İMAM HAMANEY;
“…Hz.Ali,arkasındaki ilahi seçime rağmen,bu hakkın talep edilmesinin İslam’a darbe vurarak ihtilaflara neden olabileceği ihtimalini gözeterek,böyle bir iddiada bulunmadığı gibi,aynı haklı konuma sahip olmayan ve fakat toplumunu yöneten insanlarla işbirliğinde bulundu.Bu hedefle,kenarda oturmasını bildi.Zira İslam’ın o gün bu davranış ve vahdete ihtiyacı vardı ve bu yüzden Ali,fedakârlıktan kaçınmadı.Fedakârlık da önemli bir başka derstir bizim için.İşte bu da Gadir’in sunduğu derslerden bir diğeri…
Hiçbir şek ve şüpheye yer vermeksizin belirtmek gerekir ki ,şu anda bizim İslam dünyasında dayandığımız mantık,en güçlü mantıktır.Şia’nın mantığı,imamet ve velayet mantığı tarihin tüm dönemlerinde böyle idi,bugün de böyledir.Mantık sistemlerin en güçlü olanı…Ancak,kendi mantığımıza,kendi yönetimimize,kendi inançlarımıza tam bir güvenle sarılmış olmamıza ve hatta bugün İslam bayrağı İran halkının elinde olmasına rağmen,hangi mezhepten olursa olsunlar İslam dünyasındaki tüm kardeşlerimizi dayanışma ve kardeşliğe çağırmaktayız.İhtilaf çıkmasını istemiyoruz.BAŞKALARINI SİLEREK KENDİMİZİ İSPAT GİBİ BİR YAKLAŞIMIMIZ YOK..Bu çok önemli bir noktadır.Bu,yılbaşında vurguladığımız İslami insicam ilkesinin ta kendisidir.
Düşmanlarımız,İslam dünyasına işte bu noktadan sızmaya çalışmakta ve Müslümanların bulunduğu konumdan daha da zayıf hale düşmesine çabalamaktalar.Yıllar boyu, İslam dünyasının ve Müslüman ülkelerdeki yönetenlerin zaaflarından yararlandı ve İslam topraklarında istedikleri her şeyi yapmaya çalıştılar.Müslüman halkların uyandığı,İslam ümmetinin bir bölümünü teşkil eden İran halkının azamete kavuştuğu,bu halkın güçlü duruşunun başka halkların uyanışını da tetiklediği şu dönemde,daima düşmanlarımız olan emperyalistler,yine bu ihtilaf virüsünü büyük bir ihanet içerisinde İslam dünyasının bünyesine aktarmak ve ihtilafları körüklemek peşindedirler.Bu tehlikeye karşı koymak zorundayız.Bu da Gadir hadisesi ve Hz. Ali’nin bize verdiği derslerden biridir.
O dönemde Müminlerin emirinin yanına gelerek;
‘Ey Ali,sen haklısın.biz seni destekliyoruz,sakın bunları kabul etme,gelip şu yardımlarda bulunacağız.’
diyenleri reddetti Hz. Ali… O eğer kendi hakkını savunmak istese ve kıyam etseydi,başkalarına ihtiyacı yoktu.Ancak ,İslam toplumunun böyle bir ihtilaf ve çekişmeye dayanamayacağı düşüncesiyle kenara çekildi.Bu tavır,bizim için bir derstir.
Bugün,ihtilafları canlandırmamak gerekir.İhtilafları büyütmemek gerekir.İslam mezhepleri mensupları,DUYARLI OLDUKLARI MUKADDESLERİ konusunda karşılıklı HAKARETLERDE bulunmamalıdırlar.Duyarlı olunan konulara parmak basarak,BASKI YAPMAK,KIŞKIRTICILIK demektir.Bu eylem,İslam dünyasında ayrılıklara yol açar.Bu ayrılıklar olmamalıdır.BİZİM SÖZÜMÜZ BUDUR.
Bu yıl hacılara da bu mesajı ilettik ve dedik ki,İslam dünyası için gönülleri yanan insanların sözü de aynıdır ve çeşitli fırkaların HASSAS OLDUKLARI NOKTALARA DOKUNMAMAK GEREKİR.Bugün karşı karşıya olduğumuz düşman ne sünni’dir ve ne de şii…
İslam fırkalarının herhangi birine küçücük bir eğilim bile taşımamaktadır.Ancak sünniye yaklaşıp bazı telkinlerde bulunmakta ve şiiye yaklaşıp başka türlü telkinlerde bulunmaktadır.Zira bunların arasında ihtilaf,kavga ve savaş çıkmasını istemektedir.Düşmanın HAREKETLERİNE dikkat etmek gerekir.
Allah’a şükürler olsun ki,İran halkı şu 27-28 yıllık dönemde Allah’ın yardımıyla İslam bayrağını bu topraklarda yükseltme başarısını elde etmiş ve emperyalistlerin hileleri karşısında dikilerek,düşmanın oyunlarını akamete uğramıştır…”
(İKTİBASLAR s.116-118)
“…Hz.Ali,arkasındaki ilahi seçime rağmen,bu hakkın talep edilmesinin İslam’a darbe vurarak ihtilaflara neden olabileceği ihtimalini gözeterek,böyle bir iddiada bulunmadığı gibi,aynı haklı konuma sahip olmayan ve fakat toplumunu yöneten insanlarla işbirliğinde bulundu.Bu hedefle,kenarda oturmasını bildi.Zira İslam’ın o gün bu davranış ve vahdete ihtiyacı vardı ve bu yüzden Ali,fedakârlıktan kaçınmadı.Fedakârlık da önemli bir başka derstir bizim için.İşte bu da Gadir’in sunduğu derslerden bir diğeri…
Hiçbir şek ve şüpheye yer vermeksizin belirtmek gerekir ki ,şu anda bizim İslam dünyasında dayandığımız mantık,en güçlü mantıktır.Şia’nın mantığı,imamet ve velayet mantığı tarihin tüm dönemlerinde böyle idi,bugün de böyledir.Mantık sistemlerin en güçlü olanı…Ancak,kendi mantığımıza,kendi yönetimimize,kendi inançlarımıza tam bir güvenle sarılmış olmamıza ve hatta bugün İslam bayrağı İran halkının elinde olmasına rağmen,hangi mezhepten olursa olsunlar İslam dünyasındaki tüm kardeşlerimizi dayanışma ve kardeşliğe çağırmaktayız.İhtilaf çıkmasını istemiyoruz.BAŞKALARINI SİLEREK KENDİMİZİ İSPAT GİBİ BİR YAKLAŞIMIMIZ YOK..Bu çok önemli bir noktadır.Bu,yılbaşında vurguladığımız İslami insicam ilkesinin ta kendisidir.
Düşmanlarımız,İslam dünyasına işte bu noktadan sızmaya çalışmakta ve Müslümanların bulunduğu konumdan daha da zayıf hale düşmesine çabalamaktalar.Yıllar boyu, İslam dünyasının ve Müslüman ülkelerdeki yönetenlerin zaaflarından yararlandı ve İslam topraklarında istedikleri her şeyi yapmaya çalıştılar.Müslüman halkların uyandığı,İslam ümmetinin bir bölümünü teşkil eden İran halkının azamete kavuştuğu,bu halkın güçlü duruşunun başka halkların uyanışını da tetiklediği şu dönemde,daima düşmanlarımız olan emperyalistler,yine bu ihtilaf virüsünü büyük bir ihanet içerisinde İslam dünyasının bünyesine aktarmak ve ihtilafları körüklemek peşindedirler.Bu tehlikeye karşı koymak zorundayız.Bu da Gadir hadisesi ve Hz. Ali’nin bize verdiği derslerden biridir.
O dönemde Müminlerin emirinin yanına gelerek;
‘Ey Ali,sen haklısın.biz seni destekliyoruz,sakın bunları kabul etme,gelip şu yardımlarda bulunacağız.’
diyenleri reddetti Hz. Ali… O eğer kendi hakkını savunmak istese ve kıyam etseydi,başkalarına ihtiyacı yoktu.Ancak ,İslam toplumunun böyle bir ihtilaf ve çekişmeye dayanamayacağı düşüncesiyle kenara çekildi.Bu tavır,bizim için bir derstir.
Bugün,ihtilafları canlandırmamak gerekir.İhtilafları büyütmemek gerekir.İslam mezhepleri mensupları,DUYARLI OLDUKLARI MUKADDESLERİ konusunda karşılıklı HAKARETLERDE bulunmamalıdırlar.Duyarlı olunan konulara parmak basarak,BASKI YAPMAK,KIŞKIRTICILIK demektir.Bu eylem,İslam dünyasında ayrılıklara yol açar.Bu ayrılıklar olmamalıdır.BİZİM SÖZÜMÜZ BUDUR.
Bu yıl hacılara da bu mesajı ilettik ve dedik ki,İslam dünyası için gönülleri yanan insanların sözü de aynıdır ve çeşitli fırkaların HASSAS OLDUKLARI NOKTALARA DOKUNMAMAK GEREKİR.Bugün karşı karşıya olduğumuz düşman ne sünni’dir ve ne de şii…
İslam fırkalarının herhangi birine küçücük bir eğilim bile taşımamaktadır.Ancak sünniye yaklaşıp bazı telkinlerde bulunmakta ve şiiye yaklaşıp başka türlü telkinlerde bulunmaktadır.Zira bunların arasında ihtilaf,kavga ve savaş çıkmasını istemektedir.Düşmanın HAREKETLERİNE dikkat etmek gerekir.
Allah’a şükürler olsun ki,İran halkı şu 27-28 yıllık dönemde Allah’ın yardımıyla İslam bayrağını bu topraklarda yükseltme başarısını elde etmiş ve emperyalistlerin hileleri karşısında dikilerek,düşmanın oyunlarını akamete uğramıştır…”
(İKTİBASLAR s.116-118)
Yorum