İmam Caferi Sadık Aleyhisselam buyuruyor ki: “Bizim emrimiz işimiz haktır. Hakkın hakkıdır. Zahirdir ve zahirin batınıdır. Ve o sırdır. Sırrın sırrıdır. Örtülü sırdır. Ve sır örtüsüyle donatılmış sırdır.”
Kaynak: Nevadir-ul Ehbar
Açıklama: Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Alihi Ve Sellem : “ Ey Selman! Senin ilmin Miktad’a yüklense Miktad kâfir olur.” Daha sonra Miktad’a buyuruyor: “ Senin ilmin Selman’a yüklense Selman kâfir olur.” Başka bir rivayette “Miktad’ın yükü Selman’a yüklense Selman kâfir olur.” Burada dereceler vardır. Ehli Beyt Aleyhisselam hiçbir zaman Selman’a buyurduğunu Miktad’a buyurmadı. Miktad’a buyurduğunu Selman’a buyurmadı. Ebu Zer’e buyurduğunu Ammar’a buyurmadı. Cabiri Cofi’ye buyurduklarını başkasına buyurmadılar. Derece derecedir. İmam Ali Aleyhisselam: “ Halka bilmediklerini anlatmayın, anlayamadıklarını anlatmayın. Eğer anlatırsanız onlar tuğyan ederler. İsyan ederler. Ve küfür ederler.” Dikkat edin, hadis açıktır. “Halkın anlayamayacağı şeyleri demeyin.” Buyuruyor. Niye? Çünkü sizi tekfir ederler. Kendileri küfre düşerler. Kendileri küfre düşmekle beraber sizi de tekfir ederler. Tuğyan edip isyan ederler. Onlara anlamadıkları şeyleri demeyin. Çünkü ilim bir şeydir ki onu taşımak çok zor ve şiddetlidir. Bizim hakkımızdaki ilimleri taşımak çok zordur. Eğer onu dağlar taşımaya kalksalar dağlar aciz düşerler. Taşıyamazlar. Bizim ilmimiz her zaman inkar olunur. Batıl sayılır. Bizim faziletimizi rivayet edenler öldürülürler. Onlara kötülük yapılır, zulüm edilir; Hasetlikten ve çekememezlikten ötürü. Çünkü Allah’u Teala kendi itretini, peygamberinin itretini ve vasisinin itretini böylesine faziletli karar kıldı ve bu faziletleri verdi. Bu faziletleri nakledenler kıskançlıktan ve hasetten ötürü öldürülürler. İblis niye secde etmedi? Ayette buyrulduğu gibi arz etti ki: “ İlahi beni ateşten yarattın onu topraktan. Niye ben ona secde edeyim?” bu şekilde iblis lanetisi kimi kıskandı? Hz. Adem Aleyhisselam’ı. Hz.Adem Aleyhisselam’ın alnında zuhur eden nuru kıskanmadı. Çünkü o nurun kim olduğunu o biliyordu. Şeytan hala da iddia ediyor. “ Ben kıyamette kurtulacağım. Çünkü o isimleri biliyorum.” Hadislerde buyruluyor ki: “Her kim kıyamette Ehli Beyt Aleyhisselam’ın isimlerini söylese kurtulacak. Ravi arz etti ki: “Ya İmam şeytan bunca yıldır isimlerinizi biliyor. O zaman söyleyip kurtulacak.” İmam buyurdu ki: “Ama söyleyemeyecek. Unutacak.” Ravi arz etti ki: “Bunca yıldır adınızı biliyor. Nasıl unutur?” İmam buyurdu ki: “Senin adın nedir?” Ravi düşündü düşündü adını diyemedi. İmam buyurdu ki: “İşte böyle unutacak” Ayetullah Humeyni (R.A) Adabu Selat kitabında bir hadis naklediyor. Buyuruyor ki: “Nice muminler peygamberimizin adını unutacak. İblis lanetisi Hz. Âdem Aleyhisselam’ı kıskandı. Ama bu insanlar kimi kıskandılar? Ehli Beyt Aleyhisselam’ı. Çok acı ve çok kötü. Hem Ehli Beyt Aleyhisselam’ı kıskandılar hem de Ehli Beyt Aleyhisselam’ın faziletlerini diyenleri kıskandılar. Böylelikle İblisten daha aşağılık oldular. İblis biliyordu o nurun kime ait olduğunu. O nur da kıskanılmaz ki. Vatandaşa diyorsun ki Hz. Ali Aleyhisselam’ın fazileti var. O da diyor ki: “ O kadar yüceltmeyin. İlahlaştırmayın.” Onlara desek ki siz dünyayı, kadını, parayı, şöhreti, nefsini ilah edinenleri gördünüz mü? Âcizane naklettiğimiz bir iki hadisle asla Ehli Beyt Aleyhisselam’ı ilahlaştırmıyoruz Çünkü Allah her şeyden münezzehtir. Ayrıca ters taraftan baktığımızda onlarda Allah’ı nakledilen bu fazilet hadisleri seviyesine getirmiyorlar mı? Allah vasıflardan şüphesiz yücedir. Yirmi dokuz harfle anlatılamaz, işaret edilemez, mahlûkla tanınmaz. Birileri caba Ehli Beyt Aleyhisselam’ı mı kıskanıyor yoksa faziletlerini nakledenleri mi kıskanıyor. Sorun nerededir? Her ikisinde de sorun var. Hadiste ne buyruluyor? “ Bizim hadisimizi nakledenler öldürülürler.” Kötülük ve zulüm yapılır onlara haset ve kıskançlıktan ötürü. Mesela şu hadisi naklettiğinde, Hz. Ali Aleyhisselam Kufe’den Şam’daki Muaviye lanetisinin sakalını yoldu. O da diyor ki: “Öyle de uzun kol mu olur?” Alay ediyor. Asıf İbni Berhiya’nın kolu ne kadar uzundu. Belkıs’ın sarayını nereden nereye getirdi. Asıf İbni berhiye kimdi? Hz. Süleyman Aleyhisselam’ın vasisi. Hz. Ali Aleyhisselam kim? Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Alihi ve Sellem’in vasisi. Asıf’ın böyle bir işi yapacağına inanan nedense imamın bu faziletini inkar ediyor. Buna inanmıyor. Be laneti kimi kıskanıyorsun. ” İmam Muhammed Bagır Aleyhisselam buyurdu ki: “Bu bir sırdı ki Allah-u Teala onu Cebrail Aleyhisselam’a verdi. Cebrail Aleyhisselam onu Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Alihi ve Sellem’e arz etti. Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Alihi ve Sellem Hz. Ali Aleyhisselam’a buyurdu. Hz. Ali Aleyhisselam da kendi istediğine buyurdu. Siz onu yollarda konuşuyorsunuz. Bunlar bize derttir. Hiçbir zaman paramızı yolda saya saya gitmeyiz. Biz yolda parasını saya saya gideni hiç görmedik. İçimizdeki hazineyi yollara dökmeyelim. Her oturduğumuz mecliste anlatmayalım. Herkese anlatmayalım. İmam Sadık Aleyhisselam: “Şialarımıza bizden selam iletin ve onlara öğretin bizim hadisimizi çok sağlam kalelerde saklasınlar. Ve bizim hadisimizi fakihlerin sinesinde saklasınlar. Ve halim kişiler sinesinde saklasınlar. Ve andolsun tohumu yarana ve ruhu yaratana ve rüzgarı estirene. Bizim hadisimizi taşıyamayanın yanında ifşa eden açıklayan bize sövenden daha kötüdür.” Birileri şöyle bir soru yönelte bilir. Öyleyse siz neden fazilet hadislerini naklediyorsunuz yada tarih boyunca bir çok kitapta niye nakledildi. Bizim tarih kitaplarından naklettiğimiz hadisler sır değildir. Biz sır bilmiyoruz. Bunlar imanın asgari bilgileridir. Bilen ancak doğruya yönelir. Sır ortaya çıkmadı, kitaplara da yazılmadı. Sadece sırrın varlığından haber verildi. İmam Ali Aleyhisselam şöyle buyuruyor: “İçinizden yüz tane kalbi geniş, derin düşünce sahibi adam seçseniz ve sonra bunları eleyip on taneye indirseniz ve sonra tekrar eleyip bire indirseniz ve ben o bir kişiye bir sır desem o kişi der ki “İmam Ali Aleyhisselam yalancıdır” (haşa). Hadiste de buyurduğu gibi ortaya çıkan bir sır yoktur. Sır ortaya çıksa sır değildir zaten. Sır da asla ortaya çıkmaz. Çünkü sır ortalık malı değildir. Hadiste buyurduğu gibi “İlim bir nurdur ve Allah onu istediği kalbe koyar. O nura ulaşanlardan değiliz ama o nura ulaşma arzumuz vardır. Naklettiğimiz hadisler dinin zaruri inançlarıdır.