- Hz. İmam Rıza aleyhisselam buyururlar:
“Allah-u Mutaal Halili Hz. İbrahim’e oğlu İsmail yerine gönderdiği o koçu kesmesini istediğinde, Hz. İbrahim koçun gönderilmemesini, oğlunu kendi elleriyle keserek musibet ve belalarda sabır edenlere ve yüksek makamlara ulaşabilmeyi arzu ediyordu. Allah-u Teâla O’na vahiy ederek şöyle buyurdu: “Ey İbrahim! Senin yanında Benim yarattıklarım içinde en muhabbetli olan ve sevdiğin kimdir?”
Arz etti: Rabbim! Senin habibin olan Muhammed’den (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) başka hiç kimse benim yanımda daha mahbup değildir.
Allah-u Teâlâ buyurdu: “Ey İbrahim! O’nu (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) mu daha çok seviyorsun, yoksa kendini mi?”
Arz etti: O’nu (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) kendimden daha çok seviyorum.
Buyurdu: “O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) evladını mı çok seviyorsun, yoksa kendi evladını mı?”
Arz etti: O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) evladını daha çok seviyorum.
Buyurdu: “O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) evladının zulüm ve sitemle öldürülmesi mi senin kalbini daha çok üzüyor, yoksa evladını kendi ellerinle kesmen mi?”
Arz etti: O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) düşmanlarca öldürülmesi beni daha çok üzüyor.
Buyurdu: “Ey İbrahim! Kendilerini Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) ümmetinden sanan bir grup yakında O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Evladını (aleyhisselam) şehit edip, koyunu nasıl kesiyorlarsa, O’nun (aleyhisselam) da başını öyle kesecekler. Böylelikle Benim gazap ve azabıma uğrayacaklar.”
Hz. İbrahim bunu işitince çok hüzünlenip üzüldü, o musibeti yâd etmek O’nun kalbini derde getirip ağlamaya başladı.
Allah-u Teâla O’na vahyetti ki: “Ey İbrahim! Hüseyin’in (aleyhisselam) şehit oluşuna ettiğin bu nale ve feryatları oğlun İsmail’i kendi ellerinle öldürmenin vereceği acı ve musibetin fidyesi olarak karar kıldım ve sana musibete uğramışların sahip olduğu yüce makamı bağışladım.
Ve bu Allah-u Teâla’nın şu buyruğunun tevil ve tefsiridir: “Ve onun yerine, kesilmek üzere büyük bir koç ihsan ettik.” (Saffat, 107).
Yüce Allah’tan başka hiçbir güç ve kudret yoktur.”
Kaynak: Uyunu Ahbar-ur Rıza; c. 1, s. 166/ Cevahir-ul Siniye; s. 251/ Tevil-ul Ayat; c. 2, s. 497/ Tefsiri Burhan; c. 4, s. 30/ Bihar-ul Envar; c. 44, s. 225.
“Allah-u Mutaal Halili Hz. İbrahim’e oğlu İsmail yerine gönderdiği o koçu kesmesini istediğinde, Hz. İbrahim koçun gönderilmemesini, oğlunu kendi elleriyle keserek musibet ve belalarda sabır edenlere ve yüksek makamlara ulaşabilmeyi arzu ediyordu. Allah-u Teâla O’na vahiy ederek şöyle buyurdu: “Ey İbrahim! Senin yanında Benim yarattıklarım içinde en muhabbetli olan ve sevdiğin kimdir?”
Arz etti: Rabbim! Senin habibin olan Muhammed’den (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) başka hiç kimse benim yanımda daha mahbup değildir.
Allah-u Teâlâ buyurdu: “Ey İbrahim! O’nu (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) mu daha çok seviyorsun, yoksa kendini mi?”
Arz etti: O’nu (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) kendimden daha çok seviyorum.
Buyurdu: “O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) evladını mı çok seviyorsun, yoksa kendi evladını mı?”
Arz etti: O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) evladını daha çok seviyorum.
Buyurdu: “O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) evladının zulüm ve sitemle öldürülmesi mi senin kalbini daha çok üzüyor, yoksa evladını kendi ellerinle kesmen mi?”
Arz etti: O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) düşmanlarca öldürülmesi beni daha çok üzüyor.
Buyurdu: “Ey İbrahim! Kendilerini Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) ümmetinden sanan bir grup yakında O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Evladını (aleyhisselam) şehit edip, koyunu nasıl kesiyorlarsa, O’nun (aleyhisselam) da başını öyle kesecekler. Böylelikle Benim gazap ve azabıma uğrayacaklar.”
Hz. İbrahim bunu işitince çok hüzünlenip üzüldü, o musibeti yâd etmek O’nun kalbini derde getirip ağlamaya başladı.
Allah-u Teâla O’na vahyetti ki: “Ey İbrahim! Hüseyin’in (aleyhisselam) şehit oluşuna ettiğin bu nale ve feryatları oğlun İsmail’i kendi ellerinle öldürmenin vereceği acı ve musibetin fidyesi olarak karar kıldım ve sana musibete uğramışların sahip olduğu yüce makamı bağışladım.
Ve bu Allah-u Teâla’nın şu buyruğunun tevil ve tefsiridir: “Ve onun yerine, kesilmek üzere büyük bir koç ihsan ettik.” (Saffat, 107).
Yüce Allah’tan başka hiçbir güç ve kudret yoktur.”
Kaynak: Uyunu Ahbar-ur Rıza; c. 1, s. 166/ Cevahir-ul Siniye; s. 251/ Tevil-ul Ayat; c. 2, s. 497/ Tefsiri Burhan; c. 4, s. 30/ Bihar-ul Envar; c. 44, s. 225.