
Büyük Müslüman Muslihlerden Şehid Seyyid Muhammed Bakır Sadr ve Kız kardeşi
"Takrib"
Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, çağdaş büyük fakih ve düşünürlerden biriydi. İmam Humeyni’nin tabiriyle İslam tarihinde ve özellikle hicri 14. asırda İslam aleminin düşünen beyniydi.
Seyyid Muhammed Bakır Sadr, Hicri-i Kameri 25 Zilkade 1353 tarihinde Irak’ın kutsal kenti Kazımeyn’de doğdu. O, ailesinin ikinci evladıydı. Babası ve dedeleri, İslam alimi ve büyük fakihlerdendi. Babası Seyyid Haydar, genç yaşlarda vefat etti.
Büyükbabası Ayetullah’ul Uzma Seyyid İsmail Sadr, hicri-i kameri 14. asrın ilk yarısında büyük taklid merciilerinden biriydi ve hicri kameri 1338 yılında vefat etti. Sadr ailesinin şeceresi İmam Musa Kazım’a –as- ulaşıyor. Sadr ailesi İran, Irak ve Lübnan’da İslam ve din alimi, düşünce ve kültür adamı olarak yüce İslami ve insani değerlerin muhafızlarıydı. Şehit Muhammed Bakır Sadr’ın kızkardeşi Amine Bintulhuda Sadr da bilgin, yazar, fakih, şair ve İslam ahlakı hocası ve muallimiydi.
Şehit Bintulhuda da kardeşi Seyyid Muhammed Bakır ile birlikte ve omuz omuza hareket edip, dikta ve ırkçı Baas partisi rejimine karşı cihad ve mücadelesini sürdürdü. Nitekim Saddam rejini her iki bilgin ve düşünür kardeşi tutuklayıp, işkence ettikten sonra şehit etti. Böylece ebedi saadet ve şehadet iki kardeşe nasip oldu.
Seyyid Muhammed Bakır Sadr, zeki ve yüksek yetenekli biriydi. Nitekim 5 yaşında eğitime başlayıp, 11 yaşında ilk okulu bitirdi. Öğretmenleri, bu zeki çocuğun, dâhî ve yüksek zekalı çocukların okuluna kaydettirme, Avrupa ve Amerika üniversitelerinde eğitimini sürdürme teklifinde bulundular. Fakat Seyyid Muhammed Bakır, babası ve dedeleri gibi, çağdaş bilim dallarıyla birlikte İslami ilimlerde eğitimini sürdürmeye karar verdi. Annesi ve abisi de, batı işbirlikçisi Irak rejiminin mali yardımıyla Irak’ın devlet okullarında eğitimini sürdürmesini istemediler.
Bunun üzerine fakih ve alim dayıları olan Ayetullah Şeyh Muhammed Rıza Âli yasin ve Ayetullah Şeyh Murtaza Âli Yasin onun dini ilimler havzasında eğitim yapmasını sağladılar. Muhammed Bakır Sadr, dini eğitimine kardeşi Seyyid İsmail nezdinde meâlim-ul usul kitabını okuyarak başladı. Sadr, ilmi havzanın sath-yüksek eğitim dönemine ait kitapları da okuyup, kısa sürede bu eğitim dönemini de bitirdi.
Ayetullah Sadr eğitimini sürdürürken kız kardeşi Bintulhuda’ya da Kur’an-ı Kerim, edebiyat, tarih, hadis ilmi, fıkıh ve usul ile diğer eğitim dallarında ders vermeye başladı. Seyyid Muhammed Bakır Sadr hicri kameri 1365 yılında 12 yaşındayken kardeşi Seyyid İsmail ile birlikte imamet şehri Necef Eşref’in ilmi havzasında eğitimini sürdürmeye başladı. Sadr, Ayetullahul uzma Seyit Ebulkasım Hoyi ve Ayetullah Şeyh Muhammed Rıza Âli Yasin’in yüksek fıkıh ve usul ders halkalarına katıldı ve Molla Sadr’anın “Esfar” adlı İslam felsefesi içerikli eserini şeyh Sadra Badkubeyi nezdinde okudu. Ayetullah Sadr, dini eğitimi sırasında batılı felsefe ekollerini ve gayri Müslim filozofların eserini okudu. Bunun sonucu, “felsefemiz, felsefatu’na” adlı eseri yazdı. Ayetullah Sadr, bu kitabında İslam felsefesini özgün bir şekilde ilim alemine sundu.
Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır İslami ilimlerde özellikle hadis, rical, deraye, kelam ve tefsir konusunda da yıllarca eğitim görüp, araştırmalar yapıp, eserler yazdı. Dâhî ve zeki bir talebe ve hoca olan Ayetullah Sadr 18 yıllık eğitimiyle birlikte daima araştırma yapma çalışmalarını sürdürdü. Nitekim günde 16 saat kitap okuyor ve araştırma yapıyordu. Bu nedenle ilim ve fazilette yüksek makamlara ulaşıp, birçok fikri, ilmi ve felsefi meseleleri çözüme kavuşturdu.
Seyyid Muhammed Bakır 20 yaşındayken “Kifayet-ul Usul” adlı kitabı, genç talebelere ders olarak okuttu. 25 yaşındayken “Haric’i Usul”, 28 yaşındayken Urvetul Vuska kitabını temel alarak “Harici fıkıh” eğitim döneminde hocalık yapıp, eğitim verdi. Sadr, daha sonra felsefe ve Kur’an-ı Kerim tefsiri derslerini verdi ve 30 yıllık hocalık ve öğretim üyeliği sırasında binlerce düşünür, alim, muttaki ve mücahit, siyaset adamı talebeler yetiştirdi. Onun talebelerinin her biri ise, Irak’la İslam aleminde ilmi ve kültür, Allah yolunda cihad yapan öncüler olarak görev yapıp, hocalarının ilmi, fikri, siyasi ve ictimai hattı hareketini sürdürdüler.
Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, İmam Humeyni’nin İran’da başlattığı İslami diriliş hareketini, İslam ümmetinin kurtuluş ümidinin kaynağı olarak nitelendiriyor ve İmam Humeyni’nin 1963 yılında başlattığı İslami kurtuluş hareketini destekliyordu.
İmam Humeyni Türkiye’deki sürgünden Necef Eşref havzasına gelince, Necef Eşref ilmi havzasının hoca ve müderrisleri İmam Humeyni karşısında farklı tutumlar izlediler. Fakat Ayetullah Sadr ile fikirdaşları ve talebeleri büyük şevk ve coşkuyla İmam Humeyni’yi karşıladılar. İmam Humeyni’nin 14 yıl boyunca yaşadığı Necef ilmi havzasında Ayetullah Sadr ona büyük bir sevgi ve saygı besleyip, hayatı boyunca bu sevgisini sürdürdü. Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, hicri kameri 1390 yılında, yani 39 yıl önce Ayetullah Hekim’in vefatından sonra mercilik görevini üstlendi. Irak halkının çoğu onu taklid etmeye başladı.
Irak’a egemen Arap milliyetçisi ve ırkçı baas rejimi, Irak hizbuddaveyi İslami ve diğer Müslüman şii direnişçilerin diktatörlüğe ve istibdadi rejime karşı mücadelesinin artmasından dehşete kapıldı ve Iraklı Müslüman direnişçilerin evlerine baskın yapıp, çok sayıda mücahit ve mücadeleciyi tutukladı. Hasta olan ve Necef hastanesine kaldırılan Ayetullah Sadr bile, baas rejiminin güvenlik güçlerinin gözetimi altına alındı. Fakat halkın ve İslam alimlerinin itirazları sonucu, Ayetullah Sadr, göz hapsinden kurtuldu. Ayetullah Sadr mercii taklidlik mesuliyetini deruhte ettiği sırada hicri 1397 –Miladi 1976 yılının Erbain gününde halk hareketi başladı. Necef hüseynî kıyamın Erbain gününde, mersiye okuyarak yalın ayak Necef’ten Kerbela’ya doğru yürüyüş yapıp, hüseynî mateme katılırlar.
Ayetullah Sadr da o yılki matem tutan heyetlerin bu geleneksel merasiminin görkemli bir şekilde yapılmasına destek verdi. O yılki Erbain günü onbinlerce yürüyüşçü, Irak baas rejiminin insanlık dışı ve baskıcı politikalarını protesto ettiler. Fakat bu tarihi İslami kıyamın ardından Ayetullah Sadr, baas istihbarat örgütünce tutuklanıp, ağır fiziki ve ruhi işkenceye tabii tutuldu.
Nitekim Ayetullah Sadr hayatının son anlarına kadar bu işkence izlerini üzerinde taşıyordu. Aşırı milliyetçi, laik ve militarist bir rejim olan Irak baas partisi yönetimi, eğitim sistemini baas ideolojisine uygun bir şekilde yeniden yapılandırmaya çalıştı. Fakat Ayetullah Sadr, bu tehlikeli çıkışı engellemek için taklid mercisi olarak kafir baas partisine karşı mücadele bayrağını dalgalandırıp, yayınladığı fetvasında, baas partisine üye olma ve basçı iktidarla her türlü işbirliği yapma sürecinin şer’ân haram olduğunu bildirdi. Bu fetva halkın aydınlanmasına, onların baas partisini ve Saddam rejimi iktidarını boykot etmelerine sebep oldu.
Ayetullah Sadr, imam Humeyni ve İran İslam İnkılabını sadakatle destekleyen bir alimdi. Nitekim İmam Humeyni Irak’tan sınırdışı edilip, Paris’te konaklarken, Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, yayınladığı bildiride, İmam Humeyni önderliğindeki İran Müslüman halkının inkılapçı, istiklal ve hürriyet mücadelesini destekleyip, İslam inkılabı şehitlerinin yüksek manevi makamını takdir etti. İşte Ayetullah Sadr’ın inkılapçı görüşü ve faaliyetleri sonucu Irak Müslüman halkı İran milletinin bağımlı şahlık rejimine karşı mücadelesini destekledi. İran’ın inkılapçı ve Müslüman halkının görkemli İslam inkılabı, Amerika emperyalizmine bağlı tağutî şahlık rejimini devirip, 11 Şubat 1979 tarihinde İslam inkılabı zafere kavuştuktan hemen sonra, Ayetullah Sadr Necef Eşref kentindeki Cevahiri camisinde minbere çıkıp, Irak Müslüman halkını, İran İslam İnkılabının ve imam Humeyni’nin dini düşünce ve İslam ümmetini ıslah etme konusundaki etkin rolü hakkında bilinçlendirip, Irak halkının Baasçı ve laik, ve din düşmanı Saddam rejimine karşı mücadele sorumluluğu taşıdığını dile getirdi. Ertesi gün, Irak halkı Ayetullah Sadr’ın çağrısı üzerine, Irak’ın birçok kentinde, İran’daki İslam inkılabını destekleme yürüyüşü yaptılar.
Ayetullah Sadr, İran İslam İnkılabını desteklemek amacıyla 6 Risaleden oluşan “El İslam Yegudul Hayat” kitabını yazıp, yayınladı. Bu risaleler, İslam cumhuriyeti temel ilkeleri, İslam devletinde güç kaynakları, İslami nizamda sosyal yapının temelleri, islamın toplumunun ekonomik yapısı ve diğer risaleleriydi.
Ayetullah Sadr, Irak halkını uyandırıp, halk kıyamını gerçekleştirmek için Kur’an-ı Kerim’i mevzularına göre tefsir etti. Necef ilmi havzasında ilk defa olarak bir taklid mercisi, “Harici fıkıh” derslerini durdurup, Kur’an-ı Kerim’in tefsir derslerine başladığı için Ayetullah Sadr’ın bu girişimi herkesi şaşırttı. Onun bazı öğrencileri, bu eğitim müfredatını niçin değiştirdiğini kendisine sorduklarında dedi ki; ders erme, telif eseri yazma, araştırma yazma, benim için profesyonel bir hedef ve meslek değildir. Benim açımdan en önemli ve öncelikli mesele, şerii mesuliyetimi yerine getirmektir.
İslam ve Müslümanların bu tarihi kesidinde, İmam Humeyni’nin liderliğindeki İslam inkılabı zafere kavuşup, şeytani doğulu ve batılı güçlere diz çökertmiştir. Artık İslam ümmeti bu zafer sonucu uyanıp, bilinçlenmiştir. Benim asıl yükümlülüğüm Kur’an-ı Kerim’i tefsir ederek, Irak Müslüman halkını bilinçlendirip, islamın inkılabçı ülkü ve hedeflerini tanıtmak, Kur’an-ı Kerim’in hamasi ve ictimai canlı ve coşkulu kavramlarını beyan etmek ve halkın İslam inkılabının saflarına katılmasını sağlamaktır. Buna ilaveten “haric’i fıkıh ve usul ders”leri yeteri kadar ilmi havzada okutulup, tartışılıyor. Fakat Kur’an-ı Kerim’ in tefsir derslerinin yeri boştur ve boşluk doldurulmalıdır. Ayetullah Sadr’ın Kur’an-ı Kerim’i tefsir dersleri, Irak halk kitlesini bilinçlendirip, coşturuyordu. Bu yüzden milliyetçi, laik basçı Saddam rejimi İslami uyanıştan korkuya kapılıp, halk hareketini bastırmak amacıyla Ayetullah Sadr’ın Irak kentlerindeki temsilcilerini ve tebliğcilerini tutukladı. Allame Muhammed Bakır Sadr da hicri kameri 16 Receb 1399 tarihinde, yani 30 yıl önce yayınladığı bildiride, baasçı ve dikta Saddam rejiminin saldırılarını kınadı.
Irak Müslüman halkı da taklid mercisi ve rehberlerini desteklemek amacıyla genel grev başlatıp, kepenkleri kapattı, ve Ayetullah Sadr’la biat etmek için onun evine akın etti. Fakat baasçı rejimin vahşi istihbarat ve güvenlik teşkilatı, Ayetullah Sadr’ı tutuklayıp, Bağdat’a gönderdi. Bağdat istihbarat merkezindeki baasçı yetkililer, onun İran İslam İnkılabını desteklemekten vazgeçmesini ve Irak halkını kıyama çağırmaktan sakınmasını istediler. Fakat Ayetullah Sadr, basçı zalim rejimin bu teklif ve isteğini reddedip, şöyle buyurdu:
“Ben müslümanın, sadece Irak ve İran karşısında değil, tüm dünya Müslümanlarının kaderi karşısında mesuliyet ve yükümlülük sahibiyim. Ben şer’î yükümlülüğümü yerine getirmeliyim. Bu şer’î yükümlülük Irak ve İran’la sınırlı değildir. İran İslam İnkılabı ve rehberini desteklemek şer’î bir mükellefiyettir.” Aynı günde büyük bilge fakih kadın olan kızkardeşi Bentulhuda hz. Zeyneb –sa- misali. İmam Ali –as-nin türbeyi şerifinde bir hutbe okuyup, halkı kıyama çağırıp, kardeşi Ayetullah Sadr’ın tutuklanmasını protesto etmelerini, baas partisinin saldırgan tutumunu lanetlemelerini istedi. Irak halkı da cadde ve sokaklara dökülüp, ırkçı rejimi protesto ettiler.
Saddam rejimi ise, halk hareketinin yayılmasını engellemek için Ayetullah Sadr’ı serbest bıraktı. Hicri kameri 18 Recep 1399 tarihinde Irak halkı serbest bırakılan rehberleriyle yeniden biat etmek için onun evinin etrafında toplandı. Saddam rejimi ise, Irak Müslüman halkının rehberleri ve taklid mercisi Ayetullah Sadr, ile yeniden biat etmelerinden dolayı dehşete kapılıp, Ayetullah Sadr ile halk kitlelerinin irtibatını koparmak için, onun evini ve evinin etrafındakileri cadde ve sokakları ablukaya aldı. Basçı laik Saddam rejimi, görevlileri ve işbirlikçilerini Ayetullah Sadr’a göndererek, onu İslami ve rejim karşıtı mücadeleden vaz geçirmeye çalıştılar. Fakat Ayetullah Sadr, kararlı mücadelesini sürdürdü ve İran İslam İnkılabına verdiği desteği yineledi ve de Saddam rejiminin isteklerine teslim olmayacağını bildirdi. Bunun üzerine 5 Nisan 1980 tarihinde, Necef istihbarat dairesinin başkanı “Ebu Said”, 9 aylık ablukadan sonra işbirlikçi güvenlik güçleriyle birlikte Ayetullah Sadr’ın evine baskın yapıp, onu Necef’ten Bağdat’a nakletti. Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, artık ailesine geri dönemeyeceğini biliyordu.
Nitekim cinayetkâr Ebu Said “Hazırlan Bağdat’a gidiyoruz” dediğinde; Sakin bir şekilde buyurdu ki; “Ben uzun süreden beri şehadete hazırlıklıyım” Ayetullah Sadr’ın Bağdat’a nakledilmesinden bir gün sonra, Irak baas rejimi, kız kardeşi Bentulhuda ‘nın tekrar konuşma yapıp, halkı kıyama ve protesto yürüyüşleri yapmaya çağırmasını, baas rejiminin zulüm ve cinayetlerini ifşa etmesini engellemek için bu bilgin ve mücahide kadını da tutukladı. Saddam Hüseyin’in üvey kardeşi ve Irak istihbarat teşkilatının başkanı Barzan İbrahim, Bağdat hapishanesinde tutuklu bulunan Ayetullah sadr ile görüştü ve onun serbest bırakılması için İmam Humeyni ve İran İslam inkılabına karşı birkaç protesto cümlesi yazmasını, aksi takdirde idam edileceğini söyledi. Fakat Ayetullah Sadr bu teklifi reddedip şöyle buyurdu:
“Ben şehit edilmeye hazırım. Asla sizlerin din ve insanlık dışı isteklerinizi kabul etmem, ben hak yolu sürdüreceğim.” İşte baasçı işbirlikçi zalim güçler, Ayetullah Sadr ile kız kardeşi Bintulhuda’nın İslami ve hürriyetçi kararlılığını ve onların uzlaşamayacağını görüp, ümitsizliğe kapılınca, o pâk soylu iki mazlum aleviyi 8 Nisan 1980 tarihinde ağır işkenceler uygulayarak şehit ettiler.
Şehit Allame Seyyid Muhammed Bakır Sadr ile kızkardeşi şehit Bintulhuda’nın pâk cenazeleri İmam Ali –as-nin türbeyi şerifinin kenarındaki “Şerefeddin” aile mezarlığında toprağa verildi. İmam Humeyni de bu iki mazlum şehit kardeşlerin şehadeti hakkında yayınladığı mesajında şunları kaydetti: Şehit Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, ile bilge, ahlak, ilim ve edep öğretmeni muhterem bacısı (Bintulhuda) en feci işkenceler uygulayan alçak Irak baas rejimi tarafından şehadetin yüce mertebesine ulaştılar.
Bu muhterem ve aziz şahsiyetler gibi kimseler için şehadet, Mevlalarından kalan bir sayılır. Büyük düşünür, mücahit, fakih, filozof şehit Allame Muhammed Bakır Sadr’ın eşsiz ilmi, araştırma ve yenilikçi telif eserleri, İslam aleminde ve özellikle İran, Irak, Türkiye ve diğer ülkelerde aydınlar, düşünürler ve bilginlerle alimler tarafından dikkatle okunup, değerlendirilmektedir.
Bu eserlerin en önemlisi: 1-Tarihte fedek (fedek fittarih) 2-Gayet’ul fikr fi elmul usul 3-Felsefemiz. 4-Ekonomimiz. 5-Eluses’ul Mentıgiyet’ul istikra (istikra’nın mantıkı esasları). 6-El Mealim ul Cedidetul usul. 7-Buhus fi şerh urvetulvusga 8-Durus fi elmul usul 9-Em Fetavi-ul Vazıha 10-Risaleyi ameliye (ilmihal). 11-Kur’an okulu.
www.taghrib.ir/turkish/index.php?option=com_c...
Yorum