Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kur'an'ın Özellikleri

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Kur'an'ın Özellikleri

    HÜSEYİN TAŞ

    Allah’ın adıyla


    Kuran’ın özellikleri konusunda birçok şey yazılabilir. Ben kendi anlayışıma göre bazı özellikleri yazacağım. “Kuran, bir denizdir. Herkes kendi çapında o denizden yararlanabilir”

    1 – Kuran, Allah tarafından gönderilen ve bozulmadan insanlığın elinde bulunan ilahi bir kitaptır. Metin olarak bozulmadığı gibi daha da önemlisi mana olarak ta zamanımıza gelen bir kitaptır. Mananın bozulduğu ya da meçhule dönüştüğü yerde bozulmama bir anlam ifade etmez. Müslüman bir kimseye düşen, bozulmuş anlamlar içerisinden bozulmamış anlamı bulmaya çalışmaktır. Bu çaba, sonuca varabilecek özelliktedir. Uygun usulle yapılan çalışmalar neticeyi verecektir. Anlamda, muradı ilahiyi anlama çabası, Allah’a inanan bir kimse için olmazsa olmaz bir çabadır. Müslüman’ın varoluş gayesi, o anlama uygun hayat yaşamaktır. İlahi muradı anlamak için yeteri çabanın ortaya konmaması, yaradılış gayesine uygun yaşama gayretinin olmamasıyla izah edilebilir.

    2 – Kuran, çelişkisi olmayan bir kitaptır. Kuran, bu özelliğiyle muhaliflerine meydan okumaktadır. Eğer insan yazması bir kitap olsaydı içinde çelişkiler olurdu. Kuran’ın ayetleri arasında hiçbir çelişki yoktur. Resulü Ekrem (s.a.a.) zamanında hiçbir muhalif kimse Kuran’da çelişkiden bahsedememiştir. Bir konudaki tüm ayetler, bir bütünün parçalarını ifade eden hakikatlerdir. Bir konuda inen ayetler arasında asla zıtlık olamaz. Eğer bizler bugün bir konuda anlam zıtlıklarını tefsirlerde görüyorsak bu tefsircilerle ilgili bir problemdir. Tefsircinin Kuran’ı anlamadaki tezatları, tefsirciyle ilgilidir. Eğer tefsircinin elinde bozulmamış anlam olsa, elbette ki bu tezatlarda olmayacaktır.

    3 – Kuran, çağlar üstü bir kitaptır. Kuran’ın ifade ettiği anlam, zamanlarla sınırlı değildir. Kuran, zamanlarla aşınmayacak hakikatleri ortaya koyan bir kitaptır. Bu özelliğini anlamamış olan kimseler, Kuran’ın 1400 yıl önce geldiğini ve zamanımızın ihtiyaçlarını karşılayamayacağını söylemekteler. Bu yanlış iddia Kuran’ı tanımamayla alakalıdır. Zamanın değişmesiyle insanlık hayatında neler değişmektedir? Acaba, Kuran; yalan söylemek, riyakâr olmak, kibirli hareket etmek ve zalimlik kötüdür demekle çağdışı kalmış olabilir mi? Kuran, akla zarar veren içecekleri yasaklamakla zamanın dışında kalmış mıdır? Ya da insanları namaz ve oruca davet etmekle mi zamanın dışında kalmıştı?

    İnsanın hakikatini ve Kuran’ı tanımayan dine muhalif çevrelerin bu konudaki anlayışlarının hiçbir tutarlı yanları yoktur. Bu çevreler insan hakikatini bilmedikleri için Kuran’la ilgili anlamsız iddialarda bulunuyorlar. Kuran’ın yasakladığı ve emrettiği kuralları ele alıp incelediğimizde zamanlarla değil, insanın fıtratıyla alakalı olduğunu göreceğiz. Fıtrat ise tüm zamanlarda aynıdır. Mesela; gıybet, iftira, yalan konuşmak, kul hakkı yemek, haksızlık yapmak vs. tüm zamanlarda yanlıştır. Bu yasakların zamanlarla alakası olamaz. Allah’ın yapın diye emrettikleri üzerinden meseleye örnekler verelim. Adaletli olun, ırkçılık yapmayın, insanların kıymetini cinsiyetlere göre belirlemeyin, insanların haklarına riayet edin vs. gibi emirlerin zamanlarla alakası kurulabilir mi? Kim diyebilir ki bu Kurani talepler o zaman yerindeydi ama zamanımızda bu talepler zamanın dışında kalmıştır. Demek ki insanın yapısını ve Kuran’ın taleplerini bilen bir kimse asla Kuran’ın zamanın dışında kaldığını söyleyemez.

    Kuran’ın sunduğu dünya görüşü elbette ki zamanlar üstüdür. Âlemde muazzam bir düzenin olduğunu, varlığın yaratılmış olduğu, varlığın bir başlangıcının olduğu ve insanın yaradılışının mükemmel olduğu vs. Kuran’ın dünya görüşünden bazılarıdır. Acaba bu dünya görüşünün zamanın dışında olduğunu söyleyen kimse, zaman kavramını anlamış mıdır? Bu konuların zamanlarla sınırlı bir alakası olabilir mi? Kuran’ın dünya görüşünü kabul etmeyen kimse, insanın yaradılışının mükemmel olmadığını ve âlemde bir düzenin olmadığını söyleyecek ki, bu anlayışında akılla izah edilir yanı yoktur. Hiçbir kimse aklıyla bu Kuran’ı hakikatleri inkâr edemez. Belki aklını kullanmamasının bir neticesidir. Aklı, bu muazzam âlemin bir yaratıcısının olamadığını söylemez. İnsan aklıyla hiçbir zaman kâfir olmaz. Akıl, insanlarda ortaktır ve her insana aynı hakikati sunar. Ama bazen insanlar çeşitli nedenlerden dolayı aklıyla ters düşerler. En önemli ve temel etkenler de korku, çıkar ve cehalettir. Kuran’ı kabul etmeyen insanlarda ortak olan durum, Kuran’ın cahili olmalarıdır. Kuran’ı eleştiren kimseler araştırma yapmamışlardır. Kuran’ın bizleri geri bıraktığını söyleyen eleştirmen , “Kuran’daki bazı hadisler bizi geri bırakmıştır”. Bu komik iddiada bulunan bazı araştırmacıların(!) olması düşündürücüdür. Kuran’da, “hadis” olmayacağını bilmeyecek kadar Kuran’a yabancı bir bilgiye sahip kimselerin eleştirileri ne anlam ifade edecektir?

    4- İnsan hayatının tüm alanlarıyla ilgili bir kitaptır. İnsana, hayat ve kâinatla ilgili bilgi verir. İnsan hayatının bir kısmıyla ilgilenip, bir kısmını başkalarına bırakmaz. İnanç, ahlak ve amellerle ilgilenir. Var olanın tanımını sunarak bir dünya görüşü sunduğu gibi olması gerektiğini de sunar. Olması gerekenler konusu, Kuran’ın temel meselelerindendir.

    Allah, hayatı bölüştürmez. Hayatın bir kısmını kendisine göre başka bir kısmını da başkalarının isteklerine göre düzenlenmesini istemez. Herkesi kul olmaya davet eder. Kul; yani Allah’ın emirlerine uyan kimsedir. Hiçbir kimse kendi ve başkalarının nasıl bir hayata sahip olacaklarını belirleyemez. Herkes, uyulması gereken kuralların ortaya konduğu hayatta bir imtihandadır. Allah, kullarıyla pazarlık yapmaz. Hayatın şu alanlarını ben, diğer alanlarını siz belirleyin demez.

    5- Kuran, konuları iç içe ele alır. Bir konuyu ele alıp o konunun tüm boyutlarını alt alta sıralamaz. Bilakis bir konunun tüm boyutlarını değişik surelerde ifade eder. Kuran okuyucusu, Kuran’ın bu özelliğini bilmesi gerekir. Bu yöntemi kullanmasının birçok nedeni vardır. Konuları iç içe ele almanın nedenlerinden biri de, konuların bir biriyle irtibatının koparılmamasıdır. Bir konu müstakilleştirilirse, Kuran’ın bütünlüğünden de uzaklaştırılmış olur. Bir doğruyu kendi anlam bütünlüğü içerisinde doğru anlamak önemlidir. Sözün coğrafyası olduğu gibi anlamların da coğrafyası vardır. Bir doğrunun diğer doğrularla uyumlu bir anlama sahip olan şekliyle anlaşılması gerekir. Hak olan inançlar arasında asla çelişki olamaz. Hak olana inanan insanın dünyasında da hak kabulleri arasında çelişki olmamalı. Kuran, bunu temin için konuları iç içe verir. Elbette ki başka nedenleri de vardır.

    6- Kuran, iman edenler için dünya ve ahiret kurtuluşunu vaat eder. Hem dünyada hem de ahirette mutluluğun yolunu gösterir. Müminler ahiretteki mutluluk için bu dünyada mutsuz olmayacaklardır. Kuran, Allah’ın yol göstermesi olduğu için, bu dünyada mutluluğu en iyi öğreticidir. İnsanların fert ve toplum olarak mutlu olmamalarının en önemli nedeni, Kuran’ı anlayıp ona tabi olmamalarıdır. İnsanı yaratan ve tanıyan Allah’ın yol göstermesine uyanlar elbette bu dünyada da mutlu olacaklardır.

    7- Kuran, insanın yaradılış gayesinin Allah’a kulluk olduğunu beyan eder. Kuran’a inan insan yüce bir yaradılış gayesine sahiptir. Böyle bir inanç sahibinden, her tür güzel inanç ve amelin sahibi olması beklenir. Bu yüce gayenin üzerinde bir gaye olamayacağı için bu yüce gayeye inanan insan, her tür bayağılıktan uzak durur. Maddi gayeler için yaşayan insanlardan yüce davranışlar beklenmez.

    8- Kuran, tüm insanları Allah’ın kulları olarak tanımlar. Allah’ın kullarını ırklarına göre değere tabi tutmanın batıllığını ifade eder. Irkçılık, en bayağı ve insanlık dışı bir düşüncedir. Allah’ın yarattıkları arasında sırf yaradılıştaki ırk farklılığından dolayı değerlendirmeye tabi tutmanın hiçbir insani değerle alakası yoktur. Allah için, yarattığı tüm ırklar aynıdır. Kullarının da bu zaviyeden meseleye bakmalarını ister. Allah, yarattığı hiçbir ırkı üstün tutmadığı gibi kullarının da tutmalarını istemez. Şunu da belirtelim ki ırkçılık cahili bir düşünce olup maalesef dünyada yaygın bir anlayıştır.

    9- Kuran, cinsiyet ayırımı yapmayı mahkûm eder. İnsanlar cinsiyetleriyle değerli olamazlar. İnsanlar inanç, amel ve bilgileriyle daha değerli olabilirler. Cinsiyet ayırımı, yaradılışa itiraz anlamı taşıyan cahili bir anlayıştır. İslam, bu anlayışı ortadan kaldırmıştır. İnsan yaptıklarıyla değerli ya da değersiz olarak ele alınabilir.

    10- Kuran, evrensel değerlerden bahseder ve inanlara da evrensel değerleri sunar. Muhatapları da evrensel anlayış sahibi olmalıdırlar. Bu evrensel değerlere ulaşmayanlar, Kuran’ın mesajını anlayamayan ve yaşamayan kimselerdir.
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X