
Şia’nın Hadis Özellikleri
Şia’nın hadis tarihi dönemi dört yönden Ehli sünnetin hadis devrelerinden farklıdır. Bu farklar şunlardan ibarettir:Hz. Resulullah’ın (s.a.a) yaşadığı dönem, Şia ve Ehli sünnet açısından hadis konusunda müşterek bir dönemdir. Peygamberimizin döneminde hadise oldukça fazla önem verilirdi. Sahabe efendimizin hadislerini hem ezberler hem de yazardı.
Şia ve Ehli Sünnet Ekolünde Hadis
[color=rgb(192, 0, 0)]1.[/color] Şia’nın yanında hadis dairesi ehli sünnetten daha geniştir. Zira Şia mektebi Kur’an ve Resulullah’ın (s.a.a) öğretileri gereği masumların bir değil 14 olduğuna inanmaktadır. Yani Peygamber Efendimizden sonra Hz. Fatıma ve 12 İmam’da masumdur. Bu bağlamda masumların söz, fiil ve takriri Şia’nın yanında hüccettir. Dolayısıyla Şia mektebinde masumlardan birine ulaşmak üçüncü asra kadar sürmüştür. Ama ehli sünnet inancına göre Allah Resulünün vefatından sonra masuma ulaşma imkanı ortadan kalkmıştır. [color=rgb(192, 0, 0)]2.[/color] Şia’nın yanında hiçbir zaman hadis yazımı yasaklanmamış ve mütevakkıf olmamıştır. Hz. Peygamber (s.a.a) ve onun Ehlibeyt’inin öğretileri gereği Şia’da her zaman hadis yazımı yaygın olmuş ve revaç bulmuştur. Masum imamlar bu konuda öncü olmuş ve yaranlarından bu konuya önem vermelerini istemiştir.
Dolayısıyla Şia mektebinde hadis konusunda hiçbir kopma ve kırılma yaşanmamıştır. Ancak bu durum ehli sünnette daha farklı gelişmiştir. Şia’da hiçbir zaman hadis yazımı yasak olmadığı için (Halifelerin emirleri doğrultusunda değil de Ehlibeytin emirleri doğrultusunda hareket ettiklerinden) her zaman hadis yazılmış ve yaygınlaşmıştır. Ancak ehli sünnette hadis yazımı Peygamber Efendimizden yüz yıl sonra başlamıştır. Hadis yazımı birinci Halife döneminde yasaklandıktan sonra efendimizin hadisleri unutulmaya yüz tutmuştur. Ehli sünnet mektebi de Hilafet ekolünden geldiğinden hadis yazımı yapmamıştır. Dolayısıyla hadis yazımı Peygamber efendimizden yaklaşık olarak bir asır sonra ve bir kopma yaşandıktan sonra yazılmaya başlanmıştır. Yani hadis yazımı yaklaşık olarak Resulullah’tan yüz yıl sonra başlamıştır.
Yorum