Bismillahirrahmanirrahim
SEÇİLMİŞ HADİSLER
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Kişi (Kıyâmet) gününde sevdiği ile beraber olacaktır."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"İmân kalple bağlanmak, dille ikrâr etmek, ve organlarla amel etmektir."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Sizin en hayırlılarınız, Kur'ân'ı öğrenen ve başkalarına öğreten kimselerdir."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Kur'ân'ın harâm kıldığını helâl sayan bir kimse, Kur'ân'a inanmamıştır."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Kıyamet gününde en çok nurlu olanınız, Muhammed'in (s.a.a) Ehl-i Beyt'ini en çok seveninizdir."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Amellerin en üstünü, Allâh için sevmek ve Allâh için buğzetmektir."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Kişi (Kıyâmet) gününde sevdiği ile beraber olacaktır."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Ümmetimin cemâati, hak ehli olanlardır, azınlıkta olsalar dahi."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Kalbini ihlâslı tutarsan, az amel de sana yeter."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Duâ Mu'minin silahı, dinin direği ve göklerin ve yerin nûrudur."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"İmanı en üstün olanınız, ahlâkı en güzel olanınızdır."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"(Öğreten) âlim ve öğrenci, (ilmin) sevâbında ortaktırlar; diğer insanlarda (öğrenme veya öğretme telaşında olmayanlarda) ise hayır yoktur."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Hasan ve Hüseyin, ben ve babalarından sonra, yeryüzünün en üstünleridirler. Anneleri ise yeryüzü kadınlarının en faziletlisidir."
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Günahlar içerisinde bazı günahlar vardır ki, onlara ancak geçim temini için çekilen sıkıntılar keffaret olabilir."[1]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Doğru (konuşan/amel eden) tüccar, kıyamet gününde sıddıklar ve şehidlerle haşredilir."[2]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kim başkalarına el açmaktan kendini korumak, ailesine rahat bir geçim temin emek ve komşusuna iyilik etmek için helal dünya (malını) talep ederse; yüzü on dörtlük ay gibi parladığı halde Allah'ı mülakat eder.[3]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
Allah Resulü (s.a.a) bir gün ashabıyla birlikte otururken, orada bulunan ve erkenden çalışmaya çıkan güçlü ve cüsseli bir genci gördü.
Ashab: "Yazık, dediler; keşke şu adam, gençlik ve gücünü Allah yolunda kullansaydı! " deyince, Allah Resulü şöyle buyurdu: "Böyle söylemeyin! Eğer o, sadece kendisi için, başkalarına el açmasın ve insanlardan müstağni olsun diye çalışıyorsa, Allah yolunda çalışıyor demektir. Eğer durumları zayıf ana-babasını veya çoluk çocuğunu geçindirmek ve ihtiyaçalarını karşılamak için çalışıyorsa, bu da Allah yolunda demektir. Ancak eğer başkalarına ululanmak ve ( sırf dünyevi ve nefsanî hedefler için ) mal üstüne mal yığmak amacıyla çalışırsa bu, Şeytan yolunda sayılır."[4]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Ticaret yapın, zira rızkın onda dokuzu ticaret yapmaktadır."[5]
Hz. İsâ (a.s):
Rivayet edilir ki, Hz. İsa (a.s), adamın birisini görmüş ve " Ne yapıyorsun? " diye sormuş. O da "İbadet ediyorum" demiş. Hz. İsa, "Peki, kim senin geçimini sağlıyor?" diye sorunca, o da "Kardeşim" demiş. Bunun üzerine Hz. İsa (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kardeşin senden daha çok ibadetkar sayılır."[6]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kim kendisiyle Allah arasını düzeltirse (onun rızasına uygun hareket ederse), Allah da onunla insanların arasını düzeltir."[7]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah'tan onu görürcesine kork; sen onu görmüyorsan o seni mutlak görüyor."[8]
Resul-i Ekrem (s.a.a.):
"Kıyamet gününde insan için, gece ve gündüzün saatleri sayısınca, tam 24 tane hazine açılacaktır. Bunlardan bazıları açılınca, içerisini nur ve sürurla dolu olarak bulacaklar ve öyle bir nur ve sevinç onu kaplayacaktır ki eğer onu cehennem ehli arasında paylaştırırlarsa, azabın elem ve acısını unutturacak kadar şaşırırlar. Bu Allah'a itaat ettiği saatlere ait hazinelerdir.
Diğer bazıları, açıldığında ise onu karanlık, pis kokularla kaplı ve korkunç bir şekilde görür ve öylesine korkar ve çığlık atar, feryat eder ki eğer bunu bütün cennet ehli arasında paylaştırsalar; cennet nimetlerini onlara zehir eder. O da Allah'a itaatsizlik ve isyan ettiği saatlere ait hazinelerdir.
Üçüncü gurup hazineler açıldığında ise, onları boş bulur ve kendisini, sevindirecek veya üzecek bir şey göremez onlarda. Bu ise uyuduğu veya dünyanın mubah olan şeyleriyle meşgul olduğu saate aittir. Bunları gördüğünde ise, anlatılamayacak kadar teessüf ve hayret hissi kendisini sarar ve o saatleri neden iyi amellerle doldurmadığına üzülür..." [9]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kim (gafletten uyanır da) ömrünün kalan kısmında iyi ameller işlemeye (Allah'a iyi bir kul olmaya) çalışırsa geçmişteki günahlarından hesaba çekilmez; ancak ömrünün kalan kısmın kötülük ve günahlarla geçiren bir kimse önceki ve sonraki bütün yaptıklarından hesap verecektir."[10]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kıyamet günü adım adımdan açtırmadan her kul dört şey hakkında sorgulanacaktır: ömrünü nelerde geçirdiğinden, gençliği nelerde geçirdiğinden, malını nereden kazanıp nerede harcadığından ve biz Ehl-i Beyt'in sevgisinden." [11]
Ebu Alkame'den şöyle rivayet edilmiştir:
"Sabah namazından sonra Resulullah (s.a.a) yüzünü bize döndürerek şöyle buyurdu: "Ashabım! Ben dün gece amcam Hamza'yı ve kardeşim Cafer-i Tayyâr'ı rüyamda gördüm. Onlara yaklaşarak dedim ki: "Anam babam size feda olsun, hangi ameli daha faziletli ve üstün buldunuz?" Bana şu cevabı verdiler: "Bizim ana babamız sana feda olsun, biz sana salavât getirmeği, susuz olan kimseyi suya doyurmayı ve Ali b. Ebitalib'in sevgisini bütün amellerden daha üstün ve faziletli olarak bulduk." [12]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah'ın bir meleği her gece (yeryüzüne) inerek şöyle seslenir: ey yirmi yaşına erişen (gençler), (Allah rızasını ve saadeti kazanmak için) çalışın; çaba gösterin." [13]
Resul-i Ekrem (s.a.a) Ebuzer-i Gıffari'ye hitaben şöyle buyurdu :
"Ey Ebazer; beş şeyin kadrini, beş şeyden önce bil: yaşlanmadan önce gençliğinin; hastalanmadan önce sağlığının; fakirleşmeden önce mali imkanlarının; (Boş ve istenmedik) meşgalelere müptela olmadan eli boşluğunun ve ölmeden önce hayatının." [14]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Gençliğinde Allah'a kulluk yapan bir gencin, yaşlandıktan sonra kulluk yapan bir yaşlıya olan üstünlüğü, peygamberlerin diğer insanlara olan üstülüğü gibidir." [15]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"(Her kesin) tevbe etmesi iyidir; fakat gençlerin tevbesi herkesten daha iyi (ve gerçekçi bir tevbedir.)" [16]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah katında, gençken tevbe eden kimseden daha çok sevilen ve yaşlandıktan sonra da günah etmeğe devam eden bir yaşlıdan daha çok buğz edilen bir kimse yoktur." [17]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Şüphesiz, yaratıkların Allah katında en çok sevileni, genç ve yakışıklı olmasına rağmen, Allah yolundan çıkmayan ve (bu nimeti) Allah yolunda ona itaat etmek için kullanan kimsedir. İşte o gençle Allah, meleklerine iftihar ederek şöyle buyurur: işte budur benim gerçek kulum." [18]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurmaktadır : Kaderime inanan, kitabıma razı olan, verdiğim rızkla kanaat eden, benim rızam için kendi nefsani arzu ve şehvetini terk eden genç benim katımda, (derece bakımından) bazı meleklerim gibidir." [19]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Siz (Müslümanlara) gençler hakkında iyiliği (iyi davranmayı) tavsiye ediyorum. Çünkü onların kalbi daha ince ve yumuşaktır. Allah beni (kullarına) müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdi. Gençler (sözümü kabul edip) benimle ahitleştiler. Fakat yaşlılar (sözümü reddederek) benimle muhalefete kalkıştılar..." [20]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah tevbekar genci sever."[21]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah-u Teala, ibadet eden genç ile meleklerine övünüp şöyle buyurur: "Bakın benim kuluma, kendi şehvet (ve nefsanî heveslerini) benim için terk etmiştir." [22]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah'ın gölgesinden başka bir gölge bulunmayan (kıyamet) gününde yedi kişi Arş-ı İlahinin gölgesi altında yer alacaklar: Adil imam, Allah'ın (c.c.) ibadetinde büyüyen genç ve...." [23]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Dünya ve dünyanın boş şeylerini bırakıp da gençliğini Allah'a itaat etmekte geçiren gence Allah, yetmiş iki sıddıkın sevabını inayet eder." [24]
[1]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.139
[2]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.140
[3]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.140
[4]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.140
[5]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.140
[6]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.140
[7]- Kenz-ül Ummâl, Hadis: 43166.
[8] - Mizan-ül Hikme, C.1, s.825
[9] Bihar-ul Envar C: 7 S: 262
[10] Emal-is Saduk, S: 56
[11] Bihar-ul Envar C: 7 S: 258
[12]- İhkâk-ül Hak -Allame Şuşteri-, C.7, S.268
[13] Müstedrek-ül Vesail C: 2 S: 353
[14] Bihar-ül Envar C: 77 S: 75
[15] Kenz-ül Ummal, Hadis : 43059
[16] Tenbih-ul Havvatir, C: 2 S: 118
[17] Kenz-ül Ummal, Hadis: 10233
[18] Kenz-ül Ummal, Hadis: 43103
[19] Kenz-ül Ummal, Hadis: 43104
[20] Kitab-u Şebab-i Kuveyş, S: 1
[21] Kenz-ül Ummal, Hadis: 10185
[22] Kenz-ül Ummal, Hadis: 43057
[23] El-Hisal S: 343
[24] Mekarim-ül Ahlak C: 2 S: 373
SEÇİLMİŞ HADİSLER
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Kişi (Kıyâmet) gününde sevdiği ile beraber olacaktır."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"İmân kalple bağlanmak, dille ikrâr etmek, ve organlarla amel etmektir."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Sizin en hayırlılarınız, Kur'ân'ı öğrenen ve başkalarına öğreten kimselerdir."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Kur'ân'ın harâm kıldığını helâl sayan bir kimse, Kur'ân'a inanmamıştır."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Kıyamet gününde en çok nurlu olanınız, Muhammed'in (s.a.a) Ehl-i Beyt'ini en çok seveninizdir."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Amellerin en üstünü, Allâh için sevmek ve Allâh için buğzetmektir."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Kişi (Kıyâmet) gününde sevdiği ile beraber olacaktır."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Ümmetimin cemâati, hak ehli olanlardır, azınlıkta olsalar dahi."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Kalbini ihlâslı tutarsan, az amel de sana yeter."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Duâ Mu'minin silahı, dinin direği ve göklerin ve yerin nûrudur."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"İmanı en üstün olanınız, ahlâkı en güzel olanınızdır."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"(Öğreten) âlim ve öğrenci, (ilmin) sevâbında ortaktırlar; diğer insanlarda (öğrenme veya öğretme telaşında olmayanlarda) ise hayır yoktur."
Resûl-i Ekrem (s.a.a):
"Hasan ve Hüseyin, ben ve babalarından sonra, yeryüzünün en üstünleridirler. Anneleri ise yeryüzü kadınlarının en faziletlisidir."
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Günahlar içerisinde bazı günahlar vardır ki, onlara ancak geçim temini için çekilen sıkıntılar keffaret olabilir."[1]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Doğru (konuşan/amel eden) tüccar, kıyamet gününde sıddıklar ve şehidlerle haşredilir."[2]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kim başkalarına el açmaktan kendini korumak, ailesine rahat bir geçim temin emek ve komşusuna iyilik etmek için helal dünya (malını) talep ederse; yüzü on dörtlük ay gibi parladığı halde Allah'ı mülakat eder.[3]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
Allah Resulü (s.a.a) bir gün ashabıyla birlikte otururken, orada bulunan ve erkenden çalışmaya çıkan güçlü ve cüsseli bir genci gördü.
Ashab: "Yazık, dediler; keşke şu adam, gençlik ve gücünü Allah yolunda kullansaydı! " deyince, Allah Resulü şöyle buyurdu: "Böyle söylemeyin! Eğer o, sadece kendisi için, başkalarına el açmasın ve insanlardan müstağni olsun diye çalışıyorsa, Allah yolunda çalışıyor demektir. Eğer durumları zayıf ana-babasını veya çoluk çocuğunu geçindirmek ve ihtiyaçalarını karşılamak için çalışıyorsa, bu da Allah yolunda demektir. Ancak eğer başkalarına ululanmak ve ( sırf dünyevi ve nefsanî hedefler için ) mal üstüne mal yığmak amacıyla çalışırsa bu, Şeytan yolunda sayılır."[4]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Ticaret yapın, zira rızkın onda dokuzu ticaret yapmaktadır."[5]
Hz. İsâ (a.s):
Rivayet edilir ki, Hz. İsa (a.s), adamın birisini görmüş ve " Ne yapıyorsun? " diye sormuş. O da "İbadet ediyorum" demiş. Hz. İsa, "Peki, kim senin geçimini sağlıyor?" diye sorunca, o da "Kardeşim" demiş. Bunun üzerine Hz. İsa (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kardeşin senden daha çok ibadetkar sayılır."[6]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kim kendisiyle Allah arasını düzeltirse (onun rızasına uygun hareket ederse), Allah da onunla insanların arasını düzeltir."[7]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah'tan onu görürcesine kork; sen onu görmüyorsan o seni mutlak görüyor."[8]
Resul-i Ekrem (s.a.a.):
"Kıyamet gününde insan için, gece ve gündüzün saatleri sayısınca, tam 24 tane hazine açılacaktır. Bunlardan bazıları açılınca, içerisini nur ve sürurla dolu olarak bulacaklar ve öyle bir nur ve sevinç onu kaplayacaktır ki eğer onu cehennem ehli arasında paylaştırırlarsa, azabın elem ve acısını unutturacak kadar şaşırırlar. Bu Allah'a itaat ettiği saatlere ait hazinelerdir.
Diğer bazıları, açıldığında ise onu karanlık, pis kokularla kaplı ve korkunç bir şekilde görür ve öylesine korkar ve çığlık atar, feryat eder ki eğer bunu bütün cennet ehli arasında paylaştırsalar; cennet nimetlerini onlara zehir eder. O da Allah'a itaatsizlik ve isyan ettiği saatlere ait hazinelerdir.
Üçüncü gurup hazineler açıldığında ise, onları boş bulur ve kendisini, sevindirecek veya üzecek bir şey göremez onlarda. Bu ise uyuduğu veya dünyanın mubah olan şeyleriyle meşgul olduğu saate aittir. Bunları gördüğünde ise, anlatılamayacak kadar teessüf ve hayret hissi kendisini sarar ve o saatleri neden iyi amellerle doldurmadığına üzülür..." [9]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kim (gafletten uyanır da) ömrünün kalan kısmında iyi ameller işlemeye (Allah'a iyi bir kul olmaya) çalışırsa geçmişteki günahlarından hesaba çekilmez; ancak ömrünün kalan kısmın kötülük ve günahlarla geçiren bir kimse önceki ve sonraki bütün yaptıklarından hesap verecektir."[10]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kıyamet günü adım adımdan açtırmadan her kul dört şey hakkında sorgulanacaktır: ömrünü nelerde geçirdiğinden, gençliği nelerde geçirdiğinden, malını nereden kazanıp nerede harcadığından ve biz Ehl-i Beyt'in sevgisinden." [11]
Ebu Alkame'den şöyle rivayet edilmiştir:
"Sabah namazından sonra Resulullah (s.a.a) yüzünü bize döndürerek şöyle buyurdu: "Ashabım! Ben dün gece amcam Hamza'yı ve kardeşim Cafer-i Tayyâr'ı rüyamda gördüm. Onlara yaklaşarak dedim ki: "Anam babam size feda olsun, hangi ameli daha faziletli ve üstün buldunuz?" Bana şu cevabı verdiler: "Bizim ana babamız sana feda olsun, biz sana salavât getirmeği, susuz olan kimseyi suya doyurmayı ve Ali b. Ebitalib'in sevgisini bütün amellerden daha üstün ve faziletli olarak bulduk." [12]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah'ın bir meleği her gece (yeryüzüne) inerek şöyle seslenir: ey yirmi yaşına erişen (gençler), (Allah rızasını ve saadeti kazanmak için) çalışın; çaba gösterin." [13]
Resul-i Ekrem (s.a.a) Ebuzer-i Gıffari'ye hitaben şöyle buyurdu :
"Ey Ebazer; beş şeyin kadrini, beş şeyden önce bil: yaşlanmadan önce gençliğinin; hastalanmadan önce sağlığının; fakirleşmeden önce mali imkanlarının; (Boş ve istenmedik) meşgalelere müptela olmadan eli boşluğunun ve ölmeden önce hayatının." [14]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Gençliğinde Allah'a kulluk yapan bir gencin, yaşlandıktan sonra kulluk yapan bir yaşlıya olan üstünlüğü, peygamberlerin diğer insanlara olan üstülüğü gibidir." [15]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"(Her kesin) tevbe etmesi iyidir; fakat gençlerin tevbesi herkesten daha iyi (ve gerçekçi bir tevbedir.)" [16]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah katında, gençken tevbe eden kimseden daha çok sevilen ve yaşlandıktan sonra da günah etmeğe devam eden bir yaşlıdan daha çok buğz edilen bir kimse yoktur." [17]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Şüphesiz, yaratıkların Allah katında en çok sevileni, genç ve yakışıklı olmasına rağmen, Allah yolundan çıkmayan ve (bu nimeti) Allah yolunda ona itaat etmek için kullanan kimsedir. İşte o gençle Allah, meleklerine iftihar ederek şöyle buyurur: işte budur benim gerçek kulum." [18]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurmaktadır : Kaderime inanan, kitabıma razı olan, verdiğim rızkla kanaat eden, benim rızam için kendi nefsani arzu ve şehvetini terk eden genç benim katımda, (derece bakımından) bazı meleklerim gibidir." [19]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Siz (Müslümanlara) gençler hakkında iyiliği (iyi davranmayı) tavsiye ediyorum. Çünkü onların kalbi daha ince ve yumuşaktır. Allah beni (kullarına) müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdi. Gençler (sözümü kabul edip) benimle ahitleştiler. Fakat yaşlılar (sözümü reddederek) benimle muhalefete kalkıştılar..." [20]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah tevbekar genci sever."[21]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah-u Teala, ibadet eden genç ile meleklerine övünüp şöyle buyurur: "Bakın benim kuluma, kendi şehvet (ve nefsanî heveslerini) benim için terk etmiştir." [22]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah'ın gölgesinden başka bir gölge bulunmayan (kıyamet) gününde yedi kişi Arş-ı İlahinin gölgesi altında yer alacaklar: Adil imam, Allah'ın (c.c.) ibadetinde büyüyen genç ve...." [23]
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Dünya ve dünyanın boş şeylerini bırakıp da gençliğini Allah'a itaat etmekte geçiren gence Allah, yetmiş iki sıddıkın sevabını inayet eder." [24]
[1]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.139
[2]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.140
[3]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.140
[4]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.140
[5]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.140
[6]- El- Meheccet'ül-Beyza, C.3, S.140
[7]- Kenz-ül Ummâl, Hadis: 43166.
[8] - Mizan-ül Hikme, C.1, s.825
[9] Bihar-ul Envar C: 7 S: 262
[10] Emal-is Saduk, S: 56
[11] Bihar-ul Envar C: 7 S: 258
[12]- İhkâk-ül Hak -Allame Şuşteri-, C.7, S.268
[13] Müstedrek-ül Vesail C: 2 S: 353
[14] Bihar-ül Envar C: 77 S: 75
[15] Kenz-ül Ummal, Hadis : 43059
[16] Tenbih-ul Havvatir, C: 2 S: 118
[17] Kenz-ül Ummal, Hadis: 10233
[18] Kenz-ül Ummal, Hadis: 43103
[19] Kenz-ül Ummal, Hadis: 43104
[20] Kitab-u Şebab-i Kuveyş, S: 1
[21] Kenz-ül Ummal, Hadis: 10185
[22] Kenz-ül Ummal, Hadis: 43057
[23] El-Hisal S: 343
[24] Mekarim-ül Ahlak C: 2 S: 373
Yorum