Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

KERBELA'NIN RESULULLAH'A NİDASI

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    KERBELA'NIN RESULULLAH'A NİDASI

    Esselamu aleyke YA RESULLLAH!, Esselamu Aleyke YA

    NEBİALLAH!, Esselamu Aleyke YA RAHMETEN-LİL ALEMİN!!. Ey efendim,
    Bela yeri olan kerbeladan, utanaraktan,sıkılaraktan ve de ağlayaraktan
    bu selamları sana gönderirken ;mürekkebim; evladın,gözünün nuru, aşk
    yolcularının kıblesi, insanlık öğretmeni, izzet, adalet ve özgürlük rehberi,
    Hüseyinin kanı; kalemim ise ,tevhid cephesinin alemdarı, susuzların
    sakisi ,Ebul-Fazl Abbasın kollarıdır.Aşura günü ağladım; fırat suyumla,
    gökyüzümle,ağaçlarımla, taşlarımla ve kum taneciklerimle.

    Ey Mevlam!;Tasua gecesi, Zifiri karanlığımda seherin vaktinde can
    paren, hüseyinin maşukuyla olan raz-u niyazına şahit olan benim kum
    taneciklerimdi .Belki de bu kelamları yazmamda bu şeref bana cesaret
    vermektedir.Batıl ehli, kum tanelerimin üzerinde gezerken kum tanelerim
    bu utançtan ölüp,ölüp dirilmekteydiler. Senin evlatlarının at koştururken
    ise sanki adiyat süresi yeniden nazil olurmuşçasına ,sevinmekteydiler bu
    atların ayaklarının tozu olmaktan gurur duymaktaydılar.O gün senin
    kızlarının çadırları yanarken aslında bendim yanan kum çölümde. O yere
    düşen ateşler benim bağrıma düşmekteydi.O musibet günü o kadar
    şiddetliydi ki insanlara inat, taşımda kan ağladı kum tanelerimle beraber
    ,gökyüzüm yağmur yerine kan kustu fıratın suçlu olan sularına.Ah
    efendim, sahi sen neredeydin
    O mübarek kanları bedenine alan da ben idim.Bu kanlarıyla İslam’a
    yeniden hayat verecek evlatlarını ve onların yarenlerini senin yerine ben
    kucakladım.

    Ey Mevlam!,derdim ve acım o kadar büyük ki ancak bunları seninle
    paylaşarak biraz rahatlayabilirim.Bela çölümde, bendim o minik
    yavruların çığlıklarına şahit olan , kollarım yoktu ki uzatıp onlara teselli
    vereydim, senin yerine bağrıma ben basaydım,başlarına el
    çekeydim.Fakat ben onlara nasıl teselli verebilirdim ki, fırat suyumdan,
    islamın minik fedaisi!Ali Asgere, rugayene bir damla su verememişken. O
    gün benim için ne kadarda utanç doluydu. Bu yavrulara inat, suyumdan,o
    zalimler kana, kana içerlerken.. Rugayyenin; aşura günü babasını
    attan indirerek ayaklarına sarılışı, babacığım!,babacığım! nidası halen
    kulaklarımda çınlamaktadır.O minik yavrunun gözlerinden dökülen inci
    tanelerini toplayan da bendim .Hüseyinin sancaktarı, Ebul -Fazl Abbasın
    kolları kalem olup attan düşerken ona kucağını açan ve de bağrına basan
    kanlara boyanmış kum tanelerimdi.Evladın hüseyinin ; onun şehadetinde
    "İşte şimdi belim büküldü kardeşim!" sedasında,onunla beraber benimde
    belim büküldü.

    Ey Habibim!; Aşura günü zalimler bağrışmaktaydı. Kaçın! ,kaçın!
    Resulullah geldi diye. Bu haykırışlarıyla aniden ilkindin, çok sevinmiştim
    birden. Gerçekten sen mi idin gelen? Birde baktım ki savaş meydana
    gelen Ali Ekberin idi. Herşeyi ile seni andıran;kokusu,yürüyüşü ,siması
    konuşması ve de heybetiyle .O Ali Ekber ki , babası Hüseyin sorarken
    oğlum ölümü nasıl bilirsin? O buyurmaktaydı: "Hak yolunda olduğumuz
    için ölümden asla korkumuz yoktur."cesaret ve şecaat serzenişini
    duymaktaydım. Evet senin evlatların ve onların yarenleri ölüme böyle
    koşarcasına gitmekteydiler. Senin gerçek mirasçıların olarak İslam için
    kendilerini feda etmekteydiler bir an gözlerini kırpmadan, adete birbiriyle
    yarışmaktaydılar,ölümü öldürmek için, dirilmek için ve de sana kavuşmak
    tek arzularıydı.

    Ey Mevlam!; Bu azgın ve insaniyet namına her şeylerini
    kaybeden ,vahşi bu batıl topluluğun tekbirlerle!!! Şehit ettikleri aslında
    enbiyalardı ve de sendin.Ey benim sahibim sen!.Bu ahmak, vahşi,
    basiretsiz, bedenleri haramla oluşmuş ,gözlerini dünya hırsı bürümüş,
    şahsiyetsiz, şeytanlaşmış, cehennemin yakıtı olan bu insanlar nede kötü
    ve nede zalim insanlardı.Bunlara vasiyette bulunmuş olsaydın ki
    evlatlarıma zülmedin bu kadarını yapamazlardı!

    Ey Seyyidim!; Aşura günü savaşın en kızıştığı zaman da ,canlı
    kuran Hüseyinin ,son namazına şahit olan bendim efendim.Kerbela
    kahramanı son mesajını vermekteydi senin evladın, namaz! ,namaz !
    buyuraraktan. O son gece aşık ile maşukun muhabbetine,senin ümmete
    emanet olarak bıraktığın iki ağır emanetlerin olan hüseyinlekur’an’nın
    hasbi-haline şahitlik yapan da bendim. Rabbi ile münacatı ,niyazı oda
    senin gibi çok sevmekteydi. Aman Allah’ım o ne samimiyetti o ne
    marifetti öyle.Kerbela zindanında,şecaat, cesaret, sabır ve rıza abidesi, o
    iffet ve takva sembolü;babasının süsü olan Zeynebin ,artık esaret
    zincirlerin süsü olmuştu benim topraklarımda. Zeynebinin metanetine,
    mücadelesine ve de kan akan göz yaşlarının tanığı da de bendim.

    EY Mevlam! ; O ne tahammülü zor musibet di , öyle ki bendeki
    taşlar bile dayanamadı.Ama senin zeynebin tahammül etti.Senin dininin
    mesajını götürmek için, dine yeniden hayat bulduracak ,Hüseyinin kanını
    anlatmak için. O azgın topluluk senin mahremin olan çadırları yakmaya
    gelirken, Hüseyinin , Muhammed-i sesiyle seslenmekteydi Alçaklar
    Allah’a inanmıyorsanız bari bu dünyada hür insanlar olun..O an çok
    sevinmiştim. O insanların yerinde olmadığıma bir çöl olduğuma mutlu
    olmuştum.. Seninle hayat bulan, insanileşen o zalim topluluk
    koşuşmaktaydılar ve üşüşmekteydiler , senin evlatlarının üzerindekilerini
    ganimet almak için. Ne kadarda alçaktılar ve aşağılıklardı.

    Gerçekten bunlar insan mıydı?.Yoksa hayvandan daha aşağı seviyede
    kiler miydi?.Bunu anlamak çokta ta zor değildi.Çünkü her şey aleniydi ve
    aşikardı .

    Ey Mevlam!;Hüseyin ve yarenlerin kanıyla kutsallaşan toprak
    benim toprağımdı.Artık ,hasta gönüllere şifa olan ben idim.Bundan böyle
    hidayeti arayanlar için yegane adres neynevaydı. Rabbine yakınlaşmak
    isteyenler ,secdenin tadını almak isteyenler ve de yakınlaşmak isteyenler
    ,alınlarını benim şehadet toprağıma koymaktadırlar.

    Ey Efendim!, Hüseyin denince akıllara ben ,kerbela denince de
    Hüseyin gelmektedir.O günden Sonra;vefa,onur,izzet ,yiğitlik,sadakat ve
    de aşk denince hatırlanan, belleklere ilk gelen bendim artık.ben
    KERBELA’!!!… Hak yolunun yolcularına ve şehadet mektebinin
    talebelerine yegane bir sembol oldum. Artık, bundan böyle her gün aşuray
    dı ,her yerde kerbela.

    Ey Mevlam!, Bende bekleyenler gibi beklemekteyim bu günün
    intikamını alacak olan, eba salihi, sahibel zamanı olan evlad-ı
    Hüseyini.Tüm hazırlıklarımı yaparaktan ve de muhabbet dolu gönlümü ona
    yönelterekten. Ey varlık sebebim,mahşer günü şahitlik yapmak için seni
    bu büyük emanetlerini,büyük bir şerefle bağrımda saklamaktayım.Son
    sözüm şudur efendim, senin ciğerparen, ruhun ve evladının ,öptüğün o
    mübarek dudaklarından ve boğazından en son öpen bendim.Selam olsun
    doğduğun güne,öldüğün güne ve de dirileceğin güne!....

    ALINTIDIR



    --------------------------------------------------------------------------------
    HUSEYN KERBELA ARZUM MENİM,,HUSEYN NOKERİNEM MEN SENİN..
    vela hevla vela kuvvete illa billahul ALİYYUL AZİM
    [center]

    #2
    Ynt: KERBELA'NIN RESULULLAH'A NİDASI

    paylaşımınız için allah razı olsun.

    Yorum

    YUKARI ÇIK
    Çalışıyor...
    X