Allah’ın Ziyafet Ayı Mübarek Ramazan’ın Misafirleri
Mübarek Ramazan ayı, Resulullah’ın ( s.a.a) nurani beyanıyla bereket, rahmet ve mağfiret ile gelip bütün insanları keramet ehlinden kılmayı irade etmiştir. İnsanlar keramet ehlinden karar kılınmak için Allahın misafirliğine davet edilmişlerdir. Ev sahibi kerim olan Allah, misafir ise keramet dersi almaları istenen, nefsin elinde esir olan insanlar ve yemek ise Kur’an’dır. Resululla (s.a.a) buyuruyor: “Kur’an, Allah’ın kulları için hazırladığı sofradır”. Bu misafirlikte insana sunulan ve istifade etmesi istenen, bereket, rahmet, mağfiret, keramet yemekleridir.
Bu ayda günahların terkedilmesinin istenmesinin sebebi, insanın keramet ehlinden kılınmaya hazır duruma gelmesi içindir, yoksa günahların terk edilmesi asıl hedef değildir. Günahlar terk edilmeden keramet ehlinden olunamaz; rahmetten nasip alınamaz; insanın canı, malı bereketlenmez; sonuçta mağfiret ehlinden karar kılınmaz. İnsan günahları dolayısiyle nefsinin elinde esirdir. Esir olan hür değil ki keramet ehlinden olabilsin. İnsan tevbe ve istiğfarla nefsinin esaretinden kurtulmalı ki, Allah’ın ziyafetine katılma liyakatını kazansın ve kendisine keramet dersi verilsin. Allah’ın misafirliğine, onun ziyafetine gitmek için kalbin, ruhun temizlenmesi gerekir. Çünkü bu misafirlikte kerim sıfatını kazanmış Resul-u Ekrem ( s.a.a) var, masum imamlar (a.s) var, mukarreb melekler var, onlarla aynı sofraya oturulacak, dolayısıyla onların renginde olmak gerekir. Kibir, haset, kin dolu kalple, gıybet ve yalana alışmış dille, haram dinlemiş kulakla, günah kiriyle kirlenmiş gözle, haram lokmayla doymuş mideyle, haksızlık ve zulme uzanmış elle, Allah’ın razı olmadığı yerlere giden ayakla bu davete gidilemez. Gitmek istense bile keramet evine girmeye izin verilmez.
Yüce yaratıcı, esma-i hüsnasından olan kerim sıfatına kullarının da sahip olmasını istemektedir, buna da ancak mübarek Ramazan ayında oruçla ulaşılabileceğini beyan ediyor. İbadetlerin içinden sadece oruç için benim içindir buyuruyor: “Es-Savmu li”. Diğer ibadetlerin hepsinin kulların kendisi için olduğunu sadece orucun Allah’a ait olduğunu buyurmuştur çünkü şirkin söz konusu olmadığı tek ibadet oruçtur. İnsan yaratıldığı günden beri bütün ibadetlerde şirke düşmüştür; Allah’tan gayrısı için kullukta bulunmuştur, secde etmiştir, ruku etmiştir, kurban kesmiştir ama hiç bir müşrik mabudları için oruç tutmamıştır. Mümin, oruç sayesinde keramet ehlinden olabilir, diğer ibadetlerde Allah’a yakınlaşmak, O’nun rızasını kazanmak tabirleri kullanılmıştır, ama orucun felsefesi ve hikmeti beyan edilirken melekûti sıfatlara sahip olmak, melek özelliğine sahip olmak ve kerim karar kılınmak dile getiriliyor.
Bu mübarek ayda insanın hakikatini oluşturan ruhunun, ilahi sıfatlara donatılması istenmektedir, dünya yaşantısında batınını kuşatan ve insanın kerim olmasını engelleyen hayvani sıfatları terk etmesi istenmektedir. Çünkü ruh ya ilahi sıfat olan kerim sıfatını kazanacak veya hayvani sıfatlarıyla yaşantısına devam edecektir. Hem melekûti sıfatlara hem de hayvani sıfatlara birlikte sahip olması mümkün değildir. Bütün ihtilaf ve kavgalara sebep olan hayvani sıfatlar terk edilmeden kalp ve ruh ilahi sıfatların nuruyla nurlanmayacaktır.
İnsanın batını nurani ve melekûti olursa, hiç bir kavga ve ihtilaf olmayacaktır. Bütün kavga ve ihtilafların kaynağı bu hayvani sıfatlardır. İnsanın kıyamet günü hayvan suretinde haşır olacağına dair beyan edilen rivayetlerin sırrı da burada yatmaktadır; insan kıyamette aniden hayvan şekline dönüşmez, hayvani sıfatlara sahip olduğu bu dünyada da hayvan şeklindedir. Ama bizler batını göremediğimizden zahiri görüyor ve insan olduğunu sanıyoruz. İnsan o suretleri bu dünyada kazanmıştır. Hz.Ali (a.s)’ın buyurduğu gibi, zahiri insan şeklindedir ama batını hayvan suretindedir. Kıyamette de bu hayvan suretinde mahşur olacaktır. Allah Tebarek ve Teala bu dünyada bizim hayvani sıfatları terk edip melekûti sıfatlara sahip olmamızı istemektedir. Bu yönde mübarek Ramazan ayı en münasip ve en elverişli aydır.
Bu ayda Allah’ın davet ettiği misafirliğe gidip ilahi ziyafetten yararlanmaktan asıl hedef, kerim olmak, rahmetten nasibini almak, bütün yaşantısının bereketli olmasını sağlamak ve misafirliğin sonunda da mağfiretle ayrılmak olmalıdır.
İlahi! Bu misafirliğe layık olan kullarından karar kıl bizleri
İlahi ! Bu ziyafetten nasibini alan kullarından karar kıl bizleri.
İlahi! Kerim kıldığın kullarından karar kıl bizleri.
Mübarek Ramazan ayı, Resulullah’ın ( s.a.a) nurani beyanıyla bereket, rahmet ve mağfiret ile gelip bütün insanları keramet ehlinden kılmayı irade etmiştir. İnsanlar keramet ehlinden karar kılınmak için Allahın misafirliğine davet edilmişlerdir. Ev sahibi kerim olan Allah, misafir ise keramet dersi almaları istenen, nefsin elinde esir olan insanlar ve yemek ise Kur’an’dır. Resululla (s.a.a) buyuruyor: “Kur’an, Allah’ın kulları için hazırladığı sofradır”. Bu misafirlikte insana sunulan ve istifade etmesi istenen, bereket, rahmet, mağfiret, keramet yemekleridir.
Bu ayda günahların terkedilmesinin istenmesinin sebebi, insanın keramet ehlinden kılınmaya hazır duruma gelmesi içindir, yoksa günahların terk edilmesi asıl hedef değildir. Günahlar terk edilmeden keramet ehlinden olunamaz; rahmetten nasip alınamaz; insanın canı, malı bereketlenmez; sonuçta mağfiret ehlinden karar kılınmaz. İnsan günahları dolayısiyle nefsinin elinde esirdir. Esir olan hür değil ki keramet ehlinden olabilsin. İnsan tevbe ve istiğfarla nefsinin esaretinden kurtulmalı ki, Allah’ın ziyafetine katılma liyakatını kazansın ve kendisine keramet dersi verilsin. Allah’ın misafirliğine, onun ziyafetine gitmek için kalbin, ruhun temizlenmesi gerekir. Çünkü bu misafirlikte kerim sıfatını kazanmış Resul-u Ekrem ( s.a.a) var, masum imamlar (a.s) var, mukarreb melekler var, onlarla aynı sofraya oturulacak, dolayısıyla onların renginde olmak gerekir. Kibir, haset, kin dolu kalple, gıybet ve yalana alışmış dille, haram dinlemiş kulakla, günah kiriyle kirlenmiş gözle, haram lokmayla doymuş mideyle, haksızlık ve zulme uzanmış elle, Allah’ın razı olmadığı yerlere giden ayakla bu davete gidilemez. Gitmek istense bile keramet evine girmeye izin verilmez.
Yüce yaratıcı, esma-i hüsnasından olan kerim sıfatına kullarının da sahip olmasını istemektedir, buna da ancak mübarek Ramazan ayında oruçla ulaşılabileceğini beyan ediyor. İbadetlerin içinden sadece oruç için benim içindir buyuruyor: “Es-Savmu li”. Diğer ibadetlerin hepsinin kulların kendisi için olduğunu sadece orucun Allah’a ait olduğunu buyurmuştur çünkü şirkin söz konusu olmadığı tek ibadet oruçtur. İnsan yaratıldığı günden beri bütün ibadetlerde şirke düşmüştür; Allah’tan gayrısı için kullukta bulunmuştur, secde etmiştir, ruku etmiştir, kurban kesmiştir ama hiç bir müşrik mabudları için oruç tutmamıştır. Mümin, oruç sayesinde keramet ehlinden olabilir, diğer ibadetlerde Allah’a yakınlaşmak, O’nun rızasını kazanmak tabirleri kullanılmıştır, ama orucun felsefesi ve hikmeti beyan edilirken melekûti sıfatlara sahip olmak, melek özelliğine sahip olmak ve kerim karar kılınmak dile getiriliyor.
Bu mübarek ayda insanın hakikatini oluşturan ruhunun, ilahi sıfatlara donatılması istenmektedir, dünya yaşantısında batınını kuşatan ve insanın kerim olmasını engelleyen hayvani sıfatları terk etmesi istenmektedir. Çünkü ruh ya ilahi sıfat olan kerim sıfatını kazanacak veya hayvani sıfatlarıyla yaşantısına devam edecektir. Hem melekûti sıfatlara hem de hayvani sıfatlara birlikte sahip olması mümkün değildir. Bütün ihtilaf ve kavgalara sebep olan hayvani sıfatlar terk edilmeden kalp ve ruh ilahi sıfatların nuruyla nurlanmayacaktır.
İnsanın batını nurani ve melekûti olursa, hiç bir kavga ve ihtilaf olmayacaktır. Bütün kavga ve ihtilafların kaynağı bu hayvani sıfatlardır. İnsanın kıyamet günü hayvan suretinde haşır olacağına dair beyan edilen rivayetlerin sırrı da burada yatmaktadır; insan kıyamette aniden hayvan şekline dönüşmez, hayvani sıfatlara sahip olduğu bu dünyada da hayvan şeklindedir. Ama bizler batını göremediğimizden zahiri görüyor ve insan olduğunu sanıyoruz. İnsan o suretleri bu dünyada kazanmıştır. Hz.Ali (a.s)’ın buyurduğu gibi, zahiri insan şeklindedir ama batını hayvan suretindedir. Kıyamette de bu hayvan suretinde mahşur olacaktır. Allah Tebarek ve Teala bu dünyada bizim hayvani sıfatları terk edip melekûti sıfatlara sahip olmamızı istemektedir. Bu yönde mübarek Ramazan ayı en münasip ve en elverişli aydır.
Bu ayda Allah’ın davet ettiği misafirliğe gidip ilahi ziyafetten yararlanmaktan asıl hedef, kerim olmak, rahmetten nasibini almak, bütün yaşantısının bereketli olmasını sağlamak ve misafirliğin sonunda da mağfiretle ayrılmak olmalıdır.
İlahi! Bu misafirliğe layık olan kullarından karar kıl bizleri
İlahi ! Bu ziyafetten nasibini alan kullarından karar kıl bizleri.
İlahi! Kerim kıldığın kullarından karar kıl bizleri.