 date=1326901916]
                            Ben ebubekir haksızdı diyorum. Allah yalancıya lanet etsin mi?[/quote]

                            Allah razı olsun, mübaheleye davet etmek de Nebi s.a.a'in sünnetindendir. bir delili olmayıp da taassup ve bağnazlık ile diretenler mübaheleye davet edilirler.

                            Yorum


                              Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

                              [quote author=ali enis link=topic=22526.msg140664#msg140664 date=1326724694]
                              "Eşlerinden istediğinin sırasını erteler, istediğini ka-bul edersin..." ayeti inince
                              [/quote]

                              can
                              bu ayeti bulamadım. hangi sure hangi ayet?

                              Yorum


                                Ynt: PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE

                                tamam buldum:

                                Onlardan dilediğini geriye bırakırsın, dilediğini de yanına alırsın. . . Uzlet ettiğin (sırasını geri bıraktığın hanımlardan) kimi (tekrar yanına almak) istersen, sana bir vebal yoktur. . . Bu, onların gözlerinin aydın olmasına, mahzun olmamalarına ve kendilerine verdiğin ile hepsinin razı olmalarına en uygundur. . . Allâh kalplerinizde olanı bilir. . . Allâh Aliym'dir, Haliym'dir.
                                Ahzab 51

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X