Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İmamların masumluğu meselesi

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: İmamların masumluğu meselesi

    - İhtilaflar tek merkezli olmakla çözülür ve dinin amacı da ihtilafları bitirmektir


    madem imamlar ihtilafı çözmek için varsalar neden ihtilaflar çözülmemiş ve 1400 yıldır hala devam ediyor.imamlarmı görevini iyi yapamamış yoksa ümmet arasındaki bu derin uçurumlara siz ihtilaf gözüyle bakmıyormusunuz?

    Yorum


      Ynt: İmamların masumluğu meselesi

      burda imametin peygamber olmayan birine verilebileceğine dair bir bilgi yok.eğer İbrahim a.s.ın imameti kastediliyorsa bu demektirki imamet peygamberlere has bir şeydir.yok eğer İbrahim a.s.ın duasına icabet kastediliyorsa ''zalimler benim ahdime erişemez'' cümlesinden bu duanın kabul edildiği anlamı çıkmıyor.aksine kabul edilmeyeceği anlamı çıkıyor.


      eğer zalimler ahdime ermez denerek, İbrahim a.s.'ın duasına icabet edilmemiş olunsaydı onun soyunun tamamı zalimlerden olması gerekir, ve Peygamberimizin de onun soyundan olmaması gerekirdi.

      Allah'ın; İbrahim a.s.'ın soyumdan da duasına koştuğu şart zalimler hariç diyor. Peygamber olmayanlar demiyor..




      gece geç oldu ben delilleri oraya toplu olarak yazdım bu demek değildir ki toplu konuşalım..

      tek tek gidersek sonuca ulaşıcı olur

      sonra devam edelim inşaAllah...

      Yorum


        Ynt: İmamların masumluğu meselesi

        eğer zalimler ahdime ermez denerek, İbrahim a.s.'ın duasına icabet edilmemiş olunsaydı onun soyunun tamamı zalimlerden olması gerekir, ve Peygamberimizin de onun soyundan olmaması gerekirdi.

        Allah'ın; İbrahim a.s.'ın soyumdan da duasına koştuğu şart zalimler hariç diyor. Peygamber olmayanlar demiyor..


        demekki burdan İbrahim a.s.ın ''ebul enbiya'' olmasının anlamı çıkıyor.yani soyundan peygamber olan ve peygamberlikle birlikte imamet sahibi olanların geleceği anlaşılıyor.ki olmuş bir şeydir tarihde bu ayeti doğrulamış ve kendisinden sonraki bütün peygamberlerin kendisinin soyundan gelmesini takdir etmiştir Allah.

        Yorum


          Ynt: İmamların masumluğu meselesi

          bu durumda İbrahim a.s.'ın: "soyumdan da imamlar ata" şeklindeki duası kabul olmuş oluyor mu, yoksa reddedilmiş mi oluyor?

          Yorum


            Ynt: İmamların masumluğu meselesi

            bu durumda İbrahim a.s.'ın: "soyumdan da imamlar ata" şeklindeki duası kabul olmuş oluyor mu, yoksa reddedilmiş mi oluyor?

            kabul olmuş oluyor ama bu 12 imamın imametine bir delil değildir.İbrahima.s.ın soyundan pygamberlerin geleceğine delildir.tıpkı kendisinin peygamberlik makamıyla beraber imamet makamına erişmesi gibi.

            Yorum


              Ynt: İmamların masumluğu meselesi

              siz bir şeyleri kanıtlamak için benim ne dediğime bakmadan aynı nakaratları tekar edip duruyorsunuz.
              sizin yazılarınızdaki anlam benzerliklerine cevap verirken teknik olarak böyle bir zorunluluk doğduğundan tekrar etmek zorunda kalıyorum, bu yüzden nakarat olarak algılamışsınız.


              ama demek istediğim; peygamberimize peygamber olmadan önce vahiy gelmiş değildi ve bir şeriat verilmiş değildi.vahiy gelmemişse ve şariat verilmemişse daha peygamberlik verilmemiş demektir
              sözlerinizin beni ikna edemediğini belirteyim. Peygamberimizin Nübüvveti ilanından önceki hayatına gerek duyulmayacak ölçüde yeterince nass var elimizde, ama siz masum kabul ettiğiniz yani İlahi yasanın dışında davranış sergilemeyeceğini kabul ettiğiniz bir insanın nübüvvetini ilanından önceki hayatını nass kabul etmemekle kendinizle çelişmiş oluyorsunuz.

              Masum demek, zaten her davranışı ilahi sınırlar içerisinde olan şahıs demektir. Benim derdim bu, ben sizin mutlak masumiyete inanmadığınızı sezinler gibiyim. mutlak masumiyet konusunda anlaşamıyoruz gibiyiz.

              evet müşrik olmayan ama fetret devri olduğundan Hz.İbrahimin hanif dininden kalmış ve artık güzel adet halini almış bazı ritüellerle amel eden birinede a.s denmesini doğru bulmuyorum.
              Bu aslında ekol meselesidir, ehlibeyt ekolu olarak abdulmuttalip a.s.a bakış açımız farklıdır.
              ayrıca ben şahsen Peygamberimize salavat getirirken münafıklığı ortaya çıkmış olan kimseye beraberinde salavat getirmiyorum.başkasının ne yaptığı beni ilgilendirmediği gibi beni bağlamazda.
              Bunu nasıl yapıyorsunuz? Mesela; "Allahumma salli ve sellem ala seyyidina Muhammed ve alihi ve ashabihi ecmain" derken mesela muaviyeyi bu ashap içine katarken ne düşünüyorsunuz? Ben şahsınızı bilmem ama burada savunduğunuz saidi nursi muaviyeye hz. deyip onu kutsadığından sizinde aynı düşüncede olduğunuz kanısına vardım.

              şianın her zaman eleştirdiğim yönlerinden biride yanlış olan bir şeyi söylediğimizde bu yanlışı karşı taraftan yani sunni insanların yaptığı yanlışlardan örnek vererek savunmlalarıdır.başkalarının yaptığı yanlışlar sizin yaptığınız yanlışı meşrulaştırmaz
              Benim şahsen öyle bir alışkanlığım yok, hatta Abdulmuttalip meselesinde hata yaptığıma inansaydım, böyle savunma yapmazdım. Abdulmuttalip a.s. konusunda gayet doğru bir düşünce içindeyiz, ama peygamberi gören herkesi ashaptan sayıp ona salavat getirenlerin hatasını görmeden böyle bir ifadeye kalkışmanıza değinmek istedim. Yoksa Abdulmuttalip konusundaki görüşümün arkasındayım ve Abdulmuttalip a.s. bize ehlibeytten ulaşan bilgilere göre mümin bir zat idi, a.s. ı hakkeden bir zat idi.

              Abdulmuttalibin sünneti diye birşey yoktur.sadece Hz. İbrahimin hanif dininden kalan bazı ameller vardır ve bunlar Abdulmuttalibin şahsına münhasır ve kendisinin icat ettiği şeyler değildir.Abdulmuttalip ile beraber o dönemin mekkesinde başka hanif olanların varlığınıda biliyoruz.ondan şahıs önemli değildir dedim
              Ehlibeyt ile ehli sünnet ekolu sizin dediklerinizi demiyor, aksine 5 adet sünneti hz. Abdulmuttalip a.s.ın şahsına atfediyorlar ve Abdulmuttalibin islam dinince kanun kabul edilen 5 sünneti diye adlandırılıyorlar. araştırabilirsiniz.

              peygamberimizin risalet öncesi hayatı tabiki benim için örnektir.bunu defalarca beyan ettim.ama sadece Ahlaki anlamda.bunun dışında dini hüküm olarak bana verilen yada sunulan bir şey yoktur
              Buna itirazım yok, çünkü nübüvvet sonrası eksik bırakılan bir şey kalmamıştır ve elimizde kuran ve sünnet var, yok onlarda da bulunmaz ise nübüvvetten önceki hayatına başvurmakta sakınca olmaması lazım. bunu anlatmaya çalışıyorum. Çünkü risaletten önceki hayatı şayet içtihat ile yaşanmış olsa bile, bizim içtihatlarımızdan daha isabetlidir. Bu benim bakış açım katılmayabilirsiniz.

              böyle bir şeyin olmaması fıkıh ehlinin eksikliğini değil benim savunduğum şeyi gösterir yani peygamberimiz kendisine vahiy gelmeden önce peygamber değildi.
              Sadece risalet öncesi ile sonrası vahyin mahiyeti tartışılabilir, yoksa asla vahiy gelmedi demeye hiçbirimizin kesin kanıtı yoktur.

              defalarca söylediğim halde yine sabırla söylüyorum umarım bu sefer anlarsınız: ben peygamberimizin peygamberlik öncesi hayatının islam dışı olduğunu iddia etmiyorum ama bu hayat islam içi bir hayatta değildir.çünkü ozaman islam daha yoktu.
              Ben sizi gayet iyi anlıyorum emin olun. ama sizinde bağ kuramadığınız nokta da şu; Madem bir insan 40 yıl boyunca bir an bile islam dışı bir yaşam yaşamamışsa o zamanda islam yoktu demeye hakkımız yok, resmi olarak yoktu ama peygamberimizin yaşam ve davranışlarında fiili olarak vardı. sözlerinizden çıkardığım anlam bu ki ben de aynı şeyi söylüyorum.

              Yorum


                Ynt: İmamların masumluğu meselesi

                "kabul olmuş oluyor ama bu 12 imamın imametine bir delil değildir."

                Bunu kapsamadığına dair ayetten bir deliliniz yok henüz, şu ana kadarki şartlanmışlığınız sizi böyle düşündürtüyor. Tıpkı bizim bu ayetten 12 imamı anlamamızı, sizin; bizi şartlanmış olarak kabul ettiğiniz gibi. Yani daha şimdilik her ikimiz de bu aşamaya gelmedik. Yani bu ayetin 12 imamı kapsamadığına dair sizin bir kanıtınız olmadığı gibi biz de daha 12 imamı kapsayacak kanıtı size gösterecek noktaya gelmedik.. o yüzden bu tartışmanın şu noktasında rafa kaldırılacak bir konudur.

                İbrahima.s.ın soyundan pygamberlerin geleceğine delildir.

                Bu cümleniz ayetten çıkmayan bir sonuç ve sizin eski şartlanmışlığınızın sizi yanılttığını açıkça gösteren kanıt. Çünkü Allah'ın İbrahim'e a.s. ihsan ettiği, buna karşılık İbrahim a.s.'ın O'ndan soyumdan da diyerek istediği konu nübüvvet/peygamberlik değil ki!.. Tersine bu ayette nübüvvetin hiç konu edinilmediğini görüyoruz.

                Sizin bu cümlenizdeki çıkarımınızın doğru olması için bu diyaloğun, uzun yıllar Peygamberlik yapmış, sınava alınmış ve ömrünün sonlarında bu sınavların başarı ile tamamlanışından sonra Allah'ın ona vaad ettiği bir ödül olmaması gerekirdi. Peygamberlik ilk verildiğinde olsaydı bu konuşma, ve şu şekilde olsaydı sizin dediğiniz olurdu:

                "Seni nebi/resul seçeceğim", ibrahim a.s.: Soyumdan da, ...

                ancak öyle görmüyoruz. Siz ayette hiç konu edinilmeyen nübüvveti/risaleti buraya koyuyorsunuz.. Oysa ayette imametten söz ediliyor. İmam atanmaktan söz ediliyor..

                "tıpkı kendisinin peygamberlik makamıyla beraber imamet makamına erişmesi gibi."

                İbrahim a.s. ile Rabbimiz arasında geçen bu diyalog sizce peygamberlik makamı hakkında mı ki siz, "peygamberlikle birlikte imamet makamına" diyorsunuz? Bu diyalog sırasında İbrahim a.s. ömrünün sonlarında yaşlılığında bulunmuyor muydu? Ve zaten bundan onlarca yıl önce Peygamber olmuş değil miydi?

                Yorum


                  Ynt: İmamların masumluğu meselesi

                  ben bu birinci delili incelemeden diğerlerine geçmek istemiyorum.. çünkü tartışma ve inceleme böyle yapılmaz..

                  bir bütün bir anda görülüp incelenmez. ilmi görüşmelerde bir konu halledilmeli deliller incelenmeli sonra diğerlerine geçilmelidir..

                  bunun için arkadaşlarla bir usul belirlememiz gerek... imameti savunan arkadaşlar eğer mümkünse tek delil üzerine yoğunlaşsalar sonra diğerlerine geçseler ve Esedullah kardeş de böyle yapsa ve tartışma dağılacağına daha hızlanıp tek delil halledilip gidilse daha iyi olur diye düşünüyorum..

                  bu yüzden ilk yazdığımız delil olan bakara 124 bitmeden diğer yazdıklarınıza bakamadım Esedullah kardeş..

                  Yorum


                    Ynt: İmamların masumluğu meselesi

                    "madem imamlar ihtilafı çözmek için varsalar neden ihtilaflar çözülmemiş ve 1400 yıldır hala devam ediyor.imamlarmı görevini iyi yapamamış yoksa ümmet arasındaki bu derin uçurumlara siz ihtilaf gözüyle bakmıyormusunuz?"

                    burdaki incelememizde şuna karar vermeliyiz:

                    sistem mi tartışıyoruz yoksa bu sistemi uyguladığını iddia edip uygulamayanların hallerini mi...

                    insanlara bakarak mı hakikate gideceğiz yoksa hakikati tanıyarak mı insanları değerlendireceğiz..

                    bir sistemi uygulayanların eksiklikleri o sisteme mal edilebilir mi?

                    İmamet sistemi çok mükemmel ve asla bir eksiklik barındırmayan bir sistemdir. Ama buna inananların onu eksik uygulamaları veya samimiyetsizlik nedeniyle bu sistemi yanlış gösterip tanıtmaları objektif ilim adamlarını yollarından ve ilkelerinden saptıramaz..

                    Şimdi batılıların, İslam nerede hak din oluyormuş, görmüyor musunuz müslümanların halini... demeleri sizce İslam'a zarar verir mi ya da müslümanların eksikliği İslam'a mı mal edilir?

                    İmamlar görevlerini eksiksiz yaptılar. Yapmadılar desek zaten bu imameti inkarımız olur. Ve sizin de böyle bir soruyu sorabilmeniz bu inkardan kaynaklanıyor. Örneğin bu soruyu Peygamberler görevini yapmadı mı ki ya da misal Nuh a.s. tebliğ etmedi mi de hep yattı mı da, kendisine bin yıl boyunda 10-15 kişi iman etti... diye soramıyorsunuz değil mi..

                    Sizce ümmet imamları kabul etti de imamlar bu yüzden mi imamet sistemi işlevini görmedi, ihtilaflar kalkmadı.. sizce sünniler imamete inansaydı ihtilaflar olur muydu? Sizce şiiler imameti hakkıyla kavrayıp imanlarında samimi olsa ve gereğini yapsalardı bu durumda ihtilaf mı olurdu..

                    bunu Kur'an ve sünnilik sistemi ile bir tutamazsınız çünkü:

                    çok samimi olan ve Kur'an'a bağlanıp tam da dediğini yapmak isteyen insanlar bu gün birleşemezler bu mümkün değildir. Örneğin sizinle bizim durumumuzda olduğu gibi. Kendinizi mi samimi görmüyorsunuz bizi mi? O halde neden birleşemiyoruz? Yoksa Kur'an'dan konuşmuyor muyuz.. gördüğünüz gibi Kur'an'dan konuşuyoruz bu başlık altında hep Kur'an ayetlerinden incelemeler yapıyoruz. O halde neden birleşemiyoruz..

                    ama ümit ediyorum ki Şianın hak imamet delillerini gördüğümüzde birleşmiş olacağız..

                    Yorum


                      Ynt: İmamların masumluğu meselesi

                      mufaddal kardeş sana cevap vermek isterim ama cevap için elimi klavyeye uzattığım da düşündümki defalarca yazdığımı tekrar etmek zorunda kalacağım.gereksiz tekrarlara girmeye hiç niyetim yok.mübarek! siz de; aynı şeyi defalarca yazmama rağmen hiç yazmamışım yada daha ilk defa bana soruyormuşsunuz gibi aynı şeyleri tekrar edip duruyorsunuz. o konu kapanmıştır benim için..

                      Yorum


                        Ynt: İmamların masumluğu meselesi

                        Bunu kapsamadığına dair ayetten bir deliliniz yok henüz, şu ana kadarki şartlanmışlığınız sizi böyle düşündürtüyor. Tıpkı bizim bu ayetten 12 imamı anlamamızı, sizin; bizi şartlanmış olarak kabul ettiğiniz gibi. Yani daha şimdilik her ikimiz de bu aşamaya gelmedik. Yani bu ayetin 12 imamı kapsamadığına dair sizin bir kanıtınız olmadığı gibi biz de daha 12 imamı kapsayacak kanıtı size gösterecek noktaya gelmedik.. o yüzden bu tartışmanın şu noktasında rafa kaldırılacak bir konudur.


                        bunun şartlanmışlıkla ne alakası var? ayette geçmeyen bir şeyi geçiyormuş gibi algılamak ve yorumlamakmıdır şartlanmamışlık?
                        bu ayetten 12 imamın anlaşılmadığının
                        1.delili: öyle bir ibare geçmiyor.
                        2.delili: bu duayı yapan kişi bir peygamberse kendisine verilen şeyin bir başkasına verilmesini istediğinde, bu bir başkasının da peygamber olması gerektiğini bildiği için onlarada imamet istemiştir.
                        teşbihte hata olmasın: farzı misal ben öğretmenim.okul müdürü beni çağırıyor ve diyor ki seni müdür yardımcısı yaptım.bende sevdiğim insanların da benim gibi ileride bu okulda müdür yardımcılığı yapmasını istediğimden müdürden böyle bir talepte bulunuyorum.müdürde bana diyorki: (zalimler benim ahdime erişemez misali) 'haketmeyenleri yapmam'..bu durumda ben öğretmen olmayanların gelip müdür yardımcılığı yapabileceğini kastedebilirmiyim? hayır.. müdür öğretmen olmayanların gelip müdür yardımcılığı yapabileceğini kastedebilirmi? hayır..

                        Bu cümleniz ayetten çıkmayan bir sonuç ve sizin eski şartlanmışlığınızın sizi yanılttığını açıkça gösteren kanıt. Çünkü Allah'ın İbrahim'e a.s. ihsan ettiği, buna karşılık İbrahim a.s.'ın O'ndan soyumdan da diyerek istediği konu nübüvvet/peygamberlik değil ki!.. Tersine bu ayette nübüvvetin hiç konu edinilmediğini görüyoruz.

                        Sizin bu cümlenizdeki çıkarımınızın doğru olması için bu diyaloğun, uzun yıllar Peygamberlik yapmış, sınava alınmış ve ömrünün sonlarında bu sınavların başarı ile tamamlanışından sonra Allah'ın ona vaad ettiği bir ödül olmaması gerekirdi. Peygamberlik ilk verildiğinde olsaydı bu konuşma, ve şu şekilde olsaydı sizin dediğiniz olurdu:

                        "Seni nebi/resul seçeceğim", ibrahim a.s.: Soyumdan da, ...

                        ancak öyle görmüyoruz. Siz ayette hiç konu edinilmeyen nübüvveti/risaleti buraya koyuyorsunuz.. Oysa ayette imametten söz ediliyor. İmam atanmaktan söz ediliyor..



                        yani İbrahim a.s. bir ömür boyu nebi ve Resul olarak mücadele edecek,ağır ve zor imtihanlardan geçecek,ebul enbiya ve halilullah lakabına liyakat kesbedecek, sonra imamete atanacak (ki ben bu atanmak kelimesinide tasvip etmiyorum çünkü imamete risalet yada nübüvvet gibi bir ''makam'' gözüyle bakmıyorum) ama ibrahimin bunca mücadelesine karşılık zor ulaşabildiği bir makama İmam Cevad 7-8 yaşlarında atanacak ve 20li yaşlarda vefat edecek şekilde imamet makamının sahibi olacak? bu aklıdanda mantıktanda uzak bir durumdur.

                        İbrahim a.s. ile Rabbimiz arasında geçen bu diyalog sizce peygamberlik makamı hakkında mı ki siz, "peygamberlikle birlikte imamet makamına" diyorsunuz? Bu diyalog sırasında İbrahim a.s. ömrünün sonlarında yaşlılığında bulunmuyor muydu? Ve zaten bundan onlarca yıl önce Peygamber olmuş değil miydi?

                        algı sorunu!
                        peygamberlikle birlikte imamet derken ikisinin birden verilmesi değil..peygamberlik verildikten sonra imameti haketmek anlamındadır.

                        Yorum


                          Ynt: İmamların masumluğu meselesi

                          burdaki incelememizde şuna karar vermeliyiz:

                          sistem mi tartışıyoruz yoksa bu sistemi uyguladığını iddia edip uygulamayanların hallerini mi...

                          insanlara bakarak mı hakikate gideceğiz yoksa hakikati tanıyarak mı insanları değerlendireceğiz..

                          bir sistemi uygulayanların eksiklikleri o sisteme mal edilebilir mi?

                          İmamet sistemi çok mükemmel ve asla bir eksiklik barındırmayan bir sistemdir. Ama buna inananların onu eksik uygulamaları veya samimiyetsizlik nedeniyle bu sistemi yanlış gösterip tanıtmaları objektif ilim adamlarını yollarından ve ilkelerinden saptıramaz..


                          mübarek! ihtilaf dediğimiz şey sistemde olmuyorki zaten insanlarda oluyor.sistemde ihtilaf olsa bu demektirki Resulullah s.a.v dini eksik getirmiş.oysa din tamamlanmıştır.ama din algısında insanlar değişik cenahlara dağlımış ve sistemde olmayan sorun insanlarda ortaya çıkmıştır.yani ihtilaf insanlarda oluyor sistemde değil.
                          madem senin deyiminle imamlar ihtilafları çözmek için varlar.ve dinde yani sistemde ihtilaf namına bir sorun yok.çünkü peygamber dini tamamlamıştır.ama insanlarda ihtilaf varsa neden imamlar bu ihtilafı giderememişler.ve sorun 1400 yıldır devam ediyor.?

                          Örneğin bu soruyu Peygamberler görevini yapmadı mı ki ya da misal Nuh a.s. tebliğ etmedi mi de hep yattı mı da, kendisine bin yıl boyunda 10-15 kişi iman etti... diye soramıyorsunuz değil mi..


                          peygamberler dini tebliğ için gelmişlerdir ve insanlr üzerinde inanmalarını sağlamak adına bir zorlayıcılıkları olmadığı gibi bütün insanları imana getirecekler diye bir mükellefiyetleride yoktur.
                          ama sen diyorsunki; imamlar ihtilafları çözmek için vardırlar.yani bu demektirki imamların böyle bir mükellefiyetleri vardır. ee bu ihtilaflar çözülmediğine göre demekki imamlar görevlerini yapmamışlar.

                          Sizce ümmet imamları kabul etti de imamlar bu yüzden mi imamet sistemi işlevini görmedi, ihtilaflar kalkmadı.. sizce sünniler imamete inansaydı ihtilaflar olur muydu? Sizce şiiler imameti hakkıyla kavrayıp imanlarında samimi olsa ve gereğini yapsalardı bu durumda ihtilaf mı olurdu..


                          hem diyorsunki imamlar ihtilafı kaldırmak için vardırlar.hemde diyorsunki ihtilafları insanlar kaldırsın ve kendiliğinden gelsinler imama iman etsinler.
                          bu nasıl mantık.?

                          bunu Kur'an ve sünnilik sistemi ile bir tutamazsınız çünkü:

                          çok samimi olan ve Kur'an'a bağlanıp tam da dediğini yapmak isteyen insanlar bu gün birleşemezler bu mümkün değildir. Örneğin sizinle bizim durumumuzda olduğu gibi. Kendinizi mi samimi görmüyorsunuz bizi mi? O halde neden birleşemiyoruz? Yoksa Kur'an'dan konuşmuyor muyuz.. gördüğünüz gibi Kur'an'dan konuşuyoruz bu başlık altında hep Kur'an ayetlerinden incelemeler yapıyoruz. O halde neden birleşemiyoruz..

                          ama ümit ediyorum ki Şianın hak imamet delillerini gördüğümüzde birleşmiş olacağız..


                          şianın hak imamet delillerini daha göremedik.. görürsek inşallah.!
                          bende sana senin mantığınla cevap vereyim grçek vahdet ve kurtuluş ehlisünnettedir.ama senin ve sizin bunu kabul etmeniz gerekir.kabul edin işte o zaman kurtulaş ve vahdet gelecektir.
                          hatta bu mantık küfür içinde geçerlidir..biz kendimizi küfürde kurtuluş olacağına inandıralım kurtuluruz.
                          tamada bunun delili nedir.?
                          siz daha iman esaslarından saydığınız imamete Kurandan doğru düzgün bir delil getiremiyorsunuz.iman esaslarından sayılan bir şey nasıl Kuranda açıkça zikredilmez.

                          Yorum


                            Ynt: İmamların masumluğu meselesi

                            bunun şartlanmışlıkla ne alakası var? ayette geçmeyen bir şeyi geçiyormuş gibi algılamak ve yorumlamakmıdır şartlanmamışlık?

                            Şartlanmışlık var. hemen 12 imam kastedilmiyor diyorsunuz. bir kere kafanızda 12 imamı reddetme psikolojisi var. bakın ben sırf sizdeki bu şartlanmışlığı ortaya çıkarmak için ayetten sizin anladığınız anlam çinde 12 imamın olabilirliğini çıkaracağım.. ama bizim inandığımız 12 imamı değil.. Örneğin ayette İbrahim a.s.'dan sonra onun duası gereği peygamberimize kadar 11 (peygamberimiz 12si olacak şekilde) hem peygamber hem de imam gelemez mi? ayette buna engel olan ne var.. bu duruda ayet 12 imama delil olmaz diyebilir misiniz?

                            ayette İbrahim a.s.'ın duası neticesinde imamların gelmesi başka, bu imamların 12 tane olması başka, bu 12 imamın peygamber olup olmaması başka..

                            bizim şu aşamada tartışığımız konu ayette kastedilen peygamberler mi imamlar mı? 12 imam değil..

                            "bu ayetten 12 imamın anlaşılmadığının
                            1.delili: öyle bir ibare geçmiyor."


                            biz geçiyor demedik ki 12 imam ibaresini.. ama siz 12 olmayacağına dair bir delile rastlıyor musunuz ayette?

                            "2.delili: bu duayı yapan kişi bir peygamberse kendisine verilen şeyin bir başkasına verilmesini istediğinde, bu bir başkasının da peygamber olması gerektiğini bildiği için onlarada imamet istemiştir.
                            teşbihte hata olmasın: farzı misal ben öğretmenim.okul müdürü beni çağırıyor ve diyor ki seni müdür yardımcısı yaptım.bende sevdiğim insanların da benim gibi ileride bu okulda müdür yardımcılığı yapmasını istediğimden müdürden böyle bir talepte bulunuyorum.müdürde bana diyorki: (zalimler benim ahdime erişemez misali) 'haketmeyenleri yapmam'..bu durumda ben öğretmen olmayanların gelip müdür yardımcılığı yapabileceğini kastedebilirmiyim? hayır.. müdür öğretmen olmayanların gelip müdür yardımcılığı yapabileceğini kastedebilirmi? hayır..


                            aynı örnekten gidelim.. siz öğretmen olarak müdür yardımcısı oldunuz. Ama devlet bir yıla geldi ki artık yeni öğretmen alımını bıraktı. çünkü buna dair gerekçeleri var. Ve bu ihtiyacı aynı işleri layıkıyla yapabilecek ama öğretmen olmayan ilim adamlarıyla giderecek.. örneğin üniversite öğretim üyelerinden.. bu durumda siz devlete hayır olur mu ben müdür öğretmenken müdür yardımcısı oldum benim neslimdekileri de öğretmen yap onunla beraber müdür yardımcısı olsunlar demeniz mantıklı mı yoksa hakkınız mı..

                            karar onun olamaz mı? Burda konu hiç de Peygamberlik değil.. İmamet. Asıl siz Peygamberliği konu edinerek ek şart getiriyorsunuz.. Buna deliniz yok.. İbrahim a.s.'ın o esnada peygamber olması eğer delilinizse:

                            İmamet bu ayete göre Nübüvvetten üstündür. Dolayısıyla daha üstünü verilen şeyin daha azının da verilmesi şartı hikmetin gereği değildir. Eğer burda İmamet nübüvvetten aşağı olsaydı, İbrahim a.s.'a önce o verilir sınava alındıktan sonra nübüvvet verilirdi. Halbu ki önce nübüvvet veriliyor sonra çetin sınavlardan geçiriliyor ondan sonra imam olmaya yeterli görülüyor. Nebi olduktan sonra dua etmiyor ki O hazret Rabbim beni nebi yaptın soyumdan da çıkar nebiler diye.. Eğer sizin dediğiniz gibi bir anlam olsaydı ve nübüvvet imametten üstün olsaydı bu durumda her ikisine sahip olan İbrahim a.s., Allah'ın seni imam yapacağım vaadine: Allah'ım soyumdan da hem imamlar hem nebiler çıkar diye istekle karşılık vermesi gerekirdi. Ama O hazret de İmametin nübüvvetten üstün olduğunu bildiği için (çünkü o uğurda o kadar çile çekmiş) diğerini hiç konu bile edinmiyor..

                            Yorum


                              Ynt: İmamların masumluğu meselesi

                              "yani İbrahim a.s. bir ömür boyu nebi ve Resul olarak mücadele edecek,ağır ve zor imtihanlardan geçecek,ebul enbiya ve halilullah lakabına liyakat kesbedecek, sonra imamete atanacak (ki ben bu atanmak kelimesinide tasvip etmiyorum çünkü imamete risalet yada nübüvvet gibi bir ''makam'' gözüyle bakmıyorum) ama ibrahimin bunca mücadelesine karşılık zor ulaşabildiği bir makama İmam Cevad 7-8 yaşlarında atanacak ve 20li yaşlarda vefat edecek şekilde imamet makamının sahibi olacak?
                              bu aklıdanda mantıktanda uzak bir durumdur."


                              evet aynen dediğiniz gibi. İbrahim a.s.'ın uzun yıllardan sonra ulaştığı bu makama diğer imamlar kısa sürede ulaştılar. tıpkı bazı peygamberlerin yıllar sonra görevlendirildiği makama İsa a.s.'ın beşikte, Yahya a.s.'ın daha küçüklükte ... atandığı gibi.. bunda iki akli yön vardır:

                              1-imamete atanmak için çetin sınavlar vermek ve ona layık olmak gerekir. bu doğrudur. ve tüm imamlar da buna layıktırlar. Örneğin siz şunu anlıyor musunuz Peygamberimiz s.a.a : ben hiç bir peygamberin çekmediği kadar işkenceye maruz kaldım.. halbu ki bi Eyyub a.s.'a bakıyoruz ne hastalıklar çekmiş.. şimdi diyebilir miyiz ki Peygamberimizin bu hadisi yalan ya da Peygamberimiz (haşa) abartıyor... hayır asla binlerce kez.. Peki olayın izahı nedir?

                              sıkıntı ve sınav nedir ve sıkıntının süresi mi önemlidir.. hayır.. sıkıntı ve sınav insanın derecesiyle ilgilidir ama önce süre ile ilgili bölümüne bakalım..

                              bir adam ekmek fırınını temizlemek için içeri girer. ancak bir vesileyle kapı kapanır. ve asla içeriden açılmaz. Elektrikli olan bu fırın sabahları hiç kapısı açılmadan çalıştırılmaktadır. Adam bunu bildiğinden ve fırını çalıştıracaklarından korktuğundan dolayı başlar içeride ecel terleri dökmeye.. adam sabaha kadar dualar namazlar secdeler göz yaşları.. yani dha önce de namaz kılmazmış..

                              sabah kapı açılır fırın çalıştırılmadan önce.. ama kapıyı açan birden ürker. adamı tanıyamaz. her zamanki arkadaşını.. çünkü adam bir gecede öyle işkence çekmiştir ki önceden hiç beyaz tel olmayan saçı bu kez hiç siyah tel kalmayacak şekilde bembeyaz olmuştur. ve uzun süre sonra ancak tanıyabilir yüzü bir gecede belki de 50 yıl birden yaşlanan bu arkadaşını arkadaşı...

                              şimdi bu adamın bir gece ya bu sıkıntısı ne çekmiş ki denilebilir mi... İmamın birisi İbrahim a.s.'ın yıllar yılı vermiş olduğu imtihanı bir gecede vermeyeceği ne malum. bu bir

                              ikincisi her insan seviye ve kalitesine uygun aşamaya yakın yerden başlanarak sınava alınır. En çetin sınavlar nebilerin sınavlarıdır denir hadiste..

                              tüm insanlar bu notadan itibaren sınava alınır birini kazandılar mı daha zor sınava alınırlar. onu da geçerlerse Allah onları daha büyüğüyle dener. böylece sanki kaç kilo olduğu tartılıyormuşçasına kg konur sınav ölçü terazisnin diğer kafesine..

                              sonra bir başka delil..

                              ümmetimin alimleri beni israilin peygamberidirler hadisini belki duydunuz.. burda anlatılmak istenen nedir?.. ama siz hadisleri kabul etmiyordunz deil mi bunu karıştırmayalım o zaman..

                              atamadır. çünkü kılacağım deniyor. Allah üzerine alıyor bu işi.. Sen oldun demiyor.. Nübüvvet nasıl bir atamaysa bir insanın nebi iken İmam yapacağım denmesinde de bir atama anlamı kaçınılmazdır. yoksa İbrahim a.s. kendisi mi imam oldu. Yoksa bir makam değil miydi. Neden atama olmasın.. O kadar sınav boşuna mıydı zatn peygamber değil miydi.. Eğer ayete geçen o sınavların imam kılınmasıyla bir alakası yoksa burda neden zikredilmiş.. neden bunları başarıyla geçince imam yapacağm denmiş..

                              size göre bu konuşma sırasında:

                              1- İbrahim a.s. zaten yıllar öncesinde peygamber olmuş muydu?

                              2- bu imam kılacağım vaadi, Nübüvvetten farklı bir şey mi?

                              3- bu vaad nübüvvetten aşağı bir makam mı yukarı bir makam mı?

                              4- bu vaad atama değil de nedir?

                              Yorum


                                Ynt: İmamların masumluğu meselesi

                                sen bana imametin tanımını yaparmısın? tartıştığımız şeyi bir tanımlayalımda ondan sonra tartışalım.

                                imamet nedir.?

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X