Cenin Katliamı ve Direniş Destanı UNUTULAMAZ!
03 Nisan 2009 - 20:03:53
Saldırgan Faşist rejim İsrail 2002 yılında Cenin'e havadan ve karadan yüzlerce bomba yağdırarak korkunç bir katliama daha imza atmış ama kendilerinin hayal dahi edemeyecekleri destansı bir direnişle karşılaşmışlardı. Dünyanın gözleri önünde kadın-erkek, çocuk-yaşlı demeden toplu bir kıyım saldırısı gerçekleştiren işgalci siyonist güçler tahminlerinin ötesinde çok sert bir direnişle karşılaştıklarını itiraf ediyorlardı.
29 Mart 2002 tarihinde başlayan ve 11 gün süren bu vahşi saldırılar ve tarihi Cenin Destanında meydana gelen önemli olaylar şu şekilde:
29 Mart: Bu tarihte başlayan saldırların asıl hedefi, Batı Yaka'nın tüm şehirlerini işgal etmeyi ve buradaki direniş hareketlerini tasfiye etmekti. Cenin mülteci kampı da siyonist teröristlerin hedefinde idi. Siyonist ordu, Cenin mülteci kampına girebilmek için 6 gün boyunca savaşmak zorunda kaldılar. Siyonistler, böyle bir direnişi hayal dahi etmemişlerdi.
5 Nisan: Bugünün sabahında, Siyonistler hezimete uğrayan birliklerini geri çekerek yerine tam donanımlı özel terör güçlerini gönderdi. İlk saldırılarda üç terörist öldürüldü, altısı da yaralandı. Bu olaydan sonra İsrail Genelkurmay Başkanı Şaul Mofa,z Cenin cephesine giderek askerleriyle görüştü. Siyonist askerler, Mofaz'a tahminlerinin çok ötesinde sert bir direnişle karşılaştıklarını itiraf ettiler.
5 Nisan 2002 gecesi, Cenin'in yakınındaki Tubas'a havadan saldırı düzenleyerek HAMAS'ın askeri kanadına mensup altı mücahidi şehid ettiler. Bu şüheda kervanı arasında HAMAS'ın askeri kanadının geliştirip ürettiği Kassam-2 füzesinin mühendisi Said Muhammed Avad da vardı.
Yine bu gece el-Aksa Şehidleri Tugay komutanlarından Nasır Uveys, teslim olmuş izlenimini vererek siyonist askerlerinin arasına girdi ve üzerindeki bombayı patlatı. Bu olay sonucunda kaç askerin öldüğü hakkında hiç bir bilgi yansıtılmadı.
7 Nisan: Filistinli mücahidlerin ellerinde yeterli sayıda silah kalmaması sonucunda siyonist teröristler, akla gelmeyecek her türlü vahşiliğe Cenin'de imza attılar. ABD tarafından verilen Apaçi helikopterlerin attığı 300 civarındaki füze ile çok sayıda ev yerle bir edildi. Bu saldırılar sonucunda 1000'den fazla Filistinli şehid oldu. Kampdaki evlerin %80'i de yaşanılamayacak hale geldi. Şehid olanların bir kısmı toplu mezarlara gömüldükleri için de kimlik tespitinde bulunulamadı.
İslami Cihad Hareketi'nin Cenin sorumlusu Mahmud Nasri Tavalibe bu şekilde yıkılan evlerin enkazı altında kalarak şehid oldu.
Teröristler 7 Nisan sabahı tutukladıkları 5 Filistinliyi aile fertlerinin gözleri önünde şehid etti. Bu kişilerden biris de 70 yaşında bir ihtiyardı.
Tüm dünya gibi BM de Cenin katliamına seyirci kaldı. BM, tepkiler sonucunda bir heyet gönderdi. Fakar bu heyet, İsrail'in tepkisi ile karşılaştı. Aylar sonra gönderilen ikinci heyetin görevi de Siyonist işgalcileri aklama(!) görevini üstlenmişti.
Cenin mülteci kampına yapılan saldırılar sonucunda 40 siyonist terörist öldürülürken 200'den fazla İsrail askeri de yaralandı. Ayrıca 16 tank ve 2 Apaçi helikopteri de imha edildi.
Kampın tamanını kuşatan siyonistler, içeriye herhangi bir yiyecek-içecek maddesi veya silah girmesine izin vermemekteydi. Hamas hareketi o günlerde yayınladığı bir bildiride, Arap devletlerinden sınırlarını açarak, kampa yiyecek- silah maddeleri girmesine imkan sağlamalarını istemekteydi. Ancak bu talebe olumlu yanıt gelmemişti. Tüm imkansızlıklara rağmen, Filistinli mücahidler var güçleriyle unutulmayacak bir destan yazdılar.
Hamas hareketinin Cenin'deki liderlerinden Cemal Ebu'l-Heyca, Siyonist teröristlerin saldırıları hakkında şu açıklamayı yapmıştı: "İşgal devleti Cenin mülteci kampını içinde oturanların tepesine yıkma kararı aldı. Dünya ise Amerikalıların ve siyonistlerin insafa gelmelerini bekliyor. Cenin'de yapılanlar insanları topluca imha hamlesidir. Beş günden beridir süren saldırılar sebebiyle enkazların altında yüzlerce ceset bulunuyor. Ama sürekli şiddetli saldırılar yapılması sebebiyle kimse o cesetlere ulaşamıyor. Bu vahşi saldırı böyle devam ederse şehid edilenlerin sayısı binleri bulabilir. Özellikle caddelerde onlarca yaralı var ve işgalci askerler onları öyle cadde ortalarında idam etme yönünde kararlar alıyor veya kendilerine ulaşılmasını engelleyerek kan kaybından ölüme terk ediyorlar."
Filistin davası denince akla ilk gelen isimlerden olan usta kalem Ahmed Varol ise bu vahşi saldırılar hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştı: "İşgal devleti Cenin'deki vahşi katliamın ve soykırımın araştırılmasına fırsat vermediğinden sonuçları tam olarak ortaya çıkmış değil. Ancak tahmini rakamlara göre yaklaşık 13 bin insanın yaşadığı bu kamplarda ikamet eden her 10 kişiden biri öldürüldü, ikisi yaralandı, biri tutuklandı. Diğerleri de tamamen dağıtılıp şehirdeki evlere veya sosyal tesislere göç ettirildi. Kampın yüzde doksanı gerek havadan atılan bombalarla ve gerekse yerden buldozerlerle imha edildi. Kısacası Cenin katliamı her yönüyle Sabra ve Şatilla katliamından daha vahşi ve daha korkunç bir katliam olmuştur."
Kudüs Yolu
03 Nisan 2009 - 20:03:53
Saldırgan Faşist rejim İsrail 2002 yılında Cenin'e havadan ve karadan yüzlerce bomba yağdırarak korkunç bir katliama daha imza atmış ama kendilerinin hayal dahi edemeyecekleri destansı bir direnişle karşılaşmışlardı. Dünyanın gözleri önünde kadın-erkek, çocuk-yaşlı demeden toplu bir kıyım saldırısı gerçekleştiren işgalci siyonist güçler tahminlerinin ötesinde çok sert bir direnişle karşılaştıklarını itiraf ediyorlardı.
29 Mart 2002 tarihinde başlayan ve 11 gün süren bu vahşi saldırılar ve tarihi Cenin Destanında meydana gelen önemli olaylar şu şekilde:
29 Mart: Bu tarihte başlayan saldırların asıl hedefi, Batı Yaka'nın tüm şehirlerini işgal etmeyi ve buradaki direniş hareketlerini tasfiye etmekti. Cenin mülteci kampı da siyonist teröristlerin hedefinde idi. Siyonist ordu, Cenin mülteci kampına girebilmek için 6 gün boyunca savaşmak zorunda kaldılar. Siyonistler, böyle bir direnişi hayal dahi etmemişlerdi.
5 Nisan: Bugünün sabahında, Siyonistler hezimete uğrayan birliklerini geri çekerek yerine tam donanımlı özel terör güçlerini gönderdi. İlk saldırılarda üç terörist öldürüldü, altısı da yaralandı. Bu olaydan sonra İsrail Genelkurmay Başkanı Şaul Mofa,z Cenin cephesine giderek askerleriyle görüştü. Siyonist askerler, Mofaz'a tahminlerinin çok ötesinde sert bir direnişle karşılaştıklarını itiraf ettiler.
5 Nisan 2002 gecesi, Cenin'in yakınındaki Tubas'a havadan saldırı düzenleyerek HAMAS'ın askeri kanadına mensup altı mücahidi şehid ettiler. Bu şüheda kervanı arasında HAMAS'ın askeri kanadının geliştirip ürettiği Kassam-2 füzesinin mühendisi Said Muhammed Avad da vardı.
Yine bu gece el-Aksa Şehidleri Tugay komutanlarından Nasır Uveys, teslim olmuş izlenimini vererek siyonist askerlerinin arasına girdi ve üzerindeki bombayı patlatı. Bu olay sonucunda kaç askerin öldüğü hakkında hiç bir bilgi yansıtılmadı.
7 Nisan: Filistinli mücahidlerin ellerinde yeterli sayıda silah kalmaması sonucunda siyonist teröristler, akla gelmeyecek her türlü vahşiliğe Cenin'de imza attılar. ABD tarafından verilen Apaçi helikopterlerin attığı 300 civarındaki füze ile çok sayıda ev yerle bir edildi. Bu saldırılar sonucunda 1000'den fazla Filistinli şehid oldu. Kampdaki evlerin %80'i de yaşanılamayacak hale geldi. Şehid olanların bir kısmı toplu mezarlara gömüldükleri için de kimlik tespitinde bulunulamadı.
İslami Cihad Hareketi'nin Cenin sorumlusu Mahmud Nasri Tavalibe bu şekilde yıkılan evlerin enkazı altında kalarak şehid oldu.
Teröristler 7 Nisan sabahı tutukladıkları 5 Filistinliyi aile fertlerinin gözleri önünde şehid etti. Bu kişilerden biris de 70 yaşında bir ihtiyardı.
Tüm dünya gibi BM de Cenin katliamına seyirci kaldı. BM, tepkiler sonucunda bir heyet gönderdi. Fakar bu heyet, İsrail'in tepkisi ile karşılaştı. Aylar sonra gönderilen ikinci heyetin görevi de Siyonist işgalcileri aklama(!) görevini üstlenmişti.
Cenin mülteci kampına yapılan saldırılar sonucunda 40 siyonist terörist öldürülürken 200'den fazla İsrail askeri de yaralandı. Ayrıca 16 tank ve 2 Apaçi helikopteri de imha edildi.
Kampın tamanını kuşatan siyonistler, içeriye herhangi bir yiyecek-içecek maddesi veya silah girmesine izin vermemekteydi. Hamas hareketi o günlerde yayınladığı bir bildiride, Arap devletlerinden sınırlarını açarak, kampa yiyecek- silah maddeleri girmesine imkan sağlamalarını istemekteydi. Ancak bu talebe olumlu yanıt gelmemişti. Tüm imkansızlıklara rağmen, Filistinli mücahidler var güçleriyle unutulmayacak bir destan yazdılar.
Hamas hareketinin Cenin'deki liderlerinden Cemal Ebu'l-Heyca, Siyonist teröristlerin saldırıları hakkında şu açıklamayı yapmıştı: "İşgal devleti Cenin mülteci kampını içinde oturanların tepesine yıkma kararı aldı. Dünya ise Amerikalıların ve siyonistlerin insafa gelmelerini bekliyor. Cenin'de yapılanlar insanları topluca imha hamlesidir. Beş günden beridir süren saldırılar sebebiyle enkazların altında yüzlerce ceset bulunuyor. Ama sürekli şiddetli saldırılar yapılması sebebiyle kimse o cesetlere ulaşamıyor. Bu vahşi saldırı böyle devam ederse şehid edilenlerin sayısı binleri bulabilir. Özellikle caddelerde onlarca yaralı var ve işgalci askerler onları öyle cadde ortalarında idam etme yönünde kararlar alıyor veya kendilerine ulaşılmasını engelleyerek kan kaybından ölüme terk ediyorlar."
Filistin davası denince akla ilk gelen isimlerden olan usta kalem Ahmed Varol ise bu vahşi saldırılar hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştı: "İşgal devleti Cenin'deki vahşi katliamın ve soykırımın araştırılmasına fırsat vermediğinden sonuçları tam olarak ortaya çıkmış değil. Ancak tahmini rakamlara göre yaklaşık 13 bin insanın yaşadığı bu kamplarda ikamet eden her 10 kişiden biri öldürüldü, ikisi yaralandı, biri tutuklandı. Diğerleri de tamamen dağıtılıp şehirdeki evlere veya sosyal tesislere göç ettirildi. Kampın yüzde doksanı gerek havadan atılan bombalarla ve gerekse yerden buldozerlerle imha edildi. Kısacası Cenin katliamı her yönüyle Sabra ve Şatilla katliamından daha vahşi ve daha korkunç bir katliam olmuştur."
Kudüs Yolu
Yorum