iman ve küfr gibi bir manevi savasi, madde savsiyla izah ederek, görsellik kazandirma cabasi! diye not düstügüm, yaklasik 5 yillik bir makalem...
.....................
SAVAS MEYDANI
Hayatin manas yakalanamadiginda, hayat bir savas alanina dönüsüyor. bir gar'da en son treni kacirmis bir yolda kalan ile ilk trene yetistigi halde inecegi istasyonu kaciran yolcunun yorgunlugu ayni düzeyde...giden gitmekten yorgun, kalan beklemekten...yoldaki yoldan bikis, bekleyen beklemekten...zira her ikisininda amaci ayniydi...KACMAK!!!
neyden kacmak? nereden kacmak? nereye kacmak?
büyük bir ormanda yolunu yitirmis, bir köpek sürüsü ile pesine düsen silahli avciar, cakallar ve les kargalarinin avina düsmek üzere olan bir ceylan misali, cemberi daraldikca daraliyo...
ovalardan yükseklere tirmandikca hem zahmet ve eziyet artiyor, hem dermani tükeniyor...savastan kaciyor insan...heyhat!
bilmiyorki, savas yalnizca zairde degil, asil savas batinda, kendi icinde savas...teslimiyetten kaciyor insan...eyvah! bilmiyor ki, teslimiyette kurtulus, yüzlerce acimasiza esaret var bu teslimiyetin disinda...batinindaki savasi alip, yüzlerce zahiri savasa kaciyor insan farkinda olmadan...
zaman denilen esrar karsisinda iki secenegi var insanin...ya kendisini zamanin akisina birakacak, ki bu durumda zaman, herseyi slip süpüren bir sel olup hayata dair ne varsasükürkleyip götürecek, yakip kavuran bir yangin olup, her an, her saniye, ömürden bir parcayi yakacak, karsisinda durulamayacak bir korku kasirgasi olup, esrari birtürlü cözülemeyecek . yedi basli ejderhaya dönüsüp, insani yutacak... veya insan, zamanla yarisacak...zaman kavrami olmayan bir mekana yatirim yapacak, her saniyesini degerlendirebilmenin, karli cikabilmenin yollarini bulacak, zamanin karsisina dikilecek...vakit, geldigi her yerde insani coktan oraya varmis bulacak!!!
kacmani diger anlami kovalanmaktir...kovalanmanin diger anlami ise yakalanmak!!!
o halde bu döngüyü tersine cevirmek gerek...yani, kovalnali ve yakalamali
av degil avci olmali yani!
ISLAM ile gelenek arasinda bir savas yasiyor insanimiz malesef...
sorulacak olsa, ISLAM hakmidir batilmidir diye, hic süphesiz Hakktir denilir.
Hakk bir'dir, Hakk'in ötesi berisi yoktur, Hakk Hakktir.
bir Hak olduguna göre, geriye kalan nedir? Batil...
Manzara gayet acik, ola ayan beyan meydanda
ISLAM ile gelenek bir savas halindeyse, hak ile batil savasiyor demektir
bu iki sifati renkler kategorisine sokacak olsak, kim Hakka karanlik, batila aydinlik diyebilir?
aydin olan Haktadir...batilin karanliktan baska bir rengi yoktur...
hatta cömertlik etsek, bütün renkleri batila versek, yine onu aklamaya yetmeyecektir
bir baska bakis acisi daha yakalayalim;
gündüz ve geceyi, Hak ile batil arasinda taksim etmemiz gerekirs, hangi vicdan ve akil sahibi, batili gündüze benzetebilir?
bir baska perspektif daha;
günes ve ay, batili günes gibi parlayip aydinlatan olarak düsünebiliyormuyuz?
su ve ateside ihmal etmeyelim, hakki ates gibi yok edici, batili su gibi hayat verici kabul edebilirmiyiz?
hak ile batila iki ayri isim verecek olsaydik, imani batildami arardik? hakkami verirdik küfrü?
O halde, batilda kalmak icin hangi sebebe basvuruyoruz?
hangi mantikla hakktan kaciyoruz?
iman ile küfür arasinda bir baska alternatif olmadigina göre, hkk ve batl birbirinden bu kadar asikare ayri iken, hic bu kacmaca kovalamacaicerisinde, durup bir nefes alarak düsündükmü, acaba biz hangi cephedeyiz? ben bu nefesi alip, bu soruyu kendime sordugumda, maalesef kendimi batil, karanlik, ates, gece, küfr cephesinde buldum!!!
savas dedik
hak ile bati, ISLAM ile gelenek, iman ile küfr savasi dedik
savas deyince silahsiz olmaz degilmi
hangi cephede bulundugumuzu, elimizdeki silahlardan anlayabiliriz...
savasta silah var ise, silahi kullanan bir askerde olmali degilmi?
simdi bu askerleri ve silahlarini incelemeye calisalim...
iman askeri:
Kumandani, ALLAH ve resulüdür
ancak ALLAH karsisinda egilir, alnini yalnizca secdeye sürer, özgürdür,
ALLAHin koydugu yasaklardan baska, hic kimsenin yasagi onu baglamaz,
o bilir ki bu yasaklarda yalnizca kendisi icin degil
bütün kainat icin zillet var, bütün yaratilmisa saygisi vardir, yaratandan ötürü sevgisi vardir.
hicbirseyi egosu icin kullanmaz, herseyin hakkini gözetir. ALLAHin emirleri disinda, hic kimsenin ve hic birseyin emrine boyun egmez ve bilirki, bu emirlerde yalnizca kendisi cin degil, bütün yaratilmis icin fayda varir. öyle ya, bugün bu emir ve yasaklarin disina cikildigi hic ir ortamda huzur yok, dinli dinsiz, imanli imansiz, hic bir toplum, bu genel yasaklara güzel diyemez, faydasi oldugunu savunamaz!
Belki, emirleri yapmaktakifaydayi kavrayamaz, iste fark burada basliyor zaten!...dünya ve ahiret bagini kurabilmek, öteler bakabilmek, sonsuzlugu düsleyebilmek...
bu askerin silahlarina bakalim birde;
sabir, sükür, tevekkül, kanaat, tefekür, sevgi, hosgörü, sefkat, taat, infak...varmidir bu silahlarin gecersiz oldugu bir yasam sahasi?
peki ne vurulur bu silahlarla? birazda silahlari inceleyelim diyorum;
gerci yeterince kullandigim silahlar olmadigi icin incelemede noksan kalabilirim, yine de acizane tarife calisayim...
sabir: kullanimi cok zordur..her yigidin kari degildir bu siahi kullanabilmek...nefsin hosuna gitmyen her türlü zorluga karsi bu silah ile savasilir.
kullanim sartlari: imtihanda oldugunu unutmamak, sonunda ALLAH rizasi oldugunu bilmek, ölümü düsünmek
sükür: iki yönlü kullanilabilen bir silahtir, 1- dil ile 2- hl ile...
nankörlüge karsi kullanilip, ikramin devamini saglar...
kullanim sartlari: acziyette oldugunu unutmamak, ihtiyac sahibi oldugunu unutmamak, hic birseyi kendinden bilmemek, verenin verdiklerini anlayabilmek..
tevekkül: müdahale edilebilen sebepler dairesi disinda kullanilir. baslanilan her seyde, niyet edilen her meselede, gerekli tedbirleri aldiktan sonra kullanilacagi gibi, sebepler zinciri ve müdahale alani disindada kullanilan harika bir silahtir...
kullanim sartlari: hayr ve serrin, kaza ve kaderin ALLAHtan olduguna inanmak, ALLAHin kullarina eziyet edici olmadigini bilmek, hayr sanilanda ser, ser sanilanda hayr olabilecegini, bundan dolayi hayri ALLAHtan dilemek gerektigini bilmek...
kanaat: nefsin bitmek bilmeyen isteklerini dizginleyen, egoya karsi kullanilan bir silahtir...
kullanim sartlari: hakkina düsene razi olmak, fazlasinam eyletmemek, ALLAHin taksimdeki taktirine razi olmak
tefekkür: maddeyi manasizlastirmaya, ihtisami ve düzeni tesadüf basitligine düsürmeye karsi kullanilir...
kullanim sartlari: HAYVAN OLMAMAK!
sevgi: hosgörü ve sevkat ile birlikte kullanilir. asamyacagi dag, yikamayacagi barikat yoktur. sevgi bir yeri hedef aldigi zaman, onikiden vurmamasi imkansizdir.
kullanim sartlari: ölcüyü kacirmamak, hakk düsmanlarina vermemek, batila sarf etmemek, sevilmesi yasak ve cirkin olmayan iilahlasirmamak
taat: basitige, bagnazliga ve cehenneme karsi kullanilir
tefekkürden sevgiye, bugz etmekten konusmaya , uyumaya, aglamaya kadar, hayatin icine dahil olan her yerde kullanilabilr...
kullanim sartlari: yapilan her iste ALLAH rizasini gözetmek, mir ve yasaklari harfiyyen uygulamak
infak: mülk biriktirme hastaligina ve gasb etmeye karsi kullanilir. bilhassa sevilen seylerden infak edilmek suretiyle, karz-i hasen yapilir. ALLAH ile alisveriste bulunmak demektir, ki son derece karli bir silahtir
kullanim sartlari: mükafati illada dünyada beklememek, ALLAHin mülkünü doyumsuzca birkiktirme hakki olmadigini bilmek, verileni "verdim" gözüyle görmemek, tesekkür beklememek...ne güzel asker, ne güclü silahlar cikti meydana degilmi?
küfr askeri:
kumandani seytan ve nefstir. gecici cikarlar icin, bir anlik menfaatler icin, er zerreye egilip bükülmeye, esir olmaya, satmaya ve satilmaya hazirdir. bu meziyetlerini yüzüne kaykiran tek kurum iman oldugu icin, iman askeri en büyük düsmani, ayni zamanda en korkulu rüyasidir...
ideolojisi: sömürmek, gasb etmek, ezmek, sürekli almaktir, dünyayi karanliklara bogmaktir.
cok türlü silahlari vardir. ylaan, riya, kin , gasb, tatminsizlik, madde düskünlügü baslica silahlaridir, enb üyük silahi GELENEKtir...gelenekler sayesinde, ISLAMi tahrif eder, bütün güzelliklerini cirkin göstemeye calisir, bir cok bidat ve hurafeye sebep olur, ALLAHin emir ve yasaklarini sezdirmeden cignetir, sonuc olarak insanin fitratina aykiri düsen olaylar meydana gelir ve insana kaldiramayacagi yükler yüklenir.
kaleyi icten yikma taktigi ile kullanilan bu silah, müslümanlarin zayif noktalarini yakalar ve sezdirmeden iceri süzülür, önce tesbit, sonr tahrif daha sonrada son darbesini indirir.
darbesine maruz kalan bir bölge, topluluk veya toplulugun en kücük birimi olan aile, artik yikima mahkum olmus demektir. yikima hazir hale getirilen hedefe en son darbe cesitli kültür akimlari ile vurulur...bu kültür akimlari genellikle medya tarafindan tertib edilir...ideolojileri beyinlere empoze edilir ve beyinler bu suretle uyusturulur...
artik insan cirpindikca batacagi bir batakliga düsmüs, kendi icinde savas baslatmistir...fitrainda var olan cagrisimlar kendisini rahat birakmaz, kulluk duygsu tatmin olmaz ve dolduramyacagi bir bosluga düser..silahsiz oldugu icin müdafasizdir...
simdi bu silahlar nereden temin edilir diye soracaksiniz degilmi?
kurani bir yasam tarzinda, ALLAHa teslim olmakta bulacaginiz bu silahlar ile hicbir savasta kaybetme sansiniz yok
iste bir savas meydaninin ayan beyan resmi..iste cepheler, iste silahlar, iste askerler, kislik ve kimlik tahlilleri, dileye diledigi cephede yer alabilir..
kücük bir hatirlatma: iman ile küfür arasinda bir yer yoktur
ya iman ya küfür!!!
secim sizin...
gazaniz mübarek olsun!...
.....................
SAVAS MEYDANI
Hayatin manas yakalanamadiginda, hayat bir savas alanina dönüsüyor. bir gar'da en son treni kacirmis bir yolda kalan ile ilk trene yetistigi halde inecegi istasyonu kaciran yolcunun yorgunlugu ayni düzeyde...giden gitmekten yorgun, kalan beklemekten...yoldaki yoldan bikis, bekleyen beklemekten...zira her ikisininda amaci ayniydi...KACMAK!!!
neyden kacmak? nereden kacmak? nereye kacmak?
büyük bir ormanda yolunu yitirmis, bir köpek sürüsü ile pesine düsen silahli avciar, cakallar ve les kargalarinin avina düsmek üzere olan bir ceylan misali, cemberi daraldikca daraliyo...
ovalardan yükseklere tirmandikca hem zahmet ve eziyet artiyor, hem dermani tükeniyor...savastan kaciyor insan...heyhat!
bilmiyorki, savas yalnizca zairde degil, asil savas batinda, kendi icinde savas...teslimiyetten kaciyor insan...eyvah! bilmiyor ki, teslimiyette kurtulus, yüzlerce acimasiza esaret var bu teslimiyetin disinda...batinindaki savasi alip, yüzlerce zahiri savasa kaciyor insan farkinda olmadan...
zaman denilen esrar karsisinda iki secenegi var insanin...ya kendisini zamanin akisina birakacak, ki bu durumda zaman, herseyi slip süpüren bir sel olup hayata dair ne varsasükürkleyip götürecek, yakip kavuran bir yangin olup, her an, her saniye, ömürden bir parcayi yakacak, karsisinda durulamayacak bir korku kasirgasi olup, esrari birtürlü cözülemeyecek . yedi basli ejderhaya dönüsüp, insani yutacak... veya insan, zamanla yarisacak...zaman kavrami olmayan bir mekana yatirim yapacak, her saniyesini degerlendirebilmenin, karli cikabilmenin yollarini bulacak, zamanin karsisina dikilecek...vakit, geldigi her yerde insani coktan oraya varmis bulacak!!!
kacmani diger anlami kovalanmaktir...kovalanmanin diger anlami ise yakalanmak!!!
o halde bu döngüyü tersine cevirmek gerek...yani, kovalnali ve yakalamali
av degil avci olmali yani!
ISLAM ile gelenek arasinda bir savas yasiyor insanimiz malesef...
sorulacak olsa, ISLAM hakmidir batilmidir diye, hic süphesiz Hakktir denilir.
Hakk bir'dir, Hakk'in ötesi berisi yoktur, Hakk Hakktir.
bir Hak olduguna göre, geriye kalan nedir? Batil...
Manzara gayet acik, ola ayan beyan meydanda
ISLAM ile gelenek bir savas halindeyse, hak ile batil savasiyor demektir
bu iki sifati renkler kategorisine sokacak olsak, kim Hakka karanlik, batila aydinlik diyebilir?
aydin olan Haktadir...batilin karanliktan baska bir rengi yoktur...
hatta cömertlik etsek, bütün renkleri batila versek, yine onu aklamaya yetmeyecektir
bir baska bakis acisi daha yakalayalim;
gündüz ve geceyi, Hak ile batil arasinda taksim etmemiz gerekirs, hangi vicdan ve akil sahibi, batili gündüze benzetebilir?
bir baska perspektif daha;
günes ve ay, batili günes gibi parlayip aydinlatan olarak düsünebiliyormuyuz?
su ve ateside ihmal etmeyelim, hakki ates gibi yok edici, batili su gibi hayat verici kabul edebilirmiyiz?
hak ile batila iki ayri isim verecek olsaydik, imani batildami arardik? hakkami verirdik küfrü?
O halde, batilda kalmak icin hangi sebebe basvuruyoruz?
hangi mantikla hakktan kaciyoruz?
iman ile küfür arasinda bir baska alternatif olmadigina göre, hkk ve batl birbirinden bu kadar asikare ayri iken, hic bu kacmaca kovalamacaicerisinde, durup bir nefes alarak düsündükmü, acaba biz hangi cephedeyiz? ben bu nefesi alip, bu soruyu kendime sordugumda, maalesef kendimi batil, karanlik, ates, gece, küfr cephesinde buldum!!!
savas dedik
hak ile bati, ISLAM ile gelenek, iman ile küfr savasi dedik
savas deyince silahsiz olmaz degilmi
hangi cephede bulundugumuzu, elimizdeki silahlardan anlayabiliriz...
savasta silah var ise, silahi kullanan bir askerde olmali degilmi?
simdi bu askerleri ve silahlarini incelemeye calisalim...
iman askeri:
Kumandani, ALLAH ve resulüdür
ancak ALLAH karsisinda egilir, alnini yalnizca secdeye sürer, özgürdür,
ALLAHin koydugu yasaklardan baska, hic kimsenin yasagi onu baglamaz,
o bilir ki bu yasaklarda yalnizca kendisi icin degil
bütün kainat icin zillet var, bütün yaratilmisa saygisi vardir, yaratandan ötürü sevgisi vardir.
hicbirseyi egosu icin kullanmaz, herseyin hakkini gözetir. ALLAHin emirleri disinda, hic kimsenin ve hic birseyin emrine boyun egmez ve bilirki, bu emirlerde yalnizca kendisi cin degil, bütün yaratilmis icin fayda varir. öyle ya, bugün bu emir ve yasaklarin disina cikildigi hic ir ortamda huzur yok, dinli dinsiz, imanli imansiz, hic bir toplum, bu genel yasaklara güzel diyemez, faydasi oldugunu savunamaz!
Belki, emirleri yapmaktakifaydayi kavrayamaz, iste fark burada basliyor zaten!...dünya ve ahiret bagini kurabilmek, öteler bakabilmek, sonsuzlugu düsleyebilmek...
bu askerin silahlarina bakalim birde;
sabir, sükür, tevekkül, kanaat, tefekür, sevgi, hosgörü, sefkat, taat, infak...varmidir bu silahlarin gecersiz oldugu bir yasam sahasi?
peki ne vurulur bu silahlarla? birazda silahlari inceleyelim diyorum;
gerci yeterince kullandigim silahlar olmadigi icin incelemede noksan kalabilirim, yine de acizane tarife calisayim...
sabir: kullanimi cok zordur..her yigidin kari degildir bu siahi kullanabilmek...nefsin hosuna gitmyen her türlü zorluga karsi bu silah ile savasilir.
kullanim sartlari: imtihanda oldugunu unutmamak, sonunda ALLAH rizasi oldugunu bilmek, ölümü düsünmek
sükür: iki yönlü kullanilabilen bir silahtir, 1- dil ile 2- hl ile...
nankörlüge karsi kullanilip, ikramin devamini saglar...
kullanim sartlari: acziyette oldugunu unutmamak, ihtiyac sahibi oldugunu unutmamak, hic birseyi kendinden bilmemek, verenin verdiklerini anlayabilmek..
tevekkül: müdahale edilebilen sebepler dairesi disinda kullanilir. baslanilan her seyde, niyet edilen her meselede, gerekli tedbirleri aldiktan sonra kullanilacagi gibi, sebepler zinciri ve müdahale alani disindada kullanilan harika bir silahtir...
kullanim sartlari: hayr ve serrin, kaza ve kaderin ALLAHtan olduguna inanmak, ALLAHin kullarina eziyet edici olmadigini bilmek, hayr sanilanda ser, ser sanilanda hayr olabilecegini, bundan dolayi hayri ALLAHtan dilemek gerektigini bilmek...
kanaat: nefsin bitmek bilmeyen isteklerini dizginleyen, egoya karsi kullanilan bir silahtir...
kullanim sartlari: hakkina düsene razi olmak, fazlasinam eyletmemek, ALLAHin taksimdeki taktirine razi olmak
tefekkür: maddeyi manasizlastirmaya, ihtisami ve düzeni tesadüf basitligine düsürmeye karsi kullanilir...
kullanim sartlari: HAYVAN OLMAMAK!
sevgi: hosgörü ve sevkat ile birlikte kullanilir. asamyacagi dag, yikamayacagi barikat yoktur. sevgi bir yeri hedef aldigi zaman, onikiden vurmamasi imkansizdir.
kullanim sartlari: ölcüyü kacirmamak, hakk düsmanlarina vermemek, batila sarf etmemek, sevilmesi yasak ve cirkin olmayan iilahlasirmamak
taat: basitige, bagnazliga ve cehenneme karsi kullanilir
tefekkürden sevgiye, bugz etmekten konusmaya , uyumaya, aglamaya kadar, hayatin icine dahil olan her yerde kullanilabilr...
kullanim sartlari: yapilan her iste ALLAH rizasini gözetmek, mir ve yasaklari harfiyyen uygulamak
infak: mülk biriktirme hastaligina ve gasb etmeye karsi kullanilir. bilhassa sevilen seylerden infak edilmek suretiyle, karz-i hasen yapilir. ALLAH ile alisveriste bulunmak demektir, ki son derece karli bir silahtir
kullanim sartlari: mükafati illada dünyada beklememek, ALLAHin mülkünü doyumsuzca birkiktirme hakki olmadigini bilmek, verileni "verdim" gözüyle görmemek, tesekkür beklememek...ne güzel asker, ne güclü silahlar cikti meydana degilmi?
küfr askeri:
kumandani seytan ve nefstir. gecici cikarlar icin, bir anlik menfaatler icin, er zerreye egilip bükülmeye, esir olmaya, satmaya ve satilmaya hazirdir. bu meziyetlerini yüzüne kaykiran tek kurum iman oldugu icin, iman askeri en büyük düsmani, ayni zamanda en korkulu rüyasidir...
ideolojisi: sömürmek, gasb etmek, ezmek, sürekli almaktir, dünyayi karanliklara bogmaktir.
cok türlü silahlari vardir. ylaan, riya, kin , gasb, tatminsizlik, madde düskünlügü baslica silahlaridir, enb üyük silahi GELENEKtir...gelenekler sayesinde, ISLAMi tahrif eder, bütün güzelliklerini cirkin göstemeye calisir, bir cok bidat ve hurafeye sebep olur, ALLAHin emir ve yasaklarini sezdirmeden cignetir, sonuc olarak insanin fitratina aykiri düsen olaylar meydana gelir ve insana kaldiramayacagi yükler yüklenir.
kaleyi icten yikma taktigi ile kullanilan bu silah, müslümanlarin zayif noktalarini yakalar ve sezdirmeden iceri süzülür, önce tesbit, sonr tahrif daha sonrada son darbesini indirir.
darbesine maruz kalan bir bölge, topluluk veya toplulugun en kücük birimi olan aile, artik yikima mahkum olmus demektir. yikima hazir hale getirilen hedefe en son darbe cesitli kültür akimlari ile vurulur...bu kültür akimlari genellikle medya tarafindan tertib edilir...ideolojileri beyinlere empoze edilir ve beyinler bu suretle uyusturulur...
artik insan cirpindikca batacagi bir batakliga düsmüs, kendi icinde savas baslatmistir...fitrainda var olan cagrisimlar kendisini rahat birakmaz, kulluk duygsu tatmin olmaz ve dolduramyacagi bir bosluga düser..silahsiz oldugu icin müdafasizdir...
simdi bu silahlar nereden temin edilir diye soracaksiniz degilmi?
kurani bir yasam tarzinda, ALLAHa teslim olmakta bulacaginiz bu silahlar ile hicbir savasta kaybetme sansiniz yok
iste bir savas meydaninin ayan beyan resmi..iste cepheler, iste silahlar, iste askerler, kislik ve kimlik tahlilleri, dileye diledigi cephede yer alabilir..
kücük bir hatirlatma: iman ile küfür arasinda bir yer yoktur
ya iman ya küfür!!!
secim sizin...
gazaniz mübarek olsun!...
Yorum