Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA



    Hanefi mezhebi imamı Ebu Hanife şöyle diyor:

    Bir gün İmam Sadık’la görüşmek için O Hazretin evine gittim. O saatte Kufe halkından bir grup kimse de oraya gelmişti. İmam Sadık (a.s) onlarla görüşmek için izin verince ben de onlarla birlikte içeri girdim. Huzuruna yetiştiğimde şöyle dedim:

    “Ey Resulullah’ın oğlu! Halkı Resulullah’ın ashabına sövmekten alıkoyacak birini Kufe’ye gönderirseniz iyi olur. Benim kendim, Resulullah’ın ashabına söven on bin kişiden fazlasını biliyorum.”

    Hazret buyurdu ki: “Halk benim sözümü kabul etmiyor.”

    Ben: “Kim sizden kabul etmiyor; oysa siz Resulullah (s.a.a)’in oğlusunuz?” dedim.


    İmam Sadık buyurdu ki: “İşte sen, benim sözümü kabul etmeyenlerden birisin. Şimdi izinsiz evime girdin, izinsiz oturdun, izinsiz konuşmaya başladın.”

    İmam Sadık daha sonra şöyle buyurdu: “Senin kıyasa göre fetva verdiğini duyum.”

    Ben; “Evet” dedim.

    Buyurdu ki: “Vay senin haline! Allah’ın emirleri karşısında kıyasa başvuran ilk kimse şeytan idi. Allah Teala ona; “Adem’e secde ete” diye emrettiğinde şöyle dedi: “Ben secde etmem; çünkü beni ateşten yarattın, Adem’i ise balçıktan; ateş balçıktan üstündür.” Binaen aleyh, kıyasla hak bulunmaz. Meseleyi daha iyi anlayabilmen için senden soruyorum: Ey Ebu Hanife! Sana göre, bir kimseyi haksız yere öldürmek mi günah açısından büyüktür; yoksa zina mı?”

    Dedim ki: “Bir kimseyi haksız yere öldürmek.”

    İmam Sadık: “O halde neden Allah Teala katilin isbatı için iki şahit, zinanın isbatı için ise dört şahit istemiştir? Acaba bu ikisini birbiriyle kıyaslamak olur mu?”

    Ben: “Hayır!” dedim.


    İmam Sadık: “İdrar mı daha necistir, yoksa meni mi?”

    Ben: “İdrar” cevabını verdim.

    İmam Sadık: “Öyleyse neden Allah Teala idrarda abdest almayı emrediyor, ama menide gusletmeyi? Acaba bu ikisi birbiriyle kıyaslanır mı?”

    Ben: “Hayır!” dedim.


    İmam Sadık: “Acaba namaz mı daha önemlidir, yoksa oruç mu?”

    Ben: “Namaz” dedim.

    İmam Sadık: “O halde neden hayız gören kadına orucun kazası farzdır da namazın kazası farz değildir Acaba bunları birbiriyle kıyas etmek mümkün mü?”

    Ben: “Hayır!” dedim.


    İmam Sadık: “Acaba kadın mı (güç yönünden) daha zayıftır, yoksa erkek mi?”

    Ben: “Kadın.” dedim.

    İmam Sadık: “Öyleyse neden Allah Teala mirasta erkek için iki pay, kadın için ise bir pay belirlemiştir? Acaba bu hüküm kıyasla doğru olur mu?”

    Ben: “Hayır!” dedim.


    İmam Sadık: “Neden Allah Teala, bir kimse on dirhem hırsızlık yaptığında elinin kesilmesini emretmiş, ama bir adam bir kimsenin elini keserse beş yüz diyet belirlemiştir? Acaba bu hüküm kıyasla uyuşur mu?”

    Ben: “Hayır!” dedim.


    İmam Sadık: “Duydum ki şu ayetin; “Kıyamet günü nimetler hakkında sizden sorulacak” tefsirinde nimetlerden maksat, tatlı yemekler ve yazın içilen serin sulardır, demişsiniz.”

    Ben: Evet! Öyle mana etmiştim.


    İmam Sadık: “Eğer bir adam seni davet edip de önüne, tatlı yemekler getirse, daha sonra minnet etse, böyle bir adam hakkında nasıl hükmedersin?”

    Ben: “Cimri bir adamdır derim.”dedim.

    İmam Sadık: “Acaba Allah Teala cimri mi (kıyamet günü, bize vermiş olduğu yemek ve sular hakkında bizden hesap sorsun?”

    Ben: Öyleyse Allah Teala’ın, hakkında insandan hesap soracağı nimetlerden maksat nedir? dedim.

    Buyurdular: “Nimetlerden maksat, biz Peygamber Ehl- i Beyt’inin muhabbet ve sevgisidir.”


    -------------------------------------------------------------------------------------
    Bihar, c. 10, s. 220.



    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    #2
    Ynt: EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

    Çok güzel bir paylaşım. Allah razı olsun.
    nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
    noktayı koyacak olan sensin anlasana
    ...

    Yorum


      #3
      Ynt: EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

      [quote author=meshedi313 link=topic=10905.msg67618#msg67618 date=1262638401]
      Çok güzel bir paylaşım. Allah razı olsun.
      [/quote]

      Rabbim cümlenizden razı olsun, Kardeşim...

      selam ve dua ile...



      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        #4
        Ynt: EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

        http://www.velayet.com/index.php?topic=1767.0
        "Biz aşkı neynevada öğrendik hani o ihanet diyarında zulme meydan okuyarak baş kaldıran kızıl güllerle."

        Yorum


          #5
          Ynt: EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

          [quote author=Kerbela44 link=topic=10905.msg67615#msg67615 date=1262637167]




          İmam Sadık: “Duydum ki şu ayetin; “Kıyamet günü nimetler hakkında sizden sorulacak” tefsirinde nimetlerden maksat, tatlı yemekler ve yazın içilen serin sulardır, demişsiniz.”

          Ben: Evet! Öyle mana etmiştim.


          İmam Sadık: “Eğer bir adam seni davet edip de önüne, tatlı yemekler getirse, daha sonra minnet etse, böyle bir adam hakkında nasıl hükmedersin?”

          Ben: “Cimri bir adamdır derim.”dedim.

          İmam Sadık: “Acaba Allah Teala cimri mi (kıyamet günü, bize vermiş olduğu yemek ve sular hakkında bizden hesap sorsun?”

          Ben: Öyleyse Allah Teala’ın, hakkında insandan hesap soracağı nimetlerden maksat nedir? dedim.

          Buyurdular: “Nimetlerden maksat, biz Peygamber Ehl- i Beyt’inin muhabbet ve sevgisidir.”


          -------------------------------------------------------------------------------------
          Bihar, c. 10, s. 220.



          [/quote]

          bu bölümü her okuduğumda beni derin düşünceler alıyor.
          Elbette ehlibeyt(as) Allahın en büyük lütfu ve nimetidir bunda şüphe yok.
          Ama yıllardır bizlere hep dünyada teneffüs ettiğimiz hava ve yediğimiz her rızık için hesaba çekileceğimizi anlatır durular.
          Bu hadis bununla çelişiyor.
          Değerli ağalaraımızdan bunun izahını istirham etsek mümkünse.
          Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
          İmam Ali (a.s)

          Yorum


            #6
            Ynt: EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

            Diyor ya
            birisi sana bir sürü yemek yedirse sonra sana elbiseler alsa ondan sonra da bunlardan dolayı sana hesap sorsa o adam hakkında olumlu mu düşünürsün? Elbette hayır! O halde Allah nasıl kulun kötü sıfatlarla anılacağı bir iş yapar! Demek ki ayetin manası farklıdır!
            nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
            noktayı koyacak olan sensin anlasana
            ...

            Yorum


              #7
              Ebu Hanife İmam Kazım (a.s)’ın Huzurunda


              Ebu Hanife İmam Kazım (a.s)’ın Huzurunda

              Ebu Hanife şöyle diyor:


              Ben birkaç mesele sormak için İmam Sadık (a.s)’ın evine gittim. “İmam Sadık (a.s) uyumuştur” dediler. Ben de uyanmasını bekledim. Bu esnada beş veya altı yaşlarında güzel simalı bir çocuğu gördüm. Bu çocuğun kim olduğunu sordum. “İmam Cafer Sadık (a.s)’ın oğlu Musa’dır” dediler. Ona selam verip: “Ey Resulullah’ın oğlu! Kulların fiilleri hakkında görüşünüz nedir ve bu fiiller kimdendir?” diye sordum.

              Derken çocuk oturdu ve sağ elini sol elinin üzerine koyarak şöyle dedi:

              “Ey Nu’man (Ebu Hanife)! Sen soru sordun, şimdi cevabını dinle! İyice dinleyip kavradıktan sonra da amel et! Kulların fiilleri (günahları) üç haletten hariç değildir:

              1- Ya sadece Allah’tandır.
              2- Ya Allah ve kul onun yapılmasında ortaktır.
              3- Veya sadece kuldandır.


              Eğer fiiller sadece Allah’tan olursa, o zaman kulun yapmadığı bir işten dolayı Allah onu nasıl cezalandırabilir? Oysa O, Adil, Rahim ve Hekim’dir. Eğer fiiller Allah ile kulun ortaklaşa yapmasından meydana gelirse, o zaman güçlü ortak, kendisinin ortak olmasına ve ona yardımda bulunmasına rağmen güçsüz ortağını nasıl cezalandırabilir?”

              Sonra buyurdu ki: “Ey Nu’man! Üç haletten (durumdan) ikisi muhaldır.”

              Ebu Hanife: “Evet, doğrudur” dedim.

              Musa bin Cafer şöyle devam etti:

              “Binaenaleyh, sadece bir halet (durum) kalıyor; o da şudur ki: Fiiller sadece kuldandır ve o tek başına kendi amellerinin sorumlusudur.”///


              -------------------------------------------------------------------------------------

              Bihar, c. 48, s. 175.



              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                #8
                Ynt: EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

                ...EDİT...

                KONULARA GÖRE YORUMLARDA BULUNUNUZ.

                Yorum


                  #9
                  Ynt: EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

                  ...EDİT...

                  MUSAVİ SENDE ARTIK SAKİN OL LÜTFEN!

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

                    UZUN UZUN YAZILARI KOYMUŞ İFİTRA ATIYOR.

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

                      Bir gün Ebû Hanîfe (r.h.), İmâm Cafer Sâdık’ın (a.s) yanına gelerek şöyle dedi; “Oğlun Mûsâ Kâzım’ı namaz kılarken gördüm. Önünden insanlar geçtiği halde (sütre var olduğu halde, sütre ile Mûsâ Kâzım arasında geçiyorlardı.) onlara mâni olmuyordu.” İmâm; “Oğlum Mûsâ’yı çağırın.” dedi. Mûsâ Kâzım çağırıldı. İmâm (a.s), oğluna hitâben buyurdular; “Ey oğulcuğum! Ebû Hanîfe, “sen namaz halindeyken insanların senin önünden geçtiğini, fakat senin onlara mâni olmadığını söylüyor.” ne dersin?” Mûsâ Kâzım (a.s) buyurdular; “Evet, doğrudur babacığım. Öyle oldu. Zira benim kendisine ibadette bulunduğum zat, bana önümden geçenlerden daha yakın idi. (Yani Allâh ile arama kimse giremedi.) Yüce Allâh buyurmuyor mu ki; “Biz ona (insana) şah damarından daha yakınız.” [Kâf: (50): 16] Bunun üzerine İmâm (a.s) oğlunu bağrına bastı ve dedi; “Anam, babam sana feda olsun ey sırların koruyucusu (hazinesi)!.”[70]

                      [70] Furû-u Kâfî: c: 3 sh: 297

                      http://www.caferilik.com/kutuphane/a...175-215.htm#28

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

                        şiaya saldıracak iftiralara boğacak bir insan hemen ehli beyt izlenimi taşıyan bir nickle karşımıza çıkıyor ki maskesiyle iyi saklansın iddialarında samimi olduğu izlenimi yaratsın
                        bak kardeşim şianın kaynakları uydurmaysa o halde senin buharin müslimin hayli haylii uydurmadır ki şia orda olanları söylüyor
                        yazından da belliki sen şia olmayaa karar vermek üzere cayan biri değilsin
                        insanlar için sanal ortamda yalan söylemek ne kaadar kolay olmuş
                        yoksa bu yalanlar arşı alada kaydedilmiyor diye bir fetvamı yayınlandı
                        ya allah hidayet eylesin kalp gözünüzü gözümüzü açsın inşaallah
                        "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: EBU HANİFE İMAM SADIK (A.S)’IN HUZURUNDA

                          sayın muttaki kardeşim ilk başta takiyye yapıyor dimi? yani Şiayı eleştirdikleri şeyde aynısını uyguluyorlar demek ki takiyye fıtridir. her insanın doğasında vardır.
                          Şimdi bu zihniyete sormak lazım neden kınadığın ve inanmadığın bir yola tevessül ediyorsun?

                          Yorum

                          YUKARI ÇIK
                          Çalışıyor...
                          X