İmam Ali'nin aleyhisselam velayeti haricinde, kılınan namaz, tutulan oruç, yapılan cihadın tümü faydasızdır... Bunlarla ilgili birkaç hadis sunuyorum...
1. Ayet: “Gerçekten biz emaneti göklere, yeryüzüne ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten çekindiler ve korkup titrediler. Onu, insan yüklendi. Doğrusu insan, pek zalim ve cahil oldu.”
(Ahzab 72. Ayet)
Ebi Abdillah (İmam es-Sadık) buyurdu ki: “Gerçekten biz emaneti göklere, yeryüzüne ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten çekindiler ve korkup titrediler. Onu, insan yüklendi. Doğrusu insan, pek zalim ve cahil oldu.” O Emir’ül Müminin Ali’nin velayetidir.
(el-Küleyni “el-Kâfi” C.1, S.413 Dâr’ül Kütüb el-İslamiyye 1365 H. Tahran Bas./ el-Meclisi “Bihâr’ül Envâr” C.24, S.275; C.23, S.280; C.36, S.150; C.41, S.17 / MUHAMMED bin el-Hasan bin Furuh es- Saffâr “Besâir’üd Deracât” S.76 / es-Seyyid Şeref üd-Din el-Hüseyni “Tevil’ül Âyât ez-Zâhira” S.460)
2. Ayet: “Vakifûhüm innehüm mes’ûlûn”
Meali: “Durdurun onları, onlar sorguya çekileceklerdir” (Saffat Süresi 24. Ayet)
a) Resulullah (saa) bu ayet için şöyle buyurdu: “Onlar, Ali bin Ebi Talib’in velayetinden sorguya çekileceklerdir”
(el-Haskani’ nin “Şevahid’ et-Tenzil” c.2, s.106 / Yenabi ul Mevedde s.238, 296 / İbni Hacer’in “es-Sevaik’ul Muhrika” s.89)
b) “Durdurun onları, onlar sorguya çekileceklerdir” (Saffat Süresi 24. Ayet) bu ayet için Ebu İshak dedi ki: Onlar, Ali bin Ebi Talib’in velayetinden sorguya çekileceklerdir, Sırat köprüsünden ancak Ali bin Ebi Talib’in velayetini kabul edenler geçebilecek.
( el-Menakib-i Hüvarezmi s.195)
3. Ayet: “Sümme letüs’elünne yevmeizin anin naîm”
“Ant olsun ki nimetlerden sorulacaksınız” (Tekasür Süresi 8.Ayet)
Bu ayet için İmam Cafer es-Sadık şöyle buyurdu: Nimetler, Emirül Müminin Ali bin Ebi Talib’ in velayetidir.
(Süleyman el- Kunduzi’ nin “Yenabi ül Mevedde” s.111 / Hüseyin eş-Şâkiri “Ali Fil-Kitâb ves-Sünne” C.1, S.355 / İbn’il Halviyye “İrab Selasin Süre” s.172 Mısır Bas.)
4. Ayet: “Feezzene müezzinün beynehüm en lanetullâhi alaz zâlimîn”
Meali: “Ve aralarında bir müezzin (münadi), ALLAHın laneti yalancıların üzerine olsun diye bağırır.(Araf Süresi 44. Ayet)
el-Hakim el-Haskani senedinde Ebi Salih’ten, o da İbn-i Abbas’ tan, Hz.Ali (as) şöyle buyurdu: Benim ALLAH’ın kitabında insanların bilmediği isimlerim vardır. Onlardan biri şudur: “Ve aralarında bir müezzin (münadi), ALLAHın laneti yalancıların üzerine olsun diye bağırır.” Onlar velayetimde yalanlama yapanlar ve hakkımı hafife alanlardır.
(Süleyman el-Kunduzi' nin "Yenabi' ul Mevedde" s.101)
5. Ayet: “Ves’el men erselnâ min kablike min rüsülinâ...”
Meali: “Senden önceki peygamberlere sor...” (Zuhruf Süresi 45. Ayet) İbn-i Abdül Birr dedi ki: Resulullah (saa) isra gecesinde miraca çıktığında ALLAHu Teala onunla birlikte peygamberleri bir araya topladı ve şöyle buyurdu: “Ey MUHAMMED, ‘Senden önceki peygamberlere sor,’ ne üzere gönderildiniz?” Peygamber efendimiz sorunca dediler ki: Biz, Lâ ilâhe illallâh şehadeti, senin peygamberliğinin ikrarı ve Ali bin Ebi Talib’ in velayeti üzerine gönderildik.
(el-Künci "Kifayet' üt Talib" s.25 / Menakıb-ı Hüvarezmi s.121 / el-Haskani'nin "Şevahid'üt Tenzil" c.2, s.156 / el-Tabari' nin "Zehair' ul Ukba" s.69 / el-Müttaki el-Hindi' nin "Kenz' ul Ummal" c.6, s.156 / el-Heysemi' nin "Mecma' üz Zevaid" c.9, s.108 / Süleyman el-Kunduzi' nin "Yenabi' ul Mevedde" s.82)
6. Ayet: “Hünâlikel velâyetü lillâhil hak...” Meali: “Velayet hak olan ALLAH’a mahsustur.” (Kehf Süresi 44. Ayet)
Abdurrahman bin Kesir dedi ki: İmam Cafer-i Sadık (as)’a ALLAH’ın bu buyruğu: “Velayet hak olan ALLAH’a mahsustur.” hakkında sordum. Buyurdu ki: Emir’ül Müminin Hz. Ali (as)’nin velayetidir. Kendisi şöyle buyuruyordu: “ALLAH’ın benden daha büyük bir haberi ve daha büyük bir ayeti yoktur.”
(Süleyman el-Kunduzi' nin "Yenabi' ul Mevedde" s.495 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.376)
Ebi Hamzi es-Simali’den, İmam Ebi Cafer MUHAMMED (el-Bâkır) bin Ali, ALLAH'ın bu buyruğu: “Velayet hak olan ALLAH’a mahsustur” hakkında şöyle buyurdu: “O, Emir’ül Müminin Ali’nin velayetidir, ALLAHu Teala onun velayeti dışında hiçbir peygamber göndermemiştir.”
(el-Haskani “Şevahid’üt Tenzil” c.1, s.471 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.549)
7. Ayet: “Amme yetesâelûn. Anin nebeil azîm. Ellezî hüm fîhi muhtelifûn”
Meali: “Onlar birbirlerine neyi soruyorlar, o büyük haberi mi, onda ihtilafa düşmüşlerdir.” (Nebe Süresi 1,2 ve 3. Ayetler)
Sahr bin Harb, Resulullah (saa)’a: Senden sonra hilafet kimindir? Diye sordu. Resulullah (saa) şöyle cevap buyurdu: “İmamet, benden sonra Harun’un Musa’ya olan mertebesinde olan kişinindir.” Bunun üzerine
“Onlar birbirlerine neyi soruyorlar, o büyük haberi mi, onda ihtilafa düşmüşlerdir” ayeti indi. Daha sonra Resulullah (saa) şöyle buyurdu: “Yeryüzünün doğusundan batısına, denizinden karasına hiçbir ölü yoktur ki, Münker ve Nekir ona İmam Ali’nin velayetinden ve hilafetinden sormasın. Ölüye diyecekler ki: ‘Rabbin kim, peygamberin kim, imamın kim?” Ravi dedi ki: Müfessirler, Büyük Haber’in İmam Ali olduğunda ittifak etmişlerdir.
(Menakıb el-Kaşi s.213 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.376 / Ebu Bekir Mümin eş-Şirazi “Risalet’ül İtikadet”)
8. Ayet: “...Vemen yu’rid an zikri Rabbihi yeslükhü azâben sa’ade”
Meali: “...Her kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse O, onu gittikçe yükselen bir azaba sokar.” (Cin 17. Ayet)
İbn-i Abbas ALLAH'ın bu buyruğu: “Her kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse” hakkında buyurdu ki: “Rabbinin zikri Ali bin Ebi Talib ve evlatlarının velayetidir.”
(el-Haskani “Şevahid’üt Tenzil” c.2, s.386, Hadis No: 1035 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.515)
9. Ayet: - “Festemsik billezi uhiye ileyke inneke ala sıratin müstakim” (Zuhruf 43. Ayet)
Meali: “Öyleyse sen, sana vahyedilen Kur'an'a sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin.”
İmam Cafer’üs Sadık buyurdu ki: ALLAHu Teala peygamberine şöyle vahyetti: ‘Öyleyse sen, sana vahyedilen Kur'an'a sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin.” Resulullah buyurdu ki: “Ey ilahım, doğru olan yol (Sıratul müstakim) nedir?” ALLAHu Teala buyurdu ki: “Ali bin Ebi Talib’in velayetidir, doğru olan yol Ali’dir.”
(el-Hüvarezmi “Dür’ül Menakıb” s.62 / Ebu Talib et-Teclil et-Tebrizi “Mucem el-Mehasin vel-Müsavi” s.165, H.1417 1. Bas. / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.7, s.125)
10. Ayet: “Veinneke letedûvhüm ilâ sıratın müstakim”
Meali: “Sen onları Sıratt’ul Müstakim (Doğru olan yol)’e çağırıyorsun” (Müminun 73. Ayet)
İmam Cafer’üs Sadık buyurdu ki: “Sırat’ul Müstakim Ali bin Ebi Talib’in velayetidir”
(Süleyman el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” s.113 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.487)
11. Ayet: “Yâ eyyühellezine âmenüdhulü fissilmi kâffeten velâ tettebiu hutuvâtiş şeytâni, innehü leküm adüvvün mubin”
Meali: “Ey iman edenler, hepiniz topluca barışa girin ve şeytanın adımlarına uymayın, çünkü o size apaçık düşmandır.” (Bakara 208. Ayet)
a) İmam Ali bu ayet için buyuruyor ki: “Barış, biz Ehl-i Beyt’in velayetidir.”
(Menakıb-ı Meğazeli / es-Seyyid Haşim el-Bahrani “Gayet’ül Meram” c.4, s.340 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.382 / es-Seyyid Sâdık eş-Şirazi “Aliyyün Fil-Kurân” c.1, s.25 / es-Seyyid Ali el-Abtahi “el-İmam’ül Hüseyin Fi Ahadis’ül Ferikayn” s.331)
b) İmam MUHAMMED’ül Bâkır: ‘Ey iman edenler, hepiniz topluca barışa girin’ ayeti için buyuruyor ki: ‘Yani İmam Ali ve kendisinden sonraki vasilerin velayetine girin’
(Süleyman el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” s.250 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.382)
12. Ayet: “Veinnellezine lâ yü’minûne bil âhireti anis sırâti lenâkibûn”
Meali: “Fakat ahirete inanmayanlar, hep o yoldan sapmaktadırlar.” (Müminun 74. Ayet)
İmam Ali bu ayet için buyuruyor ki: “Yol (sırat), biz Ehl-i Beyt’in velayetidir.”
(eş-Şeyh Hüsamettin el-Mirdi el-Hanefi “Âli MUHAMMED” s.35 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.20, s.58)
13. Ayet: “Veinni leğaffârün limen tâbe ve âmene ve amile sâlihen sümmehtedâ”
Meali: “Ben; tevbe eden, iman edip yararlı işler yapan sonra da hidayete eren kimse için bağışlayıcıyım.” (Tâ Hâ 82. Ayet)
İmam Ali bu ayet hakkında buyurdu ki: “Hidayete erenden maksat bizim velayetimize hidayete eren demektir”
(Süleyman el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” s.110)
1. Ayet: “Gerçekten biz emaneti göklere, yeryüzüne ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten çekindiler ve korkup titrediler. Onu, insan yüklendi. Doğrusu insan, pek zalim ve cahil oldu.”
(Ahzab 72. Ayet)
Ebi Abdillah (İmam es-Sadık) buyurdu ki: “Gerçekten biz emaneti göklere, yeryüzüne ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten çekindiler ve korkup titrediler. Onu, insan yüklendi. Doğrusu insan, pek zalim ve cahil oldu.” O Emir’ül Müminin Ali’nin velayetidir.
(el-Küleyni “el-Kâfi” C.1, S.413 Dâr’ül Kütüb el-İslamiyye 1365 H. Tahran Bas./ el-Meclisi “Bihâr’ül Envâr” C.24, S.275; C.23, S.280; C.36, S.150; C.41, S.17 / MUHAMMED bin el-Hasan bin Furuh es- Saffâr “Besâir’üd Deracât” S.76 / es-Seyyid Şeref üd-Din el-Hüseyni “Tevil’ül Âyât ez-Zâhira” S.460)
2. Ayet: “Vakifûhüm innehüm mes’ûlûn”
Meali: “Durdurun onları, onlar sorguya çekileceklerdir” (Saffat Süresi 24. Ayet)
a) Resulullah (saa) bu ayet için şöyle buyurdu: “Onlar, Ali bin Ebi Talib’in velayetinden sorguya çekileceklerdir”
(el-Haskani’ nin “Şevahid’ et-Tenzil” c.2, s.106 / Yenabi ul Mevedde s.238, 296 / İbni Hacer’in “es-Sevaik’ul Muhrika” s.89)
b) “Durdurun onları, onlar sorguya çekileceklerdir” (Saffat Süresi 24. Ayet) bu ayet için Ebu İshak dedi ki: Onlar, Ali bin Ebi Talib’in velayetinden sorguya çekileceklerdir, Sırat köprüsünden ancak Ali bin Ebi Talib’in velayetini kabul edenler geçebilecek.
( el-Menakib-i Hüvarezmi s.195)
3. Ayet: “Sümme letüs’elünne yevmeizin anin naîm”
“Ant olsun ki nimetlerden sorulacaksınız” (Tekasür Süresi 8.Ayet)
Bu ayet için İmam Cafer es-Sadık şöyle buyurdu: Nimetler, Emirül Müminin Ali bin Ebi Talib’ in velayetidir.
(Süleyman el- Kunduzi’ nin “Yenabi ül Mevedde” s.111 / Hüseyin eş-Şâkiri “Ali Fil-Kitâb ves-Sünne” C.1, S.355 / İbn’il Halviyye “İrab Selasin Süre” s.172 Mısır Bas.)
4. Ayet: “Feezzene müezzinün beynehüm en lanetullâhi alaz zâlimîn”
Meali: “Ve aralarında bir müezzin (münadi), ALLAHın laneti yalancıların üzerine olsun diye bağırır.(Araf Süresi 44. Ayet)
el-Hakim el-Haskani senedinde Ebi Salih’ten, o da İbn-i Abbas’ tan, Hz.Ali (as) şöyle buyurdu: Benim ALLAH’ın kitabında insanların bilmediği isimlerim vardır. Onlardan biri şudur: “Ve aralarında bir müezzin (münadi), ALLAHın laneti yalancıların üzerine olsun diye bağırır.” Onlar velayetimde yalanlama yapanlar ve hakkımı hafife alanlardır.
(Süleyman el-Kunduzi' nin "Yenabi' ul Mevedde" s.101)
5. Ayet: “Ves’el men erselnâ min kablike min rüsülinâ...”
Meali: “Senden önceki peygamberlere sor...” (Zuhruf Süresi 45. Ayet) İbn-i Abdül Birr dedi ki: Resulullah (saa) isra gecesinde miraca çıktığında ALLAHu Teala onunla birlikte peygamberleri bir araya topladı ve şöyle buyurdu: “Ey MUHAMMED, ‘Senden önceki peygamberlere sor,’ ne üzere gönderildiniz?” Peygamber efendimiz sorunca dediler ki: Biz, Lâ ilâhe illallâh şehadeti, senin peygamberliğinin ikrarı ve Ali bin Ebi Talib’ in velayeti üzerine gönderildik.
(el-Künci "Kifayet' üt Talib" s.25 / Menakıb-ı Hüvarezmi s.121 / el-Haskani'nin "Şevahid'üt Tenzil" c.2, s.156 / el-Tabari' nin "Zehair' ul Ukba" s.69 / el-Müttaki el-Hindi' nin "Kenz' ul Ummal" c.6, s.156 / el-Heysemi' nin "Mecma' üz Zevaid" c.9, s.108 / Süleyman el-Kunduzi' nin "Yenabi' ul Mevedde" s.82)
6. Ayet: “Hünâlikel velâyetü lillâhil hak...” Meali: “Velayet hak olan ALLAH’a mahsustur.” (Kehf Süresi 44. Ayet)
Abdurrahman bin Kesir dedi ki: İmam Cafer-i Sadık (as)’a ALLAH’ın bu buyruğu: “Velayet hak olan ALLAH’a mahsustur.” hakkında sordum. Buyurdu ki: Emir’ül Müminin Hz. Ali (as)’nin velayetidir. Kendisi şöyle buyuruyordu: “ALLAH’ın benden daha büyük bir haberi ve daha büyük bir ayeti yoktur.”
(Süleyman el-Kunduzi' nin "Yenabi' ul Mevedde" s.495 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.376)
Ebi Hamzi es-Simali’den, İmam Ebi Cafer MUHAMMED (el-Bâkır) bin Ali, ALLAH'ın bu buyruğu: “Velayet hak olan ALLAH’a mahsustur” hakkında şöyle buyurdu: “O, Emir’ül Müminin Ali’nin velayetidir, ALLAHu Teala onun velayeti dışında hiçbir peygamber göndermemiştir.”
(el-Haskani “Şevahid’üt Tenzil” c.1, s.471 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.549)
7. Ayet: “Amme yetesâelûn. Anin nebeil azîm. Ellezî hüm fîhi muhtelifûn”
Meali: “Onlar birbirlerine neyi soruyorlar, o büyük haberi mi, onda ihtilafa düşmüşlerdir.” (Nebe Süresi 1,2 ve 3. Ayetler)
Sahr bin Harb, Resulullah (saa)’a: Senden sonra hilafet kimindir? Diye sordu. Resulullah (saa) şöyle cevap buyurdu: “İmamet, benden sonra Harun’un Musa’ya olan mertebesinde olan kişinindir.” Bunun üzerine
“Onlar birbirlerine neyi soruyorlar, o büyük haberi mi, onda ihtilafa düşmüşlerdir” ayeti indi. Daha sonra Resulullah (saa) şöyle buyurdu: “Yeryüzünün doğusundan batısına, denizinden karasına hiçbir ölü yoktur ki, Münker ve Nekir ona İmam Ali’nin velayetinden ve hilafetinden sormasın. Ölüye diyecekler ki: ‘Rabbin kim, peygamberin kim, imamın kim?” Ravi dedi ki: Müfessirler, Büyük Haber’in İmam Ali olduğunda ittifak etmişlerdir.
(Menakıb el-Kaşi s.213 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.376 / Ebu Bekir Mümin eş-Şirazi “Risalet’ül İtikadet”)
8. Ayet: “...Vemen yu’rid an zikri Rabbihi yeslükhü azâben sa’ade”
Meali: “...Her kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse O, onu gittikçe yükselen bir azaba sokar.” (Cin 17. Ayet)
İbn-i Abbas ALLAH'ın bu buyruğu: “Her kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse” hakkında buyurdu ki: “Rabbinin zikri Ali bin Ebi Talib ve evlatlarının velayetidir.”
(el-Haskani “Şevahid’üt Tenzil” c.2, s.386, Hadis No: 1035 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.515)
9. Ayet: - “Festemsik billezi uhiye ileyke inneke ala sıratin müstakim” (Zuhruf 43. Ayet)
Meali: “Öyleyse sen, sana vahyedilen Kur'an'a sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin.”
İmam Cafer’üs Sadık buyurdu ki: ALLAHu Teala peygamberine şöyle vahyetti: ‘Öyleyse sen, sana vahyedilen Kur'an'a sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin.” Resulullah buyurdu ki: “Ey ilahım, doğru olan yol (Sıratul müstakim) nedir?” ALLAHu Teala buyurdu ki: “Ali bin Ebi Talib’in velayetidir, doğru olan yol Ali’dir.”
(el-Hüvarezmi “Dür’ül Menakıb” s.62 / Ebu Talib et-Teclil et-Tebrizi “Mucem el-Mehasin vel-Müsavi” s.165, H.1417 1. Bas. / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.7, s.125)
10. Ayet: “Veinneke letedûvhüm ilâ sıratın müstakim”
Meali: “Sen onları Sıratt’ul Müstakim (Doğru olan yol)’e çağırıyorsun” (Müminun 73. Ayet)
İmam Cafer’üs Sadık buyurdu ki: “Sırat’ul Müstakim Ali bin Ebi Talib’in velayetidir”
(Süleyman el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” s.113 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.487)
11. Ayet: “Yâ eyyühellezine âmenüdhulü fissilmi kâffeten velâ tettebiu hutuvâtiş şeytâni, innehü leküm adüvvün mubin”
Meali: “Ey iman edenler, hepiniz topluca barışa girin ve şeytanın adımlarına uymayın, çünkü o size apaçık düşmandır.” (Bakara 208. Ayet)
a) İmam Ali bu ayet için buyuruyor ki: “Barış, biz Ehl-i Beyt’in velayetidir.”
(Menakıb-ı Meğazeli / es-Seyyid Haşim el-Bahrani “Gayet’ül Meram” c.4, s.340 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.382 / es-Seyyid Sâdık eş-Şirazi “Aliyyün Fil-Kurân” c.1, s.25 / es-Seyyid Ali el-Abtahi “el-İmam’ül Hüseyin Fi Ahadis’ül Ferikayn” s.331)
b) İmam MUHAMMED’ül Bâkır: ‘Ey iman edenler, hepiniz topluca barışa girin’ ayeti için buyuruyor ki: ‘Yani İmam Ali ve kendisinden sonraki vasilerin velayetine girin’
(Süleyman el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” s.250 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.14, s.382)
12. Ayet: “Veinnellezine lâ yü’minûne bil âhireti anis sırâti lenâkibûn”
Meali: “Fakat ahirete inanmayanlar, hep o yoldan sapmaktadırlar.” (Müminun 74. Ayet)
İmam Ali bu ayet için buyuruyor ki: “Yol (sırat), biz Ehl-i Beyt’in velayetidir.”
(eş-Şeyh Hüsamettin el-Mirdi el-Hanefi “Âli MUHAMMED” s.35 / et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul Hak" c.20, s.58)
13. Ayet: “Veinni leğaffârün limen tâbe ve âmene ve amile sâlihen sümmehtedâ”
Meali: “Ben; tevbe eden, iman edip yararlı işler yapan sonra da hidayete eren kimse için bağışlayıcıyım.” (Tâ Hâ 82. Ayet)
İmam Ali bu ayet hakkında buyurdu ki: “Hidayete erenden maksat bizim velayetimize hidayete eren demektir”
(Süleyman el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” s.110)
Yorum