BİSMİHİ TEALA HAMD ALEMLERİN RABB’İ ALLAH’A SALAT VE SELAMI HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S) OLSUN RABB’İMDEN ECİRLERİNİZİN YÜCE OLMASINI DUA EDERİM[/t] Selamun Aleykum Aziz Canlar; Ali'yen Veli'yullah ÜÇÜNCÜ MENZİL-ALİMLERİMİZİN GÜZEL SÖZLERİNDEN DEMETLER (1)Seyyid Abdülhüseyn Şerefüddin r.a. şöyle der: “Aliyyen Veliyyullah’ı söylemek sakıncalıdır diyenler hatalıdırlar.İslamda her müezzin ezanda bir takım güzel cümleleri de ona ekler.Örneğin: “De ki ;Hamd kendisine evlat edinmeyen Allah’a mahsustur.”(1)gibi. Veya buna benzer: Essalâtu vesselamu aleyke ya Resulallah!gibi.Bunlar ezanda Allah tarafından karar kılınmamıştır.Bid’at ve haram değildir ve hiçbir müezzin bunu ezanın fasıllarından saymaz. Genel manadaki hadislere dayanarak okurlar.Aynı şekilde Muhammeden Resulullah’dan sonra Aliyyen Veliyyulah’ı söylemek de genel anlamdaki hadislere dayanır. İnsanların kendi aralarında söylediği kısa cümlelerde ezan esnasında dahi söylense ezanı batıl etmez.Öyleyse bu bid’at ve haram sözleri nereden gelmiştir?!(2) (2) Şeyh Abdünnebi el Iraqi r.a. Aliyyen Veliyyullah’ın bid’at olduğunu iddia edenlere şöyle cevap vermektedir; “Aliyyen Veliyyullah’ın bid’at olduğunu söyleyenler fıkıhtan nasibi olmayan bazılarının görüşüdür. Başımıza gelen musibetlerin çoğu bu cahil kitlelerin yüzündendir ve fakih olduklarını ileri sürerek Allah’ın indirdiğinin dışında hükümler vermektedirler.Bildiğiniz gibi fıkıhtaki konuların hepsi olmasa da çoğu ihtilaf dolu meselelerdir. Kendi savunduğu fikrin dışındaki her konuyu bid’at sayanlara göre bütün fakihler bid’at ehli mi oluyorlar?Hepimiz Allah’tan geldik ve ona döneceğiz.Bunu destekleyen on çeşit görüş var.Bunun neresi bid’attır.Meşhur görüş Aliyyen Veliyyullah’ın müstehap oluşudur. (2) Mübarek “İsra” suresi 111. ayeti şerife. (2) En Nassu vel İctihad sf 243 ve 244. Bid’at olduğunu iddia etmenin manası nedir?Her devirde şeriata muhalif olan ve alimlere garazı olanların bu gibi iddialar ortaya attıklarını görmekteyiz.Bazıları Muaviye’nin bakiyeleri’dirler bazıları ise ümmidir kitabı bilmezler.Tıpkı kitap yüklü eşekler gibidirler,bazıları da hayvan gibi hatta hayvandan daha aşağıdırlar.........”(1) (3) Şeyh Ahmed Nerâqi r.a. Aliyyen Veliyyullah’ın haram olduğunu söyleyenlere de şöyle cevap vermektedirler; “Ben derim ki;Aliyyen Veliyyullah’ın haram olduğunu söyleyenlerin hiçbir gerekçeleri yoktur.Ali’nin velayetine şehadet getirmek konusundaki teşvik edici hadisler bu görüşü reddetmektedir.Ezanın fasılları arasında başka cümleler demek ezanı ve kameti batıl etmediğinden Aliyyen Veliyyullah da ezana asla zarar vermez. Ezan arasında boş söz konuşmak dahi haram değilken nasıl Aliyyen Veliyyullah demek ezan da haram olur ki?Hatta konuyu bilmeyen adam Aliyyen Veliyyullah’ı ezanın cüzü saysa dahi ezan batıl olmaz.Konuyu öğrenmeyen cahil suçlu olsa dahi ezan batıl olmaz....”(2) (4) Şianın büyük fakihlerinden Ş. Murtaza Âl-i Yasin r.a şöyle der; “...İkinci olarak;Hz.Ali ve onun evlatlarını anmak ve zikretmek Allah azze ve celle’yi zikretmek ve anmaktır. Ebu Basir bu konuda İmam Cafer aleyhisselam’dan Usul-ü Kâfi de şöyle rivayet eder; “Her kim bir mecliste Allah’ı ve biz Ehli Beyti zikretmez ve anmazsa kıyamet günü o meclis hakkında hasretle yanıp tutuşacaktır.” Sonra İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam da buyurdu ki; “Biz Ehli Beyti anmak Allah’ anmaktandır.Düşmanımızı övmek de şeytanı övmektendir.” Ehli Beyti zikretmek Allah’ı zikretmekten sayılıyorsa demek ki Aliyyen Veliyyullah mekruh veya haşa haram sözlerden değildir.Demek ki Allah’ın zikriyle ilgili bütün hükümler Ehli Beyt zikri için de geçerlidir.Bir rivayette Halebi ,İmam Caferi (1) Risalet ul Hidaye sf 30 ve 31. (2) Müstened uş Şia c1 sf 314. Sadık aleyhisselam’dan şöyle nakleder: “Allah ve peygamberi her ne ile zikredersen namazdandır.” (1) İŞARET: Bu büyük alimin şu son cümlesine iyice dikkat et ey muhip! “Böylece Hz.Ali aleyhisselam’ın velayetinin sadece ezanda değil namazda dahi dile getirilmesinin caiz olduğunu buradan anlayabilirsin.” (5) Büyük araştırmacı Seyyid Abdürrezzak el Muqerrim r.a. şöyle der; “Gadir-i Hum olayı Aliyyen Veliyyullah’ın delilidir.Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem bazı sahabelerin Hz.Ali aleyhisselam’a biatten dolayı rahatsız olduklarını görünce onlardan rahatsızlığını beyan etti ve özellikle onlardan tekrar biat aldı. Buna göre ümmetinin beş vakit ezanda Aliyyen Veliyyullah’dan ötürü rahatsız olduklarını gören Resulullah buna nasıl tahammül eder ki? Resulullah da bu konunun evlatlarından olan imamlar tarafından çözüleceğini ümid etti ama durumlar daha da zorlaşıp onlar takiyye etmek zorunda kalınca bu kanun uygulanamadı. Şiiler de güven içinde olduklarını hissetttikleri sonraki asırlarda diğer iki şehadetin yanında Aliyyen Veliyyullah’ı ilan etmeye başladılar. Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem de her fırsatta Aliyyen Veliyyullah’ı diğer iki şehadet yanında buyuruyordu.Örneğin Fatıma binti Esed’in telkin olayında olduğu gibi. Sahih rivayetlere göre Fatıma binti Esed iki meleğin sorularına doğru cevap vermiş ve Allah’ın birliğine, Resulullah’ın peygamberliğine ve Hz.Ali’nin velayetine şehadet getirmişti. Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem de bunu orada hazır bulunan müslümanlara öğretmiş ve Aliyyen Veliyyullah’ın diğer iki şehadetin şartı olduğunu gelecek müslümanlara da ilan etmiştir.Eğer Resulullah da bu hassas durumu bilmeden ilan etseydi buyurdukları çok cılız (1) Sırr ul İman sf 63 ve 64. kalırdı.Gökle bağlantısı olan Resulullah haşa ki heva ve hevesiyle konuşmuş olsun.”(1) Bu büyük alim bir ayrıca şöyle buyurmuştur: -Allah onun mezarını Hz.Ali ve evlatlarının sevgisiyle nurlandırsın: “Ezanda Aliyyen Veliyyullah demek genelde diğer iki şehadetten sonra Aliyyen Veliyyullah demenin müstehap olduğuna delalet eden rivayetlere dayanır. Özelde de Kasım bin Muaviye rivayet eder ki İmam Caferi Sadık aleyhisselam şöyle buyurmuştur: “İçinizden her kim Lailahe illallah, Muhammeden Resulullah derse mutlaka Aliyyen Veliyyullah da demelidir” hadisine dayandığından bid’at ve haram sayılmaz.Çünkü bu delile dayanmaktadır.Böylece Aliyyen Veliyyullah tercihle müstehaptır: Bu benim inancımdır uyun kurtulun Bu benim yolumdur yürüyün hidayet olun.”(2) (1) Sırr ul İman sf 29. (2) Sırr ul İman sf 31 ve 32. DÖRDÜNCÜ MENZİL- NEBEVİ MÜJDELER* Şeyh Ebu Cafer Taberi r.a. rivayet eder ki; İbni Ömer şöyle dedi :Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e Hz.Ali hakkında bir şeyler söyleyince gazaplanarak şöyle buyurudu: Makamı benim makamım gibi biri hakkında nasıl böyle konuşuyorlar: 1. Her kim Ali’yi severse beni sevmiştir.Beni sevenden Allah razı olur ve Allah razı olduğuna cenneti verir. 2. Her kim Ali’yi severse Allah onun namazını,orucunu,ibadetini ve ettiği duaları kabul eder. 3. Her kim Ali’yi severse melekler onun mağfireti için dua ederler. Cennetin kapıları açılır ve istediği kapıdan hesapsız olarak içeri girer. 4. Her kim Ali’yi severse dünyadan gitmeden önce Kevser havzundan içer ve Tubâ ağacı meyvelerinden yer ve cennetteki yerini görür. 5. Her kim Ali’yi severse Allah ona ölüm acılarını azaltır ve kabrini cennet bağlarından bir bağ olarak karar kılar. 6. Her kim Ali’yi severse Allah ona bedenindeki bütün damarlar sayısınca huriler verir ve yakınlarından seksen kişiye şefaat eder ve bedenindeki tüyler sayısınca cennette şehirler verir. 7. Her kim Ali’yi severse Allah ona ölüm meleğini gönderdiğinde dostça yaklaşmasını emreder ve nekir ve münker meleklerinin cefasından korur ve kalbini nurlandırır ve yüzünü aydınlatır. 8. Her kim Ali’yi severse Allah kendi arşının altında sıddık ve şehitlerle beraber gölgelendirir. 9. Her kim Ali’yi severse Allah ona cehennem ateşinden kurtarır. 10. Her kim Ali’yi severse yaptığı iyilikler kabul olur ve hataları affolunur ve cennette şehitlerin efendisi Hamza ile beraber olur. -182- 11. Her kim Ali’yi severse hikmet onun kalbine yerleşir,doğru söz onun diline akar ve Allah rahmet kapılarını ona açar. 12. Her kim Ali’yi severse göklerde ona “Allah’ın yeryüzündeki esir kulu”denir. 13. Her kim Ali’yi severse arşın altından bir melek ona şöyle seslenir; Ey Allah’ın kulu!Amellere yeniden başla.Allah tüm günahlarını affetti. 14. Her kim Ali’yi severse kıyamet sahnesinde yüzü tıpkı dolunay gibi parlayacaktır. 15. Her kim Ali’yi severse Allah keramet tacını onun başına koyacak ve keraket elbisesini giydirecektir. 16. Her kim Ali’yi severse sırat köprüsünden şimşek gibi geçecektir. 17. Her kim Ali’yi sever ve velayetini kabul ederse Allah ona cehennemden beraat (kurtuluş) ve sırattan geçiş ve azaptan güven beratı verecektir. 18. Her kim Ali’yi severse ona divan açılmaz ve mizan kurulmaz ve ona; cennete hesapsız gir denir. 19. Her kim Âl-i Muhammed’i severse hesap,mizan ve sırattan amanda olur. 20. Her kim Muhammed ve Âl-i Muhammed sevgisi üzerine ölürse Meleklerle kucaklaşır ve peygamberler onu ziyaret ederler.Allah azze ve celle’nin katındaki bütün hacetlerini Allah yerine getirir. 21. Her kim Muhammed ve Âl-i Muhammed sevgisi üzerine ölürse ben onun cennetine kefilim.Bunu üç kez buyurdu.”(1) Allahım!Seni Fatıma-i Zehra’ya ve onun kırılan kaburgalarına ve çektiği derin acılara ant veriyorum ki beni ve dostlarımı Ali’yi ve Âl-i Ali’yi sevenlerden kara kıl.Senin salat ve selamın onlara olsun sonsuza dek, sonsuza dek.Ebeden ebedâ. ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU (1) Beşaretul Mustafa sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem li şietil Murtaza aleyhisselam sf 37 ve 38. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM* EHLİ SÜNNET KİTAPLARINDA ALİYYEN VELİYYULLAH EZAN VE DİĞER YERLERDE ASKERİ NUR İmamımız Ebu Muhammed Hasan el Askeri aleyhisselam şöyle buyurdu : “Allah azze ve celle biz Ehli Beytin faziletlerini saklayanlar hakkında buyurdu ki: “Allah’ın kitapta nazil ettiklerini saklayanlar” Muhammed sellallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in bütün peygamberlerden üstün olduğunu ve Ali aleyhisselam’ın da bütün vasilerden üstün olduğunu saklayanlar “ve onu satarlar”saklamak suretiyle “az bir paraya” dünya makamından bazı şeylere ulaşmak ve Allah’ın cahil kulları içinde bir riyasete ulaşmak için bunu yaparlar. Allah buyuruyor ki : “Onların yedikleri” kıyamet gününde “sadece ateştir.”dünyada hakkı sakladıklarının karşılığında. “Allah kıyamet gününde onlarla konuşmuyacaktır.”hayırlı bir söz ile.Aksine konuşacak ve onları lanetleyecek ve onları hâr ve zelil edecek ve onlara diyecek ki:Siz ne kötü kullarsınız.................................”(1) (1) Bihar ul Envar c 26 sf 235 ve 236,2.hadisi şerif. Söz konusu ayet Mübarek “Bakara” suresi 174. ayeti şerifedir. BAKIŞLAR: BİRİNCİ BAKIŞ* EHLİ SÜNNET KİTAPLARINDA EZAN VE KAMETTE ALİYYEN VELİYYULLAH HAKKINDAKİ HADİSLER 1. Ehli Sünnet alimlerinden Abdullah Meraği el Mısri “Es Selafe fi emril Hilafe” adlı kitabında şöyle rivayet eder: “Selman-ı Fârisî ezan ve kamette peygamber sallallahu aleyhi ve sellem zamanında Muhammeden Resulullah’dan sonra Ali’nin velayetine dâir şehadet getirdi. Adamın biri de Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna gelerek şöyle dedi: Ya Resulullah! Bugün daha önce duymadığım bir şeyi duydum? O hazret buyurdu ki:Nedir o işittiğin? Dedi ki: Selman ezanda senin risaletine şehadetten sonra Ali’nin velayetin dair şehadet getirdi. Resulullah da buyurdu ki: “Hayırlı bir söz işitmişsin.”(1) 2. Adı geçen alim aynı kitabında şöyle rivayet ediyor; “Adamın biri Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in huzuruna gelerek dedi ki; Ebu Zerr ezanda senin risaletine şehadetten sonra Ali’nin velayetin dair şehadet getirdi ve dedi ki; Eşhedu enne Aliyyen Veliyyullah. Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem de buyurdu ki; Ebu Zerr’in dediği gibidir.Gadir-i Hum’dakie sözümü unuttunuz mu?Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır.Her kim bunu bozarsa kendi aleyhine bozmuş olur.”(2) FAİDE: Bu iki rivayeti nakleden bazı alimler; 1. Şeyh Abdünnebi el Iraki “Ezan ve kamet hakkındaki Sırr ul Hidaye adlı kitabında sf 45. 2. Ş. Rıza Üstâdi “Kelimatul A’lam Havleş Şehadetis Sâlise” (1) Risalet ul Hidaye’de belirtildiği üzere hicri 7.yüzyıl alimlerindendir (2) Risalet ul Hidaye sf 45 adlı kitabında 55 rakamının altında. 3. Şeyh Ahmed Rahmani el Hemedâni “El İmam Ali bin Ebi Talib” adlı kitabında sf 45 12 ve 13. hadisler. 4. Seyyid Muhammed İbrahim el Muvahhid “Sırr ul İman” sf 7 ve 8 de Ebu Zerr aleyhisselam’dan rivayet eder. 5. Seyyid Muhammed Ali el Burücerdi “Cevahir ul Vilaye der Hilafet ve Velayeti Teşrii ve Tekvini-yi Çehardeh Ma’sum aleyhimusselam” sf 380 de. 6. Şeyh Muhammed bin Molla İbrahim el Muzafferi “Şehadeti Sâlise der Ezan ve İqame” sf 34 ila 37. 7. Şeyh Ali Ekber Mehdi Pûr Tebrizi “Ceziret ul Hadrâ” sf 205 ve 206. Ayrıca tüm bu alimlerin yanı sıra Şeyh Abdünnebi el Irâki r.a. bazı güvenilir muhaddislerden Muhammed Tâhâ Necef (r.a.) ve Mirza Hâdi Hatip el Horasanî (r.a.) ‘den Necef-i Eşref te aynı rivayetleri nakleder. Bu iki hadisi açıklamaya gerek olduğunu sanmıyorum. Çünkü manası açıkça ifade edilmiştir. Yalnız şairin şu sözünü tekrarlıyorum: Ey rabbim! Her gündüz ve gecemde artır, Âl-i Resule olan muhabbetimi. Onlardır benim imamım başkaları değil, Onlarla barış benimle onlarla savaş da benimle savaştır. *** *** *** İKİNCİ BAKIŞ* EHLİ SÜNNET KİTAPLARINDA ALİYYEN VELİYYULLAH ÇEŞİTLİ HADİSLERDE 1. Ferâid us Simteyn adlı kitabında Ehli Sünnet alimi İbrahim bin Muhammed el Cuveyni senedi ile Abdullah bin Mes’ud’dan rivayet eder ki ; Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Miraca çıktığımda Allah bana cennet ve cehennemin gösterilmesini emretti de ben ikisini de gördüm....”Sonra cennetin sekiz kapısı ile ilgili olarak buyurdu ki: “Cennetin birinci kapısına şöyle yazıyordu:Lailahe illallah,Muhammedün Resulullah,Aliyyün Veliyyullah... ve cennetin ikinci kapısına şöyle yazıyordu:Lailahe illallah,Muhammedün Resulullah,Aliyyün Veliyyullah... ve cennetin üçüncü kapısına şöyle yazıyordu:Lailahe illallah,Muhammedün Resulullah,Aliyyün Veliyyullah... ve cennetin dördüncü kapısına şöyle yazıyordu:Lailahe illallah , Muhammedün Resulullah,Aliyyün Veliyyullah... ve cennetin beşinci kapısına şöyle yazıyordu:Lailahe illallah,Muhammedün Resulullah,Aliyyün Veliyyullah... ve cennetin altıncı kapısına şöyle yazıyordu:Lailahe illallah,Muhammedün Resulullah,Aliyyün Veliyyullah... ve cennetin yedinci kapısına şöyle yazıyordu:Lailahe illallah,Muhammedün Resulullah,Aliyyün Veliyyullah... ve cennetin sekizinci kapısına şöyle yazıyordu:Lailahe illallah, Muhammedün Resulullah,Aliyyün Veliyyullah...”(1) Hadis uzun olmakla birlikte konumuzla ilgili bölümünü naklettik.Aynı hadiste beşinci kapıda ayrıca şöyle yazdığı da rivayet edilmiştir: “Her kim Allah’ın sağlam ipine sarılmak isterse şu söze sarılmalıdır: Lailahe illallah, Muhammedün Resulullah,Aliyyün Veliyyullah.”(2) 2. Yenâbi’ ul Meveddet adlı kitabında Ehli Sünnet alimlerinden Kunduzi el Hanefi Abdullah bin Selam’dan rivayet eder ki: (1) Ferâid us Simteyn c1 sf 239 ve 240,186.hadisi şerif. (2) A.g.e. “Resulullah’a arzettim ki:Ya Resulullah!Hamd bayrağı nasıl bir şeydir,bana anlatır mısın? Buyurdu ki: Uzunluğu bin yıllık yol kadardır.Bayrağın direği kırmızı yakuttan ve kabzası beyaz incidendir,ortasında yeşil zümrüt vardır.Üç parçadan oluşur;Birisi doğuya diğeri de batıya uzanır ortada bir kısmı vardır.Üzerine üç satır yazılıdır: Birinci satır: Bismillahirrahmanirrahim. İkinci satır: Elhamdü lillahi rabbil alemin. Üçüncü satır: Lailahe illallah, Muhammedün Resulullah,Aliyyün Veliyyullah. Her satır bin günlük yol uzunluğundadır.Dedi ki ![]() Buyurdu ki:Bu dünyada da benim bayrağımı taşıyan Ali bin Ebu Talib. Allah onun adını gökleri ve yeri yaratmadan önce yazmıştır. Dedi ki ![]() Bu bayrağının altında kimler gölgelenecek? Buyurdu ki: Müminler,Allah’ın velileri ve hakkın şiileri. Benim şiilerim ve muhiplerim.Ali’nin şiileri,muhipleri ve yardımcıları. Ne mutlu onlara sonları ne de hayırlıdır.Beni Ali hakkında veya Ali’yi benim hakkımda yalanlayanlara veya Allah’ın Ali’ye verdiği makamlar konusunda onunla tartışanlara eyvahlar olsun.(1) 3. Hafız el Hasekâni Şevahid ut Tenzil adlı kitabında şöyle rivayet eder: “Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem miraca çıktığında Allah bütün peygamberleri onun huzurunda topladıktan sonra dedi ki: Sor onlara ey Muhammed!Ne üzerine gönderildiniz diye? Dediler ki:Allah’ın bir olduğuna,senin onun nebisi olduğuna ikrar ve Ali bin Ebu Talib aleyhisselam’ın da velayeti üzerine gönderildik.”(2) Onların hadisçilerinden bir çoğu aynı rivayeti naklederler.Örneğin; Sahib ul İstiâb,Ebu Naim el İsfahâni,İbni Asâkir,Hakim el Nişaburi,İbni Şirveyh el Deylemi,... 4. Harezmi “Menakıb adlı kitabında senediyle şöyle rivayet eder: “ Cabir dedi ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve (1) Yenâbi’ ul Meveddet sf 252. (2) Şevahid ut Tenzil c2 sf 157. sellem buyurdu ki: Allah gökleri ve yerleri yarattığında çağırdı onları ve onlar da cevap verdiler.Onlara benim velayetimi ve Ali bin Ebu Talib’in velayetini sundu ve onlar da kabul ettiler.Sonra varlıkları yarattı ve din olayını bize teslim etti. Mutlu olan bizimle mutluluğa erendir,eşkiya da bizi reddetmekle eşkiya olur.Allah’ın helalini helal eden ve haramını haram kılan da bizleriz.”(1) Benzer hadis onların Kenz ul Ummal adlı kitaplarında da nakledilmiştir. 5. Yine Harezmi Emirülmüminin aleyhisselam’dan rivayet eder ki Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem buyurdu ki: “Cebrail yanıma geldiğinde iki kanadını açmıştı.Birinde şöyle yazıyordu:Lalihe illallah ,Muhammed peygamberdir.Diğer kanadında ise şöyle yazıyordu:Lailahe illallah ,Ali vasidir.”(2) 6. Seyyidimiz İbni Tavus(r.a.) onların kitapları ve senetleri ile Veki bin Cerâh’dan,Fuzeyl bin Merzuk’dan,Atiyye el Avfi’den,Ebu Said el Hudri’den rivayet eder ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem buyurdu ki: “Kıyamet günü geldiğinde iki meleğe emrolunacak ve onlar sırata oturacaklar.Emirülmüminin’den beratı olmayanlar kesinlikle sıratı geçemeyecek. Emirülmüminin’den beratı olmayanlar yüzüstü ateşe atılacaklar ve bu Allah’ın şu ayetinde geçer: “Ve durdurun onları onlar sorumludurlar.”(3) Dedim ki;Ey Allah’ın resulü.Anam babam sana feda olsun.Nedir Emirülmüminin’in beratı. Buyurdu ki: Lailahe illallah, Muhammedün Resulullah,Aliyyün Emirülmüminin Vasiyyi Resulullah” Allah’ın salât ve selamı ona olsun.”(4) 7. Cüveyni “Ferâid us Simteyn” adlı kitabında rivayet eder ki Cabir bin Abdullah el Ensari şöyle dedi: “Resulullah ile birlikte Medine’nin bazı bostanlarında geziyorduk.Resulullah,Hz.Ali’nin elinden tutmuştu.Bir hurma ağacının yanından geçerken ağaçtan şöyle ses (1) Menakıb-ı Harezmi sf 135,151.hadis. (2) Menakıb-ı Harezmi sf 148,172.hadis (3) Mübarek “Saffat” suresi 24. ayeti şerife. (4) El Yaqin fi İmreti Emirül müminin aleyhisselam sf 57,75.bab. geldi:Bu,peygamberlerin efendisi Muhammed’dir.Bu da vasilerin efendisi ve pak imamların babası Ali’dir. Sonra bir hurma ağacının yanından daha geçtik.O da şöyle seslendi;Bu, Allah resulü Muhammed’dir,sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem.Ve bu da Allah’ın kılıcı Ali’dir. Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem Hz.Ali aleyhisselam’a dönerek buyurdu ki;Ya Ali!Buranın adını Seyhani(nida eden) koy. Dedi ki:Biz de o günden sonra oraya Seyhani adını verdik.”(1) Ehli Sünnetin kitaplarında Hz.Ali’nin velayetini içeren bu gibi onlarca hadislerden sadece yedisini seçip örnek olarak sundum.Müracaat ettiğinde bu konuda rahatça ulaşabileceğin kaynakları sunuyorum: ALİYYEN VELİYYULLAH’IN BÜTÜN KÂİNATA YAZILI OLDUĞUNA DAİR: 1. El Yaqin fi İmreti Emirilmüminin aleyhisselam sf 57 ve 58,78.bab. 2. El gadir c2 sf 51, Meveddet ile ilgili rivayetler bölümünde. 3. El Mietu Menqibe (İbni Şâzan) sf 49 ve 50,24.menkıbe. ALİYYEN VELİYYULLAH’IN ARŞA VE ETRAFINA YAZILI OLDUĞUNA DAİR; 1. El Yaqin sf 36 ve 37 ,41.bab. 2. El Yaqin sf 37,42.bab. 3. El Yaqin sf 55,73.bab. 4. El Yaqin sf 55ve 56,74.bab. 5. El Bihar c 27,sf 2,3.hadisi şerif.Ebu Hüreyre’den rivayet eder. 6. El Bihar c 27 sf 10,22.hadisi şerif,İbni Mesud’dan rivayet eder.. 7. El Bihar c 27 sf 10,23.hadisi şerif,Ebu Hüreyre’den rivayet eder.. 8. Ferâid us Simteyn c1 sf 235 ve 236,183.hadis. (1) Ferâid us Simteyn c1 sf 137 ve 138,101.hadis. Yine Ehli Sünnet alimlerinden İbni Meğazili,Menakıb adlı kitabında,Harezmi; Menakıb adlı kitabında,Tebarani, Mecmeuz Zevaid adlı kitabında ve Tehzib ul Kemal adlı kitapta ve İbni Asakir “Tarihi Demeşq” adlı kitabında rivayet ederler. 9. Ferâid us Simteyn c1 sf 237,185.hadis. 10. El Mietu Menqibe sf 82 ve 83. 50.menkıbe.Orada geçen cümlelerden biri de şudur: “...Kendi izzetime yemin ederim ki ona isyan edeni ateşe atacağım bana itaat etse dahi.” Ona dediği Hz.Ali aleyhisselam’ın hakkındadır.Her kim o hazrete itaat ederse Allah’a itaat etmiştir,ona isyan eden de Allah’a isyan etmiştir.Yalnız burada Hz.Ali aleyhisselam’ın Allah katındaki menzileti anlatılmak istenmiştir. Bu hadisi Harezmi,Menakıb adlı kitabında,Kunduzi ,Yenabi’ul Meveddet adlı kitabında ve İhkak; İbni Ebil Fevaris’in “El Erbain” adlı kitabından ve Bahr ül Menakıb’dan,Menakıb ul Murtezeviyye’den ve Erceh ul Metalib’den rivayet ederler. 11.El İhkak c4 sf 144. 12.El İhkak c5 sf 11. 13.El İhkak c6 sf 139 ila 147. a. Hafız Ebu Naim’in “Nüzul ul Kur’an fi Ali’ den. b. Zehebi’nin “Mizan ul İtidal”den. c. Askalâni’nin “Lisan ul Mizan”dan d. Muttaki el Hindî’nin “Muntahab-ı Kenz ul Ummal”den. e. Bedahşi’nin “Miftah un Necâ”dan. f. Kunduzi’nin “Yenabi’ul Meveddet”den. g. Feth ul Beyan tefsiri c4 sf 52’den. h. Erceh ul Metalib sf 73 ve 496’dan. i. İbni Meğazili’nin “Menakıb”ından. j. Yahsebi’nin “Eş Şifa biTarif-i Hukuk-il Mustafa”sından k. Muhibbüddin Taberi’nin “Riyad un Nadra” c2 sf 172’den. l. Zahair ul Ukbâ sf 69’dan. m. Haysemi’nin “Mecme uz Zevâid “ c9 sf 121’den. 14. El İhkak c 16 sf 486 ila 490. “On Ehli Sünnet kitabından” 15. El İhkak c 21 sf 567 ila 569. 16. El Gadir c2 sf 50. ALİYYEN VELİYYULLAH’IN LEVHİ MAHFUZA YAZILI OLDUĞUNA DAİR: 1. El Yaqin sf 135 ve 136 ,135.bab. 2. İhkak ul Hakk c6 sf 152,Yenabi ul Meveddet’den sf 248 ve El Menakıb ul Murtezeviyye sf 118. ALİYYEN VELİYYULLAH’IN CENNETİN KAPILARINA VE AĞAÇLARIN YAPRAKLARINA YAZILI OLDUĞUNA DAİR: 1. Bihar ul Envar c 27 sf 9,18.hadisi şerif.Erbili(r.a.) Menakıb-ı Harezmi’den rivayet eder. 2. El Gadir c2 sf 315 ,Tarihi Bağdad’dan(Hatip Bağdadi) c1 sf 259 ve Menakıb-ı Harezmi’den rivayet eder. 3. El Gadir c3 sf 117,12.hadiste Ehli Sünnet’in şu kaynaklarından nakleder: a. Tarihi Bağdad c7 sf 387. b. Riyad un Nadra c2 sf 168. c. Tezkiretu Sıbt sf 14. d. Mecme uz Zevaid c9 sf 111. e. Şems ul Ahbâr sf 35. f. Feyz ul Gadir c4 sf 355. g. Kifayet uş Şenqiti sf 34. h. Misbah uz Zelam c6 sf 52..... 4. Tezkiret ul Havass (Sıbt bin Cevzi) sf 22. 5. Menakıb-ı İbni Meğazili sf 91,134.hadis. 6. Mietu Menkibe (İbni Şâzân) sf 87,54.menkıbe. 7. El İhkak c4 sf 130.Makteli Harezmi’den. 8. El İhkak c4 sf 199-202.Yirmiye yakın Ehli Sünnet aliminden . 9. El İhkak c4 sf 280ila 281. ALİYYEN VELİYYULLAH’IN MELEKLERİN ALNINA VE KANATLARINA YAZILI OLDUĞUNA DAİR: 1. Menakıb-ı Harezmi sf 340 ve 341,360.hadis. 2. El İhkak c 4 sf 89 ve 90. 3. El İhkak c 6 sf 149. 4. El İhkak c 21 sf 566. Mevlevi el Kehnevi’nin “Mir’at ul Muminin” adlı eserinden. ALİYYEN VELİYYULLAH’IN YÜCE İLAHİ BAYRAĞA VE HAMD BAYRAĞINA YAZILI OLDUĞUNA DAİR: 1. El İhkak c 4 sf 384, “Düreru Bahr ul Menakıb” sf 59’dan. 2. Yenabi’ul Meveddet sf 252.Daha önce rivayetin tümünü naklettik. 3. El İhkak c 4 sf 488 ve 499. PEYGAMBERELERİN ALİYYEN VELİYYULLAH ÜZERİNE GÖNDERİLDİĞİ VE ONLARIN MİSAKININ TEVHİD, NÜBÜVVET VE HZ.ALİ ALEYHİSSELAM’IN VELAYETİ ÜZERİNE OLDUĞUNA DAİR: 1. El Yaqin sf 87 ve 88,105.bab. 2. El Gadir c1 sf 388. 3. El İhkak c4 sf 329 ve 330 ve 338 ve 340. 4. El İhkak c7 sf 128 ve 129. ALİYYEN VELİYYULLAH’IN SAĞLAM FITRATIN DELİLİ OLDUĞU VE HAKİKİ FITRATIN TEVHİD,NÜBÜVVET VE VELAYET OLDUĞUNA DAİR: 1. El Yaqin sf 36,40.bab. 2. El Yaqin sf 161 ve 162,162.bab. ALİYYEN VELİYYULLAH’IN BÜTÜN VARLIKLARA SUNULDUĞUNA DAİR: 1. Bihar ul Envar c 17 sf 13,25.hadisi şerif. “Menakıbı Harezmi’den” 2. El Mietu Menkibe sf 25 ve 26.7.menkıbe. 3. El İhkak c7 sf 252 ve 253.Aynı menakıb’dan. ALİYYEN VELİYYULLAH’IN BÜTÜN VARLIKLARDAN TEVHİD VE NÜBÜVVETİN YANINDA MİSAK OLARAK ALINDIĞINA DAİR: 1. El Yaqin sf 46 ve 47,59.bab. 2. El Yaqin sf 50,65.bab. 3. El Yaqin sf 54 ve 55,71.bab. 4. El Yaqin sf 80,81,82.de 99,100 ve 101.bablar. 5. El Yaqin sf 56,75.bab. 6. El Yaqin sf 136,136.bab. 7. Tefsir ul Burhan c2 sf 51, “İbni Şirveyh”in El Firdevs adlı eserinden. 8. El İhkak c4 sf 275 ve 276. ALLAH AZZE VE CELLE ALİYYEN VELİYYULLAH’I BİRÇOK ŞEYE YAZMIŞTIR.AYNI ŞEKİLDE PEYGAMBERLER VE MUHLİS EVLİYALAR DA: 1. Ferâid us Simteyn c1 sf 236,184.hadis. 2. El İhkak c 4 sf 142 ve 144.”İbni Ebil Fevâris’in Erbain” adlı eserinden. 3. El İhkak c 4 sf 342. “Safuri’nin Nezhet ul Mecalis” adlı eserinden. 4. El İhkak c 6 sf 126’dan 128’e.Ehli Sünnetten on alimden. 5. El İhkak c 6 sf 442.”İbni Hacer’in Lisan ul Mizan “c5 sf 147’den. ALİYYEN VELİYYULLAH’A BÜTÜN MELEKLERİN GÖK ALEMLERİNDE İKRAR ETTİĞİ VE KIYAMETTE HATTA DAĞLARIN VE DİĞER VARLIKLARIN BUNU NİDA EDECEKLERİNE DAİR: 1. El Yaqin sf 55,72.bab. 2. El Yaqin sf 146 ve 147,146.bab. 3. El Mietu Menkibe sf 88 ve 89,55.menkibe. 4. El İhkak c 4 sf 87,88,89.Birçok Ehli Sünnet aliminden nakleder. ALİYYEN VELİYYULLAH’IN KIYAMETTE CENNETE GİTMEK VE CEHENNEMDEN KURTULMAK İÇİN BERAT VESİLESİ OLDUĞUNA DAİR: 1. Bihar ul Envar c 39 sf 202 . Menakıbı İbni Şehraşub’un nakli ile . 2. El Yaqin sf 57,77.bab. ALİYYEN VELİYYULLAH’IN DİLLE İKRAR EDİLMESİNİN GÜNAHLARIN AFFINA VESİLE OLDUĞUNA DAİR: 1. El İhkak c 6 sf 442. İbni Hasanveyh’den rivayet eder ki Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Her kim Lailahe illallah derse göğün kapıları onun yüzüne açılır,her kim onun yanında Muhammedün Resulullah derse hakkın yüzü güler ve onu müjdeler,her kim onun yanında Aliyyen Veliyyullah derse günahları yağmur damlaları sayısınca olsa dahi Allah affeder.” KIYAMET GÜNÜ HALK ALİYYEN VELİYYULLAH KONUSUNDA HESAP VERECEKTİR VE ALLAHIN ŞU AYETİNDE GEÇER; DURDURUN ONLARI ONLAR SORUMLUDUR”(1) BU KONUDA ONLARIN KİTAP VE TEFSİRLERİNDEN ALLAME EMİNİ (R.A.) ŞÖYLE NAKLEDER: Âlûsî kendi tefsirinde(2) şöyle rivayet eder: “Ve durdurun onları onlar sorumludurlar” ayeti hakkındaki görüşleri naklettikten sonra şöyle der:Sorular inanç ve amellerdendir.Başta Lailahe illallah’tır, en önemli soru ise Ali k.v.nin velayetidir. Beyhaki ve Hafız Nişaburi’nin rivayetine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Allah kıyamet günü bütün insanları baştan sona topladığında cehennem köprüsü üzerinde bir yol karar kılacak ve Ali bin Ebu Talib’in velayet beratı olmayanlar oradan geçemeyecekler.Taberi “Riyad un Nadra c2 sf 172’den tahric etmiştir........” Konunun fazla uzamaması için onların naklettiği iki rivayeti nakledip bu bölümü bitireceğim.Belki bir ibret dersi olur ve Ehli Beyt’in mazlumluğunu bir kez daha anmış oluruz.Onlardan gelen rivayetlere göre “Onların uğradığı zulmü ananların hüzünlü nefesleri tesbihtir.”(1) BİRİNCİ RİVAYET: Allame Emini r.a., Hemedâni’nin “Meveddet ul Kurbâ” adlı kitabından Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ile Hz.Ali aleyhisselam’ın şu konuşmasını nakleder: “Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Senin adını dört yerde kendi adımla birlikte gördüm: 1. Göğe çıkmadan Beyt ul Mukaddes’te bir taşın üzerinde şöyle gördüm: Lailahe illallah, Muhammeden Resulullah,onu veziri Ali ile onayladım. 2. Sidret ul Munteha’ya vardığımda orada şöyle yazıyordu:Ben Allah’ım. Benden başka ilah yoktur,Muhammed halkın içinden seçtiğimdir, onu veziri Ali ile onayladım ve onunla yardım ettim. Alemlerin rabbinin arşına vardığımda onun direklerine şöyle yazdığını gördüm: Ben Allah’ım. Benden başka ilah yoktur,Muhammed halkın içinden sevdiğimdir, onu veziri Ali ile onayladım ve onunla yardım ettim. 4. Cennete ulaştığımda onun kapılarına şöyle yazdığını gördüm: Benden başka ilah yoktur,Muhammed halkın içinden sevdiğimdir, onu veziri Ali ile onayladım ve onunla yardım ettim.(2) İKİNCİ RİVAYET: İbni Şazan;Said bin Cübeyr’den o da İbni Abbas’tan rivayet eder ki : Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Beni hakk üzere korkutucu ve müjdeleyici olarak gönderene andolsun ki kürsü,arş ve gezegenler ,gökler ve yerler şu cümleler yazılmadıkça istikrar bulamadılar: “Lailahe illallah,Muhammeden Resulullah,Aliyyen Veliyyullah.....”(3) *** *** *** (1) Mübarek “Saffat” suresi 24.ayeti şerife. (2) Ruh ul Maâni tefsiri. (3) El Mietu Menkıbe sf 49.24.menkıbeden ÜÇÜNCÜ BAKIŞ* AYETLER VE HADİSLERDEN BİR DEMET “Bizi doğru yola hidayet et.Nimet verdiklerinin yoluna,gazaplandıklarının ve sapıtanların yoluna değil.”(1) İbni Umeyr,İbni Uzeyne’den rivayet eder ki İmam Caferi Sâdık aleyhisselam “Gazaplandıklarının ve sapıtanların yoluna değil.”ayetinin tefsirinde buyurdu ki: “Gazaplandıkları Ehli Beyt düşmanlarıdır. “Sapıtanlar” ise imamını tanımayıp sürekli şüphe edenlerdir.”(2) “Halka kitapta açıkladıktan sonra indirdiğimiz delilleri ve hidayeti saklayanları Allah lanetlemiştir ve lanet okuyucular da lanetler.”(3) Yine İbni Uzeyne İmam Caferi Sadık aleyhisselam’dan şöyle rivayet eder: “Halka kitapta açıkladıktan sonra “Ali hakkında” indirdiğimiz delilleri ve hidayeti saklayanları Allah lanetlemiştir ve lanet okuyucular da lanetler.”(4) Onlar Ali ve evlatlarının düşmanlarıdırlar ki ayeti şerifeler onları şöyle vasfeder: 1. “Onların kalplari vardır ama anlamazlar,gözleri vardır ama görmezler, kulakları vardır ama duymazlar,onlar tıpkı hayvan gibi hatta daha aşağıdır,asıl gafil onlardır.”(5) 2. “Onların çoğunun işitip düşündüklerini mi sanırsın? Onlar tıpkı hayvan gibi hatta daha sapık bir yoldadırlar.”(6) 3. “Kafir olanlar nimetlerden yararlanıp yerler, tıpkı hayvanların yedikleri gibi.Ve ateş onların yeridir.”(7) (1) Mübarek “Fatiha” suresi 6 ve 7.ayeti şerifeler. (2) Tefsir ul Burhan c1 sf 47,8.hadisi şerif. (3) Mübarek “Bakara” suresi 159.ayeti şerife. (4) Tefsir ul Burhan c1 sf 170,1..hadisi şerif. (5) Mübarek “A’raf” suresi 179.ayeti şerife. (6) Mübarek “Furkan” suresi 144.ayeti şerife. (7) Mübarek “Muhammed”sallallahu aleyhi ve alihi suresi 12.ayeti şerife. 4. “Yeryüzünde gezmiyorlar mı düşünecekleri kalpleri olsun?Veya duyacakları kulakları olsun?Gözler kör olmaz ancak göğüslerdeki kalpler kör olur.”(1) DÖRDÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU (1) Mübarek “Hacc” suresi 46.ayeti şerife. BEŞİNCİ BÖLÜM ALİYYEN VELİYYULLAH VE İRFAN DERYASINDAN BİR DAMLA SECCÂDİ NUR Secde edenlerin efendisi ve ibadet edenlerin ziyneti İmam Ali bin Hüseyn aleyhisselam’dan rivayet edilen “Arifler münacatı”nda şöyle buyurmuştur: “...İlahi! Kalplerindeki bahçelerde seni arzulayan ağaçların köklerini kalbimize yerleştir. Bizleri kalplerinin her yerinde senin muhabbetine sarılanlardan karar kıl. Onlar ki tefekkür yuvalarına sığınırlar ve sana yaklaşma ve mukâşefe bağlarında dolaşırlar ve muhabbet havuzundan lütuf kadehi ile içerler. Saf nehirlere dalarlar. Perdeler onların gözlerinde yırtılmıştır, inançlarından ve kalplerinden şüphe zulmeti aydınlığa kavuşmuştur. Şüphe dalgaları kalplerinden ve akıllarından çıkıp gitmiştir. Kalpleri marifet ve ilimin tahakkuku ile genişlemiştir.................”(1) (1) Mefâtih ul Cinan sf 127. SÖZÜN BAŞI: Konunun başlığı aslında beni aşmaktadır ve kalemim bu noktada titremektedir. Çünkü bu kalemin sahibi bu meydanın eri ve at bineni değildir ve binlerce atlı onu geçmiştir. Bu yolda aslında ben yaya kalmışım ve ne ata ne de kılıca sahip olan ben bu yarışta geri kalmışım. Allah Şeyh Behâi(r.a)’ye rahmet etsin. Hicazi şiirlerinin bir bölümünde bakın ne buyurmuş: Ömrümüz hep boş sözlerle geçti. Ey dostum kalk,artık fırsat azaldı. Beni velayet suyuyla doyur. O bizi en hayırlı yola iletir. Çıkar iki çarığı(1) ey dostum. Bu, Musa’yı aydınlatan ışıktır. Kalk,hüznümü onunla gider artık, Ah bu ömrüm zahiri ilimlerde çürüdü. Sizlere diyorum ey ehli medrese, Hasıl ettiğiniz herşey vesvese. Fikriniz habibden gayrısındaysa, Ahirette yoktur size bir nasip. Velayetle yıkayın kalp levhasını Kıyamette her hüzün kurtarmaz sizi. Ben derim ki: Seyyidi ya Emirülmüminin!... Ey varlığın nedeni, fikir sende hayrette, Zatını anlamakta bütün fikrim hayrandır.(2) Seyyidi!Arzularım senin kapına dayandı.Yükümü senin fani olunan sahana indirdim. Dünyada, ölümümde,kabrimde ve ahiretimde senedim ve güvendiğim sensin. Sen ey Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in kulu ve kölesi olan. İmam Caferi Sâdık aleyhisselam’ın El Kâfi kitabında da rivayet edilen hadisinde bir yahudi bilgininin Hz.Ali aleyhisselam ile (1) İki çarıktan maksat ruh ile cesettir.Yada kulun hedefe ulaşmasını engelleyen herşeydir. (2) Şeyh Hüseyn Necef (r.a.)’in “Asmâ’” kasidesinden. -206- sohbetinde yahudi ona şöyle sorar; “Sen peygamber misin?Buyurdu ki:Anan sana ağlasın. Ben sadece Muhammed sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in bir kulu kölesiyim.”(1) Seyyidi! Senin derin anlamını içeren denize girmek isterken kalemim dalgalara kapılıyor. Fikrim ve zihnim senin pak dergahında secdeye kapanıyor. Hayal alemimde sualler üst üste yığılıyor...O fikirden bu düşünceye atlayıp duruyor. Günahlarımızla kalın perdeler altına giren ve hatalar ve kusurlar zincirine bağlanan bizler gerçekten Aliyyen Veliyyullah’ın manasını nasıl anlayabiliriz ki?Benim kalemim Aliyyen Veliyyullah’ın ve onun sahibinin değerini nasıl anlatsın ki? Bunda asla şaşmamak gerek.... Derin bir sessizlik her tarafımı sarıyor!!! Sanki Şeyh Ebu Cafer Kuleyni(r.a.) benim kalbimin derinliklerine feryad ediyor: “İmam Zeynelabidin aleyhisselam’a tevhid sorulduğu zaman buyurdu ki: Allah azze ve celle ahir zamanda iyi düşünen kavimler geleceğini bildiği için Tevhid suresini ve Hadid suresinin ilk altı ayetini nazil etti.”(2) Bu anda Ruşeyd el Hecerî r.a.in kızının babasına sorduğu şu soru aklıma geliyor: “Babama dedim ki; Ne derin içtihad ediyorsun? Buyurdu ki: Aziz kızım!Bizden sonra öyle kavimler gelecek ki onların dindeki basiretleri bizim içtihadlarımızdan daha efdaldir.”(3) Aliyyen Veliyyullah’ın manasını araştırırken Aliyyen Veliyyullah’ın öğrencilerinden ve pâk talebelerinden Seyyidimiz İmam Humeyni (r.a.)in “Namazın Manevi Adabı” adlı kitabında şu cümleleri gördüm: “Diğer iki şehadet Eşhedu ellâ ilahe illallah’ın içindedir.Eşhedu enne Muhammeden Resulullah’ın içinde de diğer iki şehadet yatmakta ve Eşhedu enne Aliyyen (1) Usul ü Kâfi c1 sf 90,8.hadisi şeriften. (1) Usul ü Kâfi c1 sf 91,3.hadisi şerif. (2) El İhtisas “Şeyh Müfid” sf 78. Veliyyullah’ın içinde de diğer iki şehadet yatmaktadır.Hamd Allah’a mahsustur evvelen ve âhiren”(1) Merhumun sözünün manası açıktır.Çünkü şehadetlerin her biri diğer iki şehadeti içermektedir: Tevhide şehadet: Tevhid,risalet ve velayettir. Risalete şehadet: Tevhid, risalet ve velayettir. Velayete şehadet: Tevhid,risalet ve velayettir. Ehli Beyt aleyhimusselam’ın sözlerine biraz aşina olanlar bu görüşü garipsemezler. Ben de burada bu büyük arifin –ki Ehli Beyt’in buyurduklarını onun gibi tadan biri olmadı- bütün karanlık noktaları aydınlatan bu sözünün anlamını açıklamaya çalışacağım. Belki de sen bana şu soruyu sorabilirsin; Neden Aliyyen Veliyyullah’ın derin manasını araştırıyorsun? Eğer kitabımızın ikinci bölümünü iyice düşünerek okuduysan kitabımızın adını hadislerin içerdiği şu mana ile ifade ettik; “Aliyyen Veliyyullah; Kamil İslamın Kaynağı ve Hakk İmanın Özü” Bu öyle bir şehadettir ki arştan dünyaya doğru bütün kainata yazılmış....... Bütün peygamberler ve vasilerden bu şehadete dair ikrar alınmış......... Bütün varlıklar buna ikrar etmiş.........Bu konudaki hadisler uzundur ve başa dönmeye gerek yoktur. Bütün bunları insaflıca düşünenler şu sonuca varırlar; 1. Bu şehadetin yüceliği, onun sahibinin yani Hz.Ali aleyhisselam’ın yüceliğinden kaynaklanmaktadır. 2. Bu şehadetinin ifade ettiği anlamın ne kadar derin olduğu. 3. Bu şehadetin hakikatı ve nurani manası karşısında aklımızın ne kadar yetersiz kaldığı. Bu şehadet manasını bütün düşünce ve tefekkürlerin çözebileceği kolaylıkta değildir. Herhangi bir şahısın huyu ve sıfatları da değildir ki bunu araştırmanın faydası veya zararı olsun. Yalnız bu öyle bir hakikattır ki bütün insaflılar onun manasını sorarlar ve onun içeriği temel ve esaslı bir düşünceyi ve hakk mezhebin temellerini ve yaratılışın ve bütün varlık aleminin (1) El Âdâb ul Maneviyye sf 265. anlamını oluşturur. Bu sınırlı sayfaların ve benim aciz kudretimin ve fikrimin elverdiği miktarda bu şehadetin anlamını açıklamaya çalışacağım. Benim gibilerin bu rabbani gerçeklere dalmada kudreti pek de sınırlıdır. Konuyu birkaç makamda inceleyeceğim; BİRİNCİ MAKAM *ALİYYEN VELİYYULLAH’IN* *KELİMELERİNİN AÇIKLANMASI* Ezandaki üçüncü şehadetin rivayetler arasındaki birleşiminden şu kelimelerden oluştuğu anlaşılmaktadır: “Eşhedu enne Aliyyen Emirülmüminine Haqqen Veliyyullah” (Şehadet ederim ki müminlerin emiri Ali,Allah’ın hakk velisidir.) BİR: ŞEHADET. Arap dilinde şehadetin birkaç anlamı vardır: a. Şehadet ; bilmek anlamındadır. b. Şehadet ; hazır olmak demektir. c. Şehadet ; bir durumu yakîn üzere haber vermek ve bildirmektir. d. Şehadet ; yemin etmek demektir. Bütün bu anlamların hepsi ilim ve marifete geri döner.Bir yerde hazır olmak ve kesin haber vermek ve doğru yemin etmek gibi anlamların hepsinde şehadet bir ilim ve tanımaya dayanmaktadır.Yani kısaca şehadet ilime dayanır.Bir konuda ilmi olmayan onun doğruluğu konusunda şehadet edemez. Onun için denir ki: Şahidin gördüğünü gayıp göremez.Tüm bu anlattıklarımız şehadetin sözlük manası idi.Bakalım şehadetin dereceleri ve özellikleri nelerdir? BİRİNCİ DERECE: DİLLE ŞEHADET ETMEK. Bu şehadetin özelliği şudur ki her kim bunu diliyle ikrar ederse hakk mezhep sınırlarına girer ve kurtulan fırkanın kalesinde amanda olur ve dünyevi anlamda hakk mezhep sayesinde hidayet olur. Allah bu mektebin bayrağını onikinci imam aleyhisselam’ın zuhuru ile daha da yüce kılsın. Yalnız bilesin ki ey muhip!Dille verilen şehadetin kaynağının mutlaka kalpteki inançtan kaynaklanması gerekir.Aksi halde eğer birisi-Aliyyen Veliyyullah’ı diliyle ikrar eder ama kalptendesteklemezse onun şehadeti mecazi olur.Evet,dünyada birtakım etkileri olur. Bunun da tek nedeni Aliyyen Veliyyullah’ın hürmetidir, onu diliyle söyleyenin hürmeti değil.Sözün özeti şu ki; Tıpkı diğer iki şehadette olduğu gibi Aliyyen Veliyyullah’ta da dille söylemenin sadece dünyevi yararları vardır. İKİNCİ DERECE: BEDENLE VE AMELLERLE ŞEHADET ETMEK. İnsanın yaptığı fiillerle organlarının şehadet etmesidir.Bu da şu iki yolla tanımlanır; 1. Aliyyen Veliyyullah’ın sahibine itaat ettiğini bir takım fiillerle ispat ederek. Gerçekte ona itaat Allah azze ve celle’ye itaat anlamına gelir.Çünkü o hazrete itaat Allah azze ve celle’ye itaatten kaynaklanmaktadır. 2. Hz.Ali aleyhisselam’ın ve onun evlatlarının velayeti ile Ehli Beytin razı olmadığı fiillerden ve onların düşmanlarından beraat etmenin fiillerinde tecelli etmesi gibi.Allah onların düşmanlarına lanet etsin. Çünkü Hz.Ali aleyhisselam’ın razı olmadığı şeylerden Allah ve resulü de asla razı değildir.Bu şehadet de diğeri gibi mutlaka kalpten kaynaklanmalıdır. Kalp de gerçekte insanın hakikatını temsil eder ve hangi makamda olursa olsun insanın kişiliğinin gerçek boyutlarını yansıtır. İnsanın hakikatı ister habis ister tayyib olsun kalbin sahasında saklıdır. ÜÇÜNCÜ DERECE: BÂTIN VE KALPTEN ŞEHADET ETMEK. Bu derecenin içinde birçok derece ve mertebe vardır. Bu mertebenin adedi kalbin makamları sayısıncadır. Tüm bu dereceleri iki başlık altında toplayabiliriz: 1. Kalbin şuurluca şehadet etmesi: İnsanın taklit ederek veya eğitimle ya da düşünerek ve araştırarak Aliyyen Veliyyullah’ın manasını kalbiyle anlamasıdır. Böylece kalbinin bütün temellerinde itminan ve güven oluşur. Sonuçta da bilinçlenir ve ikrar eder. Bilesin ki Aliyyen Veliyyullah’ı kabul eden halk kitlelerinin çoğunun kalbinde yatan bu derecedir.Özet olarak şu ki: Kalp öyle bir durumdadır ki Aliyyen Veliyyullah’ı ve onunla ilgili konuları benimsemiştir. Ama bu yakin ve hakikat derecesinde değildir. 1. Kalbin yakin ile şehadet getirmesi; İrfan ehlinin ve ilahi yolun temsilcilerinin yanında makbul olan şehadet de budur. Kalbin bütün zincirlerinin dağılması ve o Kâbe’deki putların kırılması ve sevgiliye ulaşmak yolundaki bütün engellerin ortadan kaldırılması ile gerçekleşir. İnsan bu kaçışında ve ulaşmak yolunda eğer ihlaslı olursa fiili olarak kalbinde hakikat tecelli eder, birçok kelam ilminin çözemediği sırların hakikatına ulaşır. Sonunda da batınındaki ayna marifet ve hidayet nurunu vücudunun bütün her yerine yansıtır.Bu makama ulaşan o yüce insan şöyle der: “Hilafet ve velayetin hakikatı ilahlığın zuhurudur. Bu zuhur varlığın ve kemalin aslıdır. Varlık aliminden nasip alan her varlık ulûhiyyetin hakikatından ve zuhurundan haz almıştır. Bu da ilahi velayet ve hilafetin hakikatıdır ki gayp aleminden şehadet alemine kadar kâinattaki bütün varlıklarda sabittir.Bu ilahi lütuf ise varlığın hakikatı ve rahmâni nefestir ve yaratılanların özüdür ki bu da Muhammedi hilafetin ve mutlak Alevi velayetin ta kendisidir....”(1) Kalp bu manaları ikrar eder ve onda bu manalar tecelli ederse artık hicaplar tek tek yok olur ve ilahi feyze ulaşılır. Bu da ancak kainatın aracısı ve vesile olan feyz ile irtibat kurmakla olur.Bu feyzi ve vesileyi arif Humeyni şöyle ifade etmiştir. –Allah onun mezarını cennet bağlarından biri olarak karar kılsın- “...İrfan ilminde vesile ve feyz;Mukaddes feyz ve nurani varlıktır ki onun büyük berzah makamı ve azametli vesile makamıdır. Bu makam tam olarak Resulullah’ın ruhaniyyet makamı ve mutlak Alevi velayetle bir olan velayet makamıdır......”(2) DÖRDÜNCÜ DERECE: DELİLLER VE AKILLA ŞEHADET: (1) Namazın Manevi Âdabı sf 265. (2) Namazın Manevi Âdabı sf 259 ve 260. Mantık ilmindeki bir takım kanunlara dayanarak şehadet etmek. Bu da bazen sırf akli delilleri bazen de bunun yanında nakli delillere dayanır. Uzun akli bahislerle birlikte Ehli Beytten bize ulaşan konumuzla ilgili şu hadisi şeriflere bir göz atalım; İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam buyurdu ki: “Kalpler dört çeşittir;Bazı kalplerde iman ve nifak vardır. Bazı kalpler tersine dönmüştür,bazı kalpler mühürlenmiştir,bazıları ise parlaktır. Dedim ki;Parlayan kalp hangisidir?Buyurdu ki;O kalp tıpkı bir kandil gibidir. Mühürlü kalp ise münafığın kalbidir. Parlayan ise müminin kalbidir. Allah azze ve celle ona nimet verince şükreder. Eğer imtihan ederse sabreder. Tersine dönmüş kalp ise müşriklerin kalbidir. Sonra şu ayeti okudu: “Yüzüstü sürünerek yürüyen mi yoksa sıratı mustakim üzerinde dosdoğru yürüyen mi daha iyi yoldadır?”(1)Kalbinde hem iman hem de nifak bulunanlar Taif taraflarında bulunan bir kavimdir. (2)Eğer onlar nifak üzerinde iken ecelleri gelirse helak olurlar,eğer iman üzerinde ölürlerse kurtulurlar.”(3) İmam Musa el Kâzım aleyhisselam babalarından rivayet eder ki Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem şöyle buyurdu: “Kalpler dört çeşittir;Bazı kalplerde iman vardır ama Kur’an yoktur. Bazılarında hem iman hem de Kur’an vardır. Bazılarında Kur’an vardır ama iman yoktur. Bazılarında ise ne iman vardır ne de Kur’an. Birincisi tıpkı olgun hurma gibidir. Tadı hoştur ama kokusu yoktur. İkincisi tıpkı bir ıtır kutusu gibidir, açılırsa güzel kokar kapalı tutulursa yine hoş koku yayar. Üçüncüsü tıpkı ekşimiş erik gibidir. Kokusu güzeldir ama tadı kötüdür. Dördüncüsü ise Ebu Cehil karpuzu gibidir. Ne tadı güzeldir ne de kokusu.”(4) (1) Mübarek “Mülk” suresi 22. ayeti şerife. (2) Rivayetin anlatım tarzından bu kavmin bir örnek olarak buyurulduğu anlaşılmaktadır. (3) Maanil Ahbâr sf 395,51.hadisi şerif. (4) Bihar ul Envar c 70 sf 60,40.hadis “Nevadiri Râvendi”den rivayet eder. İmam Zeynel âbidin aleyhisselam şöyle buyurdu: “Her kulun dört gözü vardır;İki gözü ile dünya ve din işlerine bakar.İki gözü ile ahiretine bakar.Allah bir kulun hayırını istediği zaman kalbindeki iki gözünü açar.Böylece gaybi durumları ve ahireti görür.Bunun dışındaki hallerde kalbi kendi haline bırakır.”(1) (4) Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem şöyle buyurdu: “Davud, rabbi ile şöyle konuştu;İlahi!Her padişahın bir hazinesi vardır.Senin hazinen nerededir? Allah azze ve celle buyurdu ki: Benim hazinem arştan daha azametli,kürsüden daha büyük,cennetten daha hoş,melekût aleminden daha süslüdür.Onun zemini ilim,göğü iman,güneşi coşku,ayı muhabbet,yıldızları fikirler,bulutu ise akıldır.Yağmuru rahmet,meyveleri itaat,neticesi ise hikmettir.Dört kapısı vardır:İlim,hilim,sabır ve rıza.Bil ki o hazinem kalptir.”(2) (5 Sözümü şu hadisi şerifle bitiriyorum: Vasilerin efendisi aleyhisselam buyurdu ki: “Akıllar fikirlerin imamlarıdır, fikirler de kalplerin imamlarıdır, kalpler duyguların imamlarıdır, duygular ise organların imamlarıdır.”(3) BEŞİNCİ DERECE: BASİRET İLE ŞEHADET GETİRMEK; Kalp ile akılın birlikte bütün karanlık perdeleri ve duvarları yıkmasıdır. Kalpteki tasavvurlar akıldaki tasavvurlar ile birlikte öyle hem nağme olurlar ve cezbederler ki zahir aleminde eşi benzeri asla görülmemiştir. İnsan eğer hakikatte pak manaları saklamaya hazır bir hazine ise ve mukaddes tasavvurların tahtası ise onun dili,sözü,sıfatı ve zâtı şu Hüseyni duadaki gibi olur: “İlahi!Bana hazinendeki ilimlerden öğret. Beni koruyucu örtün ile koru. İlahi!Sana yakınların hakikatına beni ulaştır. Beni cezb ehlinin yolunda yürüt.”(1)Bundan (1) El Hisal c1 sf 240,90.hadisi şerif. (2) Bihar ul Envar c 70 sf 59,37.hadisi şerif. (3) Avâlim ul Ulûm c2 sf 14,28.hadisi şerif. (4) Mefatih ul Cinan sf 272, Mübarek Arefe günü duasından. sonra insan hidayet aleminde yükselir ve basireti artar ve hakikat yolculuğuna çıkar. Latif noktaları zahir olur ve yüceliği parlak nur saçar ve habislikleri yok olur, işitilmeyen bir ses ve hissedilmeyen bin nida ile şöyle feryad eder: “İlahi!Beni coşkulu izzetinin nuruna kat.”(1)Acaba Ehli Beytten başkaları Allah’ın coşkulu izzetinin nuru mudur? ALTINCI DERECE: ZÂTİ ŞEHADET; İnsanın zâtının veya varlığının şehadetidir. Bunun da iki ciheti vardır: Birinci cihet: Bütün insanların varlığında potansiyel olarak vardır. Hatta her varlığın vücudunda vardır. Daha önce de Aliyyen Veliyyullah’ın bütün kâinata yazılı olduğuna dair rivayetler nakletmiştik. Tekvini ve yaratılış yazısı olarak. Yüce ve alçak bütün varlıklarda bu ilahi kahır ile Allah’ın bütün emir ve yasaklarının özünde yazılıdır. Allah’ın kahrından daha üstün bir kahır yoktur. Allah’ın bu kahrî emirleri nerede tecelli etmiştir ey azizim? İlahi sıfatlar en olgun şekilde nerede tecelli etmiştir?Cevabını senin keskin zekâna ve şâibesiz aklına bırakıyorum. İkinci cihet: Bütün insanların varlığında ve özünde ,etrafındaki etkenlerle birlikte vardır. İnsan hikmet derecesine ulaşmadığı ve onun süsü ile süslenmediği sürece bu dereceye ulaşamaz. Başı ve sonu olmayan nurani alemde artık bütün istekleri ,zatı ve mahiyeti,bütün fikir ve bakışları ,sözleri ve fiilleri bu şehadet olur. Bu feyiz deryasının sahili yoktur. O denizin diplerinde temizlik ve sefa bütün gerçekleriyle coşmaktadır. Bu mertebe hakkında şunu söyleyebiliriz: Eşhedu enne Aliyyen Veliyyullah’ın sırlarından herhangi birine ulaşmakla Allah’tan şunu isteyebiliriz;Aliyyen Veliyyullah’ın sahibinin hakkı için Allah’tan bütün kalbimizle isteriz ki bizi ona sarılmaya ve onun sınırlarını savunmaya ve onun parlak kandilinden çıkan nura ulaşmaya bizleri de muvaffak etsin. *** *** *** ____________________________ (1) Mefatih ul Cinan sf 159, Mübarek Şa’baniyye münacâtından. İKİ: ALİ -ALLAH’IN SALÂT VE SELAMI ONA OLSUN- Hz. Ali ve onun yüceliği hakkında ne yazabilirim ki? Konu Hz. Ali olunca hangi kalemin mürekkebi tükenmez ki? Hangi dil aciz olmaz ki? Konu Hz. Ali olunca hangi akılın kanalları birbirine karışmaz ki? Allah'a emanet olun... |
Duyuru
Daraltma
Henüz duyuru yok.
EZAN VE KAMETTE ALİYYEN VELİYYULLAH HAKKINDAKİ HADİS ve MAHİYETİ
Daraltma
X
-
EZAN VE KAMETTE ALİYYEN VELİYYULLAH HAKKINDAKİ HADİS ve MAHİYETİ
Etiketler: Yok