(?) Bir kıta târ-u mar edilip, ümmet toplu kıyımlardan geçirilirken; onurlu duruşun ağırlığını kaldırmayı başaramayıp, teorik çözümler üreten, zamanın Yezit ve Haccac’larına fetvâlar verip; kendilerini ˝Âlimler peygamberlerin vârisleridir˝ hadisine şâmil gören gûruhun, gurur ve iftiharla nimetler deryası içinde yüzmesine, kızıl deniz gibi kükreyen sesler susmalı değil mi?
(…) Saray mollalarına, sanat, fikir, edebiyat, ilim, irfan hırsızlarının yaptıklarına karşi yükselen sesler susturulsun!
(?) Kadife koltuklarda oturmakla övünenler, ümmetin feryâdına feryât kattıranlar, size karşi Peygamber’in evlâdı Huseyn’nin sesi olsa da susmalı, dili ve yüreği kor ateşle dağlanmalı değil mi?
(…) Nerede zulme karşi bir serzeniş, bir haykırış, bir başkaldırı, bir isyan, bir protesto, bir ilân-ı harp varsa derhâl susturulmalı!
(?) Sıradan bir mazlumun gönlünden kopan, ruhunun derinliklerinden süzülüp gelen, ümmete gönül vermiş saf, sade ve serin bir ırmak gibi; Bâbil'i, Mezopotamya’ yı, bazen Ceziret-tul Arabı, Kâhire’yi Asuhan’ı, Kudüs’ü Harran'ı yeryüzünün bütün kara parçalarını sulamak isteyen, semâdan dökülen ilahi Rahmet damlacıklarının birikintisinden meydana gelen gölün kurutulmasına karşı duran Vahdet yağmurunun sesi de mi susmalı?
(…) Yaralı bir gönülden sızan, kalbi ümmetin kahır yüklü kervanına vurulan sesler susturulmalı!
(?) Zifiri,karanlık kış gecelerinin soğuk ve ayazında, en ıssız ve ulu dağların doruğunda, hayatta kalma çabasi veren, nereye gideceğini bilen, fakat acımasız iklim şartlarının yolunu kesmeye çalistigi, yoldan sapmak nedir? aklına dahi getirmeyen, garip ve hüzünlü gece yolcusunun yolu saptırmalı değil mi?
(…) Yürek yangınının yükselttiği alevlerden göğe doğru yükselip giden, gözyaşinın bıraktığı izlerden başka bir şeyi olmayan seslerde susturulmalı!
(?) Yolun kendisi, her harfi kan ve bedel ödenerek çizilen,mukaddes vasiyetin öncülerinden emânet alınan, İlâhi değerler bileşkesinden meydana gelmiş kutlu Kitab’ı ve sahiplerini kelimeler dizesi ile vuranlara silahı söz olanlarda susmalı değil mi?
(…) Binyıllık yolların onda birlik yolculuğunu yapan yolcuların, duygularını yakalayıp yazgısını değiştirmek isteyen seslerde susturulmalı!
(?) Kahpelikler, kalleşlikler, dost görünüp düşman safında yer alanlar, ümmeti kapalı kapılar arkasında pazarlayan ucuz pazarcılar! Size karşi açılan kıyâm bayrağının alemdarı Abbas da olsa kolları kesilmeli değil mi?
(?) Yalnız kalmanın verdiği ızdırap, çile, gazap, feryât, inilti, serzeniş, ahu-figan dan ziyade, Onsuz olmanın hasretine bağlı nâle nâle inleyen sesler kesilmeli değil mi?
(?) Sözün silahtan daha tesirli olduğunun ve öldürücülüğünün bilincinde olanlar; sanal iletişim ve uydu çaginin diplomasi kalleşliklerine karşi yalın bir halle direk haykırıs olan sesleride susturmalısınız. Eğer birde bu sesler ilhâmını Tur’dan, Tuva’dan, Minâ’dan, Hıra’dan Kerbela’dan alıyorsa mutlaka ama mutlaka susmalı değil mi?
(…) En çagdas silahlara karşi silahı dua’dan başka bir şeyi olmayan mazlumların hâl tercümesi olan sesler de susturulmalı!
(…) Huseyn-i azadeliğin meş’alesini yakan kimin sesi olursa olsun susturulmalı! Susmuyorsa eğer, dili ensesinden çikartilmali!
Susturun bu sesleri ki; gecenin zifiri karanlığında sessiz sedasız yürüyen kalleşlik ve kahpelikler rotasını şaşmasın!!! Tarih böyle öğretmedi mi???
Evet tarihin öğrettiği; (…)
Susturun zamanın Huseyn’lerini, Zeyneplerini!
AYNULLAH
(…) Saray mollalarına, sanat, fikir, edebiyat, ilim, irfan hırsızlarının yaptıklarına karşi yükselen sesler susturulsun!
(?) Kadife koltuklarda oturmakla övünenler, ümmetin feryâdına feryât kattıranlar, size karşi Peygamber’in evlâdı Huseyn’nin sesi olsa da susmalı, dili ve yüreği kor ateşle dağlanmalı değil mi?
(…) Nerede zulme karşi bir serzeniş, bir haykırış, bir başkaldırı, bir isyan, bir protesto, bir ilân-ı harp varsa derhâl susturulmalı!
(?) Sıradan bir mazlumun gönlünden kopan, ruhunun derinliklerinden süzülüp gelen, ümmete gönül vermiş saf, sade ve serin bir ırmak gibi; Bâbil'i, Mezopotamya’ yı, bazen Ceziret-tul Arabı, Kâhire’yi Asuhan’ı, Kudüs’ü Harran'ı yeryüzünün bütün kara parçalarını sulamak isteyen, semâdan dökülen ilahi Rahmet damlacıklarının birikintisinden meydana gelen gölün kurutulmasına karşı duran Vahdet yağmurunun sesi de mi susmalı?
(…) Yaralı bir gönülden sızan, kalbi ümmetin kahır yüklü kervanına vurulan sesler susturulmalı!
(?) Zifiri,karanlık kış gecelerinin soğuk ve ayazında, en ıssız ve ulu dağların doruğunda, hayatta kalma çabasi veren, nereye gideceğini bilen, fakat acımasız iklim şartlarının yolunu kesmeye çalistigi, yoldan sapmak nedir? aklına dahi getirmeyen, garip ve hüzünlü gece yolcusunun yolu saptırmalı değil mi?
(…) Yürek yangınının yükselttiği alevlerden göğe doğru yükselip giden, gözyaşinın bıraktığı izlerden başka bir şeyi olmayan seslerde susturulmalı!
(?) Yolun kendisi, her harfi kan ve bedel ödenerek çizilen,mukaddes vasiyetin öncülerinden emânet alınan, İlâhi değerler bileşkesinden meydana gelmiş kutlu Kitab’ı ve sahiplerini kelimeler dizesi ile vuranlara silahı söz olanlarda susmalı değil mi?
(…) Binyıllık yolların onda birlik yolculuğunu yapan yolcuların, duygularını yakalayıp yazgısını değiştirmek isteyen seslerde susturulmalı!
(?) Kahpelikler, kalleşlikler, dost görünüp düşman safında yer alanlar, ümmeti kapalı kapılar arkasında pazarlayan ucuz pazarcılar! Size karşi açılan kıyâm bayrağının alemdarı Abbas da olsa kolları kesilmeli değil mi?
(?) Yalnız kalmanın verdiği ızdırap, çile, gazap, feryât, inilti, serzeniş, ahu-figan dan ziyade, Onsuz olmanın hasretine bağlı nâle nâle inleyen sesler kesilmeli değil mi?
(?) Sözün silahtan daha tesirli olduğunun ve öldürücülüğünün bilincinde olanlar; sanal iletişim ve uydu çaginin diplomasi kalleşliklerine karşi yalın bir halle direk haykırıs olan sesleride susturmalısınız. Eğer birde bu sesler ilhâmını Tur’dan, Tuva’dan, Minâ’dan, Hıra’dan Kerbela’dan alıyorsa mutlaka ama mutlaka susmalı değil mi?
(…) En çagdas silahlara karşi silahı dua’dan başka bir şeyi olmayan mazlumların hâl tercümesi olan sesler de susturulmalı!
(…) Huseyn-i azadeliğin meş’alesini yakan kimin sesi olursa olsun susturulmalı! Susmuyorsa eğer, dili ensesinden çikartilmali!
Susturun bu sesleri ki; gecenin zifiri karanlığında sessiz sedasız yürüyen kalleşlik ve kahpelikler rotasını şaşmasın!!! Tarih böyle öğretmedi mi???
Evet tarihin öğrettiği; (…)
Susturun zamanın Huseyn’lerini, Zeyneplerini!
AYNULLAH
Yorum