Fuzuli'nin Hadikatüs-Süeda’sında Ehlibeyt sevgisini ve dramını anlatan bir bölüm:
“Yağmur meleği, Yüce Allah’tan izin alarak Allah Resulü’nün huzuruna geldi.
Resul (SAV): Ey Ümmü Seleme! Kapıyı üzerimize kapa, yanımıza kimseyi bırakma... buyurdu.
Tam o sırada Hüseyin koşa koşa geldi. Ümmü Seleme mani olmak istedi, olamadı.
Hüseyin hemen kapıyı açarak, doğruca Resul (SAV)’ün kucağına gitti. Resul (SAV) onu sevdi,
öpüp kucakladı.
Melek sordu: ”Ey Resul (SAV) onu çok mu seversin?”
“Evet çok severim”.
”İyi ama ümmetin onu öldürecektir!”
”Nasıl olur?”
”Dilersen öldürüleceği yeri sana göstereyim?”
Bunun üzerine melek, bir avuç ıslak ve kızıl toprağı gösterdi. Ne yer, ne gök o ana değin böyle
bir cinayet görmedi. Melekler, cinler, ruhlar, rüzgar ve yağmur, yere inerek Kerbela’da cennetin
genç efendileri için ağladılar. Gök, kahrından çatlayacaktı, Allah Teala durmasını emretmemiş olsaydı...”
“Yağmur meleği, Yüce Allah’tan izin alarak Allah Resulü’nün huzuruna geldi.
Resul (SAV): Ey Ümmü Seleme! Kapıyı üzerimize kapa, yanımıza kimseyi bırakma... buyurdu.
Tam o sırada Hüseyin koşa koşa geldi. Ümmü Seleme mani olmak istedi, olamadı.
Hüseyin hemen kapıyı açarak, doğruca Resul (SAV)’ün kucağına gitti. Resul (SAV) onu sevdi,
öpüp kucakladı.
Melek sordu: ”Ey Resul (SAV) onu çok mu seversin?”
“Evet çok severim”.
”İyi ama ümmetin onu öldürecektir!”
”Nasıl olur?”
”Dilersen öldürüleceği yeri sana göstereyim?”
Bunun üzerine melek, bir avuç ıslak ve kızıl toprağı gösterdi. Ne yer, ne gök o ana değin böyle
bir cinayet görmedi. Melekler, cinler, ruhlar, rüzgar ve yağmur, yere inerek Kerbela’da cennetin
genç efendileri için ağladılar. Gök, kahrından çatlayacaktı, Allah Teala durmasını emretmemiş olsaydı...”

Yorum