İmam Hüseyİn (a.s)’ın Evlenmesİ
--------------------------------------------------------------------------------
Fars esirlerini Medine’ye getirdiklerinde Ömer, esir kadınları satmayı, erkekleri ise Arapların kölesi yapmayı ve Kabe’yi tavaf edecek hasta, yaşlı ve zayıf Arapların, Fars esirlerin omuzlarında taşıtılmasını düşünüyordu. Ama Hz. Ali (a.s) ona, Hz. Peygamber (s.a.a)’in şu sözünü ;
“Her kavmin büyük ve şerefli insanlarının, sizinle aynı akideye sahip olmasalar bile saygınlıklarını koruyun.” hatırlatarak şöyle buyurdular:
“Farslar (İranlılar), bilgili ve büyük insanlardır; buna binaen, ben bu esirlerden kendi payımı ve Beni Haşim’in payını, Allah yolunda serbest bırakıyorum.”
Daha sonra muhacir ve ensardan olanlar da şöyle dediler: “Ey Resulullah’ın kardeşi! Biz de kendi payımızı sana bağışlıyoruz.”
Hz. Ali (a.s) da şöyle dedi: “Allah’ım! Bunlar kendi paylarını bana bağışladılar, ben de kabul ederek onları serbest bıraktım.”
Ömer, Hz. Ali (a.s)’ın bu tavrını görünce şöyle dedi: “Ali bin Ebi Talip öncelikli davrandı ve Acem halkı hakkındaki aldığım kararı bozdu.”
O toplantıda onlardan bazıları da, şahın esir olan kızlarıyla evlenmelerini önerdiler. Hz. Ali (a.s); “Bu hususta onları (kendilerine eş seçmek için) özgür bırak, onları mecbur etme” diye teklifte bulundu.
Arab’ın önde gelenlerinden biri, Yezdgerd’in (İran Şahının) kızı Şehribanu’ya işaret etti; ama o, yüzünü örterek kabul etmedi.
Şehribanu’ya; “Seni isteyenlerden hangisini seçiyorsun? Acaba evlenmeye razı mısın?” diye sorduklarında susup cevap vermedi. Hz. Ali (a.s) onun susması hakkında şöyle buyurdular:
“O evlenmeye razıdır, sonradan kendisine eş seçecektir; susması, onun evlenmeye razı olduğunu gösterir.”
İkinci kez evlenmeyi ona teklif ettiklerinde Şehribanu şöyle dedi: “Eğer ben evlenmek hususunda özgür isem, Hüseyin bin Ali’yi seçiyorum.”
Hz. Ali (a.s); “Sen kimi, işlerin için vekil tayin ediyorsun?” diye sorduğunda, Şehribanu İmam (a.s)’ı kendisine vekil tayin etti. Hz. Ali (a.s), Huzeyfe-yi Yemani’ye, nikah hutbesini okumasını emrettiler; o da hutbeyi okudu. İşte böylece Şehribanu İmam Hüseyin (a.s)’la evlenmiş oldu; İmam Zeyn’ul- Abidin (a.s) da o değerli kadından dünyaya geldi ve İmam Hüseyin’in nesli, bu evlilik vesilesiyle devam etti
--------------------------------------------------------------------------------
Fars esirlerini Medine’ye getirdiklerinde Ömer, esir kadınları satmayı, erkekleri ise Arapların kölesi yapmayı ve Kabe’yi tavaf edecek hasta, yaşlı ve zayıf Arapların, Fars esirlerin omuzlarında taşıtılmasını düşünüyordu. Ama Hz. Ali (a.s) ona, Hz. Peygamber (s.a.a)’in şu sözünü ;
“Her kavmin büyük ve şerefli insanlarının, sizinle aynı akideye sahip olmasalar bile saygınlıklarını koruyun.” hatırlatarak şöyle buyurdular:
“Farslar (İranlılar), bilgili ve büyük insanlardır; buna binaen, ben bu esirlerden kendi payımı ve Beni Haşim’in payını, Allah yolunda serbest bırakıyorum.”
Daha sonra muhacir ve ensardan olanlar da şöyle dediler: “Ey Resulullah’ın kardeşi! Biz de kendi payımızı sana bağışlıyoruz.”
Hz. Ali (a.s) da şöyle dedi: “Allah’ım! Bunlar kendi paylarını bana bağışladılar, ben de kabul ederek onları serbest bıraktım.”
Ömer, Hz. Ali (a.s)’ın bu tavrını görünce şöyle dedi: “Ali bin Ebi Talip öncelikli davrandı ve Acem halkı hakkındaki aldığım kararı bozdu.”
O toplantıda onlardan bazıları da, şahın esir olan kızlarıyla evlenmelerini önerdiler. Hz. Ali (a.s); “Bu hususta onları (kendilerine eş seçmek için) özgür bırak, onları mecbur etme” diye teklifte bulundu.
Arab’ın önde gelenlerinden biri, Yezdgerd’in (İran Şahının) kızı Şehribanu’ya işaret etti; ama o, yüzünü örterek kabul etmedi.
Şehribanu’ya; “Seni isteyenlerden hangisini seçiyorsun? Acaba evlenmeye razı mısın?” diye sorduklarında susup cevap vermedi. Hz. Ali (a.s) onun susması hakkında şöyle buyurdular:
“O evlenmeye razıdır, sonradan kendisine eş seçecektir; susması, onun evlenmeye razı olduğunu gösterir.”
İkinci kez evlenmeyi ona teklif ettiklerinde Şehribanu şöyle dedi: “Eğer ben evlenmek hususunda özgür isem, Hüseyin bin Ali’yi seçiyorum.”
Hz. Ali (a.s); “Sen kimi, işlerin için vekil tayin ediyorsun?” diye sorduğunda, Şehribanu İmam (a.s)’ı kendisine vekil tayin etti. Hz. Ali (a.s), Huzeyfe-yi Yemani’ye, nikah hutbesini okumasını emrettiler; o da hutbeyi okudu. İşte böylece Şehribanu İmam Hüseyin (a.s)’la evlenmiş oldu; İmam Zeyn’ul- Abidin (a.s) da o değerli kadından dünyaya geldi ve İmam Hüseyin’in nesli, bu evlilik vesilesiyle devam etti