Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

BEDA

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    BEDA

    25) BEDÂ BABI (Bir şeyin ortaya çıkmasıyla onu bilme)
    l-(361) ...Zurare b. A'yen, İmam Bakır ve İmam Sadık (aleyhisselâm)'dan birin­den şöyle rivayet etmiştir:
    «Allah'a yönelik ibadet içinde bedâ[54] gibisi yoktur.»
    Hişam b. Salim'in, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’dan aktardığı riva­yette şöyle deniyor: «Allah'ın bedâ gibi ululandığı başka bir amel yoktur.»
    2-(362) ... Hişam b. Salim ve Hafs b. el-Buhterî ve başkaları, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)'dan "Allah dilediğini siler, dilediğini yerinde bırakır." (Râ'd, 39) ayetiyle ilgili olarak şu açıklamayı rivayet etmiştir:
    «Sabit olandan başkası silinir mi ve olmayandan başkası sabitleştirilir mi?»[55]
    3-(363) ...Muhammed b. Müslim, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)'dan şöyle rivayet etmiştir:
    «Allah hiçbir peygamber göndermemiştir ki ondan "şu üç has­leti" üzerinde taşıması hususunda söz almış olmasın: Allah'a kul olduğunu ikrar etmek... Allah'ın ortaklarının, benzerlerinin olmadığını ilân etmek. Allah'ın dilediğini öne aldığını ve dilediğini ertelediğini (bedâ'yı) bilmek.»
    4-(364) ...Humran, Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)'dan şöyle rivayet etmiştir:
    İmam'a "Sonra bir ecel takdir eden O'dur. Bir de O'nun katında belli bir ecel vardır." [56] (En'am, 2) ayetiyle ilgili bir soru sordum.
    Dedi ki: «İki ecel vardır. Biri kesin, değişmez ecel, biri de sebeplere bağlı ola­rak bekletilen eceldir.»
    5-(365) ...Malik el-Cühenî şöyle rivayet etmiştir:
    "insan (görmez mi?)[57] ... ki, daha önce o hiçbir şey olmadığı halde biz kendisini yaratmışızdır?" (Meryem, 67) ayetinin anlamını sordum.
    Buyurdu ki: «Burada insanın ne takdir edildiği ve ne de oluşturulduğu döne­me işaret ediliyor.»
    Bunun ardından "Gerçekten de insana, zamanın bir çağı gelmişti ki anılır bir şey bile değildi insan." [58] (İnsan, 1) ayetini sordum.
    Buyurdu ki: «Burada insanın takdir edildiği; ama henüz anılan bir şey olmadı­ğı dönem kastediliyor.»
    6-(366) ...Fudayl b. Yesar şöyle rivayet etmiştir:
    Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)'ın şöyle dediğini duydum: «İki türlü ilim vardır. Bir ilim var ki, o Allah katında gizlidir, yarattıklarından hiç kimse bu ilme ulaşamaz. Bir diğer ilmi de meleklerine ve resullerine öğretmiştir. Meleklerine ve resullerine öğrettiği ilim ileride olacaktır. Onu ne kendisi, ne melekleri, ne de resulleri yalanlar. Allah'ın katında gizli olan ilme gelince Allah, on­dan dilediğini öne alıp gerçekleştirir, dilediğinin gerçekleşmesini erteler ve dilediği­ni de yerinde bırakır, sabitleştirir.»
    7-(367) ...Fudayl şöyle rivayet etmiştir:
    Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum: «Bazı şeyler vardır ki bunlar, Allah katında bekletil­mektedirler. Allah bunlardan dilediğini öne alıp gerçekleştirir, dilediğini de erteler.»
    8-(368) ...Ebu Basir, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini rivayet eder:
    «Allah'ın iki ilmi vardır: Bir ilim saklıdır, gizlidir. Ondan başka kimse bu ilmi bilemez. Beda işte bundan olur (bu ilmin kapsamına girer).
    Bir diğer ilmi de meleklerine, resullerine ve nebilerine öğretmiştir. Biz Ehl-i Beyt İmamları da bu ilmi biliriz.»
    9-(369) ...Abdullah b. Sinan, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’dan şöy­le rivayet etmiştir:
    «Allah'ın bir şeyi bilmeyip ortaya çıktıktan sonra bilmesi söz ko­nusu olamaz. Bir şey ortaya çıkmadan önce Allah onu bilir.»[59]
    10-(370) ...Amr b. Osman el-Cuhenî, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’dan şöyle rivayet etmiştir:
    «Allah için meydana gelen bedâ, kesinlikle onun bilgisiz­liğinden kaynaklanan bir şey değildir.»

    #2
    BEDA

    11-(371) ...Mansur b. Hazim şöyle rivayet etmiştir:
    Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’a şöyle bir soru yönelttim: Bugün olup da dün Allah'ın bilgisinin kapsamında olmayan bir şey var mıdır? Buyurdu ki: «Hayır, kim böyle bir şeyi söylerse Allah onu rezil eder.» Dedim ki: Bu güne kadar olan ve bundan sonra kıyamete kadar da olacak olan her şey Allah'ın ilmi dâhilinde değil midir?
    Buyurdu ki: «Evet, varlıkları yaratmadan önce her şeyi biliyordu.»
    12-(372) ...Malik el-Cuhenî şöyle rivayet etmiştir:
    Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum: «Eğer insanlar, "beda" fikrine inanmanın ne büyük sevabının olduğunu bilse­lerdi onunla ilgili konuşmaktan bir an bile geri kalmazlardı.»
    13-(373) ...Merazim b. Hakim şöyle rivayet etmiştir:
    Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum: «Hiçbir Nebi Allah ile ilgili olarak beş hasleti ikrar etmeden nebi olarak gö­revlendirilmemiştir: Bedâ, dileme, secde, kulluk ve itaat.»
    14-(374) ...Cehm b. Ebu Cehme, kendisine anlatan birinden, o da Ebu Abdul­lah (Cafer Sadık aleyhisselâm)'dan şöyle rivayet etmiştir:
    «Allah Azze ve Celle, Muhammed (sallalahu aleyhi ve âlihi)’ye dünya olduğundan beri olan şeyleri ve dünyanın sonuna kadar olacak şeyleri haber verdi. Bunların içinde olması kesin olan şeyleri haber verdi, bunun dışında iradesine bağlı olan şeyleri de bildirmedi.»
    15-(375) ... Reyyan b. es-Salt şöyle rivayet etmiştir:
    İmam Rıza (Ali b. Musa aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum: «Allah hiçbir nebi göndermemiştir ki, ondan içkinin haram olduğunu ve bedâ'nın varlığını onaylamasını istemesin.»
    16-(376) ...Mualla b. Muhammed şöyle rivayet etmiştir:
    Âlim (Cafer Sadıkaleyhisselâm)'dan soruldu: "Allah nasıl bilir?"
    Buyurdu ki: «Allah bilir, diler, irade eder, takdir eder, hükmeder ve onaylar. Hükmettiğini onaylar, takdir ettiğini hükmeder. İrade ettiğini takdir eder. Dolayısıy­la ilminden dileme kaynaklanır. Dilemesiyle irade meydana gelir. İradesiyle takdir meydana gelir. Takdiriyle hükmetme gerçekleşir ve hükmetmesiyle onaylama olur.
    İlim dilemeden öncedir. Dileme ikinci sıradadır. Üçüncü sırada irade yer alır.
    Takdir ise onaylanmış hükme dayanır. O halde Allah Tebareke ve Teâlâ, bil­dikleri açısından dilediği zaman tavır değiştirebilir (beda). Varlıkların takdir edilmesi aşamasında irade değişikliğine gidebilir. Ama hüküm verilip onaylandıktan sonra ta­vır değişikliği imkânsızdır.
    Dolayısıyla bilinen hakkındaki bilgi bilinenin olmasından öncedir. Dilenen şey hakkındaki dileyiş, dilenen şeyin obje olarak belirginleşmesinden öncedir.
    İrade edilen şeyle ilgili irade, irade edilenin kaim olmasından öncedir.
    Bu gibi bilinenlerle ilgili takdir, onların ayrıntılı olarak gerçekleştirilmelerin­den ve objelikle ve zamansallıkla ilintilendirilmelerinden öncedir.
    Onaylanmış hüküm ise kesin olarak yapılmışlığı ifade eder. Cisim sahibi, duyu­larla algılayan, rengi, kokusu, ağırlığı ve ölçüsü bulunan, kımıldayan, yürüyen, insan, cin, kuş, vahşi hayvanlar ve bunların dışında duyularla algılanan başka varlıklar gibi.
    O halde Allah Tebareke ve Teâlâ’nın tavır değiştirmesi bir şeyin obje ve olgu olarak belirginleşmemesi aşamasında söz konusu olabilir, obje veya olgu gerçekleştikten, bir kavram olarak algılandıktan sonra tavır değişikliği olmaz.
    Allah dilediğini yapar. O, ilmiyle varlıkları olmalarından önce bilir. Dileme­siyle varlıkların niteliklerini, sınırlarını bilir ve onları ortaya çıkarmadan önce inşa eder. İradesiyle varlıkların kendilerini renkleri ve sıfatlarıyla ayırt eder. Takdiriyle vakitlerini planlar, başını, sonunu belirler. Hüküm vermesiyle insanlar açısından var­lıkların yerlerinin belirginleşmesini sağlar, varlıkları onlara gösterir. Onaylama ile sebeplerini açıklar, emrini açıklığa kavuşturur.
    Bu, üstün iradeli ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.»

    Yorum

    YUKARI ÇIK
    Çalışıyor...
    X