Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Gökyüzü Ağlıyordu

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Gökyüzü Ağlıyordu




    Niceleri geldi ya senin yerin bir başka

    İnsan insana değil, sanki bakıyor aşka

    Derin takva ilminden nasiplensek biz keşke

    Senle mutlu oluruz, davet etsen o köşke



    Yerin henüz dolmadı, dolması beklenemez

    Söylediğin sözlere dahası eklenemez

    Kırdın küfrün belini, bir daha diklenemez

    Gül sundun bu âleme, başka gül koklanamaz



    Aya bakan gibiyim, sen gökte ben yerdeyim

    Seni tarif etmeye bulamadım bir deyim

    Sözlerim kasır gelir, gerçeğe ben perdeyim

    Bütünü anlatırken, parçalanır her deyim



    Masum değildi ama sınırı zorladı der

    Beslendiğin kaynağın iksirinden haber ver

    Seni nasıl anlatır benim gibi gözü kör

    Kereminin aşkına, ne olursun beni gör



    Birazcık yaklaşayım makamı ilahiye

    Ne söylesem yakışır, senin gibi dâhiye

    Okyanuslar sığar mı? Küçücük sürahiye

    Birçok şeyi gizledin, bizi anlamaz diye



    İlahi devrimini yaptı can pahasına

    Yine aynı yaşardı gelse bir dahasına

    Çok özel bir kul idi, hayranım dehasına

    Hasretini çektiği kavuştu Mevla’sına



    Keşfu’l Esrarı gizli, Sırru’s Salât bahsinde

    Yeni bir çığır açtı, kıyamı olan dinde

    Sancağı vermek için, Kaim’in geldiğinde

    Gökyüzü ağlıyordu; Ruhullah öldüğünde


    Mehmet DEMİRER
    "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
    "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

    #2
    Gökyüzü Ağlıyordu

    Güneş aydınlatmazken kara gündüzü
    Ferman sayılıyorken zalimin sözü
    Vakit tükeniyorken gördük o yüzü
    Ruhullah’tan parlayan katıksız özü

    İzzet ile birleşmiş ruhunda ahlak
    Nurun bedeninden hiç inmeyen bayrak

    Derya gibiydin İmam! Kurtardın nardan
    Uzaklaştırdın bizi sen derin yardan
    Hoş meyveler getirdin ırak bahardan
    Yokluğunun acısı yakıcı hardan

    Ateşten bile beter yakıyor firak
    Ağaçlar hüzne daldı kalmadı yaprak

    Dağlar boyun eğse de eğilmezdin sen
    Şahlara tağutlara yenilmezdin sen
    Sürgünlerin dostuydun, üzülmezdin sen
    Dünya üstüne gelse ezilmezdin sen

    Kana kana içtiğin tükenmez kaynak
    Yoluna ışık tutan Kur’an muhakkak

    İnan ki anlatılmaz nurlu cemalin
    Arşa yükseltmekteydi seni kemalin
    Milyonları kaldıran kalkan sağ elin
    Gören gözlere açık o yüce halin

    Namazların miraca çıkaran Burak
    Rabbin kutlu huzuru sana son durak

    Uyandık asırlardır uyuduk yeter
    İnkılabına sadık milyonlarda er
    Uzat elini yine bize yol göster
    Ruhullah’a fedadır mal-u can-u ser

    Ektiğin güller bir gün yeşerir mutlak
    O güllerin kokusu nurlu infilak

    Hakikat yorgun yolcu uzaktan geldi
    Süreyya ki boş kaldı boynunu eğdi
    İman kılıç kuşandı miğferi giydi
    Bakışın kalkanları zırhları deldi

    Gönüllere hak geldi kalmadı nifak
    Koşuyoruz yoluna meftun olarak



    Sensizliğin içinde yetim sümbüller
    Ağıtlarla dost olmuş inliyor diller
    Bağrına dert yanıyor vuruyor eller
    Gözyaşının kaynağı şimdi gönüller

    Nasıl ağlamaz gece? Güler mi şafak?
    Seni ağırlıyorken şu kara toprak

    16/01/2000
    KIYAMI UNUTTUK YA RAB! NAMAZI BATIL EYLEDİK.

    Yorum

    YUKARI ÇIK
    Çalışıyor...
    X