Şüphesiz gaybı sadece Allah azze ve celle bilir ama kullarından dilediğine bu ilmi vermektedir. Kimse Allahtan bağımsız olarak gaybdan bilgi edinemez bu şirk olur.Ama Allahın iznine bağlı olarak gerçekleşebilir. Şimdi bu konu ile ilgili imamlarımızdan gelen rivayetlere bakalım.
Usuli Kafi cilt 1
1-(658) ...Muammer b. Hallad şöyle rivayet etmiştir:
Fars halkından bir adam, Ebu'l-Hasan (Ali b. Musa aleyhisselâm)’a "Gaybı bilir misiniz?" diye bir soru sordu. Buyurdu ki: «Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm) şöyle derdi: «İlim bizim önümüze serilir, biz de biliriz. Sonra bize karşı örtülür, biz de bilemez oluruz. İlim Allah'ın bir sırrıdır. Onu gizlice Cebrail'e tevdi eder, Cebrail Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi)'ye, Muhammed de Allah'ın dilediği kimselere.»
2-(659) ...Humran b. A'yen'in, Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)'dan "Allah göklerin ve yerin yaratıcısıdır..." (En'âm, 101) âyetinin anlamını sorduğunu ve Ebu Cafer (aleyhisselâm)’ın da ona şu cevabı verdiğini duydum:
«Allah Azze ve Celle, önceden var olan bir örnek olmaksızın, varlıkları ilmiyle meydana getirdi. Gökleri ve yerleri, örneksiz var etti. Onlardan önce, gökler ve yerler yoktu. Yoksa Allah-u Teâlâ’nın: "Onun arşı, suyun üzerindeydi... "(Hûd, 7) âyetini duymadın mı?»
Humran dedi ki: "Allah gaybı bilir ve kimseyi gaybından haberdar etmez." (Cin, 26) âyetinin anlamını söyler misin?
Ebu Cafer buyurdu ki: «"Allah'ın razı olduğu bir elçi müstesna." (Cin, 27) buyurmuştur. Allah'a yemin ederim ki Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi), Allah'ın razı olduğu elçilerdendir.
"Allah gaybı bilir..." (Cin, 26) ifadesine gelince, Allah Azze ve celle, kulları açısından gayb olan şeyleri bilir demek isteniyor. Bir şeyi, ilmi kapsamında takdir edip karara bağlarken ve henüz yaratmayıp meleklere bildirmemişken, işte bu, ey Humran! O'nun katında duran, başkasına aktarılmayan bir ilimdir. O'nun iradesine kalmıştır. Dilerse meşieti (dilemesi) kapsamında karar verdiği bu bilgiyi uygular, dilerse yürürlüğe koymaz. Allah Azze ve Celle'nin takdir ettiği, karara bağladığı ve yürürlüğe koyduğu ilim ise neticede Resûllullah'a ulaşır, sonra bize varır.»
Usuli Kafi cilt 1
1-(658) ...Muammer b. Hallad şöyle rivayet etmiştir:
Fars halkından bir adam, Ebu'l-Hasan (Ali b. Musa aleyhisselâm)’a "Gaybı bilir misiniz?" diye bir soru sordu. Buyurdu ki: «Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm) şöyle derdi: «İlim bizim önümüze serilir, biz de biliriz. Sonra bize karşı örtülür, biz de bilemez oluruz. İlim Allah'ın bir sırrıdır. Onu gizlice Cebrail'e tevdi eder, Cebrail Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi)'ye, Muhammed de Allah'ın dilediği kimselere.»
2-(659) ...Humran b. A'yen'in, Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)'dan "Allah göklerin ve yerin yaratıcısıdır..." (En'âm, 101) âyetinin anlamını sorduğunu ve Ebu Cafer (aleyhisselâm)’ın da ona şu cevabı verdiğini duydum:
«Allah Azze ve Celle, önceden var olan bir örnek olmaksızın, varlıkları ilmiyle meydana getirdi. Gökleri ve yerleri, örneksiz var etti. Onlardan önce, gökler ve yerler yoktu. Yoksa Allah-u Teâlâ’nın: "Onun arşı, suyun üzerindeydi... "(Hûd, 7) âyetini duymadın mı?»
Humran dedi ki: "Allah gaybı bilir ve kimseyi gaybından haberdar etmez." (Cin, 26) âyetinin anlamını söyler misin?
Ebu Cafer buyurdu ki: «"Allah'ın razı olduğu bir elçi müstesna." (Cin, 27) buyurmuştur. Allah'a yemin ederim ki Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi), Allah'ın razı olduğu elçilerdendir.
"Allah gaybı bilir..." (Cin, 26) ifadesine gelince, Allah Azze ve celle, kulları açısından gayb olan şeyleri bilir demek isteniyor. Bir şeyi, ilmi kapsamında takdir edip karara bağlarken ve henüz yaratmayıp meleklere bildirmemişken, işte bu, ey Humran! O'nun katında duran, başkasına aktarılmayan bir ilimdir. O'nun iradesine kalmıştır. Dilerse meşieti (dilemesi) kapsamında karar verdiği bu bilgiyi uygular, dilerse yürürlüğe koymaz. Allah Azze ve Celle'nin takdir ettiği, karara bağladığı ve yürürlüğe koyduğu ilim ise neticede Resûllullah'a ulaşır, sonra bize varır.»
Yorum